1. 51.
    +1
    "Evet esasen ben de işten sonra hazır haftasonu da diyip bi rahatlamak istedim. Üstüne telefon, üstüne böyle olunca pek bi işe yaramadı."
    Telefonu sormadım ki? Neden yineliyorsun... hah belli ki "saçma dönemi"ne dikkat kesilmemem hoşuna gitmedi. Ondan sahne çaldım. Kadınlar genellikle buna deli olurlar. Bu halk arasında "giblemeyecen olüüüm" denilen şey. Yanlış denilen şey. Barzo gibi giblememekle bunun arasında fark var. Ben önce iyi olup olmadığını umursadım. Neyse...
    ···
  2. 52.
    +1
    "Ha bu arada... " diye başlıyor lafa, ismini söylüyor, ben de söylüyorum, resmen tanıştık. Benimle gelecek. isim sorma faslı çoğunlukla muhabbetin sonunda yapılan bir şey değildir. Öyleyse bile keyifle şaşırırdım buna. Güzel olurdu, gülerdim lan baya.
    ···
  3. 53.
    0
    rizörvlü panpalar okur o ara ben de bu gecelik ara vermiş olayım. kim var kim yok giblemeden koydum baya.
    ···
  4. 54.
    0
    reserved
    ···
  5. 55.
    +1
    "Ha bu arada... " diye başlıyor lafa, ismini söylüyor, ben de söylüyorum, resmen tanıştık. Benimle gelecek. isim sorma faslı çoğunlukla muhabbetin sonunda yapılan bir şey değildir. Öyleyse bile keyifle şaşırırdım buna. Güzel olurdu, gülerdim lan baya. ismini söyleyip bastı gitti. Zuhahah.
    Mesela ismi Demet olsun, adım demet diyip basıp gitsin. "Demet nereye gidiyon? Hüoooop?!" diye arkasından bağırsam, o giblemeyip yürümeye devam edince ağlayarak arkasından koşsam ama salya sümük, karizmadan eser yok. Desem "niye öyle yapıyon yaaeee ühühhü" o da "bas git lan itoğlu it ne olacak sandın yavşak!" diye terslese. Ben iyice paramparça olsam, bir huur çocuğunun paramparça oluşuna tanık olsam, adalet bir kez olsa işledi lan desem, bir bin kaybetti diye, bikaç diyalogda bütün paradigmalarım yıkılsa. Yemin ediyorum ağlamam geçince günlerce gülerdim lan. Tapardım da o kadına. Kezbanlık olmazdı bu, bambaşka bir şey olurdu. Neyse dağıldım yine...
    ···
  6. 56.
    +1
    okuyorum reis devam
    ···
  7. 57.
    +1
    çok başarılı. rezerved
    ···
  8. 58.
    +1
    Ona yine de "sen de gelir misin?" demeyeceğim. Ağzımdan bu çıkmayacak. Sana, seni içeren istekli bir soru cümlesi yönelteceğimi mi sandın? Ayağa kalkıyorum yavaşça, ellerimle yolu göstererek, kaşlarımı hafif kaldırıp, başımı hafif eğip (gözler hala kısık tabi ki amk) "gidelim?" şeklinde bi hareket yapıyorum. istek değil yol gösteriyorum. Kadınların en ihtiyacı olan şeylerden biridir. Hayatları baskılanma, sorgulama ve detaylara takılmakla geçer, yeni sorulardan nefret ederler, özellikle soru kendilerinin değilse. Sonrasında bir elimi yavaşça ona doğru uzatıyorum, tebessümle. Gözlerinin önündeki ellerim zaten güzeldir, muntazamdır. Bu çok "sembolik" bir an. Bunu bilerek tasarladım. Böyle olmalı. Çünkü o an ben bir heykelim, bir sanat eseriyim. Bir anlam ifade ediyorum, bir anlatımım var. Seneler sonra beni hatırladığında aklında bu tiyatral sahnem kalacak, neyi unutursa unutsun. Yaptığım taktanlıklara rağmen, sırf bu tiyatrallık ona beni fantastik bir sembol olarak hatırlatacak. "her şeye rağmen iyiydi be" diyecek.
    ···
  9. 59.
