they call me alpha

Çarpıtın anam çarpıtın. Bu çarpıtmalarınız sizi daha da gömüyor o tak kokulu bataklığa. Şimdi Tanrı dilerse şu çarpıtmaktan bıkmadığınız altın vuruş konusunu hakkıyla açıklayacağım. Diyelim ki başlığı dümdüz okudunuz, neyin taşak neyin ciddi, nerenin sanatsal nerenin normal bir şekilde anlatıldığını ayırt etmediniz. zütünüzle okudunuz yani asdbsvsfs. O zaman altın vuruş gerçek dışı bir şekilde tcmanın sana vereceği birkaç dakikalık telkinle ve sonrasında uyuyup uyanınca yepyeni bir hayata başlayacağın bir olgu ya da benzeri şekilde anlaşılmış olabilir ki bakıyoruz evet öyle anlaşılmış. Harry Potter mı olm bu adam böyle bir gücü olsun? Nitekim olmadığını da söylüyor göze sokarcasına. Ben Harry Potter değilim diyor lan dümdüz bir şekilde. Hayır bir de tcma size toplumun masallarından arınmanızı öğütleyen bir adam, bahsettiği olguları anlamayıp -anlamadığınızın bile farkında olamayıp- akabinde kendi masallarınızı -ki masallarınızın çıkış noktası açlıktan doğan temennileriniz oluyor, hiç emek vermeden hayatınız sihirli bir şekilde iyiye gitsin istiyorsunuz, hiç düşünmüyorsunuz is it even possible diye- okuyorsunuz. E haliyle işe yaramıyor ve siz sanki bunu kendiniz uydurmamış gibi başlığa, tcmaya tak atıyorsunuz. Yüzünüze vurunca da rererö.

Şimdi gelin hep beraber biraz başlık analizi yapalım. Başlığı okurken farkedilmesi gereken bir olay var ki tcma başlarda nispeten sabırlı davranıyordu. Öyle milletin açlığını körükleyici şekilde taşak da geçmiyordu henüz. isteyen açıp tekrar bakabilir. Altın vuruşun tek bir şey değil yüklenenlerle bir takım olduğundan bahseder mesela. "E zamki o kadar da açık değil xd" diyenler varsa, başlığın sanatsal bir dille yazıldığını, metaforlara ve tiyatral anlatıma başvurulduğunu tekrar belirtmek istiyorum. ilaveten bunu yazarken adam 16 yaşındaydı ve daha önce sistematik bir şekilde dile getirilmemiş hakikatleri bizim anlayabileceğimiz şekilde aktarmaya uğraşıyordu. O kadar muğlaklık olsun yani dıbına koyayım. Fakat kesinlikle çarpıtıldığı gibi olmadığını da çoktan anlamışsınızdır. Şimdi tcma böyle açıklamasına rağmen kitle kafalı aptallar yine kendi masallarını okumaya devam etti. Napacaktı hacı gibi aynı şeyi 50 kere tekrar mı edecekti anlamanız için? Nitekim etmedi de. Önce uyardı sonra anlamayanlarla itinayla taşak geçti. Hatırladığım bir konuşma var pdfte, malın biri "seni bulup o vaadettiğin altın vuruşu bizzat alacağım" yazıyor. Tcma da "bu binin azmini takdir ettim eğer gerçekten beni bulursa onunla 5dk konuşacağım sonra uyuyup uyanacak ve yeni bir hayat" diyor. Olm tcmanın taşak geçtiği çok belli değil mi ya adamın açlığıyla ve kitlenin anladığı altın vuruş olgusuyla? Başka taşak muhabbetleri de var bu şekilde. Misal "kadınların zaaflarını bilmek ve işlerini bitirebilmek sizi assassin yapıyor" demişti kancıktaydı sanırım. E taşak muhabbet işte. Uu hasan sabbah okumuş burada köle topluyor uu diyordunuz amk malları. Defalarca da dedi eğlenceme bakacağım diye ısrarla anlamadınız. zütünden anlayıp çarpıtanlara verdiği cevapları inceleyebilirsiniz. Eğlenirken bize de öğretti işte. Ki başlıktaki testlerden biri de tcmanın ne zaman ciddi ne zaman taşak geçiyor olduğunu ayırt edebilmek üzerinedir.

Altın vuruştan devam edeyim. Alfa vuruş noktasından bahsedilir. Bu da altın vuruşla karışmış falan fıstık bu konuya hiç girmiyorum hacı çok güzel açıklamış çünkü. Gece eşikleri aşmış olarak uyanmanın somutlaştırma olduğuna dikkat çekmiş mesela. Son attığı yazıda alfa vuruş noktası diye aratıp ilgili pasajı okuyun pls.

