/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +13


    Günaydın komutanım saat:06.00




    Telsiz odasında sızmış olmak;belim tutulmuş olması doğru orantılı
    Yerimden rahatsız olduğum için gözlerim açıldı ve kolumu kaldırıp saate
    bakınca;06.00 olduğunu gördüm.

    Telsiz nöbetçisi Hasan hemen yanı başımda bulunan masa da bana bakarak;
    "Günaydın komutanım"dedi
    "Günaydın Hasan;var mı bir gelişme?"
    "Ne yazık ki yok komutanım"
    "Merkezden var mı?"
    "Acil veya önemli bir şey yok komutanım, sadece durum raporu istediler gönderdim"
    "Sağ ol aslanım nöbet bitince git dinlen yorucu bir gün ola bilir"
    "Tamam komutanım"

    Aklım Doktor Agit'in Halep içi neden bu kadar önemli olduğuna gitmişti fakat adamın dediği gibi
    zamanla cevabını alacaktım.
    Güzel bir kahvaltıdan sonra su sorunu olsa da duş almaya gittim.

    Binanın balkon kısmına çıktım ve manzaraya bakmaya başladım;
    sniper durumuna karşı balkona kurşun geçirmez cam takmışlardı.
    Balkonda Halep'in çevresine bakarken;Hasan koşarak geldi;
    "Komutanım acil çağrıyla telsizde bekliyorlar"

    Koşar adım telsiz odasına doğru yol aldık vardığımızda;
    "Cumhuriyet 1923 dinlemede?"
    "Merkez konuşuyor PYD unsurlarında görülmemiş bir hareketlilik var;tahminimiz 2 yönde
    ya Dr.Agit bir yere gidiyor ya da bölgede bulunan unsurlarımızdan birisi tespit edildi.
    Sizden isteğimiz tam teçhizat halde bulunduğunuz yerde beklemeniz.
    Her ihtimale karşı!"

    Telsiz görüşmesi bitince hemen herkesi;uyardım ve tam teçhizatlı, silahların emniyeti
    açık bir şekilde bizim bulunduğumuz yerin giriş kapısı ve etrafına nöbetçiler diktim.
    Aynı zamanda keskin nişancı için duvarı;silahın namlusunun girebileceği şekilde ve
    dürbünün alanı görebileceği şekilde deldirdim beklemeye başladık.
    ···
  2. 27.
    +14 -1


    Acı bir duygu "hasret" 04.07.2025 saat:01.00




    Telsiz odasında koltuğa çökmüş günün yorgunluğunu bir kenara atmış
    sevdiğim kadına duyduğum hasreti radyoda çalan şarkıyla anımsıyordum.
    (https://www.youtube.com/watch?v=9koeKLf7-mk) (Cengiz babadan)
    Geceler sessiz,geceler sensiz!

    Bir süre sonra bu güzel parçaya içimden eşlik ederken gözlerim fotoğraftaydı.
    Sırf o değil ben zarar görmeyeyim diye boncuklu tabanca almamı bile yasaklayan
    annemi;utandığı için duygularını içinde tutan babamı ve daha hiç görmediğim veya
    ultrason da gördüğüm,kalp sesini dinlediğim kızım özlemiştim.

    Yavaştan gözlerim kapanıyordu;resimleri düşürmek korkusuyla tekrar cebime koydum.
    Gözlerim kapanırken telsiz nöbetçisine;
    "Sen den sonra ki nöbetçiye söyle beni 4 saat sonra uyandırsınlar"dedim.
    "Emredersiniz komutanım"dedi

    içimden ise şarkıyı tekrar ediyordum istemsizce;
    "Geceler sessiz sessiz yağar
    yağar sabahlara kadar
    ağlama gönül ağlama
    bu sevda seni de yakar"

    Ardından karanlık;bel ki birazdan göreceğim rüya belki de görmeyeceğim rüya
    uyku karanlığı;küçük ölüm!
    ···
    1. 1.
      0
      Kardesim ben acaip cengiz kurtoglu hastasiyim 4 5 tane kasaeti vardir hatira olarak sarkiyi atinca aklima geldi.
      ···
      1. 1.
        0
        yeni bir enrty girde şu bekleyen kardeşlerine bi güzel Cengiz baba şarkısı gönder ayıp ediyon
        ···
      2. 2.
        0
        Atariz kardesim
        ···
  3. 28.
    +13


    Doktor Agit




    Oda da ki telsiz ve yanında ki cihaz bölgede ki belli mesafeye kadar
    bütün telsizlerin frekansını tespit edip;konuşmaları aktarıyordu.

    "Bütün PYD birimleri Doktor Agit konuşacak hepiniz telsiz başına"

    Sırtımı duvara yaslamış uykumun gelmesini bekleyen ben yerimden aniden fırladım ve
    telsizin başına geçip merakla dinlemeye koyuldum;

    yaklaşık iki dk sonra;
    "Beyler;aldığımız bilgilere göre Türkiye sınırından bir grup asker ne zaman olduğu bilmediğimiz bir saatte topraklarımıza girmiş olup;ne amaçla girdikleri bilinmiyor!
    Sizden ricam ve size emrim o askerleri canlı bir şekilde huzurumda istiyorum;onları getirenlere
    para ve terfi ödülü vardır bilginize! iyi nöbetler dileğiyle Bernedin Birako Azadiye Ji Destxwe "
    (Bernedin Birako Azadiye Ji Destxwe=Bırakmayın Kardeşler Özgürlüğü Elinizden)

    Kurmuş olduğu son cümle Kürtçe olduğu için anlayamadım;bilmekte istemiyordum açıkcası.
    Adamın sesi bile tiksindirici derece de kalındı.
    Fakat işin kötü tarafı bizleri görmüşlerdi;nerede olduğumuz ne için geldiğimizi bilmemeleri
    içimi biraz rahatlasa da her an bu iki kritik sorunun cevabı bulunabilirdi.

