-
76.
+16 -1kogustaki herkesle gibifiki olmustum. yeri geliyor yerleri supuruyor, yeri geliyor caylari tazeliyor, yeri geliyor bulagiblari yikiyordum. tuhaftir ama hapishanede guzel bir duzen yakalamistim. eski
hallerimden daha mutlu oldugumu hissediyordum. sanirim beni bu kivama hayat getirmisti. her gece hasan dedenin verdigi dualari okuyor, ve hic ruya gormuyordum. herseyin yoluna girdigine inaniyordum. bir
sabah gardiyanin sesi duyuldu: - genc adam, ziyaretcin var. inanilmaz mutlulugum yuzume yansimisti. hemen yerimden firladim. -haydi bakalim rastgelsin! nidalari yukseldi. beni dusunen, beni unutmayan
birileri vardi.. bu duyguyu maphushaneye dusmeyen hickimse ama hickimse bilmiyordu, bilemezdi.. ziyaretci odasina getirildim, icerideki yildiray abiydi. yuregimi kaplayan sevinc duygusu, iki dakika sonra
yerini mutsuzluga birakacakti cunku haberler kotuydu. -rifat, oglum o bicagi ne tak yemeye soktun bi tarafina anlamiyorum ki! yildiray abi hic ustune vazife olmadigi halde beni kurtarmaya calisiyor,
basarmak istiyordu. basarisizligi kabullenemiyordu. -ulan devletin actigi davadan yirtsan hadi bi sekilde, kadin da gibayetci olmus. hem de sadece senden!\ vay ulan.. dedim. vay anasini.. ne kadar da
nefret burumus icini.. halbuki ben ne yapmistim bu kadina bu kadar? anlamiyordum.. -neyse, dedi yildiray abi. bozma moralini. simdi ben bir sekilde bu kadina gibayetini geri aldirmaya calisacagim, hic
olmadi gidip--- bir an durdu. iyice egildi ve fisiltiyla konusmaya basladi: -ulan hic olmadi gider deli raporu aldiririm kariya. -kadina deli raporu mu aldiracaksin!! bunu gercekten yapar misin? dedim.
-gerekirse evet, dedi. -kafayi mi yedin abi? -ulan, dedi. sanki yalan mi? kari zaten yarim akilli amk delisi, tek yapacagim sey gidip bunu yasal olarak gostermek. sen simdi bunlari dusunme, icerde rahat
misin? -rahatim abi sagol. bana cok iyi bakiyorlar, dedim. -merak etme kocum, su an hukuki olarak bir ceza almadin, sadece yarilanma surecin devam ediyor, sucustu yapildigi sirada hareketlerinin ve
amacinin tehlikeli safhalarda olabilecegi goz onunde bulunduruldugundan dolayi da burada tutuluyorsun, hepsi bu.\ yildiray abi su sisesinden derin bir yudum aldiktan sonra sesini gurlestirdi ve
ciddiyetine ciddiyet katarak: seni buradan ne olursa olsun cikaracagim kocum! aklinda bulunsun! dedi. -eyvallah! dedim. -
77.
+16 -1begenen herkese tesekkurler. sizin beni sukuladiginiz gibi ben de sizi sukuluyorum panpalar. hikaye elbette devam edecek ne bitmesi amk daha yeni basliyor picler
-
78.
+16 -1butun gucumle feryadi bastim, delirmis gibi bagiriyordum, fakat bir sorun vardi. banyodan gelen su sesleri, imdat cagrilarimla birlikte iyice azitmisti. o kadar azitmisti ki hatta, benim seslerimiTümünü Göster
bastiracak raddeye ulasmisti. arada duydugum kikirdeme sesleri icimde dehset ruzgarlari estiriyordu. tam o sirada kapi hafifce tikirdadi bir aralik denilebielcek genislikte hafifce aralandi ve aralanir
aralanmaz da banyodaki ses tamamiyle kesildi. fakat icerisinde bulundugum oda oylesine zifiri karanlikti ki, koridorun karanligi odanin karanligina hafif losluk katiyor, cok az da olsa gozle gorulur
kiliyordu. hafifce aralanmis kapidan bir hemsire kafasi gozuktu. hemsire, yavasca kafasini kapidan iceri uzatmis, odaya goz atiyordu. yuzunde anlamsiz bir gulumseme vardi. bir an beni hic gormedigini
dusundum fakat bu dogru degildi. soluk benizli ve surekli gulumseyen hemsire ile birbirimizin gozlerinin icine 5 saniye boyunca baktik. -lutfen yardim edin.. dedim. hemsire cevap vermeden bakmaya devam
etti. -lutfen, lutfen yardim edin, birini cagirin yalvaririm, dedim. hemsire kadinin yuz ifadesinde zerre kadar bir degigiblik yoktu. hala aptalca gulumsuyor ve konusmuyordu. -isigi yakin lutfen!
hemsire birden kafasini geri cekti ve kapiyi yeniden uzerime kapatti. bu da yetmezmis gibi bir de kapinin kilitlenme sesi geldi. neye ugradigimi sasirmistim, hayatimda daha once hic bu kadar korktugumu
hatirlamiyordum. artik sabrim da kalmamisti. korkudan delirmek uzereydim, ne yapacagimi bilmez sekilde, yandaki komidinin uzerinde duran cam cicek vazosunu kaptigim gibi butun gucumle pencerenin camina
firlattim. pencere paramparca olmus, inanilmaz bir sangirti duyulmustu. -imdaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaat! diye avazim ciktigi kadar bagirdim. sesim dalga dalga hastane bahcesinde yankilaniyordu. banklardan
birinde iki buklum uyumakta olan burak birden ayaga kalkti, once bana bakti, sonra tam gaz bir depar ile hastaneye kosmaya basladi. bu arada banyodaki rezalet son haddine erismisti, iceride resmen ana
baba gunu yasaniyordu. bildigim bir kac duayi bagira cagira okumaya basladim fakat okudukca birileri girtlagima basiyordu sanki. turlu turlu cirkin goruntuler yeniden zihnimi isgal etmisti. agzi burnu
egrilmis eski koy insanlari ve her dua okumaya yeltendiklerinde cikardiklari inlemeler tek tek gozumun onune geliyordu. tam bu sirada kapi siddetle vurulmaya baslandi fakat kilitli oldugu icin
acilamiyordu. kapinin ardindaki kisi kapiyi tekmeliyor fakat basarili olamiyordu. en sonunda son bir denemeyle kapinin kilidi kirildi/ burak, elinde kucuk bir itfaiye baltasiyla iceri dalmisti ve o an
aslinda kapiya tekme atmadigini, kapinin kilitli olan koluna baltayla vurup kirmaya calisitgini anladim nitekim en sonunda amacina da ulasmisti. burak isigi yakmaya calisti fakat igib calismiyordu. bir an durdu. banyodan gelen
sesleri o da duyuyor olmaliydi. -icerde kim var? dedi. -bilmiyorum! dedim dehset icinde. burak banyonun kapisini acmayi denedi fakat kilitliydi. -ne olur cikalim buradan! diye bagirdim. burak hemen
yanima geldi, elindeki baltayla kelepcemin zincirini kirdi ve alelacele odadan disari firladik. etrafta kimseler gorunmuyordu. -haydi neyi bekliyoruz hala! hemen gidelim buradan nolur! diye feryat
ettim. -dur aptal! boyle elimizi kolumuzu sallayarak cikarsak ne olur hic dusundun mu bunu!! faltasi gibi acilmis gozlerimle "ne olur?" gibisinden baktim burag'a. -asarlar lan bizi! ikimizi de
asarlar duydun mu! \ burak odaya tekrar daldi, apar topar cekmeceleri karistiriyordu. -ne ariyorsun! \ burak bir yandan aramaya devam ediyor, diger yandan cevap veriyordu -yanici herhangi birsey, ne
olursa! \ birden aklima geldi. kullandigim zippo cakmagi doldurmak icin ucak benzini kullaniyordum ve sirtcantamda bir miktar vardi. hemen sirt cantamin on gozunu actim ve ucak benzinini buraga
verdim. -ne yapacaksin bununla! dedm. -sadece odadan cik!! \ kendimi odanin disina attim. burak butun ucak benzinini odanin ortasina doktu, yatagimin carsafinin kenarini da dokuntunun icine dahil
ettikten sonra, odanin perdelerini de yatagin uzerine dogru sarkitti. butun is bittikten sonra elini ceplerine atti. kendi cakmagini da yerdeki yigintiya salladi. -bana zippoyu ver!\ hemen cebimdeki
zippoyu ona verdim, zippoyu atesledi ve ucak yakitini doktugu yere dogru firlatti. yatagimin yanmaya basladigini gorur gormez tabanlari yagladik, hastane bahcesine dogru kosmaya basladik. -
79.
