/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 82.
    +1
    nihayet bitirdim diğerleri kadar iyi değildi ama sonlara doğru toparlamışsın yine. bağımsız hikâyeler bekliyoruz artık serileri bi sonlandır da hele
    ···
    1. 1.
      +1
      Bu sonlanan ilk seri. Geriye diyar ve yemin kaldı. Şu diyara bir tane yazıyorum şu anda. Bağımsıza da bir hikaye hazırlamaya başladım. Yani başlangıcı hazır ama diyarı bitireyim sonra bağımsıza yazacağım.
      ···
  2. 81.
    +1
    Sen nasıl bir kralsın ya bu sözlüğe fazlasın çok kaliteli hikaye, Diğer serilere de çok ara vermeden devam edersin umarım seviliyorsun *
    ···
    1. 1.
      0
      Teşekkürler panpa. Elimden geldiğince devam edeceğim.
      ···
  3. 80.
    +1
    Mükemmel bir yazarsın soluksuz okudum umarım kendini bu yönde geliştirirsin.
    ···
  4. 79.
    +1
    geç kaldım sanırsam bu sefer ama neyse hadi bakalım
    ···
    1. 1.
      0
      geldin ya geç kalsan da sorun değil kanka
      ···
  5. 78.
    +1
    EJDERHALARIN DÜNYASINDA

    Tun-Nak-"iki tane yumurta mı? Böylesini ilk kez görüyorum."

    Ejderha-"Biliyorum. Ben de daha önce hiç duymadım. Ama evlatlarım iyi olsun gerisi önemli değil." Yumurtalardan çatırdamalar gelmeye başlıyordu.

    Tun-Nak-"Çıkıyorlar." dedi ve iki yumurtadan da ejderhalar çıktı. Biri pembemsi renkte mordu. Diğeri ise siyaha yakın bir maviydi.

    Tun-Nak-"Çok farklı ve güzel gözüküyorlar. isimlerini ne koyacaksın?"

    Ejderha-"Aslında isimlerini rüyamda gördüm onu koyacağım. Mor olana Derya, mavi olana da Bir Bine ismini vereceğim."

    Tun-Nak-"Bir-Bine mi?"

    Ejderha-"Hayır, ayrı ayrı. Bir Bine." Mavi ejderha ismi duyunca annesinin yanına koşmaya çalıstı ama dengesini kaybetti. Yere düşecekken Ejderha kuyruğu ile yakaladı. Pembe ise etrafını tanımaya çalışıyordu.

    Ejderha-"Bir Bine çok yaramaz bir ejderha olacak."

    Tun-Nak-"isimleri garip olmaz mı sence?"

    Ejderha-"Bence sevdiler." dedi ve sohbetlerine devam ettiler.

    Kübra ise yaptığı birkaç değişikliğin dünyanın dengesini bozmayacağını bilerek izliyordu. Cennet ve cehennnem artık dost. Her ne kadar dost olsalar da hala kötülük yapan cehenneme, iyilik yapan da cennete gitmeye devam ediyor. Ve böylece bu seri de burada bitiyor.

    SON…
    ---

    OKUDUĞUNUZ iÇiN TEŞEKKÜRLER. YARINA BIRAKMAMAK ADINA BÜTÜN PARTLARI HIZLI HIZLI ATTIM. UMARIM HiKAYEYi BEĞENMiŞSiNiZDiR. SONA BAĞLAMADA PEK iYi DEĞiLiMDiR AMA BEN SONUNU BEĞENDiM YANi :P BiR SONRAKi HiKAYEDE GÖRÜŞMEK ÜZERE. KENDiNiZE ÇOK iYi BAKIN.
    ···
  6. 77.
    +1
    Sahi bunları kitaplaştirdın mı basildı mı reis
    ···
    1. 1.
      0
      yok bro ben kitaplaştırmadım bunları daha. öyle içimden geliyor sözlüğe yazıyorum. Arada wattpade de yazıyorum ama orayı bts ciler işgal ediyor diye orada paylaşmıyorum pek artık.
      ···
      1. 1.
        0
        Btscilerde var ya ne gibim buluyorlar kodumun korelilerinden anlamiyorum. Elektromuzik fiyakasi yok ki. The best Bangarang zaten aq
        ···
    2. 2.
      0
      Ne bileyim beğeniyorlar işte onlar da justin bieber hesabı unutulurlar ileride.
      ···
  7. 76.
    +1
    Ulan burada hikaye kopuyor millet yazılmıyor diye ağlıyor. Reis cat pat okuyorum bu arada yardir gelsin partlar
    ···
  8. 75.
    +1
    SELiM (YILLAR SONRA)

