1. 26.
    0
    @47 gravitondan bahsetmek için önce evrendeki kuvvetlerden bahsedelim. Evrende 4 temel kuvvet var: yer çekimi, güçlü kuvvet, zayıf kuvvet ve elektro manyetik kuvvet.

    Bu 4 kuvvet kuvvet taşıyıcısı dediğiğmiz parçacıklar sayesinde iletiliyor bir cisimden diğerine. Örneğin en popüler kuvvet taşıyıcısı fotondur yani elektromanyetik dalga yani ışıktır. Evet, elektromanyetik dalganın kuvvet taşıyıcısıdır bu. Bir atom bir foton yayar ve onun etkisiyle geri teper, başka bir atom onu yakalar ve fotonun momentumuyla ileri gider. Böylece birbirlerine kuvvet uygulamış olurlar.

    proton ve nötronların içinde bulunan quarkları bir arada tutan kuvvet olan güçlü kuvvetin kuvvet taşıyıcısı gluonlardır. çekirdekte proton ve nötronların bir arada durmasını sağlayan zayıf kuvvetin kuvvet taşıyıcıları da w bozonu ve z bozoznudur.

    bir tek yerçekimi kaldı. yerçekiminin de kuvvet taşıyıcısının graviton olduğu düşünülüyor ama henüz bu bublunmuş bir şey değil. yerçekiminin ışıktan hızlı hareket edemeyeceği biliniyor ve evreni standart model çok güze laçıklıyor fakat einstein'in general theory of relativitysinin yanlışlığı bir türlü ispatlanamadı.

    Ya quantum ya da genreal theory of relativity doğrudur çünkü birbirleriyle çelişirler. Ama ikisi de yapılan gözelmler ve deneyler sonucu elde edilen verilerle çok uyumlu çıkıyor.

    Gravitonla standart modelin alakası bu ama dediğim gibi graviton hala bulunmuş değil.

    Sicim teorisi çok küçük boyutlarda parçacıkların sicim denen titreşen iki boyutlu dalgalardan oluştuğunu söylüyor ve sicim teorisinin doğru olması için 11 boyut gerekli. (Denklemlerden çıkıyor bu ancak 11 boyutlu evrende çalışıyor denklemler). Ama 3 uzay ve 1 zaman boyutu dışında kalan boyutlar çok küçük olduğu için göremiyoruz deniyor. Buna verilen en klagib örnek bir telin üstünde yürüyen karıncadır. Karınca için tel 3 boyutludur ama çok uzaktan bakan biz için tel tek boyutlu gözükür. işte diğer 7 boyut da birbiri üzerine kıvrılmış ve çok küçükler deniyor modele göre. Sicim teorisi için de şu an large hadron collider da bir deney yapılıyor. Deney şöyle işliyor protonları hızlıca çarpıştırıyorlar ve baştaki enerji ile sondaki enerjiyi karşılaştırıyorlar, eğer aralarında bir fark bulursalar bu, enerji diğer boyulatlara kaçmış demek.

    Mesela x ekseninde giden bir araba olsun 5m/s ile gitsin bu araba biraz sola dönsün artık enerjisinin bir kısmı y ekeninde. biz y eksenini çok küçük olduğu için göremezsek arabanın enerjisi azalmış gibi görürüz çünkü x üzerindeki izdüşünü görebiliriz ancak. işte lhc de ortaya çıkan bir enerji kaybı sicim teorisinin doğruluğunu gösteren bir işaret olabilir. Ama soana doğru mudur yanlış mıdır bişey diyemem panpa. Bilim bu, yapılan deneyin verilerini incelemeliyiz. Henüz çok erken.

    Eğer sicim teorisiyle ilgileniyorsan brian greene in kitaplarını öneririm. Kendisi dünyada sicim teorisi konusunda sayılı adamlardandır. "evrenin zarafeti" ve "evrenin dokusu" kitapları meşhurdur. bulup okuyabilirsin.

    Paralel evrenler olabilir ama en basit açıklamayla bizim evrenimize paralel oldukları için onlarla hiç bir bilgi alışverişimiz olamaz. Olsa paralel olamazlar. Bu yüzden bunlar hakkında bu şekilde fikir yürütmek o kadar bilimsel kaçmıyor panpam. Ama konuşulması yanlış değil tabii. Çoklu evrenler teorisi, Feynman'ın çoklu geçmiş teorisi bunlar hep bazı gözlemleri açıklamak için kullanılan modeller. Ama paralel evrenler hakkında konuşup yorum yapmak için çok erken reyiz.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 27.
    0
    okuyorum
    bakalım yeni bir şey öğrenecek miyim?
    ···
  3. 28.
    0
    @47
    higgs den başlayalım. standard model diye bir kuram var yerçekimi dışıdna her şeyi açıklıyor bu kuram. beter higgs bir gün bir sorunla karşılaşıyor ve maddeye kütle veren bir parçacık olması gerektiğini buluyolar. şimdi bunun hayvan gibi bir formülü var o nasıl oluyor ben de bilmiyorum. san bunu alıp lagrangianı buluyosun bu da kinetik enerji - potansiyel enerji demek bunu bir dizi matematiksel işlemden geçirerek çıkarımlardda bulnuuyosun. Bu sorunu aşmak için peter higgs bir model öne sürüyor.