+15 -2-mehtap sedef.. soyadiniz sedef degil mi?? -e-vett dedim kekeleyerek. defterden hizli hizli bakmaya basladilar. -tamam bakiyoruz, dedi ahu hemsire eliyle perdeli bir muayene yatagini isaret ederek: sizTümünü Göster
soyle gecin, gelmisken arkadaslar yuzunuze yeniden baksinlar. \\ yerimden hiddetle sicradim: -hayir! karimi gormek istiyorum ben! ben iyiyim, beni birakin karima bakin nolur! \\ karisina cok deger
verdigi icin kendisine bakilmasini istemeyen, karisini kendisinden oncelikli tutan fedakar adami oynayarak bu isten yirtmaya calisiyordum. -karim! karimi bulun bana! lutfen! -tamam! lutfen sakin olun
beyefendi! \\ besbelli bu gece epey olaylar olmus, sehirde yasanmayan felaket kalmamisti. yaniklar, kegibler, kavgalar, bicaklanmalar, kazalar vs bomba magduru bile vardi. -beyefendi size kim soyledi
esinizin burada oldugunu?? kayitlarda gorunmuyor.. dedi ahu hemsirenin yanindaki sarisin hemsire. -kayinbiraderim aradi, hemen getiriyoruz ablami dedi, dedim. birbiri ardina uydurdugum, saniyelik
yalanlara kendim bile inanamiyordum. -o zaman hala yoldadir onlar beyefendi, arabayla mi getiriyorlarmis ambulansla mi? soylediler mi? -hayir, diye yanitladim. -benim acele tuvalete gitmem gerek,
goturebilir misiniz? -elbette, dedi ahu hemsire. beni kadinlar tuvaletinin yanibasindaki erkekler tuvaletine goturecek zannettim, ama yanilmistim. ikisinin de ortasindaki engelli tuvaletine giriverdik.
tekerlekli sandalyede oturuyor oldugumu nasil da unutmustum? -ben sizi burada bekliyorum, dedi. \\ lan nereden basima musallat oldu bu amk karisi, dedim. tuvalet kabinindeydim simdi. derhal telefonumu
cikardim. 27 cevapsiz arama vardi. hepsi de kuzenden gelmisti. hemen aramaya basladim: -alo! -kuzen! neredesin sen lan? odana baktim yoksun telefonunu da acmiyorsun! \\ -kuzen, dedim. birak simdi
gevelemeyi. hemen simdi her neyle ugrasiyorsan birak, ve acile gel. acil servisteki engelli tuvaletinin onunde, siyah saclari omuzlarina kadar gelen, yesil bir hastane elbisesi giymis bir hemsire var.
ismi ahu. -olm ne anlatiyosun sen beni dinle asil! diye araya girdi kuzen ama ben dinlemedim. -asil sen beni dinle! bu tarif ettigim hemsireyi ne yap et bir sekilde kapimdan uzaklastir! sadece dedigimi
yap ve bana guven dedim. hemsireyi uzaklastirmadan buradan cikamiyorum bunu bil yeter. hemsireyi uzaklastirinca bana bir cagri at, hemen bahceye cikacagim. 5 dakika sonra da bahcede bulusuruz, dedim. ama
kuzen dediklerimi yapacaga pek benzemiyordu: -olm onu bunu birak, acil kacman lazim buradan! beni beklemeden cik ve kac! -sadece dedigmi yap! dedim bagirarak. sadece dedigimi yap! -
80.
+15 -2tuvalete gelmisken uzun uzun bi isedikten sonra sagimi solumu toparladim. suratimdaki bandanalari cikardim, elimi yuzumu yikayip biraz gevsemeye calistim. saniyeler dakika gibi geliyor, zaman bir turlu
gecmek bilmiyordu. isin daha da kotu yani, kapinin herhangi bir cam platformu bulunmadigi icin, disarida olup bitenleri siluetvari bile olsa goremiyordum. derken cok gecmeden telefonum titresmeye
basladi. heyecan icinde telefonuma baktim, kuzenin cagrisi oldugunu dusunmustum ama degildi. telefonum bilinmeyen bir numara tarafindan araniyordu. telefonu cevaplandirdim: -alo?? \ fakat karsi
taraftan yanit gelmiyordu. yeniden seslendim: -alo! \ telefonun obur ucunden yalnizca usul bir aglama sesi duyuluyordu. beni arayan kisi her kimse, telefonun obur ucunda sessiz sessiz agliyordu. -alo?
kimsiniz! \ karsidaki kisi, yanit vermedigi gibi ne aglamayi kesiyordu, ne de telefonu kapatiyordu. bir sure sonra ben kapattim. -lan deli midir nedir amk.. \ cok degil, iki dakika sonra yeniden
bilinmeyen numara tarafindan telefonum araniyordu. telefonu yine cevaplandirdim: yine ayni aglama sesleri, sanki cok uzaktan geliyormus gibi duyuluyordu. -lan kimsin sen! dedim hiddetle. uzun zamandir
hic bu kadar celallenmemistim. amk ibenedeki keyfe bak hem ariyor, hem konusmuyor, hem kapatmiyor. yeniden suratina kapattim. arayan kisi her kimse, tekrar tekrar ariyor, ben de tekrar tekrar suratina
kapiyordum. kuzenle son konusmamizin uzerinden 25 dakika gecmisti. simdiye kadar mutlaka gelmis ve sansini denemis olmaliydi. basarili olduysa cagri atmasi, eger basaramasa bile mutlaka arayip soylemesi
gerekmez miydi bu zamana kadar? lan bi dakika! dedim. ya cagri attiysa fakat bilinmeyen numaranin hattimi mesgul etmesi yuzunden ulasamadiysa??? o an daha fazla beklemenin anlamsiz oldugunu, en azindan
bu sekilde tuvalette eli kolu bagli oturarak hicbirseyi cozemedigimi dusundum. bandajlari, sargi bezlerini tekerlekli sandalyenin uzerine attim ve hepsini orada biraktim. kapiyi usulca aralayarak disari
goz attim: disarida hickimse yoktu. buna guvenemeyerek, beni arayan bilinmeyen numarayi yeniden mesgule dusurdum ve hemen kuzeni aradim fakat kuzenin de telefonu mesgul caliyordu. -fessupanallah.. dedim.