    Annem ve babam trafik kazasında öldüler. Bana öyle söylendi. Memur benimle özel olarak ilgilendi. Ben de yetimhaneye düştüm. Orada iyi kimselerle tanıştım. Arkadaşlarım iyiydi. Daha sonra beni bir aile evlat edindi. Aile çok zengindi. Beni yanlarına aldılar ve kılıca merakım olduğunu öğrendiklerinde beni eskrime yazdırdılar. 2008-2009 Eskrim 8-10 yaş arası dünya 32. si oldum. Bir gün birinci olacağım. Buna eminim. Çok çalışıp olacağım.
    ···
  9. 74.
    +1
    BiR BiNE (RÜYAMDAKi KIZ KiM?)

    Bir Bine(R)-"Leyla. Sen de bizim okula gelsene." Demir korkuluktan ayaklarımızı sarkıtıyorduk. Her zaman oradaki uçuruma giderdik. Ama korkuluk olduğu için güvenliydi.

    Leyla-"Babam buradaki okul kötü diyor. Şehirde okursam benim için daha iyi olurmuş."

    Bir Bine(R)-"Hepimiz oradayız işte. Emre, Mustafa, Merve. Sen de bizimle birlikte olmalısın. Hem sen sınıfta tüm mavi boncukları alırsın. Babana söyle bizim okula gel."

    Leyla-"Tamam. Soracağım." dedi ve gülümsedi. Ben de gülümsemesine karşılık verdim. Arkamızdan birkaç tane köpek sesi geldi. Arkamı döndüğümde köpek olmadığını anladım. Hemen ayağa kalktım. Bunlar kurttu. Birden fazlalar. Bir şeyler yapmalıyım. Aklıma gelen tek şey ayağımı yere sertçe vurup "çah" demek oldu. Kurtların hepsi bu hamleme kaçışmaya başladı. Kurtlar bu kadar korkak mıydı ki? Şansımıza korkak kurt sürüsüne denk geldik. Hemen Leyla'nın kalkmasına yardım edip eve koştuk. Kurtları korkutup kaçırdığımı anlattım ama bana inanmadılar. Çocuk diye gülüp geçtiler. Ama kurtlara karşı önlem de alacaklarını söylediler. Orman ile uçurum arasına çit çekildi. Böylelikle hem biz hayvanları rahatsız etmemiş olduk hem de hayvanlar bize bir daha saldırmaya çalışmayacak.
    ···
  10. 73.
    +1
    Bir Bine(V)-"Peki zamanı ne kadar geri alacaksın?"

    Kübra-"Bayağı geri alacağım. Biz doğmadan öncesine kadar. Bir Bine(R)'nin çocukluğuna kadar."

    Leyla-"Peki ya yeteneklerimiz?"

    Kübra-"içtiğiniz su normal olacak. Normal bir hayat süreceksiniz. "

    Bir Bine(V)-"Peki ya La-Ateh? Ölümsüz olduğu için ben doğmuştum. Ölümlü olduğunda ben doğmamış olacağım."

    Kübra-"Siz burada kalacaksınız. Dengenin bozulmaması için benim doğmamam gerekiyor. Şimdi gitme zamanı. Vedalaşmayı sevmem. Zaten buraya geri döneceksiniz."

    Derya ağlamaya başladı. Beyaz'a sarıldı ve bu vedalaşması anldıbına geliyordu. Ti-an(k) boynu eğik duruyordu.

    Bir Bine(E)-"Merak etme. Yine burada buluşacağız. Hayat dediğin nedir ki? Bende sadece 60 yıl." dedi ve gülümsedi.

    Hinn-"Artık izleyici olmuyorum demek. Bu görevimi özleyeceğim. Haylaus'u da." Ha bu arada hayvanlar kendini toparladı. Leyla sağolsun.

