toplanın aşkoşlar ilk seks tecrübemi anlatıym

edit: ciks hikayesinden ziyade kırık bir aşk hikayesi oldu bu. gibinizi kaldırmaz ama belki ağlatabilir.
yüzde yüz yaşanmıştır.
zaten okurken de gerçek olduğunu anlayacaksınız.

kolay okumak için
http://inci.sozlukspot.co...mi-anlatıym/@ceren-reyiz

18ime yeni girmiştim. çılgın bir partinin ardından herkes sevgilisiyle sevişmeye gitmişti. benim sevgilim ise evlenmeden birlikte olma taraftarı değildi. öpüşmeden ileri gidememiştik. kıyafetlerimi çıkarmaya kalktığımda beni engelliyordu. onu çok seviyordum ancak ciksi de çok merak ediyordum. ve onunla yaşamak istiyordum ilkimi. ancak onun bu tavırları beni çok üzüyordu.
üniversite sınavına girdik bir iki hafta sonra. o zamanlar tek sınavdı. çok iyi geçmişti. istediğim bölümü kazanıyordum. tüm arkadaşlarımın da sınavı iyi geçmişti.
bir hafta sonra bunu kutlamak için kızkıza dışarı çıkalım dedik. etilerde bir mekana geçtik. sevgilim bana çok güvendiği için herhangi bir arıza çıkarmamıştı. ancak ben ona minnet etmek yerine ortamdaki yakışıklıları kesiyordum. güzelliğimden çok emindim. ne kadar telefon numarası alırsam o kadar özgüvenim artacaktı. ucuz bi kızdım.

bi de yeni reşit olmuşuz üniversite de garanti gibi bişey ya. iyice havalara girmiştim. mezuniyetten sonra ilk defa topuklu ayakkabı giyiyordum. saçlarımı su dalgası yaptırmıştım kuaförde. tırnaklarım manikürlü koyu kırmızı ojeler, üstümde derin göğüs ve sırt dekolteli hafif bol mini bir elbise. makyajım ise kırmızıya tezat simsiyah. en sevdiğim açık kırmızı rujumu da sürmüştüm. çok dikkat çekiciydim. kızlar benim yanımda sönük kalmıştı. neredeyse her bekar beni kesiyordu.
içkiler geldi gitti geldi gitti. o esnada pek çok yanaşan oldu. hepsini kibar bir dille reddettim. bir ikisinden gerçekten etkilenmiştim ama çıktığım biri vardı. ona bunu yapamazdım.

derken bir afet geldi karşıdan. hafif şişman gibi, çok uzun boylu değil, muhteşem bir gülümseme, çocuk gibi masum bakışlar, hafif kırlaşmış saçlar... mekanda bir kaç kişinin tanıdığıymış ellerini sıktı gülüştüler.
büyülenmiş gibiydim. kızlar beni dürtüyordu "ceren adam anlayacak bakma" falan diye. ama ben gerçekten büyülenmiştim.
gülümsediğinde kısılan gözleri.. o çocuk gibi dudakları, bakışları...
ama beni en çok etkileyen saçları olmuştu... evet o hafif griye çalan saçları.
aşık olmuştum.
derken aniden bana döndü ve gözgöze geldik. ona neden baktığımı anlamadı tabi. anımsayamadığı bir tanıdığı sandı herhalde. kibarca başını öne eğdi beni selamladı. ben de onu.

önüme döndüm toparlandım. votkamın kalanını içip bi tekila söyledim. kızlar ortamdaki tanıdıkların dedikodusunu yapıp gülüşüyorlardı. onlara katılmak istemedim.
tekila geldi. daha garson gitmeden tuzu yalayıp tekilayı yutmuştum bile. limonu ağzıma atıp bardağı garsonun eline tutuşturuverdim. şaşırdı.
o da şaşırmıştı. uzaktan bakıyordu bana en sevimli haliyle...
hayvan gibi tuzu yalamam tekilayı dikmem çok ilkelceydi. çok utanmıştım. baktığını bilsem daha çekici görünmeye çalışırdım.
ikinci tekilayı söylediğimi gördü, yanımıza geldi.
"iyi geceler bayanlar" dedi
"bayan değil, kadın" dedim sinirlenerek. oysa ki amacım sadece dikkat çekmekti. ve sanırım o bunu anladı. öyle bir bakış attı ki bana. orada eridim bittim. bunun başka bi açıklaması yok. eridim. o an onu dudaklarından öpmek, hemen orada onun kadını olmak istedim.
"tekilayı çok seviyorsunuz sanırım, dilerseniz birlikte bir tane içebiliriz" dedi yavaşça bana. ama bakışlarında bendeki aşkı göremiyordum. yine de ayağa kalktım
"memnuniyetle" dedim. önümden çekilip bana yol verdi, bara geçtik

