/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
  1. 26.
    +6
    "Memleketin vaziyeti iyi değil beyler! iki hafta evvel, Almanya'nın Rusya ile gizli bir anlaşma imzaladığını öğrendik. Gelen istihbarata göre; büyük harpte ingiltere Musulu alamassa, Almanlar Bagdata harekât düzenleyecek. Karşılığında Ruslara Azerbeycan petrollerini verecekler!"

    Harbiye Nazırı, solgun gözlerle arkadaşlarına bakarken "Abdülhamid, en kısa sürede hücrelerin başına geçmemizi ve gerekli tedbiri almamızı istiyor" dedi.

    "Nasıl olur Paşam ! Almanlar bizim müttefikimiz değil midir?"

    "Hayır Süleyman Bey! Bizim, kendi hücrelerimizden başka müttefikimiz, bugün için yok gibidir. Büyük harp, Musul petrollerini ele geçirmek gayesiyle, ingiltere ve Almanya arasında cereyan edecektir. Hangisi kazanırsa kazansın, Musulu Devlet-i Aliyye'den koparmak için elinden geleni yapacaktır!"

    "Eşref Bey! Yarın sabah, Teşkilatın Hicaz hücresinin başına geçmek üzere yola çıkacaksın. Lübnan'dan Emir Şekip Arslan Bey, Mısırdan Abdülaziz Çaviş, Tunustan Salih Şerif sizden gelecek haberi bekliyorlar. (Bir not: Şekip Arslan 1. Dünya savaşından sonra Arap milliyetçiliğine karşı mücadele etmiştir. Gene Aliya izzet Begoviç , Şekip Arslan ın öğrencisidir.) Arabistan hücremizin başında, halifeye sadık ibn-i Râşid bulunuyor. Tek sorunumuz, ailesi için emirlik isteyen ibn-i Suud ve çocuklarıdır. ileri bir tarihte, bu isteği değerlendirmeye alınabilir; lakin bugün, birlik vaktidir"

    "Emredersiniz Paşam!"

    "Fuat Bey! Bugünden itibaren, teşkilatın Hindistan hücresi size bağlıdır. Derhal Kalkütaya gitmenizi, hücrelerin başında sizi bekleyen Bereketullah Efendi ve muhafazid Ali Beyle buluşmanızı rica ediyorum. Yakın zamanda, Çelebi Efendi Hazretlerinin müritleri, Mısır ve Hindistana hareket edecekler. Onları, başlarındaki beyaz gibkeden tanıyacaksınız. Ahali içinde rahatça dolaşmalarına ve halife adına propaganda yapmalarına izin veriniz. Vazifeniz, Müslüman kardeşlerimizi ingilizlere karşı ayaklandırmaktır!"
    ···
  2. 27.
    +3
    Enver Paşa, son cümlesini söyledikten sonra bir süre konuşmadı. Önce Eşref Beyin, sonra da Süleyman Askerî'nin yüzüne baktı. "Öyle ya; kozalak bizimse, kozalaktan çıkıp boy atacak çam da bizim olur" dedi...

    "Harp çetin geçecek Fuat Bey! Muvaffak olamazsak istanbul'a dönmeyiniz. Hindistanda, emriniz altındaki hücreleri birleştirmenizi ve Muhammet Ali önderliğinde yeni bir devlet kurmanızı rica ediyorum!"

    "Emredersiniz Paşam!"

    "Süleyman Bey! Abdülhamidin mektubu, Uhut Aşiretine ulaşmış olmalı. Bağdat hücresi, size emanettir. Basradaki hücreler hakkında Nuri Beyden, Musul da ki hücreler hakkında Kürt Mehdi den bilgi alabilirsiniz."

    "Emredersiniz Paşam!"

    "Büyük harbin yakın zamanda başlayacağını görebiliyorsunuz. Musul petrollerini ele geçirmek isteyen ingilizler her an Basraya çıkabilir ve Devleti Aliyyenin topraklarını işgal edebilir. ingilizlerin Fransızlarla ve Ruslarla ittifak kurması; Hicazdan Hindistana kadar milletimizi büyük bir ateşin içine atacaktır. Şu vakit alacağımız ilk tedbir, ingiliz ordularını Basraya girmeden evvel durdurmaktır. Bu da, ancak ve ancak Mısırı ele geçirmekle mümkündür!"

    Teşkilat-ı Mahsusa nın üç lideri, Enver Paşanın beklenmedik teklifi karşısında tepkisiz kaldılar.
    ···
  3. 28.
    +3
    Harbiye Nazırı, ilk kez bu kadar heyecanlı görünüyor; yüzündeki çocuksu neşe, arkadaşlarının gözünden kaçmıyordu.