Şimdi sizin masallarınızdan çıkıp gerçeklere bakalım. Tcmanın bahsettiği altın vuruş, aktif ve pasif kısımları ile asil bir değişim yolundaki gelişim sıçramasını ifade eder. Fakat altın vuruşun herkes için verilen bir vaat olduğunu nerden çıkardınız? Başlıkta 900 kere uyarmış adam zayıflar gibtir olsun gitsin diye? Ters pgiboloji uyguladığını falan mı zannettiniz asbdbsvsg. Tamam hacı detaylandırmadan önce öyle olduğunu zannedebilirsiniz de şu an öyle olmadığı açık seçik belli. Herşey herkes için değildir. Asil ve kompleks bir değişimi geçtim sıradan bir flört etme becerisi kazanmak bile acı ve yüzleşme gerektirir. Emek gerektirir. züt gerektirir djfndjshsk. Tcma neden zeki güvenilir sadık güçlü çalışkan omegalar istiyordu? O ego kastığını, işi yokuşa sürmeye çalıştığını düşündüğünüz adamın yazılarını bir de bu perspektiften okuyun. Halbuki adam sadece hakikati dile getiriyor ve uyarıyormuş olm biz anlayabilecek seviyede değilmişiz. Altın vuruşu gerçekten de sadece hakedenler kazanabiliyormuş. Hee kanki evet tcma nitelikli köle istiyordu o yüzden öyle yazdı evet evet köle topladı. Atılan onca adama dön de bir bak bakalım köle mi toplamış yoksa itinayla yoldaş mı seçmiş.

"Güven, sadakat, zeka, fedakarlık istiyorum ; bunu da bana vermediğiniz sürece, altın vuruşu hakedenlerden olamayacaksınız... "

Ne olursan ol yine gel yaklaşımı falan beklemeyin yani. Başlık mümkünatlardan bahseder ve bunları sadece hakedenlerin -gereken emeği verip engelleri aşanların- kazanabileceğini belirtir. Bir çok toplum dayatması tabuyu da yıkar, doğrusunu öğretir. Bunları sen üzerine düşeni yapabil diye yapar, önünü açar. Gerisi senin kişisel mücadelendir. Bu mücadelede tcma sana ancak destek olabilir. E bu destek de altın vuruşun aktif ve pasif kısımlarını kapsıyor işte. Bu kısımları hacı detaylandırdı fakat tekrar üzerinden geçeyim. Aktif kısımlar söylevleri ve görevleri içeriyor. Onun usta senin öğrenci olduğun terapötik bir setup var ayrıca. Başlık başlı başına söylev niteliğinde zaten. Bir sürü de fonksiyonu var okuyan herkes bilmese bile seziyordur artık. Görevler bootcamp tarzı soğuk yaklaşım yardırıyorsunuz. Adam o görevleri bile dümdüz vermemiş yapılandırmış farklı farkındalıklar kazanabilelim diye. Reddediliş görevinin bir amacı da sana soğuk yaklaşımın sınırlılığını farkettirmek olabilir mesela. Bu aktif kısımlar sende sıçramaya sebep oluyor. Bunları ama az ama çok tecrübe etmişsinizdir. Azlığı çokluğu da bu altın vuruşu hakedişine göre oluyor işte dıbına koyıyım. Ne kadar ekmek o kadar köfte hesabı. Başlık betası başını aldı mesela gelip burada bizim de başını almış olmamız temennisiyle saydırıyor.

Altın vuruş olayı her amaca uyarlanabilen birşey. Mesela amaç karı kızsa sadece, kaliteli pua kaynaklarını özümseyip 3-4 günlük bir bootcample hayatını değiştirebilirsin. Yine tabiki potansiyelince. Sonra rsd ruined my life diye zırlayanlardan olmayın diye o nüansı iyi anlamanız gerek. Beklentilerinizi de soğuk yaklaşımın elverdiği sınırlar içerisinde tutmanız gerek which is %5 at best -hiç sosyal içgüdün olmadığını ya da kullanmadığını varsayarsak- civarı diye biliyorum hatta o kadar da yoktur. Ha hayır zamki tcma soğuk yaklaşım yaptırdı diye başlığın amacı karı kız olmuyor aş diye verildi onlar bunu farkettiğin halde açlıklarınla vızzıklayacaksın biliyorum vızzıkla dıbına koyayım o pisliği bir şekilde kusman gerek ne de olsa.

