-
287.
0Sorunlar... sorunlarınız çok büyük lan. Yemin ediyorum mahvolmuşsunuz. Baştan beri nasıl da potansiyelini doldurmayı giblemeyen hayvanlar olduğunuzdan bahsediyorum. Ama neden o potansiyele bi baksanız da hiç kalkışmadığınızsa işte bu konudan kaynaklanıyor. işiniz başınızdan aşkın hepinizin amk. Çılgınlar sizi. Bir şey yaptığınız var sanki. Ot gibi yaşayıp acı çekmeyi beceriyorsunuz yine de yemin ediyorum aklım almıyor gerzek herifler. Sorunlar sorunlar... Hayat üzerinize çullanmış, tüm gücüyle. Ufukta bekleyen devasa yel değirmenleri, siz de don kişot.
Hepiniz şizofren deyip hasta dediklerinizden daha halüsinatiksiniz içine edeyim. En büyük sorun hep sizde. Uzaktan bakıyorsunuz, iç geçirip düşünebileceğiniz en tembel çözümü düşünüyorsunuz. En tembel çözüm de uzaktan çözüm aramaya devam etmek. Çözümü bulacak çözümü arıyorsunuz koyduğumun gerzekleri. Hayatı izleyin, geçip gitsin, hep korkun, hiç adım atmayın, yaralanmaktan hep korkun. Sonra uzaktan izlediğiniz şeyler için iç geçirip durun. Nasıl ulaşılmaz oldukları... Lan daha denemedin ki? Köprüyü tutanın karşısında dikilmedin bile. Yaralanınca bir tak olacak. Sorun yaralanmak değil zaten, yaralanmak hikayenin bitişi demek, siz bitsin istemiyorsunuz. -
286.
0Tabi ki beğenmeyeceğimi biliyordu. Çünkü genel olarak aksiyim. Fakat bunun önemsiz olduğunu da. Böyle bir detaya takılmak şimdi benim ağzımdan okurken size de basit geliyor. Yakında bir şeye canınız sıkıldığında kendinize bi bakın derim... Kendinize "giberim belanı da nazını da" demeyi becerebilecek misiniz... ottan bozma (ki onlar oksijen verir siz alıyorken) halinizle insanları kriterleyip kim size layık seçerken...
Beceremeyeceksiniz. Çünkü becermeye çalışmayacaksınız bile. "O başka malları kastediyor benim cidden sorunlarım var ve büyük, ben dahil değilim" diyeceksiniz lan hepiniz. Hepiniz parmağıyla yanındakini gösterecek. En sonunda çember tamamlanacak. Sonuçta, herkes parmakla gösteriliyor olacak, yine hepiniz yoktan sorunlu mallar olacaksınız. Tek fark, yalan söylemeyi sevdiğiniz için kendinize, sizi gösteren parmak bizzat sizden geliyor olmayacak. Tek fark bu. Hah... anı hatırlayınca modum geri lan kendime geldim amk. -
285.
0(... )
Turuncu bir parlaklığın yansıması alıyor gözümü, delice uyumaktan, huzurla yapışmış gözlerimi açmaya çalışırken:
"Evden kaçıp gitmen gerekmediğinde nasıl öküz gibi uyuduğuna şaşırıyorum ya. Hahah. Resmen bayılıyosun sen."
"Hmmffss... saat kaç ya?"
"12'yi geçiyo okula gidicem dediydin akşam bana?"
"Offf... kitap defter hak getire amk."
"Hahah git okula ya ekme, veririm ben kalem not defteri falan."
"Sen?"
"Ohoo mal adam ben sen uyurken gittim önemli 2 dersime girdim geldim."
"iyi mi tek vesait okul?"
"Şahane bebeğim. Hadi kalk sana boyoz aldım bak."
"Meeh burdakiler gib gibi."
"Tabi ki beğenmeyeceğini biliyodum ama kalk ye giberim belanı da nazını da ama çocuk!"
"Hahahah seni seviyorum lan-... "
"... "
"... "
"... "
"... "
"Uuuuuu ne dediiiiii ne dediiiiii oooooooo maaa baağaadiii maaa baağğadii is volking in sıpeeeeyysss fılootinnnngg filiiiipinngggg " -hayatımda gördüğüm en güzel dans onun bu şimdi yaptığıydı. Walking in space'i dilinin döndüğünce söylerken... -
284.
0Birinden veya bir olaydan, durumdan şikayet ediyorsanız, şikayet ettiğiniz şeyi iyice inceleyin. Ama bu şeyden sürekli şikayet ediyorsanız, sorun sizdedir. itiraf edin. Kabul edin... Ya da etmeyin zaten değersiz zamanınızı değersizce harcamaya devam edin.
... -
283.
