trabzon şike yaptı diyen beşiktaşlılar gelsin

@64 şikenin bunca kanıtı olduğunu daha iddianameyi bilmeden çıkaran yine trabzonspor medyasıydı, trabzon taraftarıydı. işine gelen galatasaraylılar da sizin yanınızda yer aldı.
o zamanlar ufak tefek çatırdamalar olsa da cemaat-hükümet atışması zerre kadar yoktu.
fikir ayrılığımızın olduğu en açık nokta m a a vakasından sana açıklama yapacağım.
-siz maa için "fenerbahçe'yi kayırıyor" dediniz
-biz ise maa için "aziz'i bitirecek, fener'in başına gelecek" dedik, yani asıl amacı "aman yıldırıma zarar vereyim ama fenerbahçe'ye de bişey olmasın" mantığıydı.
bu iki olasılık da hiçbir şekilde kabul edilebilir değil, ancak maa'ın her beyanında koltuk sevdasını belli etmesi, fenerbahçe'nin başkanı olmak istiyorum demesi, 2008'e kadar dayanıyor. bilen bilir.
nitekim bu arzusunda başarısız bile olsa seçimlerde adaylığını koyarak tarzını belli etti.
fenerbahçe müdafaa konusunda çok sertti, doğru. çünkü naif olsaydı yönetimin sonu s.şener, başarının sonu bugünkü trabzonspor olurdu. bu olay çığrından çıktı yıpratma savaşına dönüştü.
bu olayı körükleyen kısım ise, yeni başkanınız h.osman oldu. ismini aratıp diğer sözlüklere bakarsan o adamın yıldırım'la husumetinin 2007 yılında bile belirgin olduğunu da rahatça görebilirsin.
yani asıl amaç şikeye karşı durmak değil, yıldırım'ı silmekti.
öte yandan, bir trabzonspor başkanının mitnglere katılması, hükümet desteği alma çabası, bu olayı tamamı ile siyasllaştırdı.
fenerbahçe şike yaptı veya yapmadı. belki sadece o sezon değil on sezon boyunca yaptı. bunu henüz kimse bilemez. yeniden yargılama süresince infaz gerçekleştirilmeyecek. üstelik 18 maçla başlayan sürecin bugün sadece 4 maça inmesi, üstelik onlarda da "şikeye teşebbüs" ibaresinin yer alması akıllarda soru işareti bıraktı. yıldırım bugün eğer yine siyasi bir yolla aklanırsa yine içim rahatlamaz. ancak "uefa da şikeci dedi" gibi ibareler kesinlikle mantık dışı. ortada en ufak şike muhabbeti varsa bile uefa zaten men ediyor. yani bunun için dedikodu bile yetiyor.
fenerbahçe yargısız infazla karşı karşıya kaldı. bu olaylara başka açılardan bakanlar da var birçok trabzonsporlu gibi. bu olayın siyasi değil sadece şike olduğunu düşünenler de var, ama ne yazık ki değil.
asla yıldırım'ın destekçisi değilim, yıldırım gelir geçer, yeni başkanlar gelir. ancak bu kulüp için bu kadar tesis kuran, bu kadar çalışan çabalayan, zararına bile olsa amatör branşlara yatırım yapıp bize diğer spor dallarını sevdiren bir vefalı yönetim bu. üslup konusunda haddini aşan konuşmalar yaptığında cephe de alıyoruz ancak bu olay fazlasıyla hassas.

hayrete düşecek bir şey yok senin aklındakiler de gerçekler değil doğrular. fazla fazla değişik düşünceler var ve sen benim burada yazdığım 300 kelime ile benim düşüncelerimin nelere dayandığını anlayamıyorsun ne yazık ki. keşke anlatabilsem, ancak her seferinde yarım kalacak bu.

şu beşiktaş'ın şike muhabbetine tekrar dönelim: hakem hatası olan her maçta şike muhabbeti dönüyor, ancak cidden kural hatalarıyla dolu bir maçtı. trabzonspor şike yapmanın aksine çok kritik bir noktada sıralama açısından, mutlak kazanması gereken maçlar oynuyor. o açıdan eğer ki böyle muhabbetler dönüyorsa haklısın, ama arkadaş çevremde çok beşiktaşlı da var ve hiç bahsi açılmadı bile.
ayrıca "hakkımız olan kupa" manipulatif bir laf. taraftarlar arasında kaosa sebebiyet veren şey de bu, fenerbahçe'nin "tertemiz" demesi gibi. olay infazdan döndü ve hala dava aşamasında, bunların yeniden yargılamadan sonra konuşulması en doğrusu.

birçok kişiyle bu tartışmaları yapıyorum, çoğu zaman bazı trabzonsporlu ve galatasaraylı arkadaşlarım da yıldırım'ın haksız yere tutuklandığını, şike soruşturmasının öncelikli hedefinin yeşil sermayenin önünü açmak olduğunu, özellikle de şu paralel yapı olaylarından sonra infazdan dönülüp tekrar yargılanmaya gidilmesinden sonra, net bir şekilde gördü.

bu olayların buralara varması durumundan nefret ediyorum, bölerek büyüyen başımızdaki güç için de adeta bir "çilek" oldu bu olaylar. umarım en kısa zamanda çözülür, temiz bir şekilde dosyalar kapanır.