Soylular , Askerler ve halk tüm imparatorluk olarak olanlara üzgünüz . Fakat Bunun bir suikast
olduğuna Veletistanı ikna edemedik . Veletistan bize resmi
olarak savaş ilan etmiştir . Onlar agresif davranırsa biz de
davranırız . Kardeşlerim , bizi hafife alanlar gazabımıza
uğrayacaktır , bundan emin olunuz !
Uzun zamandır sizin yorumunuz ile söylemem gerekirse Ülkeyi Çöküşe Sürüklüyordum
Bu yaptıklarım için inci imparatorluğu topraklarında
Soluklanan herkesten özür diliyorum.
inci imparatorluğu
tekrardan, Yükseliş Devrine girmiştir bunu da böyle bilsinler!

Diyerek sözlerini bitirdi imparator inci. Oldukça etkilenmiştim ben imparatoru pek sevmesem de; Sonuçta yaptıkları göz ardı edilemezdi. Ama yeni bir sayfa açıyormuş gibi konuşmuştu imparator.

Büyük sloganlar alkışlar atılıyordu . Bu savaş ya bize ya da onlara yıkım getirecekti .

Konuşmadan sonra General weva beni ve başka 100 e yakın askeri daha yanına çağırdı. Yanına gider gitmez direk konuya geldi

Sizin görevinizi belirledik, savaş cephelerine, kale ve şehir kuşatmalarına gitmeden önce yapmanız gereken bir iş var. Anadolu eyaletinde ki Malatya şehrine gideceksiniz. ( bir istek üzerine Malatya yapıyorum)
Aldığımız bilgilere göre
laz ziya silinemez isimli birisi Veletistan generallerinden biriyle anlaşmış ve Malatya'da ufak bir örgütlenme başlatmış. Biz savaştayken hedefleri tüm Anadolu eyaletine yayılacak bir isyan.
Siz bundan haberiniz yokmuş gibi Malatya'ya gideceksiniz ve oradaki askerler ile örgütü temizleyeceksiniz.
Şimdi, hızlıca yola çıkmaya hazırlanın.

Ben bir kuşatmaya gitmeyi daha çok isterdim ama bu da en az kuşatma kadar önemli bir görev. Yola çıkmak için son hazırlıklarımı yaptım.

tıngır tıngır yavaş bir yolculuk yapmak için bindik at arabasına.
( Yolculuk kısmını geçiyorum)
1 Günden fazla süren yolculuğun ardından
Malatya şehri yakınında ben ve 100 asker indi.
Saat sabah 7 yi çeyrek geçiyordu.
Malatya şehrinde ki tek general olan siliqyiyenzenci1 bizim yanımıza gelerek
şu an sokaklarda kimseler yok, şehirdeki askerlerde evlere baskınlar için hazır dedi ve
herkesi bölerek pozisyon almamız gereken yerleri gösterdi.

Bende kılıcımı çektim ve yavaşça bir eve doğru ilerledim
250 Den fazla asker şehirdeki örgütün evlerini çevrelemişti. Ve Generalin başlayın diye bağırmasıyla tüm şehir inledi
Ardından kapılar teker teker kırılmaya başlandı.

Benim yanımda 10 asker vardı , tiireks kapıyı kırdı ve hepimiz evin içine daldık. içeride 6 kişi uyuyor, 2 kişi ise isyanda kullanacakları için ekipmanlarını hazırlıyorlardı

Elim uzun zamandır kana değmiyordu ki hiç düşünmeden ayakta olanlardan birinin boğazını keserek öldürdüm. Diğer ayaktakini fasistgenc öldürdü. Çıkan gürültüden uyuyanlarda uyandılar fakat ani bir uyanış yüzünden kendilerine gelememişlerdi. Diğer askerler de uyananları öldürmedi, itiraflar yapabilirlerdi bu yüzden dışarı çıkarttık onları.
Diğer evlerde ise operasyonlar devam ediyordu
archer14 ve hikayem tepelik bir yerde kaçmaya çalışanları okluyorlardı.

Umarım bu örgütün tüm adamları sadece Malatya şehrindedir. Yoksa işimiz
uzun olurdu.
Evlerden imparatorluk askerleri, isyan çıkarmayı düşünen mahluklar ile çıkıyorlardı.
Elimize geçen örgütün üyelerinden iyi bilgiler alabilecektik.