    "Cumhuriyet 1923 konuşuyor ACiL çağrısıyla bütün birimler hatta girsin!"
    Yaklaşık 2 dakika sonra;
    "502 Dinlemede"
    "1071 dinlemede"
    "1453 dinlemede"
    "Merkez dinlemede"

    "Doktor Agit'in az önce telsizden Halep'te ki bütün PYD birimlerine çağrı yaptı;
    Suriye'de olduğumuzu biliyorlar!!!"

    "Nasıl? kim tarafından?"
    "Bilmiyorum merkez;tek bildiğim sadece nerede olduğumuzu ve ne için burada olduğumuzu bilmiyorlar!"
    "Harekat ertelenmeyecek tam tersi erkene çekilecek dinlenmenize bakın!"

    Sessizlik çöktü aniden;acaba Yaşar teğmen, Alper teğmen ve Emre teğmen ne yapıyordu!
    ···
  4. 29.
    +14 -2


    Ne yapacağız? 04.07.2025 saat:04.50




    "istanbul 1452 yoğun ateş altında!"

    iki tane tim saldırı altındaydı ve birbirimizden hemen hemen 1 saat uzaktaydık.
    Daha da kötüsü bizim üzerimize gelen silahlı grup vardı.
    Hemen binayı terk etmek zorundaydık;aksi takdirde çatışmaya girecek
    hem kayıp verecek hem de diğer timlere yetişemeyecektik

    Telsizden yine bir çağrı yapıldı;
    "Malazgirt 1071 konuşmada; biz Göktürk 552 timine yardıma gidiyoruz;
    Cumhuriyet 1923 siz istanbul 1453'ü alın!"
    "Cumhuriyet 1923 konuşuyor;anlaşıldı"

    Hemen timi telsiz odasına topladım ve;
    "Beyler ilk defa karşı karşıya olduğumuz bir durum var ve bir değil birden fazla durum!
    iki tane timimiz çatışmaya girmiş hem de bilinmeyen bir şekilde.
    Allah'tan Malazgirt 1071 ;Göktürk 552 timine yardıma gidiyor bizim hemen
    istanbul 1452 timine ulaşmamız lazım ki şehit ve yaralımız olabilir!
    Şuan görev de ava giderken avlandık durumundayız bunu tersine çevirmemiz lazım beyler
    bakın hepimizin canı bu vatana feda olsun ama bu şekilde değil;ava giderken avlanarak değil"

    Ardından c4'leri kapıya yerleştirdik ve herkes güvenli bir yere geçti.
    Ardından çok şiddetli bir ses ve koridoru kaplayan toz-duman ikilisi.

    Yarım saniye koridordan bakamadık;göz gözü görmüyordu.
    1 dakika sonra baktığımızda kapının ve arkasında ki yığınların
    etrafa saçıldığını gördük;artık durmadan koşmak vardı.

    "Herkes gece görüşünü açsın;emir dışı atış yok! emniyetiniz açık olsun!"
    "Hadi bakalım gazamız mübarek olsun ya Allah bismillah!"

    Binadan hızlı adımlarla fakat güvenlik tehdit edecek her şeyi düşünerek çıktık.
    Artık bilmediğimiz bir ülkenin harap olmuş şehirinin herhangi bir mahallesindeydik.
    Etraf kapkaranlık ve tek bir ışık yok!

    Çatışma sesleri var arada çok derinlerden gelen belki bizim grubumuz belki de başka gruplar
    bunu Allah bilir;bir korku, heyecan ve bir tek düşünce var akıllarda;
    "Acaba evde olsaydım ne yapardım?"

    (her 4 dk da bir atacağım)
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi lan yannan
      ···
      1. 1.
        +1
        cügü atan sen misin dal yarak : D
        ···
  5. 30.
    +12 -1


    Gözlemlemeden notlar saat:14.00




    Not defterimi açtım ve teker teker maddeleri okumaya başladım;
    -Nöbet sırası 1.5 saat arayla değişiyor
    Bu durumdan faydalanarak saldırıyı tam nöbet değişiminde yapacağız,
    çünkü o zaman nöbet yerlerinde boşluklar olacak.

    -binanın 4 köşesinde nöbet kulübeleri var
    Buna göre 4 köşeye saldırı timi oluşturulacak 2 tane de sızma timi oluşturulacak
    -Bina harap biçimde
    Böylece binaya rpg atışları yapılarak;bina çökertilmeye çalışılacak

    -2 adet silahlandırılmış pikap var
    Bu pikaplara kesinlikle zarar verilmeyecek;saldırı sonrası alınıp zütürülecek

    -Karakolda yaklaşık 30 tane militan var
    komutanları hariç hepsi öldürülecek(komutanları ele geçirilirse)

    ve devam ettim;
    "şimdi karakol etrafını saracağız;4 tim nöbetçi kulübelerine yoğun atış yaparken,
    dikkati köşelere çekeceğiz zaten bunlar mal yerler;ardından sızma timleri iki farklı noktadan sızarak
    karakolu hem içeriden hem dışarıdan vuracağız"
    "Peki ya takviye gelirse?"dedi Emre teğmen
    "Takviyenin gelmesi en az 2 saati alır!"

    Saldırıyı ne zaman yapacağımız ise henüz belirlenememişti.
    "1923 Cumhuriyet konuşmada;bize mühimmat ve rpg getirebilr misiniz?"
    "Merkez konuşmada;gece 01.00'da X-U-Y-U da bekleyin"
    "Anlaşıldı merkez"
    ···
  6. 31.
    +11


    Olağan dışı bir şey yok!




