-
76.
+14- "geregi dusunuldu... "Tümünü Göster
mahkemedeki herkes ayaga kalkmisti. nihayet kader ani gelip catmis, yaslisindan gencine salondaki herkes buyuk bir heyecan
ile cikacak karari beklemeye koyulmus, beklerken nefesler tutulmustu. -"sanik rifat ergin'in, soygunculuk, haneye tecavuz,
cinayete tam tesebbus... "oha, dedim bir an. bunlarla mi yargilaniyordum yani? cinayete tam tesebbus nasil biseydir abi?
yuh dedim bir an, lan bazen dusunuyorum da, keske hakikaten girtlaklasaydim amk karisini, bu kadar izdirabi bosuna cekmemis
olurdum hic degilse.." - "bulunmadigi goz onunde bulundurularak... " ne diyorsun hakim baba, bi gib de anlamiyorum ki
dediginden. sucsuz olduguna inaniyorum saliverin demek bu kadar zor mu? ya da vurun kirbaci muallakye atin zindana demek bu
kadar mi uzatilir? amk birgun ilerde ne okursam okuyayim, ne olursam olayim, kesinlikle hakim olmayacagima kesin surette
karar vermistim. "... tutuksuz olarak yargilamaya devam edilmesine karar verildi" bir anda salonda bir sevinc tufani
koptu. bagira cagira sevinen akrabalar, onlara bakip da "iyi bir sey oluyor heralde amk" diye dusunup de hoplayan
ziplayan cocuklar, birbirine ayakta sarilirken sallanan neneler.. salonda yerinden bir an olsun kipirdamayan, en ufak bir
sevinc belirtisi bile gostermeyen tek kisi, hala yerinde oturmakta olan burakti. gozlerini bir an olsun uzerimden
ayirmiyordu. yavas yavas mahkemeyi terkediyorduk artik, herkes epey bir havaya girmisti. -"aksama evde gorusuruz artik"
dedi kuzen siritarak. babam ise annemden bu aksam icin en sevdigim yemekleri yapmasini istiyordu. beni de aksam icin
tatli bir heyecan kaplamamisti desem yalan olur. en azindan bitkin de olsam, yorgunluktan gebermis de olsam, mutluydum
artik. bu mutluluk duygusunu oyle uzun zamandir tatmiyordum ki, fazla gelmisti resmen, yuk gibi, fazlalik gibi tepeme
binmisti; hani yillarca zindanda yatan bir adam yumusacik yastiklarda yatamazmis ya birden, onun gibi. rahat batti sanki.
hersey gercek olamayacak kadar mukemmeldi. yildiray abiye dondum askerler ellerimdeki kelepceleri cikarirken: -abi,
dedim. simdi dogruca koye gidebilecek miyim? -tabiki, dedi. hele once su hastaneden kaydini aldiralim, esyalarini da
toplarsin hem. sonra aksam uzeri gibi yola cikariz. zaten birsey kalmadi aksama da. ... cocuklar gibi heyecanliydim. bir
an once hastaneye, oradan da koye gitmek icin sabirsizlaniyordum. hazir hastaneye gidiyorken, belki burak da bizimle
gelmek ister diye sagima soluma bakindim, ama burak ortalarda yoktu.. evli evine, koylu koyune dagilirken, biz de
arabamiza atladik, basimin belasi, timarhane bozmasi hastaneye dogru yola koyulduk.. -
77.
+15 -1kizil sacli kiz, hakkimda bilgi edinmek icin yetkililerle bir sure telefon gorusmeleri yaptiktan sonra: -beyefendi, dedi.
sizin durumunuz biraz ozel bir durum anladigim kadariyla. hakkinizda net bir karara varilmamis henuz. -evet, dedim
kizcagizin sozunu keserek. -bir mahkeme saliverse oteki birakmiyor..\\ gulumsedim. -afedersiniz, devam edin lutfen.
yemyesil gozlerini bir an saskin bir gulumseme ile kirpistiran guzel kiz, sozlerine devam etti: -genel kurulun hakkinizda
hazirlayacagi rapordan once hastane disina cikmamanizi sizden, hastane yonetimi adina rica ediyoruz. istediginizi
yapabilirsiniz, istediginiz seyden yeyip icmenize de izin verildi, lutfen sadece disari cikmayin. sadece bir iki
gunlugune.. \ oyle tatli rica ediyordu ki, bu kiza hayir demenin hicbir yolu yoktu. -peki hastane yonetimi sigarami da
temin eder mi dersiniz? -o kadarini bilemem, sanmiyorum. ekrem abiyi bulabilirseniz o size alir belki... \\ amina
kodummu ekremi bana bir bardak cayi kufrederek getiriyorken sigarayi nasil alip gelecek diye dusunmeden edemedim. ki zaten
kocaman iki binali hastanede ekremi ara.. bul.. ozel durumunu anlat.. lan kim ugrasacak bununla? dedim. caresizce bahceye
ciktim. buldugum ilk banka oturdum. otururken dirseklerim dizlerimde, avuclarimin iciyle yuzumu kapatmis ve basimi one
dogru egmistim. gordugum tek sey karanlikti. ne garip, insan birsey gormeyince duydugu seslere daha cok odaklaniyordu. az
once hic ama hic farkinda olmadigim su ugultusu, kus civiltilari, ruzgarin uzun kavak agaclarinin arasindan hisimla eserken
cikardigi tatli sesler; simdi kulaklarimi oksuyordu.. bir an birinin yanima oturdugunu hissettim. bankta yalniz degildim.
tanidik ve asiri mutlu bir ses, sevgi dolu, dostane bir edayla teklif etti: " --sigara??? " -
78.
+15 -1geceleyin yattigim yerden buyuk bir sizlamayla dogruldum. hava kapkaranlikti, vakit geceyarisi olmaliydi. kolumun uzerine yattigim icin sol kolumu neredeyse hic hissetmiyordum. assagidan gurultulerTümünü Göster
geliyordu. pencereden baktim hemen, dehset bir kalabalik vardi bahcede. bagrislar cagrislar, ortalik ana baba gunuydu. saci basi dagilmis, ustu basi camura bulanmis zavalli bir kadin, kan ter icinde,
-kizimm!! kizimmm!! diye feryat ederek kaybettigi cocugunu ariyordu. korkmustum. su an assagiya inip o cilgin, dehset kalabaligin icerisine karismak pek de iyi bir fikir gibi gorunmuyordu. birden
kulagima ayak sesleri geldi. sessiz ve minik ayaklarin sesleriydi bunlar. kapisi acik olan odamin onunden bembeyaz bir elbise giymis, 5-6 yaslarinda bir kiz cocugu,tek basina ve gayet kendi halinde
yurumekte idi. kapimda belirmesiyle kaybolmasi sadece bir saniye kadar suren bu kucuk cocugun, gorebildigim kadariyla son derece sakin bir yuruyusu vardi. kapimin onunden gecip gitmesiyle kaybolan
goruntusu, yerini, gittikce uzaklasan ayak seslerine birakmisti. hemen takip etmek icin yerimden kalktim, sedefle cekindigim fotografin uzerine yatmistim. hafifce bukulmus fotografi duzlestirip komidinin
uzerine koymak icin elime aldim ve o anda kucuk bir sok yasadim: fotografta sadece sedef vardi. alelacele yerimden firladim, isigi yakmayi denedim fakat yanmiyordu. hastane yeniden karanliga burunmustu..