    "Mısır'da, Hüsrev Sami'nin başında olduğu hücre yetersiz kalıyor. Büyük harptte ingilizlerin Süveyş Kanalını kullanacaklarını biliyoruz. Bu yüzden, Hüsnü Musallimi'yide, emrindeki güçlerle birlikte Hicaza gönderiyoruz.

    Eşref Bey! En kısa zamanda, Hicazdaki hücreleri harekete geçirmenizi ve Mısır'a sefer düzenlemenizi istiyorum!"

    Mısır'a sefer emri, başa Kuşçubaşızâde olmak üzere teşkilatın liderlerini şaşırtmıştı. Süleyman Askerî Bey ve Fuat Balkan, verilen emri yorumlamaya çalışıyorlardı.

    "Eşref Bey! Size Mısır'ın fethini emrediyorum. Anlaşılmayan husus var mı ?"

    "Emredersiniz Paşam!"
    ···
  4. 29.
    0
    Okuyorum yararlı
    ···
  5. 30.
    +4
    Az sonra, sandığın kapağını açan Enver Bey, "Teşkilat, Kafkasya hücresinin sorumluluğunu bana verdi" dedi. Süleyman Askerî Bey, "Olamaz!" diye itiraz ettiğinde, Fuat ve Eşref Beylerin sesleri yükseldi:

    "Teşkilatı kim idare edecek Paşam?"

    Harbiye Nazırı, arkadaşlarının itirazlarını ciddiye almamıştı. Sandıktan çıkarttığı küçük Sancağı Süleyman Askerî'ye uzatırken, "Emaneti teslim aldın mı Süleyman?" diye sordu.

    Kırmızı renkli sancağı besmele ile eline alan Askerî Bey, sancağın üzerinde beyaz bir hilal ve hilalin önünde dört köşeli bir yıldız gördü.

    "Teslim aldım efendim! Lakin... "

    "Yıldızın Güneydoğuya bakan köşesi ekgibtir Süleyman! Bağdata gittiğinin işaretidir."

    Enver Paşa, Süleyman Askerî'nin şaşkın bakışları önünde, sandıktan iki sancak daha çıkartıp, birini Eşref Beye, diğerini Fuat Balkan'a uzattı. Sandıktaki son sancağı besmele ile eline aldığında "Her sancakta yıldızın ayrı bir köşesi ekgibtir beyler!" dedi...
    ···
  6. 31.
    +3
    "Elimdeki sancakta kuzeye bakan köşe kırmızıdır, Kafkasyayı işaret eder. Eşref'in sancağında güneyi, Fuatın sancağında doğuyu gösteren köşe ekgibtir. Bugünden sonra, cihat vazifesini görmek üzere yola çıkıyorsunuz. Gün gelecek, ben de Kafkasya'ya hareket edeceğim. Muvaffak olursak istanbul'da buluşmamız pekâlâ mümkündür. Muvaffak olamazsak; yolcu gidecek, yol kalacaktır!"

    Enver Paşa; sancağın, Teşkilatın gizli işareti olduğunu söyledikten sonra, "Yolcu gidecek, yol kalacak" sözüne açıklık getirdi:

    "Teşkilatın varlığını sadece sizler biliyorsunuz. Hücrelere ait bilgileri ve sancağın anldıbını, size bağlı olan bir kişiyle daha paylaşacak ve bu zincirin yıllar boyu devam etmesini sağlayacaksınız. Sizden sonra sancağı teslim alacak kişi, aynı usulü takip edecek, hücrelerin ve Teşkilatın yapısını koruyacaktır"
    ···
  7. 32.
    0
    Rezerveyşın
    ···
  8. 33.
    0
    Beyler yarım bırakırsa diye diyorum bu Selman Kayabaşının TEŞKiLAT adlı kitabıdır.
    ···
    1. 1.
      0
      Aynen öyle kardeşim. Zaten bu kadar bilgiyi benim yazmam için ciddi araştırma yapmam lazım. Sonlara doğru ben kitabin ve yazarin ismini verecektim sen spoiler vermişsin (:
      ···
      1. 1.
        0
        Yanlış anlama ben sadece belki beklemeden okumak isteyenler olabilir yada işin çıkıp bırakabilirsin diye yazdım
        ···
    2. 2.
      0
      Yok panpa mobilden yazıyorum sürekli o yüzden dinlene dinlene yazıyorum.
      ···
  9. 34.
    0
    Güzel rez
    ···
  10. 35.
    +3
    "Eşref Bey! isminiz saklı kalabilir, lakin Teşkilat sizi Karamürsel olarak tanıyacaktır. Fuat Bey! isminiz Akçakocadır. Süleyman! Senin vazifeni devsm ettirecek kişi Sunguroğlu, benim miras bırakacağım isim, Tuna Han'dır."