0Bir yere kapatası geliyordu kendini. Yargılamak? Yargılayan ben miydim? Yoksa basit cümlelerimi, hatta esprilerimi dahi ona doğrultulmuş birer silah olarak gören bir korkak mı? Böyle şeyleri gerektiğinden fazla ciddiye alırsınız. Çünkü ciddiye almanız gereken mesaj ve kelimeleri daima kaçırırsınız. Fakat bir şeyler ters gitmelidir. Ama ağzınızdan yargılama düşmez. Aslında sizin gibilerinin yargılanmaktan isyan ederken yaptığıdır karşı tarafı delicesine, vahşice yargılamak. Birini yargılıyor diye yargılamak, hele o kişinin bununla alakası yoksa çok büyük bir zan altında bırakmaktır. Madur taraf olmak en kolayı çünkü. Kabullenmektense her şey karşı tarafın ekgibliğindendi. Siz masumhane, yalnızca özgür olmak istediniz. Ama o özgürlük hiçkimsenin başladığı yerde bitiyordu. Diğer her yer sizin kümenizdi. Sizin ben beyninizi gibeyim.
-
282.
0(... )
"Ergenliğimin en başlarından beri hep senin tipinde bi hatunum olsun istemiştim ha." -o zamanlar bunu ilk söyleyişimdi. Yalan değildi, her türüyle yapmam gereken bir konuşmama vardı.
"Hm öyle mi nası bakim?"
"Böyle uzun koyu kumral saçları olucak işte, kendinden hafif dalgalı, ama düz. ince zarif bi duruşu olucak. Bağırıp çağırıcak çok kızınca, sonra kin tutmayacak ama, çay içip sevişicez falan."
"Ahahah çay içmeyi şunun da içine koydun ya ne diyim sana adam."
"Öyle ama, yapmıyoz mu sanki?"
"Yapıyoz tabi. Hep yapcaz."
"Ya... bırak... "
"Aman ay realist adam da olurmuş ay yerim. inanmıyosan görüşürüz ilerde aşkım."
"Burnundan sümük mü sarkmış lan senin?"
"Yaa ay allahım ya sen hep kusurlarıma bak zaten! Nerde hani?"
"Kandırdım zuhah. Ama incilerini saniyede dökülmeden de edemedin hanfendi. 'hep kusurlarıma bak saateen' falan, noluyor?"
"Yok bişey ya öyle kızdım sadece bi an."
"Çok çabuk parlıyorsun, iyi bi şey değil."
"E al şimdi ama yani... sonra niye... "
"O kadar da ciddi bi şey demedim ki ya... "
"Hayır ama ciddiyim bazen yargılaman çok geriyo beni, biyere kapatasım geliyo kendimi."
"... tamam tamam bişey demedim gel buraya." -
281.
+1sağlam yazıyor gibi. adam nokta bile kullanıyor reserved.
-
280.
+1mnb bn kbşkb
-
279.
0bugün tatil vermek zorunda kaldım panpalar, daha önce bahsettiğim yoğunluk beynimi fena derecede yordu. bunu "yazıyor olmak" da ayrı bi yorgunluk. yarın devam. bana da iyi gelir.
-
278.
+1reserve
-
277.
0Bu gecelik de spam bu kadar panpalar.
-
276.
0Dudakları dudaklarımda. Bir süre önce o karanlık gecesinde sarılıp sarılmamak arası tereddütle uzattığı kolları tüm ağlaklığıyla, şimdi tüm gücüyle çekiyor beni kendine omuzlarımın etrafında. Gözyaşları pardösümün üzerindeki, hala orda. Bir elim yine başının arkasında, ama başı omzumda değil, dudaklarımda ve ruhumda. iğrenç dövmelim, turuncu kafam, alfa dişim, mağlubiyetim, zaferim, eserim...
... Sevgilim. -
275.
0Kendine çekiyor beni, ışığın altına. Normal bir sokak lambasının dik durmaya devam etmesi gerekirken, şanslı akranlarının aksine tutunmaya çalıştığı bu yokuşun merkezindeki şanssızlığını ters yöne eğilerek kırmış bir lambanın altındayız. Normal, düz bir lambanın da ışığı bize rahatça uzanabilirdi. Fakat bu, sahip olduğu güce layık bir çiftin doğumunu beklemişcesine, tam doğru yerde, doğru derecede eğilmiş, tam üzerimizde parlayarak, anlamsız mücadelesinde hiç beklenmedik bir yerden yeni bir tanrı olarak doğmuştu. Yamuk bir sokak lambası, bir başlangıcı sahneliyordu. Var olan en anlamlı lambaydı evrendeki. Tipini asla unutmadığım, gri vücudu üzerindeki kırmızı boyadan yapılma çizgisinin hayatımın bir döneminin sembolünü oluşturduğu bir lambaydı. Dövme yaptıracak olsaydım, ilk ve tek seçimim olurdu.