Altın vuruşun pasif kısımlarını da mükemmel sürü sağlıyor. Ortam çok şeyi dikte eder. Bu pasif etkiler pek sözle bildirilebilen şeyler değil nasıl ki beta sürüsüyle takıla takıla düşüyorsan mükemmel sürüde de bunun tam tersi oluyordur. Törpülenmenin karşıtı olabilecek bir söz varsa uyar sanırım. Başlık ve mükemmel sürü birbirini tamamlayan parçalar diyordu hacı işte bu açıdan da tamamlıyorlar. Biri kişisel mücadeleye imkan tanırken diğeri organizasyonel eğitimin kapısını aralıyor bizim için. Burdan mükemmel sürünün işlevi yalnızca altın vuruşun pasif kısımlarını sağlamaktır -bakarsan aktifi de sağlıyor nitekim Tcma var sürüde, kontratlar falan var- diye bir anlam çıkmasın bir işlevini söyledim hepsini detaylandırırsam çok uzayacak muhabbet o yüzden naş hacıya.

@cenabetbedevi

ağızdan sıçmak deyimi buradan geliyor. yani bağlam kapsamında düşünemiyor. bunun getirisinde incin bulduğu pürüzleri de nasihat diye yutturuyor. genel tebliğ mahiyetinde cevap verelim o vakit. geçenlerde gibik beta xxx size ii koymuski uzunuzun yazılar yazıonuz amq cocukları minvalinde vızzıklıyordu. hayır, öyle değildir. ben senin için mi yazıyorum tomar tomar onca yazıyı gibik? hacı'nın yazmasındaki tek motivasyon senin vızzıklamalarının önüne geçmek mi sence? olum uyandırayım hiçbiriniz beş kuruş etmiyorsunuz. sizle ne din, ne siyaset hatta futbol bile konuşulmaz dıbınakoyayım. iki dakikada imalarınız, iğneleriniz ile sıkarsınız adamı. ağır beta hissiyatlı travmaların getirisinde ki hastalıklar kişiye göre tolere edilebilir. sizin ki değil. sizler azıtmış bir haldesinizdir.

Harbiden bakın, konusu dünyevi zevkler olan başlığın yazarının nick6tısında neden din veya başka hakikatler konuşulur ki?

konusu dünyevi mümkünatlar. haklısın. fakat süreçleri ve kişiyi göze aldığında çıkan senaryonun dine çıkıyor olması seni ve iblis kankini kudurtmadığını biz bilmiyor muyuz qwyhduıjok. yani bin kere başlıktan herkes istediğini alır çünkü sanatsal bir eserdir. hem karı kız başlığı hem de hakikat çağrışıdır. bir hakikat diğer hakikati kapsar. senin dilinde dünyevi olarak bir şeylerin kurtuluşunda/gelişiminde olan bu adam bütün hakikatleri kapsayan din hakikatini kapsamıyor mu olacak? bu adam bunu göremiyor mu olacak? mücadele etmeyi ne sanıyorsun sen? iki kafasız amı düşürmek, iki çakalın kuyruklarına basmak falan mı sanıyorsun? eğer bu kadar kapasite ve algı seviyesinde isen bunu yazmanı mazur görebilirim. ama çürümüş bir halde iken azmanı göremem. nitekim sen hacıyı ve tcmayı sözde tanıyan birisisin. hatta öyle bir tanıyorsun ki onla ilgili kendi kafanca kurduğun realitesiz ütopyanda belli kalıp yargılar oluşturuyorsun. bu yargıların yanlışlığını veyahut doğruluğunu düşünmeden insanlara özgürlük dayatıyorsun. gibtir yani. ergenlikten kurtul öyle gel.

Bende biliyorum bunların hakikatler olduğunu fakat başlıkla alakası yok, haci tyler din hakkında yazdı diye bizim de yazmamızın bi anlamı yok sadece bu öğretiye dair yazarsak yeterli olur , daha başlığı tam anlamamış insanlar kuranı mı anlayacak? Güldürmeyin vallahi asdasdasd

başlık ön hazırlıktır, turnusol kağıdıdır eğer insanlar bu ve benzeri kriterlerde sıçarsa zaten kuran'a geçmesin. ısrarla tekrar edilen bu. bunları bildiğini fakat yazmamamız gerektiğini söylememişsin. çünkü insanlar anlamazmış. hayır, öyle değildir. doğru söz söyleyen yanlış kişileri ürünlerinden tanırız. senin ürün kesat kanka qwjdklq.