koridora cikar cikmaz, merdivenlerden assagi inmek uzere olan kucuk kizi son anda gormeyi basardim. -dur! \ sesim karanlik hastane koridorlarinda uzun uzadiya yankilaniyordu. butun gucumle kosmaya
basladim. birkac dakika boyunca merdivenin basina kadar kostum. en sonunda merdivene vardigimda, kucuk kiz da bir alt kata inmis, yeniden yurumeye baslamisti. yeniden bagirdim -dur! \ kucuk kiz bir
an durdu. arkasini dondu: bir an gozlerimin icine bakti: bakmasiyla cigligi basmasi bir oldu. oyle aci ve tiz bir sesi vardi ki, ve oylesine panik olmustu ki, zaten ufak tefek olan, badi badi kosan
ayaklariyla, cabucak kacmaya da calisinca ayaklari kaydi ve kafa ustu yere cakildi. yeniden ayaga kalkan minik kiz, alnindan sizmaya baslayan kanlara aldirmadan kosmaya basladi. o kadar hizli kaciyordu
ki, ona yetismem oldukca zor gorunuyordu. ben onu kovaliyorken o da bir yandan kaciyor, bir yandan ciglik atiyordu. bir an "ne kadar da cok merdiven indik" diye dusunmeye basladim. merdivenler bitip
yollar duzlemlestiginde ise, karsimda tek bir kapi vardi. kapinin uzerinde dev harflerle "morg" yaziyordu. kucuk kiz ciglik cigliga morga girdi. bodrum katta oldugumuzu anca farkedebilmistim. bir ust
kattan, yani zemin kattan kizin annesinin feryatlari duyuluyordu. kizi alip annesine goturmeliydim. korksam da morga giris yaptim. kucuk kiz kostura kostura, sanki geceleri birseyden korkunca yatagina
girip uzerine yorganini ceken normal cocuklar miseli, kendisine ait oldugunu o anda anladigim, tablasina uzanip, uzerine bembeyaz carsafini cekti. dehset icerisinde kalmistim, hemen arkami dondum fakat
kapi yerinde yoktu, onun yerine, buzluktan cikarilmis bir ceset arabasi vardi. cesedin uzeri bembeyaz carsafla ortuluydu. yalnizca ayaklari gorunen cesedin, sol ayak bas parmaginda bir etiket vardi.
etikete ancak buyuk bir dikkatle bakinca, uzerinde kendi ismimin yazili oldugunu farkettim. -
79.
+14tam o sirada cep telefonum titredi. cikardim, "bir mesaj alindi" yazisi ilisti gozlerime. bir yandan mesaji acarken, diger yandan doktorla konusmaya devam ediyordum. -madem hic bir sorun yok, oyleyseTümünü Göster
musaednizle ne zaman taburcu oluyorum? ogrenebilir miyim acaba?? \\ -normal sartlar altinda taburcu olman gerekiyordu, fakat malesef bir aksilik oldu rifatcim.. dedi dr hilal. cerceveli gozlugunun
arkasinda gozleri devasa haline burunmustu. bir diger yandan mesajin "burak" tarafindan gonderildigini gordum. mesajda: "rifat, simdi dediklerimi harfi harfine yerine getir. once telefonunu sessize
al... " -ne demek oluyor bu simdi? diye sordum. -mesele nedir?? doktor cevapladi: -mesele yok.. sorun yok.. sadece... hastane kurul uyelerinin pek coguna ulassak da, bir kismina malesef ulasamadik. e
her birinin bashekim bey gibi vekilleri de yok. dolayisiyla onlarin da imzalarini topladigimiz zaman seni taburcu edecegiz.. dedi imali imali bana bakarak. bakislarinda "gibiyosa simdi kagitta imzalar
vardi ben gordum de!" ifadesi yatiyordu. kagida bakmadigim konusunda yalan soylemistim ve simdi bu yalanin curmunu cekiyordum. yine de olayin uzerine gitmeye devam ettim: -kagidi neden yirttiniz peki?
\\ hemen mesajin devamini caktirmadan okudum: "sonra telefonunun kayit cihazini calistir, sonra da caktirmadan kimsenin goremeyecegi bir yere sakla. dusurmus susu verebilecegin bir yer olsun.
dediklerimi yap, bana guven." -kagidi yirttim, dedi dr hilal, cunku eski esimin bana yolladigi ozel bir mektup.. onemsiz birsey yani, en azindan benim icin hicbir degeri yok. kendisi yeniden barismak
istiyor, bu yuzden de lise ogrencileri gibi kokulu mektuplarla ozlem, hasret mesajlari yollayip duruyor. ozel birsey yani ama dedigim gibi benim icin bir anlam ifade etmiyor!!! iste bu yuzden
yirttim... seninle ilgili birsey degildi, buna sahit olmak zorunda kaldigin izin uzgunum... \\ vay amk, dedim kendi kendime. ulan kari ayak ustu kuyruklu yalan atiyordu resmen. bu kadar yalani bu kadar
seri sekilde sedef bile soyleyemez diye dusunmeden edemedim. kadin kismindan bir kere daha korkulmasi gerektigini hatirladim. doktor: -sen odana cik, istirahatine bak. bu son gorusmemizdi, bundan sonra
yalnizca imzalar toplanacak, imza isleri bitince ben sana haber gonderecegim. fakat, birsey daha var. hastane giris-cikis islemleri ile ilgili anneni veya babani cagirirsan, onlarla da gorusmus oluruz,
hem islemlerini hallederler. tamam??? \\ cevap vermeden, basimi olumlu anlamda salladim. hizli hareketlerle telefonu sessize alip apar topar kayit cihazini baslattim. butun bunlari bir saniye
icerisinde yaparken, sag elimi goren, fakat masanin dibinde oldugu icin sol elimi goremeyen doktora farkettirmeden, sag elimdeki telefonu hemen sol elime gecirdim. koltuktan kalkarken oncelikle besmele
cekip hafifce egilen her insan gibi once biraz egildim; hemen ardindan caktirmadan sol elimde tutmakta oldugum telefonu, masanin altindaki cop kutusunun arka tarafina hizli hareketlerle yerlestirdim. ve
en sonunda karsilikli sahte gulumsemelerle odayi terk ettim. odama dogru giderken tam merdivenleri cikmaya baslayacaktim ki, birden, erkekler tuvaletinden bir "pist!" sesi duydum. -
80.
+15 -1kafam o kadar karismisti ki, kimin dogru kimin yalan soyledigini anlamaya calisiyordum. acikcasi o an icin, buraga hic ama hic guvenmiyordum. burak, hic dusunmeden, ara vermeden soruma yanit verdi:Tümünü Göster
-hayir.. tam tersi. profesor doktor metin akyuz cok idealist bir doktordur, hastalarla cok ilgilidir, insanlari insan olduklari icin sever ve herkesi tum duygu ve dusuncelerini tek tek anlattirip
ozumsemeden kimsenin hakkinda kesin bir kanaate varmaz, vardirmaz. keske butun doktorlar onun gibi olsaydi.. \\ bir an durdu, sigarasinin kulleri icmeye icmeye bitmis, sigarayi adeta ruzgar icmisti..
hemen, mazotu bitmis gibi yenisini yakti. -bununla nereye varmaya calisiyorsun? dedim -suraya varmaya calisiyorum.. profesor babamla ilgili olayi zaten biliyor. senin doktorunun bunlari ozellikle
profesore deli sacmasiymis gibi sunmasi gerekiyordu, eger hic bahsetmeseydi, daha sonra profesor gelip seninle konusursa, sanki ondan bunu saklamis gibi bir duruma dusecekti ve babamla ilgili insanlik
sucu isledikleri teorisi kuvvet kazanacakti.. \\ simdi sigara yakma sirasi bendeydi. derin derin cektigim nefeslerin ardindan buraga soyle dikkatlice baktim, kesinlikle yalan soyler gibi bir hali
yoktu, bilakis birseyler anlatmak icin kendini paraliyordu, fakat icimde nedenini anlayamadigim tuhaf bir duygu vardi. belki de dunyaya olan guvenimi kaybettigim icindi. ne yaptiysam hikayesini
curutememistim. -peki, dedim. butun bunlari neden yapiyorsun? -neyi?? dedi burak. -yani butun bunlari neden bana anlatiyorsun? -cunku babam aci cekiyor, onun buradan cikamayacagini anladigim icin,
artik olmesi gerektigine karar verdim. -ne zamandan beri insanlarin olmeleri gerektigine sen karar veriyosun lan it! \\ yine hiddetlenmistim. -beni dinle, dedi burak en tehditvari tavrini takinarak.
bu hastanede bunu yapabilecek tek kisi sensin. sana daha once benden kimseye bahsetme demistim, ama beni dinlemedin, gittin salak gibi pgibiyatristine anlattin. artik babami senin de bulamayacagin bir
yere saklayacaklar!!! \\ gozyaslarini sildikten sonra sagi solu tekmelemeye basladi. -lan dur! herkesi basimiza toplayacaksin!! \\ burak kendini ufak ufak toparladiktan sonra: -bunu yapabilecek
tek kisi sensin. yapman gereken sey cok basit, sana gidip adam bicakla, kafasina gib diyen yok. sadece gidip solunum cihazini yerinden cikaraksin hepsi bu. 10 saniyeni bile almaz. ben yapabilecek olsam
coktan yapmistim ama beni iceri almiyorlar! sivil vatandaslarin besinci kata girmesi yasak! sen hem yatili hastasin, hem de yatalak degilsin. tekrar ediyorum: bunu senden baska hickimse yapamaz..
lutfen rifat.. lutfen.. yalvariyorum sana.. dedi\ bir an durup dusunmeye basladim.. burak bugune kadar bana cok yardim etmis, cok yakinlik gostermis biriydi, ancak bu istedigi sey benim yapabilecegim
turden birsey degildi: -uzgunum, dedim. kim olursa olsun, ne olursa olsun, bir savasin icinde olmadigim surece, insan olduremem ben. ancak ve ancak kendi canimi kurtarmak icin o insani oldururum.