2 yıl sonra bir sokak çalışmasında kaldırıldı... Dikdörtgen ruhsuz taşların kaldırılıp, yerine aynı dikdörtgen ruhsuz taşların konulmasına karar verilmişti. insan güruhunun döngüsü gibi aynı.
Bir sokak lambasından daha ne kadar konuşulabilir? Sonsuza kadar konuşabilirim... Çünkü o detayı ben görüyorum. O anlamı ben veriyorum. Sizse böyle binlerce hikayenin arasından geçip gittiniz omzunuzu çekerek. Yüzlerine bakmadınız bile, bir an önce ulaşacağınız "istasyon"a varmanın hevesiyle hızlı adımlarla. Bu "denk gelme"si değildi, bu "görmek"ti. Ben, cansız bir lambaya hayat verdim. Siz canlı kendinizi öldürürken. -
274.
0"... "
"Bu kadarcığını hak etmedik mi?" -hak etmedim mi demiyor. istekli olan taraf o değil sadece. Tek başımayım demiyor. Bunu kendi gözlemlemiş. Hak etmedi-k mi? Biz. Beraber. Onca zaman beraber bulunduğumuz. Beraber yaşadığımız. Evet bebeğim, aferin...
Hak ettin.
"Hak ettik sevgilim." -
273.
0Gözlerimin içine bakıyor. Cümlemi bitirmeliyim. Vaktim yok. Fakat o elimden çekip durduruyor beni aniden. Asimetrik lambaların sokağında tam ortada birbirine dönük yüzlerimiz. Onun yüzüne vuran ışığın aksine, ben ayın karanlık tarafındayım.
"Korkma. Korkmanı gerektirecek olanları biliyorum. Hepsini biliyorum. Tepene binicem evcilik oyununa kaptırcam kendimi sanıyosun bunca olaydan sonra yine de. Daha bikaç saat önce gözlerimin önünde iki kızı oynatıp birini düşürdün. Sırf bana bikaç dakikalık bir şey gösterip haklı olduğunu kanıtlamak için. Bazı şeyleri ne kadar kolay yaptığını biliyorum. Ama sana o gece demiştim ben korkmuyorum diye. Hala korkmuyorum. Ama şu yaşadığımıza bak ya, lütfen. Ne farkımız var ki zaten? Bi yeni kelimeyle değişiceksek zaten bi tak bilmiyoruz demektir. Dışardaki mallardan hiçbi farkımız yok demektir o senin her fırsatta ezdiğin." -
272.
0Ama eğer ağzımdan çıkarsa bu, hakettiğini vermek mi olur? Derslerin en büyüklerinin sonunda bir ödül olmalı mı? Aldığın dersler sonucu kazandığın tutum, senin ödülündür. Ben ona onun için doğru adama gidecek olan yolu açtım. Yıllar boyu inşa ettiği kişiliğinin, huur çocuklarıyla sonunda kaçınılmazca gelecek olan yıkımına dek tek tek parçalarının düşmesini engelledim. Yıkımını engelledim... ve o bana geldi. Doğru adam ben mi oluyorum? Onun bu bulunduğumuz anda olduğu kişiye, evrimine inanıyor muyum gerçekten? Doğru adam olma becerim var mı?
-
271.
0Eğer ağzımdan çıkarsa, bu bir hatayı tekrarlamak mı olur? Eğer ağzımdan çıkarsa, mutluluk, sahiplenme, hak iddia etme, mutluluğu bana bağlamaya, buna muhtaçlaşmaya, varlığıma ihtiyaç duymaya, yokluğumda zayıflamaya, merakları ve uğraşlarının yerini benimle doldurmaya, zayıfladıkça bana daha da çok muhtaç kalmaya, acizliğini fark etmeye, acizliğini fark ettikçe bunu yok etmek için benim varlığım üzerinden kendini kendine kanıtlamaya çalışmaya, kanıtlayamadıkça ekgiblerimi aramaya, detaylarıma büyüteçle bakmaya, çaresizleşmeye, sıkışmış ve kapalı hissetmeye, sonucunda da benden kurtulması gerektiğine, benden kurtulabilmek için anlamlı bir paravan sebep bulmaya, bu yüzden de benim kendime zaten yeten huzurlu halimi bozmaya ve o kadar da iyi olmadığımı kanıtlamak için hayatımızı mahvetmeye başlayabilir.
-
270.
0Biriyle "beraber" yürüyordum.
"Senin yanında gerçekten huzulu hissediyorum."
"Ardından korkmak gelmediği sürece iyi bir şey bu."
"Nasıl anlamadım?"
"Genellikle böyle hissiyatlar ardından bunu getirir."
"Hahah zaten gördüğümden daha korkunç nasıl olabilirsin bilemiyorum yani."
