-
1.
+12 Şubat 2015 günü 358. kısa dönem er olarak Samsun'a çıktım . Yol boyunca asteğmen ve komandoya evet dememe rağmen beni topçu kısa dönem olarak askere çağırdıkları için küfür etmeye devam ediyordum içimden . Uzun zamandan beri heyecanla beklediğim üniformayı giymeme çok az kalmıştı . Zira işimden istifa etmiş , bedelli tutmasına rağmen askerlik yapmayı tercih etmiştim . Zoruma giden tek şey rütbesiz olarak teslim olacak olmamdı .Zira birçoğunuzun bahçesinden bile geçemeyeceği bir üniversiteden mezundum, sınıf arkadaşlarımın çoğu yedek subay olarak gitmişti , pederden dolayı kullanmadığım ateşli silah yoktu , 1.83 boy 75 kilo gibi fit bir fiziğe sahiptim ... Kendimce hak ettiğimi düşünüyordum işte . Neyse , komando çıkacak diye netten bir dünya sipariş vermiş 300-400 liralık elbise malzeme vs hazırlamıştım hazırlık aşamasında . Topçu çıkınca malzemelerin yarısını evde bıraktım . Samsun merkeze varınca ilk olarak karnımı doyurdum bir mekanda . Ardından etrafı biraz dolaşmaya karar verdim ve meydanın yakınındaki Atatürk müzesini ve etrafı biraz dolaştıktan sonra birliğime teslim olmak üzere bir taksiye atladım . Elimde valiz , karşımda nizamiye (askeri giriş kapısı) son bir sigara yaktım içeri girmeden . Son bir duman ve ... usta askerlerin meraklı , etraftaki sivillerin güler yüzlü bakışları arasında ilerlemeye başladım .
-
2.
+1görevli asker çantamı açmamı istedi şöyle bir göz ucuyla baktıktan sonra ileriye geç kaydını yaptır dedi . nette yazılan içeri şunu almazlar bunu almazlar yazılarına uyduğum için ilaç , bazı kişisel temizlik eşyaları vs. getirmediğime çok pişman olmuştum zira istesem içeriye bilgisayarımı bile sokabilirmişim . Neyse girdik kayıt yapılan yere malak gibi beklemeler başladı tabi . akşama kadar form doldur , sigorta yaptır filan gibi evrak işleri sürdü . Evrak işleri bittikten sonra bir çanta malzeme verdiler üniforma dahil olmak üzere . ilginçtir beden ölçüsü alan komutana üstümdeki sivil parkayı çıkarmamı talep etmeme rağmen doğru ölçü için gerek yok ben ayarlarım deyip 2 beden büyük üniformayı bana kitlemesi de o anki bir anımdır . söyleyip değişseydin ya mal diye içinden geçirenler olabilir aranızda ama orası LCW mağazası değil amk deneme kabinleri var ama hadi hadi diyorlar bir dünya insan arkada seni bekliyor ancak ayakkabını deneyebiliyorsun deneyebilirsen . Ayakkabı her şey demek çünkü koşmalar , uygun adımlar vs ayağına tam gelen botlarda bile baloncuk çıkarıp vururken ayağına tam olmayan bir şeyi giymeye çalışırsan ski tuttun demektir çömez benden söylemesi . Eşyaları da aldık koğuşumuza geçtik vs bu arada kısa dönem usta askerlerden yardıma gelen çocuklar oldu sağ olsunlar . botların askeriyede bağlanması gereken şekli filan gösterdiler , neftelerin (şapkada hangi askeri sınıf olduğunu gösteren dalga) yarın takılması gerektiğini filan tembihlediler , kısaca ortamdan filan bahsettiler . bütün koğuş piyade kısa dönemdi ama kiminin saati yok , kiminin iğnesi yok vs mal dolu yine de yani , gezmeye gelmiş gibi hiçbir hazırlık yapmayan tipler var . neden böyle elinizi kolunuzu sallayarak geldiniz dedim ilerideki günlerde bu tiplere çalınır , gerek olmaz diye düşündük gibi cevaplar verdiler . olan amk çocuğu bizimkisinin çalınma ihtimali yok mu enayi miyiz biz ! öyle böyle derken yerleştik bölükte görevli uzman eğitim çavuşu hepimizi gördü tek tek ve bir liste yaptılar ilk gecemde 3-5 koğuş nöbeti benimmiş . o neyse artık amk dedim içimden . sonradan öğrendim ki içeri girip çıkandan , çişe mişe çıkıp da dönmeyenden , çalınan bir eşya vs olursa o saatlerde ondan filan bu koğuş nöbetçisi sorumluymuş . ertesi gün de böyle bir koşturmaca derken 2 . gün bir G3 piyade tüfeğini zimmetlediler teslim edip ve eğitimler başladı .Tümünü Göster
-
3.