    "Olağan dışı bir şey yok komutanım"
    "Anlaşıldı yine de dikkatli olun"
    "Anlaşıldı komutanım"
    Aydın ön kapı tarafını tutuyordu ve arada sırada telsiz ile durum güncellemesi yapıyordu.

    Aynı zamanda bizi karşılayan dost adam yanıma geldi ve;
    "Ne oluyor komutanım ne bu güvenlik tedbirleri?"
    "Merkez;Acil koduyla tedbir almamızı istedi bizde alıyoruz"
    "Komutanım millet tedirgin olmaya başladı!"
    "Tedirgin olunacak bir şey yok"
    "Tamam bari ön kapıyı tutmayın"
    "Lan bana bak puşt herif;burada askerlerin komutanı benim ben onlardan
    emir almıyorum seni tanımadığım halde bana emir veriyorsun;söyle millete
    tedirgin olunacak bir şey yok tedbir nedir bilmez misiniz?"

    adam neye uğradığını şaşırmış bir şekilde bulunduğu bölgeye geri gitti.
    Ben sinirli olduğum için ilk önce bir şey his etmedim daha sonra pişman oldum.
    Aynı zamanda tedbir devam ediyordu bu akşama kadar devam edecek akşam ise
    nöbetçi sayısını arttırarak tekrar güvenliği sağlayacaktık.

    Telsizin anonsundan yaklaşık 2 saat sonra tekrar çağrı yapıldı;
    "PYD unsurları geri çekildi hareketsizler rahatlaya bilirsiniz!"

    Ben şaşırdım ne oldu da bunlar birden durdu?
    Güvenliği elden bırakmamak için;nöbetçi sayısını arttırmak tek çareydi.
    akşam vakti idera eden bir yemek ile kaybettiğimiz enerjiyi toparladık.

    Nöbetçi dağılımını şu şekilde yaptık;
    -Bulunduğumuz binaya giriş ve çıkış aynı kapıdan olduğu için 2 nöbetçi
    -Telsiz odasına 2 nöbetçi
    -Koridora 2 nöbetçi
    ···
  7. 32.
    +11
    Sabah sessizlik;ak-12 ve rpg sesleriyle birlikte karşıdan gelen ak-47 seslerine karışıyor.
    Karşı tarafın böyle bir şey beklemediği kesin;sağa sola ateş edenler var.
    Silahın dipçiğini omzuma dayadım ve tetiğe basmaya başladım.

    Omuzum bir ileri bir geri gidiyor;sol gözüm kapalı sağ gözüm ile
    binadan çıkan militanlara nişan alıyor ve tereddüt etmeden sıkıyorum.
    Yanımda ki telsiz ve frekans çekici;karşı tarafın konuşmalarını
    bizzat bize aktarıyor;

    -"Neler oluyor?"
    -"Baskın yedik"
    -"Çok yoğun ateş altındayız"
    -"Hemen takviye gönderin!"
    -"Beni duymuyor musunuz?"
    -"ölüyoruz burdaaa"

    Ne yazık ki bu konuşan adama cevap veren tek bir Allah'ın kulu yok;
    çünkü frekans çekici aynı zamanda diğer telsizlerle iletişimi engelliyor
    elime telsiz alıyorum ve;
    -"Sen nereden Türkçe biliyorsun dıbına kodumun evladı"
    -"Sen kimsin lan"
    -"Seni birazdan öteki tarafa gibtir edecek kişi"
    -"Gel ulan gel;bizde şehitler ölmez"
    -"Senin şehit dediklerin bir hiç uğruna amından zütünden kurşun yiyenler"
    -"Bekle ulan senin canını bizzat ben alıcam"
    -"Tamam arkadaş kim kimi zütürüyor az sonra görürüz"

    Telsizi köşeye koyup devam ediyorum atışa;fakat kulaklarım yavaştan çınlamaya başlıyor
    çatışma o kadar şiddetli ki;ne siz ne ben böyle bir şey görmedim.

    Telsizi tekrardan aldım;
    -"RPG binaya 4 atış 4 isabet istiyorum"
    -"anlaşıldı"

    Emirden iki dakika sonra iki gürültülü patlama;binanın duvarları hafif
    çökmüş dumanlar yükseliyor içeriden kendini dışarıya atanlar anında vuruluyor;
    bahçe etrafında mevzi almışlar ise vaktimizi çalıyorlar.

    "ismail buraya gel"diye bağırdım
    Sürünerek gelen ismail;
    "Emredin komutanım"
    "Hakim bir tepeye çık;keskin nişancı tüfeğini kur ve indir"
    "Emredersiniz komutanım"

    Ben ise tekrar kafamı mevziden çıkararak;tekrardan ateş etmeye başladım.
    ···
  8. 33.
    +11


    Suriye-Halep/PYD Karargâh Destek Karakolu 05.07.2025 saat:10.00




    Dürbün ile karakolu gözlemliyor ve bunu not defterime kayıt ediyorum.
    Saat 7 den beri burada karakolu gözlemliyorduk.
    Bu gözlemleme öğlen 12'ye kadar devam edecek sonra 1881 Selanik'te
    notlar gözden geçirilip intikam saldırısı düzenlenecekti...

    Güneş tam tepede saat 12'yi bir iki dakika geçmiş;eğilerek
    kayalardan inip-çıkıyor ve 1881 Selanik bölgesine doğru hareket ediyoruz.
    Yaklaşık 1 saat sonra bölgeye vardık.

    "Parola?"diye bağırdı asker;
    "Vatan Bölünmez!"