-tamam iste! diye atildi burak. eger bunu yapmazsan hayatin bitecek! -nasil yani? dedim. beni, istegini yerine getirmedigim halde oldurmekle mi tehdit ediyorsun??? -elbette hayir, sacmalama, dedi.
bizler arkadasiz.. demek istedigim sey, eger bunu yapmazsan hayatinin kayacagi.. seni bir timarhaneye yollayacaklar, medyaya sizmasini istemedikleri bir takim gercekleri bildigin ve dillendirebilecegin
icin ve dillendirdigin seylerin deger tasimayan, onemsiz, deli sacmasi boyutunda kalmasi icin de ellerindne geleni yapacak, yani seni o timarhaneye mahkum edecekler.. \ bir an anlam veremiyormuscasina
gulumsedim: -nasil yani? istedigin seyi yerine getirince butun bu dediklerin olmayacak mi sanki?? bunu mu demek istiyorsun??? \\ burak ellerini, avuc icleri temas edecek sekilde isitiyordu. birden
bana bakti, dipdiri gozleriyle seytani bir sekilde gulumseyerek cevap verdi: evet, aynen oyle.. eger istegimi yerine getirirsen, seni butun bu sacmaliklardan kurtaracagim. -iyi ama nasil??? dedim.
burak, bir eliyle cebinden, dorde katlanmis bir kagit cikardi, diger eliyle kagiti isaret ederek: -bununla, dedi. -
81.
+15 -1asansorun kapisi acilir acilmaz tam arabayi iceri surmek icin hamle yapmistim ki, asansor kapisi acildigi anda karsima cikan ahu hemsire beni durdurdu. -aaa bu saatte napiyorsunuz burada??? dedi telasTümünü Göster
icinde. durun durun, yardimci olayim size. -birseyim yok saolun, ben kendim giderim, dedim sesimden taninmamak icin en boguk ses tonumu takinarak. -ya olur mu oyle sey, biz niye variz burada? \\ "isime
burnunu sokmak icin varsin amk huursu baska ne icin burada olacaksin" diye soylendim icimden. -siz nereye gidiyordunuz, ben gotureyim sizi.. \\ -biz bir kaza yaptik ailecek.. dedim. -hI hI.. hI hI..
ahu hemsire, asiri derecede anlayisli ve ilgili bir ses tonuyla basini salliyor, "butun dikkatimle dinliyorum" mesaji veriyordu. boguk sesimle uydurmaya devam ettim: -beni buraya getirdiler, 6 saat oldu
esimi bekliyordum, nihayet o da gelmis, acildeymis simdi.. ona bakmaya gidiyordum.. ne olur, ne olur esime goturun beni..\\ numaradan dolan gozlerim, titreyen sesim ve ellerim, ahu hemsireyi oldukca
etkilemis gorunuyordu. -tamam, dedi. hemen acile gidiyoruz, esinize bakacagiz, ama ondan sonra yatip dinlenmelisiniz, lutfen, itiraz istemiyorum. cok zor bir gun gecirmissiniz! -peki, dedim. \\
birlikte asansonra bindik, hemsire zemin kat dugmesine basinca, kafamdaki a planini iptal edip, b planini devreye koyuverdim. evet, danisma katindan gececektik, ancak nasil ki, tek basina tekelerli bir
araba suren sargili bir hasta, hastane disina cikarak inanilmaz bicimde dikkat cekecekse, basinda, arabasini suren bir hemsireyle beraber acile goturulen sargili bir hasta da bir o kadar dikkat
cekmeyecekti. acilin on kapisi danisma katina, arka kapisi ise hastanenin acil cikisina aciliyordu. acil denilen yer her zaman bir hareket, bir hengame, yakinlari olen, kafasi gozu yarilmis, yasam
savasi veren insanlarla doluydu. dolayisiyla firsattan istifade hemsireyi atlatmanin bir yolunu bulup acilin arka kapisindan hastane bahcesine bir sekilde sivismayi basaracak ve ikinci binaya gecis
yapacaktim. "!" ulasmak icin bekledigimiz kata vardigimizi belirten cinlama misali uyarici asansor sesi kulaklarimiza nufuz etti. danisma katindan geciyorduk simdi. epey yol almis, danismadaki kizlarin
oldugu, anonslarin yapildigi yere gelmistik. tam acil tarafina gececektik ki, birden doktorun biri ahu hemsireye seslendi: -ahu! iki dakika bakabilir misin? -suan olmaz. -ahu lutfen! \ ahu hemsire -
bir saniyenizi rica ediyorum, hemen gelicem, dedi ve 5-6 metre otemizde bekleyen doktorun yanina gidip sessizce konusmaya basladilar. noluyo lan, dedim, vay amk ahunun manitasi da tam gelecek zamani
buldu. ne yerimden kipirdayabiliyorum, ne acile gidebiliyorum.. gidecek olsam gorecek, aramizdaki mesafe birkac metreden ibaret.. once sagima, sonra soluma bir goz attim. normalde, yani gunduz
vakti sularinda; danismada bekleyen birbirinden guzel, boya kamyonu carpmiscasina makyaj yapan, renk cumbusunden olusan gokkusagini aratmayan danisma hatunlarinin yerinde yalnizca bir tek kiz vardi;
benim zamaninda "cilek" ismini taktigim, gercekten de cilege benzeyen guzel kizdan baskasi degildi bu. birkac saniye boyunca birbirimizin gozlerinin icine baktik, "lan, dedim gozlerimden falan tanimaz
insallah beni kevase... " iste tam o sirada on cikis otomatik kapisi, iki yana ayrilmak suretiyle acildi, iceri hizli adimlarla girmekte olan kisi, kuzenim muhammetten baskasi degildi. kosarcasina hizli
adimlarla, cilli yuzlu, cilek kivamindaki danisma kizinin yanina geldi: -nerede o!!! hangi katta!!! -kim? dedi cilek kiz saskinlik icerisinde. -kuzenim!! rifat!!! -
82.