+2@3 Samsun'da piyadeydim . Usta birliğim Ankara/Polatlıda 5 ay topçu olarak yaptım . Yalan söylemek için bir sebebim yok amacım ileride askere gidecek olanlara bir nebze olsun ortam hakkında fikir vermek ve aynı zamanda durum ve olaylar hakkında da genel olarak herkesle konuyu tartışabilmek muhabbet tadında . Cuma tatile gideceğim şu an çalışmıyorum da hazır boş zamanım varken şu işe bir girişeyim , bilgi paylaşımı yapayım istedim .
-
4.
+2acemi birliğini çok da uzatmak istemiyorum zira her gün rap rap eğitim alanına , rap rap yemekhaneye , her gün yanaşık düzen ... her gününüz böyle geçiyor . duş almak sıkıntı , çarşaflar değişmiyor , yemeklerin durumu iştah kaçırıcı , üstüne üstük acemilikte çarşı izniniz de yok . acemiliğin sadece son haftası tören yürüyüşü çalışmasıyla geçer . acemiliğin tek güzel tarafı çoğunluk da senin gibi kısa dönem okumuş insanlar . o yüzden salak salak kavgalar , mal mal tipler olmuyor . buraya kadar sorusu olan varsa sorsun yoksa usta birliğine geçeceğim beyler
-
5.
+1neyse 23 gün acemilik bitmiş yemin törenine çıkmıştık . soğukta bütün gün kar küremekten hasta olmuştum ama komutanların katılamayacak durumda olanları bekletmeden yemin ettirip gönderme teklifine de katılmadım . oraya çıkıp o duyguları da yaşamalıydım . benim anne bana emekli memur , yaşlı insanlar o yüzden ısrar etmelerine rağmen yemin törenine gelmemeleri için ikna ettim . yürüyüş , yemin filan derken törenin sonuna geldik ve "ailelerinizle görüşebilirsiniz" tarzında bir anons geldi kürsünün olduğu taraftan . etrafım bir anda boşaldı mal gibi kaldım ortada . zira emirle hareket etmeye alışmışsın ve tören sonrası için de herhangi bir emir verilmemişti . derken uzman çavuşun birisi boşta olanlar silahları toplamaya yardım etsin dedi . duygusal biri değilim ama o an kendimi yalnız hissetmiştim . akabinde eşyalarımı topladım , sevdiğim komutanlarla vedalaşıp Ankara'ya yani usta birliğime doğru yola çıktım .
-
6.
028 yıl sonra doğduğum şehre , Ankara'ya asker olarak dönmüştüm . Merak , yorgunluk ve yedek subay olamamanın verdiği öfkenin devamıyla AŞTi'den Polatlı'ya geçip usta birliğime katıldım. Acemilikte piyadeydim fakat burada topçu olarak geçiyordu sınıfım nasıl bir görev beni bekliyordu ? üstelik etrafta hiç top da görünmüyordu ... Neyse içeriye girmeden önce polatlı hakkında da bilgi vermek gerekir . Polatlı bir meydan etrafına toplanmış yerleşim merkeziyle benim gibi büyükşehirden gelen biri için felaket bir yerdir . Askerleri severler , zira müşterilerinin çoğunu askerler oluşturur zaten . Birliğime geri dönüyorum şimdi . Piyadedeki bölük bölük yerleşim yerine burada batarya batarya bir yerleşim düzeni vardı . Nasıldi peki bu bataryalar , 40 er-erbaş , 65 komutan bir batarya idi mesela . yolda yürürken ya da ne bileyim bir sigara içmeye çıkarken gelen geçene selam vermekten sigaranın yarısı yalan oluyordu zaten . arkadaş geldi şimdi beyler iki muhabbet çevirelim onunla , gidince kaldığım yerden devam edeceğim .
-
7.
0dinleyen 2 kişi mi var sadece ?
-
8.
012 kadar 357. dönem ve benimle birlikte 3 tane 358. dönem var bataryada . bunların içinde açık öğretim mezunu mal da var tabi 3-4 tane . yani bunların içinden de 5 kadarı mal diyebiliriz açıkçası. geri kalan kısa dönemlerle de aram vur patlasın çal oynasın değil elbet bunların içinde de ileride ayrıntılı olarak bahsedeceğim tırsık ,yalaka , ispiyoncu tipler var , yok değil . geri kalanlar benim şu an bile görüşmeye devam ettiğim askerlik arkadaşım olacak . uzatmayalım biz 3 devre ( aynı dönem askere katılan gençler ) gittiğimizde genel mevcut bu şekilde dağılmış ve 6-7 kadarı da onbaşı olarak takılıyordu . işin ilginç yanı da burada başlıyordu , okuma yazma bilmeyen , zır delinin birisi o gün kolluk almış ( nöbetçi onbaşı olmuş it yani) beni ve diğer mehmetçikleri dur - ileriiii marş şeklinde keyfe keder yürütüyordu yemekhaneye . sivil hayatta masama oturamayacak , konuşurken karşımda titreyecek adam komutan olmuştu başıma . işin daha da ilginç tarafı da nöbetçi olan uzman çavuşlar da sıkıntılı tiplerdi genel olarak , bu onbaşılardan akıllı tipler değildi . orada yeniydik , er olarak gelmiştik en pis işler bize bakardı tamam eyv da gider gitmez bir mıntıka ( her sabah temizlik yapılan yer ) verdiler mıntıka yerine gitmek için 15 dk yürümen gerekiyor amk . her sabah soğukta oraya git temizlik yap gel sabah içtimasına yetiş koştura koştura derken öksürmek , sümkürmek filan olağan hale geldi bünyemde . akşamları da yemekhanede temizliğe bırakılıyorduk bu arada . komutanlar da geri kalmıyor nerede zor iş , nerede taktan görev var iteliyorlardı yeni olduğumuz için . devreciliği iliklerimize kadar hissediyorduk diğer poşetlerle ( kısa dönem askerlere verilen lakap ) .