    Ardından binaya doğru hareket ettim.
    içeriye girdiğimde;kiminin saldırı öncesi dinlendiğini kiminin ise kendi
    aralarında muhabbet ettiğini gördüm.

    "Tim komutanları nerede?"
    "Yan odadalar komutanım"
    "Sağ olasın"

    içeriye geçtim ve elimde ki not defterinin çıkardım aynı zamanda duvara asılmış
    haritayı açarak;elimde ki sopayı bir noktaya zütürerek;
    "Burası!"
    "Emin misin?"dedi Yaşar teğmen
    "Eminim"
    "Pekala"

    Not defterimi çıkardım
    ···
  9. 34.
    +11


    C4 var mı? saat.06.00




    Yaklaşık 40 dakika sürdü sonunda sesler kesildi;
    karakola çekilmiş pkk flaması delik deşik, binadan yükselen dumanlar
    bahçede kanlar içinde kalmış leşler.

    Ellerim titriyordu hafifçe;travma gibi büyük bir çatışma sonrası olabilir demişti doktor.
    Sızma timlerinin havaya 3 el sıkmasıyla ayağa kalktık
    ve yavaşça karakola doğru inmeye başladık.

    Sızma ekipleri binaya doğru giriyordu;yukarıdan öyle gözüküyordu.
    Biz dikkatli ve yavaşça iniyoruz;tedbir!!!
    Tekrar karakola bakınca;içeriden sızma ekibi ve çöl toprağı renginde kamuflajlı
    birisi ellerini kaldırmış teslim olmuş gibi.

    ben ise gülüyorum içimden de; "bu bana seni gebertecem diyen bin değil mi?"diyorum
    tabi tim de aynı şekilde adama "züt olmuş"gibi bakıyorlar.
    Karakol kapısından içeriye giriyorum ev koşmaya başlıyorum olabildiğince hızlı;
    Ellerini kaldırmış olan bine çok sağlam bir tane tekme atıyorum.

    "Komutanım durun yapmayın"kafamı çevirdiğimde Aydın'ı gördüm
    "Karışma Aydın bir iki vuralım aklı başına gelsin puştun"

    Döndüm ve bir iki tane daha sağlam tekme ardından iki tane de yüzüne
    sert yumruk atıyorum.
    Ellerim hafif sızlıyor;ama devam ediyorum.
    Adam kanlar içinde "vurma" diye yalvarıyor

    O an vurmayı bıraktım;ağlıyor ve ayaklarıma kapanmıştı.
    "Beni öldürmeyin lütfen"diyor
    "tamam zırlama sus.. Aydın şuna su verin sonra ellerini bağlayın gidelim"
    "Emredersiniz komutanım"

    Ben binaya geçtim ve dolaşıyorum normal bizim karakollarımız gibi;
    bahçede ki bütün leşlerden kalmış silah, mermi ve el bombasını toplattırdım
    mühimmat odasına koydurdum.

    "Aydın c4'ün var mı?"
    "Var komutanım"
    "Ver bakalım"

    Elime aldım ve 5 dakikaya ayarladım fakat başlatmadım.
    Herkes hazır olunca;mühimmat odasına c4'ü koydum etrafına el bombalarını dizdim ve
    başlat tuşuna bastım filmlerde ki adamlar gibi arkama bakmadan çıktım.

    Karakol binasından çıktım ve bütün herkese bakarak;
    "Birazdan burası cehennem olacak;hızlı adımlarla cennete"

    Herkes yerde ki çantalarını beline taktı;esir olan karakol komutanının başına çuval geçirdik
    Selanik 1881 bölgesine doğru akın ettik.

    Karakolun sadece çatısı gözüküyordu;muhteşem bir patlama sesi
    ardından simsiyah dumanlar gökyüzüne akın etmeye başladı.
    ···
  10. 35.
    +10


    Beyler akşam saat 22.15(22.00 da yazıcam siz 15 dk geç gelin) da burada olun devam edeceğim



    Resim başka birisine aittir;üzerine işleyen benim






    Yarın resmi olarak finali yapacağım;akşam 15-20 bölüm daha atacağım yarına 25 bölüm atıp toplam da 70 bölüm olan hikayeyi tamamlayacağım okuyanların gözüne sağlık..


    ···
    1. 1.
      +1
      bekliyoz panpa efsane yazıyon
      ···
  11. 36.
    +10


    Bu parça sana gelsin Aydın




    Müslüm babadan sonra araya reklam girmesini fırsat bilerek;
    "Aydın bu sırada ki şarkı sana gelsin"
    "Gelsin komutanım"dedi tebessüm ederek.

    Ardından çalan parçayla daldık uzaklara ben şehit verdiğimiz yiğitlere gittim;
    Aydın belki hayatına,belki sevdiğine belki de vatanı vatan yapanlara benim gibi;
    (https://www.youtube.com/watch?v=bBoiRo-gvjc) (bunu da dinleyin)
    "Ne Çileler Çektim Ben Bu Yollarda
    Meçhule Sürüldüm Yine Ölmedim
    Ne Kanlar Kaybettim Şu Meydanlarda
    Sırtımdan Vuruldum Yine Ölmedim"

    Şarkı devam ederken Aydın bana baktı ve;
    "Sizce başaracak mıyız komutanım?"
    Ben emin olmasam da eminmiş gibi;
    "Tabi oğlum biz bunun için eğitim almadık mı?"
    "Aldık komutanım"
    "Eee o zaman gerisi Allah'a kalmış"
    "Haklısınız komutanım"

    Ölüme ile yatıp kalkan bizler;ölümü yine ensemizde hissediyor ve şunu soruyorduk meraktan;
    "Acaba ne olacak, kimi kaybedeceğiz?"