    Kübra elini kaldırdı. Tarih gözümüzün önünde geriye gidiyordu. Dünya tekrar kuruldu ve herkes zamanına kayboldu.
    ···
  11. 72.
    +1
    Lucius-"Sonunda tanrılar öldü. Boş boş oturan o mankafalar gitti. Hahahaha. Peki düğün ne zaman olacak?"

    Kübra-"Artık düğün falan olmayacak. Dünyayı yönetmeyle sorumlu kişi benim."

    Lucius-"Olmayan dünyayı nasıl yöneteceksin? Tekrar tıpatıp aynı dünyayı oluşturamazsın."

    Kübra-"istersem daha iyisini oluşturabilirim. Ama yapmayacağım." Birden yerden alevler yükseldi ve içinden biri çıktı. Bu Lucifer'di. Kübra gardını alır diye bekledim ama sadece göz ucuyla baktı. Lucifer ise:

    Lucifer-"Sizi tebrik etmeye geldim. Yeni tanrı sizsiniz. Umarım sizin yönetiminiz diğer tanrılardan daha iyi olur."

    Kübra-"Diğer tanrılardan farklı bir dünya yapmayı planlamıyorum. Sadece artık izleyici, özel güçler ve ejderhalar olmayacak. Ejderhalar için ayrı bir evren kuracağım."

    Lucifer-"Kulağa güzel geliyor."

    Bir Bine(E)-"Kübra. Lütfen. Tekrar Ta-ar'ımdan ayrılmak istemiyorum."

    Kübra-"Merak etme. Onu hatırlamayacaksın bile."

    Bir Bine(E)-"Neden evladımı unutmak zorundayım?"

    Kübra-"Bütün olağanüstü olayları kaldıracağım. Sana istisna yapamam."

    Bir Bine(E)-"O zaman bizi gönderme. Biz cennette kalalım."

    Kübra-"Olmaz. Hepiniz tekrar dünyaya döneceksiniz. Ve hayatınızı sıfırdan yavaş yavaş inşa edeceksiniz. Tıpkı diğer insanlar gibi."

    Bir Bine(E)-"istemiyorum."

    Kübra-"Seçme şansın yok."

    Lucifer-"Kaybolan ruhları geri getiremezsiniz. Peki bu konuda ne yapacaksınız?"

    Kübra-"Aslında bir yolu var. Zamanı geri alacağım. Böylece kaybolan ruhlar da geri gelmiş olacak."

    Bir Bine(V)-"Ama tanrılar da geri gelir.

    Kübra-"Onlar zamanın üstünde varlıklardı. Artık sonsuza kadar kayboldular. istesem bile onları geri getiremem."

    Lucifer-"Peki diğer tanrılar ile aramızdaki husumet ne olacak?"

    Kübra-"Diğer tanrılar ile kavgan diğer tanrılarla kaldı. Artık sürgünde değilsin. Ama dünyadaki canlılara karışman yasak. Tekrar bir Lucius vakası olmasına izin veremem."

    Lucius-"Benden vaka olarak bahsediyor :( "
    ···
  12. 71.
    +1
    Kübra-"Bunu son kez açıyorum. Artık bir kilidi olmayacak. Bana son kez bakın. Bu beni insan formumda göreceğiniz son kez olacak. V A H Ş E T... " Bütün vücudu çatlamaya başladı. Çatlaklar dökülmeye başladı ve içinden yeni biri çıkıyordu. Sanki kozasını kıran kelebek gibiydi. Bütün vücudu yavaş yavaş dökülüyordu ve içinden çıkan şey çok fazla parlıyordu. Sonunda tüm vücudu döküldü ve parlaması söndü. Saçları altın renginde sarıydı. (SSJ açtı beyler) iki gözü de derin bir renkte siyahtı. Evet, hayatımda böyle bir siyah görmedim. Renk olarak belirtmek istesem siyah olurdu herhalde. Genelde vahşetteyken tırnakları uzardı lakin bu sefer bayağı tırnakları düzdü. Dünyanın... Evrenin en güzel kızı oldu desem herhalde yalan söylemiş olmam. Ve bin Lucius ağzının suyu aka aka kardeşimi izliyor. huur çocuğu.

    Kübra-"Hmm. Ben kanat da bekliyordum. Ama bu da idare eder."

    T2-"Beni serbest bıraktığına piş... " derken Kübra çoktan yanına geldi ve elini omzuna koydu.

