-
1.
0özet geçiyorum :
okuyanlar harika sürükleyici dedi
quanttumunkinden güzel değil
aşk falanda var
cinli minli
gerçekten yaşanmadı
kendi yazımım
+5 reserved gelsin başlıyorum.
-
2.
0ilk reservedi avans veriyorum binler eheuehueh
-
3.
0anlatmıyorum lan madem giblenmiyorum amk :(
-
4.
0reserve hadi bakalım
-
5.
0anlatma
-
6.
0açık sözlü, yaşanmadığını açıkladı helal olsun
ama anlatma amk -
7.
0Gece 1'e geliyordu sanırım. Dışarısı zifiri karanlık. Annem ve babam ayrıydı benim. Şiddetli geçimsizlikten dolayı. Annemle kalıyordum evde. Melek gibi kadındır. Bir dediğini iki etmem, oda etmez. Birde benim kardeşim var. Oğuz, 13 yaşlarında. Kız arkadaşım, gönül. Severdim, çok severdim onu. Belki herşeyden çok. Bilemiyorum. Oğuzda canımdı benim. Annem, herşeyimdir. Gönül daha yeni gitmişti bizden. Odamda oturmuştuk, konuşuyorduk. Bana onlardan bahsetti.3 Harfliler, dedi. Ateist olduğumdan pek aldırış etmiyordum bu duruma. içten içe gülüyordum bile. Ama anlattığına göre, onlarda
Ateist olduğumdan pek aldırış etmiyordum bu duruma. içten içe gülüyordum bile. Ama anlattığına göre, onlardan biri onu geçen sene ziyaret etmiş.
Anlatıyodu bana, bir gün kapı çalmış. Babası gelmiş, hadi gidiyoruz kızım giy üstünü gel hemen, demiş. Gönülde hemen hazırlanıp gitmiş. Babasının sözünü iki etmezmiş. Babası elinden tutmuş, şehir çıkışına doğru yürüyorlarmış. Babasına hiç birşey sormamış. Çünkü dimdik önüne bakıyormuş. Hiç böyle olmamış. Ciddiyetinin farkında olduğu için, susmuş.
Şehirden çıkacakken, bir araba yanaşmış yanlarına.
Arabadan biri inmiş. Gözlerine inanamamış, şok olmuş.
Arabadan inen, babasıymış. O halde elini tutan kimdi ? Sağına baktığında hiç bir şey görememiş.
devam ediyorum binler reservedleri görelim -
8.
0tabii zütü yemiyen binlere göre yazmadım amk
-
9.
0@9 haklı
@8 huur çocugu bir yalancı -
10.
0@11 anneni giberim
-
11.
0ne yalanımı gördünlan caps ver huur çocuğu
-
12.
0@13 capse gerek yok seni verdim annene daha ne istiyosun
-
13.
0@14 gibtir git burdan
-
14.