Tüm askerlerin çıkmasıyla General siliqyiyenzenci1 nin etrafında toplandık.

Panpalarım, saatlerdir aralıksız hikaye yazıyorum azcık dinlendim şimdi bu günün son entrysini atıp gideceğim. Yarın saat 11 e yaklaşınca devam edeceğiz. Şimdi son entry de yazıp atayım .

Hepinizi tebrik ederim diye söze girdi General.
Bu vatan hainlerinin icabına biz bakacağız.
Eline bir liste aldı ve ismini saydıklarım yanıma gelsin dedi.
revealling , diwisaou , dudleyz, 420quickscoper, simenzss yani ben ve 50 den fazla askerin ismini okudu.
Siz, çok uzaklara, Güney Amerika kıtasına gidecek ve Veletistanın diğer kıtadaki şehirlere, kalelere göre daha güçsüz kalanların kuşatmasına katılacaksınız dedi.

Buradan ispanya eyaletine gidecek, ve orada on binlerce askerle buluşup kuşatmaya gideceksiniz.
Bundan sonra
savunma değil saldırı görevine geçiyorsunuz. Anlaşıldı mı diye sordu General.
Hep bir ağızdan Anlaşıldı diye bağırdık.
Generalin başarılar demesiyle çok yıpranacağımız ama ip ile çektiğim kuşatmaya katılmak için
at arabasında yerlerimizi alıp
yolculuğa başladık...

Evet bu gecelik bu kadar. Hikaye hızlı bir yükselişe geçti ve yaklaşık 150 si iyi 100 ü kötü olmayı tercih eden hikayeye katıldı. Okuduğunuz için teşekkür ederim, bu emeği şukusuz bırakmayın.
(bkz: simenzss) başlığında açtığım tüm hikayelerin bkzsını verdim, isteyen diğer hikayelere göz atabilir, takipte kalın iYi GECELER
Bu arada size 2 sorum var

Hikaye, senaryo nasıl gidiyor, yazabiliyor muyum ?
Var mı bir öneriniz ?

Biraz geç olacak ama hepinize günaydın. Başlığa muhteşem bir ilgi gelmiş, beklediğimin de fazlasını gördüm. 400 E yakın kişi hikayeye katıldı. Şunları demek istiyorum

Hikayaye 1 kişinin daha katılması hikayeyi daha da uzatıyor. Yani sadece 40 kişiyle hikayemiz kısa olup bitebilirdi ama 400 kişi ile haftalarca bitmeyecek bir hikaye başlatmış olduk.
Önerilerinizi ve isteklerinizi dikkate alarak yazmaya çalışıyorum.
Sizden bir isteğim var. Katılanlardan 1 isteğim var, bu hikayenin kısa zamanda sözlüğün tozlu raflarına kaldırılmasını istemediğimden katılanlar şuku da verirse sevinirim.
Ben hikayeyi yazarsız bırakmayacağım, siz de şukusuz bırakmayın.
DEVAM EDiYORUZ...

ilk defa başka bir kıtaya gitmenin verdiği heyecan ve savaşta yer almanın coşkusu ile at arabasında etrafı izliyordum.
Azcık gözlerimi kapatayım dediğimde at arabasının sallanmalarıyla gözüm açılıyordu.
Öyle böyle derken, 1 günden fazla süren yolculuğun ardından ispanya Eyaletine gelmiştik.
At arabasından iner inmez yanımıza bağırarak gelen bir gazeteci çocuk yaklaştı.

Çocuk Ekşi imparatorluğunda isyanlar, Ekşi imparatorluğunda isyanlar!! imparatorluk Bölünmek üzere diye bağırıyordu.

Bunu duymamız ile tüm yorgunluğumuz gitti ve moralimiz yerimize gelmişti.
Çünkü inci imparatorluğunun en büyük sessiz düşmanı bölünüyordu.

