-
1.
+98 -7
01.07.2025
HiKAYE BiTMiÅžTiR TEÅžEKKÃœR EDERiM OKUYANLARA
Eşsiz manzara sigarayla daha güzelleşmiş, kaçan huzurumu bir nebze olsun geri getirmişti.
Güneşin batmasına yaklaşık 1 saat vardı.
Mardin'de yaklaşık 1 hafta bekliyor ve diğer unsurlarında gelmesini bekliyorduk.
BulunduÄŸum konumdan hareket ederek koÄŸuÅŸa hareket ettim.
Duvarda yazan "Tim 1923" koğuş kısmına girdim.
-"Oooo Mustafa TeÄŸmenim neredeydin?"
-"Dışarıda kafa dinliyordum komutanım"
-"Tim kısmına git yoklama al bak 1-2 saate çıkacağız"
-"Emredersiniz komutanım"diyerek odadan çıktım.
Tim koğuş kapısına yaklaşık 1 metre mesafedeyken içeriden sesler geliyordu.
Kapıya yanaştım;sessizce kulak misafiri olmaya çalıştım.
"Sarı Saçlarına Deli Gönlümü
Bağlamışım Çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan Zor Belleme Ölümü
Görmeyince Sezilmiyor Mihriban"
Anlaşılan tim yine efkar dağıtıyordu. içeriye girdiğim an saz sesiyle birlikte bütün ses kesildi.
-"Beyler daha sonra yaparsın şu işi hemen bir yoklama almamız lazım"dedikten sonra devam ettim
-"Murat buraya gel!"
-"Emredin komutanım"
-"Al şu yoklama kağıdını herkes adını, sicil numarasını ve imzasını atsın"
-"Emredersiniz komutanım"
Timimiz ben dahil 20 kiÅŸiden oluÅŸuyordu.
Tim komutanı ben, yardımcım Astsubay Üstçavuş Aydın'dı.
Geri kalan personelin rütbesi uzman çavuştu.
Yoklama alınma esnasında time;
"Hazır mısınız beyler?"diye sordum
Hep bir ağızdan "hazırız komutanım!"diye onayladılar.
"Gürkan Uzmanım?"
"Emredin komutanım?"
"Yoklama kağıdını bölük komutanına teslim edip geleceğim, sonra saz ile bize ortaya karışı yap"
"Emredersiniz komutanım"tebessüm ederek
Yaklaşık 25-30 bölüm olacak ilgi olursa devam -
2.
+32Saat tam 17.30 da bölümleri atmaya başlayacağım direkte bitirmek istemiyorum 30 veya 40 bölüm olur diye düşünüyorum.
Bu arada okuyan panpalarım görüşlerini yazarsa memnun olurum.
Bütün vatansever kardeşlerime gelsin dinleyin aşık olacaksınız zaten;
https://www.youtube.com/watch?v=KaVGjlAqSO0 -
-
1.
0Knk sarkinin adinj yaziver simdi linki yazamicam bulayim
-
-
1.
+1Mutlak seveceksin(Grup Volkan)
Nihal Atsız şiirini bestelemişler
-
1.
-
1.
-
3.
+26
Mardin-Nusaybin/Şehit Çelik hudut Karakolu 02.07.2025 saat:02.30
içtima alanından personel taşıyıcıyla Şehit Çelik Hudut Karakoluna getirildik.
80 kişilik bölük 4 er şekilde timlere ayrılmış bulunduğumuz hudut karakolunda
helikopterin gelmesini bekliyoruz.
Sigaramı son kez yaktım ve içimden eşimi, annemi ve babamı düşündüm ama aklım en çok
doğacak olan biricik kızıma gitti.
Doğumuna 2 ay gibi kısa bir süre kalmıştı;yüksek heyecan ile kızımı ellerime alacağım günü
bekliyordum.
Sigaramı içerken son kez bildiğim bütün duaları okudum;
Uzaktan 4 tane ışık gördüm kapkaranlık gökyüzünde zaten sesleri hemen çıktı.
Geliyorlardı Kara Şahinler.
5 dakika sonra etraf helikopterin inmesinden dolayı toz toprak oldu,
zaten sessiz gece büyük bir şekilde yarıldı.
Helikopterin kapısı açıldı;ben hemen yanına geçtim ve binen timimde ki personelin
sırtına vurarak hem sayım yaptım hem de cesaretlendirdim.