''öneri olarak başka bir başlıkta öğretinin kur'anla alakalı kısımları değerlendirilip analiz edilirse güzel olur fakat burada ayet ve din hakkında yazılmaya devam edilirse gelenekçiler veya betalar tarafından kafirler mq ya iftiralarına da maruz kalacaksınız çünkü bçsy ile dinin bir alakası yok , hatalı olduğum yerleri giblemez haklı olduğum yerlerde ki nasihatleri tutarsanız sevinirim.

betalar tarafından vızzıklamayı uğramak sence gibimizde mi? doğasını yaşıyorlar. doğal seçilimin görevini yerine getiriyor.

Bunu çok sık yapmam adlı başlıkta tcma ne zaman ayet veya din hakkında bir şeyler yazdı? Tamam aklı geliştiren şeyler fakat kendin hastalıklarla boğuşurken ,ayet atıp ibret aldım mq ya tarzı yorumlar harbi itici oluyor abi ya ahahah, şimdi bi kaç fedai eksiler ve benim kötü niyetli veya "aa bak1n ittifak olmamızı çekemeyen bi beta" tarzı komik yorumlarda bulunur ama bunu söyledikten sonra pek yorum yapacağını düşünmüyorum asdasdasdas''

açıklamıştım. hacı açıklamıştı. tekrardan değiniyorum. hani 1000 metre koşuyu belli bir rekorda koşmak için belli bir km hızın üstünde gitmeniz gerekmektedir. o km hızda istikrarlı bir kondisyon sergilemek için ise ayrıyeten bir efor sergilemek ve bunun üzerine yoğunlaşmak gerekir. başlık bu yoğunlaşmadır. eğer bu yoğunlaşmayı başarırsan zaten kuranı anlarsın. gibik kafasız seni 16 yaşında başlığı yazan bir liseli, daha arayışının ne olduğunu dahi bilmeyen bir liseli ne diye başlığını gündelik yazılar halinde yazarken kuran'dan, ayetlerden bahsedicek. bunu senin kafan basmıyorsa, bağlamda düşünemiyorsan burada özgürlük dayatmayacaksın. betasın. çünkü düşünsel fonksiyonların bu yazdıklarınla beraber yannanı yemiş olduğunun ispatıdır. üstüne birde ben gül diktim. bu yazdıklarımı okuyup irdeleyebilecek olan akıl, akıl kırıntısı sahipleri insanlarda artık bi su dökerler toprağına. haydin selametle.

Bir önceki gün: akşam saatleri iş çıkışında Kadıköy'e doğru yola koyuldum , görevi yapacaktım. Fakat 1 saat boyunca avel avel dolandım ve bir dişiyle bile konuşamadım. Dönüşte enerjim çok düşüktü , kötü hissediyordum. Süs köpeği gibi dolanıp bir açılış yapacak cesareti gösterememiştim , bilmiyorum mekan yabancı gelmişti ve hazır hissetmedim. Eve döndüğümde günlüğüme içimi dökerek rahatladım ve ertesi gün bu sayfalara iyi şeyler yazacağıma söz verdim
.
Ertesi gün: Beşiktaş Meydan'a gitmeye karar verdim , öğle namazını müteakkip otobüse binip barbaros meydanında indim. ilk açılışı geciktirmeden yapmam gerektiğini biliyordum. Bir an durdum ve denize baktım derin derin nefis aldım. Buraya bir görev için gelmiştim ve yapacaktım. Ölü adam olmak istemiyordum. Dünyanın bir oyun parkı olduğunu ve bir gün öleceğimi kendime telkin ettim , bütün kasıntılar boşaydı. Barbaros Hayrettin Paşa Türbesinin orada ölü yatanlara doğru baktım ve ölüp gideceksin kaybedeceğin hiçbir şey yok dedim. Ve özgüvenle yürüyüp ilk gözüme kestirdiğime açılışı yaptım.