    Biz Türk genciyiz;dinlediğimiz şarkılarla bazen uzaklara bazen yakınlara bazen yarına bazen geçmişe
    gideriz;bazen halimize üzülür bazen hallere üzülürüz...
    işte radyoda çalan şarkılar zütürdü bizi geçmişlere ve geleceklere sevdiklerimize ve seveceklerimize!
    ···
  12. 37.
    +10
    Beyler mesaj atan kardeşlerim teşekkür ediyorum sizlere

    şöyle bir karar aldım beyler hikaye normalde bitmiş halde hazır bekliyordu fakat
    biraz daha uzatayım dedim yani yarın kesin bitecek!

    Hikayenin toplam süresi 3 gün olacak bugün yazdıklarımı atacağım yarın da geri kalanını atıp (bana göre)muhteşem bir sonla hikayeyi bitireceğim.

    Amacım; gibik yaz günlerinde vakit geçirmek ve geçirtmek;yine ikinci Dünya savaşını baz aldığım bir hikayem var onu da yazıyorum dediğim gibi bu tür hikayelere merakı olanlar
    gelsin;şuku falan da istemiyorum sadece okuyorlarsa bir kaç entry girsin varlığını belli etsin yeter.

    20 dk sonra buluşma üzere Gud bay
    ···
    1. 1.
      +1
      8 dk kaldi atmazsan darilirim.
      ···
      1. 1.
        0
        yok la evdeyim şuan pc başında senin Cengiz babadan bir parça atmanı bekliyorum o arada hikayeyi yazıyorum
        ···
      2. 2.
        0
        Attim bi bak istersen ama link atmadim uzun surer diye
        ···
  13. 38.
    +10


    Gün yakın geliyor! 06.07.2025 saat:13.00




    Timce alınan kararla karakola saldırı zamanı 7 temmuz sabah saat 05.30 sularındaydı.
    Herkesin üstünde yeterince baskı vardı;git giderek de artıyordu.
    Yarın bilmediğim bu topraklarda;bilmediğimiz bir karakola saldırı yapacak ve
    gerisini akışına bırakacaktık.

    Öğle yemeğini yiyeli yaklaşık 1 saat gibi bir süre geçmiş;çoğu kişi
    yarın için dinleniyor ya da sohbet ediyordu.
    Tim komutanları;oturmuş kendi aramızda sohbet ediyor son kez taktikleri elden geçiriyorduk.

    Elimde ki kağıdı masaya koyarak;
    "iyi bakın sizce değişikliğe gidilmesi gerek mi?"
    (kağıtta bu var = http://www.imgim.com/8148incih6035870.png
    Herkes kağıda odaklandı ve incelemeye başladılar;
    Sızma timlerini 4 timden 3 tane adam alıp 12 kişilik oluşturacak;
    6'sı Birinci sızma timine,diğer 6'sı ikinci sızma timine dağılacaktı.

    "Bence uygundur"dedi Yaşar Teğmen
    "Aynı şekilde ben de katılıyorum"dei karizmatik sesiyle Emre Teğmen
    "Ben de katılıyorum söze gerek yok aklımızda olan şeyi çizmişsin"dedi Alper Teğmen.

    Timin morali biraz düşüktü;bilmediğimiz ülke de bir
    arkadaşımızı kaybetmiş ve 5 arkadaşımızı da buradan göndermiştik.
    Timi toplayıp;moralleri düzeltmek için eğlenceli bir şeyler yapmak lazımdı.

    "Yaşar teğmenim;timin morali düşük seviye de ne yapmalıyız?"
    "Vallahi Mustafa;eğlenceli bir şey yapmak lazım ama ne gibi bir şey?"
    "Bana sorarsanız topluca bir şey yapmalıyız;yani hepimizin içinde olduğu bir şey"dedi Alper Tğm.
    "içeri de büyük hoparlör var;acaba şöyle güzel şarkılar çalsak,oynasak hem kafa dağıtmış oluruz
    hem de stresli zamandan kurtulmuş oluruz."
    "Bak bu güzel olur"dedi Alper Tğm.
    ···
    1. 1.
      0
      Link kirik
      ···
      1. 1.
        0
        http://www.imgim.com/8148incih6035870.png
        ···
  14. 39.
    +9
    Öncelikle hepinize gerçekten teşekkür ediyorum inan yalakalık içinya da gelişi güzel yazmıyorum ; bu hikayeyi hep beraber yazdık sizler bana moral verdiniz daha istekli olmamı sağladınız .

    Bu saatten sonra diğer hikayelerimi de sizlere ulaştırmaya çalışacağım.
    Amaç efsane olmak değil zaten fakiriz aq yaz günleri sıkıcı geçeceğine böyle ben yazarken siz okurken eğlenin daha daha iyi.

    Dediğim gibi sözlükte hikaye yazarsam yine askeri tarz yazarım sebebi ise ayrı bir ilgi duymam.

    Yarın saat 13.00 da hikayede ki geri kalan bölümleri atıp fazla uzatmadan bitireceğim.

