/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 101.
    0
    Onun karşısında bir hiçim. Karanlık enerjim kaybolduğunda bu kadar kötü duruma düşeceğimi düşünmemiştim. Gözlerimi kapattım ve odaklanmaya çalıştım. Ktum kullanabileyim en azından. içimde biraz da olsa karanlık enerji kalmış olsun. Karanlık enerji ararken çok az bir doğa enerjisi hissettim. Nasıl? Nasıl doğa enerjisi içimde olabilir? Tsi-ar. Bu Tsi-ar'ın bana küçüklüğümde verdiği enerji. Zamanında doğa enerjisini öğretmek için vermişti ama ben kendi kendime öğrenmek istediğim için reddetmiştim. O da enerjisini geri almamış. Ben de hiç kullanmamışım. Bunca yaptığım şey için içten içe pişmanlık duydum. Ama mecburdum. Ben bunları yaparsam gelecek ancak bu şekilde ilerleyecekti. Başka bir yolu var mıydı? Bilmiyorum. Riske atmadım. Önemli bir zamanda kullanacaktım. Ktum için kullanabilirim. Yaşayabilirim. Ya da...

    Ti-an(B)-“Kübra.” Ağlamaya başladım. “Lütfen… Kaderi sana bırakıyorum. Gerisini sen tamamla.” Son enerjimi de odakladım ve:

    Ti-an(B)-“Kon an tair oe nin ” dedim ve üzerine doğru üfledim. Savunmaya geçti. Saldırdığımı düşündü muhtemelen. Ama tek yaptığım onun zihnini susturmaktı. Vahşeti kapandı.

    Ti-an(B)-“Bir süreliğine zihnini susturdum. Öldürme hissin tekrar gelmeden önce tanrıları öldür. Geleceği tekrar kur. Ve benim gücümü al.”

    Kübra-“Ahh. Başım. Senin gücünü mü? Nasıl alacağım?”

    Ti-an(B)-“Babana yaptığın gibi. Beni tamamen öldür. Ve bu araftan çıkın.”

    Kübra-“Çıkın mı? Bizden başka biri mi var?”

    -“Benden söz ediyor.” Ti-an’nın arkasından çıktı. Ti-an onu da mı bu planına dahil etmiş?

    Kübra-“Sen…”
    ···
  2. 102.
    0
    Selim-“N Nasıl?”

    Bir Bine(V)-“Cehenneme direk gidiş hakkı kazandım. Bu savaş bitince artık La-Ateh ile cehennemde birbirimizi yeriz.”

    Selim-“Zaten beni kendi gücünle yenemeyeceğini bilmeliydim.”

    Lucius-“Hadi ama! Bari yalancılığın ikinci ustasının önünde yapma. Sen onu kendi gücünle mi yeniyorsun yani?”

    Bir Bine(V)-“Ne demek istiyorsun? O da mı bir yerden güç alıyor.”

    Lucius-“Hem de sağlam bir kaynaktan. Değil mi Ti-an’ın izleyicisi?”

    Bir Bine(R)-“Ahh. Yine mi izleyici?”

    Lucius-“Haylaus’un enerjisi ile yapmıştır. Ne israf ama.”

    Bir Bine(V)-“Bu kolay bir savaş olmaktan çıktı.” Birden Selim yanımda belirdi.

    Selim-“Başından beri kolay değildi.” Dedi ve bu sefer belimden ikiye böldü. Ah. Yine mi. Düştüm. Ve sonra da geri birleşip kalktım.

    Lucius-“Tek taraflı bir dövüş izliyorum. Hem de dayak yiyen benim öğrencim.”

    Bir Bine(V)-“Ne yapabilirim? Adam şimşek gibi hızlı.”

    Lucius-“Bir zamanlar sen de öyleydin. Sen sadece vahşetten ibaret değilsin.”

    Bir Bine(V)-“Normal bir insanın o hıza ulaşmasına imkağağağ.” Derken yine kellemi kopardı. Toparlandım ve:

    Bir Bine(V)-“Lan bir şey konuşuyoruz.”

    Selim-“iyi o zaman ben de arkadakileri halledeyim.” Dedi ve oraya yöneldi. Kılıcı geçiremeden karşısında Lucius belirdi ve onu geri itti.

    Lucius-“ilk önce arkandaki savaşı bitir. Ondan sonra buraya gelirsin.”

    Selim-“Onu ne kadar öldürürsem öldüreyim canlanıyor. Nasıl yeneceğim ki?”

    Lucius-“Rakibini tartmıyor musun? Onu da kendin bul.” Dedi ve Bir Bine(R) ile Leyla’nın önünde beklemeye başladı.
    ···