Hayırdır? Ne oldu da isyan çıktı diye sordum.
Çocuk büyük bir telaş ile anlatmaya başladı
Efendim, Ekşi imparatorluğu, Anancılara ve veletistana verdiği desteklerden dolayı imparatorluğun doğusunda yaşayanlar rahatsız oldu ve uzun süre protestolar düzenlediler.
Protesto düzenleyenler , Ekşi imparatorluğunun Anacılar ve Veletistan gibi kültürsüz devletlere yardım etmesini haklı bulmuyorlardı.
Ve yaptıkları gösteriler gittikçe kuvvetlenerek imparatorluklarının yarısı ayaklandı.
Bir kaç gün içinde, Doğu ve Batı olarak ayrılmaları bekleniyor dedi çocuk.

Cebimden çıkardığım yanımda ki son altın keselerinden birini çocuğa verdim. Çocuğun giysileri yırtıktı ama yüzü gülüyordu. Verdiğim parayı teşekkür ederek aldı ve bağıra bağıra dolanmaya devam etti.

Ve Büyük bir ses duyuldu, bu ses ispanya Eyaleti başkanı el omar'dan geliyordu.

Ordular, Ordular Toplanın!
At arabasında bir eşyam kalmış mı diye baktıktan sonra sesin geldiği yere doğru koştum.
On binlerce asker dizilmiş, binlerce asker de sesin geldiği yere doğru gidiyordu.

El omarın yanında 20 ye yakın general vardı. Biraz daha ilerlemem ile gördüklerim göğsümü kabartmıştı.
Binlerce Kuşatma araçları, mancınıklar dizilmiş, büyük çadırlarda ok, yay, kılıç, kalkan, zırh ve mızrak gibi ekipman dağıtılıyordu.
Attığım her adımda askerlerden oluşan kalabalık bir çığ gibi büyüyordu.

Benim ekipmanlarım tamdı ki sıraya geçtim.

Geldim beyler, imparatorlukların bayraklarını düzenledim.
ve daha anca 2 tanesini yapabildim. Diğerlerini mola verince yaparım.
inci imparatorluğunun bayrağı sarı kırmızı renklerde oldu çünkü tarih bilgisi olan bilir genelde imparatorluk bayrakları kırmızı ve sarı tonlarında olur.

Neyse buyurun resimleri

inci imparatorluğu bayrağı http://www.imgim.com/7964incip2712244.jpg

Doğu Ekşi imparatorluğu bayrağı http://www.imgim.com/4144incif7480163.jpg

Ekşi imparatorluğunun bölünme haritası : http://www.imgim.com/5159inciy1609739.jpg

isteğe göre bayrakları tekrar düzenleyebilirim.
Bu arada bazıları katılıyorum yazısını görmem diye her yere yazmışlar, 1 kere yazmanız yeterli ben görüp kayıt ediyorum.
Hadi devam ediyoruz

Yarım saat geçtikten sonra tüm askerler ekipmanalarını toparlamış ve sıra geçmişti.
El omar'ın yanında ki general dudleyz yüksek bir sesle
Askerler! Toplam 20 general ve 5 Mareşal olarak 25 Bin askeri komuta edeceğiz.
Tüm generallere eşit sayıda asker verilecek ve önemli ordulara da Mareşal verilecektir.
Şimdi büyük hesaplaşma vaktine hazır mısınız!? Dedikten sonra
Yeri göğü titreten bir ses ile Hazırız Generalim dedik.
Gemilere binmeye başlayın, işçiler kuşatma ekipmanlarını da gemilere yükleyin.

Korkusuz olun, karşınızdakileri hafife almayın, ama büyütmeyin de! Okunuz sivri, yayınız gergin, kılıcınız keskin olsun!

Diyerek sözünü bitirdi. Ve her köşeden bir ses çıkmaya başladı, herkes bir koşuşturma bir telaş içindeydi. Bu güzel bir telaştı, uzun yıllar sonra imparatorluk savaşı kazanmak için terini döküyordu.

Ben gemiye bindim ama beklediğim kadar kısa sürede yola çıkmadık. Harekete geçmek için tüm hazırlıkların yapılması 12 Saatten fazla sürdü. Ben başımı arkaya yaslayıp uyumuştum.
( Yolculuk kısmı geçiyorum )

Gıcırdama sesiyle yavaşça gözlerimi açtım. Bir ağırlık çökmüştü, geminin kapısının yere vurmasıyla yerimden zıplayıp kendime gelmiştim. Güney Amerika kıtasına gelmiştik galiba?
Bizi yönetecek general emin gelen emir dışarı çıktı, mareşal guevarache hedefe varmış bulunmaktayız dedi.