    +1
    Bu poz, başlayacağımız yolun, maceranın, deliliğin, resmen başlamakta olduğunun, bu dramatik anın sembolü. Bu bir tablo. Elimi tutup doğrulmaktan başka şansı yok. Böyle bir daveti çok az kadın yaşar. Onların da çok azı reddedebilir. Tutuyor da. Tutarken yüzünde gördüğüm hafif diş gösteren gülümseme bir zafer sembolü. Onun sistemi benimkine "kaydetme başarılı!" diye bağırıyor. Şu an aklından geçenleri biliyorum. "bu farklı biri" ... "bu karşılaştığım türden bir şey değil" ... "aman neyse ne, canım zaten sıkkın bugün takmıcam, unutucam, yaşamıma bakıcam" ... "korkuyorum" ...
    Karşımda şu an birkaç yaş küçülmüş, hafif ürkek ama meraklı, hafif buruk ama mutlu hafif umutlu saf bir kız çocuğu var... sekerek yürüyesi var ama kendini tutuyor. aslında hepsi bu ruh halinde o kadar güzeller ki... ah dıbına koyayım... boşver. Kendimi tekrar etmeyeceğim.
    ···
  10. 60.
    +1
    Elimden tutup ayağa kalktıktan biraz daha sonra bıraktı elimi. Biliyorum aslında hiç bırakmak istemedi o an. O an bir şeyler olsa, zaman milyar üssü milyar sayılı ömründen vazgeçip ölmeye karar verse, googol sayısı "giberim evreni de ben gidiyorum lan" dese, kısaca onu yargılayacak hiçbir kavram kalmasa ortada, biliyorum, eminim ki asla bırakmayacak elimi. Bunu benim, onun "en sonunda onu bulan beyaz atlı prens"i olduğumu düşündüğü için değil, basitçe nereye olduğu belli ve güzel olan bir yola, yeni bir hikayeyle güven ve sakiniyet (ki bu ona dinlenileceği mesajı da verir) içinde davet eden el olmam yüzünden istiyor. O anlamı taşıyan eli hep tutmak ister kadınlar. Ona küçük sürprizler yapmanızı istemez. Ona verdiğiniz elin hep onda kalmasını isterler.

    Yerine göre o eli çok acıtacak olsalar da...
    ···
  11. 61.
    0
    ...
    "dıbına koyayım senin... "
    "Koy. Vur kır, ne istersen de, lütfen ama oturup konuşalım azıcık... sonra istersen yine git, ama bi dinle beni lütfen... "
    "Senin kendi arkadaşın dayanamayıp beni aramasa hiçbir açıklama yapmana gerek olmayacaktı, yaşayıp gidecektin yüzüme bakıp. Şimdi niye olsun ki lan konuşmana gerek? Niye olsun dıbına koyduğumun huursu? Yaşdıbına devam et ne tak yiyorsan ye, ben yokum. Hiçbi gibini de dinlemeyeceğim... "
    "ya dur! Dur! a-... ağlıyor musun sen?"

    Güzel bir çocuk hatırlıyorum. Saftı ama gücü sonsuzdu. Yemin ediyorum bak. Ne istersen, derdin neyse aç hepsine mantıklı bi cevabı vardı lan adamın. Şarjı ne zaman azalsa bi uğraş bulur bi şeyler yaratır geri doldururdu. Tek bir kötü alışkanlığı vardı sigarayı çok severdi. Onunla tek ortak noktamız da oydu zaten. O çocuğa bişeyler oldu sonra. O kısımları ben tam hatırlamıyorum, çok hayal meyal, sahneler bulanık. Her şey gece olup bitmiş gibi. O zamana dair güneşli bir an yok. Varsa da kurcalayasım olduğunu sanmıyorum. Ama bazen elimde değil. Hala sanki kendini kapadığı o ışık yılları derinliklerden kontrol etmek üzere yolluyor gibi gölgelerini üzerime. Hala ufak bi kara delik bırakıyor açıkta. Ben ya da başkası o karadelikten geçemez. Biz zayıfız. Anında giber. Ama o isterse geçebilir, gelir... Ama geçmiyor. huur çocuğu geçmiyor... tak var. bin herif gibtir git zaten. Napıyım lan ben seni. Zayıf züt.
    ···
  12. 62.
    +1
    ananla public sex yapdım xd
    ···
  13. 63.
    0
    @52 seni de anladım panp yazacağım ama bu gece kısa kesiyorum.
    ···
  14. 64.
    0
    bu gecelik bu kadar panpalar, iş/güç... okuyanlara teşekkür. yarın gece devam.
    ···
  15. 65.
    +1
    hadi burdayım panpa devammmm
    ···
  16. 66.
    0
    ...
    "Sigarayı yuttun hep midene gitti bütün duman."