-
9.
0her şey acele idi , yemekler çok güzel çıkıyor ama hepsini yiyecek zaman olmuyordu . tam verilen işi bitirip bir sigara yakıyorsun, bitiremeden içtima (tüm askerlerin bir alanda toplanması ) saati geliyor . içtima bitiyor yat saati geliyor ... madem adı geçti biraz yemekhaneden bahsetmek isterim . neyin ne zaman yenileceği 1 ay önceden belli olan bir yemek listesine sahiptir . bütün yemeklerden bir numune alınarak incelenmeye zütürülür . bir insanın günde alması gereken kalorinin tümüne sahiptir . kimi insana kimi yemekler dokunabilir , midesini kötü yapabilir ama bu tamamen fevri bir olaydır . askeriyede hangi yemeği yerseniz yiyin asla zehirlenip ölmezsiniz . o yüzden dışarıdan yemek sokup yemek yasaktır . dışarıdan alınan yemek sizi zehirleyebilir kasıtlı veya kasıtsız olarak . sonuçta bir dünya tedavi masrafını ordunun karşılaması gerekir böyle bir durumda ve askerde suç cezasız kalmaz . yemekhaneci tayfa genelde uzun dönem barzolardan seçilir ama bir tane kısa dönem de çalıştırdıklarına şahit oldum adam yok diye . yemek yenmeye başlanmadan veya yemek yerken bir düdük sesi duyarsanız yemek duası için ayağa kalkın ve söyleyeceklerimi yüksek sesle tekrar edin ! Tanrımıza hamdolsun , milletimiz var olsun ! Dikkatttt ! O an en rütbeli komutan kimse "afiyet olsun " der ve yemeğe başlarsınız . her öğün yapılmayabilir ,komutanın insiyatifine kalmış bir durumdur . Bu dua okuma esnasında bazı yobazlar tanrımıza hamdolsun kısmını allahımıza hamdolsun şeklinde söylemeye çalışırlar . siz askere gidince böyle bir öküzlük yapmayın sakın . tanrı türkçe bir sözcüktür , allah arapçadır . türkçe karşılığı olan kelimeleri kullanmak dilimize sahip çıkmak için esastır . ayrıca bütün askerler müslüman değildir ve müslüman olma zorunlulukları da yoktur , ordu Türk ordusudur sonuçta . o yüzden yemek duası okunurken tanrı denmesi uygundur . bir gün yemek duası için kalkacak olursanız siz de benim gibi , bunu içten ve bağıra bağıra söylemeyi ihmal etmeyin .
-
10.
0yine bir denetleme günüydü . saatler öncesinden hazırlık yapmaya başladık. teşkilat denetlemeleri ayrı bir önemliydi çünkü batarya bu konuda çok titiz çalışmış ve yatırım yapmıştı. neyse sıraya dizildik tam teçhizat bir albay ve bir binbaşı denetleme için içtimaya çıktı . tekmilll diye bağırdı ve başladık . başladık diyorum çünkü ben de tekmile çıktım manga komutanı çavuş olarak.
-
11.
0yine bir denetleme günüydü . saatler öncesinden hazırlık yapmaya başladık. teşkilat denetlemeleri ayrı bir önemliydi çünkü batarya bu konuda çok titiz çalışmış ve yatırım yapmıştı. neyse sıraya dizildik tam teçhizat bir albay ve bir binbaşı denetleme için içtimaya çıktı . tekmilll diye bağırdı ve başladık . başladık diyorum çünkü ben de tekmile çıktım manga komutanı çavuş olarak.
-
12.
0binbaşı geldi karsima , tekmili caktim , malzemelerimi kontrol etti evraklarimi kontrol etti .uzerimde tasimam gereken evraklar vs hepsi tam . derken pat diye alarm durumunda ne yapacaksın dedi . ne görev verilirse onu yapacağım diyemiyorsun tabi orada . kendi ihtisas kodumun görevini söyledim beğenmedi cevabı . komutanlara sorsa onlar da aynı mantık cevap vereceklerdi o yüzden bana da bir şey diyemediler .
başlık yok! burası bom boş!