-
1.
+1 -1@1 tomas edison diye okunuyor ama yine de açtığın başlık epistemolojik açıdan postmodern eleştirinin temel handikaplarından biri bu ve ülkemizde benim kişisel olarak 90'larda yakaladığım siyasi islamcılar da bu hatayı kendi tahayyül evrenlerinin doğası gereği çok sık yapıyor... şöyle ki, modernitenin evrenselci, yerelin olasılıklarına karşı kör ve sağır o tepeden inmeci tahakkümcü pratiğini bir sivil iktidar eleştirisi örerek, ve ne yazık ki bu itirazın tüm sivil eleştirisinin meşruluğunu da sonuna kadar siyasileştirerek kullanıyorlar... oysa aynı iktidar olgusu bireyin kendi içindeki melekle şeytanı arasındaki mücadeleden başlayıp yatak odasında, yemek sofrasında, evin salonunda, sonra apartmanda, mahallede, cemaatte, cemiyette, camiada, kısacası yerelde de kendi iktidar ilişkisini üretiyor ve bunun tu kaka bir iktidar olarak yaftalanması için ille de bach ve mozart sosuyla gelmesine hiç gerek yok... aynı şey mehter marşı ve salavat ile de bir tahakküm olarak yağmur gibi yağıyor. ama insan aklı şablonlara ve şemalara ve görselliğe ve çağrışıma ileri derecede bağımlı ve bundan 1, 10, 50, 80 ya da 100 yıl önce gündemimize girmiş bir tahakküm ile bundan 1000 sene ya da 10 bin sene evvel gündemimize girmiş bir tahakküm arasındaki fark ncedir, şayet aradan özümüz, yerelimiz, milli manevi değerimiz gibi üst yapısal kavramları çıkarırsak? çünkü doğamız da değişken. doğamızın evrenselliğini sorgulayacaksak iktidar dediğimiz olgunun yerelde de evrenselde olduğu kadar ezici ve hatta çoğu kez yerelde icra edilir bir menem olduğunu unutmasak herkes için çok iyi olacak... bir de modernitede vücut bulan tasarımcı, tanımlayıcı, şabloncu kafayı yeriyoruz. evet, hayatın ve dünyanın olasılıklarına kör ve sağır şablonlar istemiyoruz. ancak neyin dayatmacı tasarım, neyin kendini ve dünyayı değiştirme çabası olduğunun sınırları o kadar belirsiz ki... tasarımcı, dayatmacı, şabloncu olmayalım derken kendi umutsuzluğunun kişide bir tür kaderci kabulleniş ve teslimiyete evrilip kendiyle ve dünyayla hiçbir mücadelesi kalmamış bir noktaya çekilmesini görmek ne en azından çok üzücü. bir teslimiyet uğruna ya rab, ne güneşler batıyor. kavramları hayatın ve dünyanın yerçekime maruz kalıyor, ama aynı anda buharlaşıyorlar da. bence çıkış noktamız kendine ve dünyasına müdahil insanda. bunun için de eleştiriyi ve özeleştiriyi yüceltmemizde fayda var.Tümünü Göster
-
2.
+1tosun paşa
-
3.
-1tamıs edison
-
4.
+1ali lukunku
-
5.
0mişel gibibbe
-
6.
0kahtalı mıçı
-
7.
0Torbajııı
-
8.
0Junichi Inamoto
-
9.
0thomas münster
-
10.
0tamsın
-
11.
0tosla edioğlu
-
12.
0tasma edizhun
-
13.
0tomati sedison
-
14.
0tasma edizhun
-
15.
0ınamoto
-
özgür özelden tutuklamalara sert tepki
-
eski yazarların hala burada olduğunu görünce
-
fazla kimyasal kullanmaktan dolayı
-
fuhuşa çıkmadan önce kazara hamiloş
-
bu kızların anne babaları boşuna öfkeleniyor
-
ferre izlerken gulmek
-
1 şubat kayra ve memati affı
-
incide takıldığınızı belli etmemek için
-
allahı kitabı olmayan insanlar topluluğu
-
senin yerine ben sipariş verip yicem şimdi
-
en kaliteli gözlüğün ömrü altı ay amk
-
agalar kurtlar vadisi izlerken öğrendim
-
hayatın tek düzeliği artık beni sıkmıştı
-
bi şey sorcam bu kadın neden kocasının
-
kimsenin kimseye sallamadığı sözlük
-
yaşlı adam şunu söylemişti bu hayatta
-
futbolun ortaya çıkışı bahise zemin oluşması
-
toplu halde başlıklarımı taşıyan
-
yannanı yemiş durumda bulunmaktayız
-
cümle kuramayacak hale gelmek
-
hiçbir çaba göstermememe rağmen
-
lan şimdi diyelim bizim evlenmeden önce
-
konstant koooooooooş
- / 1