    Kübra-"Bende 3 tanrının gücü var sende ise tek bir tanrının gücü var. Sana beni yenme şansını tanımamın nedeni Bar'ı Haylaus kaçırıldığı sırada benim yanıma göndermen. Ama onun öleceğine bile bile dünyaya gönderdiğin için senin de beni yenemeyeceğini bile bile savaştıracağım. Şimdi, savaş benimle." Tanrı hamlesini yaptı. Elinde aniden bir mızrak oluşturdu ve yanına salladı. Kübra'nın boynunu kesti. Ne? Kesmedi mi? Kafam karıştı. Kübra o kadar hızlı hareket etti ki orada gölgesinin boynunu kesmiş. Onun boynu kesildi sandık. Ama tanrının mızrak tuttuğu el bir anda kayboldu. Kolunu koparmıştı. Tanrı acı ile diz çöktü.

    Kübra-"ilk hatan insanlardan sıkılıp onları değiştirmeyi istemenizdi." Tanrı tekrar saldırıya geçti. Yerden dikenler çıkarttı. Kübra'nın etrafını sardı ve sıkıştırdı. Kübra dikenler tarafından ezildi. Kafam gibildi. Ne ara Kübra ile tanrı yer değiştirdi? Dikenler altında ezilen kişi tanrı oldu.

    Kübra-"ikinci hatan seni baba gibi seven kızına sahip çıkmadın." La-Ateh'in yutkunduğunu duydum resmen. Kübra yanına yürüdü. Zaten tanrının kımıldayacak hali kalmamıştı.

    Kübra-"Ve üçüncü hatan. Sürgünde hayıra oy vermek yerine evete oy verdin." Dedi ve kellesini kopardı. Ve yine küçük bir inleme yaşadı. Artık tam olarak tek tanrı oydu. Ve tabi Lucifer ve Cerberus da var.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 70.
    +1
    T1-"S e n... " Bunu görünce diğer tanrılar geri çekilmeye çalıştı lakin işe yaramadı. Ayaklarından bir ağacın kökü tutuyor. Kök mü?

    T2-"Güçlerim... Kullanamıyorum." T1 öldü ve Kübra bir an diz çöktü. inliyor gibiydi. Zevkten.

    Kübra-"Gerçek tanrıyı öldürmenin verdiği güç... " Nefes nefese ayağa kalktı.

    T3-"Neden gücümü kullanamıyorum?"

    -"Benim yüzümden. Beni unutmuştunuz değil mi?"

    T2-"Fatih. Senin gücünü almalıydık."

    Fatih-"Alamazdınız. Gelecek çoktan belirlenmişti. Neyse ki siz Kübra'nın dedesini sürdünüz de o da Ti-an(B)'ı gelecek hakkında bilgilendirdi."

    T3-"Bu şekilde kaybedemeyiz. Biz de gerçekliği değiştiririz o zaman." Elini kaldırdı ama bir şey olmadı.

    Fatih-"Benim gerçekliğimden çıkmadan gerçekliği değiştiremezsin. Bu da sizin hatanız oldu. insanlığı yok etmemeliydiniz."

    T3-"SiZi SEFiL YARATIKLAR. SiZ SADECE OYUNCAKSINIZ. SiZ... " derken Kübra çoktan arkasından eliyle göğsünü deşmişti. Ağzından kanlar çıkarak:

    T3-"La net olsu n siz e... " Ve son nefesini verdi. Kübra yine garip bir şekilde inledi. Bu sefer kendini kaybetmeden son tanrıya doğru yürümeye başladı.

    T2-"Biz zaten dedeni sürgüne gönderdiğimiz gün kaybetmiştik. Ti-an(B)'nın Bar'ı yem olarak kullanacağını düşünmüştüm ama yine de onu sürgün ettim. Hatalarım beni buldu. Ölüme razıyım."

    Kübra-"Fatih. Şu gözünü kapat. Onunla adil bir şekilde dövüşmek istiyorum."

    Fatih-"Çıldırdın mı? Kaybedersen... "

    Kübra-"Dediğimi yap." dedi ve gözünü kapattı. Tanrı da serbest kaldı. Aklından ne geçiyor?
    ···
  14. 69.
    +1
    BiR BiNE(VAHŞET) (10 dakika önce)

    Savaş alanına vardığımda Ti-an(B) ortada yoktu. Hemen diğer iki ejderhanın yanına gittim.