kumralım, beyaz tenliyim, yeşil gözlüyüm. amazon yeşili derler
bir arkadaş sormuş ondan ekleyeyim dedim.

"oğlum iki shot çek buraya" dedi. barmen hemen elindeki işi bırakıp bizim tekilalarımızı getirdi. birer tane getirmişti. barmene eğildim. en ciksi halimle
"iki tane daha istiyorum" dedim. afet şaşırmadı, gülümsedi.
tekilalar geldi. üçünü yan yana koydum ona baktım
"beni yanlış anlamadınız umarım. o kadar güzel bakıyordunuz ki bunun sebebini sormak istedim" dedi.
aşırı ciksi aşırı yakışıklı bir adamdı. böyle bir cümle beklememiştim ondan.
ama ben beklediğim gibi davranacak, onu tavlayacaktım. ilk tekilayı diktim. ona şerefe yapmadan dikmiştim. yani o kendisininkini içememişti.
"ismim ceren, 18 yaşındayım" dedim.
"ben de bora. yaşım da 31. ama sanırım bu benim soruma cevap olmadı" dedi gülerek.
onun üzerine ikinciyi yuvarladım
"sanırım sana aşık oldum" dedim

irkildi sanki. ama yine gülümsedi
"sanmıyorum, olsa olsa alkolün verdiği bir histir bu. iyi misiniz? tuvalete gitmek ister misiniz?" dedi biraz telaşlanarak. bunun üzerine üçüncüyü dikmek istedim. shot bardağını elime almamla onun elimi tutup bardağı bara koyması bir oldu.
bana dokunmuştu. tenim alev alev yanıyordu. elim ellerindeydi birbirimizin yüzüne bakıyorduk sadece. bir hareket bekliyorduk! tek bir hareket..
yüzüne baktım o an, gözlerine. ama en çok saçlarına. gözlerinin bana hayranlıkla bakması önemli değildi. bu vücut bu ten benim olmalıydı. onunla sevişirken deli gibi saçlarına dokunmalıydım. belki de hayatımın ilk orgazmını onun saçlarının bana verdiği yetkiye dayanarak yaşamalıydım.
ve o boynu. boynunu çılgınlar gib öpmek istiyordum. bedeninin her santimetrekaresini içime çekmek, onunla bütün olmak istiyordum.
o an aklıma sevgilim geldi... aniden toparlandım.

"özür dilerim bana beş dakika verebilir misin?" dedim. ben inadına senli benli konuşuyordum ama o yine de
"peki, sizi bekliyorum o zaman" dedi.

alelacele masama gittim. kızlar imalı imalı bana gülüştüler pek giblemedim. telefonumu çıkardım. sevgilime mesaj gönderdim
"artık başkasına aşığım. seni oyalamak istemiyorum. esasında senin tanıdığın gibi biri de değilim. ayrılmamız gerekiyor"
ve hemen telefonu kapattım. çünkü sürekli arayacaktı biliyordum.