    Sonrası ALLAH KERIM hayırlı akşamlar ... vesselam
    ···
  15. 40.
    +9


    Hedef:1881 Selanik saat.05.20




    "komutanım iyi misiniz?"
    "iyiyim sersemledim bir an"
    "Bomba sesiyle olur böyle şeyler komutanım beni net duyabiliyor musunuz?"
    "Evet duyuyorum fakat hafif bir çınlama var"
    "Doğal komutanım"

    Sol tarafıma bakınca kolumun sarılı olduğunu gördüm;
    "Koluma ne oldu?"
    "Korkulacak bir şey yok komutanım cam parçası isabet etmiş onu çıkardım"
    "Hasan nasıl?"
    "Şey komutanım... "
    "Söyle oğlum.. lan söylesene!"
    "Komutanım durumu çok ağır;hemen bir hastaneye zütürmemiz ya da
    sağlık malzemelerine ihtiyacımız var"
    "Aslanım dayansın;Selanik 1881'e gidersek helikopter gelebilir!"
    "Elimden geldiği kadar müdahalelerde bulunacağım komutanım merak etmeyin"

    Ayağa kalktım ve sedye bulunan yarı baygın Hasan'ın yanına gittim;
    "Dayan aslanım Allah için peygamber için annen baban için dayan"diyebildim sadece

    "Beyler biliyorum hepiniz şok tasınız fakat hızlı gitmeliyiz;Hasan kardeşinizin hayatı buna bağlı!"

    O ara telsizden anons yapıldı;
    "Biz Selanik 1881'deyiz iki yaralımız var -Malazgirt 1071"
    "Biz yoldayız geliyoruz 1 şehidimiz var 4 yaralımız var-istanbul 1453 ve Göktürk 552"

    Şehit lafını duyar duymaz;bizim moraller sıfırdan eksilere kadar taban yaptı...
    hızlı adımlarla güvenli noktaya doğru intikale başladık.
    ···
    1. 1.
      0
      Tavan degil tabandir kanka duzeltirsen sevinirim
      ···
      1. 1.
        0
        eyvallah düzelttim
        ···
  16. 41.
    +8


    intikal vakti! saat 22.45




    Yavaş yavaş bölgeden çıkmaya başlamıştık;3.Selim'e doğru intikal etmeye.
    Hava soğuk ve puslu...
    Daha da kötüsü Sessiz ve olabildiğince karanlık;Gece görüşler olmasa kafayı yeriz herhalde.
    Yaklaşık 2 saatlik yol;düşünerek geçecekse düşüneceğim eşim ve doğacak çocuğum.

    ilerlerliyoruz;Hasan'ın başına gelen olaydandır galiba herkes daha tedbirli...
    Herkes daha ciddi ve herkes bir öncekinden daha çok korkuyor!
    Öncü olarak 15 dakika erken çıktık;yolda herhangi bir unsuru kaldırmak için.

    Arada sırada yırtıcı kuşların sesi geliyor kulağıma bilmiyorum hangi tür;
    arada sırada da Halep semalarına yükselen silah sesleri;bazen o kadar abartıyor ki
    mermi gökyüzünü yararken görüyoruz ama çok uzaktan.

    Kendim;kendimle konuşuyor aklım aklımı düşünüyor kalbim kalbimi hissetmeye çalışıyor;
    ve en önemlisi ruhum ruhumu korkutuyor.
    Bu durumlarda AŞKIN ne kadar kutsal bir duygu olduğunu anlıyor insan.

    Eşimin resmine bakarken;onun için ölmeyeceğim diyorum!
    Eşimin resmine bakarken;tekrar bir araya geleceğimiz
    günü düşünüyorum bu bana umut veriyor.
    Demem o ki böyle durumlarda birisine bağlı değilseniz;
    bağlı olanlara nazaran daha ümitsizsiniz!

    Botumun içi kum oluyor;rahatsız etsede devam ediyorsun,
    hafif üşüyorsun yürümen enerji veriyor;
    bazen yürümek zorunda kalıyorsun, yoruluyorsun ama zorundasın...

    Sadece ben,biz ve Allah var başka kimse yok!
    Belki sevdiklerimizin duası da var ama kesinlike gam yok! pişmanlık yok!
    vatan sağ olsun da biz önemli değiliz!

    iç sesim başlıyor konuşmaya;
    "Eğer öleceksem;öyle yatarak değil, trafik kazasıyla değil, manyağın biriyle kavga ederek değil
    düşman ile çarpışarak vatan uğruna öleyim...
    Tamam kabul ediyorum böyle ölüm olacaksa her türlü acıya razıyım."

    Bu sefer iç sesim değil nefsim konuşuyor;
    "Acı mı? aman Allah korusun düşünsene parçalanarak ölüyorsun;
    aman bizden uzak olsun da kime olursa olsun"

    Biz orada sadece Türk Askeri-pkk mücadelesi değil
    Ruhumuzla-Nefsimizin mücadelesinide veriyoruz;
    alınan kararların anlık olarak ne ekgib ne fazlasıyla geri döndüğü mücadeleden!
    ···
    1. 1.
      0
      yarırken degil yararken his etmeye degil hissetmeye panpa saygilarla
      ···
      1. 1.
        0
        eyvallah :D
        ···
  17. 42.
    +8


    Pusu ve Suikast! 08.07.2025 saat 07.45




    Sigaramı söndürdüm ve yaklaşan olan konvoyun gelişini izlemeye başladım.
    Telsizmi elime aldım ve;
    -"RPG yi hazırlayın"
    -"Anlaşıldı"
    -"Emrimi bekleyin"

    Yarım saniye sonra cevap geldi;
    -"Rpg hazır emrinizi bekliyoruz"
    -"Bak önde ki pikapı gördün mü silahlandırılmış?"
    -"Evet komutanım"
    -"Stabil nişan al!"

    Ardından telsizin frekansını değiştirerek;
    -"Rpg yi hazırlayın"
    -"Anlaşıldı"
    -"Hazır komutanım"
    -"Arkada ki silahlı pikap sen de!"
    -"Anlaşıldı komutanım"

    Ardından ilk atış emrini vermek için menzil alanına girmelerini bekledim;elime
    telsizimi aldım ve;
    -"Ateş"

    15 saniye gibi kısa bir sürede önde ki pikap gürültüyle patladı ve alev aldı;
    ardından ikinci rpg arkada ki pikapı yine aynı şekilde isabetli vurarak etkisiz hale geldi.

