-
19.
+2koyacığın şarkıyı gibeyim, olum kendimi bir an amerikalıların 1945 II.Dünya savaşını izler gibi hisettim, ne bileyim bu şarkı hep o tarz savaş filmlerinde geçiyordu
edit: daha çok kötü sonlarla biten benzeri filmlerde çalıyor bu müzik yeni farkettim -
18.
+1 -1evet o çorbacı dede de gibine limon sıkıp zütüme girmişti çaresizce çorbayı içmeye devam ettim bir yandan inliyor bir yandan çorbayı hüpletiyordum
çorbacı dede büyük bir soğuk kanlılıkla yırtılan ceketimden açığa çıkan rüzgarların okşadığı sırtıma boşaldı ben ise çorbamı çoktan bitirmiştim.
daha fazla çorba var mı dememle birlikte dede al sana çorba diyerek zütümü tokatlamaya ve ısırmaya başladı ağlıyordum ama hiçkimse yardım etmiyordu.
aradan seneler geçmesine rağmen haala unutamadım ve unutmayacağım o sessiz kış gününü
.
bu da böyle bir anımdır. -
17.
+1Boğazım düğümlenmişti adeta.
sonra ferhat gibini hızlıca zütümden çıkartıp zütümün ortasına balgam attı ve beni yere fırlattı çaresizce yerde yığılmış ağlarken bir amca gelip önüme bir tas çorba koydu yerde çaresizce yatıyor bir yandan da süt içen bir kedi misali dilimle çorbayı içiyordum çorbayı içerken zütümde bir şey hissettim -
16.
+1buse gibtikten sonra Ferhat hani bana diyerek geldi buseyi öteye itti hızlıca gibine hardal sıkıp zütüme girdi o anlarda ağızımdan sadece "ııhh çorba ıh" kelimeleri çıkabiliyordu ağlıyordum yutkunuyordum konuşamıyordum.
-
15.
+2Ve "olamaz seni ben gibmeliydim bir Garson parçası değil" dedi göz yaşlarını tutamadı hıçkıra hıçkıra ağlıyordu ben daha "çorba" diyemeden ketçaplı garson zütümden gibini bir hışımla çıkardı buseye kaş göz işareti yaptı Buse hızlıca gelip zütüme bi tokat patlattı herkes beni izliyordu fakir bin diye gülüyorlardı sonra buse çıkardı 22lik damarlı yannanı bol bol mayonez sıkıp zütüme soktu çığlıklar atıyordum ama onlar sadece eğleniyorlardı karşılarında bir sirk hayvanı varmış gibi eğleniyorlardı.
-
14.
+2sözcükler düğümleniyordu boğazımda adeta ancak "ıh yapma ııhh çorbaa" diyebiliyordum
bunu gören Buse hızla ayağa kalktı ellerini ağızına zütürüp olamaz dercesine baktı gözlerime acırcasına izliyordu beni -
13.
+3yüzümü garsona çevirip yani çorba yok mu? dedim
Busenin hafif kikirtilerini işitiyordum.
Garson ani bir hareketle elindeki kalemi de masaya fırlattı ceketimi tuttu çekiştirerek ve düğmelerini kopararak beni masaya domalttı yamalı pantolonumu hızlıca indirdi masadaki ketçabı alıp gibine sürdü ve ben "çorba" diyemeden girdi içime -
12.
+3Garson elindeki defteri masanın üzerine koydu soğuk kanlılık ile ve zorluk çıkarmayın beyefendi. Menümüz vardır buyrun seçin bakın beğenin dedi.
o an çok utandım Buse de hafif bi şımarıklık ile gülümsüyordu yüzüme aşağılarcasına değilde daha çok sevimli bulurcasına. -
11.
+2Sonra garson geldi aniden "ne alırdınız?" diyerek böldü muhabbetimizi.
Utana çekine yüzüne baktım ve bir çorba dedim.
"çorba yok beyefendi" diye cevap verdi buralara hiç alışamamıştım.