bara döndüm. onun gözlerine bakarak üçüncü kadehi kaldırdım. o da kaldırdı ve bunu beraber içebildik. limonun ekşiliği bana hiç koymuyordu. onun yüzüne bakarken yeterince tatlıydı hayat. ağız tadımın ne önemi vardı ki
kızlardan biri yanıma gelip gitmemiz gerektiğini söyledi.
"siz gidin" dedim. karşı çıktılar. illa ki gel falan. gitmedim. bara döndüm.
başım dönüyordu. çok içmiştim. 4 tekilanın öncesinde kaç votka redbull içtiğimi hatırlamıyordum. biraz da ondan güç aldım ve lavaboya gidip elbisemin dekoltesinin biraz aşağı inmesini sağladım. iyice eğildiğimde göğüslerim tamamen gözüküyordu.
bora'nın yanına dönüp el çantamı yere düşürür gibi yaptım ve eğildim. oldukça şuh bir şekilde saçlarımı savurarak doğruldum ve frikik vermeyi ihmal etmeden tabureye kuruldum.

konuşmuyorduk. sadece birbirimize bakıyorduk artık. bana başka bir şey içirmedi. o viski içti. bana da biraz kuruyemiş yedirdi midemi tutsun diye.
o baş dönmesiyle topuklularla yürüyemezdim tabi. iki adım attım ayağa kalkıp ve düşeyazdım. hemen beni kaldırdı, tabureye oturttu, bardakilere bir el salladı çantamı aldı ve beni tekrar kaldırdı.
arabasına gittik. cherokee 4x4. siyah renk. hayran kalmıştım. o kafayla bişeyler saçmaladm. gülümsedi yine. ön koltuğa güç bela oturabildim.
kendi de bindi. "nereye gidiyoruz? evin nerde?" dedi.
o an aklıma babam geldi tabi.
bu halde eve nasıl gidebilirdim. saat sabahın dördü olmuştu ve ben zilzurna sarhoştum. ayakta duramıyordum.
iyi de bunu bora'ya nasıl söyleyecektim? hiç de ciksi kadın imajına yakışmazdı bu.

konuşarak söyleyemeyince vücut dilimle söylemeye karar verdim. bu pek ahlaklıca olmayacaktı ama bu gece ne ahlaklıydı ki?
ona yaklaştım yavaşça, arabanın vitesini kavradım. bu hareketler erkeği çok tahrik eder bilirsiniz. vitesten güç alıp dudaklarına mükemmel bir öpücük kondurdum. bu ona yetmişti. belime sarıldı. lambayı kapattı. beni yavaşça kucağına çekti. deli gibi öpüşüyorduk artık. saatlerdir kendimi tuttuğum için pişman olmuştum. boynunu deli gibi ısırıyordum. ben her yaladığımda hafiften inlemesi beni çıldırtmıştı. artık onu istiyordum.
"evime gel nolur" dedi. hemen kuccağından yan koltuğa süzüldüm. arabayı o kadar hızlı sürdü ki.
evi cihangirdeydi. ikinci kata merdivenlerde çılgınca öpüşerek çıktık. kapıyı açtı, içeri daldık hemen yatak odasına geçtik.
gece lambasını açtı. biraz durulmuş gibiydik. birbirimize tutkuyla değil sevgiyle baktık bu sefer. ve tekrar öpüşmeye başladık.

elbisemi sıyırdı üstümden. o elbisenin vücudumdan sıyrılıp yere düştüğünü hissederken içim titredi. ayaklarımı hareket ettirip elbiseden kurtuldum. ellerini sırtmda gezdirdi ve sütyenimin kopçasını açtı, çıkardı. göğüslerimi gören ilk erkekti o şimdilik. hayran hayran baktı göğüslerime ve beni belimden kavradı yeniden. göğüslerimi öpmeye başladı. bu nasıl bir zevkti. onun tenime dokunması, beni öpmesi daha önce hiç kimsenin görmediği yerlerimi ilk kez onun görüyor olması nasıl bir zevkti... birden parmak uçlarını kalçalarımda hissettim. artık ben çığlık çığlığa bağırıyordum. gıyfetlerinin üstünden sırtını sıkıyor omzunu ısırıyordum.
ben de onu soydum yavaş yavaş. penisi taş gibi olmuştu. ama boxerı hala üstündeydi. beni yavaşça yatağa yatırdı. g-string imi çıkardı. göğüslerimi okşadı bir süre izledi beni, vücudumu. sonra üstüme doğru uzandı. vajinama dokundu.
o anı asla tarif edemem. ilklerimi yaşıyordum onunla. histerik çığlıklar atıyordum. hoşuna gitmiş olmalıydı sadece vajinamı okşuyor ve benim gözlerime bakıyordu.