Ve herkes gemide bir ürperti ile birbirine baktı

Gemiden dışarı adımımı atmam ile saldıracağımız dev surlarla çevrili şehri görmüştüm. Surların dışında kimseler görünmüyordu. Gökyüzü yeni aydınlanıyordu. Kıyıya dizilmiş yüzlerce geminin kapıları teker teker açılıyor, askerler iniyor ve mancınıklar indiriliyordu.
Ardından bir geminin kapısı daha açıldı içinde atlar vardı. Fakat atlardan birisine takılan zırh aşırı görkemli ve ağırdı. O ata doğru imparatorluğun

en iyi atlı savaşçılarından atini giben rohanli gitti.
Bir kaç dakika sonra tüm askerler aşağı inince
ordumuza baktım ve
kuşatacağımız şehirde ki bir veletistan askeri olduğumu düşündüm.

Tüyler ürpertici, dehşet verici bir ordu dev surların karşısında duruyordu.
Mancınıkların inmesiyle herkes aynı ritim ile adım atmaya başladı.

Tarihi, kazananlar yazacaktı.
Tarihi yazacak olan bizdik.

20 bin asker önde
kalan 5 bin asker mancınıklar ile arkadan geliyorlardı.

General dudleyz, weva, wolf18 , yannanan , tfreestylr, tammah, mupto , silikyiyenfil ve diğer 18 general ile 5 mareşal toplanarak ordularının yanına dağıldılar. mareşal paychotorrer kuşatma öncesi konuşmayı yapmaya başladı.

Yiğit Askerler, şu an altın değerinde bir zamandayız. Bizi dağılmış, çökmüş kendi sorunlarıya boğuşan bir imparatorluk sandılar. Ama bizden o kadar KORKTULAR Ki, Çeşitli örgütler ile içimize sızdılar.
Eğer biz gerçekten yıkık bir durumda olsaydık, bu köpekler bizden bu kadar KORKAR MIYDI ?!
Şimdi, Bu dev surları sesiniz ile sallayın, Tarihi yazacak kaleminiz olan kılıcınızı Çekmeye Hazır mısınız?
On binler kılıcını çekti ve kılıcın sürtme sesi metrelerce ötede ki kuşları kaçırmışken
HAZIRIZ MAREŞALiM! Diye bağırdık.

Kuşatma BAŞLASIN! Sözüyle Binlerce Mancınığın topları havada uçuşmaya başladı.
Kılıç ve kalkanımız ile düşmana karşı baş başa kalmıştık.

Kuşatma resmi : http://www.imgim.com/443861-siege.jpg

15-20 dakikalık bir ara veriyorum. Hemen geleceğim, katılanları halen alıyorum. Bazıları pmden hikaye bugün biter mi diye sormuş, 400den fazla kişi katıldığından bugün değil bu hafta biteceğinden bile emin değilim.
Geldiğimde hızla devam edeceğiz...

Devam ediyoruz, bir daha bir daha rezleri çekin, önerisi olan yazabilir tavsiyelerinize her zaman açığım.

Mancınıkların yarısından fazlası şehrin girişinde ki büyük kapıya atılıyordu. ilk hedefimiz, kapıyı kırıp savunmayı yarmak. Gözümü kapatıp açana kadar, surların tepesinde dizilmiş binlerce okçu görmüştüm.
Düşman da savunmaya başlamıştı.
Gök yüzüne baktığımda görebildiğim tek şey uçuşan mancınık topları ve oklar.
Biz kapı kırıldıktan sonra atlı kuvvetler ile şehrin içine dalacaktık.
Yavaşça yürümeye çalıştık ama ok yağmuruna tutulmuştuk.
Gözümün önünde onlarca kişinin vücuduna oklar saplanıyordu.

Kalkanımız ile oklardan korunurken, şehrin kapısı da yıkılmıştı. Arkamızdan atlı askerler şimşek gibi geçmiş, arkalarında sadece bir toz bulutu bırakmışlardı.
Bağırmalar , patlama yıkılma, okların ve mancınıkların çıkardığı sesler ile ordumuz şehrin içine doğru koşmaya başladı.