    "Ateş"diye bağırmam ile tim yerde ki düşman unsurlarına yoğun bir biçimde atış
    yapmaya başladılar;hedef köstebekti!

    Hangi araçta olduğunu bilmiyordum fakat ya ölü ya diri;
    dirisi daha yararlı olurdu orası ayrı fakat öldürülmesi lazımdı!
    Çatışma bütün şiddetiyle devam ediyordu;
    gözüm sanki onu arıyormuş gibi anında gördü şerefsizi;
    sol gözümü kapattım nişan aldım 3,2,1 tetiğe bastığımda
    yere düşmüş ve acısından kıvranıyordu.

    Cebinde ki telsiz ucunu gördüm;hemen telsizimi aldım ve frekans çekiciyi
    çalıştırarak konuşmaya başladım;
    -"Ne oldu katilim?"
    Adam etrafına bakıyordu;
    -"Sen kazandın"diye inleyerek söyledi
    -"Son cümlen ne olurdu?"diye sordum
    Tebessüm etmiş gibi cevapladı;
    -"dıbınıza koyayım;hepinizin"
    -"sen zahmet etme ben seninkine koyarım"diyerek
    telsizimi cebime koydum ve nişan alıp anında sıktım;
    baktığımda yerde cansız yatıyordu;kanı arkadan akmaya başlamıştı.

    Kalktım ve cesedini diğer leşlerin yanına zütürülmesini söyledim.
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi lan yannan diyim yine :D
      ···
      1. 1.
        0
        ne oldu amk
        ···
  18. 43.
    +8


    Bir dostun dostu! saat 12.00




    3.Selim bölgesine varmıştık;binaya giren herkes gibi bende
    kendimi yatağa atmış ve dinlenmeye çalışmıştım.
    Annemin ve babamın fotoğraflarına baktım;aklıma yaramazlıklarım geldi
    tebessüm ettim;ardından kızımın ultrason fotoğrafını aldım elime.

    Acaba ismi ne olacak diye düşündüm durdum?
    Kime benzeyecek?
    hepsini merak ettim;düşündüm ee vakitte geçmiyordu!
    Telsizimden bir hışırtı sesi geldi;birisi yine frekansıma girmek istiyordu
    -"Kimsin?"
    -"Bir dostun başka bir dostu!"
    Sesi daha önce de duymuştum ama çıkaramıyordum;
    -"Tanımadın mı hala komutanım?"
    -"Lan amcık kelime oyunu yapma dökül"
    -"Agit ben ya nasıl tanımazsın!"
    Agit mi? yoksa ben mi öyle duymuştum;
    -"Nereden buldun frekansı?"
    -"Nereden bulduğumun bir anlamı yok;sadece bulduğum kişi öldü onu bil yeter"
    -"Köstebek mi verdi sana?"
    -"Köstebek kim bilmiyorum ama yakında hesaplaşacağız şimdi size iki teklifim var;
    ya topraklarımdan çıkar gidersiniz hiç bir şey yapmam;ya da topraklarımı işgal etmeye devam edersiniz kellelerinizi Türk kapısına asarım"
    -"Sen bizi yanlış tanımışsın bay huur çocuğu;dava vatansa asla taviz yok"
    -"Öyle olsun genç adam;kardeşimin intikdıbını da dostumun intikdıbını da acı şekilde alacağım"

    Ardından telsiz kesildi;ben ise anlam veremedim?
    Frekansı mızı almıştı ve bizzat benim ile iletişime geçmişti

    -"Halep Kahramanları konuşuyor;Dr.Agit benim ile iletişime geçti"
    -"Merkez konuşuyor;ne söyledi?"
    -"ya topaklarımdan gidersiniz ya da topraklarımda ölürsünüz!"
    -"Merkez tetikte olun;bunu size sabah rapor edecektik fakat vakti varken söyleyeyim,
    şu son saatlerde PYD de inanılmaz bir hareketlilik var!"
    -"Anlaşıldı tedbiri alırız!"

    Ardından konuşma kesildi;yine ben benle kaldım...
    ···
  19. 44.
    +8


    ihbar aldık 09.07.2025 saat 08.15




    -"Mustafa kal"gözümü hafif açtığımda karşımda Emre Tğm vardı;
    -"Ne oldu?"diye söylendim
    -"ihbar var"
    -"Burası bizim toprağımız mı amk ne ihbarı?"
    -"Dr.Agit'e gidecek olan önemli raporlar;bir grup tarafından zütürülecekmiş"
    -"Ne diyorsun?"yerimden doğruldum
    -"ihbarı yapan kim? güvenilir mi?"
    -"Kimin yaptığını bilmiyoruz fakat iHA(insansız Hava aracı) 3 tane üst düzey korumada aracın
    bir bölgede beklediğini raporlamış, büyük ihtimal raporu alacak adamları bekliyorlar.
    O raporlar elimize geçmeli!"
    -"Tamam timleri hazırlayın çıkalım!"
    -"Olmaz Merkez tek tim olarak beni görevlendirdi!"
    -"Niye olum manyak mısınız?"
    -"Emir öyle zaten sayıca azlar;dikkat çekmemek için silahları da yok!"
    -"Bak ben şüphelendim!"
    -"Gidip bakıcaz artık;beklemekten iyidir amk baksana vatan kaç km ötede burada bekliyoruz elimize bir şey geçsin durumu öne taşıyalım"
    -"Ben söyledim!"
    -"Merak etme sen yat biz 2 saate geliyoruz!"