+15 -1etrafta tanimadigim bir iki acil gorevlisi vardi, fakat sukur ki onlar da beni tanimiyorlardi. dolayisiyla sadece bana "amk pislik herif, elin ayagin tutuyor ne takuma girersin engelli tuvaletine huurTümünü Göster
cocugu" der gibi uyuz uyuz bakip yollarina devam ettiler. ahu hemsireden ise eser yoktu. telefonum durmadan bilinmeyen numara tarafindan caldirilmaya devam ediyordu. en sonunda dayanamayip telefonu
kapattim. iste, acilden bahceye acilan arka cikis kapisi hemen dibimdeydi. son bir etrafi kolacan etmeceden sonra var gucumle depar atmaya basladim. nihayet bahcedeydim artik. her ne kadar yaz mevsiminin
sonlari da olsa, soguk bir ruzgar vardi disarida. kuzenin diyecegi onemli seyi ogrenmek icin can atiyordum, hatta hastanenin on kapisina gitsem belki kuzeni bulabilirdim ama boyle bir riske ancak
aptallar girerdi. karanlik, los ve bir o kadar da kalabaliktan irak olan hastane arka bahcesi, benim gibi bir hastane kackini icin bulunmaz nimetti. karsi hastane binasi, bizim binanin batisinda
kaliyordu, dolayisiyla issiz arka bahcenin karanlik kamuflasyonundan taviz vermem gerekmeyecekti. belim bukulu, dizlerim hafiften kirik, dev bir villayi soymaya gelmis, temkinli bir hirsiz misali, bir
tek elimde fenerim ekgib, b bloka dogru hizli ve sinsi adimlarla ilerliyordum. artik neredeyse varmistim fakat duydugum sesler uzerine arkama donup baktigimda, guvenlik gorevlilerinin hastane binasi
etrafinda kosturmaya basladiklarini gordum. -hasssgibtir.. cektim bi tane en s lisinden. -hele sukur farkima vardilar.. dedim kederli kederli. ve -simdi sira sana geldi.. dedim b bloga bakarak. derin bir
nefes, hemen ardindan bir sigara.. ama yakamazdim ki.. cok canim istiyordu icmek, fakat dikkat cekmenin anlami yoktu. b blogun icini gozlemeye basladim. bu binanin giris katinda sadece bir kisi vardi. o
da masaya basini gommus, uyukluyordu.. burasi, hastalardan ziyade, daha cok idari islerin goruldugu, hastanenin hastalar disindaki ekonomik ve idari islerinin yurutuldugu, a bloga nazaran daha kucuk bir
ek binaydi. icerde hotel resepsiyonu gibi masa, masada uyumakta olan bir gorevli ve bombos bir alan.. iste, muhasebeye giden ikinci kat merdivenleri de karsimda duruyordu! iceriye girmeme yalnizca 10
adimlik bir mesafe kalmisti. icerdeki gorevli olacak dingil sekizinci ruyasini goruyor olmaliydi. adimlarim oylesine sessizdi ki, kendim bile duyamiyordum. iste tam o sirada keskin bir sarjor sesi havada
yankilandi. uyumakta olan gorevli, basini saga sola oynatiyor, ama hala uyumaya devam ediyordu. arkamdan tanidik ve soguk bir ses: -sesini cikarma, yuru/// -
83.
+17 -4her yaz ailecek koyumuze gideriz panpalar. amcalar halalar kuzenler coluk cocuk her yaz toplaniriz koyumuzde. o yaz da (2008) yine okullar kapandiktan 3 hafta kadar sonra koye dogru yola ciktik. icim kipir kipirdi, liseden yeni mezun olmustum, koyumu ozlemistim vs
-
84.
+15 -2sedefle koyunlari ahira yerlestirdikten sonra cilvelesmeden ayrildik. malum amk koy yeri, laf olur soz olur ama onu bir gun sessiz bir yere goturme fikri kafama cok yatmisti. yarin aksam uygun musun dedim? olmaz. dedi. gorurler, ancak sabaha karsi cikabilirim. tamam dedim. nereden alayim seni dedim, koy kahvesinin arkasinda kucuk bir koru var, oranin bitiminde dedi. anlastik. evin yolunu tuttum. kuzenlerle butun gece batak oynayip eglendikten sonra yatma vakti geldi. dedemle nenem karyolalarina yattilar. yerde halidan baska birsey yoktu. dedeme sordum: yahu siz neden burada yatiyorsunuz? nerede yatalim evladim dedi/ ee siz karyolada yatiyorsaniz yerde yatan kim? halida neden battaniye yastik falan yok? oglum, yerde yatan kimse yok ama sen istersen yatabilirsin dedi.
-
85.
+14 -1eve vardigimda yengemler yere kilimleri atmis, tepsilerde hamur aciyorlardi. hemen amcamin nerede oldugunu sordum.
-tarladadir aksama dogru gelir dedi yengem. fakat benim o kadar vaktim yoktu. hemen sedati aramaya basladim, bir iki adam
toplayip evi basmaliydim diye dusundum. ancak ya olay karsiliksiz cikarsa? yani icerde kimse yoksa ve hersey normal
seyrinde devam ediyorsa?? o zaman adim gercekten deliye cikmaz miydi? cikardi.. hemen sedati aramayi kestim ve daha iyi bir
plan icin kollari sivadim. anlasilan oydu ki, bu kadinin evine birileriyle beraber zorla giremeyecektim, o halde stratejimi
degistirip guzellikle girmeliydim. boylece kimseyi evdeki iskencelere, zorbaliklara, nereden geldigi mechul yalvarma
seslerinin gercekligine ikna etmek zorunda kalmayacaktim. eger, gercekten ortada bir alikoyma, bir zulum varsa bu isi
birden fazla kisiyle halledebilecektim veya en kotu ihtimalle birilerini inandirabilmis olacaktim. eger hicbir sorun yoksa
da, kimseyi panige sevketmemis ve kendimi de rezil etmemis olacaktim. derhal sedati aramak icin ara butonuna tekrar bastim.
evinde borek corek ne varsa getirmesini soyledim. butun sorularini gecistirdim. hemen ardindan dedemin kardesinin torunu
olan murseli aradim. ayni sekilde elvin teyzenin cok rahatsiz oldugunu ve ona yiyecek birseyler goturmemiz gerektigini
soyledim. ben de hemen evdeki gozlemelerden kucuk bir tabak hazirlayip yola cikmak uzere bahceye ciktim. yengemler hamur
acmayi bitirmis, hamuru kesmeye baslamislardi. -ya, dedim sizin su gozlemelerden bir iki tane verseniz de elvin teyzeye
gotursem? yengem: -oglum gozlemele yok, baska bisey goturuver, dedi. - e dedim sabahtan beri ne yapiyorsunuz? -manti
aciyoruz evladim, istersen az daha bekle de manti goturuver, dedi. bir an kalakaldim. -ne yani simdi evde hic gozleme yok
mu? -oglum, gozlemelerin hepsi gecen gun bitiverdi ya.. -
-
1.
0Burada kaldım
-
2.
0Burası
-
1.
-
86.
+14 -1-bu boyle olmayacak.. buna baska bir care bulmali.. \ hernekadar alcak sesle konusurlarsa konussunlar, konusmalarini gayet net duyabiliyordum. kogus agalari, abilerim, buyuklerim, hasan dedenin
yoklugunda bana ve garip hallerime care ariyorlardi. -bekir, oglum kos git gardiyanlari cagir bakalim.. fehmi abi cenesini sivazliyordu, kendinden emin durusu ve olaylara mudahele eden, sahip cikan,
koruyucu abi kivamindaki ifade, gozlerinden kolaylikla okunabiliyordu. gardiyanlar geldikten sonra uzun uzadiya konusan fehmi abi, huur cocugu hapishane mudurumuz ile randevu ayarlamaya calisiyordu.
saskin vaziyette olan biteni seyreden ben, insanlarin bana aciyan gozlerle baktigini yeni farketmistim. evet, sanirim herkes delirdigimi dusunuyordu. uzun uzadiya randevular, gorusmeler neticesinde,
tutuklu vaziyette bir hastaneye veya rehabilitasyon merkezine gonderilecegimi ogrendikten sonra, hayat benim icin biraz daha cekilir bir hal almisti durust olmak gerekirse. hapishane duvarlari arasinda
iyice boguldugumu hissediyordum, bu bana iyi gelecekti. hatta bir sure icin de olsa deli numarasi yapmaliydim belki de? kimbilir, bakarsin deli olur suctan da yirtarsin.. sonra bir an gulumsedim: bunun
icin sanki rol yapmama gerek varmis gibi.. dogal halim insanlarin deli oldguuma inanmalari icin ziyadesiyle kafiydi.. apar topar randevular ayarlandi, iki elimde kelepce, iki kolumda iki asker, canakkale
devlet hastanesinin yolunu tuttuk.. -
87.