Yavaşça kalktan helikopterin cam kenarında oturmak ve sonsuzluğa uzanan
karanlığa bakmak beni biraz ürküttü;helikopter teknisyenin
bize telsizli kask vermesiyle ortamda şahane bir espri patladı;
Aydın Astsubay Kara Pilot olan Yüzbaşı'ya
"Komutanım önde ki helikopteri takip edin"
Gülme sesleri telsiz ortamında rahatça duyuldu hatta
diÄŸer helikopterdekiler de bu iÅŸe dahil oldu. -
4.
+25
Suriye-Kamışlı/Türkmen Karargâhı saat 03.05
Helikopter bizi bölük olarak aynı yere indirdi;Türkmen Karargâhında ki
kandaşlarımız bizleri karşıladı; Karargâh komutanı Koçmurat bizi
karargâh binasına zütürdü ve tim komutanları ve bölük komutanımız
hep beraber bize verilmiş olan haritayı masanın üstüne koyup;Koçmurat'ı dinlemeye başladık.
"Komutanım;bakın şuralar da bu PYD'nin kurmuş olduğu geçici kontrol noktaları var;
biz sizleri şuradan zütürmeye çalışacağız fakat Halep girişinde yoğun güvenlik önlemleri
var bu sebeple buradan sonrasını sizin tecrübeleriniz yapacak"
"Sağ ol var ol;ne zaman çıkabilir ve kaç saat sürer varmamız?" dedi bölük komutanımız
"Komutanım vallahi 420 km var buradan Halep'e sizi durmadan 4-5 saate oraya zütürürüz"
içeriye gelen Türkmen askeri;tepside ki çerez tabağını, soğuk içeçekleri ve
bisküvileri masaya bırakarak çıktı.
"buyurun komutanım yemezseniz darılırım"dedi Koçmurat
"bizim askerlere zütürün bunları"diye söyledi Bölük komutanımız
"komutanım onlarada ikram edildi merak etmeyin ve yiyin sizler bizim aslanlarımızsınız" -
5.
+24 -1Aydın Astsubay söz alarak;
"Komutanım be varım;ben yatakta ölmektense vatanım uğruna acı çekerek ölmeyi tercih ederim!"
Ardından teker teker timde ki diğer Uzman Çavuşlar aynı şekilde
"Biz varız komutanım"
"Vatan sağ olsun komutanım"
gibi cümlelerle o muazzam vatan sevgilerini bir kez daha kanıtladılar.
"Beyler Allah yolumuzu açık etsin;unutmayın ki şehitlerimiz ile inşallah
bir gün buluşacağız o gün bizim için kutlu gün!
Şimdi herkes mühimmat odasına gidip hazırlansın"
Elime HK USP tabancamı alıp silah kılıfıma zütürdüm, çelik yelek üstüne
hücum yeleğini giydim ve şarjör ceplerine şarjörlerimi yerleştirdim.
Ön cebime eşimin fotoğrafını ve annem ile babamın fotoğrafını koydum.
Elime AK-12'yi alıp içtima alanına çıktım. -
-
1.
0AK-12 ne alaka be panpa. Yerli silahlar yapılmaya başlanmışken ileride Rusya'dan silah almak saçma olmamış mı sence ?
-
-
1.
+11)pnp haklısın fakat ileri de şangay beşlisine gireceğiz diye düşündüğüm için ak-12
2)ne kadar yerli olsa da yine özenti silahlar
3)Ak-12 bana göre en mükemmel modüler piyade silahı
4)helal et hakkını -
2.
0şangay beşlisine alınmak için russyaya bir aralar az fink atmadık ama bizi gibsen almazlar ortada kaldık amk
-
1.
-
2.
0Çok yanlış düşünüyorsun bence. Yabancıların ürettiği her silah birbirinden farklıda bir biz özentiyiz sanki.
buyrun alman yapimi stg-44:
https://www.google.com/â€...4-rifles%252f%3b650%3b233
bu da ak-47:
https://www.google.com/â€...ki%252fak-47%3b2365%3b854
bu da stg-44 hakkindaki wikipedia sayfasi:
http://tr.wikipedia.org/wiki/stg_44
eger usenmeyip wikipedia sayfasini okursan ak-47'nin stg-44'un tasarimindan buyuk olcude etkilendigini ancak mekanik sisteminin oldukca ozgun oldugunu ogrenirsiniz. gelelim mpt-76'ya. bir insan bu tufegin dayanikli, isabetli, ya da mekanik sisteminin ozgun olup olmadigini bilmeden sadece dis gorunusunden kolpa oldugu sonucuna variyorsa ya allame-i cihandir, ya da pek cok insanda var olan "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma" durtusune yenik dusmustur. -
-
1.