"Öyle deme... sen de aşağı kalır değilsin."
"Bak mesela iki manyak, beraber yürüyolar böyle el ele tutuşmuşlar, onlar yürüdükçe arkalarındaki binalar yıkılıyo etraf ateş yangın falan. Umursamadan yavaş yavaş yürüyolar."
"Dramatikten kastım hollywood filmi değildi lan. Gözlük de takalım mı gece demeden?"
"Hehehe olur sevgilim olmayanım, takalım."
"Şu sevgilim olmayanıma ne taktın sen ya... "
"içinde sevgilim geçen bişey buldum işte."
"Sevgilim mi demek istiyorsun?"
"Evet. Ama ben seni korkutmak istemiyorum asıl."
"Çoktan demişsin sen zaten-... " -duraksıyorum. Birkaç saniye. -
269.
0Egomuz ne kadar şiş olursa olsun birbirimizden korkuyoruz. Diğerine sırtını çeviremeyeceğin bir dünyada cenneti düşlüyorsun. En güzel hayallerin izole. Hepsi kaçmak üzerine kurulu. Hepsi boş vermek. Kendini kurtarmak ve bitirmek. içerebildiği kadar az kişi içermek üzere. Hepsi kabul ettiğin, seni kabul eden, hepsi senin. Anlatmak gerekmeyen. Anlamak için bir saniyeye ihtiyacın yoktu. Düzgün bir insan görmeye muhtaçsın. Çünkü içinde birikenler, senden bu naifliği istiyor: Saygı göstermek. Çünkü gösteremiyorsun. Bulamıyorsun. Zeki olmayı daima mantıklı olmak sanıyorsun. Kendini korumak zorundasın. Çünkü öteki de kendini korumak zorunda. Çünkü sen kendini korumak zorundaydın.
Ben? Ben korkmuyorum. Tüm bu okuduklarınız, hepsi. tak etseniz de, olacaklar korkutmuyor gözümü. Size şans verdim. Pişman değilim.
Zaten isteseniz de yıkamazsınız beni. Benim kadar ilerlemeniz gerek en az.
Benim bir kalkana ihtiyacım yok. Bunu söyleyebilir misin? Dürüstçe, hiç korkmadan?
Yalan.
(... ) -
268.
0Binlerce yıl yaşadım. Binlerce yılı yaşadım. Tarihi araştırdım, kralları, köleleri, isyanları, insanı araştırdım, toplumu araştırdım. Evreni, beyni araştırdım. iki eş takyonun nasıl binlerce kilometre öteden bile iletişimi koparmayabildiğini, evrimi araştırdım, pgibolojik bozuklukları araştırdım, anatomiyi. Zekileri, aptalları, zeki diyenleri ve aptal diyenleri araştırdım. Duygusal zekayı, analitik zekayı, mutlu olanları, mutsuz olanları, keyif alanları, alamayanları... Neyi araştırırsam araştırayım bir sorun hep aynı kaldı. Hepimiz şikayetçiyiz. istisnasız hepimiz. Kendi yaptığımız ve tek tek hepsini içeride bildiğimiz yanlışların ağırlığıyla yürüyoruz. Çok daha güzel olabileceğinin farkındayız. Hepimizin "doğru" kavramı kuruluş itibariyle nerdeyse bire bir aynı. Algoritma aynı. Hepimiz inançlarımızdan bağımsız ortak büyüklüklere hayranlık duyuyoruz. Aurora'ları, güneş patlamalarını, yağmuru, bulutları, göğü, dalgaları, bir kadını bir erkeği veya bir eseri hayranlıkla izlerken hepimiz aynı insanız.
"Neden benden korkuyorsun?"
"Çünkü beni çok kırabilirsin."
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 12 01 2025
-
online listesinden bir yazari
-
gran torino ve gwynplaine adlı yazarlarr
-
apo itine saygı duyana saygı duymuyorum
-
kafkas man paranın kaynağı ne
-
memati uye aliminin acilmasini bekliyor
-
1 milyon mehmet i kaybettik
-
ayakların 39 olamaz imkansız diyenlere inat alişte
-
ermenilere istedikleri toprakları ne zaman veririz
-
beyaz tenliyim dediysem kirli değil bembeyaz
-
eğer türkiyenin başına gelirsem kayrayı
-
bir haftadir yemeden icmeden kesildim
-
560klık adam gibi özgüvenim olsun isterdim
-
los angelesı yakanın incel olduğu tespit edildi
-
zengincd minyon tanrıçanız sizlere sunar vol 1
-
yıllar önce ayaklarım gerçekten çirkinmiş be
-
yaşama sebebim haki
-
bu kel kafaya hangi kız zütünü
-
tarkan kuzu kuzu şarkısı
-
kürt erkeklerini çok seviyorum
- / 1