0Liseden uzun zamandır görüşemediğim bir arkadaşım beni ziyarete gelecekti. Heyecanlanmıştım oldukça. Geleceği gün sabahtan evi falan toparladım, fazlasıyla zamanımın kaldığını görünce duşa girmeye karar verdim. Tam saçımı şampuanlamaya başlamıştım ki kapı çaldı. Banyo rafının üstündeki saate baktım saat daha 11 buçuktu o ise 1de gelecekti. Herhalde işini erken bitirdi deyip hemen bornozumu sarınıp çıktım. Ben kapıya gelene kadar 3. defa çalmıştı. Ne olur ne olmaz diye kapı deliğine baktım. Arkadaşım orda durup adeta gözlerimin içine bakarak bana sırıtıyordu. Gülümseyip kapıyı açtım ve girmesi için geri çekildim. "Saçımı durulamam gerekecek, bir 5-10 dakka bekleyebilirsin değil mi?" dedim ve içeri girmesini bekledim. Ama o girmedi. Dışarı bakınca arkadaşımın orda olmadığını fark ettim. Belki ben görmeden içeri gitti diyerekten salona, oturma odasına, mutfağa, hatta yatak odasına bile baktım ama yoktu. Rahatsız olmuştum. Bir kez daha dışarı bakarak kapıyı kapattım. Sonra banyoya geri döndüm ve saçlarımı durulayıp kurutmaya başladım. Kuruyunca üstüme bir şeyler giyip tekrar banyoya gittim. Saçlarıma fırçayla şekil vermeye çalışırken, tekrar zil çaldı. Tekrar gittiğimde bu sefer kapının önünde kimse yoktu. Apartmana girmek için çalmış olduğunu düşünüp ilk başta aşağıya sesimi göndermek için olan düğmeye bastım ve "Kim O?" dedim. Ses gelmedi. Sadece parazitlenme gibi olan o cızırtı vardı. Tüylerim diken diken olmuştu. Tekrar düğmeye basıp "Kim O?" diye seslendim. Hoparlörden "Ben Selin, hadi ağaç ettin beni aç şu kapıyı." sesini duyunca, üstümdeki ağırlık bir anda gitti ve apartmanın kapısını açmak için düğmeye bastım. Aradan birkaç saniye geçmemiştiki kapımın zili çaldı. "Ne çabuk." diye mırıldanarak kapıyı açtım ve açmamla Selin içeri daldı. Sonra beni şöyle bir süzdü. "Hem değişmişsin hem değişmemişsin." dedi ve kıkırdadı. Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra "Sen salona geç, ben de çayları koyayım." dedim ve ben mutfağa o salona gitti. Çayları koyarken içeri seslendim. "Nasıl, beğendin mi evimi?" diye. Ama içeriden ses gelmedi. Televizyonu açmış olabileceğini düşündüm ve salona gittim. Ancak gitmemle şoka uğradım. Selin orda değildi. Panikle etrafıma bakındımdım. Sonra arkamı döndüğümde onunla burun buruna geldik. "Evi dolaşıyordum. Gerçekten çok büyük ve ferah. Hoşuma gitti." dedi ve salondaki koltuklardan birine attı kendini. "Ne oldu? Hayalet falan mı gördün?" dedi ve kıkırdadı. Gülümsemeye çalıştım ve çaylarla içerden geldim. Tam oturmuş çayımdan bir yudum alıyordum ki telefon çaldı. Çayı masaya bıraktım ve büyük antika aynamın hemen altındaki rafta duran telefonu açtım. Daha alo diyemeden bir ses, "Tatlım, burada anormal bir trafik var. Sana saat 1de orada olurum demiştim ama hayatta yarım saatte oraya gelemem. 1 buçuk gibi orda olurum tamam mı?" dedi telefondaki ses. Şaşkınlık ve dehşetle gözlerim büyüdü. Bu Selin'in sesiydi. "Tamam. Olur." dedim ve aynadan arkamdaki koltukta oturan Selin'e bakmamaya çalıştım..Tümünü Göster
"Kimdi?" dedi arkamdaki koltukta oturan Selin. Dehşet ifademi saklamaya çalıştım. "Bir arkadaş. iş yerinden. Toplantımız ertelenmiş." dedim ve gülümsemeye çalışarak yanına oturdum. Ve elimi özellikle şekerliğe çarpmasını sağlayacak ve onu düşürecek şekilde çaya zütürdüm.
"Ah! Olamaz!" dedim ve şekerleri toplamaya başladım. Ve Selin'in ayaklarına bir kaçamak bakış attım.
Ayakları tersti. Kafamı kaldırmamla gözlerine baktım. Artık bana bakan Selin değildi. "Demek Selin aradı? Öyle mi?" dedi son derecede karanlık bir sesle. Bana doğru eğildi. "Ben neyim peki?" dedi ve daha ne olduğumu anlayamadan masayı üzerime itti. Geriye doğru düştüm ve masanın köşesine başımın çarpmasıyla bilincimi kaybettim.