kız grubu 2 kişiler. ( mağazaya girdiklerinde yanımdan geçtiler ve biri diğerine büşra dediğini duydum)
B:30 sn niz var değil mi? Alımlı bulduğum kızlarla 5 dk konuşmam gerekiyor. Bu benim görevim.
K1:Ne hakkında konuşacağız peki .s.s
B: Senin ismini tahmin edebilirim mesela, ne dersin sence bilebilir miyim?
K: K1 kafa salladı, K2 de kafa salladı.
B: Düşünüyor taklidi yapıp " B ile mi başlıyor" ( Kızlar şaşırdı)
B: Biraz daha düşünüp, kızları inceleyip. Senin ismin Büşra.
K1: Nasıl ya sen kahin felan mısın?
B: Beni tanımıyorsun ismini biliyor olmam mümkün değil.
K2: Kolyende felan mı yazıyor .s.s
B: Okuyor musun?
K1:Evet muhasebe
B:Neden muhasebe?
K1:Okulumda 2 seçenek vardı biri muhasebe bir maliye
B:Matematikle aran iyidir o zaman 11x12 kaç?
K1: Şey çok iyi değil (sırıtarak), hesap makinesi kullanıyorum.
K1: Arkadaşımın ismini de tahmin etsene
( arkadaşı ona göre çirkindi ve çok ihmal ettim )
B:Onu bilmiyorum, vahiy gelmedi ( gülüşme )
B: Sevdiğin şeylerden bahsetsene biraz, muhasebeyi sevmiyorsun belli.
K1: Gezmeyi dolaşmayı severim böyle.
B: Böyle para biriktirip ileride gezme hayalin vardır o zaman. ( bir arkadaşımın hikayesini anlattım doğal olarak sıkılmaya başladılar)
B: Bana ne diyorsun şu an ( gülüşmeler)
K1: Şey bizim acelemiz var da
B: Tamam hayatındaki bir problemi söyle o zaman bana
K1: Erkek arkadaşımın beni çok kıskanması
B: Bu sanki biraz da hoşuna gidiyor gibi ( gülüşmeler )
B: Her şeyin dengelisi güzel oluyor sanırım, neyse 5 dk yı çoktan geçtik gidiyorum görüşürüz ( el salladım)
ilk açılmayı atlatmıştım, çok iyi değildi fakat iyi yolda olduğumu kendime telkin ettim. Sadece heyecanım vardı , fakat bundan sonra gittikçe azaldığını hissettim.
Kolkola gezen kız tayfasından sıkılmıştım, bunlar da kolkolaydı. Yanlarından geçerken:
B: Neden kızlar kolkola geziyor?
K1: Neden gezmeyelim ki?
B: Bilmem kendinize güveniniz yok heralde. Erkekler böyle bir şey yapmıyor mesela.
K1: Biz öyle istiyoruz.
B: Aslında benim 5 dk konuşmam gerekiyor sizle, bir görevim var.
K1: Yok teşekkür ederiz.
B: Eve gittiğinizde annenize " çok tatlı bir çocuk geldi ama konuşmadık " diyeceksiniz
dedim ve arkamı dönüp gittim.
Kıkırdaşmalarını ve birinin sapık ya dediğini duydum.

Daha net açılışlar yapmam gerekiyordu ve konuya bağlayabilmem de gerekiyordu. Bu seferki kız çok güzeldi , uzaktan bakıldığında bile saf güzelliği belli oluyordu. Meydanın ortasında tek duruyordu ve telefonuyla uğraşıyordu , kulaklıkları takılıydı. Yanına gittim ve elimle kulaklığı çıkarmasını söyledim.

