1. 1526.
    0
    nerde bu am
    ···
  2. 1527.
    +5
    geldim picler. vizeler cok yogun lan inanin basimi kasiyacak vakit bulamiyorum. carsambaya kadar bu boyle devam edecek malesef. ancak ilk defa bugun bir iki saatcik bos vakit buldum, onu da kizla gecirebilecekken size hikaye yazdim muallakler.

    devam amk
    ···
  3. 1528.
    +14
    - "geregi dusunuldu... "

    mahkemedeki herkes ayaga kalkmisti. nihayet kader ani gelip catmis, yaslisindan gencine salondaki herkes buyuk bir heyecan

    ile cikacak karari beklemeye koyulmus, beklerken nefesler tutulmustu. -"sanik rifat ergin'in, soygunculuk, haneye tecavuz,

    cinayete tam tesebbus... "oha, dedim bir an. bunlarla mi yargilaniyordum yani? cinayete tam tesebbus nasil biseydir abi?

    yuh dedim bir an, lan bazen dusunuyorum da, keske hakikaten girtlaklasaydim amk karisini, bu kadar izdirabi bosuna cekmemis

    olurdum hic degilse.." - "bulunmadigi goz onunde bulundurularak... " ne diyorsun hakim baba, bi gib de anlamiyorum ki

    dediginden. sucsuz olduguna inaniyorum saliverin demek bu kadar zor mu? ya da vurun kirbaci muallakye atin zindana demek bu

    kadar mi uzatilir? amk birgun ilerde ne okursam okuyayim, ne olursam olayim, kesinlikle hakim olmayacagima kesin surette

    karar vermistim. "... tutuksuz olarak yargilamaya devam edilmesine karar verildi" bir anda salonda bir sevinc tufani

    koptu. bagira cagira sevinen akrabalar, onlara bakip da "iyi bir sey oluyor heralde amk" diye dusunup de hoplayan

    ziplayan cocuklar, birbirine ayakta sarilirken sallanan neneler.. salonda yerinden bir an olsun kipirdamayan, en ufak bir

    sevinc belirtisi bile gostermeyen tek kisi, hala yerinde oturmakta olan burakti. gozlerini bir an olsun uzerimden

    ayirmiyordu. yavas yavas mahkemeyi terkediyorduk artik, herkes epey bir havaya girmisti. -"aksama evde gorusuruz artik"

    dedi kuzen siritarak. babam ise annemden bu aksam icin en sevdigim yemekleri yapmasini istiyordu. beni de aksam icin

    tatli bir heyecan kaplamamisti desem yalan olur. en azindan bitkin de olsam, yorgunluktan gebermis de olsam, mutluydum

    artik. bu mutluluk duygusunu oyle uzun zamandir tatmiyordum ki, fazla gelmisti resmen, yuk gibi, fazlalik gibi tepeme

    binmisti; hani yillarca zindanda yatan bir adam yumusacik yastiklarda yatamazmis ya birden, onun gibi. rahat batti sanki.

    hersey gercek olamayacak kadar mukemmeldi. yildiray abiye dondum askerler ellerimdeki kelepceleri cikarirken: -abi,

    dedim. simdi dogruca koye gidebilecek miyim? -tabiki, dedi. hele once su hastaneden kaydini aldiralim, esyalarini da

    toplarsin hem. sonra aksam uzeri gibi yola cikariz. zaten birsey kalmadi aksama da. ... cocuklar gibi heyecanliydim. bir

    an once hastaneye, oradan da koye gitmek icin sabirsizlaniyordum. hazir hastaneye gidiyorken, belki burak da bizimle

    gelmek ister diye sagima soluma bakindim, ama burak ortalarda yoktu.. evli evine, koylu koyune dagilirken, biz de

    arabamiza atladik, basimin belasi, timarhane bozmasi hastaneye dogru yola koyulduk..
    Tümünü Göster
    ···
  4. 1529.
    0
    senin dıbına koyayım ya bitirsene şunu günlerdir okuyoruz oç
    ···
  5. 1530.
    +1
    ohh be sonunda nerdesin abi sen ya bak bu gece bırakmayız seni 3-4 sayfa yaz bari oyalanalım
    ···
  6. 1531.
    +13 -1
    hastaneye annem, babam, yildiray abi ve ben dordumuz gelmistik. babam: -oglum sen git esyalarini topla, biz de kaydini

    aldiralim, dedi. annem de doktorumla gorusmek istedigini soyledi. -tamam, dedim. musayit vakti varsa gorustururum sizi. ...