+13birkac dakika sonra kendi adima yapilan hastane anonslari sonucunda askerlerin fildir fildir aradiklari kisinin ben oldugumu anladim ve yukari ciktim. askerlerden biri danismada benim ismime anonsTümünü Göster
yaptirirken, diger ucu de beni bulmak icin hastaneyi kose bucak aramak uzere dagilmislardi. besbelli odama bakmislar, butun gece cayir cayir yandigini ogrenmisler ve kaybolmam, olmem veya firar etmem
halinde baslarina geleceklerden duyduklari tarifi imkansiz endiseden oturu canla basla beni ariyorlardi. yanina kadar gidiverince, danismadaki asker, avini saatlerce kovalamis ve buyuk zorluklar
neticesinde, nihayet yakalamis, marifetli aslan edasiyla kollarima kelepceyi geciriverdi. diger askerlerin bir araya gelmesi icin, bulunduguma dair yapilan son anonstan sonra hep beraber oncelikle
randevu programimindan geri kalip kalmayacagim hakkinda bilgi almak icin doktor hilal hanimin sekreterine, oradan da dogru cezaevi nakil aracina bindik ve yola koyulduk. aracin icindeki kafeste, etrafina
zarar vermesin veya kacmasin diye kapatilmis bir hayvan gibiydim. bir maymun gibi hissetmemek icin elimden geleni yapiyordum. -nereye gidiyoruz? diye sordum merakima yenik duserek. kafes parmakliklarinin
hemen diger tarafinda oturan iki askerden biri yanitladi: -durusman varmis bugun. seni erkenden goturuyoruz iste. hem avukatinla falan da konusursun. \ aslinda nereye gidiyor oldugumuzdan ziyade daha
baska bir konu hakkinda merakima yenik dusuyordum fakat sormaya cesaret edemiyordum. 4 tane askerin morgda ne isleri vardi? ustelik butun gece de yoklardi? bir sure sonra arac varacagi yere varmis, yavas
yavas parkediyordu. kafesin icinden birsey gorunmuyordu ama, disaridaki yuksek ugultuyu kolaylikla duyabiliyordum, buyuk bir kalabalik beni bekliyordu sanki. birazdan askerler tarafindan aractan
indirildikten sonra cok da haksiz olmadigimi gorecektim. basta avukatim yildiray abi olmak uzere, annem babam amcamlar dedem nenem kuzenler halamlar enisteler, sedat, mursel, serhat ve sedef.. butun
akrabalar oradaydi, hatta neredeyse butun koy gelmisti. beni ellerim kelepceli vaziyette gorunce gozyaslarini tutamayan annem bana ilk sarilan kisiydi. ardindan babam, kuzenler vs.. ailesinden bu kadar
ayri kalmis birine ve ailesine saygisizlik etmek istemeyen askerler, ailem ve akrabalarimla cok ayrintili olmasa da, tek tek gorusup az da olsa hasret gidermeme musade etmislerdi. yildiray abi
gulumsuyordu. -gel bakalim, dedi. bu kadar acele etmeye gerek yok, seni bugun kurtaricaz bu beladan allah'in izniyle.. artik aksama evde bol bol hasret giderirsiniz.. -
88.
+13-peki ya elvin?? ona ne oldu? dedim yari sinirli, yari merakli bir tavirla. -onunla da gorusulup ifadesi alindi mi? biz onun evindeyken o ortaliktan kaybolmustu. neredeymis? nerede oldugunu soyledi mi,Tümünü Göster
ya da sen ogrenebildin mi?? diye sordum ustune merakli bakislarimi da ekleyerek. yildiray abi dusunmeden cevap verdi: -cesmeye kadar gitmis, su doldurmaya. allahin manyagi, "iyi ki suyumu doldurmayi
ertelememisim de gitmisim, yoksa bicaklayacakti beni" demis. yildiray abi iki elini birden masasaya gurultulu bir sekilde vurarak, sanki ofkeli bir sekilde oturdugu yerden kalkiyormus gibi yerinde
dogrularak, bana dogru egilmek suretiyle yaklasti: -buraya dikkat et..dedi. bicaklayacaklardi degil, bicaklayacakti demis.. birincisi: bu kadin yasli ve cahil bir kadina gore biraz fazla tehditkar degil mi sence de???
yani demek istedigim, bana nedense sanki o da bu komplonun bir parcasiymis gibi geliyor.. \ bu sefer dogruldugu yerinden tamamen kalkan yildiray abi, onundeki kul tabagini cop kutusuna bosalttiktan sonra
cantasinin icerisinde bulunan evraklari tek tek cikararak hizlica goz gezdirdi. lisede yaziliya girmek uzere olan caliskan bir ogrencinin son kez kitabina goz gezdirmesine benziyordu. bir kac dakika sonra
tum esyalarini toparlayan avuatim, iki elinin parmaklarini birbirine gecirmis ve cenesinin altinda kavusturmus, gozlerini "artik eminim" gibisinden yumarak, kendinden emin bir tavirla, yine gozlerini bana dikmisti:
-komployu sana kurdular rifatim. her kim, ne niyetle, hangi gayeyle bunu yapti bilmiyorum, ama bu boyle... \ kisa bir sessizlik oldu. umarsizca ceketinin dugmeleriyle oynuyordu. -bu komplo yalnizca sana kuruldu, ve
bu kadin oyle veya boyle, bir sekilde bu isin bir parcasi.. aksi halde manyak gibi seni suclamazdi, aklima baska hicbirsey gelmiyor, bunun baska bir aciklamasi olamaz.. -iyi de abi, dedim. bu kadin
eskiden beni cok severdi, hatta herkese karsi cok naif bir insandi.. neden boyle bir pgibopatlik yapsin? -nereden bileyim rifat! sen daha kendi dostunu dusmanini tanimazken ben nasil taniyayim!! \
yildiray abi gene sinirine hakim olamamis, gunlerin getirdigi yogun stres ve gerginliginin acisini benden cikariyordu. sonradan hatasini anlamis olacak ki, elini omzuma koyup gibica kavradi. -cozecegiz
bu meseleyi aslanim, hic uzme canini sen.. hele bir cikaralim seni de.. \ yildiray abinin bunlari demesiyle kapinin tiklanmasi bir oldu. -gir! -avukat bey, durusma birazdan baslayacak, son
hazirliklarinizi tamamlamak istersiniz diye rahatsiz ettim, dedi hafiften yasini basini almis adliye gorevlisi. -tesekkur ederiz, haziriz... ..hem de uzun zamandan beri.. -oyleyse yavas yavas mahkeme
salonuna gecebiliriz.. -tabiiki, dedi yildiray abi. soyle buyrun lutfen.. -
89.
+13gozlerimi actigimda hafif bir su sesi duyuyordum. yatagimda sirilgiblam terlemis vaziyetteydim. sabah olmus, gunes dogmus ve ben derin bir nefes almistim. yataktan yavas hareketlerle kalkip uzerimiTümünü Göster
degistirdikten sonra aklima fotograf geldi. fotograf yataktaki yerinde degil, komidinin uzerindeydi. halbuki ben ruyamda fotografi kaldirip komidinin uzerine koymustum; gercekte ise boyle birsey
yapmamistim. fotografa baktigimda ise, yine ilk gordugum halinde, benim yuzum gozum, tukenmez kalemle cizilmis haldeydi. -anlamsiz.. diye mirildandim kendi kendime. kapim tiklandi. -girin! \ urkek
hareketlerle, yavas yavas acilan kapinin ardinda duran hemsire; -kahvaltinizi ettikten sonra hilal hanim sizi odasinda bekliyor, dedi. \ taniyordum bu hemsireyi, ismi ahu'ydu. gayet iyi anlastigim,
hossohbet biriydi fakat neden bu kadar urkek ve cekingen davrandigina bir anlam verememistim. -iceri gelsene, dedim. neden orada duruyorsun??? \ ahu yuzume bile bakmadan, urkek bir sekilde yere
bakarak, sessizce odadan cikti. -allahallah, noluyo lan?? dedim. ben ayri deli millet apayri deli amk.. bir sure durup dusundukten sonra hafifce gulumsedim: -lan bunlarin hepsi kacik, kahvaltini et de
gel diyorlar, e hani kahvalti nerede??? \\ saat sabah 10u gosteriyordu, bu saate kahvalti falan kalmazdi. neyse, dedim. ac gideyim onemli degil, ac gideyim ama yakigiblisindan olsun. timarhane de olsa
insan icine cikiyoruz amk. bi saclarimi tarayayim. disleri fircalayayim. bu dusuncelerle banyoya girdim, fakat girmemle cigili basmam bir oldu; tabldot kahvalti tepsisi, muslugun icindeydi, musluk yarim
yamalak acilmis ve yemegin uzerine akiyordu. hemen disari firladim ve koseyi donmek uzere olan hemsireyi yakaladim: -yahu bu yemek tepsisini kim koydu banyodaki musluga??? \kizcagizin elleri titremeye
basladi. -lutfen yapmayin, imdat! -lan ben ne yapayim sana allah'in manyagi?? hem de gupegunduz! \ aglamaya baslayan hemsirenin yardimina kostular. ne zaman kendisine ihtiyacim olsa ortalarda
gorunmeyen, fakat ne zaman suratini bile gormek istemesem zararli ot gibi hemen olay yerinde bitiveren hademe ekrem, sanki hemsireyi taciz etmisim gibi once beni itti, sonra -yuru guvenlige gidiyoruz!