Uyandığımda hastaneydeydim. Ve yanı başımda duran gerçek Selin'i fark ettim. Uyandığımı görmesin diye gözlerimi yumdum. Evimdeki Selin kimdi, eğer gerçek Selin yoldaysa? '' -
15.
0Size anlatacagim bu olay, üniversiteye hazirlandigim yillarda basimdan geçen maceralardan sadece bir tanesi.Tümünü Göster
Geceleri çalismak bana daha cazip gelirdi hep. Bu yüzden en erken saat 04:00′ te yatardim. Bir gece ablamla ayni odayi paylasmak zorunda kalmistim (ablamin odasina kartonpiyer yapiliyordu). Ablam her zamanki gibi erkenden uyudu. O gece tarih çalisiyordum ve öyle bir kaptirmisim ki yaklagib 4 konu birden bitirmistim.
Test kitabi almak için yandaki kitaplarimin oldugu kütüphaneye gittim ve birkaç test aldiktan sonra odaya döndüm. Geldigimde kitaplarin sayfalari karismis, kalemler yere düsmüs ve en korkutucu olani ise test cevaplarini yazdigim kagita neredeyse okunmayacak kadar silik bir yaziyla “Beni hatirladin mi?” yazilmisti.
Biran kalakaldim, ablama baktim misil misil uyuyordu. Ablamin yanina yaklastim hafifçe sirkeledim ve olanlari anlattim. Uykuya düskün biri oldugu için gözlerini bile açmadan dinledi ve “Saçmalama yat artik, uykun gelmis senin” dedi ve yatti. Biran hak verdim, dislerimi firçalamak için tuvalete gittim. Iiçime bir korku düsmüstü birkere aceleyle dislerimi firçaladim odaya geri döndüm. Aman Allah’im aglamakli oldum bilgisayarim açikti, daha dogrusu açilmisti ve o yazinin yazildigi kagitin üstünde tatil resimlerimden biri duruyordu. Altinda ise “Simdi bir daha düsün beni hatirladin mi?” yaziyordu.
Erkeklik yoktu artik aglamaya basladim ablami kuvvetlice sallayarak uyandirdim ama biryandan da agliyordum. Çünkü o resmin çekildigi yaz, fazla samimi olmadigim ama çok iyi tanidigim bir arkadasim trafik kazasinda ölmüstü. Hiçkira hiçkira agliyordum sinava bagli olarak içimdeki stressde patlak vermeye basladi ve koptum. Aradan 30-35 dk. falan geçmisti annem ve babam gelmis basucumda duruyorlardi. Gözlerime baktilar birer öpücük attiktan sonra igiblari kapatip gittiler. Ablam seslendi “Iyimisin?”, evet dedim ve oda yatti ama ne mümkün ki ben uyuyayim. Sabaha kadar asker gibi uyanik olacaktim. Saatler geçti sabah ezanini duyuyordum. En büyük korkudur aslinda benim için sabah ezani. O muhtesem sessizlikte Müezzinden çikan ilk ses yüregimi hoplatir hep. Uyuya kalmisim sonra, o gün ders çalismadim ki bunun yaninda dershaneyede gitmedim zaten. Gece olmustu yine ders çalismiyordum, sadece oturuyordum ve tv seyrediyordum. Uyuya kalmisim, rüyamda Cem’i (ölen arkadasim) görüyordum, bana sitem ediyordu ve neden mektup yazmiyorsun, bana tatil resimlerinden yolla gibi seyler fisildiyordu. Kan ter içinde uyandim. Birseyleri anlamak isitiyordum ama kafayi yemek üzereydim. Sonra bitti, kesildi ama geçici bir süreymis.
Su an 27 yasindayim yalniz yasiyorum, sabahlari kalktigimda bazi resimlerimi yerlerde buluyorum. Benimle yasayan biri var. Belkide su an sizler gibi yazdiklarimida okuyor..!