    odamin bulundugu kata ciktim. odamin kapisi kapaliydi, yavasca kapi kolunu cevirerek actim. icerde hic de beklemedigim

    biriyle karsilasmistim: ercan. zamaninda bana cok iyi davranan bu genc asker, carsaflarindan yastigina herseyi

    degistirilmis yatagimin basucundaki sandalyede oturuyor ve agliyordu. elinde simgibi birsey tutuyor, ve tuttugu sey her

    neyse, ona simgibi sarilmis vaziyette agliyordu. -ercan??? dedim saskinlik icerisinde. ne isin var senin burada? ercan

    aglamaktan kipkirmizi olmus sirke satan bir suratla bana bakti: -yok birseyim.. ... yavasca yerinden dogruldu, sanki butun

    ailesi birden ayni gun olmus gibi kederli bir hali vardi. -benim icin mi geldin buraya? dedim merak icerisinde. ofkeli bir

    sekilde bana bakti. -carsi izni.. dedi. bu kadar guleryuzlu ve iyi kalpli birinin boylesine degigib davranmasina epey

    sasirmistim dogrusu. birden elinde tuttugu seyi ucundan goruverdim ve o anda saskinligim ikiye katlandi. kollarinda

    simgibi tutup sarildigi sey, sedefin bana hediye ettigi "ozgurluk" ismindeki kitapti. kitabimi tuttugunu gordumu farkeder

    farketmez kitabi komidinin ustune seri bir hareketle birakti ve bir o kadar seri sekilde oturdugu yerden kalkti.

    gozyaslari hic dinmiyor, elleriyle surekli yasaran gozlerini siliyordu. -bir sorun mu var kardes??? dedim garip garip

    bakarak. -yok, dedi. kusura bakma, kusuruma bakma.. \ bunlari soyledikten sonra bir ok gibi firlayarak odayi terketti..

    allahallah, dedim. lan bu herif ne ariyor burda amk? diye dusunmeden edemedmi birden ilgimi cekiverdi bu kitap. hic acip

    dogru duzgun okumamistim. yavasca kapagini kaldirdim, kitabin kapaginin altinda "seni okyanuslar kadar seven askin sedef"

    yaziyordu. kitaba detayli bir sekilde goz atmaya basladim: bir delinin anilari anlatiliyordu kitapta. ya da onun gibi

    birsey. assagi yukari yarisina yakini cikan yanginda yanmis olan bu garip kitabin butun sayfalarini hizli hizli cevirip

    daha ayrintili goz atmaya basladim. sonlara dogru bir sayfada kalakaldim, cunku sayfa arasinda bir not vardi: sedef

    tarafindan yazildigini dusundugum bu notta, tam olarak soyle yaziyordu ". "ancak okudukca anlar, okudukca farkeder insan.

    "oku!" emirlerin ilki degil midir? oyleyse okumadan bilemez, anlayamaz insan. okumadan rahata eremez insan." altinda da

    arap harfleri oldugunu dusundugum muhtelif harflerle yazilmis yazilar vardi. ilk once, nasil okuyacam ben bunlari amk

    diye icimden gecirsem de, sonrada her satirin altinda parantez icinde turkce okunuslarinin yazili oldugunu farkettim.

    isin en uzucu tarafi ise, bu duanin yarisindan cogunun yanip kule donmus olmasiydi. -herneyse, dedim. kitabi ve diger

    esyalarimi cantama tiktiktan sonra assagi kata, hilal hanimi bulmak icin yola ciktim.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 1532.
    +1
    geldi sonunda muallak hadi la takipteyiz ben telden giriyorum yarın basarım sukunu. hızlı ol yarram
    ···
  8. 1533.
    +1
    panpa seri seri yaz bol bol yaz allah için ölüyom meraktan saattlerce okuyasım geliyo bin hadi devam
    ···
  9. 1534.
    0
    rezerve
    ···
  10. 1535.
    +12
    -buyrun nasil yardimci olabilirim?... hilal hanimin sevimli sekreterine umarsiz bir bakis attiktan sonra: -hadi ama, beni taniyorsun, dedim gulerek. ...

    sekreter de gulumsedikten sonra calan bir telefonu cevaplandirdi. -alo? buyrun kim aramisti? randevunuz var miydi? \ vay amk dedim, kari randevusuz, yani

    parayi pesin almadan kimseyi yanina bile yaklastirmiyor... -uzgunum hanimefendi, randevunuz yoksa sizinle gorusebilecegini sanmiyorum. zaten su anda kendisi

    burada degil, hastane kurulunda toplantida.. ne demek, mersi. oldu o zaman... bi notunuz varsa iletebilirim... \ sekreter kiz, konusma sona erdikten sonra

    sanki ben orada yokmusum gibi yeniden kagitlarina gomuldu. -demek suanda burada degil?? -evet/ -peki ne zaman gelir??? -bilmiyorum, soylemedi. toplantisi ne

    zaman biterse. -peki, dedim. kurulda ne yapiyor bu doktorlar? maaslarini mi aliyorlar? dedim siritarak. komik olmadigini bildigim halde bazen mal mal

    konustugum olurdu. sekreter kiz bana hafiften gicik olmus gibi bakti: -bir hastasi hakkindaki sahsi kanaatini hastane yonetimine beyan ediyor. yeterli mi??

