1. 1.
    +1
    anlatacam şöyle 5-10 kişi olun bakalım
    ···
  2. 2.
    +1
    çook eski zamanlardan birinde padişahın validesi rahatsızlanmış..
    kadıncağız içine kapanıp, hayata küsmüş.. yemeden içmeden kesilip,
    süzüm süzüm süzülür olmuş..
    saray hekimbaşısı ve yakın civardaki tüm hekimler çaresiz kalınca,
    hünkârımız ülkeye tellallar çıkarttırmış..
    ···
  3. 3.
    +1
    bak başladım anlatmaya giblemezseniz bozarım orucu...

    her yerde "her kim valide sultanın derdine derman bulur ise, ihsanlara
    gark edilecektir" diye duyurulmuş.
    fakat dış memleketler de dahil hiçbir ünlü hekim valide sultanı şifasına
    kavuşturamadığı gibi, artık böyle giderse fazla yaşamayacağı da konuşulur
    olmuş..
    ···
  4. 4.
    +1
    umarım yorulduguma değer;neyse derken umutların iyice söndüğü günlerden birinde, üstü başı pejmürde,
    saçı sakalı birbirine karışmış derviş kılıklı gençten biri sarayın kapısına dayanmış:
    kapıkullarına "duydum ki valide sultanımız hasta imiş.. ben taa fizandan
    gelen gezginci bir hekimim.. validemizi bir de ben görmek dilerim" demişse de
    kapı kulları "hadi ordan,, nice yaşını başını almış, ünlü hekimler hiç bir çare
    bulamamışken sen bu halinle ve genç yaşınla ne'decen" diye içeri bile almamışlar..
    allahtan o sırada hünkârımız yakınlardaymış ve adamı duymuş da adamlarına
    "bırakın bir de bu hekimi deneyelim.. tez üstünü başını düzeltip, validemin
    huzuruna çıkarıla" diye buyurmuş..
    ···
  5. 5.
    0
    yazmıyorum lan sklenmedik vay amk
    ···
  6. 6.
    0
    ağlıcam amk okuyan varsa devam;gezginci hekimi hemen yıkayıp, paklayıp valide sultanın dairesine zütürmüşler.
    valide sultan yatağında bitkin vaziyette, gözleri bayat balık gibi bakıyormuş..
    gezginci hekim validenin yanına sokulup fısıltıyla bir şeyler konuştuktan sonra
    meşhuur daye hatuna dönerek "tez bana bir kâse yoğurt getirin ve bizi valide
    sultanımla baş başa bırakın" demiş.
    derhal fağfur bir kase içinde yoğurt gelmiş ve herkes dışarı çıkarak kapılar kapanmış..
    aradan yarım saat kırkbeş dakika geçmiş, geçmemiş ki, dairenin kapıları güm diye
    açılarak valide sultan dışarı fırlamış.. şen şakrak koşa koşa hünkârımızın yanına varıp,
    "amman oğul senden ve bu hekimden allah razı olsun, bu hekimi yanımdan ayırmayasın"
    diye cıvıldamış..
    ···
  7. 7.
    0
    tabii derhal gezginci hekimi sarayın hekimbaşısı yapmışlar ve diğer tebabet görevleri
    yanısıra zaman, zaman da bir kâse yoğurt ile valide sultanın dairesine kapanır olmuş..
    padişah da dahil herkes bu işin sırrını merak eder dururmuş..
    ···
  8. 8.
    0
    lan bak gene okunmuyor gALiBA YAZDIKLARIM ŞUNU YAPMAYIN BANA YAPMAYINN
    @11 EDiYORUM KARDEŞiM
    ···
  9. 9.
    0
    FiNALE GELiYORUZ ZATEN ; bir gün yine valide sultana yoğurt kâsesi giderken, hünkârımız görüp sadrazama
    "yürü bre lala.. şu yoğurdun kerameti neymiş bi anlayalım" buyurmuş..
    valide sultanın dairesine vardıklarında kapılar kapalıymış.. hünkârımız eğilip, anahtar
    deliğinden bakınca ne görsün!!
    ···
  10. 10.
    0
    !! amannınn!! valide sultan yatağın üzerinde yüzükoyun
    vaziyette, eteklerini beline kadar sıyırmış.. hekimbaşı da şalvarı çıkartmış durumda
    arkasında ayakta.. malafat elinde.. yoğurda bandırıp, bandırıp valide sultana haydahlıyoo.
    padişahımız gözlerine inanamayıp, doğrulduğunda sadrazam hazretleri eğilip delikten
    bakmış kii vaziyet fena.. hekimbaşı yoğurda bandırıp, bandırıp yüklenmekte...
    ···
  11. 11.
    0
    VE FiNAAAAL sadrazamsakallarına kadar kıpkırmızı vaziyette doğrulduğunda , hünkârımız "sen de gördün mü
    bre lala !" diye gürlemiş..
    sadrazam cevap yerine hık mık edebilmişken, hünkârımız sözedevam etmiş "yahu arada şu yoğurt dalgası da olmasa, herif resmen anamızı s.kiyo diycem amma bereket ki arada yoğurt var" demiş..
    ···