-neyse artik, her is olacagina varirmis, ne olacaksa olsun, dedim ve kapiyi hizlica acarak var gucumle kendimi disari attim. -
81.
+15 -1lan dedim noluyor amk arkami dondum, kostura kostura evin kapisina geri dondum, deli gibi yerlerde izmarit aramaya basladim ama yoktu. butun bahceyi delirmis gibi kosuyordum, hisirtimdan cikan seslerden olacak ki agildaki hayvanlardan homurtular duymaya basladim. sinirlerim iyice bozuldu amk, kostura kostura odama gittim. odama gecis yapabilmek icin once buyuk odadan yani dedemle nenemin yattigi odadan gecmem gerektigini biliyordum ama bu sefer yerde yatanlara dikkat etmeden, yanlislikla bir iki yerlerine basarak gittim odama. hemen yatagima girdim. amk ne taktan bir yere donmus burasi diye dusundum. benim catlak pencere camindan kulubenin sarimsi isigi cok ciliz bir sekilde farkediliyordu. kulube gorunmuyordu ama isigi siziyordu. birkac saniye boyunca isiga odaklandim ama igib birden sondu.
-
82.
+14 -2dedemin bu sozlerinden sonra moralim iyice bozulmustu. allah kahretsin dedim ve hemen yatagima dondum. yorganin icine simigibi ortundum ve icimden dua okumaya karar verdim.
daha besmeleyi cekemeden ayni sesi duydum. sanki birisi cama tas atiyordu. cama carpan bir tas sesi gibiydi. hemen disari baktim ama ortalikta kimseler yoktu. yukardaki
takirtilar iyice artmisti. sanki catinin ustunde birileri futbol maci yapiyor vay amk diye dusunmekten kendimi alamadim. yatagimdan cikip igiblari yaktim. dedemleri
uyandirdim. -nooldu oglum dedi dedem. dedim bu yukardaki sesler nedir? butun gece uyutmuyorlar beni. dedem: farelerdir evladim, bisey yapmaz onlar sana sen yat uyu dedi. o an
biraz olsun icin rahatlamisti. demek bunca zaman bosuna tirsmistim bu seslerden. gittim yattim. gozlerimi kapattim. uykuya hazirliyordum bedenimi. gevsemeliydim biraz. iki gunde inanilmaz yorulmustum.
guzel bir uyku cekmenin tam sirasiydi. guzelce dinlenmeliydim fakat nedense uyudugum uyku yarim yamalak geldi. sebebini anlayamadigim sekilde dinlenememistim.
ne kadar uyuyup uyumadigimi bile bilmiyordum. gozlerimi actim. hava hala karanlikti. hava karanlikti karanlik olmasina ama garip bir aydinlik vardi pencerede.
gozlerimi ogusturduktan sonra iyice dikkat kesildim. fakat artik emindim. bu igib kesinlikle ama keslinlikle penceremden gorulmesi mumkun, saga sola sizan sarimsi,
kulube seklindeki muhurlu tuvaletin los isigiydi. -
83.
+14 -2nasil yani? dedi. birden gozlerimi ona cevirdim. sedef dibimize kadar gelmis ac ve zavalli bir kopekten bahsediyordu. hayvancagiz burnunu ayaklarimizda gezdiriyordu.
butun kaburgalari sayilan bu zavalli kopege icim acimisti. -kopek rahatsiz ettiyse baska bir yere gidelim ama zarar vermez, dedi sedef. yok, dedim, ben su kopekten bahsediyorum.
elimle isaret etmek icin arkami dondum, ancak benim gordugum iri yari kopek yerinde yoktu. -iyi misin? dedi. betin benzin atti, rengin bembeyaz oldu dedi. yok, dedim.
yok birsey, bu aralar pek iyi degilim sanirim dedim. amk adim deliye cikacak diye korkmaya basladim, sanirim artik gordugum gariplikleri kendime saklamayi yegler hale gelmistim.
sedefle biraz daha opusup koklastiktan ve uzun uzun eski gunlerden bahsettikten sonra, merak etmesinler diye kalktik. korulugun girisinde son bir kez sarilarak ayrildik.
oradan kahvete gitmeye karar verdim. cocukluk arkadasim sedati gormek istiyordum, her yaz bulustugumuz ve top oynadigimiz, koydeki komsum sedat..
kardesimden ayird etmedigim sedat, eminim yine kahvede ya okeyin ya da batagin basindaydi. yolda bizim deli rizaya rastladim. -naber lan deli! dedim.
elinde bir adet yarisi icilmis marlboro uzun vardi, elime tutusturdu. oteki eliyle koy girisindeki mezarligi isaret ediyordu. -yok yok sagol, eyvallah. bende var dedim gulerek.
israrla elime tutusturdu. mezarligi gosterdi bana. bir yandan sigarayi tutturuyormus gibi yapiyordu ve tekrar elime tutusturuyordu. -ne diyosun amk delisi dedim . sigarayi yere atip kahvenin yolunu
tuttum. -
-
1.
+2Olum bu sedefte bise var bak
-
2.
0rezzervasyon
-
1.
-
84.
+16lan bin o gece bahçede kaybolan sigaran rızanın elindeki sigara işte git gide heycanladı amk yalan olsada önemli değil böyle hikayeler sürüklüyor beni. şukunu veriyorum
-
85.
+15 -1ayak sesleri ve bagrislar, her yani kaplamisti.. daha neler olup bittigini anlayamadan dort bir yanimdan cekistirilmeye basladim. yaka paca evden disari goturulduk. karanlik veya daha dogru bir deyisle
oldukca los olan evden disari cikinca, evi basanlarin jandarma olduklarini gorduk. komutan: -bunlar mi teyze? dedi. elvin teyzenin elleri belinde, kaslari catikti. -he bunlar yavrum, bunlardan ne
cektigimi bi ben bilirim. -n'oluuyo lannn! birakin bizi! feryatlar bosunaydi. ben, beni tutan askerden siyrilmayi basardim ve bagirdim:- noluyo komutanim ne sucumuz var bizim ? ne yaptik? -bu kadini
oldurup evini soyacaginiza dair bir ihbar aldik ve suc ustu yakalandiniz. -yahu, dedim biz sadece yemek getirdik. -evinde olmayan bir kadinin evini karistirarak mi ikram ettiniz yemekleri?? -yav
gupegunduz ev mi soyulur, biz komsulariyiz lutfen yapmayin birakin komutanim. komutanin kaslari catildi. fevri bir hamleyle yakamdan tuttu. ustumu aramaya basladi. daha elini gogsumde gezdirir gezdirmez
sertligi farketti, montumun fermuarini acti ve ic cebimden disari dogru firlayann devasa ekmek bicagini cikardi. -bu ne lan! bu ne lan! ekmek kesip ikram etmek icin mi getirdin bunu da??