    Bir Bine(V)-“Ti-an(B) nerede?”

    Ti-an(k)-“Araftalar. Kübra ile gitti.”

    Bir Bine(V)-“VE SiZ DE iZLEDiNiZ Mi!?”

    Lucius-“Sakin olur musun azıcık? Bak sarı gözlü arkadaşı ölmesine rağmen hala diğerlerine yardım için uğraşıyor. Hem Kübra artık benimle dövüştüğünden daha da güçlü. Muhtemelen benden bile güçlü olmuştur.” Leyla Hinn’i uyandırmaya çalışıyordu. Haklı. Beklemekten başka çare yok. Onlara anlatmam lazım.

    Bir Bine(V)-“Başından beridir Ti-an(B)…” derken Lucius ağzımı kapattı.

    Bir Bine(V)-“Nı yıpıyırsın?”

    Lucius-“Ev sahipleri geliyor. Bu bilgi şimdilik sende kalsın.”Tanrılar arkamızda belirmişti. Lucius beni itti. Tanrılar Lucius’un kollarından tuttu. Diğer tanrı da önüne geçti.

    T3-“Bu savaşa karışmamalıydın şeytanın oğlu.”

    Lucius-“Hadi ama. Daha bir kişiyi bile öldürmedim. Nasıl karışmış olabilirim? Adalet anlayışınız nerede?”

    T3-“Adalet şeytanı cehenneme geri göndermekte. Hatta… Cehenneme göndermeye gerek yok. Direk öldürmeliyiz.”

    Lucius-“Beni öldürürseniz Lucifer ve Cerberus’a savaş ilan etmiş olursunuz. Üstelik artık Cerberus’u sabitleyecek bir Haylaus da yok.”

    T3-"Cerberus sıkıntı değil. O gücünü Lucifer'e verip köpeği olmayı seçti."

    Lucius-"Yanlış biliyorsun. Cerberus gücünü kontrol edemediği için Lucifer'e verdi."

    Kübra-"Bu kadar boş muhabbet yeter." Tanrıların arkasındaki portalin içinden Kübra çıktı. Yanında çıkan kişiyi net göremedim.

    T2-"O portalden tek sen çıktığına göre Ti-an(B) öldü demektir."

    Kübra-"Evet. Öldü." Dedi ve bir anda kayboldu. T1\'in arkasında belirdi ve onun göğsünden deşti.
    ···
  15. 68.
    0
    Ti-an(B)-“Şimdi beni öldür. Bencilce bir istek olacak ama benim hatalarımı ört. Ölmek üzereyim Kübra. Beni şimdi öldür.”

    Kübra-“Bunu gücü hatalarını düzeltmek için almıyorum. Hataların hep seninle kalacak.”(Lan ne anlatıyor bu? Adam bilerek yapmamış işte, geleceği şekillendirmek için kötü adam rolü oynamış. Yoksa daha şimdiye insan falan kalmazdı amk.) Dedim ve üzerine yürüdüm. Vahşeti açmam gerek galiba.

    Kübra-“Vahşet.” Açınca resmen zihnimde patlamalar yaşandı desem yeridir. “öldür, parçala, yok et…” zihnimdeki sesler bunlardan ibaret.

    Ti-an(B)-“Benim verdiğim güç seni bir yere kadar tutar. Onları susturması gereken kişi sensin. Şimdi beni öldür.” Canıma minnet. Zaten vücudum bu şekilde tatmin oluyor. Gittim ve açtığım deliği gördüm. Kalbi biraz daha aşağıda. Zar zor atıyor. içi de vıcık vıcık. Iyy. Kalbine tüm gücümle bir yumruk attım. O yumruktan sonra içimde bir güç hissettim. Resmen gözlerim açıldı gibi. Haylaus’un anıları, Ti-an’nın anıları… Hepsini görebiliyorum.

    -“Artık gidelim mi? Öldürmemiz gereken tanrılar var.”

    Kübra-“Galiba gerçeği sen de biliyordun.”

