-Apartman resmi temsilidir-

2007 yılının kış aylarında, Trabzon ilinin b. ilçesinde 2 üniversiteli genç katledildi. Biri evlerinde, biri ise Trabzonda bulunan bir fındık bahçesinde bulundu. O zamanlar ev arkadaşları olan Murat S. 'nin izine rastlanamadı.

Gazete Küpürlerinden

O gün dersim yoktu Ahmet ve Erdem okula gitmişti ben ise bütün gün zütümü yayacaktım. Yatakta birkaç dakika gerindikten sonra yerden telefonumu aldım. Saat 11 civarıydı. Gece 10 da uyuduğuma göre şuan aslanlar gibi uyumuştum.

Mutfağa gittim, öğrenci evi zaten daracık, küçücük bir mutfağımız vardı. Şansımıza 3. katta ev bulmuştuk. 5 katlı evde zaten üstümüz ve altımız boştu en alt katta yaşlı Ali amca yaşıyordu. diğer komşularla çok muhabbetimiz yoktu.

Peynir, zeytin atıştırdıktan sonra biraz TV seyrettim. Akşama kadar boş boş dolandım evde. Bizim çocukların olmamasını değerlendirmek için duşa girdim. Malum işi yapıp yıkanmaya başladığımda bir tuhaflık sezdim. Duştan çıkıp bornozumu giydim ve banyodan çıktım. Evde bir soğukluk vardı, birkaç adım atıp sokak kapısını araladım, kimse yoktu. Kapıyı kapatmamla aynı anda omzumda bir el hissettim.

Var mı okuyan gibeyim sözlüğünüzü yengemi gibtim diye başlık açsak dolarsınız buraya dıbına sokim

Evde ben PC başına geçtim. Erdem duşa girdi. Saat 2 civarı Ahmetten telefon geldi.

-Kardeşim sözüne ettiğim kişiyi buldum bana bir muska yazdı şimdi geliyorum
- Tamam ama sakata gelmeyelim. Arkadaşda gelse olmaz mıydı yardımcı olurdu?
- Çok meşgul Murat burayı bir görsen birsürü cinlenmiş hasta var.
- Tamam kardeşim bekliyoruz. Dedim ve kapattım.

Saat 4 te eve Ahmet geldi. Üstünü değiştirdi ve salonda masanın başına oturduk 3 arkadaş konuşmaya başladık. Ahmet muskayı çıkardı. Dışından birşey anlaşılmıyordu. Üçgen şeklinde siyah muskaydı. Bunu alıp evin giriş kapısına koyacağız dedi. Dediğini yaptık. Sonra Erdem sordu.
- Bu mu yani Ahmet bu çözecek sorunumuzu? O şerliler gidecek mi?
Umarım dedi Ahmet.

Yatsı ezanı okundu. TV başına geçip kafamızı dağıtmaya çalıştık. Bir yarışma programı vardı onu seyrediyorduk. Yaklaşık yarım saat sonra Ahmet ben yemek yiyeceğim dedi. Bizede hazırla lan bişeler dedim duymazdan geldi mutfağa gitti.

Uzun süre gelmeyince sessizliği bozmak için Ahmet gelsene lan dedim. Ses yok. Yanına gittim.

Eve girince olanları bizimkilere anlattım onlarda benim tedirginliğimi görünce dalgaya almadılar boşver kardeşim dediler geçtik oturduk pcnin başına. Eski bir komedi filmi açmış Erdem başladık izlemeye. Saat 00.30 civarı film bitince odaya geçtik uyumak için.

Odaya girip ışığı açınca hepimizin nefesi kesildi, duvarda bir domuz çarmıha gerilmişti. Hayal etmesi güç ama görünce nolduğun şaşırdık yaklaşamadık haliyle. Ahmet polisi ara dedi. Ben tam telefonumu çıkartırken kapı çaldı. Gece yarısı noluyor dıbınakoyayim dedi erdem gözleri doldu korkudan. Korka korka kapıya gittim. Delikten baktım. Ali Amcaydı bu...

