-
43.
+2Türklere yapılan katliamlar dünyadaki hiçbir ırka yapılmamışken , sözde Ermenilere k*rtlere yapılan soykırımların her yıl dillendirilmesi beni deli ediyor amısını gibem. Bi de 4 yanı petrol olan araplar da ağlıyor ya şeriatçıların kafasını kopartasım geliyor. orul orul huur evlatları
-
42.
0Rezzzzzzzzz
-
41.
+1kaynaklar var araştırıp bulup cevirisini yapın. yazı cogunlukla arapların tarihcilerinden cevrilmedir.
nerden geldiğimizi atalarımızın neler yaşadıklarını anlatmaya çalışıyoruz adam dini kötülüyorsun diyor arapları kötülüyorsn diyor. isimler var orda kaynaklar nerelerden alındıgı yazıyor bak araştır kim bu lavuklar de kendin öğren. -
40.
+1Okuruz belki
-
39.
0Yapma ziyaaaa
-
38.
+1 -1Arap kötüleme var sanki amaç o gibi
-
-
1.
+2He amac o amk. Lan adam tarihi kaynaklardan alarak gercek bir olayi anlatiyor, bizim comar gelmis amac arap kotulemek diyor. Tarihi gercekler yaziyor burda bin kafan aliyor mu? Ha sen hepsini okursun araplarin huur cocugu oldugu sonucunu cikarirsin ya da turkleri katlede katlede, gibe gibe musluman yapmislar ama iyi ki yapmislar dersin o zaman oturur tartisiriz.
-
1.
-
37.
0Up amk bos bos basliklar trende giriyor
-
36.
0Rez aldim
-
35.
+2Cengizhanda 1.300.000 arabi kilictan gecirerek intikamimizi almistir
-
-
1.
+1aynen bu sebebtendir ki okul kitaplarında pek bahsetmez cengizhandan ve oglundan bizim kırma arap türkler de onu hain diye bilir öğrenir.
-
1.
-
34.
+1Bukadar okuyan arkadaşlara teşekkürler. Vakit bulduğumda Cengizhan ve torunu Hulagühanın araplara yaptıklarını da paylaşırım.
-
33.
+1Çaygan da hepsini tutup getirdi. Kuteybe cümlesini öldürüp mallarını aldı. Çaygan şöyle şart etmiş idi ki:Bin baş esir ve nice bin kumaş vere. imdi Kuteybe Medinetül File girip o malı Çaygan’dan aldı.Tümünü Göster
Çaygan Kuteybe’den yardım diledi. Zira Camhüd meliki daima gelip Çaygan ile cenk ederdi.Ve Çaygan’ı gayet incitirdi. Kuteybe Abdurrahman’ı ona yardıma gönderdi.Ve Abdurrahman varıp muharebe etti ve o meliki öldürdü.Çaygan o yerleri fethedip dört bin baş esir aldılar. Kuteybe buyurdu. Hepsini öldürdüler. (Syf-349-350)
-Şaş askeri bize gece baskın etmek dilerrmiş, imdi varın onların yolunda filan yerde pusuda durun.Ve onlar çıktığı vakit üzerlerine sürünüz.Ola ki bir fetih edesiniz, dedi.Muslih b.Müslim’I bunlara kumandan tayin etti. Muslih de gelip o 700 adamı üç bölük etti.Bir bölüğünü yolun sağ yanına,bir bölüğünü sol yanına koydu ve kendisi bir bölükle yolun üzerine durdu. Gece yarısı geçince Şaş askeri çıkıp geldiler. Muslih’i yol üzerinde görünce cenge meşgul oldular.Ve o iki bölük gaziler de iki taraftan hamle edip aç kurdun koyuna girdiği gibi kafirleri tarumar ettiler. Gazilerde Şübe adlı bir bahadır yiğit vardı. Kendisini Şaş güruhuna ve kalabalığına vurdu. Onların ortalarında bir melikzadeleri vardı. Yetişip Şübe onu kulağı tözünden kılıç ile çaldı.Öyle bir çaldıkı başı top gibi havaya uçtu.Şaş askeri bu heybeti gördüklerinde hepsi bozguna uğradılar. Müslümanlar ardına düşüp onları hesapsız kırdılar. Onlardan kurtulan pek az oldu.Ve onların ekserisi Melikzadeler idi. Ziynetli ve silahlı kimselerdi. Onların başlarını ve silahlarını ve elbiselerini hepsini aldılar geri dönüp Sürür ile Kuteybe’nin yanına geldiler. Ertesi gün Kuteybe hükmetti ki cenge atılalar.