    -“Başından beridir.” Bir portal açtım ve ikimiz de oradan geçtik.
    ···
  16. 67.
    0
    Onun karşısında bir hiçim. Karanlık enerjim kaybolduğunda bu kadar kötü duruma düşeceğimi düşünmemiştim. Gözlerimi kapattım ve odaklanmaya çalıştım. Ktum kullanabileyim en azından. içimde biraz da olsa karanlık enerji kalmış olsun. Karanlık enerji ararken çok az bir doğa enerjisi hissettim. Nasıl? Nasıl doğa enerjisi içimde olabilir? Tsi-ar. Bu Tsi-ar'ın bana küçüklüğümde verdiği enerji. Zamanında doğa enerjisini öğretmek için vermişti ama ben kendi kendime öğrenmek istediğim için reddetmiştim. O da enerjisini geri almamış. Ben de hiç kullanmamışım. Bunca yaptığım şey için içten içe pişmanlık duydum. Ama mecburdum. Ben bunları yaparsam gelecek ancak bu şekilde ilerleyecekti. Başka bir yolu var mıydı? Bilmiyorum. Riske atmadım. Önemli bir zamanda kullanacaktım. Ktum için kullanabilirim. Yaşayabilirim. Ya da...

    Ti-an(B)-“Kübra.” Ağlamaya başladım. “Lütfen… Kaderi sana bırakıyorum. Gerisini sen tamamla.” Son enerjimi de odakladım ve:

    Ti-an(B)-“Kon an tair oe nin ” dedim ve üzerine doğru üfledim. Savunmaya geçti. Saldırdığımı düşündü muhtemelen. Ama tek yaptığım onun zihnini susturmaktı. Vahşeti kapandı.

    Ti-an(B)-“Bir süreliğine zihnini susturdum. Öldürme hissin tekrar gelmeden önce tanrıları öldür. Geleceği tekrar kur. Ve benim gücümü al.”

    Kübra-“Ahh. Başım. Senin gücünü mü? Nasıl alacağım?”

    Ti-an(B)-“Babana yaptığın gibi. Beni tamamen öldür. Ve bu araftan çıkın.”

    Kübra-“Çıkın mı? Bizden başka biri mi var?”

    -“Benden söz ediyor.” Ti-an’nın arkasından çıktı. Ti-an onu da mı bu planına dahil etmiş?

    Kübra-“Sen…”
    ···
  17. 66.
    +1
    Artık doğadan veya karanlıktan güç alamıyorum. Bu bana bayağı büyük bir dezavantaj olacak. Artık tek yol Haylaus'un gücünü kullanmak. Pek alışık olmadığım bir güç. Tek kullanabileceğim tabiat var. Hayvanlar. Onun da tek kullanabileceği fiziksel güç var. O yüzden ona karşı dezavantajlıyım. Savunmaya odaklanıp saldırı için açık aramalıyım.

    Üzerime doğru atladı. Saldırısından kaçmaya çalıştım ama işe yaramadı. Vücudum çok büyük. Yumruğu ile geriye doğru uçtum. Biraz yuvarlanıp sonunda durdum. Kendimi hızlı toparlamam lazım. Tekrar geliyor. Kükredim. Haylaus'un kükremesiydi bu. Onu bir süre kadar geri itti. Ben de kendimi toparladım.

    Kübra-"Ucuz numaraları bırak. Benimle ciddi savaş." Tekrar üzerime koşmaya başladı. Sıradaki hamlem savunma. Gergedan. Yumruktan yiyeceğimde hızlı toparlanmalıyım. Kedi. Boyu küçük olduğu için onu daha net görmeliyim. Şahin. Hareket kabiliyetimi artırmalıyım. Yılan. Tamam. Bunları hayvanlardan ödünç aldım. Tekrar aynı şekilde atladı ve yumruğu vurmaya çalıştı. Yılandan kazandığım esnekliği kullanarak vuracağı yeri çektim. Yumruğu boşa gitti. Aşağıya düşüyor. Şimdi ise benim avantajım. Yine yılandan faydalanarak onu zehirleyip felç etmem lazım. Üzerine doğru giderken gülümsedi. Bunu bekliyor gibiydi.