0Pampa öncelikle şunu söyleyeyim MPT-76 nin tamamen FN Scar dan ozendigini belli ediyor.
Özellik bakımından FN SCAR her türlü ezer orası ayrı fakat günümüzde her silah diğer silahların yapımından etkilenir.
Ak-12 mi Mpt-76 ki deseler düşünmeden ak12 tercih ederim belki aşırı sekiyor fakat en konforlu silah bana göre ama sen yine kendin bilirsin
-
1.
-
3.
0Kardeşim benim Ak-12'ye bir şey söylediğim yok. Gerçekten güzel bir silah özellik bakımından.
diÄŸerleri 1 -
1.
-
6.
+23
Suriye-Kamışlı/Haritada ki 1.Bölge saat 04.00
Kamyonun durmasıyla ilk önce ellerimizi silahlara zütürdük;
etrafta insan seslerini duyunca daha tedirginleÅŸtik;fakat
elime haritamı alıp numaralandırılmış bölgelere bakınca 1.bölgeye geldiğimizi
ve bu bölgede yaklaşık 150 ye yakın insan yerleşkesinin olduğunu anladım.
Arabanın durma sebebine gelince şoförün bakkal gibi bir yerden
bizlere ve kendine soğuk içecek almasından kaynaklanıyordu.
Bu arada kamyon arkasında da arada sırada koyu muhabbetler dönüyordu örneğin
ÅŸimdiki gibi;
-"Ya ibrahim bir şey soracam sana;ben kızlara karşı biraz utangacım,
sende nişanlısın bilmeyen yok herkesin içinde yüzükle hafa atıyon bari şu kardeşine yardım ette
yuva kurmasına vesile ol hani yengenin tanıdığı varsa hadi be..?"
-"Hasan bi gibtir git koyun can derdinde kasap et derdinde"
-"Tamam la tamam kızma amk"
Tabi ibrahim ettiği küfürün verdiği utanç ile bana baktı ama ben
"Samimiyiz olum ne olacak"der bakışıyla rahatlattım.
Bu arada konuya balıklama giren Uygar Uzman gülerek;
"Hehehe bu arada ibo yenge sana tripliymiÅŸ"
intikam gülüşü yapan Hasan hunharca eğleniyordu;
"Ya amk yok öyle bir şey"
"Ya hehe tamam o zaman Fatma yalan mı söylüyor?"
"Ya şu Fatma çenesini tutsa şaşarım, yanlış anlaşılma var o yüzden tripli"
Tabi bu sefer kamyonun arkasında kahkaha tufanı koptu
ibrahim ise biraz bozulmuÅŸ gibi olsada biliyordu
aramızdaki o mutlak bağı! -
7.
+23Bölük komutanın elime vermiş olduğu görev zarfını açtım ve okumaya başladım;
"02.06.2025 tarihinde Suriye'nin Halep ilinde bölücü terör örgütünün
bölgede olağan dışı hareketliliği tespit edilmiş olup yaklaşık 1200'e yakın
silahlı militanın varlığı bölgede ki kaynaklardan teyit edilmiş olup sözde bölge komutanları
olan Doktor Agir kod adlı kişinin tespit edildiği yerde imha edilmesi yüce milletimizin
iyiğiliğine olup sizlere başarılar diliyoruz. Genel Kurmay Başkanlığı... "
Mardin'de bulunduğumuz 1 haftada görevimizin ne olduğunu bölük komutanı
dahil hiç kimse bilmiyordu.
Zarfı ve kağıdı, kağıt kırpma makinesi koyduktan sonra bölük komutanın
odasından çıkarak koğuşun yolunu tuttum.
Timi;görevimiz hakkında brifing vermek için koğuşa değil de
brifing salonuna çağırdım.
"Evet beyler oturun şöyle;şimdi görevimiz hakkında biliyorsunuz ki bize
herhangi bir bilgi verilmedi. Bize görevden bir kaç saat önce bilgi verileceği
söylendi;şimdi ise o bilgiyi aldım"
Masada ki su şişesinden bir yudum aldıktan sonra devam ettim;
"Görevimiz Halepte bulunan;bundan yıllar önce bu vatanın yiğit çocuklarını
haince şehit eden bölücü terör örgünün sözde Halep sorumlusunu öldürmek;
bölge de yaklaşık 1200'e yakın silahlı militan var beyler kısa kesmek gerekirse
gelmek istemeyen zorunda değil ve hiç bir adli işlem yapılmayacak;
bu görev ölüme gitmek haberiniz olsun!" -
-
1.