K: Efendim?
B: Seninle 5 dakika konuşacağız. ( Ses tonum tok ve netti)
K: Tamam konuşalım.
B: Bu aslında pratik yapmam gereken bir görev , biraz konuşacağız ve sonra sen yoluma ben yoluma.
K: Biraz önce bir çocuk daha gelmişti , felsefe deneyi yapıyormuş.
B: Yok bu farklı , o tür bir şey değil.
K: Peki ne hakkında konuşacağız.
B: Eğlenceli bir sohbet yapacağız , sana erkek ve dişi hakkında meselelerden bahsedeceğim. Sonra da onları tiplere ayıracağım. Seni de analiz edip hangi gruba girdiğini söyleyebilirim sonunda.
K: (Gülümseyerek) tamam.
B: Kadınların nasıl bu denli güçlendiğini düşündün mü? Erkek yetiştirilmesinden , onların yeteneklerini kullanmasına kadar her alanda etkililer.
K: (Kafa sallayarak onayladı.)
B: Nasıl oluyor bu?
K: Bilmem değişiyoruz, her şey değişiyor zamanla.
B: Bir de erkeklere bakalım , eski erkek tipiyle şimdiki erkek tipine bir bak. Padişah, imparator olan erkek şu an kızların karşısında bile konuşurken titreyebiliyor, çoğu kadınsılaşmış durumda.
K: Evet, dar paça pantalon felan giyiyorlar hatta.
Buradan sonra olayı insanların hiyerarşik olmasına bağladım ama nasıl hatırlamıyorum.
B: Biliyorsun insanlar ancak hiyerarşik bir düzende yaşayabiliyorlar.
K: Kafa sallayarak onaylıyor.
B: Dişilerin hiyerarşik düzenine bir giriş yapalım.
Mesela beta , çevrende gördüğün kezbanlar. Kimse tarafından umursanmazlar ve kaliteli erkekler onları umursamadıkça peşinde dönmek zorundadırlar.
K: Tamam anladım bunları fark ediyorum.
B: Omegalar ise uysallardır ve pek ters tavır göstermezler. Mesela sen omegasın. Ailen tarafından sevildiğini, iyi bir aile eğitimi aldığını görebiliyorum. Bazen seni kötüye çekmeye çalışsalar da içinde daima iyi bir kız var.
K: Oha bunları şu an mı analiz ettin? Bildiğin kahin gibisin ( gülümseyerek )
B: Bunun için özel bir şey yapmadım ( usta sana teşekkür... )
B: Bir de altın dişi var.
K: Hmmm bu biraz da ulaşılamaz gibi bir şey mi?
B: Tam olarak değil , altın dişinin saflık oranı %100'dür.
K: Saflık?
B: Saflık derken , bozulmamışlık oranı ( bunu da bana açıklattırdı... )
insanın fıtratı vardır bilirsin. Altın dişi özünden sapmamıştır. Erkeğinin de sapmasını istemez ve ona basit testler yaparak çocuksulaşmaz. Kezbanlarla da takılmaktansa gidip erkeklerle takılmayı yeğeler.
K: Anladım sanırım.
B: Peki , 5 dakikayı çoktan geçtik. Uzun ve güzel bir konuşma oldu.
K: Evet , ayaküstü bir çok şey öğrendim güzel oldu.
B: Şimdi sen yoluma ben yoluma ( bin gülümsemesi ile)
K: Peki (gülerek)
O an numara istemek içimden geldi , kız da cidden hoş ve dediğim saf güzelliği vardı. Genelde numara isterken tedirgin olurum. Fakat hiç umrumda olmadı bu sefer.
B: Numaranı verirsen konuşuruz.
K: Olur.
B: ismin ne?
K: Selay
B: Uğur , memnun oldum.
Numarasını aldım ve yoluma baktım.
Bu konuşma çok verimliydi ve özgüvenim iyice arttı. Bankta gördüğüm kızın yanına direk oturdum. Kulaklığı vardı.
B: Merhaba 5 dk konuşalım mı? ( Soru sormayacaktım )
K: Hayır istemiyorum.
B: Merak etme eğlenceli olacak.
K: Yok cidden istemiyorum.
B: Tamam dedim ve ayrıldım.

Kız güzel değildi, avunmak için söylemiyorum ve morali biraz bozuktu. Aslında gitmeyebilirdim fakat bir özgüven vardı ve tereddüt etmeden atlamıştım.
Bu arada ikindi ezanını duydum, koşarak gittim abdest alıp. ikindi namazını oradaki camii'de kıldım.
Sahilden yürümeye devam ettim. Üçlü bir grup gördüm ve yavaşça sakin onlara doğru yürüdüm. Bir tanesi beni kesti ve onlara geldiğimi anladım.

B: Merhaba gençler
Kızlar bu nereden geldi şimdi bakışı atıyordu. Hepsiyle tek tek sırayla göz kontağı kurdum ve konuştum.
B: Sizle 5 dakika konuşacağız , sonra yoluma gideceğim. Konuşmam felan diyorsanız hiç başlayamabiliriz.
K1: (Biraz bekledikten sonra ) ne hakkında konuşacağız?
K2: 5 dakika çok fazla.
B: Tamam daha hızlı olur o zaman, ( biraz bekleyip) 10 dk olsun ( bin sırıtışı ile )
Hafif gülüştüler.
K3: Bizim gerçekten acelemiz var.
B: Tamam sıkıntı değil hızlıca konuşuruz.
B: Kadınların son zamandaki yükselişinin farkında mısınız?
K1: Bu konuşmanın amacı ne?
B: Pratik diye düşünebilirsin, insanlarla konuşarak pratik yapıyorum.
K1: Yani kadınlar hep değerliydi zaten.
B: Eskiden diri diri kız çocukları gömülüyordu öyle bir dönemden bugünlere geldik.
K2: Eh yani biraz da Atatürk'e borçluyuz aslında bunu.
B: Atamıza ayrıca teşekkür ederiz zaten. Fakat eskiden imparator ve padişah olan bir erkek vardı. Şimdi ise kızlar karşısında ise konuşurken titreyen erkekler var.
K1: Hadi ya bize hiç denk gelmiyor onlar. Aslında kıza göre de değişir. Kız güzelse ya da hoşlanıyorsa olabilir.
B: iş imkanlarını düşünün mesela , çoğu işte kadınlar daha avantajlı.
Kızlar kafa salladı.
K1: Evet de erkeklerin de iyi olduğu işler var.
B: Tabi ki var , fakat eskiye göre azalmış durumda.
B: insanlar hiyerarşik düzende yaşamak zorundadırlar.
(Burada alfa beta omegayı açıkladım.)
K1: Çok saçma 5 dk tanıdığın biri hakkında bunları bilemezsin.
K2: Aslında dedikleri mantıklı geldi bana.
B: Neyse 5 dk doldu, sağ olun.
B: K3 sen hiç fikrini söylemedin?
K3: Ben başka zaman konuşurum artık diyip gülümsedi.
K3 omega, diğer ikisi kezbandı.