Gavrek Kuteybe’ye adam gönderip dedi: -Bu ettiğin harbi öyle zannetme ki arapların kuvveti ile edersin belki acemden benim kardeşlerimdir ki sana yardım edip cenk ederler. Yoksa harbe arapları gönder. Gör ki biz de neler ederiz, dedi.Kuteybe bu sözü işitip gadaba geldi ve münadilere çağırttı. Müslüman mübarizleri toplanıp kafirlerin üzerine yürüyüş ettiler ve buyurdu ki mancınık kurdular ve bir burcu döğe döğe yıktılar.Ve Müslümanlar o yıkılan yerden hücum ettikte kafirlerden bir bahadır er gelip o gedikte durdu her kim ileri gelse mecal vermez öldürürdü. Müslümanlarda silahşörler çok idi. Kuteybe onları çağırtıp dedi ki:Sizden kim ki o şahsı ok ile vurursa ben ona on bin dirhem veririm.O silahşörlerden biri ileri yürüyüp ok ile o şahsı atıp gözünden vurdu ve ensesinden çıktı. derhal düştü.O kişi Kuteybe’nin yanına gelip on bin dirhemi aldı.(Syf-351-352) -
32.
+1Çaygan dedi: -Ey emir, henüz gönlüm şifa bulmadı.
Kuteybe dedi: -Daha ne dilersin?
Çaygan Dedi: -Dilerim ki onunla bile olan kimselerin hepsini öldüresin.
Kuteybe dedi: -imdi sen benim yanıma topla, ben öldüreyim. -
31.
+1Kuteybe’nin Havarizem Şehrine Gitmesi HaberiTümünü Göster
Havarizem melikinin adı Çaygan idi. Ondan küçük Havarizad adlı bir kardeşi vardı. Çaygan’ın üzerine galebe etmiş idi ve onun bütün işini tutmuş idi. işitse ki Çaygan’ın eline güzel bir cariye girmiş, yahut bir nefis bir kumaş almış derhal adam gönderip aldırırdı. Yine işitse ki bir kişinin güzel kızı var yahut güzel bir avreti var derhal mecal vermez, çekip alırdı. Hiç kimse men edemezdi. Ve Çaygan’a ondan şikayet etseler ben ona bir şey diyemem, derdi. Çaygan da onun elinden bunalmış idi.Bu işi bu şekilde uzatınca Çaygan’ın tahammül etmeye takatı kalmadı.El altından Kuteybe’ye adam gönderdi. Havarizem şehirlerinden üç şehrin kilitlerini bile gönderdi.
Ve Kuteybe’ye dedi: Havarizem’e gelip kardeşimi öldürürsen her ne dilersen vereyim, dedi.Lakin bu haberi hiç kimseye bildirmedi.Bu haber Kuteybe’ye ulaşınca gaza vaktı idi. Kuteybe kavmine Segat gazasına varırız diye bildirdi.Çaygan’ın addıbını geri gönderdi. Havarizad’e haber verdiler ki Kuteybe Segad’a gazaya gider. O da gayet sevindi. Ve kavmine bildirdi ki bu yıl cenkten eminsiniz, zira Kuteybe segad’a gidermiş.Ve bizde iş’e meşkul olalım dedi. Bilmedi ki Kuteybe kendi üzerine gelir. Bu esnada Kuteybe ansızın bin atlı ile Medinetül Fil ki Havarizemin ulu ve muazzam şehridir. Zira Havarizem ülkesi üç şehirdir. Ondan ulusu yoktur. Kuteybe çıkıp geldi. Havarizem halkı Kuteybe’yi görüp korktular. Kuteybe doğru Çaygan’ın yanına geldi.Ve Havarizad’a haber verdiler ki ne gafil durursun işte Kuteybe erişip alemi fesada verdi. Havarizad anladı ki bu iş Çaygan’ın başı altındadır. Diledi ki Çaygan’ı öldüre. Lakin fırsat ve mecal bulamadı. imdi hazır bulunan sipahi ile sürüp Medinetil Fil’e geldi.Çaygan o üç şehri Kuteybe’ye verip kendisi de Kuteybe’nin yanına geldi.Ve Havarizad şaşkına döndü. Nihayet Kuteybe’ye adam önderip aman diledi.
Kuteybe dedi: Amanı kardeşinden dile eğer o aman verirse benden emin ol.
Havarizad dedi: -imdi bildim ki benim ölmem lazım. Zira benim kardeşime boyun eğmem ölmek demektir. Belki ölmek muti olmaktan iyidir, dedi. Bunun üzerine cenge koyuldu. Bir saat cenk edip sonunda tutuldu. Kuteybe’ye getirdiler. Kuteybe dedi:Kendini nasıl görürsün.
