1. 2726.
    0
    bekliyorum
    ···
  2. 2727.
    0
    kayboldu oç
    ···
  3. 2728.
    0
    bu gece de gelmezsen söverim
    ···
  4. 2729.
    0
    reserved.
    ···
  5. 2730.
    0
    bak çocuk sen hç benimkinin tadına baktın mı ?
    ···
  6. 2731.
    0
    anlatsın artık amk
    ···
  7. 2732.
    0
    reserved 9
    ···
  8. 2733.
    0
    reserved
    ···
  9. 2734.
    0
    eskiden haber verirdi bin
    ···
  10. 2735.
    0
    ohooo bu gece de yoksun amk
    ···
  11. 2736.
    0
    bu kaçıncı ayraaaççç
    ···
  12. 2737.
    0
    reserved
    ···
  13. 2738.
    0
    pdgmjga
    ···
  14. 2739.
    0
    gerizekalı binler adam blog açtı orda yazıyor
    ···
  15. 2740.
    0
    lan salak blogdada yazılmamış
    ···
  16. 2741.
    0
    Blogun adresini verebilecek varmi beyler şukusunu veriris
    ···
  17. 2742.
    0
    bidaha takip edeni gibsinler
    ···
  18. 2743.
    0
    hadi panpa bekliyoruz
    ···
  19. 2744.
    0
    @2268
    http://hikaye--diyari--boran.blogspot.com/
    ···
  20. 2745.
    +3
    aniden pencere de acildi. sanki ceyran yapar gibi, pencerenin birden acilmasiyla kapi kapaniverdi. tam olarak nasil oldugunu anlayamadigim bir sekilde, yarim yamalak acilir gibi olan kapi, sonradan acilan pencereden gelen siddetli

    ruzgarin etkisiyle birden kapanmisti. islik sesleri de kapi gumlemesiyle beraber kesilmisti ancak koridordan hizli hizli yuruyen, hatta belki de kosmakta olan birilerinin adim sesleri geliyordu. iyice panik olmustum artik, bir elimde

    dosya, diger elimde silah, oldugum yerde bayagi bayagi soka girmis, kimildamadan korku icinde sesleri dinliyordum. hem kosma hizi, hem de cikan sesler, ritmik bir sekilde cogalarak yaklasiyordu. -atla!!! kulagimin dibinde, sanki

    beynimin en ic koselerinde duymustum bu sesi. fisilti seklinde, ama o kadar net, o kadar vurgulu tonda bir fisiltiydi ki, ciglik olsa bu kadar etkili olamazdi. hic tanidik olmadigim biri aceleyle kulagima fisildiyordu sanki, fakat

    beynimin icinden geliyordu ses, yanimda kimsecikler yoktu cunku. -atla!!! odanin acilan penceresine dogru tedirgin bir iki adim attiktan sonra assagiyi iyice suzdum. evet, ikinci kattaydim, yere de cok yakin sayilmazdim fakat yillardir

    bicilmemis cimler, otlar, son derece atlanilabilir gorunuyordu. son bir kez daha -atla! cagrisini duydum. belki de kendim olusturuyordum bu sesleri kafamda, feci sekilde panik olmustum cunku. koridordan gelen sesler iyice yaklasmisti

    artik.. pencereye bir kus gibi, ayaklarim bedenimi tasiyacak sekilde tunedim. atlamaya hazirlaniyorudm. bir yandan atlamaktan korkuyordum, ote yandan yakalanacagim diye aklim cikiyordu.. cebimdeki silahi tekrar bezine sardiktan sonra

    assagi dogru yavasca birakiverdim. otlarin uzerine duzen beze sarili silahtan kucuk bir hisirti disinda fazla bir ses cikmadi. gozlerimi kapattim, derin bir nefes cektim. tipki sahilden baslayarak, buz gibi denizin icine yurumek gibi, eger

    bir anda dalmazsam, asla alisamayacak, hatta belki de vazgecmek zorunda kalacaktim. yine "en kotu karar, kararsizliktan iyidir" dedim ve kendime daha fazla dusunup vakit kaybetme olanagi birakmadan, tuner vaziyette biraktim kendimi

    assagi biraktim.. daha oncesinde koydeki arkadasim sedattan duymustum, kucukken ahirin damindan assagi atlayip kolunu kirinca ona da babasi ogretmis, eger bir yerden atliyorsan, ayaklarin yere deger degmez ayaklarini yamultup, vucudunu kivrak

    bir sekilde yere sermeli ve yerde, sanki yatakta uyurken saga sola donuyormuscasina yuvarlanmalisin. bu sayede ayaklar ve bacaklar, yere dusmenin getirdigi butun siddet ve baskiyi yuklenmez, vucutta olusabilecek hasarlarin dagilimi

    arttigi icin organ basina dusecek hasar miktari azalir, ve hatta tehlike sinirinin altina iner. dolayisiyla kirilacak olan kol, bacak, kafa, kaburga vs gibi organlar kirilmaktan incinmeye terfi ederler. bende de cok farkli bir etkisi

    olmamis, kollarim, bacaklarim ve gogsumdeki hasar incinmeden oteye gecmemisti belki ama, bu atlayis bana, gunlerce uzerimden gitmeyecek siddetli agri ve sizilara mal olacakti.. kafami cakilmis oldugum yerden yavasca kaldirdim. acidan

    yasarmis gozlerim bulanik goruyordu herseyi.. birkac saniye sonra goruntu netlesmeye basladi. karsimda, ancak cok degil, bes alti metre otemde, bir cift goz uzerime dikilmis, bana bakiyordu. hemen elimi belime attim ama sonradan hatirladim,

    atlarken agirlik yapmamasi icin silahi beze sarip pesinen gondermistim onu cimlere.. oteki elimde olmasi gereken dosya da yoktu ortalikta, duserken bir yere firlamis olmaliydi.. karsimda dikkatlice beni seyreden gozlerin capi gittikce buyuyor, yani

    her gecen saniye bana daha cok yaklasiyordu. bir an, parmaklarimdan birkaci, yerde birsey kavradi. silahin sarili oldugu bez oldugunu umit ediyordum, tam olarak ne oldugunu anlayamiyordum cunku avuc iciyle degil, parmak uclarimla

    dokunuyordum sadece. ani bir sicrayisla yerdeki sey her neyse kaptigim gibi ayaga dikildim, iste ne olduysa o anda olmus, ayni anda hem az once camindan atladigim muhasebe odasininin isigi yanmis, hem elimde tuttugum seyin mavi dosya

    oldugunu farketmis, hem de karsimda dikilen, neredeyse boyu bana yetisecek kadar devasa ve gozlerini bana dikmekte olan seyin, hem koyde hem de kabuslarimda gordugum o iri ve pgibopat kopek oldugunu farketmistim.

    ---

    yazar: ingilizce am gunu yag
    Tümünü Göster
    ···