diye bagirmaya basladi. hernekadar haksiz suclamalara aligib bir bunyem de olsa, lafimi esirgemedim: -ulan ne gibim guvenlikmis, mudahele etmeleri icin bir de ayaklarina mi gidicez??? \ ellerimi,
kolumdan gibi gibiya tutmakta olan ekrem abiden hizli ve ofkeli bir hamleyle kurtardim. tam odama donmek uzere arkami donmustum ki, hala oralarda bulunan ve aslinda ayni zamanda da arkadasim olan ahu
hemsire, beni gorur gormez koridorun kosesine diz cokmus, pusmus, basini egmis: -ne olur bana zarar verme, allah rizasi icin.. diye sayikliyordu.. -
90.
+14 -1tam o sirada kapi tiklandi. hademe ekrem, biyikli suratini kapi araligindan iceri uzatmisti. -evet ekrem? gene ne var? dedi hilal doktor. -dohtor hanim az bi gelseniz..\ doktor hilal rahatsiz edilmenin,Tümünü Göster
hastasiyla olan gorusmesinin bolunmesinden oturu duygudu rahatsizligi fazlasiyla belli ederekten: -ne var soyleyiver, rifat yabancimiz degil, dedi. fakat ekrem dallamasi, kas goz isaretleri yapiyor,
gozlerini buyuterek olayin onemli oldugunu vurgularcasina doktoru yanina cagiriyordu. dr hilal bu tur seylere gelebilecek bir insan degildi aslinda, ancak bu sefer benden cok ozur diledigini soyleyerek
musade istedi. -hemen geliyorum rifatcim.. \ odadan disari cikarken acilan kapinin ardinda aglayan ahu hemsirenin sesleri duyuluyordu. bir hengame, bir kargasa vardi sanki kapinin ardinda. birseyler
donuyordu hastanede, ama ne oldugunu anlamiyordum. hilal hanim 2 dakika icin musade istemisti benden, ancak gideli 15 dakika kadar olmustu. gorusmenin basindan beri elinde tuttugu kagit, masasinin
uzerinde oylece duruyordu. merakima yenik dusmustum. bir yandan risk almanin verdigi muthis korku ve adrenalin, diger yandan, muhtemelen hakkimda varilan kesin kanaati belirtici nitelikte olan bu kagidin
icinde yazilanlarin ne oldugu hakkinda hissettigim tarifi imkansiz merak, beni bir fisek gibi kagidi alip okuma arzusuna mahkum ediyordu. kulaklarim kapida, gozlerim kagitta, ellerim titreyerek kagida
uzandim. saniyenin beste birlik bolumu kadar suren refleksif bir hiz ile kagiti kaptigim gibi hizli hizli okumaya basladim. okumaya baslar baslamaz ise, ilk olarak kendi ismim ilisti gozlerime. gercekten
de, kagitta, hastane genel kurulunun hakkimdaki sahsi kanaatleri yaziyordu. butun ilgili doktorlar ve bahsekim, imzalarini guzelce atmis, muhurleri basmislardi. herkesin hakkimdaki olumlu gerekceler
ihtiva eden kanaatleri beni ziyadesiyle mutlu etmisti. evet, bu belge benim hastaneden taburcu edilmem icin hazirlanmisti, fakat son anda bir ekgiblik farkettim belgede. yalnizca bir tek kisi imzalamasi
gereken yeri imzalamamisti: doktor hilal. anlamsizca bunun hakkinda dusunurken birden kapi tikirdama sesi duyuldu. hemen kagidi aldigim hizla tekrar geri yerine, masasin uzerine koydum. doktor hanim bir
eliyle kapi kolunu assagi cekmis, fakat diger yandan, kapi arkasinda bir baskasiyla konusmaya devam ettigi icin, "girmek uzere olmak"tan "girmek"e gecememisti. birkac saniye sonra kapiyi acti. iceri
girdi. o her zamanki gulumsemesi yoktu artik yuzunde. tarifi imkansiz bir tuhaflik, kederli olmayan, uzgun gorunmeyen garip bir hayal kirikligi vardi uzerinde. halsiz gibiydi. hala gulumsuyordu ancak
samimi degildi. icten degildi. o eski parilti yoktu simdi gozlerinde. neler olup bittigini anlamaya calisiyordum. -rifatcim, hastanede bir sorun cikmis, bu yuzden hemen gitmem gerekti, kusura bakma. -
yok, dedim estafurullah. hayrola mesele nedir? \\ doktor hanim eksimis, somurtkan suratini daha fazla saklamaya calismadi. birden masanin uzerinde unutmus oldugu kagidi gordu. -bu kagida baktin mi ben
yokken? bakmadin degil mi? dedi hafif paniklemis sekilde. \ -yok, bakmadim, diye yalan soyledim. bir sorun mu var doktor hanim? dedim ciddi ciddi. -bir sorun varsa saklamayin??? \\ doktor hilal
yeniden sahte bir gulumseme takinarak: -yok dedi. masanin uzerinde bulunan kagidi kaptigi gibi once ikiye, ardindan dorde, ardindan sekize bolmek suretiyle yirtarak parca pincik ettikten sonra, ayni
gulumsemeyle sozlerini tamamladi: -hicbir sorun yok! -
91.
+13-ney! dedim yerimden firlayarak. -nasil! neyden bahsediyorsun sen? dedim sahlanarak. sedef huzunlu gozlerini yere dikti: -evden kacip geldim buraya, ama yine gitmem gerek.. babam tutturdu evlendirecekmisTümünü Göster
beni.. -kiminle! -karsi koyden samet var, onunla.\ bilirdim sameti, cok guclu bir ailenin cocuguydu. kendi koyunun tum kizlarinin gonlunu fethetmis bir gencti. -beni kurtar askim nolur!! \\ sedef
yalvarmaya baslamisti artik. -dur bi saniye ya, dedim. dur dur dur. o kadar da degil. tamam kucuklukten beri sana bi ilgim vardi ama, o kadar uzun boylu degil. asiret kavgasina mi surukleyeceksin beni???
\ sedef tahammulsuzce aglamaya basladi. artik sadece aglamiyor, aci icinde ciglik atarak, yuregindeki sizinin ne kadar buyuk ve guclu oldugunu disavuruyordu. -rifat anlamiyor musun! sevmedigim biriyle
evlendiriyorlar beni! sana beni kurtar diyorum sen neler soyluyosun ya! ben senden baska kimseyi istemiyorum ki! \ sedefin artik konusacak takati kalmamisti. basini gogsume yaslamis, hungur hungur
agliyordu. -ne yapabilirim ki senin icin, dedim umutsuzca. -soyle, birsey soyle yapayim. ama ne??? \ sedef iki gozu iki cesme zar zor konusabiliyordu: -kacir beni! -e yuh artik! nasil kacirayim lan
texas mi burasi! dedim hincla. dedim fakat, kizin uzuntusune uzuntu kattigimin da farkindaydim. dedigim her seyden saniyesinde pisman oluyordum, ama elimden ne gelebilirdi ki?? benim basimda yeteri kadar
dert yoktu sanki amk, bi kiz kacirmamiz ekgib diye dusundum. -tamam, dedim sakince. gel buraya.. \ sedefi yeniden bagrima bastim, sanki cocuk uyutur gibi yavasca salliyordum, ama salladigim yer begib
degil, bagrimdi. bir yandan bu meseleyi ne yapacagimi dusunurken, diger yandan da "telefon neleri kaydetti lan acaba??" diye dusunmeden edemedim. sedefin aglamasi bitmis, hala islak olan gozleriyle
hafifce gulumsemeye calisarak: -sana yaptigim borekleri begendin mi askim?? dedi. refleksif ve bir o kadar da angut bir cevap mekanizmasiyla yanitladim: -ne boregi la? \ sedefin kaslari catildi: -gecen
gelisimde sana bir kitap bir de borek getirmistim! yemedin mi! okumadin mi!!! \ sedef cok sinirlenmisti. e haksiz da sayilmazdi kizcagiz. o kadar ugrasmisti sonucta. -ha sahi, dedim. neydi o kitap
oyle? icinde anlamadigim harfler falan.. en sevdigin kitap dedin, fakat benim en sevdigim kitap diye bisey yok ki??? \ sedef, bunu sormami bekliyormuscasina once bir gerindi, sonra gulumseyerek cevap
verdi: biliyorum askim, dua onlar. onlari okuyasin ki, geceleri rahat uyuyasin. uykularin kacmasin artik, dedi gulerek. once hafifce kaslarim catildi. bir anlam veremiyordum sedefin bu soyledigine. bu
dusuncemi onunla paylasmaya karar verdim: -iyi de, ben sana bu gibintilarimdan hicbirzaman bahsetmedim ki??? -
92.