diyecek birsey bulamamistim. hersey o kadar aleyhimizeydi ki.. kilitlenip kaldim oylece. -alin goturun bunlari! diye askere komut verdi komutan/ ben ve arkadaslar karga tulumba jandarmanin eski pusku
arabalarina bindirildik. aglasam aglayamiyordum. elvin teyze oldurmek istermiscesine bana bakiyordu. hayattan tiksindigim ender anlardan biriydi. sedat ve mursel surekli bunun bir yanlis anlasilma
oldugunu anlatmaya calisiyorlardi ama askerler bizi dinlemiyordu. araba yavas yavas jandarma karakoluna dogru hareketlenmisti, arabanin hareketiyle gormekte oldugum goruntu yavas yavas arkaya kayiyordu
simdi. once o ugursuz evin kapisi, sonra duvar, evin bahcesi, meyve agaci, tavuk kumesi, odunluk, tasfirin, agil, ve agildaki koyunlarin su icmeleri icin yalak, yalagin yaninda da derin islemeli, oymali
buyuk bir su testisi.. bir nevi cesme goruntusunde olan bu yalaklar bazen evlerde de bulunuyordu.. -
86.
+14 -2@432 lan kafasini gibtigim embesili su soruya cevap ver : turkiye mi daha doguda amerika mi? iki ulke arasinda 7 saat fark var. turkiyede sabahin 7sinde gunes dogdu diyelim. aradan 7 saat gecti. amerikada gunes dogdugunda sabah 7 ise turkiyede kactir? 7 saat sonrasi? 14 tur degil mi huur cocugu? simdi amerikada gecenin 12si oldugunu dusun. 7 saat dogusunda kac olur? sabahin 7si olmaz mi? amerikada yasayn birine amerika saatlerini mi ogretiyorsun sen amk liselisi seni doguran milf annenin aminda patlayayim
ozet: cografya ogretmenini gibeyim liseli -
87.
+14 -2-gel bakalim.. guleryuzli bir doktordu hilal hanim, icten bakislari, canayakin tavirlari, insanin icini isitiyordu. profesor veya onun gibi tasakli bir unvani oldugundan herhalde hafiften yasini basiniTümünü Göster
almis bir hanimdi ama gercekten cok icten ve kafadengi biriydi. -soyle otur bakalim.. hilal hanimin hic bitmeyecek gibi duran gulumsemesi, acaba konusmanin sonunda da bu halini koruyabilecek miydi? hic
sanmiyorum, dedim kendi kendime. -anlat bakalim, nasilsin, hayat nasil gidiyor?? konusmak istiyordum aslinda, anlatmak istiyordum herseyi, oldugu gibi, tum ciplakligiyla.. ama cesaret edemiyordum ki..
acikcasi birisi bana yasadiklarimi, gordugum ruyalari anlatsa dalga mi geciyon diye samari yapistiridim diye dusunuyorum. hilal hanim birden gulumsemeyi birakip ciddilesti. -konusmak istemiyorsun
herhalde?? lan bi de soyle bisey var dedim kendi kendime, eger konusmazsam beni cezaevine geri yollarlar bu muallakler. en kotu kabusumu anlatmak bile sessiz durmaktan iyidir dedim. tam lafa baslayacakken
kapi tiklandi. -girin.. iceri giren askerlerden sevimsiz ve huur cocugu olani: -doktor hanim, bu hastanin basinda durmamiz gerekiyor, eger sizin icin de bir sakincasi yoksa. -ne munasebet ya! cikin
disari! hastane hademesi ekrem bey elinde koca bir fincan kahveyle, halihazirda acik bulunan kapidan iceri girdi, kahveyi hilal hanimin masasina birakti. -baska bi emriniz var midir dohtor hanim? hilal
hanim cerceveli gozluklerinin arasindan kaslarini catarak daha da sert bir ifade takindi: -beyefendileri disari alalim ekrem. doktor hademeye kukrercesine bakiyordu, hademe askerlere birsey diyecek gibi
oldu fakat askerler de hademeye dovecek gibi bakmaya basladilar. zavalli adam ne yapacagini bilemeden tepsisini kucaklayip apar topar disari cikti. -sizi son kez ikaz ediyorum beyler, disari! aksi halde
guvenlik cagiracagim! \ayni er, yinr cevap verdi: -doktor hanim, elimizde emir var, bu adam bir cezaevi mahkumudur, elleri kelepceli bile olsa, sizinle ayni odada yalniz olarak bulunmamasi icin
elimizde emir var. asker, elindeki dosyayi agir agir yuruyerek yavas ve uyuz hareketlerle hilal hanimin onune birakti. o ne kadar yavassa, doktor hilal da bir o kadar hizli, atik ve ofkeli hareketlerle
dosyadaki tek bir kagit olan uygulama metnini cikarip gozumun onunde parcalara ayirdi. tam o sirada guvenlik gelmisti. -beyleri disari alalim lutfen.. guvenlik gorevlileriyle askerler yaka paca
tartismaya basladilar ki, doktor bana bakip yeniden gulumsedi: -birazdan devam edecegiz, dedi. hayretler icerisindeydim, hayatimda hic boyle bir doktor gormedigimi itiraf ettim kendime.. -
88.