Veletistan askerlerinin artık burayı savunmak için bir şansları yoktu.
Veletistanın yeni imparatoru abiniz2003
Anancıların ise anne bayiltan seçilmişti.
Anancıları bilmem ama, veletistan imparatoru bu kuşatma haberini aldığında öfkelenip bize mi saldıracaktı yoka kayıp ettiği yeri geri mi almaya çalışacaktı.
Ve ya bunları yapması için fırsat bile vermeden

Saldıracaktık.

Atlılar mızrakları ile şehrin içinde ki kalabalığı yarıp geçmişti, ordumuz hızlıca şehre girdikten sonra kılıçlar çarpışmaya başladı.
incici bozkurt elindeki inci imparatorluğu sancağını bana verdi ve, Veletlerin bayrağını göstererek
bu mahlukların çaputlarını atıp yerine Sancağımızı dik, ben burada çarpışacağım dedi.
Kalkanımı sırtıma sabitledikten sonra bir elime sancak diğer elimde kılıçla koşmaya başladım.

Ara sokaklardan gidiyordum, her yerde iki taraf birbirini boğuyordu.
Veletistanın bayrağının dikili olduğu yere ulaşmıştım.
Karşıma 5 tane sivil çıkmıştı, ellerine geçenleri alarak bayrağı savunuyorlardı

Dona kalmıştım, bunlar her ne kadar veletistan gibi leş bir ülkenin vatandaşı olsa da elindeki imkanlar ile korkmadan karşımda duruyorlardı. Ne yapacağımı karar verememiştim, daha üstlerinde zırh bile olmayanları kılıcımdan geçirecek miydim?
Diye düşünürken, bir anda ayaklarımın ucuna arkamdan kan sıçradığını gördüm!

Arkamı döndüğümde başka bir sivil arkamdan beni öldürmek üzereyken uzaydahalaycekenadam onu durdurmuştu.
Ve ardından gözlerini kısıp karşımda ki sivillere doğru yöneldi.
Belimde olan hançerler ile uzaydahalaycekenadam a yardım edecektim.
5 Sivil ona doğru koşmaya başlayınca, 2 tanesine hançer fırlatıp yere sermiş, kalanlarına isabet ettirememiştim.
Daha çalışacak ve gidecek çok yolumun olduğunu o an anlamıştım.

uzaydahalaycekenadam 2 sivili öldürmüş yerdekilerinde boğazını kesiyordu, ben de bayrağın dibinde durana sancağımızın ucu ile vurup, kılıcımı saplamıştım.
Ve sonunda,
Tekme atarak veletistan bayrağını düşürmüş, Sancağımızı dikmiştim.
Yorgunluktan, yere yığıldım

incici bozkurtun yardımıyla tekrar ayağa kalktım. Şehrin en tepesindeydik, ve gördüğüm her yer insan cesetleriyle doluydu.

Generaller ve mareşaller atların üstünde yanlarında imparatorluk bayrağı taşıyan askerler ile şehre girdi.
Yüzlerinde bir gülümseme vardı.
Mareşal cowb0ycactus atı yavaş adımlar atarken konuşmaya başladı yaralı arkadaşlarınızı hekim çadırlarının yanına taşıyın. Kılıç çarptırmış sizlere sesleniyorum. imparatorluk bu vazifenizi ve bu başarınızı unutmayacaktır.

Bu şehir Veletistan da kalsaydı veletler güney amerika kıtasına yayılmaya devam edecekti. Ama onların yollarını biz kestik

General emin gelen emir ve serabindildosu orduları ana vatanına geri dönecek.Ve sözünü bitirdi
Onca yol gelmişken neden geri gönderiliyorduk ki ? Eğer gemideyken korkunç şeylerin olacağını bilseydim daha şimdiden müdahale ederdim.

Bu sefer daha büyük, bir gemiye bindirilmiştim.
Yanıma yüzü asık birisi siomanyakye oturdu.

Gemi hareketlenmiş ve herkes sohbet etmeye başlamıştı. O arada siomanyakye ayağa kalktı ve gemideki başka bir bölüme gitti.

Bende ayağa kalktım, kılıcımı ve kalkanımı oturduğum yere koydum. incici bozkurt nereye diye sordu.
Bir dolanıp geleceğim dedim ve siomanyakyenin gittiği yere doğru hareket ettim.