    -tamam, dedim yahu. kizmaniza gerek yok. -kizmadim ki... ... yeniden kagitlarina gomulen uyuz sekreterin yanindan ayrildiktan sonra assagi danismaya gitmeye

    karar verdim. fakat bizimkiler ortalikta gorunmuyordu. -rifat burdayiz gel gel! arkami dondugumde yildiray abi tam karsimda beni almak icin gelmisti. -gel

    bakalim, seninkiler kafetaryada oturuyorlar.. \ anne ve babamin yanina giderken koridorda, o sirada dagilmakta olan hastane genel kurulu uyeleriyle

    karsilastik, elbette hilal hanim beni oracikta karsisinda buluverince hemen durdurdu: -demek buradaydin! dedi en bildik gulumsemesini takinarak.

    -hosgeldiniz, avukat bey. -tesekkurler doktor hanim, nasilsiniz? \ ozel pgibiyatristimle avukatim tokalasirken kendimi inanilmaz ozel ve onemli biri gibi

    hissetmistim nedense. sanki dunya benim etrafimda donuyormus gibi gelmisti. hayal kurmak fukara hobisi diye bosuna mi demisler? bu arada yildiray abim hilal

    hanima mahkemeden, olanlardan. her yonuyle durumumdan ve taleplerimizden bahsetti. doktor hilal: -rifatcigim, ailenle tanismayi elbette cok isterim, ama

    madem davan dustu, daha dogrusu seni serbest biraktilar, o hade seni taburcu etmeden once, onemli bir durum degerlendirmesi mahiyetinde son bir gorusme

    yapmak isterim. bu gorusme neticesinde hakkinda edinecegim sahsi kanaat ve profesyonel gorusumu tekrar kurula sunacagim. oradan cikacak pozitif bir genel

    kanaate gore seni taburcu edebilecegiz. elbette butun bunlarin olabilmesi icin en az 2 gece daha hastanemizde bizlere refakat etmen gerekecek..
    Tümünü Göster
    ···
  11. 1536.
    +3
    panpa rezervuar dogs olduk yapma bize bunu
    ···
  12. 1537.
    +15
    buyuk bir ofkeyle bakiyordum simdi ona.. sinirim tepeme cikmisti resmen. ne demek lan 2 gun daha??? amk kic kanaat binbir

    zorlukla ozgurlugumu yakalamisken hersey yolunda giderken bu da ne demek oluyordu simdi??? hilal hanim ne hissettigimi

    bakislarimdan anlamis olacak ki, dudaklarini bukerek aci sozlerine devam etti: -malesef bunu anlamalisin, rifatcim. sen

    buraya "normal" olarak getirilmis bir hasta degilsin. sen buraya, hapishaneden, hapishane mudurunun izni ve talebiyle,

    onun, "buyuk bir gereklilik arzetmekte" seklinde baslayan mektub beyanina mutenasid bir istirham ile getirildin.

    dolayisiyla hem kisisel, hem deyasal olarak, seni buraya gonderen mercilere hastane olarak bir cevap verme

    yukumlulugundeyiz. iste bundan dolayi elini kolunu sallayarak buradan cikamiyorsun. bu hastane prosodurlerinin, senin

    hapisten cikmis olmanla en ufak bir ilgisi yok. biz hapishane mudurlugune seninle ilgili bir rapor verelim

    ki, onlar da kendi uslerine senin hapishanede olmadigin gunler hakkinda cevap verebilsinler.." hilal hanim resmi bir dil

    ile konusmasina devam ediyordu fakat ben artik dinlemiyordum.. bu taktan hastaneye gelerek basima nasil bir bela actigimi

    daha yeni yeni anlamaya baslamistim..
    ···
  13. 1538.
    +4
    yaz ulan ipne! kalemine sağlık karşim
    ···
  14. 1539.
    0
    rezerve
    ···
  15. 1540.
    +12
    annemle babama olanlari anlattiktan sonra pek belli etmemeye calissalar da epey bozuldular. onlara hastanenin dandik

    caylarindan ikram ettikten sonra mecburen teselli edip koye ugurladim. amk teselli edilmesi gereken kisi ben iken. onlari

    ben teselli ediyordum. bu kadar yasadigim olay, hayata karsi olan direncimi kuvvetlendirmisti sanki. hilal hanimla (olumlu

    sonuc ciktigi takdirde) son gorusmemizi yarin yapacaktik. yildiray abi ise bu gece gitmesi gerektigini, fakat yarin