+13banyonun kapi kolunun hafifce cevrilmesinden cikan bir tikirti sesiydi bu. bir sure sonra kesildi, fakat kapi da acilmadi. aradan gecen sure 5 -10 dakikayi bulmustu, ya da bana o kadar uzun gelmisti. tamTümünü Göster
"herhalde bana kapi kolu sesi gibi geldi" diye icimden gecirirken kapinin acilma gicirtisi geldi kulaklarima. son derece ayiktim aslinda, ama nedense hicbiryerimi kimildatamiyor ve kapiya bir turlu
bakamiyordum. kapi acikti, kapida biri vardi. kipirtilari, sessiz olmaya calisir gibi hareketleri, ne kadar sessiz olursa olsun, kendisinden cok daha sessiz olan odamin icinde yakayi ele veriyordu.
tipki, farelere pusu kurmus bir kedinin birden sicramasi ve farelerin birden kacismasi gibi, banyo kapisindaki sey herneyse, birden sicramis, ve sanki kendisi gibi olan bir suru sey de kacismis gibi
tuhaf fakat bir o kadar da net sesler geliyordu kulaklarima. birden atlayip yakalamaya calisan, ve ondan kacisan seyler tipki kedi, fare gibi minik seylermis hissi uyandiriyordu hissedebildigim
kadariyla. hissedebildigim kadariyla diyorum, cunku benim vucudum odanin obur tarafina donuktu, kafam hafifce yukari dogru bakiyordu, ancak kesinlikle sol tarafi goremiyordum. durmadan cocuklar gibi
tepisen, kacisan ve benzeri sesler cikaran seylerden, hindi sesleri gibi sesler geliyordu. tuhaf kikirdemeler, gulusmeler, ama bu tamamen yoruma kalmis birseydi. tamamen bana boyle geliyor diye
dusunuyordum, ya da bir cesit ruya goruyor olmaliyim.. diye gecirdim icimden. fakat birden yorganimda birsey hissettim. uzerine yatmis oldugum yorganin bir ucunu cekistirilmeye baslandi.
hissedebiliyordum, ancak donup bakamiyordum. aslinda artik bakabilsem bile bakmamayi tercih ederdim. bir ara gozlerim hafif aralanir gibi oldu, odanin sag tarafindaki duvarda, minik golgeler, cok hizli
hareketler yapiyorlardi. zaten baska bir yeri gorebilmek icin basimi ceviremiyordum. yorganim her cekistirilisinde kikirdemeler, tuhaf, hindi sesi gibi gulusmeler artiyordu. artik iyice panik olmustum.
icimden bildigim butun dualari okumaya basladim fakat okudukca icim daraliyordu. nefesim kesiliyordu. yerdeki seylerden biri gogsumun uzerine cikmisti, ellerimi ve kollarimi oyle bir gibmaya basladi ki,
kollarim adeta yaniyordu. gozlerimden istemsiz akan yaslar, icimdeki korku, kafamdaki kargasa, her duaya yeniden, bastan baslamami gerektiriyordu. bir sure sonra agzimin egrildigini, dualari okuyamaz
hale geldigini farkettim, duaya icimden devam edince duzeliyordu. butun cocuklugum, film seridi gibi gozumun onunden geciyordu, koydeki evin salonunda cay iciyordum, odadaki herkesle eglencenin ve
sohbetin dibine vuruyorduk. ancak anilarimda da bir tuhaflik vardi, odadaki herkesin suratinda bir cirkinlik, bir burukluk vardi. cucelerin vucudundaki orantisizlik misali, insanlarin ya gozleri
buyuktu, ya yanaklari butun yuzlerini kapliyordu, ya da gozleri cekikti. tam o sirada sekiz kez sasirdigim icin bir turlu bitiremedigim ayetel kursuyu, butun gucumle yeniden okumaya basladim, ve tam o
sirada, film gibi seyretmekte oldugum anidaki cenesi ve dudaklari fazla genis olan nenem, kendi icmekte oldugu cayi agzimin ortasina gecirdi, kirilan cay bardaginin parcalari dudaklarima saplanmisti.
butun aciyi iliklerime kadar hissediyordum artik. birden odamdaki butun sesler kesildi. -
93.
+14 -1geldim beylerTümünü Göster
bir an kuzenin gozlerinin icine oyle anlamli baktim ki.. anlamisini bekliyordum, ancak boyle birseyi nasil anlayabilir veya farkedebilirdi? birden bir "zzzzzzzzzz" sesi gelmeye basladi ic cebimden. o an
bir "oh!" cektim. telefonumu hilal hanimin odasina yerlestirmek icin sessize aldigimdan bu yana tekrar sesleri acmadigimi hatirladim. zaten buyuk ihtimalle bu yuzden odamda uyuyakaldigimda kuzenin
aramalarini duymamis, uyanamamis ve dolayisiyle cevaplandiramamistim. telefonun titresimde olmasina sevinmistim fakat bu titresim sesleri de az da olsa disaridan duyuluyordu. kuzenin veya bir baskasinin
bu sesleri farketmesi ihtimalinden duygudum korkudan oturu, seslerin duyulmasini engelleme maksadiyla hafif hafif oksurup aksirmaya basladim. bu sayede hem sesleri bloke ediyor, hem de ahu hemsireye
"hadi artik gideceksek gidelim olmadi sen ayakustu gibise basla ben kendim yol alayim hadi artik amk" mesaji vermis oluyordum. cok gecmeden amacima da ulasmistim. ahu hemsire arabamin arkasindaki tutma
yerinden kavradi ve yeniden beraberce acile dogru hareket ettik. arkadan mehtap ismindeki guzel hatun ile kuzenin sesleri duyuluyordu hala: -malesef, eger bu tutumunuzda biraz daha israrci olursaniz,
guvenligi cagirmak zorunda kalacagim. \ acilden iceri giriyorduk, giriyorduk ama uzerimize uzerimize yuruyen kisi de pek yabanci biri sayilmazdi. az once kendisine acilden beklendigi yalanini
soyleyerek yolladigim hemsire, kendisini kimin cagirdigini uzun uzun aramis, heryere sormus, sonrasinda cagrilmadigini ogrendikten sonra bunu kendisine kimin soyledigi sorulmus, beni tarif etmis,
akabinde mevzuya uyanmis, aceleyle acili terkediyordu. biz iceri girerken o disari cikiyordu. acilin ici tam da bekledigim gibi ana baba gunuydu. kafasi yarilanlar, gozu cikanlar, parmagi kopanlar. yuh
lan dedim, sanki cephede ilk yardim cadirindayiz. aslinda planim buraya kadar birkac kucuk aksaklikla beraber gayet guzel islemisti. ancak ahu hemsire, bekledigimin tam tersi olmak uzere, basimdan bir
turlu ayrilmiyor, durmadan musayit bir gorevli ariyordu. nihayet bir yerde durduk. ahu hemsire: -esinizin ismi ve soy ismi?? -niye sordunuz? \ anlamamis gibi mal mal yuzune bakiyordum hemsirenin.
halbuki bunu hic dusunmemistim, birazdan butun foyam ortaya cikacakti. icim icimi kemirmeye baslamisti bile. -esinizi bulabilmemiz icin kayitlara bakmamiz lazim. burada bir suru hasta var. bu yuzden
esinizin ismini ve soyismini sordum, diye yanitladi ahu hemsire. kendisiyle birlikte 3 gorevli daha, ellerinde kayit defteri, "hadi kardesim isimiz gucumuz var cabuk ol amk" dercesine bana bakiyorlardi.