Havarizad dedi: -Ey emir, beni melamet etme ki ben kılıca eli onun için vurdum ki seninle benim aramda bir hüküm zahir ola. imdi fırsat senin oldu, bana ne öğünmek gerek,ne dilersen et. Bunun üzerine Kuteybe buyurdu. Dışarı çıkıp boynunu vurdular. -
30.
+1Taberi Anlatımları
Aşağıdaki pasajlar doğrudan Taberinin anlatımından alınmıştır.
Tarih-i Taberi / Cilt 3/(Syf-343)
Her kim Türk’lerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. imdi müslümanlar bir bir Türk’lerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.Ve Türk’leri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merv’e geldiler.
Yaz gelince Kuteybe Horasan şehirlerine nameler gönderip asker topladı. Sonra göçüp Talkan’a vardı. Şehrek ki Talkan meliki idi. Neyzekle müttefik idi. Kuteybe’nin geldiğini işitince kaçtı. Kuteybe Talkan’a girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler. Nekadar kırabilirlerse kıralar. Bunun üzerine Kuteybe’nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.
Rivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi. Oradan göçtü. Mervalarüd’e kondu. Oradaki melik kaçtı. Kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler.(Syf-344)
Kuteybe dedi: - Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (Uktülühü uktülühü uktülühü). ( Hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün )
Bunun üzerine Neyzek’i ve iki kardeşi oğulları ki biri Sol ve biri Osman’dır. Ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdüler. hepsi 700 adam idi. Buyurdu başlarını kesip Haccaca gönderdiler.(Syf-347)
Kuteybe deve palanı demek olur.(Syf-351)
Ganimet malının beşte birini Haccac’a gönderip Semerkant’ın fethini de ilan etti. Haccac da bu haberi işitip sevindi. Kuteybe tekrar Merv’e döndü. Kardeşi Abdullah’ı Semerkant’a emir yaptı. Askerlerinin bir miktarını onun yanında bıraktı ve lüzumu kadar harp aleti verip, Abdullah’a dedi: Kafirlerden hiç kimseyi Semerkant’a girmeye bırakma, ancak eline bir parça balçık ver ve o balçığın üzerine mühür vur.(Syf-353) -
29.
0b-) Yaygın Geçim Sıkıntısı
Müslüman Arapları komşu ülkeleri ve bu arada Türkistanı fethetmeye zorlayan önemli sebeplerden bir diğeri de çok yaygın hale gelen geçim sıkıntısıdır.. Nitekim, el-Mesudi'nin en güzel kitap olarak tavsif ettiği ve fetih hareketlerini çok daha objectif kriterler içinde ele alan ilk tarihçilerimizden Belazuri'nin Fütuhu'l Büldan adındaki kıymetli eserinde, Arapların geçim sıkıntısı yokluk ve mahrumiyetler içinde sürdürdükleri hayat mücadelesi nedeniyle komşu ülkeleri fethetmeye zorlandıkları ve bu ülkelerde çok büyük sayıda yerleştikleri hakkında sarih ifadeler vardır. ( Sayfa 299..) -
28.
0Değişen Arap Toplumunun Yeni Hayat AnlayışıTümünü Göster
a-) Harbeden Askerlerin Servete Kavuşma isteği
Arapları, Orta Asyayı fethe zorlayan bir diğer faktörde harbeden askerlerin kısa zamanda büyük servet ve zenginliklere sahip olmaları idi. Değil daha sonraki devirler, ilk devirlerdeki fetih hareketlerinde bile sosyo-ekonomik nedenlerin çok önemli bir faktör olduğu ortaya çıkmaktadır. Genellikle Bedevi, çölde yaşayan, fakru zaruret içinde çok insafsız bir hayat mücadelesi içinde yoğrulan Araplar, daha islamın ilk devirlerinde harbedeb askerlerin verilen yüksek maaş ve ganimetler dolayısıyla kısa zamanda büyük bir servet ve zenginliğe kavuştuklarını görmüşlerdir. Mücahit gazilerin bundan sonraki yaşantıları ve hayat seviyeleri bir anda değişmiş ve harbe iştirak etmeyenlere nazaran çok daha iyi ve müreffeh bir hayat sürmeye başlamışlardır. Bu kabil Arap bedevilerinin o zamanki durumu, bugün Anadolu'nun iç kısımlarından kalkarak aynı sosyo-ekonomik nedenlerle çalışmak için Almanya'ya giden Türk köylüsünü ve onun sosyal hayatındada meydana gelen başdöndürücü değişiklikleri hatırlatmaktadır. Bunun içindir ki Arap kabileleri çeşitli cephelerde savaşmak için hata Hz. Ömer devrinde Medine'ye çok büyük kafileler halinde akın akın gelmeye başlamışlardır. Daha sonraları bunları Bedevi aileler takip etmiş ve dolayısıyla Arap yarımadasının dışına daha o devirlerden itibaren çok büyük bir Müslüman Arap göçü L. Caetani'nin ifadesiyle tarihte ilk defa Sami ırkının göçü başlamış oluyordu.
