+1
-2
tabi benim açımdan... okumak isteyenler ve battaniyeye-hırkasına sarınmış 31 çekmek dışında bugün tuşuna basmaktan elleri nasır tutmuş muallakler yazacaklarım konusunda yorum yapabilirler. özet geç diyecekler şimdiden gibtiriniz gidiniz.
evet, saat 8 sularında çantamda bulunan 3 adet kitap, başka bir kaçak sigarayla değiştirmek için elimde bulundurduğum 3 adet kaçak mm sigaralar, not defteri, kalem, cüzdan ve cüzdanımda bulunan 50 tl ile evden çıkacağım. daha sonra kaçak bir sigaracı bulup bu 3 adet sigarayı 3 adet victory ya da hazır sarılmış tütün sigaralarla değiş edeceğim. çünkü çaldım bunları ve ince sigaraları sevmem, zorunda kalmadıkça da içmem. baba bortaçina ismi verilen 12 tllik taktan şarabı almak için tekele doğru ilerleyeceğim, o sırada arkadaşım beni arıyor olacak. her zaman buluştuğumuz durakta beklemesini söyleyeceğim. şarabı alıp metrobüse gidip bineceğim. arkadaşımla buluşacak ve ondan 5 tl borç isteyeceğim. borcumu ödemeyeceğimi o da bilecek ama babasının aldığı rüşvetlerle vermekten çekinmeyecek küçük bi miktar değere sahip olan kağıt parçasını. şimdi siz 50 tl paran varken neden 5 tl daha istiyorsun bre dıbına koduğum diyeceksiniz. sprey boya için kardeşim, sprey boya. okul yolunda arkadaşıma size şu an anlattıklarımı anlatacağım ve onu kadıköye; beni rakı içme ayağına evine davet etmiş, ben de kafayı bulunca ferre izlerken beni elleyip; gibimi yaşlı, pörsümüş, eti sarkmış elleriyle saran bir ayyaş tiyatro oyuncu-yazarının yanına davet edeceğim. gelirse evine gidip içeceğiz, eğer adam evinde yoksa kadıköy sokaklarında volta atacağız. ayrılma saatim geldiğindeyse arkadaşımı bırakıp asıl amacım olan yere gideceğim. peki ya gelmezse? o zaman gelse de gideceğim gibi sprey boya almak için okula kadar ona eşlik edeceğim. sprey boyayı alacağım ve yola koyulacağım. peki nereye gidiyor bu dıbına kodumun andavalı dediğinizi duyar gibiyim. eyübe gidiyorum kardeşim, eyübe. mezarlığa gidiyorum. ilk öpücüğün verildiği, ilk aşkın hissedildiği, ilk ihanetin gerçekleştiği yere gidiyorum. sprey boyayı da önceden olduğu gibi keşke olmasaydı dediğim anıların yaşandığı duvarı boyamak için alıyorum. o ilklerin yaşandığı kişiyle, tahmin ediyorum, son buluşmaya gidiyorum. aldığım kitapları 9 saat boyunca okuyacak, içecek ve kan kusacaktım o gelene kadar. gelmesine yakın da bir tekel bulup 2 bomonti alacağım; bana cila, ona ise zevk versin diye. sever bomontiyi. keşke beni de sevdiğine inanabilsem. yanındayken veya telefonda sesini duyduğumda öyle bir yumuşuyorum ki sanırsınız; diğer insan adı verilen huur çocuklarına kükreyen kaplan, bir kediciğe dönüşüyor. ama bu sefer öyle olmayacak. 2 gündür uyumuyor, sürekli içiyor, düşünüyor ve okuyorum. ben bomontileri alırken o, mekanımızdaki yazıları görecek ve şaşkınlıkla bakacak. ben geldiğimdeyse o şaşkınlığını atmış ve çoktan camel box sigarasından dumanlarını çekmeye başlamış olacak. birayı uzatacağım. alacak. içeceğiz ve hiçbir şey yokmuş gibi konuşacağım. 1 saat süremiz var. son yarım saat ise asıl konuya dalacağım. beni sevdiğini söyleyip nasıl başkasıyla beraber olabildiğini, 3 ay boyunca ondan nasıl haber alamadığımı, ondan sonra yaşadıklarımı yada yaşayamadıklarımı, eğer böyle olacaktıysa neden kendini bana aşık ettiğini, kendinin de beni böyle gördükçe kahrolduğunu telefonda ağlamaklı bir ses tonuyla söylerken neden hala sadece benim olamadığını ve bunun son buluşmamız olduğunu bildiğimi bundan sonra da o huur çocuğuyla mutlu olmalarını dileyeceğim, son buluşmamızda onun yaptığı gibi biriktirdiklerimi yüzüne kusacağım. en sonunda ise bitirdiğim bomonti şişesini üstüne oturmuş olduğum kayalığa vurup kıracağım ve ona uzatacağım. önce kalbimi sonra da şah damarımı göstererek, hani yol varmış ya içinde, hani gitmek varmış ya dilinde... tamam, eğer şimdi gideceksen buraya yaptığının aynısından buraya da yapmanı istiyorum! diyeceğim. yutkunacak, konuşmakta zorlanacak, belki de saçmalama! diyecek. iyi o zaman ver de biraz seni cesaretlendireyim! diyip; şişenin kırık olan tarafını sol kolumun üstüne yerleştireceğim ve çapraz bi çizik atacağım oraya. alkolün etkisiyle hiçbir şey hissetmeyeceğim; biliyorum çünkü daha önceden bahsettiğim arkadaşım sol koluma sigara bastığında da hiçbir şey hissedememiş, boş boş duvara bakmaya devam etmiştim ki ateşin acısı diğer fiziksel acıların tümünden fazladır, bilirsiniz. kolum belki çok kanayacak ama ben gülerek bakacağım o kısa saçlı, güzel suratlı, fındık burunlu, kiraz dudaklı, sürme gözlü sevdiğime. çılgına dönecek, şaşıracak belki de bana çok kızacak ama ben güleceğim, sadece güleceğim, yapabildiğim kadarıyla. sonrasını bilmiyorum o ne yaparsa ona göre bitecek son buluşmamız ya da ölümüm mü demeliydim?
Tümünü Göster