0Eline sağlık kardeşim
-
1.
-
8.
+25 -3"Şimdi Emre Teğmen buradan, Yaşar Teğmen buradan, Alper Teğmen buradan ve mustafa Teğmen buradan intikal yapacaksınız zaten buluşma yeriniz aynı fakat farklı yollardan dikkat çekmemek için gideceksiniz;anlaşılmayan bir şey var mı?"
"Yok komutanım"dedik tim komutanları olarak.
"Emre senin tim adın Malazgirt 1071"
"Yaşar senin tim adın istanbul 1453"
"Alper senin tim adın Göktürk 552"
"Mehmet senin timin adı Cumhuriyet 1923"
"Bakın hepinizin tim adı aynı zamanda telsiz kodu birbirinize tim adıyla çağrı göndereceksiniz"
Karargâh önünde askeri kamuflajları çıkarmak için soyunma kabini gibi
bir şey oluşturuldu ve sırayla kamuflajlarımızı bu karargâha teslim ettik eğer
görevden dönersek yine buradan alacaktık.
Kamyonlara yavaşça binmeye başladık;
"tut elimi Hasan"
Elimi sıkıca kavradı ve kamyonun arkasına çektim Uzman Çavuş Hasan'ı
son kişi binene kadar böyle devam ettikten sonra kamyonun baş kısmına
sertçe vurduk ve kamyon yavaşça hareket etmeye başladı.
Silahın namlusunu duvara sabitledikten sonra kamyon içinde ki yiğit adamlara baktım
belki onları son kez bu operasyonda görüyordum belki bir gün sonra
içimizden birisi veya birileri bu hayata gözünü yumacak öteki tarafa açacaktı. -
9.
+20
Bir dost!
Derin düşünceler içinde bekliyorken uzaktan üç araçlık bir konvoyun
bulunduğumuz bir noktaya geldiğini gördüm.
"herkes silahlarını alsın ve mevzi lensin!"
bir koşuşturma sonrası herkes en küçük mevzi fırsatını bile değerlendirmiş bir biçimde
konvoyu izliyor ve eğer silah çekerlerse tereddütsüz öldürmeyi planlıyorduk.
Yaklaşık 5 dk sonra araçtan eli silahlı 5 kişi indi ve
"1923 Cumhuriyet timi mi?"diye bağırdı en önde ki
"Evet siz kimsiniz?"
"Bir dost!"
"Hangi dost?"
"Oğuz boylarından!"
Time dönerek;
"Silahları indirin"
Ardından mevzi aldığım yerden kalkarak kişilerin bulunduğu yere doğru hareket ettim.
Elini uzatan adama karşılık verdim;
"Hoş geldiniz komutanım"
"HoÅŸ bulduk"
"Sizi zütürmek ile görevlendirildik"
"Nereye?"
"Halep'in iç mahallelerinden bir mahallede sizlere bina ayarladık fakat güvenli merak etmeyin"
"Nereden bileceÄŸiz?"
"Orası talan oldu zaten her gün PYD devriye atıyor bir tek oraya atmıyor şimdi bana güveniyor musunuz?
Aracın kapısını açan eleman "uzatma bin"mesajını vermişti.
Tim kamyona ben ise araca bindim ve en öndeki silahlı araç eşliğinde
gideceÄŸimiz yere hareketlendik
"Komutanım her gün çatışma çıkar o yüzden bünyeniz alışsın" devam etti;
"Size PYD nin hareket saatlerini binada vereceğiz, size bir oda ayırdık zaten
yemekleriniz günü birlik lezzetli, telsiz odası var oradan konuşabilirsiniz"
Ben ise filmle kaplanmış camdan dışarıya bakıp harap olmuş bu kente bakıyordum. -
10.
+20
Suriye-Halep/14.Bölge Sınırı-saat 08.30
"Cumhuriyet 1923 konuÅŸuyor;konum bilgisi verin tamam"
"Malazgirt 1071 konuşuyor;Şuan bölge 11 deyiz tamam"
"istanbul 1452 konuşuyor;Şuan bölge 21 deyiz tamam"
"Göktürk 552 konuşuyor;Şuan bölge 25 teyiz tamam"
"Cumhuriyet 1923 konuşuyor;Şuan bölge 14 deyiz tamam"
Telsizi;telsiz cebime koyduktan sonra sanki sonsuzmuş gibi uzanan Halep sınırına baktım.