    erkenden beni ziyarete gelecegini soyledikten ve hastane bashekim yardimcisiyla kisa bir gorusme yaptiktan sonra hastaneden

    ayrildi. ulan dedim, gene kaldim kendime. bu amina soktugum hastanesinde gene bir basimayim. ama dedim en azindan artik

    ozgurum. sagimda solumda gotumun dibinden ayrilmayan askerler polisler vs yok. kafam rahat hic degilse diye dusundum. hava

    ufaktan kararmaya baslamisti. bahceye cikar cikmaz sigaramin bittigini farketmem gec olmamisti. dogruca danismaya kostum ve

    en yakinda bulunan bir markete kadar gidip bi paket sigara almamin mumkun olup olmayacagini sordum. -bir bakalim... cilek

    tadindaki halkla iliskiler hatunu, bana bunun pek mumkun olamayacagini anlatmaya calisiyordu. -aslinda, dedi. siz burada

    yatalak hasta seklinde kaydettirilmissiniz.. -evet, dedim. birkac gun oncesine kadar vaziyetim buydu.. \ gozlerimi iyice

    buyutup korkutucu bir hale getirerek devam ettim: -yataktan disari adimimi bile atamayacak haldeydim.. \\ aslinda yalan

    degildi soylediklerim, hakikaten de askerler birakmiyordu. ancak zavalli kizcagiz, birkac gun icinde boylesine hizli bir

    iyilesmenin nasil olabilecegini saskin saskin dusunurken, bir diger yandan ben de bu hastanelerin danismalarindaki bol

    makyajli genc kizlarin nasil ayni anda hem bu kadar saf, hem de bu kadar ciksi olabildiklerini dusunuyordum. -beyefendi,

    dedi cilek tadindaki kiz. boyle isimlendirmistim onu, cunku kizil saclari, hafif cilli yuzu ve elmas pembesi dudaklariyla,

    kremsanti uzerine oturmus bir cilek tadi veriyordu gozlerime...
    ···
  16. 1541.
    +15 -1
    kizil sacli kiz, hakkimda bilgi edinmek icin yetkililerle bir sure telefon gorusmeleri yaptiktan sonra: -beyefendi, dedi.

    sizin durumunuz biraz ozel bir durum anladigim kadariyla. hakkinizda net bir karara varilmamis henuz. -evet, dedim

    kizcagizin sozunu keserek. -bir mahkeme saliverse oteki birakmiyor..\\ gulumsedim. -afedersiniz, devam edin lutfen.

    yemyesil gozlerini bir an saskin bir gulumseme ile kirpistiran guzel kiz, sozlerine devam etti: -genel kurulun hakkinizda

    hazirlayacagi rapordan once hastane disina cikmamanizi sizden, hastane yonetimi adina rica ediyoruz. istediginizi

    yapabilirsiniz, istediginiz seyden yeyip icmenize de izin verildi, lutfen sadece disari cikmayin. sadece bir iki

    gunlugune.. \ oyle tatli rica ediyordu ki, bu kiza hayir demenin hicbir yolu yoktu. -peki hastane yonetimi sigarami da

    temin eder mi dersiniz? -o kadarini bilemem, sanmiyorum. ekrem abiyi bulabilirseniz o size alir belki... \\ amina

    kodummu ekremi bana bir bardak cayi kufrederek getiriyorken sigarayi nasil alip gelecek diye dusunmeden edemedim. ki zaten

    kocaman iki binali hastanede ekremi ara.. bul.. ozel durumunu anlat.. lan kim ugrasacak bununla? dedim. caresizce bahceye

    ciktim. buldugum ilk banka oturdum. otururken dirseklerim dizlerimde, avuclarimin iciyle yuzumu kapatmis ve basimi one

    dogru egmistim. gordugum tek sey karanlikti. ne garip, insan birsey gormeyince duydugu seslere daha cok odaklaniyordu. az

    once hic ama hic farkinda olmadigim su ugultusu, kus civiltilari, ruzgarin uzun kavak agaclarinin arasindan hisimla eserken

    cikardigi tatli sesler; simdi kulaklarimi oksuyordu.. bir an birinin yanima oturdugunu hissettim. bankta yalniz degildim.

    tanidik ve asiri mutlu bir ses, sevgi dolu, dostane bir edayla teklif etti: " --sigara??? "
    ···
  17. 1542.
    +3 -3
    vay amk anlatmaya basladik kimse kalmamis lan. neyse ben biraz daha calisayim devam ederim yine
    ···
  18. 1543.
    0
    hızlı hızlı amk.
    ···
  19. 1544.
    0
    http://www.incicaps.com/r/dinliyoz.jpg/
    ···
  20. 1545.
    +1
    devam panpa
    ···