Mutfağa gidince gördüğüm şeyi asla unutamadım. Ahmet bir tasın içinden kanla karışık hayvan sakatatı yiyordu. Ağzı yüzü kan içindeydi. Bağırdım noluyor lan diye. Bilmediğim bir dilde bağırmaya başladı. Kahkaha atıyordu. Erdem yanıma geldi noldu demeye kalmadan o da gördü. Hasgibtir şimdi ney yapacağıkz. Ahmet noldu neden böyle yapıyorsun deyince iğrenc tuhaf bir sesle konuşmaya başladı;

- BEN AHMET DEĞiLiM.. ARKADAŞINIZI PARÇALARA AYIRIP ORMANA ATTIM!
bunu dedikten sonra iğrenç bir kahkaha attı. Erdem Yeter lan yeter diyerek içeri gitti. Noluyor nereye dedim birkaç saniye içinde tabancayla geldi. Unutmuşum bunun güvenlik için babasından aldığı glock 19 tabancası vardı. Silahı o şeye doğrulttu. Ben bağırdım

ERDEM NAPIYORSUN AHMET LAN O!

Bu sırada Yaratık gülmeye başladı. MAsadan kalkıp bize yürümeye başlayınca Erdem tetiği çekti.

Silah sesi yankılandı. Kulaklarım çınlıyordu. Ahmet kafasından vurulmuş yere yatıyordu. Erdem naptım ben naptım derken Yaratık yerden kalktı. Kafasında delikle devam ediyordu gülmeye. O zaman emindim Ahmet olmadığına. Erdem ağlayarak yere düştü, duvara sokuldu. BEn donup kalmıştım. Sokak kapısına yönelmek için arkamı döndüğüm an bir düzine çarşaflı yaratık tuhaf dillerde konuşuyordu. Çığlık atmaya başladım. Duyan yok muydu?

Erdem. Elinden düşürdüğü silaha uzanıp kendi kafasına dayadı. Bitsin artık bu çile diye mırıldandı. Silah Sesi o gece son kez yankılandı. Yaratık artık ahmetin görünümünden ayrılmıştı, korkunç iğrençlikte birşeydi. SENi BIRAKMAYACAĞIZ MURAT diye bağırdı. Gölgeler etrafımı sardı. Artık bitti dedim. Şehadet getirdim.

Kapıyı açayım mı lan diye sordum arkadaşlara, Erdem yok dedi açmadan konuş.
Bağırdım; Ali Amca noluyor neden geldin?
Cevap vermedi yüzüne bir gülümseme geldi. Erdemle Ahmet nolduğunu sordu. Cevap veremedim. Apartman koridorunun ışığı söndü. hemen ardından elektrikler gitti. Heryer kapkaranlıktı. Ahmet bildiği sureleri okumaya başladı. Erdem hüngür hüngür ağlamaya başladı bende sakinleştirmek için dur dur diyoırum ama benim de korkudan kalbim patlamak üzere. Telefonun ışığını açmak sonunda aklıma geldi hep birlikte balkona çıktık dışarıya bakmak için. Keşke yapmasaydık bunu.

Dışarı baktığımızda sokak lambasının altında onlarca karanlık gölgemsi varlık bize bakıyordu, ben korkudan bayılacak gibi oldum. En sonunda hepsi mükemmel bir hızla binanın içine akın etmeye başladı hepimiz ağlıyor, bildiğimiz duaları okuyorduk. Ve bir süre sonra kapı zorlanmaya başladı, kedi yavrusu gibi birbirimize sokulmuş bağrışıyorduk. Ve en sonunda kapı açıldı...

Çok büyük bir korkuyla Allah! diye bağırarak yerimden sıçradım. Arkamı dönünce gördüğüm Ahmet ve Erdem katıla katıla gülüyorlardı. Birkaç dakika bunların sülalesini kalayladıktan üstümü giyinip salona geçtim sohbet etmeye başladık.

Ahmet film izleyelim sıkıldım dedi. Bizde tamam dedik Erdem internetten film indirmeye gitti odaya bende bakkala indim cips kola vs almak için. Öğrenciydik ama arada bir şımartıyorduk kendimizi.

Apartmandan çıktığımda sopsoğuk havayla karşılaştım. Henüz kar tutmamıştı ama tipi başlamıştı. Cipsleri falan malzemeyi alıp döndüğümde apartmanın girişinde Ali Amcayı gördüm. Bana dikdik bakıyordu. Yanından geçerken kolumu tuttu ve

- GIDIN BURDAN diye
Bağırmaya başladı.

Ben aha çattık derken üst komşular gelip ayırdı beni eve çıkardı. Ali Amca çok yaşlı ne dediğini bilmiyor bakma ona dedi bende tamam deyip eve girdim.

Hayret, Ali Amca çok sevecen biriydi halbuki

Saat 9 olduğunda Ahmette Erdemde okula gitmeyeceklerini söylediler. Bende gitmeyecektim. Ahmet V. ilçesine gidip dediği kişiyi bulacağını söyledi. Onu yolcu ettik durağa zütürüp. Erdemle hamburger yiyip biraz sohbet ettik. Biraz sakinleşince eve dönmeye karar verdik.