Tarihte belki ilk defa vaki olan bu Sami Arap göçü, Emeviler devrinde de bütün canlılığı ile devam etmiş, sadece iran'a değil, Türkistan'ın Buhara, Baykent, Semerkant gibi daha birçok büyük şehirlerine önemli ölçüda Arap aileleri yerleştirilmiştir. Özellikle Buhara'ya yerleştirilen bu kabil muhacir Arap aileleri o kadar çoktu ki, Kuteybe b. Müslim be yerleşik Arap nüfusu ve kesafetine dayanarak bu büyük Türk şehrini nerede ise kolonize etmeye kalkışmış ve bunda önemli ölçüde de muvaffak da olmuştur. Genellikle 25-50 bin arasında değişen ve aile efradıyla birlikte yapılan bu göçler, bir taraftan iran ve Türkistan'ın büyük şehirlerinin Arap nüfusuyla iskan edilmesine, diğer taraftan da siyasi Arap hakimiyetinin bölgede daha kolay bir şekilde yerleşmesine ve hatta islam dininin gelişme ve yayılmasına da yardım etmiştir. -
27.
0Müslüman Araplar Türklere Neden Saldırmıştır
Genelde, bu tarihi bilen islami çevreler, Müslüman Arapların Türklere saldırmasını, onları islam dinine davet etmek, gerekirse bu uğurda zor kullanarak, onları islam'a boyun eğdirmeye zorlamak şeklinde yorumlarlar.. Ancak tek neden bu değildir..
Bu konu da ayrıca Zekeriya Kitapçı'nın Yeni islam Tarihi ve Türkler adlı Kitabında anlatılmıştır.. Aşağıdaki pasaj, aynı kitaptan alınma bir bölümdür. -
26.
0Bizi ilgilendiren tarih buraya kadardır.. Bundan bir süre sonra Arap topraklarında, Emevi Hanedanının egemenliği son bulur ve Abbasilerin devri kendini gösterir..
749’da Abbasiler Emevi Hanedanını zorlamaya başlar.. Arap topraklarında başlayan iç savaş, Emevilerin dışarı yayılmaları için gerekli olan kuvvetin bölünmesine yol açar.. Abbasilerle birlikte, Müslümanlaştırılan halklar üzerinde daha uyumlu, onların örf ve ananelerine uyan bir islam uygulanır.. Emevilerden sonra islamiyetin evrensel bir din olduğu şeklinde uygulamalar yapılarak islam'ın daha geniş kitlelere yayılmasına özen gösterilir.. Bu şekilde önceleri Arap dini olarak kurulan din, giderek daha bir evrensel görünüm kazanır.
Bu arada Araplar arası çatışmalar da giderek şiddetlenir.. Araplar arası kavgada Mevaliler, yani azat edimiş köleler de belli bir önem kazanırlar..
Bu çatışmaların içinde olan Arap şefleri Mevali’yi kendi taraflarına çekmek isterler.. Ancak, bütün Müslümanları eşit gören islam karşısında Mevali’nin durumu belirsizdir.. Mevali, eşitliği öngören islam adına, Arap üstünlüğüne karşı çıkar.. Ali tarafı ve Peygamberin amcası Abbas’ın soyu, Emeviler tarafından kendilerinden hile ve zorbalıkla alınan iktidarlarının asıl sahipleri olarak görünmeleri, beraberinde bir takım siyasal sorunları da başlatır.. Bu arada, sınıfsal farklılıklar ve beraberinde yaşanan olumsuzlukların nedeni olarak, ezilen sınıf tarafından islamın kendisi değil, Emevi hanedanın iktidarı sorumlu tutulur.. -
25.