Artık kızların suratına bakarak bile ne olduklarını anlayabiliyordun. Mimikleri jestleri resmen bağırıyordu.
2'li kızları gördüm bu sefer. Biri hoş diğeri kezoyum diye bağırıyordu ama girdim yine de.
K1 sarışın omega, K2 esmer beta
B: Merhaba sizinle 5 dk konuşacağız. ikisinin de gözünün içine tek tek baktım.
K1: Peki ne hakkında?
B: Hiç insanların hiyerarşik düzeni hakkında düşündünüz mü?
Kızlar error verdi *
B: Tanışalım ben Uğur
K1: Melisa
K2: Selin
K2 durmadan başka taraflara bakıp üff hadi gidelim mesajı veriyordu. K1 ise beni dinliyordu pür dikkat.
K1: Nasıl mesela?
B: (Beta, omega, altın dişi açıkladım)
Kızlarda mesela çok saçma bir düzen vardır. Beta denilen kezbanlar , omegaları koyun misali kraliçe olarak kontrol ederler. Sen mesela bir omegasın.
K1: Nasıl anladın?
B: Daha uysal ve saygılı bir halin var.
K2: Kahkaha atarak , bu mu uysal?
K1: Biraz sırıttı.
B: Selin sen de betasın.
(Ciddi olarak morali bozuldu , yüzü düştü.)
K2: Ne alaka ya nasıl anlıyorsun?
B: Mesela konuştuğumuzdan beri kafanı çevirip görmezden geliyor numarası yapıyorsun. Ama dediğim her şeyi önemsiyorsun. Ayrıca belli ailen çok ilgi göstermemiş , ilgi çekmeye çalışıyorsun.
K2: Of 5 dk konuştuğun insanı nereden tanıyorsun?
Bence sen dediğin betasın.
B: Nereden vardın bu kanıya?
K2: Hiç uysal değilsin saldırıyorsun. Alfa değilsin.
B: Ben alfaya uysal demedim omegaya dedim.
K1, gülümsedi.
B: Ayrıca 5 dk'da seni anlayamayacağımı söylüyorsun, sen 30 sn önce duyduğun terimlerle beni nasıl anlıyorsun?
K1: Valla ha doğru söylüyor.
K2, kızarmaya başladı.
B: Tamam tamam daha fazla üstüne gitmeyeceğim ( kızı teselliye başladım )
Aslında beta olman senin suçun değil ( ne desem bilemedim üzüldüm kıza )
Çevresel faktörler bunda etkili ve türler arası geçiş var.
K1: Bu konuşma nereye bağlanacak?
B: Hiç, öyle konuşuyoruz ; yolumuza ayrılabiliriz 5 dk doldu.
K2: (döndü ve diğer kızı da yönlendirdi) Hadi gidelim.
B: Teşekkür ettim ve ilerledim.
insanları gözlemlemek çok eğlenceli. Uzaktan çok süslü ve durmadan selfie çeken bir grup gördüm 5 dk baktım bunlara. Bir diğeri oturup diğeri fotoğraf çekiyordu, makyaj tazeleyip duruyorlardı. 5 kişilerdi ve hepsi çok bakımlıydı. Nedense tedirgin oldum, sanırım beklediğim içindi. Fakat cesareti toplayıp yöneldim . 2 si oturuyordu , ayakta olanlara gittim.
B: Merhaba sizinle 5 dk konuşacağım.
Kızlar: Yok yok sağ olun biz almayalım.
B: Eğlenceli olacak merak etmeyin, bir şey satmıyorum.
Kızlar: Yok cidden sağ olun.
B: Emin misiniz ? ( Ellerimi açıp kendimi göstererek)
Kızlar: Evet eminiz.
B: Gerçekten mi? ( Yine kendimi gösterir biçimde )
Kızlar gülerek: Gerçekten.
B: iyi peki o zaman siz bilirsiniz diyip ilerledim.

