-
1.
-1evet beyler reserve'lerinizi alınız, salona giriş için son şansınız patlamış mısırınızı ve kolanızı hazırlasanız iyi olur.
Onceki hikayem için (bkz: gecen yaz basima gelen olayi anlatiyorum toplanin)
ilk hikayemden farklı olarak bu hikayem türkiye'de bir kasım gecesinde geçiyor. Bilirsiniz onceki hikayem florida'da bir haziran akşamıydı. Her neyse başlıyorum.
edit: başlık düzeltmece threesome'ın*
-
2.
0sen bizle testismi geciyorsun lan
-
3.
-1aylardan kasım ve bir cuma akşamı evde arkadaşlarla pinekliyoruz yine efenim. dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur var ve ev öylesine sevecen geliyor ki anlatamam.
bilen bilir bende şizoid kişilik bozukluğu var. ben buna bozukluk değil de güzellik diyorum. ne diyorduk hah bende şizoid kişilik güzelliği var beyler. bundan ötürü ki insan ilişkileri bana çok gereksiz gelir. konuşmaktan da dinlemekten de zerre hoşlanmam. zorunda değilsem dışarı adımımı atmam. hayalimde evim kutuplarda kopmuş ve okyanusa açılmış bir buz parçasıdır veya etrafı lavlarla çevrili bir kara parçasıdır. kişiliğim böyle yani. -
4.
0insan ilişkileri gereksiz geldiği gibi ciks de gereksizdir benim gözümde. olsa olur eğleniriz tabii ki ama olmasa da gibimde olan bir şey değil bu benim.
-
5.
0neyse oturmuşuz evde dört arkadaş ve de eskiden tanıdığım bir arkadaş yani beş arkadaş hatta belki de kardeş muhabbet ediyoruz. sigaraların biri sönüyor diğeri yanıyor. o derece keyifli yani ortam.
-
6.
0muhabbet sürüp giderken ansızın huzur bozan bir telefonun feryadıyla sessizlik oluyor. arkadaş çok isteksiz bir şekilde telefona bakıp yüzünü buruşturuyor. bende şizoid kişilik güzelliği olduğu için böyle durumlarda umursamam lakin arkadaş açıveriyor telefonunu. çoktatsız bir konuşmaya şahit oluyoruz topluca. diğer yandan da arkadaşın verdiği cevaplara kıs kıs gülüyor omzuna yumruk atıyor türlü şempanzelikler ediyoruz.
-
7.
0içinde bulunduğumuz oda sigara odası veya karanlık oda şeklinde adlandırdığımız oda. sebebiyse apartman boşluğuna bakması idi. oda hiçbir yerden ışık almadığı gibi sürekli sigara içildiği için leş gibi kokuyor tabii. Yağmurun sesi apartman boşluğunda yankılanıyor ve tiz sesi bütün odayı garip bir uğultuyla dolduruyordu. Havalandırmanın bir anda devreye girmesiyle bir anda sesler birbirine karışıyor, sanki bir ses cümbüşünün, bir hengamenin içinde durdurulamayacak kadar büyük bir çığın önünde koşuyormuşuz hissi uyandırıyordu.
-
8.
0şizaoid ney lan
-
9.
0anlat bakalım.
- 10.
-
11.
0Birkaç dakikalık kısa bir konuşmanın ardından telefonlar elden düşüyor ve arkadaş gayet hüzünlü bir ses tonuyla alt dudağını ileriye atarak konuşmaya başlıyor: "Panpalar benim çıkmam lazım." ne oldu lan diyoruz gitme diyen bakışlarla ne güzel muhabbet ediyoruz.
-
12.
0@8,9,10 bu sırada diğer hikayeyi okuyabilirsiniz panpalar. yarısına gelirim herhalde siz onu bitirinceye kadar.
-
13.
0reserveddd
-
14.
0reserved
-
15.