    "Ha? Nasıl? Sen kimsin?"
    "Öyle içilmez o, sen yutuyosun direk dumanı. Bak, dışarı bişey çıkmıyo... yeni başladığın belli."
    "Ay aman sakın bana 'hiii babam geldi' diye çek içine deme, en son bi arkadaş dedi, öksürmekten amuda kalktım."
    "Hahah yeni başlayan birine küt diye hepsini çektirirsen öyle olur tabi, yalan o metot zaten. Yavaşça çek, sabırlı ol, birazını dışarı ver. Hepsini bi kerede çekmek zorunda değilsin içine. Sigara içiyor olmaya çalışma, keyfini çıkar, çekebildiğin kadarını çek, bırak."
    "Ahah sanki başka bişey anlatıyo gibisin ya neyse."
    "Haha o kadarını bilemem ama sigara da aşk gibidir zaten, seni yavaşça öldürmesine izin verirsin sırf keyfli anlarını yaşamak için."
    "Oooouuu bu lafın üstüne çekiyorum o zaman"
    "Kısmet... "
    ···
  17. 67.
    0
    "Dünyanın en güzel şeyi kesin bu lan... Kesin dıbına koyim" dediğiniz bi an vardır. Hatta çoğu insan bunu onlarca defa söyler. Sanat eserlerine bakar söyler, kadınlara erkeklere bakar söyler, arabalara bakar, denize bakar güneşe bakar, uzaya bakar söyler. Tanrıyı bir yağmur damlasına bakarak, yağmura bakarak anlayabilmek ve hemen ardından bağırsaklarınızdaki bir osuruk ağrısıyla ne kadar "mekanik" , "rastgele" ve "öylesine" olduğunuzu fark edip vazgeçmek gibidir. Doğaya sorduğunuzda, sizin bir tak parçasından hiçbir farkınız yoktur. Doğaya göre o tak parçası sizden ileridedir bile, bu döngü içinde. Doğa ikinizi de zamanı gelince keyfince yok edecek ve bir sonraki evreye taşıyacak. Kişiliğimiz olduğu için kendimizi değerli hissetme uğraşı içindeyiz. Anlam arıyoruz. Ama hiçbiriniz bi gün bir hücrenize dönüp "naber lan? iyi misin olum? Bi sıkıntın var mı?" dememişsinizdir muallakler, gibinizde bile olmamıştır. ilk okulda mikroskopla onlara bakarken sizin aklınızda en fazla "dışarı çıkayım da ezandan önce hüsamlarla 2 top oynayak lan eheh" vardı dıbına koyayım.

    Peki bu devasa döngüde bir hücreniz kadar bile olamayan kapladığınız yerde neden önemli olmanız gerektiğini hissediyorsunuz? Önemli falan değilsiniz dıbına koyayım. Hiçbir tak değilsiniz, ne yaparsanız yapın, insanlar arasında ne kadar kalıcı olursanız olun, hiçbir taka yaramayacak. Pardon taka yarayacak. tak olacaksınız. Bütün bu havalar kime dıbına koyduğumun evlatları? Ne bu lan havanız? Kimsiniz olum? Müstakbel taklarsınız hepiniz.
    ···
  18. 68.
    0
    Neye inanırsanız inanın şu an içinizde bi yerde bana hak verdiğinizi biliyorum. Bunu benden duymanıza gerek bile yoktu zaten, hepiniz en az bir kere düşündünüz bu ihtimali.

    Peki neden yine de durmaksızın bu "anlamı bulma" uğraşı içindeyiz? Makarnayla portakallı pekin ördeğinin beni hayatta tutması arasındaki fark nedir? Ördekteki 2mikrogram fazla protein mi? Bunun için mi onlarca kat fazlasını çalışıp ödemeliyim? Hayır, üstün hissetmek istiyorsunuz. Benim "yaratıkça" düşüncelerimden hiçbir farkımız zaten yok. Hiçbiri diğerinden daha masum değil. Kim bilir kaç kadının hayatını gibip attın veya kaç erkeğin, daha güzel olanın, daha yakışıklının peşindeyken. Sonra ona anlam yükledin, o hem oydu hem oydu. Hiçbi tak değildi... senin gibi.
    ···
  19. 69.
    +1
    @55 panp şu an hala erken sayılır, "ön gösterim" gibi bunları koydum seni kırmamak için, esasen 1 saat civarına başlayacağım.
    ···
  20. 70.
    +1
    harika yazıyorsun
    ···