mükemmel dakikalar yaşıyordum. elleri bedenime geçti. ordan da bacaklarımın iç kısmlarına. çığlıklarım katlanarak artmıştı. ve o ciddileşti. bacaklarımı iki yana açtı. uzandı, göğüslerimi öptü. dudaklarıma geçti.
dudaklarını yeniden hissetmek güzeldi. kaptırmıştım kendimi. penisi vajinamın hemen girişindeydi. tatlı tatlı dokunuyordu bana. zevk alıyordum.
derken içime girmeye çalıştı. ve o an canım çok yandı. çığlık atarak kastım kendimi. az önce aldığım zevkten zerre kadar bişey kalmamıştı. o pek dinlemedi. boynumu öpmeye devam ederek yeniden içime girmeye çalıştı bu sefer bayağı zorladı. nefessiz kalmıştım bağırmaktan. ağlamaya başladım.
kafasını kaldırıp bana baktı. ağlamamı gördü. kalktı, bacaklarımı sıkıca kapattım. çok canım yanmıştı.
yatağın ucuna gidip bacaklarımı araladı. bir jinekolog gibi inceledi beni. yüzü düştü.
yanıma uzandı. bütün sevecenliği ile
"ilk defa olduğunu söyleseydin ona göre davranırdım. çok özür dilerim seni incittiğim için" dedi.
"oldu mu bari değdi mi ağladığıma" diye sordum
"hayır içine giremedim ki. oysa o kadar ateşliydin ki" dedi ve gülmeye başladı. çok utandım

@56 şimdilik göğüslerimi, demek istedim. az sonra dahasını da görecek ya o bakımdan

hikaye tarafımdan yaşanmıştır. inanmayan okumasın aşkoşlar.

utanmıştım ama esas istediğim ciks de değildi. onunla uyusam da yeterdi. eve gitmek, kaçmak istemiyordum. ona sarıldım mutsuz bir küçük kız edasıyla. o da bana sarıldı. yanağıma bi öpücük kondurdu. çırılçıplaktım kollarında. yanlış da yapmıştım ama en azından o beni sokağa atmamıştı ya da bırakıp gitmemişti.

biraz öpüştük yine. ondan ayrılmak istemiyordum. şimdi gidiyorum dese zırıl zırıl ağlardım kesin.
kalktık bii kahve yaptık. uyuyasımız yoktu ikimizin de. bana tişörtlerinden birini verdi. onunla dolaşmak bana filmlerdeki gibi çok ciksi gelmişti. mutfakta kahve yaparken bulduğumuz sabahtan kalma simidi yedik beraber. sonra yine beni kollarına aldı, doya doya sarıldım ona bu sefer. kokusunu içime çektim. evet ben aşık olmuştum.

kahvemizi o manzaralı balkonda içtik yine göz göze. bu sefer konuştuk da. o barın ortağıymış. doğma büyüme ıstanbulluymuş. ben de biraz bahsettim işte kendimden.
"sabah oldu" dedi. "ailen sorun çıkarmıyor mu?"
"arkadaşımda kalacaktım bu gece, izin almıştım" dedim. doğru olan da oydu zaten.
"nasıl istersen" dedi. kahvelerimiz bitmişti bu esnada. hava yeni yeni aydınlanıyordu. bir süre şafağın sökmesini izledik. sonra yeniden öpüşmeye başladık. kimse görür mü diye düşünmeden tişörtü üstümden çıkartıverdi. ellerimle göğüslerimi örtüp "ya manyak mısın biri görecek" dedim.
"kimse görmez" dedi, beni balkondaki o çekyatvari kanepeye uzattı.
bu defa her yerimi öptü, içim titredi. yine çok zevk alıyordum ama eliyle vajinama dokunduğunda da korkudan kendimi kasıveriyordum. gözlerim hep açıktı ne yaptığını görebilmek için.
epey kızmıştı bu duruma. içerden bir göz bandı getirdi. gözlerimi bağladı.
bacaklarımın arasına geçti, ve bana oral ciks yapmaya başladı