Ses, seda yoktu arada sırada derinlerden gelen silah sesleri hariç.
"Merkez konuÅŸuyor;Cuhmuriyet 1923 bulunduÄŸunuz konumda bekleyin"
Telsizimi tekrar çıkartıp "anlaşıldı"dedim.
Ön cebimde ki eşimin fotoğrafını çıkardım;acaba o güzel yüzünü bir daha görmek
bana nasip olur mu? sordum bunu kendime;cevap netti zaman gösterecek!
Gitmeden önce ABD'ye askeri ateşeliğe gidiyorum diye yalan söylemiştim;
Suriye'ye gideceÄŸimi zaten bilmiyordum ama ÅŸiddetli bir yere gideceÄŸimi biliyordum.
Buna rağmen onu korkutmamak için ve sağlığı için yalan söyledim.
Geçtim çöl rengi olan toprağa oturdum;fotoğrafa doya doya baktım ki
ne kadar baksam doyamayacaktım.
Bazen en güzel şeyin aşk kelimesinin önüne gelen kelime ayrı bir güzel olduğunu düşünmek ile geçiyor.
Vatan Aşkı, Allah Aşkı, Bayrak aşkı.
Mutlak seveceksen vatan diyorum sonra karım diyorum.
Sigara bağımlısı olmama rağmen bu kritik göreve başladığımdan beri
ve sigarayı deli gibi tüketiyordum.
Gözümün önüne geldi birden devrem Gökhan...
Henüz Teğmendi;mezuniyetin sonrasında o onuru ve gururu yaşayamadan
görevinin ilk haftasında Şırnak'ta girdiği bir çatışma da şehit olmuştu.
Daha niceler vardı şehitler aleminde;rahatsız etmek istemem! -
11.
+20
Suriye-Halep sınırı saat 06.00
Kayalara yaslanmış güneşin doğuşunu izlerken sigara yakayım dedim.
bomboş yolun köşesine çekmiş olan kamyondan inmiş ve 10 dk zahmetten sonra
tim ile birlikte güneşin doğuşunu daha mükemmel bir manzarayla izlemeye koyulmuştuk.
Hemen hemen bu saatler yani saat 06 dan 09 a kadar PYD devriye gezdiği için
hiç öyle bir riske girmeden 3 saat boyunca beklemeye koyulduk.
Yanıma gelen Hasan;
-"Komutanım siz kaç yılından mezun oldunuz harp okulundan?"
-"2022 hayırdır?"
-"Demek 3 yıldır ordudasınız komutanım pardon 7 yıldır?"
-"Evet dile kolay 7 gerçi 4 yılı laylaylom ile geçti ama olsun sen kaç yıldır ordudasın?"
-"4 yıl oldu galiba komutanım"
-"Memleket ne-re-s.."demeden
uzaklardan silah sesleri gelmeye başladı.
Hemen kayalara mevzi alıp, içimizden 5 kişiyi kamyona silahlarımızı almaya gönderdim.
Dürbün ile seslerin geldiği yere bakmaya başladım.
Köyden ziyade mezra gibi br yerde iki grup birbirleriyle çatışmaya girmişti.
Çatışma bölgesinde herhangi bir flama görmeye çalıştım fakat göremedim.
Bilmediğimiz iki grup birbiriyle çatışıyordu;işin kötü tarafı
belki Türkmen kardeşlerimiz ile PYD ya da herhangi bir grup çatışıyor olabilirdi.
Git gide şiddetleşen çatışma da sürekli iki gruba adam takviyesi geliyordu.
En iyisi buradan gitmekti galiba? diye düşündüm içimden ve bir yere sızma yapar gibi
bütün tim ili birlikte kamyona doğru yavaşça hareket ettik.
Kamyona bindikten sonra kapıları kapatıp silahlarımızın emniyetini açtık her ihtimale karşı.
Kamyonun motor sesi dışarıda ki silah seslerini azıcık bastırdı ve yavaşça hareket etmeye başladık. -
12.
+19
Öncelikle verdiğiniz olumlu tepkiler beni duygu şaka amk ama harbi gururlandım amk bende ne hayal gücü varmış.Bu hikayeyi kısa kestim ama inanın 2-3 tane daha hikayem var yine askeri tarz eğer isterseniz onları da bir gün sizlere sunmak isterim.
Resim için ugurmert31 e tişikkir idirim
-
13.
+16
Okuyanların gözlerine sağlık teşekkür ediyorum beyler saat 21.00 da görüşmek üzere;ben o ara hikayeyi tamamlamaya çalışacağım.