+15 -1hastanedeki ilk gecem evlere senlikti.. kalici misafir oldugum icin, kapimda gibe gibe nobet tutmak zorunda kalacaklardi huur cocuklari diye sevinirken askerlerin degistigini farkedince hevesimTümünü Göster
kursagimda kaldi. plastik bardakta cay, taktan hastane yemekleri ve sigarasizlik beni delirtmek uzereydi. hadi herseye tamam, hapishanede en kotu sartlara alistigim icin bunlar koymuyordu, ama o
sigarasizlik yok mu sigarasizlik.. cezaevinde surekli birilerinden otlanabiliyordum, ancak burada benim sigarami kim, nasil, nereden temin edecekti ? askerlerden baska kimse yoktu, onun da bana bir
faydasi yoktu.. bir kolumdan yatagima kelepcelenmis vaziyette, civilendigim yerden televizyon izlemek, belki ilk birkac gun icin guzel gorunmustu gozume.. -telefon var mi?.. -ney? -telefon.. birini
aramam gerek de. oturdugu yerde uyuklamakta olan asker, basini miskin hareketlerle kaldirip "senin yuzunden burada nobet tutuyoruz, anamiz gibildi huur cocugu" der gibi baktiktan sonra -yok. dedi ve
kestirip atti. aradan birkac saat henuz gecmisti ki, kapi caldi. -hastanin ziyaretcisi var.. tepemde nobet bekleyen erbas cevap verdi -gozetim altindaki hastanin ziyaretcisi olmaz. arkadan ciglik
cigliga vicir vicir tanidik bir ses geldi kulagima -siz de gozetim altinda gorusturun o zaman kardesim! bu sesin sahibi sedeften baskasi degildi. kulaklarima inanamiyordum. -olmaz baci, don geri,
isimizi zorlastirma. -ya birakin dedim! birak be kolumu! sedef kapidaki askerden yakayi kurtarmis, iceri dalmisti. ikinci askerden kurtulamayacagini bildigi icin, yillardir degismeyen, tipik numarasina
basvuruyordu. -abim, asker abim. bak sen de burada gurbettesin, uzaktasin. evinde koylun cocugun karin yavuklun vardir. -bacim lutfen.. sedef hic sozu kesilmemis gibi devam etti. -abim, ben
yavuklusuyum bu delinin. nolur izin verin, iki dakika goreyim. hem ne zararim olur ki benim? siz de basimizda durursunuz hem. ikiniz birden durun isterseniz. hadi be abim nolur yalvaririm nolur nolur
nolur... asker, sedefin yurekten cilveli yakarislarina daha fazla dayanamadi. bu yalvarmalarin yurekten olmadigini bilen tek kisi ise bendim. -tamam, ama sadece 2 dakika ve bizim gozetimimizde. -hay
allah senden razi olsun, hay sen cok yasa emi! \ sedef hemen yanibasima oturdu. kelepceye bagli elimi gibi gibi kavradi. birden aglamakli oldu. hickiriklar bogazinda dugumlendi, gozyaslarini zor
tutuyordu. agzindaki kelimeler, aglamamaya calisarak, kendini gibarak guclukle cikiyordu disari. -seni cok ozledim! dedi fisilti ve aglamakli ses tonu karisimi bir sekilde. bu manzarayi goren
askerlerden biri disari cikti, otekisi de yavasca kalkip, odanin icinde bulunan tuvalete girdi, ama kapiyi acik birakti. sedef bunu firsat bilerek hemen yuksek sesle konusmaya basladi -sen simdi bu
hastane yemeklerinden de bikmissindir!!! borek yaptim sana ellerimle!!! -oha kizim, dedim. daha bir gun olmadi geleli. \ hizli hareketlerle "susss" isareti yapti/ cantasindan bir kap borek
cikardiktan sonra sozlerine devam etti. -canin da cok gibilir senin simdi burada!!! al sana en sevdigin kitabi getirdim!!! \ sedef, hizli hareketlerle kitabi ellerime tutusturdu. asker: -haydi
bacim yeter artik bu kadar! zor durumda birakiyosun bizi! sedef ustunu basini toparladi. son bir kere sarildiktan sonra apar topar, anlamli anlamli bakarak cikti. saskindim. sedefin gelmesine ayri,
olanlara apayri bi saskindim, cunku benim en sevdigim kitap diye birsey yoktu.. hicbir zaman olmamisti.. -
89.
+15 -1-haydi bakalim, dedi ercan. -doktor hanim seni bekliyor.. ercanin bu sozleriyle oturdugum yerde irkildim. -dur yahu, sigarami bitireyim. -olmaz, vakit yok, dedi.\ dun geceden doldurmus oldugumTümünü Göster
depresyon testi kivaminda sorular barindiran kagidimi yanima aldim. ercan, cebinden cikardigi sakizlari bana uzatti ve -al at bunlrari agzaina, kultabagi gibi kokuyorsun, ayip olmasin. \ sakizlari
agzima attim, yanimda ercan, onumda hademe ekrem abi, hilal hanimin odasinin yolunu tuttuk. tam kapiyi tiklayip iceri girecekken bu sefer de hademe ekremin mudahelesiyle karsilastim: -cikarsana yahu
agzindaki sakizi, ayip degil mi? fessuphanallah cektim ve kapiyi tikladiktan sonra doktorla ikinci seansimiza basladik. -soyle bakalim, bu gariplikler ne zamandan beri oluyor? \ -bu yaz, koye adimimi
attigim gunden beri, dedim. -hayatim altust oldu, kabuslarim hayatimi yasanmaz kiliyor.. -bunlar gayet normal seyler, dedi doktor hilal gulumseyerek. - peki rahatsizligim ismi nedir doktor hanim?
sorunum neymis tam olarak?/ doktor, kalin cerceveli gozluklerini cikardi. -onemli, kaydadeger bir sorunun yok. ancak seni ugurlamadan once seninle biraz daha sohbet etmek, seni bir muddet daha burada
misafir etmek isteriz, tabii senin icin de bir sakincasi yoksa.. -elbette yok, dedim. her yer cezaevinden daha iyidir diye dusundum. gorusme, bekledigimden de kisa surmustu. 25 dakika icinde sonlanmis
ve simdi odama dogru gitmek uzere kapidan cikiyordum, ama koridora ciktigim anda ercanin ortalikta olmadigini gordum. soracak kimse de yoktu. isin dogrusu, odama donmeyi hic mi hic istemiyordum. firsat
bu firsat diyerekten bahceye cikmak istedim. cunku suclu muamelesi gordugum icin, geldigimden beri disari cikamamistim zemin kata indim, hastane tiklim tiklimdi. ruyamdaki kilitli kapiyi acarak disari
ciktim. 3 katli minik bahce havuzuna kadar yurumeye karar verdim. yalniz halde yurumek, acik havada gezinmek, nefes almak, ne kadar guzel seyler bunlar diye gecirdim icimden. "bu kadar temiz hava yeter"
dedim ve ercanin verdigi anadolulardan birini cikarmak icin elimi cebime daldirdim ama sigaralar odamda kalmisti.. yukari cikacak olsam bir daha bahceye cikamayabilirdim. odamda kaldigini bildigim halde
son bir umut aranmaya devam ettim, arada surekli kufrediyordum. havuzun basindaki bankta simsiyah saclari kivir kivir, benim yaslarimda bir genc oturuyordu. -hayrola kardesim, ates mi lazimdi? dedi.
yok, dedim. sigaram bitmis.. -al benden yak, dedi. -hay allah razi olsun senden.. \ bankta elemanin yanina oturdum. -ben burak, dedi. -rifat.. -memnun oldum rifat kardes. hayrola bir yakinin mi hasta? -
yok, dedim. ben hastayim. - hadi yaa, gecmis olsun, neyin var? - ah, onu bir bileydim.. dedim. bir bileydim.. -
90.
+13 -3yalan ama sürükleyici hikaye.
şöyle izah edeyim. gözaltına alındınız tamam. bundan sonraki olay anlattığın gibi olmaz. hayatında mahkemeye çıkmadığından ve hukuk da okumadığın için sen gözaltından direkt mahkeme aşamasına geçtin. mahkemeye çıktık diyorsun, avukatımla savcı atıştı diyorsun, bi kere o aşamada savcı bulunmaz sadece hakim, sanıklar ve varsa sanık müdafii bulunur. hakim tutuklamaya karar verebilir veya salıverir. ondan sonra savcı soruşturmayı tamamlar ve dava açacaksa iddianame hazırlar. dava ondan sonra açılır vs. vs. ayrıca bu kadar vukuatlı adama abd gibime verir vizeyi , o da apayrı bir konu.
özet : yalan olduğunu bilerek okuyun binler -
91.