    Kübra-"VAHŞET" Resmen arafın iklimi değişti. Zaten araf dengesiz bir de Kübra'nın vahşeti hiç yardımcı olmuyor. Gözlerinin yine mavi olmasını bekliyordum. Ama öyle değiller. La-Ateh'in vahşetine benziyor. Hatta dedesinin. Bu benim dikkatimi dağıttı ve bana bir yumruk attı. Yumruğu yemem ile gergedan zırhım kırıldı, hatta vücuduma bir delik açtı. Düştüm. Nefes bile alamıyorum artık.
    ···
  18. 65.
    +1
    Arafa 3. gelişim. ilki La-Ateh ile olan savaşta çağırıldım, ikincisi Haylaus'un gücünü aldığımda adapte olmak için buraya geldim ve bu da üçüncü. Kübra ile dövüşeceğim alan. Aslında bu iş dövüşmeden de bitebilir.

    Ti-an(B)-"Kübra. Seninle konuşmam lazım. Şu an savaşmamız anlamsız."

    Kübra-"Ne o? Korktun mu yoksa?" Ciddiyetimi anlamıyor mu?

    Ti-an(B)-"Sana her şeyi anlatacağım. Benimle beraber olman gerek. Tanrıların bir planı var."

    Kübra-"Tüm canlıları yok edip yeni canlı türü yapacaklar. Canları sıkıldı değil mi?" Şaşırdım.

    Ti-an(B)-"Tüm bunları nereden biliyorsun?"

    Kübra-"Yeni benliğimi kabul ettiğimden beridir. Artık konuşmayı bırakıp savaşsak mı?"

    Ti-an(B)-"Tüm bunları bilmene rağmen neden savaşıyoruz? Tanrıları durdurmak için beraber çalışmalıyız."

    Kübra-"Beraber mi? Hahahaha. Benim daha iyi bir fikrim var. ilk önce seni öldürüp sonra tanrıları öldüreceğim."

    Ti-an(B)-"Dedenin insanlardan aldığı nefret sende. O yüzden böyle düşünüyorsun." Gülümsedi. Gülümsemesi gerçekten çirkin bir görüntü oluşturuyordu. içinden geçen tek dürtü öldürme dürtüsüydü. Sanki beni öldürse rahatlayacak gibiydi. Onunla savaşmak zorundayım. Son şansımız o. Tek başıma tanrıları durdurmam. Ama onunla beraber durdurabilirim.
    ···
  19. 64.
    +1
    Ti-AN(B) (GEÇMiŞ)
    SELiM iLE KONUŞMADAN SONRA

    Sonunda son çocukla da konuştum. Hafızamı değiştirebilirim. ikisi ile de konuştum. Aslında bu enerjiye alıştım. Ama geleceği bilirsem her hareketimi ona göre yaparım. Hafızamı değiştirmeye başladım. Tanrı ile konuştuğum yerlerin hepsini değiştirip bir çocuk ile konuşuyormuşum gibi gösterdim, çocuk kaçırılmış ve kaleye o yüzden gidiyormuşum gibi gösterdim, başından beridir güç hırsım varmış gibi gösterdim ve bu şekilde hafızamı karanlık enerji ile blokeledim. Ne zaman ki karanlık enerji vücudumu terk ederse o zaman bunları hatırlıyacağım. Hedefim tanrıları öldürmek. Yeni bir dünya yaratıp herkesin orada eşit ve mutlu yaşamasını sağlamak. Bunu başarmalıyım.

    GÜNÜMÜZ

    Karanlık enerjinin vücudumu terk etmesinin bu kadar canımı yakacağını düşünmemiştim. Ama sonunda her yeri karanlık görmek yerine ışığı da görebiliyorum. Bu pek uzun sürmeyecek. Birazdan Kübra bana saldıracak. Kalkmamı bekliyor. Ve diğerleri de pozisyon alıyor. Geleceği bilmek işimi kolaylaştırsa da başka birinin ölmesi gerekmiyor. Sadece arafa gitmeliyiz. Kübra ile. Kötü rolu yapmaya devam etmeliyim. Ayağa kalktım ve:

    Ti-an(B)-"Karanlık enerji gitmiş olabilir ama hala Haylaus'un gücü bende. " Kübra düşündüğüm gibi üzerime atladı. Onu durdurdum. Gerçekten çok sert vuruyor.

    Kübra-"Artık küçük kavgaları bırakıp benimle savaş." Bu hali bana o tanrıyı hatırlatıyor.