Efkarlandım o yüzden şu şarkıyı sizlere armağan ediyorum;
https://www.youtube.com/watch?v=flYLXFMwiSc -
-
1.
0bir atsız bir selda bağcan garip
-
-
1.
+1Kardeş kim söylerse söylesin şarkı güzelse benim için bitmiştir bir tek
Ahmet Kaya'yı dinlemem orası ayrı : / -
2.
+1 -1bende ahmet kaya yok zaten şerefsiz it de onun dışında var bir kaç kişi daha
-
1.
-
1.
-
14.
+15Başlıyoruz yavaştan;
Selanik 1881 bölgesine girmiş olup;bütün baskı bir anda yok olmuştu.
Buraya yapılacak herhangi bir saldırı;saldıran kişiler için ölüm demekti.
Buraya her türlü takviye yapılarbilirdi.
Askerden tut tanka tanktan tut helikoptere helikopterden tut uçağa kadar
hepsi olası bir saldırıda gelebilirdi.
"Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir. "
şiirden bu kesiti içimden söylüyorum;sonra aklımda kalan şiiri ya da şarkı varsa
onları tekrardan söyleniyordum.
Emre ve Alper TÄŸm. arkada birbirleriyle sohbet ederek geliyorken;
Yaşar Tğm. uzaklara dalmış gibi sesi yok görüntüsü var.
Geri kalan personel ya suskun ya da kendi arasında sessizce konuşuyor.
Kapıyı açıp içeriye girdik;esirin başında ki çuvalı çıkarıp sandalyeye oturduk.
-"Kimsin?"
-"Siz kimsiniz?"
Güzel bir osmanlı şamarı çakıyorum yüzüne ve ;
-"bizim esirimizsin;biz soracağız sen cevaplayacaksın tamam mı?" devam ettim;
-"Türkçeyi nereden öğrendin?"
-"Mardinliyim"
-"Bir vatan haini daha;ne zaman katıldın örgüte?"
-"5 sene oluyor"
-"Doktor Agit kim tanıyor musun?"
-"Hayır"
yüzüne bir tane daha vuruyorum ve;
-"emin misin?"
-"Halep bölge komutanı, Diyarbakırlı devlet kurulursa ordu komutanı olacak"
-"Ne devleti?"
-"Kürdistan devleti"
Araya Mehmet Tğm. girerek nah işareti yaptı ve;
"Al bak kurarsınız"dedi aynı şekilde
Alper TÄŸm;
"Yarrrrrrrak kurarsınız siz" dedi -
15.
+16 -1
Bekleme de kalın saat: 21.00
Sessiz mahalle;harap olmuş evlerin verdiği görüntüyle daha korkutucu olmuştu.
Binaya girerken yıkık merdivenleri birer birer atlıyorduk.
Burnumuza gelen hafif küf kokusu ise bazı silah arkadaşlarımı rahatsız etmişti.
yaklaşık 5 dk sonra adeta gizli sığınak gibi bir yere çıktık;hepimiz şaşırmıştık.
"Buyurun komutanım"
Kapı açılır açılmaz duvarlara konulan meşalelerin ışığıyla gözümüz
rahatsız oldu bir iki dakika sonra duruma alışabildik.
içerisi küf kokmuyor fakat güzel de kokmuyordu.
Koridorlardan geçerken;bazı yerlerde insan sesleri geliyordu merakımdam
"Bu sesler ne?"
"Komutanım burada bu mahallenin vatandaşlarıda yaşıyor;ses onlara ait"
Sonunda kalacağımız yere varmıştık.
Kapı açılır açılmaz sığınaktan çıkmış ve daha kaliteli bir yere gelmiştik.
Yaklaşık 5 oda bulunan yerde;1 oda telsiz odası şeklinde diğer oda
yemekhaneye benzer şekilde yapılmış bir oda planlama merkezi olarak diğer
iki oda ise timin yatacağı yer olarak ayarlanmıştı.
"Aydın sen kendinle birlikte 10 kişiyi al şu odaya geçin dinlenin geri kalan da diğer odaya geçip dinlensin"
"Emredersiniz komutanım"
Arkamı dönüp giderken Aydın'ın "Sen gel Hasan sen gel sen sen ... " dediğini duydum. -
16.
