toplanın lan öğrenim hayatımı anlatıyorum

başlıyorum lan yazmazsanız yazmayın anasını satayım.

öncelikle yazdıklarıma csb diyecekler gibtirsin gitsin. baştan söylüyorum.

ilkokul hayatıma mal bir öğrenci olarak başladım, sınıf öğretmenimizin yan komşumuz olmasının iteklemesiyle kendimi çalışkan öğrencilerin arasında buluverdim. fiş falan okuya okuya, azıcık bilgimle ortaokula gittim. ortaokul bambaşka bir yerdi. ilkokuldan tuğba diye bir kız vardı. aynı sınıftaydık. aman allahım. o yaşımda bile muallaklik düşünüyordum. 3. sınıftayken altına bakmak için yere kalem atardım. yanımda otururdu, elimin üstüne otursun diye muallakliğine elimi oturduğu sıraya koyardım. pis ve osuruk kokusu seven bir çocuktum herhalde.

gibtir et panpa
deveye sormuşlar nabiyon la deve diye ?
Kazan doğurdu demiş .

ortaokula geçmiştim değil mi? He geçtik işte, fen bilgisi sınavı var. En yüksek not alan öğrencilerden biriyim. Şu an doktor olan arkadaşım o zamanlar takunu yiyim anneme söyleme düşük aldığımı falan diyor. Ya düşünün bendeki havayı. Tamam ulen kerata diyorum.
6. sınıftaki inanılmaz kıvrak zekamla işlerin üstünden gelmeyi başarıyorum. Aklımın bir yanı tuğbada. Şimdiki gibi mcdonaldsta doğum günü kutlanmazdı o zaman. arkadaşlar eve çağırılır. pasta, börek yenir. bunlar olunca okul bahçesinde top oynamaya gidilirdi. tabi ondan önce de hediyeler saklanır. doğum günü çocuğu hediye bulmaya çalışırdı.

neyse doğum günümde ablam olacak karı, bu tuğbaya benim onu sevdiğimi söylemiş. sonra okulda dedikodu yayıldı. ulan ne bilelim bu kadar iğrenç bir şey olduğunu. "sakamagduru tubayı seviyooo" diye senkronize bir şekilde milyonlarca kere duyduğunuz bir söz sizi ne kadar tiksindirir dıbına koyim. ahanda bana öyle oldu. bunu söyleyenlerin dıbına koyucam ilerde. onu da anlatıcam. hele sıra gelsin. 6. sınıf bitti 7 ye geçiyoruz. okula yeni bir kız geliyor. adını söylemiyorum artık amk kim olduğumu anlayacaklar. kız o kadar güzel fizikli bir kız ki. adriana limayı getirseler ben onu zikmem bunu zikerim derdim yani. ilkokul 7. sınıfta çükümüz anca yeni kalkıyordu amk. tam böyle bahar ayları birilerine cidden bir şeyler hissetme zamanlarıydı. millet kınayt için okulu asarken, ben kıza şiirler falan yazıyordum. mor ve ötesi albümleri hediye ediyordum. çok da romantiğimdir ha.

not: sözlüğün dıbına koydunuz muallakler. durun

bu kızla bir süre sevgili olduk. sonra 8. sınıfa geçtik. bu sefer kınayt ve nba oynayan tayfaya ben de katıldım. ulan ne biçim bir işse, o seneyi yalnızca 50 kuruşluk internet kafede geçirdiğimi hatırlıyorum. dersaneye de gitmeyi sevmediğimden dersaneye de gitmedim. bildiğin çalışmadan sınava girdim. gibimsonik bir düz liseye ucu ucuna girdim. disiplinli falan dediler ondan gittim. kavga falan çok sevmem aslında. ama yeri geldi mi adamın anasını giberin.

rezerve verin muallakler giblenmiyorum. :((

lise hayatına geçtim.

tak gibi başladı. gider gitmez zaten fail olacağını anlamıştım.

ismimi yanlış takip edip başka sınıfa gitmişim. ilk günden okulun alay konusu oldum. ulan dedim sizin bacınız siqem.

sonra esas sınıfıma gittim. neyse ki ordakiler sıcak karşıladı.