    Sessizce baktım Emre'ye;odadan kafasıyla selam verip çıktı pencereden baktığımda
    timi hazırlamış yavaştan gidiyorlardı.
    Biraz heyecanına yenilen birisiydi;fakat üstesinden gelir diye düşünüyordum!
    Raporları merak etmeye başladım;belki bizim isimlerimiz fişlenmişti bel ki de başka bir
    şeydi bunu raporlar gelince görecektik.
    ···
  20. 45.
    +8


    Memleketten şarkılar! saat 15.00




    -"Aydın buraya gel"diye bağırdım,odaya giren Aydın;
    -"Emredin komutanım!"
    -"Hoparlörü ayarla,15 dakikaya hazır olsun sonra yanıma gel"
    -"Emredersiniz komutanım"

    Ben kapalı alanda sigaramı tüttürüyor;odayı duman altı yapmıştım.
    Derdimden içiyordum,derman olmasa da;
    Sıkıntıdan içiyordum,çare olmasa da;
    Zaman geçirmek için içiyordum,zaman geçmese de;

    Hepimizin içinde bütün duygular otaya karışık bir şekilde his ediliyor;
    kiminin heyecan duygusu üstün kiminin hasret kiminin merak tek bir duygu
    hepimizce kabul edilmiş ve aşırı derece : KORKU!

    Ama inanın yaptığımız görev vatan uğruna olunca hele ki bu iş
    vatan uğruna ölmekse kimse sesini çıkarmıyor hatta içimizde belli etmesekte
    Allah'a böyle bir şey için dua etmemiz;tek sıkıntımız sevdiklerim ve seveceklerimiz.

    Bak yine aklıma geldi;güzeller güzeli,hayat arkadaşım;bir işi onunla yaparken
    daha fazla zevk alıyor,daha heyecanlı oluyordu biricik sevgilim.
    Şimdi yanında olmak;başını omzuna koyması..
    En çok onunla film izlerken;sohbet etmeyi özledim...

    "Komutanım hoparlör hazır"dedi Aydın;ben ise bu cümleyle düşüncelerden çıkarak,
    ayaklandım ev aydın ile birlikte hoparlörün olduğu yere doğru gitmeye başladım.

    Cebimde ki telefonu çıkardım;normal de yasak fakat olur da vurulsak
    imkanım olursa son kez sevdiğim kadını,annemi ve babamı arayıp seslerini duymak için
    yanımda zütürürüm her daim kapalıdır;sim kartını çıkartarak telefonu açtım.

    Hoparlöre;bağlanan kablo beni biraz daha hoparlöre yaklaştırdı.
    Tim toplanmış;ellerinde kiminin çay kiminin kola kiminin gazoz ya da soda,
    diğer elinde sigaralar içmeyenlerin elinde ise ordunun verdiği gofretler;
    hepsi biraz mutlu gibi etrafta toplandı ben onlara bakarak;
    "Ne açıyım la?"diye sordum
    "Herkes aklında hangi şarkı düşünmeye çalıştılar karizmati bir ses çıktı;"

    "Hangimiz sevmedik"
    Herkes hobaaa falan çekiyor sesin sahibi Emre Teğmen'di;tebessüm ettim ve
    telefon ekranına tekrar bakarak açtım parçayı herkes birbirine kenetlenmiş,
    eller omuzlarda;bir sağ bir sola giderek şarkıya eşlik etmeye başladılar;

    https://www.youtube.com/watch?v=TaTeZJib-MA

    "Hangimiz düşmedik kara sevdaya
    Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi
    Hangimiz bir kuytu köşe başında
    Bir vefasız için yol gözlemedik mi"
    ...
    ...
    ..

    Düşünün bir bölük o kalın ve ciddi sesiyle bu şarkıyı söylüyorlar;
    Adeta HALEP'i iNLETTiK!

    Telefonda ki müzik çalmayı otomatik seçtiğim için hangi şarkı çalarsa ona göre
    ruh halimizi ortaya çıkarıyor sözlerini bilmeyenler sağa sola giderken;bilenler ise
    sanki bütün her şeyini ortaya döker gibi söylüyor;

    Derken yavaştan Müslüm baba bitiyor,merakla yeni şarkıyı bekliyoruz;

    https://www.youtube.com/watch?v=oxVW-aY4DE4
    "Gözüm Yolda Gönlüm Darda
    Ya Kendin Gel Ya Da Haber Yolla
    Duyarım Yazmışsın iki Satır Mektup
    Vermişin Trene Halini Unutup"
    ...
    ...
    ...

    Herkes;mazilere dalıyor sevdiklerinin yanına gidiyor ya da geleceğe gidiyor,seveceklerinin yanına.

    Derken bu da bitiyor bu sefer yine penaltı atışları izleyen taraftar gibi bekliyoruz ne çalacak;

    https://www.youtube.com/watch?v=SW3IyM1CLaI
    "ip attım ucu kaldı da tarakta gücü kaldı
    Ben sevdim eller aldı da içimde acı kaldı
    Ankara'nın bağları da büklüm büklüm yolları
    Ne zaman sarhoş oldun da kaldıramıyon kolları
    Elmayı yüke koydum da ağzını bükekoydum
    Aldın yari elimden de boynumu bükekoydun
    Astarda urganım var da yün basma yorganım var
    O yar senin derlerse de on koyun kurbanım var
    O yar benim derlerse on koyun kurbanım var"

    herkes hüzün modundan yatay geçiş yapıyor;az önce birbirine kenetlenen adamlar
    iki kolunu açmış karşılıklı oynuyorlar;eşlik edenler ise ayrı bir kafa!
    Güzel geçiyor vakit kim bilir belki son vaktimiz
    Tümünü Göster
    ···