+15
Dinleyin Geceler 03.07.2025 saat:01.15
Huzurum kaçmıştı;buna da şükür diyerek televizyonun radyo kısmına girerek;
Türksat frekansını yükleyerek Türk Radyosu açtım;
(https://www.youtube.com/watch?v=KM_Qgro0_L4 ) (dinleyin tavsiye ederim)
"Dinleyin geceler, duyun sesimi,
Benden daha yalnız değilsiniz ki
Nedir bu karanlık, nedir bu sessizlik
Benden dertli deÄŸilsiniz ki
Benden dertli deÄŸilsiniz ki "
...
...
..
Sesini biraz daha açtım ve koltuğu geriye doğru gerdim sadece camdan dışarıya baktım
içim ise sadecelerle değil acabalar ile doluydu!
Kapının açılmasını fark etsem de hareket etmedim;Aydın'dı içeriye giren
oturdu ve sigarasını yaktı bana döndü ve;
"Komutanım müsaadenizle Müslüm baba söylüyorsa sigara şarttır"
"Bana da ikram et o zaman"
Aldığım sigarayı yaktıktan sonra sadece düşündüm durdum;üstümüzde ki baskı
çok fazlaydı ki ben 25 yaşında annemin gözünde daha çocuk birisiydim;
ben de korkuyordum korkmayan insan insan deÄŸildir hele ki bu durumda!
Ordu da rütbeli olarak 3 yıl görev aldığım süre boyunca 3-4 kez çatışmalara girmiştim fakat
her çatışma yeni bir tecrübe demekti.
Bu göreve gönüllü olmamın sebebi; devrem Gökhan ve nice şehitlerin kanını yerde bırakmamak içindi.Nice yiğitleri bu vatana feda ettik sıra bize geldiyse bizde feda edecektik bu bize FARZDI. -
17.
+15Beyler hikaye 30 taş çatlasın 40 bölüm olacak ben de akşam saat 21.00'a kadar yazıp duracağım ki hem sizleri bekletmeyeyim hem de ne kadar bölüm yazacağım bakacağım sizin için 10 dk içinde 3 bölüm daha atıp; akşam 21.00'ı beklemenizi rica edeceğim.
Okuyan arkadaşlar görüşlerini yazarsa benim için iyi olur; buda benden size gelsin
https://www.youtube.com/watch?v=6sWQ8DfnJBM -
18.
+15
Sessiz ve karanlık gece saat:05.00
Dar bir sokakta etrafa baka baka gidiyoruz;gece görüş sayesinde
karanlık bizi ürkütmüyor fakat çıkarınca sonsuz bir karanlık ve tek bir ses yok.
bir of çeksem bütün Halep duyar adeta!
Koşarken elime telsizi alıp;
"Cumhuriyet 1923 konuşuyor;toplanma noktamız 1881 Selanik bölgesi"
"Anlaşıldı"
"Anlaşıldı
"Anlaşıldı"
Her biri bunu söylerken arkada ki silah sesleri çok rahat bir şekilde belli oluyordu.
Halep'in sessizliğini bozan derinlerden gelen silah sesleri bozuyor ve daha da kötüsü
kullandığımız silahlar ak-12 ve militanların kullandığı silahlar da ak-47 sesi pek fazla ayırt edemiyoruz.
Sokak git gide daralıyor adete duvarlar bizi sıkıştırıyor.
Sessizlik hat safhada;tek korkumuz pusuya düşmek.
Elim ile askerlere "bastığım yerlere basın"diye ikaz ediyorum
ne kadar başarılı olurlar orası ayrı;fakat bastığım yer bana zarar vermemişse
diÄŸer personele de zarar vermez...
bommm büyük bir gürültüyle ve aydınlıkla neye uğradığımı(zı) şaşırdım ve
kendimi hemen yere attım;ardından acı bir çığlık adeta Halep sessizliğini yarıyor.
"Bacağım!... "
Biz ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz belli ki bizden birisi bir tuzağa bastı ve
tuzak kendini imha edince yaralandı fakat kim? durumu nasıl?
Hemen arkaya baktım;Hasan Uzman yerde yatıyor gece görüşle bakınca kan olduğunu
anladığım ve yağmur gibi akan bacağını görüyorum.
Bacağı kopmuş!
"Sıhhiye buraya gel çabuk"diye bağırıyor Aydın astsubay;benim kulağım çınlıyor
sanki her şeyi iki tane görüyorum gibiyim.
Kolumda ise hafif bir acı ya da sızlama var.
Kendime gelemiyorum;yaşadıklarım, korku,heyecan karışmış bir şekilde
kusuyorum sadece ben değil çoğu kişi sersemlemiş.
Yan tarafta ki evi alev almış yanıyor!