Apartmanın önünde kalabalık vardı. Nolduğunu sorduk birine. Biri ölmüş dedi. Kim olduğunu sordum adam duymamış gibiydi. Kalabalığı yararak içeri girdik ve tam apartmanın kapısına gelince sağlık personelinin Domuz başlı bir insan bedenini kapıdan çıkardığını gördük. Ben kusmaya başladım midem kaldırmadı. Bir süre sonra o bedenin başı olduğunu anladığımız Ali Amcanın kafasını çıkardılar. bir adam onu direk ambulansın içine soktu ama Ali Amcanın yüzünde bir soğukluk vardı ve sanki bana bakıyordu. Eve çıkarken Ali Amcanın dairesinin önünden geçtik içeride polisler araştırma yapıyordu. Bizde kendi dairemize gittik.

Avukat Necdet B. evinde gözleri oyulmuş olarak bulundu. Yatağının üstündeki duvara Aramice yazılar yazılmıştı ama polis kimsenin izine rastlayamayınca dosyayı kapattı. Murat Akıl hastanesine kaldırıldı. Hastanedeki bazı hastalar geceleri Muratın hücresinde inanılmaz şekilde tavan yapıştığını ve tuhaf konuşmalar yaptığını söylediler.

GAZETE KÜPÜRLERiNDEN...

S O N

Uyandığımda hastanedeydim. Polis beni bilgilendirdi. Eve geldiklerinde Erdemin cesedi ve silah benim elimde bulunmuşuz. Ahmetin V. ilçesindeki cesedi köyünün ormanlığında bulunmuş. Doğal olarak tek suçlu bendim ve en kısa zamanda hapse atılacaktım. Bir kaç sağlık kontrolünden sonra cezaevine sevk edildim...

-Bir su içebilir miyim?

-Tabii Murat bey. Eğer anlatacaklarınız bunlarsa yapacağım birşey yok. Zira anlattığınız sözde "şerli" varlıkları kanıtlayamayız. Ne yalan söyleyeyim bende inanmadım.

Ama avukat bey, inanmalısınız, heryerde geziyorlar bana zarar verecekler avukat bey. Sizede verecekler.

-YETER BU KADAR! Bu saçmalıklarla belki deli hastanesine yatarsın. Size avukatlık falan yapmayacağım. Cinmiş. Şerefsiz herih adam öldürmüş suçu cinlere atıyor.

-AMa Necdet bey bakın...

- BEN GiDiYORM...

Biz hepimiz koca kazık gibi adamlar ağlıyorduk. Evin ışıkları açıldı. gelen apartmanın sakinleriydi Apartman başkanı bizi bayağı azarladı noluyor gençler gece yarısı diye ne bu ses
Biz olayın etkisinde birkaç dakika konuşamadık. En sonunda ben Yatak odasın.. odasında domuz var diyebildim.

Adam tip tip baktı bana. Sonra ne domuzu göster dedi. Odaya zütürdüm . Domuz yoktu. Ama duvarda Asılmış Haç işareti vardı. Ben yine korktum ama adama bişey diyemedim. Adam haç işaretine bakıp cık cık dedi ses çıkarmayın daha rahatsız etmeyin insanları deyip gittiler. . herkes yüzünü yıkadı Salona geçtik. Ahmet V. ilçesinin köyünde tanıdığı olduğunu bu konularla yardımcı olabileceğini falan söyledi. Bende bakarız dedim. Sabaha kadar uyumadık. Günün ilk ışıkları görünmeye başladı Sabah ezanı okundu. Ahmet Namaza durdu. Bende hava biraz daha aydınlanınca odadaki haç işaretini alıp çöpe attım.

Arkadaşlar yakında başka hikayelerim var takip edin ileride paylaşıcam. Hepiniz Allah'a emanet olun.

Aha okurum bunu beni cugulayin beyler okucam

Yazsana lan

Devam panpa okuyom ^-^

devam rezz

Yaz lan

Mutant domuz peşimi bırak

Rezerve

Olum okurken önce dışarıdan uzun uzun 3 kere değişik bi ses geldi sonra cam tıkladı 3 kere ilk ikisi ard arda tıklandı 3.sü 2sn sonra falan babama söyledim baktı kimse yoktu duymadım diyo aynı salonda oturuyoruz ikimiz de ben net bi şekilde duydum kanım dondu beyler sure falan okuyorum