-eeeee... \ bir iki saniye uzun uzun yutkunduktan sonra devam ettim: -eeee.. mehtap... sedef... mehtap sedef -
94.
+15 -2-mehtap sedef.. soyadiniz sedef degil mi?? -e-vett dedim kekeleyerek. defterden hizli hizli bakmaya basladilar. -tamam bakiyoruz, dedi ahu hemsire eliyle perdeli bir muayene yatagini isaret ederek: sizTümünü Göster
soyle gecin, gelmisken arkadaslar yuzunuze yeniden baksinlar. \\ yerimden hiddetle sicradim: -hayir! karimi gormek istiyorum ben! ben iyiyim, beni birakin karima bakin nolur! \\ karisina cok deger
verdigi icin kendisine bakilmasini istemeyen, karisini kendisinden oncelikli tutan fedakar adami oynayarak bu isten yirtmaya calisiyordum. -karim! karimi bulun bana! lutfen! -tamam! lutfen sakin olun
beyefendi! \\ besbelli bu gece epey olaylar olmus, sehirde yasanmayan felaket kalmamisti. yaniklar, kegibler, kavgalar, bicaklanmalar, kazalar vs bomba magduru bile vardi. -beyefendi size kim soyledi
esinizin burada oldugunu?? kayitlarda gorunmuyor.. dedi ahu hemsirenin yanindaki sarisin hemsire. -kayinbiraderim aradi, hemen getiriyoruz ablami dedi, dedim. birbiri ardina uydurdugum, saniyelik
yalanlara kendim bile inanamiyordum. -o zaman hala yoldadir onlar beyefendi, arabayla mi getiriyorlarmis ambulansla mi? soylediler mi? -hayir, diye yanitladim. -benim acele tuvalete gitmem gerek,
goturebilir misiniz? -elbette, dedi ahu hemsire. beni kadinlar tuvaletinin yanibasindaki erkekler tuvaletine goturecek zannettim, ama yanilmistim. ikisinin de ortasindaki engelli tuvaletine giriverdik.
tekerlekli sandalyede oturuyor oldugumu nasil da unutmustum? -ben sizi burada bekliyorum, dedi. \\ lan nereden basima musallat oldu bu amk karisi, dedim. tuvalet kabinindeydim simdi. derhal telefonumu
cikardim. 27 cevapsiz arama vardi. hepsi de kuzenden gelmisti. hemen aramaya basladim: -alo! -kuzen! neredesin sen lan? odana baktim yoksun telefonunu da acmiyorsun! \\ -kuzen, dedim. birak simdi
gevelemeyi. hemen simdi her neyle ugrasiyorsan birak, ve acile gel. acil servisteki engelli tuvaletinin onunde, siyah saclari omuzlarina kadar gelen, yesil bir hastane elbisesi giymis bir hemsire var.
ismi ahu. -olm ne anlatiyosun sen beni dinle asil! diye araya girdi kuzen ama ben dinlemedim. -asil sen beni dinle! bu tarif ettigim hemsireyi ne yap et bir sekilde kapimdan uzaklastir! sadece dedigimi
yap ve bana guven dedim. hemsireyi uzaklastirmadan buradan cikamiyorum bunu bil yeter. hemsireyi uzaklastirinca bana bir cagri at, hemen bahceye cikacagim. 5 dakika sonra da bahcede bulusuruz, dedim. ama
kuzen dediklerimi yapacaga pek benzemiyordu: -olm onu bunu birak, acil kacman lazim buradan! beni beklemeden cik ve kac! -sadece dedigmi yap! dedim bagirarak. sadece dedigimi yap! -
95.
+15 -2tuvalete gelmisken uzun uzun bi isedikten sonra sagimi solumu toparladim. suratimdaki bandanalari cikardim, elimi yuzumu yikayip biraz gevsemeye calistim. saniyeler dakika gibi geliyor, zaman bir turlu
gecmek bilmiyordu. isin daha da kotu yani, kapinin herhangi bir cam platformu bulunmadigi icin, disarida olup bitenleri siluetvari bile olsa goremiyordum. derken cok gecmeden telefonum titresmeye
basladi. heyecan icinde telefonuma baktim, kuzenin cagrisi oldugunu dusunmustum ama degildi. telefonum bilinmeyen bir numara tarafindan araniyordu. telefonu cevaplandirdim: -alo?? \ fakat karsi
taraftan yanit gelmiyordu. yeniden seslendim: -alo! \ telefonun obur ucunden yalnizca usul bir aglama sesi duyuluyordu. beni arayan kisi her kimse, telefonun obur ucunda sessiz sessiz agliyordu. -alo?
kimsiniz! \ karsidaki kisi, yanit vermedigi gibi ne aglamayi kesiyordu, ne de telefonu kapatiyordu. bir sure sonra ben kapattim. -lan deli midir nedir amk.. \ cok degil, iki dakika sonra yeniden
bilinmeyen numara tarafindan telefonum araniyordu. telefonu yine cevaplandirdim: yine ayni aglama sesleri, sanki cok uzaktan geliyormus gibi duyuluyordu. -lan kimsin sen! dedim hiddetle. uzun zamandir
hic bu kadar celallenmemistim. amk ibenedeki keyfe bak hem ariyor, hem konusmuyor, hem kapatmiyor. yeniden suratina kapattim. arayan kisi her kimse, tekrar tekrar ariyor, ben de tekrar tekrar suratina
kapiyordum. kuzenle son konusmamizin uzerinden 25 dakika gecmisti. simdiye kadar mutlaka gelmis ve sansini denemis olmaliydi. basarili olduysa cagri atmasi, eger basaramasa bile mutlaka arayip soylemesi
gerekmez miydi bu zamana kadar? lan bi dakika! dedim. ya cagri attiysa fakat bilinmeyen numaranin hattimi mesgul etmesi yuzunden ulasamadiysa??? o an daha fazla beklemenin anlamsiz oldugunu, en azindan
bu sekilde tuvalette eli kolu bagli oturarak hicbirseyi cozemedigimi dusundum. bandajlari, sargi bezlerini tekerlekli sandalyenin uzerine attim ve hepsini orada biraktim. kapiyi usulca aralayarak disari
goz attim: disarida hickimse yoktu. buna guvenemeyerek, beni arayan bilinmeyen numarayi yeniden mesgule dusurdum ve hemen kuzeni aradim fakat kuzenin de telefonu mesgul caliyordu. -fessupanallah.. dedim.
-neyse artik, her is olacagina varirmis, ne olacaksa olsun, dedim ve kapiyi hizlica acarak var gucumle kendimi disari attim.
-
anal virtuozu
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 07 11 2024
-
ordegin o obez fotosu neydi la
-
teyp kendini ikinci ataturk yapmaya calisiyor
-
döşemeci konstant uzda
-
adalet kırıntısı
-
neyy namıkkk
-
bizim şarkimizi calmislar
-
bu sozlukte yazinca sanki duvarla konuşuom
-
yaşitlarim hep evlendi
-
çarşaf giymeyen karıya saygım yok aga
-
memati sansımızı pubg yada lol
-
tıbbi laboratuvarlık mı okuyacaksınn
-
foto yukleyemeyen esskler var
-
hayat ellerinden kayıp gidiyor değil mi
-
tipokuyan hocamm
-
handsomebarzo ve g s i disinda yazan yok
-
intiharlar bilekçiler bodyciler lavaş
-
yeni alfabe ne alaja
-
kürt arap zenci afgan paki
-
27 bin tlyi katlamam lazim mac verin
-
bir kız osururken
-
tt oldum i t oldum
-
abd boşuna süper güç değil
- / 1