Yanıma birisi yaklaşıyor;belinde ki matarayı çıkarıp başımdan aşağı döküyor -
19.
+14
Kahramanlık!
Planlama odasında bulunan Televizyonu açmış;Türk kanallarına bakıyordum.
Bir tartışma programında "türk futbolcular kahramandır"diye bir sohbet geçiyordu.
iki-üç saat boyunca cevabı basit bir şey için hem dünyalar kadar para kazanıyor hem de millete rezil oluyorlardı halbu ki Nihal Atsız'ın cevabı çok netti;
"Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir. "
Bunları düşünürken yine bilinmez karanlıklardan silah sesleri yükseliyordu.
Biz ise hareket emri için burada belki 1 saat belki gün, hafta veya ay kalacaktık.
"Girebilir miyim komutanım?"
arkamı döndüğümde arabada ki adamı gördüm;
"Tabi buyur?"
"Komutanım Doktor Agir'den biraz bahsetmek isterim müsadenizle?"
"Ne demek müsade buyurun tabi ben de merak ediyorum bu kansızı?"
"Şimdi kendisi 60 yaşında yalan olmasın zeki ve lider ruhlu birisi;şerefsiz olsa da
bu iki özelliğini kıskandığımı belirtmek isterim, Diyarbakır'lı, Ankara Tıp 1989 mezunu.
Kardeşi 1999 da dağa çıkıyor ve aynı yıl gebertiliyor bu da intikam için dağa çıkıyor.
Doktor olduğu için bunu kampa veriyorlar;gel zaman git zaman askeri olarak da
yine bu Suriye iç savaşında iki üç başarı elde edince örgütün yöneticileri tarafından
Halep yönetim komutanı ilan ediliyor sözde.
Eğer bu şerefsiz öldürülürse Halep büyük ihtimal düşer"
Yarım saniye sessizliğin ardından merakımdan;
"Bu adam ölürse neden Halep biter?"
Çıkış kapısına yöneldi ve bir tebessüm atarak;
"Yakında anlarsın"
Pat, kapıyı kapattı ve ben odada tek başıma bunu düşünmeye başladım. -
20.
+14
Komutanım! komutanım! tarih:04.07.2025 saat:04.10
"Komutanım!... komutanım! kalkın"
"Saat kaç?"
"4 komutanım!"
"Olum beni 5 te uyandırın dedim"
"Komutanım hareketlilik var!"
Gözlerimi açtım ve normalde kendime gelmem 10 dakikayı almasına rağmen;
1 dakika gibi kısa bir süre de hemen toparlandım ve;
"Ne hareketliliÄŸi?"
"Komutanım iHA(insansız hava aracı) 50 kişilik bir grubun buraya doğru geldiğini görüntülemiş"
"Niye bana haber vermediniz?"
"Komutam zaten sizi uyandırdık hemen"
Telsizin başına geçtim ve;
"Cumhuriyet 1923 konuÅŸma da merkez durum nedir?"
"Merkez konuşma da: size yaklaşan 50 kişilik silahlı grup ve yanlarında silahlı arabalar var"
"Hemen binada ki adama haber verin milleti alıp gitsin!"
"Emredersiniz komutanım"
Ben ise hemen mışıl mışıl uyuyan timin ilk koğuşuna girdim ve
"Kalkın hemen hazırlanın!"diye bağırdım
Ardından ikinci koğuşa girdim aynı şekilde bağırarak;
"Kalkın hemen hazırlanın"
Yanıma gelen Yusuf uzman;
"Komutanım kapı kilitlenmiş!"
"Nasıl kilitlenmiş oğlum?"
"Komutanım vallahi kilitlenmiş açılmıyor!"
Hemen kapının olduğu yere gittim ve açmaya çalıştım Yusuf'un dediği gibi kapı bir türlü açılmıyordu.
"OÄŸlum hemen silah ver"
"buyurun komutanım"
Kapının kilit kısımlarına ateş ettim, ardından kapıyı tekme atarak açmaya çalıştım
yine açılmadı;durumu az çok anladım.
Kapının arkasına ağırlık koymuşlardı hem de ne ağırlık!
Mühimmatlarımızı koyduğumuz yere gidip c4 alıp kapıyı patlatmak tek şansımızdı.
Odaya doğru ilerlerken telsizden çağrı yapıldı gitmek zorunda kaldım;
"Göktürk 552 konuşuyor yoğun ateş altındayız! takviye lazım!"
Bir an dondum kaldım çünkü yine bir telsiz anonsu geldi!