+15 -1burak, masmasvi gozleri, bembeyaz bir yuzu olan yakigibli bir gencti. fakat her daim yuzunde beliren bir aci, bir somurtkanlik, bir "ne tak yiyecez simdi lan" ifadesi vardi. yarali bir sibirya kurduTümünü Göster
gibiydi. kendisine dusmanlik edene havlamiyordu, isirmiyordu, fakat bakislariyla isirmaktan beter ediyordu. -hayrola, dedim. karadenizde gemilerin batmis gibi bir halin var kardes.. senin neyin var?\
burak, sigarasindan derin bir nefes cektikten sonra cevap verdi: -babam.. dedi. babam bu hastanede. 3 ay bile yasamaz, olur dedi doktorlar. ama 3 yil oldu hala bu hastanede. cikisini alamiyoruz bir
turlu. zamaninda doktorlarin uyguladiklari bir tedaviye cevap vermis galiba, ya da onun gibi birsey.. bu yuzden nasil olsa olecek diye uzerinde turlu turlu ilaclar deniyorlar, denek olarak kullaniyorlar
babami.. \ burak derin derin somuruyordu elindeki sigarayi. sigarayi agzindan hic ayirmadan iciyordu, dudaklarinin kenarindan agir agir yanaklarina suzulen dumanin arkasindan, masmavi gozleri
parliyordu. -peki neden buradasin? neden babanin yanina gitmiyorsun?? dedim. -babami neredeyse 1 yildir gostermiyorlar bize. en son gorevlilerden birini kafalamistim, o benim icin bir fotografini cekti.
fotografi gordugum andan beri hergun oluyorum.. hem de her gun..\ gozleri doldu, hala yanmakta olan sigarasini tek yumrugu icinde gibip burusturdu. -babana ne oldu??? diye sordum saskinlik ve merak
icerisinde. burak kipkirmizi olmustu. -uzerinde denemedikleri kimyasal kalmamis, rengi sapsari olmus, normalde olmasi gerektiginden kat be kat yasli gorunuyor! vucudunda dokulmedik tuy bile kalmamis..
ve 3 yildir bu sekilde benim babam bir kobay! dusunsene, ayni seyi senin babana yaptilarini bir dusunsene! \ kanim donmustu.. soyleyecek tek bir kelime bile bulamiyordum.. bu kadar aci ceken birine ne
soylenebilirdi ki? bir an kendi sorunlarimi fazla buyuttugumu, aslinda benim dertlerimin zerre kadar onem teskil etmedigini dusundum, saygiyla karigib bir acima duygusu hissediyordum ona karsi.. -peki,
dedim. polise falan gitmediniz mi hic? -polis hicbir sey yapmiyor. cok cok gerekli mercilerden bir sorusturma aciliyor, ama sadece acildigiyla kaliyor. gitmedigim yer kalmadi, emniyet mudurlugu,
kaymakamlik, orduevine bile gittim. cokmus gozlerinden bir damla yas suzuldu/ titrek ellerle bir sigara daha yakti ve sozlerine devam etti: -ben artik babamdan umidi kestim rifat. benim babam
yasamiyor.. benim babam her gun aci ceken her allahin gunu can cekisen bir adam.. buna hayat mi denir? buna yasam der misin sen?? ben babami gormekten de gectim, artik tek bir dilegim var. o da babamin
olmesi!!! bu sozler yuregime ok gibi saplanmisti. bir insanin babasinin daha fazla aci cekmemesi icin olmesini istemesi cok aci vericiydi.. -isin daha da kotu olan kismi ne biliyor musun kardes???
babami daha fazla aci cekmemesi icin oldurmeme bile izin vermiyorlar.. babamin yattigi odayi cok iyi gozetiyorlar, ve kimseyi kabul etmiyorlar.. bir an durdu, masmavi gozlerini gozlerime dikti. tam bir
sey soylemek icin agzini acacakti ki, birbirinden hizli kosan bir duzine adamin uzerimize atlamak uzere olduklarini gorduk. -
-
1.
+1gibtir lan oradan beyler adam yazalı 7 yıl olmuş gerçi ama buna inanıpta doktorlara hınçlanmayın hiç bir hastayı hiçbir hastane zorla tutamaz öyle kolay değil adamın zütünden kan alırlar. Öyle kobay gibi kullanmalar felan 2. Dünya savaşında kalmış bunun aklı inanmayın amk hikaye zaten düzmece bununda düzmece olduğunu bilin yani anladığım kadarıyla doktorluk kazanacak zekada olmadığı için doktorları karalamak istemiş.
-
1.
-
92.
+15 -1kizil sacli kiz, hakkimda bilgi edinmek icin yetkililerle bir sure telefon gorusmeleri yaptiktan sonra: -beyefendi, dedi.
sizin durumunuz biraz ozel bir durum anladigim kadariyla. hakkinizda net bir karara varilmamis henuz. -evet, dedim
kizcagizin sozunu keserek. -bir mahkeme saliverse oteki birakmiyor..\\ gulumsedim. -afedersiniz, devam edin lutfen.
yemyesil gozlerini bir an saskin bir gulumseme ile kirpistiran guzel kiz, sozlerine devam etti: -genel kurulun hakkinizda
hazirlayacagi rapordan once hastane disina cikmamanizi sizden, hastane yonetimi adina rica ediyoruz. istediginizi
yapabilirsiniz, istediginiz seyden yeyip icmenize de izin verildi, lutfen sadece disari cikmayin. sadece bir iki
gunlugune.. \ oyle tatli rica ediyordu ki, bu kiza hayir demenin hicbir yolu yoktu. -peki hastane yonetimi sigarami da
temin eder mi dersiniz? -o kadarini bilemem, sanmiyorum. ekrem abiyi bulabilirseniz o size alir belki... \\ amina
kodummu ekremi bana bir bardak cayi kufrederek getiriyorken sigarayi nasil alip gelecek diye dusunmeden edemedim. ki zaten
kocaman iki binali hastanede ekremi ara.. bul.. ozel durumunu anlat.. lan kim ugrasacak bununla? dedim. caresizce bahceye
ciktim. buldugum ilk banka oturdum. otururken dirseklerim dizlerimde, avuclarimin iciyle yuzumu kapatmis ve basimi one
dogru egmistim. gordugum tek sey karanlikti. ne garip, insan birsey gormeyince duydugu seslere daha cok odaklaniyordu. az
once hic ama hic farkinda olmadigim su ugultusu, kus civiltilari, ruzgarin uzun kavak agaclarinin arasindan hisimla eserken
cikardigi tatli sesler; simdi kulaklarimi oksuyordu.. bir an birinin yanima oturdugunu hissettim. bankta yalniz degildim.
tanidik ve asiri mutlu bir ses, sevgi dolu, dostane bir edayla teklif etti: " --sigara??? " -
93.