nip/tuck'ın bir bölümünde kadın orgazmı "içimde tanrı uyandı sanki" şeklinde tarif etmişti. benimki de bu kadar abartılı olacaktı emindim. oral sex bile beni çıldırtmaya yetmişti yeniden. artık zevk değil acı hissediyordum. ama çok tatlı bir acı. tam da o penisin girmesi gereken boşlukta.
derken göğüslerimde hissettim dudaklarını, boynumda.
ve parmaklarını.
gözlerimi açtı. dudaklarımı öpmeye çalıştı. tam ona uzandığımda geri çekildi. bunu bir kaç kez yaptı. o acıyla ona yalvarıyordum öpebilmek için. bir türlü öptürmedi kendisini. göğüslerimle oynamaya başladı yeniden. ve bacak içlerimi okşadı. artk ağlıyordum. gözlerimden yaş gelmişti. çok tatlı bir acıydı ama acıydı. boşalamamak böyle birşeydi işte. erkeklerin kasık ağrısının ne olabileceğini sırf o acıyı yaşadığım için tahmin edebiliorum işte.
ve öyle beklemediğim bir anda içime girdi ki...
çığlık çığlığa bağırdım üstümde olduğundan hareket edemedim tepindim hiçbirşey yapamadım. ağlamam bu sefer ciddileşti. korkunç canım yanmıştı.

hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. o içime girmiş bekliyordu. hareket etmiyordu. ağlamamın dinmesini bekliyordu belli ki. kimbilir daha önce kaç kızla yaşamıştı bunu.
kan geldiğini hissediyordum. paniğe kapıldım. çıldırmıştım artık. nefes alamıyordum. o hiç hareket etmedi bir süre. saçlarımı okşadı sonra. sakin olmamı bunun normal olduğunu falan söyledi. yavaşça içimden çıktı ama çıkarken de çok acı hissettim.
çok utanmıştım ayrıca. çarşafın batmış olduğuna emindim. fakat ayağa kalkamıyordum. bacaklarımın iç kasları korkunç ağrıyordu.
orda sızmışım

uyandığımda yanımdaydı. üstümde yine o tişört vardı. o da giyinmişti. bana sarılmıştı. tuvalete gitmek istedim. ayağa kalktım. çarşafı değiştirmişti. kirli sepetinde gecekini gördüm. bakmamaya çalıştım.
bi duş aldım. ordaki havluyla kuruladım bedenimi. kendimi çok pis hissediyordum.
odaya gittiğimde o yoktu. meğerse bana kahvaltı hazırlamış.
bacaklarım hala titriyordu.
"senin telefonun nerde ceren? yoksa barda falan mı unuttun?" dedi. o an buranın dışında da bir hayatım olduğunu hatırladım.

"annem.. babam.. offffffffff" dedim.
"kalk bakayım öyle havluyla yemek yenmez. sana gene giyecek bişey bulalım" dedi. odaya zütürdü. havluyu üstümden çıkardı. siyah bir tişörtü bana giydirirken yanağımı öptü
"sen bir mucize olmalısın. iyi ki çıktın karşıma" dedi. yine utandım.
kahvaltımızı yaptık. beni sakinleştirmeye çalıştı. başardı da. bir süre sonra gülmeye başlamıştım bile.

telefonumu açtım sonra. eski sevgilimle yüzleştim. annemi aradım. hala aslıda olduğumu söyledim. inandı.

gel gelelim zamanla herşey ilerledi. ağrılarım geçti, bora ailemle tanıştı, ben onun ailesiyle tanıştım. ıstanbul üniversitesinde okudum, uzunca bir süre babamı küstürme pahasına onunla birlikte yaşadım.
hiç evlenmedik. ama birbirimizi de hiç unutmadık.
evet ayrıldık. ama bir olayla değil. aldatmadık, yalan söylemedik, sıkılmadık. dostça bitti. birbirimizi de hala seviyoruz.

amaan keşke anlatmasaydım nereye çektim konuyu. üzüldüm şimdi.