"çorba nasıl olmaz? hemde böyle büyük bir yerde?" diye çıkıştım aniden. -
10.
+4Hızlıca bir masaya oturduk Buse yanıma Ferhat ise tam karşıma oturmuştu Ferhat öylece önündeki kürdanlar ile oynarken Buse de telefonu ile ilgileniyordu. Ferhat sessizliği bölüp "eee inci sever nasıl gidiyor bakalım alıştın mı buralara?" dedi bende samimi bir tebessüm ile "evet güzel insanlar var" dedim gülümsedim konuşmak öyle zordu ki..
-
9.
+4Sonunda Ferhat'ın söz ettiği yere varmıştık. Buradaki insanlar da tıpkı Ferhat ve Buse gibi iyi giyimliydiler. o an düğmelerimi hızlıca vurdum ve samimi bir gülümseme ile insanlara baktım.Bir çoğu beni acırcasına izliyordu. Bu canımı acıtmışta olsa pek belli etmedim gülümsemeye devam ettim. Tebessümüm onlara bir armağandır benden gülümsemenin değerini bilenlere.
-
8.
+5okuyan varsa ses etsin gençler çok gibiş olacak ayrıntılarıyla anlatmaya çalışacağım
-
7.
+2güzele benziyor panpa adam gibi sonunu getirirsen şukular şelale sana.
edit; verdim şuku -
6.
+6Umutlu gözlerle bakan bir çocuk edasıyla salladım kafamı Ferhat gülümsedi Buse ise hadi ne duruyoruz öyleyse dedi. Gülümseyerek gözlerimin içine baktı. Yürümeye koyulduk onlar yürüyordu bende arkalarından geliyordum yolunu kaybetmiş bir avare idim ben.
-
5.
+6gülümsedi artık gözlerini kaçırmıyordu benden Ferhat ise bu kısa diyaloğu tatlı bir biçimde bölüp bildiğim bir mekan var oraya gidelim mi ne dersiniz? dedi. Ben cevap veremedim bilemiyorum onlara göre fazla şey duruyordum.. nasıl desem.. fazla yoksul.
-
4.
+6Altın saçları'nın rüzgarda savrulması eşliğinde baktı gözlerime bu sefer kaçırmadı gözlerini farkettiğimi de biliyordu. Merhaba dedi adım "Buse"
Ses çıkaramadım boğazımdaki düğüm tırmalıyordu yüreğimi
kısık ve tırsak bir ses ile merhaba diyebildim sadece ardından devam ettim bende "inci sever" -
3.
+6Gülümsememe gözlerimi de serpiştirerek yanaklarımın gözlerimi kısması eşliğinde "hoşbuldum" dedim ama o da ne? yanında bir kız vardı. Gözlerime bakıyor, gözlerini kaçırıyor, gülümsüyor ve aniden gülümsemesini bozup toparlamaya çalışıyor adeta suçunu itiraf edemeyen çocuklar gibi kaçırıyor gözlerini.
-
2.
+6Yürüyordum sessizliğe sessizliğin inadına bastığım yaprakların çığlıklarıyla yürüyordum sessizliğe varlığımı hissettirerek. Sonunda ferhatın yanına varmıştım o benden çok farklıydı giyimiyle kuşamıyla çok zengin ve farklı duruyordu yanında biraz çekinsem de asla samimiyetimden ödün vermedim ve gülümsedim yüzümdeki samimiyeti hissetmiş olsa gerek onunda gözleri güldü hemen baktı yüzüme "hoşgeldin" dedi.
-
1.
+4 -2fon müziği (bunu dinleyerek okuyun): https://www.youtube.com/watch?v=izQsgE0L450
seneler önceydi, bir kış ayı. Hiç unutmam rüzgar okşuyor yanaklarımı ben ise sokaklara savrulmuş özgür bir adam, yürüyorum esen rüzgarın inadına o gün arkadaşım ferhat ile buluşacaktık ben ise süslü kokularımı üzerime sürüp tüm doğallığımla ve samimiyetimle yollara avare olmuştum.
başlık yok! burası bom boş!