+15 -1geceleyin yattigim yerden buyuk bir sizlamayla dogruldum. hava kapkaranlikti, vakit geceyarisi olmaliydi. kolumun uzerine yattigim icin sol kolumu neredeyse hic hissetmiyordum. assagidan gurultulerTümünü Göster
geliyordu. pencereden baktim hemen, dehset bir kalabalik vardi bahcede. bagrislar cagrislar, ortalik ana baba gunuydu. saci basi dagilmis, ustu basi camura bulanmis zavalli bir kadin, kan ter icinde,
-kizimm!! kizimmm!! diye feryat ederek kaybettigi cocugunu ariyordu. korkmustum. su an assagiya inip o cilgin, dehset kalabaligin icerisine karismak pek de iyi bir fikir gibi gorunmuyordu. birden
kulagima ayak sesleri geldi. sessiz ve minik ayaklarin sesleriydi bunlar. kapisi acik olan odamin onunden bembeyaz bir elbise giymis, 5-6 yaslarinda bir kiz cocugu,tek basina ve gayet kendi halinde
yurumekte idi. kapimda belirmesiyle kaybolmasi sadece bir saniye kadar suren bu kucuk cocugun, gorebildigim kadariyla son derece sakin bir yuruyusu vardi. kapimin onunden gecip gitmesiyle kaybolan
goruntusu, yerini, gittikce uzaklasan ayak seslerine birakmisti. hemen takip etmek icin yerimden kalktim, sedefle cekindigim fotografin uzerine yatmistim. hafifce bukulmus fotografi duzlestirip komidinin
uzerine koymak icin elime aldim ve o anda kucuk bir sok yasadim: fotografta sadece sedef vardi. alelacele yerimden firladim, isigi yakmayi denedim fakat yanmiyordu. hastane yeniden karanliga burunmustu..
koridora cikar cikmaz, merdivenlerden assagi inmek uzere olan kucuk kizi son anda gormeyi basardim. -dur! \ sesim karanlik hastane koridorlarinda uzun uzadiya yankilaniyordu. butun gucumle kosmaya
basladim. birkac dakika boyunca merdivenin basina kadar kostum. en sonunda merdivene vardigimda, kucuk kiz da bir alt kata inmis, yeniden yurumeye baslamisti. yeniden bagirdim -dur! \ kucuk kiz bir
an durdu. arkasini dondu: bir an gozlerimin icine bakti: bakmasiyla cigligi basmasi bir oldu. oyle aci ve tiz bir sesi vardi ki, ve oylesine panik olmustu ki, zaten ufak tefek olan, badi badi kosan
ayaklariyla, cabucak kacmaya da calisinca ayaklari kaydi ve kafa ustu yere cakildi. yeniden ayaga kalkan minik kiz, alnindan sizmaya baslayan kanlara aldirmadan kosmaya basladi. o kadar hizli kaciyordu
ki, ona yetismem oldukca zor gorunuyordu. ben onu kovaliyorken o da bir yandan kaciyor, bir yandan ciglik atiyordu. bir an "ne kadar da cok merdiven indik" diye dusunmeye basladim. merdivenler bitip
yollar duzlemlestiginde ise, karsimda tek bir kapi vardi. kapinin uzerinde dev harflerle "morg" yaziyordu. kucuk kiz ciglik cigliga morga girdi. bodrum katta oldugumuzu anca farkedebilmistim. bir ust
kattan, yani zemin kattan kizin annesinin feryatlari duyuluyordu. kizi alip annesine goturmeliydim. korksam da morga giris yaptim. kucuk kiz kostura kostura, sanki geceleri birseyden korkunca yatagina
girip uzerine yorganini ceken normal cocuklar miseli, kendisine ait oldugunu o anda anladigim, tablasina uzanip, uzerine bembeyaz carsafini cekti. dehset icerisinde kalmistim, hemen arkami dondum fakat
kapi yerinde yoktu, onun yerine, buzluktan cikarilmis bir ceset arabasi vardi. cesedin uzeri bembeyaz carsafla ortuluydu. yalnizca ayaklari gorunen cesedin, sol ayak bas parmaginda bir etiket vardi.
etikete ancak buyuk bir dikkatle bakinca, uzerinde kendi ismimin yazili oldugunu farkettim. -
94.
+15 -1kafam o kadar karismisti ki, kimin dogru kimin yalan soyledigini anlamaya calisiyordum. acikcasi o an icin, buraga hic ama hic guvenmiyordum. burak, hic dusunmeden, ara vermeden soruma yanit verdi:Tümünü Göster
-hayir.. tam tersi. profesor doktor metin akyuz cok idealist bir doktordur, hastalarla cok ilgilidir, insanlari insan olduklari icin sever ve herkesi tum duygu ve dusuncelerini tek tek anlattirip
ozumsemeden kimsenin hakkinda kesin bir kanaate varmaz, vardirmaz. keske butun doktorlar onun gibi olsaydi.. \\ bir an durdu, sigarasinin kulleri icmeye icmeye bitmis, sigarayi adeta ruzgar icmisti..
hemen, mazotu bitmis gibi yenisini yakti. -bununla nereye varmaya calisiyorsun? dedim -suraya varmaya calisiyorum.. profesor babamla ilgili olayi zaten biliyor. senin doktorunun bunlari ozellikle
profesore deli sacmasiymis gibi sunmasi gerekiyordu, eger hic bahsetmeseydi, daha sonra profesor gelip seninle konusursa, sanki ondan bunu saklamis gibi bir duruma dusecekti ve babamla ilgili insanlik
sucu isledikleri teorisi kuvvet kazanacakti.. \\ simdi sigara yakma sirasi bendeydi. derin derin cektigim nefeslerin ardindan buraga soyle dikkatlice baktim, kesinlikle yalan soyler gibi bir hali
yoktu, bilakis birseyler anlatmak icin kendini paraliyordu, fakat icimde nedenini anlayamadigim tuhaf bir duygu vardi. belki de dunyaya olan guvenimi kaybettigim icindi. ne yaptiysam hikayesini
curutememistim. -peki, dedim. butun bunlari neden yapiyorsun? -neyi?? dedi burak. -yani butun bunlari neden bana anlatiyorsun? -cunku babam aci cekiyor, onun buradan cikamayacagini anladigim icin,
artik olmesi gerektigine karar verdim. -ne zamandan beri insanlarin olmeleri gerektigine sen karar veriyosun lan it! \\ yine hiddetlenmistim. -beni dinle, dedi burak en tehditvari tavrini takinarak.
bu hastanede bunu yapabilecek tek kisi sensin. sana daha once benden kimseye bahsetme demistim, ama beni dinlemedin, gittin salak gibi pgibiyatristine anlattin. artik babami senin de bulamayacagin bir
yere saklayacaklar!!! \\ gozyaslarini sildikten sonra sagi solu tekmelemeye basladi. -lan dur! herkesi basimiza toplayacaksin!! \\ burak kendini ufak ufak toparladiktan sonra: -bunu yapabilecek
tek kisi sensin. yapman gereken sey cok basit, sana gidip adam bicakla, kafasina gib diyen yok. sadece gidip solunum cihazini yerinden cikaraksin hepsi bu. 10 saniyeni bile almaz. ben yapabilecek olsam
coktan yapmistim ama beni iceri almiyorlar! sivil vatandaslarin besinci kata girmesi yasak! sen hem yatili hastasin, hem de yatalak degilsin. tekrar ediyorum: bunu senden baska hickimse yapamaz..
lutfen rifat.. lutfen.. yalvariyorum sana.. dedi\ bir an durup dusunmeye basladim.. burak bugune kadar bana cok yardim etmis, cok yakinlik gostermis biriydi, ancak bu istedigi sey benim yapabilecegim
turden birsey degildi: -uzgunum, dedim. kim olursa olsun, ne olursa olsun, bir savasin icinde olmadigim surece, insan olduremem ben. ancak ve ancak kendi canimi kurtarmak icin o insani oldururum.