    Buna göre bütün evren higgs alanıyla kaplıdır. (higgs bozonları değil dikkat edin, higgs alanı) ve farklı parçacıklar farklı oranlarda etkileşiyorlar bu alanlarla. mesela proton elektrona göre daha fazla etkileşiyor bu yüzden kütlesi daha fazla. ama foton hiç etkilemiyor basıp gidiyor ışık hızında. kütlesi yok.

    işte bu higgs alanı bazen kendi kendine de etkileşebilir modele göre. Bunun sonucu, bu uyarılmış alan sonucu ortaya çıkan parçacığa da higgs particle diyoruz.

    Çok önemli çünkü bize ne yönde bilim yapmamız gerektiği konusunda bir fikir verdi. higgsin ait olduğu model yani standart model doğruysa o yöne gidecek ve araştırmalarımız bu yönde yapacağız diye düşünlüyor, eğer yanlışsa yeni yeni teorileri test edeceğiz farklı yerlere yelken açacağız deniyordu. Bu yüzden bu kadar önemli. Şimdi buna benzer bir parçacık bulunduğu için higgsi inceleyece kve özelliklerini araştıracağız ardından da evren hakkında, evrenin başlangıcı hakkında yeni şeyler öğrenecek ve teknoloji geliştireceğiz.
    ···
  4. 29.
    0
    anlat panpa
    ···
  5. 30.
    0
    ne diyon aga
    ···
  6. 31.
    0
    elimi yüzümü bi yıkadım ag
    ···
  7. 32.
    0
    up up hadi anlat panpa bu higgs büzüğü nedir, neden bu kadar önemli? neden god-damn particle iken god particle haline geldi? kütle çekimi kuvveti olan gravitonla ilgisi var mı? sicim teorisine bakış açın ne? paralel evrenler matematiksel olarak var olabilir mi? (ben olabilir diye biliyorum.)
    ···
  8. 33.
    0
    eyvallah panpa
    ···
  9. 34.
    0
    iki eşitlik görünce kaçtınız di mi lan hepiniz. odaklanın binler odaklanın! evrenimizi açıklamaya çalışma isteğimizin ürünleri bunlar. bunlar hep medeneyetimize yapılmış büyük entelektüel katkılar. bunları ideolojinize, fikirlerinize düşünme biçiminize katarsanız, bilimi bir yük gidi görmiyip bilimsel metodu bir yaşam biçimine dönüştürürseniz sizi kimse tutamaz beyler.

    Çünkü her şey değişir, her şeye karşı çıkabilirsiniz. Biri size felsefik bir görüş sunarsa siz karşı düşünceyi aynı şekilde söyleyebilirsiniz ve hiç bir sonuca ulaşamzsınız ama bilimsel bir veri sunduğunuz zaman, bilimsel yöntemle ilgili bişey sunduğunuzda o adam orda susar kalır. felsefeye, dine, her şeye karşı çıkabilirsiniz rahatlıkla ama bilime o kadar kolay karşı çıkamazsınız orda dur derler.

    ayrıca bilim ilerlediği zaman sanat da, edebiyat da, felsefe de, insanların zihniyeti de bilimle ortaya çıkan fikirlerle değişir fakat bilimsel yöntem değişmez. bilimi bunlar değiştiremez çünkü metodu bellidir ve hayattaki en kesin şeydir.

    Örneğin einstein gelip de mutlak zaman fikrini kaldırmadan çoğu filozof mutlak zamana inanırdı. Ama bu yıkılınca yeni yeni düşünceler ortaya çıktı. Keza heisenberg ün belirsizlik ilkesi sonucu doğan indeterministik felsefe akımları da buna ortak olarak gösterilebilir.

    Ayrıca bundan 50 - 60 yıl önce kimse DNA ne bilmezken şu an hepimiz biliyoruz, konuşuyoruz. Bilim işte bu kadar güçlü.

    Ayrıca bilimdeki bu gelişmelere ithafen Wittgenstein "felsefenin geriye kalan tek görevi dillerin analizini yapmaktır." demiştir.

    Uyanın, akıllı olun amk.
    ···
  10. 35.
    0
    belki bi gün lazım olur lan
    ···
  11. 36.
    0
    onu 5 yaşındaki yeğenimde biliyor. sen genel göreliliği ispatla bakalım
    ···
  12. 37.
    0
    anlat, @6 liseli
    ···
  13. 38.
    0
    ben hatun fiziğiyle ilgileniyorum panpa heeç gusra kalma
    ···
  14. 39.
    0
    anlat panpa dinliyoruz
    ···
  15. 40.
    0
    anlatsa bi gib anlıcanız sanki amk
    ···
  16. 41.
    0
    http://inciswf.com/1298717011.swf
    ···
  17. 42.
    0
    anlat panpa
    ···
  18. 43.
    0
    özele gelde paradoxlardan konusak gibtir et modern fiziği
    ···
  19. 44.
    0
    reserved anlat panpa dinliyorum
    ···
  20. 45.
    0
    normalde üşenmem okurum full ama bu sefer okumıycam
    ···