bildiğiniz o sene asosyal olduğumdan oturup derslerimi çalışıyordum. günü gününe çalışıyorum desem yalan olurdu ama, matematikten sınıfta tek 45 üzeri alan ben vardım.

ha gayret sakamagduru ha gayret derken bi baktım sınıfta lise 2 ye geçen tek ben varım.

hızlı geçiyorum. önemli yerlerde uzun uzun anlatırım.

lise 2 benim için dönüm noktası oldu.

lise 1 de basket takımından tanıdığım elemanların hepsiyle aynı sınıfta buluştuk.

ha bu arada iyi de basketbol oynardım. bilek sakatlığım olmasa şu an bir takımda oynuyor bile olabilirdim.

derken ben lise 2 de bir arkadaşımın msn vermesiyle bir kızla tanıştım.

kız sevgilisinden ayrılmak üzereymiş, bir de ben türkçeyi o sıra etkin kullanıp kızı baştan çıkarınca, kız sevgilisinden ayrıldı.

bir eylül günü kızla koşuya çıkmak üzere buluştuk. o gün sevgili olduk. bu benim 2 yıl gibi bir süreme mal olacaktı.

sevgilim tam anlamıyla melek gibi bir kızdı. derken bir gün arkadaşımın biri hadi gel manisaya gidelim dedi.

yaş küçük anasını satayım, nasıl geleyim oraya diye düşünürken, volkanlarda kalıcam diye annemlere yalan söyleyip, manisaya gittim.

orda derin diye bir kız vardı. abovvvv, çocuğum lan daha. kız da hafif kaşar tipli. sormayın olanları.

volkan daha önce bu derine nasıl olduysa kaymış. dedim naptın lan ben bu kıza bir şey yapamam dedim.

barney stinson kanunlarını o zamandan yazmışım dıbına koyim. arkadaşının eski sevgilisiyle yatma!

ama yatmam mı, ilk milli oluşumu onunla yaşadım. fırsat bu fırsat, kaçırmadım.

sağolsun ondan sonra başımdan bela eksilmedi.

bu arada derinin bizden 2 yaş büyük olduğunu sonra öğrendim.

neyse denizliye döndüm. sevgilim beni arıyor. buluşmamız lazım diyor.

tamam aşkım geliyorum diyorum.

ilk buluştuğumuz yerde buluşuyoruz. direkt bir tokat yiyorum.

hayatımda böyle bir şeyle hiç karşılaşmadım lan annem vurmadı bana daha dercesine, klagib kız vuruşları geliyor.

müthiş sol ayağımla kızı durduruyorum.

derin huursu herşeyimmmm'in numarasını almış, ona mesaj atmış. resmimi de atmış amk.

aşkım valla senden önceydi desem bile. yer mi dıbına koyim? Yemedi. sonra ayrıldık. 1

yıllık ilişkinin sonuna geldik.

ulan ben depresyona girdim. lost falan izliyorum, yaz tatilinde hiç dışarı çıkmadım. 3 ay boyunca ot gibi takıldım.

Arkadaşlarım falan geliyor, anneme yok de falan diyorum. iyice pislik moduna girdim yani.

orda olan varsa yazıcam beyler?

benzer noktalarımız mevcut yoksa anlattığın bi gibe benzemiyor

rezerved

lise 3 e geçtim. bambaşka bir sakamagduru. hayattan nasibini almış, özgüvenini kaybetmiş. ama daha olgun düşünen, daha cesur biri.

ulan dedim hadi hayırlısı biri karşıma çıkar da unuturum ben bu kızı. çıkmadı anasını satayım.

unutamadım bir türlü kızı. kızın kardeşiyle aramız iyiydi, mesaj attım. dedim ki buluşalım mı? olur dedi.

o sıra kızın sevgilisi vardı. ona rağmen kabul ettti. diyorum ya cennetlik kız diye. beni bıraksa da cennetlik.