-tamam iste! diye atildi burak. eger bunu yapmazsan hayatin bitecek! -nasil yani? dedim. beni, istegini yerine getirmedigim halde oldurmekle mi tehdit ediyorsun??? -elbette hayir, sacmalama, dedi.
bizler arkadasiz.. demek istedigim sey, eger bunu yapmazsan hayatinin kayacagi.. seni bir timarhaneye yollayacaklar, medyaya sizmasini istemedikleri bir takim gercekleri bildigin ve dillendirebilecegin
icin ve dillendirdigin seylerin deger tasimayan, onemsiz, deli sacmasi boyutunda kalmasi icin de ellerindne geleni yapacak, yani seni o timarhaneye mahkum edecekler.. \ bir an anlam veremiyormuscasina
gulumsedim: -nasil yani? istedigin seyi yerine getirince butun bu dediklerin olmayacak mi sanki?? bunu mu demek istiyorsun??? \\ burak ellerini, avuc icleri temas edecek sekilde isitiyordu. birden
bana bakti, dipdiri gozleriyle seytani bir sekilde gulumseyerek cevap verdi: evet, aynen oyle.. eger istegimi yerine getirirsen, seni butun bu sacmaliklardan kurtaracagim. -iyi ama nasil??? dedim.
burak, bir eliyle cebinden, dorde katlanmis bir kagit cikardi, diger eliyle kagiti isaret ederek: -bununla, dedi. -
95.
+15 -1asansorun kapisi acilir acilmaz tam arabayi iceri surmek icin hamle yapmistim ki, asansor kapisi acildigi anda karsima cikan ahu hemsire beni durdurdu. -aaa bu saatte napiyorsunuz burada??? dedi telasTümünü Göster
icinde. durun durun, yardimci olayim size. -birseyim yok saolun, ben kendim giderim, dedim sesimden taninmamak icin en boguk ses tonumu takinarak. -ya olur mu oyle sey, biz niye variz burada? \\ "isime
burnunu sokmak icin varsin amk huursu baska ne icin burada olacaksin" diye soylendim icimden. -siz nereye gidiyordunuz, ben gotureyim sizi.. \\ -biz bir kaza yaptik ailecek.. dedim. -hI hI.. hI hI..
ahu hemsire, asiri derecede anlayisli ve ilgili bir ses tonuyla basini salliyor, "butun dikkatimle dinliyorum" mesaji veriyordu. boguk sesimle uydurmaya devam ettim: -beni buraya getirdiler, 6 saat oldu
esimi bekliyordum, nihayet o da gelmis, acildeymis simdi.. ona bakmaya gidiyordum.. ne olur, ne olur esime goturun beni..\\ numaradan dolan gozlerim, titreyen sesim ve ellerim, ahu hemsireyi oldukca
etkilemis gorunuyordu. -tamam, dedi. hemen acile gidiyoruz, esinize bakacagiz, ama ondan sonra yatip dinlenmelisiniz, lutfen, itiraz istemiyorum. cok zor bir gun gecirmissiniz! -peki, dedim. \\
birlikte asansonra bindik, hemsire zemin kat dugmesine basinca, kafamdaki a planini iptal edip, b planini devreye koyuverdim. evet, danisma katindan gececektik, ancak nasil ki, tek basina tekelerli bir
araba suren sargili bir hasta, hastane disina cikarak inanilmaz bicimde dikkat cekecekse, basinda, arabasini suren bir hemsireyle beraber acile goturulen sargili bir hasta da bir o kadar dikkat
cekmeyecekti. acilin on kapisi danisma katina, arka kapisi ise hastanenin acil cikisina aciliyordu. acil denilen yer her zaman bir hareket, bir hengame, yakinlari olen, kafasi gozu yarilmis, yasam
savasi veren insanlarla doluydu. dolayisiyla firsattan istifade hemsireyi atlatmanin bir yolunu bulup acilin arka kapisindan hastane bahcesine bir sekilde sivismayi basaracak ve ikinci binaya gecis
yapacaktim. "!" ulasmak icin bekledigimiz kata vardigimizi belirten cinlama misali uyarici asansor sesi kulaklarimiza nufuz etti. danisma katindan geciyorduk simdi. epey yol almis, danismadaki kizlarin
oldugu, anonslarin yapildigi yere gelmistik. tam acil tarafina gececektik ki, birden doktorun biri ahu hemsireye seslendi: -ahu! iki dakika bakabilir misin? -suan olmaz. -ahu lutfen! \ ahu hemsire -
bir saniyenizi rica ediyorum, hemen gelicem, dedi ve 5-6 metre otemizde bekleyen doktorun yanina gidip sessizce konusmaya basladilar. noluyo lan, dedim, vay amk ahunun manitasi da tam gelecek zamani
buldu. ne yerimden kipirdayabiliyorum, ne acile gidebiliyorum.. gidecek olsam gorecek, aramizdaki mesafe birkac metreden ibaret.. once sagima, sonra soluma bir goz attim. normalde, yani gunduz
vakti sularinda; danismada bekleyen birbirinden guzel, boya kamyonu carpmiscasina makyaj yapan, renk cumbusunden olusan gokkusagini aratmayan danisma hatunlarinin yerinde yalnizca bir tek kiz vardi;
benim zamaninda "cilek" ismini taktigim, gercekten de cilege benzeyen guzel kizdan baskasi degildi bu. birkac saniye boyunca birbirimizin gozlerinin icine baktik, "lan, dedim gozlerimden falan tanimaz
insallah beni kevase... " iste tam o sirada on cikis otomatik kapisi, iki yana ayrilmak suretiyle acildi, iceri hizli adimlarla girmekte olan kisi, kuzenim muhammetten baskasi degildi. kosarcasina hizli
adimlarla, cilli yuzlu, cilek kivamindaki danisma kizinin yanina geldi: -nerede o!!! hangi katta!!! -kim? dedi cilek kiz saskinlik icerisinde. -kuzenim!! rifat!!!
-
bakircanda kişiliksizlik hastalığı var
-
40 yasında abınız olarak sozlugu bırakıyorum
-
iffeti olan kadın
-
dindar degilim yanlis anlasilmasib
-
ultra zengin olsam münzevi olurdum
-
1 ekimden itibaren yazarların zamlı maaşı
-
güzel yazmış herif
-
darwinizm materyalizm
-
başladıysa geç yazmalar
-
keske turkiye gelseydin
-
aceyip iti hangi ilde okuyacan
-
vajinam olduğuna inanmayanlar var
-
charlie kirk denilen adi herif
-
aşkın bende
-
23 yasinda genc bi ukreynali kiz
-
incici cuck aile ziyareti
-
beyler bir kızın sevdiğini nasıl anlarım
- / 1