Bu sefer 3'lü bir kız grubuna daldım. Bir tanesinin yaşı küçük 15 idi.

B:Merhaba sizinle 5 dk konuşacağım. ( Şaşırdılar )
B: Konuşmam felan diyorsanız , vaktimi harcamayın. (Dumur bakışlar)
K1: Şey tamam da , ne hakkında?
B: Bu aslında bir görev , kadın-erkek hakkında konuşacağız.
K3: Abi ben 15 yaşındayım ne anlarım bunlardan ( gülerek )
B: Olsun unutma, sen de bir bireysin ; iyi kötü fikrini belirtebilirsin.
K1: Bence aynı , bir değişiklik yok.
B: Nasıl yok , eskiden söz hakkı bile yoktu kadının ; şimdi ise bir çok şeyde söz sahibiler.
imparator ve padişah erkek vardı , kadın pek umursanmazdı.
K1: Sen bakma onlar padişah, imparatordu diye ; arkada hep kadın yönetiyordu onları.
K2: Ya bence değişiyor, çünkü bizim anne babamıza zamanında çok baskı yapılmış. Onlar bundan sıkıldığı için bize bunu uygulamıyorlar. Biz daha özgür yetiştirildik. Bizim çocuklarımız da daha serbest olacak.
B: Evet, zekice yorumlar geldi. Aslında olay biraz da burada kopuyor. Eski erkek tipiyle yenisine bakın, çevrenizdeki erkeklere bakın. Hepsi ne kadar dişileşmiş farkında mısınız?
K1: Evet de bu onların sorunu, kadınlarla ne ilgisi var?
B: Onları kim yetiştiriyor? Anneleri.
Eskiden böyle değildi, babanla savaşa ve ava giderdin.
K1: Evet, o zaman bu toplumun bir sorunu ; sadece kadına yüklemekle olmaz.
B: Doğru, fakat bu dönemde erkeğin erkek kalabilmesi çok zor.
K2: Haklısın.
K1: Bizim biraz acelemiz var gitmemiz lazım.
B: Tamam sorun değil.

Bundan sonra ikili bir kız grubuna daha girdim. Bunların gözleri çekikti ve bir tanesi alımlıydı. Diğeri ise somurtkan bir tavrı vardı fakat yine de girdim. Oturuyorlardı , karşılarına oturdum.

B: Merhaba Türkçe biliyor musunuz?
Afallamış biçimde bana baktılar, ben tekrarladım?
B: Biliyor musunuz?
K1: Evet??
B: Tamam, sizinle 5 dk konuşacağım. Konuşmam diyorsanız giderim sorun değil.
K1: Konuş.
K2: (üff püff tavırlarında)
K2: Ne konuşacaksın?
B: Kadın erkek ilişkileri hakkında konuşacağız.
K1'e , sen mesela bir erkekte neye dikkat edersin?
K1: Karakterine tabi ki.
B: Karakteri tabi ki, fakat hangi karakter özellikleri?
K1: Hmm, dürüstlüğü, doğru konuşması... Aklıma başka bir şey gelmiyor şimdilik.
B: Anladım, bir erkeğin bunlara bu devirde sahip olması zor çünkü kendi değil.
K2: Çok gereksiz bir konu, bize ne bundan?
B: Bence değil , günümüzün önemli bir konusu.
K2: Bence çok gereksiz. Hem ben rahatsızım biraz gider misin?
B: Tamam senle konuşmaya gerek yok ben arkadaşınla konuşacağım.
K1, ne diyeceğini bilemedi.
K2: Benim başım ağrıyor, hadi git sen.
B: En başta söyleseydin?
K2: Tamam şimdi söylüyorum.
B: Peki gidiyorum. (K1'e): Bence seni kıskandı K1 diyip göz kırptım.
Arkamdan K2: Hıı tabi tabi gibisin homurdandığını duydum.

Yürümekten ayaklarım ağrımıştı artık, saat 6'ya yaklaşıyordu. Akşam namazını da kaçırmamalıydım. Çok susamıştım ve acıkmıştım da . Tuvaletim de vardı. Artık gitmenin zamanı dedim , çok yorulmuştum. O kadar yorgun, aç , susuz olmama rağmen ; bu saha raporunu yazabileceğimi biliyordum artık ve korkularımı aşmıştım. Düne nazaran bir çok dişiyle konuşmuştum. Bu iç huzurumu sağlıyordu ve değerimin farkına varmıştım.