0Kur-Sul'un Ölümü ve Türk Ordularının Dağılması
Emevilerin son valisi, Nasır ibni Seyyar’ın valiliğe gelmesi ile birlikte Güney Türkistan’da Arap güçlerinde bir toparlanma başlar. Nasır, Arap hakimiyetinin yumuşak bir politika ile daha kolay bir şekilde yayılabileceği bilinci ile güçlü bir ordu kurarak Türk topraklarına yayılır. 739 yılında Araplar Semerkant’a tamamen yerleşirler.. Ancak, Seyhun nehrini geçmeye çalışırlarsada, Kur-Sul komutasındaki Türk ordusu tarafından durdurulurlar.. Sayı olarak Kur-Sul’un ordusundan daha kalabalık olmalarına rağmen, nehrin öte tarafına geçmeye cesaret edemezler.. Ancak bu arada Araplar için hiç beklemedikleri bir gelişme olur.. Araplara karşı saldırı düzenlemeyi planlayan ve bu nedenle nehrin etrafında keşif yapan Kur-Sul, Arap askerlerine yakalanır.. Nasır, Kur-Sul’u hemen öldürerek cesedini Türklerin görebileceği şekilde Seyhun nehrinin kenarına astırır.. Bu manzara çok geçmeden Türkler üzerinde beklenen etkiyi yapar ve Türk ordusu zaten sayıca üstün olan Araplar karşısında dağılır.. Taşkent ve Fergana da teslim olur.. Nasır, bundan sonra Arap hakimiyetini daha yumuşak politikalar uygulayarak sürdürür.. Yurtlarını terk ederek giden Türklerin geri dönmeleri halinde vergi borçları affedilir.. Halk içinden Müslüman olanlara bazı ekonomik ve sosyal çıkarlar sağlanarak, onların kendiliğinden Müslümanlığı seçmeleri teşvik edilir.. islam’ın taraftar bulabilmesi için, gerek korkutarak, gerek teşvik ederek gereken her türlü tedbiri alınır.. Bu alınan tedbirler yavaşda olsa sonuç verir.. Türk topraklarındaki son Emevi Arap valisi Nasır ibni Seyyar Türklere islam’ı kabul ettirtmeyi başarmıştır.. -
24.
0Hakan Sulu'nun Ölümü ve Cuzcan Beyinin ihaneti
Hakan Sulu, 737 yılında Halid’in üzerine yürür.. Araplar zayiat vererek Ceyhun’un güneyine çekilir.. Türkler Ceyhun nehrini geçerek Arapları Belh’e kadar çekilmeye zorlar, ancak Cuzcan önderi, Arap’larla birleşerek Hakan Sulu’nun ülkesine çekilmesine sebep olur.. Göründüğü kadarı ile eğer Cuzcan önderi Araplarla işbirliği yapmamış olsaydı Hakan Sulu’nun ordusu muhtemelen Arapları Türk topraklarından temizleyecekti.. Hakan Sulu ülkesine döndükten sonra bir zamanlar Araplara karşı beraber savaştiğı Kur-Sul tarafından şahsi nedenlerden dolayı öldürülür..
Bu gelişmenin birazda Çin tarafından tezgahlandığı, ve tarihte Çin’in Türk Beyliklerini birbirine düşürme siyaseti olarak görülür.. Hakan Sulu’nun ölmesi Araplar arasında sevinçle karşılanır.. Öyleki Horasan Valisi Araplara Hakan’ın öldürülmesinden dolayı şükür orucu tutulmasını ister.. Haberi Halife Hisam’a ulaştırırsa da, Halife bu haberin doğruluğunu anlamak için güvendiği adamlarını yollayarak haberin doğruluğunu öğrenmelerini ister.. Hakan Sulu’nun öldürülmesinden sonra Türkler bir daha toparlanamazlar.. Arapların Türk yurtlarından temizlenmeleri ile ilgili umutları bir anda söner.. Öncelikle Dikhanlar denen yerel egemenlikler Araplara büyük tavizler verirler.. Müslümanlığı kabul eden kişilere büyük ekonomik çıkarlar sağlanır.. Cizye olarak alınan vergilerin miktarları düşürülerek önceki zorlamalara göre çok daha yumuşak bir sömürü politikası uygulanır.. Buraya kadar ki tarihte Türklerin zorla Müslümanlaştırılmalarına hizmet etmiş olan en önemli 2 isim, Arap Komutanı Kuteybe ve Hakan Sulu’nun tam önemli bir darbe indirmek üzereyken kendini Araplara satarak onlarla işbirliği içine giren hain Cuzcan Beyi’dir.. Kur-Sul’da, Turgis Hakanı Sulu’yu şahsi çıkarları uğruna öldürerek ister istemez Arapların korkulu rüyasını ortadan kaldırmış, Müslümanlığın Türk topraklarında daha rahat bir şekilde yayılmasına neden olmuştur..
başlık yok! burası bom boş!