    Ti-an(B)-"Bizi rahatsız etmeyecekleri bir yere gidelim o zaman." Ve arafa tanrısal gücüm ile bir portal açabildim. Geleceği bildiğim için açması zor olmadı.

    Ti-an(k)-"Kübra gitme. Bu bir tuzak." Cevap bile vermedi. Sadece portalden geçti. Ve ben de geçince portal kapandı. Artık gelecek belirsiz.
    ···
  20. 63.
    +1
    GÜNÜMÜZ

    BiR BiNE (iÇiMDEKi ÖLDÜRME HiSSi VAHŞET)

    Selim-"Başından beri Ti-an(B) ile aynı taraftasınız."

    Bir Bine(V)-"işte şimdi saçmaladın."

    Lucius-"Arkadaşın kayboluyor. Pek saçmalayabilece... "

    Bir Bine(V)-"BiLiYORUM!." Kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ama ne kadar denesem de vicdanım susmuyor. En sonunda:

    Bir Bine(V)-"Devam et." diyebildim.

    Selim-"Başından beri yaşadığımız her olay Ti-an(B) tarafından biliniyordu. Senin ve benim La-Ateh'e öleceğimiz, La-Ateh ile olan savaş, Haylaus'un ölmesi ve Ti-an(B)'nın yükselişi. Ve benim burada ölmem."

    Bir Bine(V)-"Yani geleceği görebilmesi onun dünyayı yok etmesini, Haylaus'u öldürmesini ve cenneti yok etmesini haklı mı çıkarıyor?"

    Selim-"Şu ana kadar yaptığı her şey bugüne gelmek içindi. Kendi hafızasını bile değiştirdi."

    Bir Bine(V)-"Tamam. Diyelim ki dediklerin doğru. O zaman düşman kim?"

    Selim-"Sana bir şey soracağım. Binlerce yıl önce dinazorlar yaşadı. Cennette hiç dinazor ruhu gördün mü?"

    Bir Bine(V)-"Hayır da konuyla ne alakası var?"

    Selim-"Asıl düşmanımız oradan savaşı izleyen tanrılar. Eğer Ti-an(B) La-Ateh ile olan savaşta hepinizi yenseydi veya size yenilseydi ne dünyada ne cennette canlı varlık kalmayacaktı. Yeni varlıklar yaratıp dünyaya koyacaklardı. Ama Ti-an'nın pes etmesi işi değiştirdi. Çünkü tanrılar oyunlarının sonunu görmek istiyorlardı. Bar'ı yem olarak kullandılar, şu anki canlıların yok olmasını istemeyen dört tanrı vardı. Haylaus, Cerberus, Lucifer ve deden."

    Bir Bine(V)-"Dedem mi?"

    Selim-"Evet. Ama deden La-Ateh tarafından öldürülmüş, Lucifer ve Cerberus'un oyu sayılmıyordu. Geriye bir tek Haylaus kalmıştı. Onun için Bar'ı kullandılar. Ve şimdi önlerinde engel yok"

    Bir Bine(V)-"Ama Haylaus'u öldüren Ti-an(B)'dı. O öldürmese demek ki dünya sağlam kalacaktı."

    Selim-"Olayı kavra. Zaten tanrılar Haylaus'un ölüm kararını verdi. Ne olursa olsun Haylaus ölecekti. Gücü boşa gitmesin diye Ti-an(B) onu öldürdü ve gücünü aldı. Tanrılara karşı çıkabilmesi için son şansı bu."

    Bir Bine(V)-"O zaman neden Bir Bine(R)'yi öldürdün?"

    Selim-"Kaderimden kaçamazdım. Kaderin bana biçtiği rol buydu. Eğer onu öldürmeseydim sen de beni öldürmeyecektin." Gülümsedi ve:

    Selim-"Ti-an(B) bu savaşta ölenleri ve dünyada öldürdüklerini tekrar dirilteceğini ve yeni bir dünya yaratacağını söylemişti. Umarım bu savaşı doğru kişi kazanır." Dedi ve bedeni kayboldu. Hiç istifimi bozmadan yerden kalktım.

    Lucius-"Şimdi nereye gidiyoruz?"

    Bir Bine(V)-"Ti-an(B)'nın yanına. Durdurmamız gereken bir savaş var."
    Tümünü Göster
    ···