0gitmem lazım diyor liseden iki arkadaş var onlar çağırıyor taksime. gece dışarı çıkmak istemişler lakin kız başlarına çıkmak da istememişler. yani bir nevi eşlik edeceğim ve hatırları var bende. diyecek bir şey bırakmıyor bizlere tabii. sözcükler boğazımızda düğümlenirken hüzün içinde birer sigara daha yakıyoruz. Ha bu arada diye söze giriyor yine bizim oyunbozan kalleş köpek -çok ağır oldu lan sanırım.- iki kişi gelsin dediler diyor ortalık daha şen olur. biz birbirimize bakıyoruz. düşündüklerimiz belli aslında. şu ortamı hiçbir hatun ortdıbına değişmeyiz diyoruz. Sessizliğin üstüne söze giriyor yine: "aa showyourboobs sen gelsene, shotların benden hadi."
-
16.
0ben kararsız bakışlar atıyorum etrafa. ama farkındayım insanlar küfür ve şiddet içerikli oklarını bana çevirmiş durumda. ama evden biri illa ki gidecekse neden ben olmayayım diye de düşünmüyor değilim. Karakter oluşturma penceresinde bütün puanlarını ikna kabiliyetine basmışçasına yine söze giriyor bizim eleman: "bak hem tanışmıştınız siz Buket'le daha sıcak bir ortam olur, hııı?" Ikna olduğumu soylememle birlikte evden dort hayırla gonderiliyorum. kısa bir hazırlanma sürecinden sonra evden çıkmaya hazırız. evden çıkarken evde kalan arkadaşlardan birinin elini tutuyorum kapıda, sanki son kez goruyormus gibi. Gozumden bir damla yaş düşerken diğer arkadaş da öbür kolumdan çekiyor beni. evden yavaş yavaş kopuyorum ve bir anda tüm bağım kesiliyor. Kapı hiddetli bir şekilde çarpıyor evden gelen tiz çığlıklar beni kendime getiriyor. evden çıktığımın bilincine vardığım vakit her şey için çok geç. acımasız dünya'ya hoş geldin dermiş gibi çalan kornalar, bağrışan insanlar.. tiksinti uyandırıyor bende. fakat elden gelen bir şey yok.
-
17.
0Üsküdar'dan taksim'e giden en kolay yolu tercih ediyoruz. hop kabataş oradan yine hop ver elini taksim. Taksim füniküleri her zaman bende bir korku uyandırmıştır. o dar vagonlara tıkış tıkış sığan yüzlerce insan, oysa hepsi eğlenmeye gidiyor. eğlenmeye giderken kullandığın yol da eğlenceli olmalı değil mi? Bir amaca ulaşırken hangi yoldan gittiğin de mühim değil midir? Hatta amaçtan da önemlisi hangi patikayı seçtiğindir. Oysa ben alenen ıztırap çekiyorum bu patikada.
-
18.
0Taksime çıkıyoruz sonunda. sessiz geçen bir yol daha. ama biliyor insanlar benim kişiliğimi ben konuşmam, düşünürüm, düşünürüm. yadırganma durumu yok yani. taksim metrosunun merdivenlerini aşındırırken karşıma saniyeler sonra çıkacak kalabalığı düşünüyorum. Ne kadar can sıkıcı aslında. Kalabalığa karıştığımız vakit arkadaş cebinden telefonu çıkarıyor ve arıyor arkadaşlarını. küçük çaplı bir atışmadan sonra taksidelermiş geliyorlar diyor dönüp bana. bir şeyler yesek iyi olur açım ben diyorum. oturuyoruz bir yere.
-
19.
0Bilmiyorum sizin de böyle düşünceleriniz var mıydı ama beni cezbeden iki şey vardı küçükken. çok hoşuma giderdi daha doğrusu bunlar. Birisi duvarlara atılan yağlı boya. elini koyduğunda kayar ya hani elinin altında çok hoşuma giderdi. Bir de taksiye binmek. annemin de babamın da arabası vardı gerçi ama ne bileyim, taksiye binip yön tarif etmek, hiç tanımadığım bir adamın bana yardım edip evime bırakması çok ilginç gelirdi. haberdar değildim elbet inerken verilen o paralardan. ilk ben indiğimden olsa gerek.
-
20.
0Rezerve