(bkz: kısa bi hikaye anlatsam dinler misiniz)

neyse buluştuk, dedim seni seviyorum. o da bende seni dedi. öpüştük seviştik. ayrıldık.

bir gün sonra mesaj geldi, sevgilimden ayrılamıyorum arkadaşlarım baskı yapıyo diye. dedim kim ulan bu arkadaşlar?

toplandık bir gün bizim tayfayla, gittik çocuğun lisesinin önüne. dedim hanginiz benim kız arkadaşımı zorluyo?

biri çıktı senin nerden kız arkadaşın oluyo diye. lavuk ismini söylesem böyle ortaya çıkmaz. oltaya geldi at kafası.

dedim bak akıllı ol, insanın fikirleri, düşünceleri var. zorla kimseye yaptırım uygulayamazsın. eğer daha fazla rahatsız edersen polise şikayet edecek.

asıl rahatsız eden sensin lan dedi. sonra sinirlendim. çocuğun üstüne atladım. basketboldan gelen çeviklik de var.

kavgayı sevmem ama işte ani adrenalin patlaması yaşayınca böyle oluyor demekki.

polis eskiden liselerin önünde fır dönerdi. bahsettiğim lise de büyük bir lise olduğu için anında olay yerinden mariodaki mantar misali çıkıverdiler dıbına koyim.

aldılar bizi karakola zütürdüler. annemizi babamızı aradık. sorunsuz ayrıldık. çocukla son bakışmamız bu iş burda bitmedi gibiydi sanki.

harbiden de bitmedi.

Bize ne senin gibik hayatından.
Şimdi yıkıl karşımdan !

aradan 3-5 gün sonra 1100 telefonuma mesaj geldi. çocuk mesaj atmış. sen ben teke tek. şurda şurda diye.

ulan tek kavgaya giderim de bu bin yanında eleman getirmiştir diye düşünüyorum.

en güvendiğim iki arkadaşımı yanıma aldım gittim. dediğim gibi çıktı. elemanın yanında da 2 kişi var.

tamam dedim gidelim. nereye gidiyoruz. yanındaki elemanlar da tipi tip anasını satayım. kavgaya değil, markete zütürmem.

neyse gittik çocuğu elledim geldim. bu iş burda bitmedi yapıyor falan. arkadaşları da destek çıkıyor.

benim delikanlı bi kardeşim vardı. sen ne diyon lan diye bu çocuklara bir daldı. bende mecal kalmasa da üçümüz bir fena giriştik elemanlara.

bu sefer polise yakalanmadan eve gittik. birimizin kaşı, birimizin kafası şişmiş. ama dayak yemedik dövdük modundaydık.

ertesi gün okula gittik. insanlar noldu yerine, naptınız lan diyor. dıbına koyim fight club mı yapıyorsunuz nerde? diyecekler diye ben çok korktum. o tipte soruyorlardı çünkü soruları.

kimseye bir şey anlatmadan aramızda kapandı olay. çocukla da bir daha karşı karşıya gelmedik.

derken ben hala eski sevgilimi ayartmaya çalışırken, başka bir kıza aşık oldum. ayran gönüllülük bu olsa gerek.

lise yaşantımdan anlaşıldığı kadarıyla, binin, itin - uğursuzun teki olma yolunda emin adımlarla ilerliyordum.

ama hala eski sevgilime yamuk yapacağımı düşünüp, onunla devam ettim. fakat bir raddeden sonra o kızı kullanmayı erkekliğime yediremedim.

ben başkasını seviyorum dedim. yazık kız o kadar iyiydi ki, o başkasını bana yapmaya çalıştı. ulan ne muallak çocuğuymuşum be.

o kıza ulaştım. kızla yağmurlu bir günde denk gelmiştik. kaşara benziyodu zaten hal ve hareketleri. harbiden de öyle çıktı..

kaşar , eritme peynir farketmez. gönül bu, kerhanedeki huurya aşık olsan, müslüman yapmaya çalışırsın dıbına koyim.

o kızla tanışmaya çalıştım, arkadaşlarımdan numarasını falan bulmaya çalışıyorum.

numara ararken msn bulduk. olsun şükür yarebbi diyip ekledim.

güzel güzel konuşuyoruz. derken kızın hala eski sevgilisine aşık olduğunu farkettim.

uzaklaşmam lazım dedim. uzaklaşamadım. eski sevgilisiyle papaz olacağımızın şimdiden habercisiydi bu.

vay be kimse bakmamış bile. daha büyük olayların garantisini veriyorum gençler.

rezerved