    "Bugünden itibaren Teşkilat-ı Mahsusanın Başkanı Hüsamettin Bey olacak. Hicbir surette Hüsamettin'le iletişim kurmayınız. Teşkilat-ı Mahsusa, ismi devam etmekle birlikte, içi boşaltılmış sıradan bir örgüt haline getirilecektir. Gün gelir, istanbul işgal edilirse, ingilizler Teşkilat-ı Mahsusa'nın kaldırılmasını talep edeceklerdir. O vakit, gösterişten ibaret kalan bu teşkilatı lağvetmek ve güya üyesi olan sahte isimleri ingilizlere teslim etmek bizim için sorun olmayacaktır."

    Paşanın sözünü nazikçe kesen Süleyman Askerî Bey, "Tekrar affınızı rica ediyorum Paşam!" dedi...

    "Baş, başa bağlıdır; baş, padişaha. Senelerdir, emirleri Enver Paşa'dan aldım. Bugün öğrendim ki, Paşa'nın bağlı olduğu bir baş daha varmış."

    "Evet Reis! Dersin ki, bugünden sonra emirleri kimden alacağım? Değil mi?"
    ···
  11. 36.
    0
    Rezervedd 2
    ···
  12. 37.
    +1
    "Bi hakkın doğrudur Paşam!"

    "Bugünden sonra amir de sensin, memur da Süleyman!"

    Enver Paşa, bakışlarını tekrar duvarda asılı olan Osmanlı Sancağına çevirdi. "Müslüman olana; sancak da bir, sultan da!" Dedi...

    "Vardığınız yerlerde göreceksiniz ki; her hücre ayrı bir saltanat. isterseniz kendi devletinizi kurarsınız, isterseniz sancağa bağlı kalırsınız!"

    Harbiye Nazırı'nın sözleri, Eşref Kuşçu'nun moralini bozmuştu. "Derdimiz Abdülhamidledir Paşam! diyen kuşçu, elindeki sancağı alnına zütürürken, "Dava sancak olduğunda, başımız kıldan incedir!" dedi.

    "Lakin yine merak ederim Paşam: Yıldızda beş köşe, bizde dört sancak... "

    "Teşkilatın batıda bir hücresi daha var Kuşçu. Kim olduğunu, nerede görev yaptığını Abdülhamid'den başkası bilmiyor. Bugün için liderimiz, Abdülhamid'dir. Beş köşeli yıldız kendisindedir. Kazım Karabekir Bey, Fevzi Çakmak Bey , Refet Bele Bey ve Sami Bey'ler; Anadolu'da, Abdülhamid'in emri altındaki hücreleri kontrol ediyorlar."

    "Kazım Bey?"

    Kazım Bey'in ismi, Teşkilat-ı Mahsusa'nın liderlerini rahatsız etmişti. Fuat Balkan'ın tepkisine Enver Paşa, "Evet Akçakoca, Kazim Bey!" Diye karşılık verdi.

    "Yakın zamanda, sancağı Abdülhamid'den teslim alacağı ve örgütün başına geçeceğini düşünüyorum."
    ···
  13. 38.
    0
    Rez sardı
    ···
  14. 39.
    +2
    "Gittiğiniz yerlerde, kritik görevlere atama yaparken bir konuya önem vermenizi istiyorum. Teşkilatın üyesi olmayan, hücrelerle ilişkisi bulunmayan isimlere güvenmeyiniz! Kazim Bey, örgütün en sadık liderlerindendir. Büyük harpte Anadolu işgal edilirse, yeni bir devlet kurma görevini üstlenecektir. Emir, Teşkilat'ın emridir!"

    "iki vazifeniz var beyler: Birincisi, bütün hücreleri harekete geçirip büyük harbi kazanmak. Şayet bunu başaramassak; Halifeye bağlı isimlerin, kendi bölgelerinde devlet kurmasını sağlamak!"
    ···
  15. 40.
    0
    Rezerveddin
    ···
  16. 41.
    +1
    Enver Paşa; bir saate yakın konuşmasında, Teşkilat-ı Mahsusa'nın hücreleri hakkında arkadaşlarına detaylı bilgiler verdi. Esnaf ve memurlardan halifeye bağlı olan isimlere özel harp eğitimi verilmesini ve bu yeni isimlerin en kısa sürede hücrelere kayıt edilmesini istedi.

    O gün, Emirgan'a Süleyman, Eşref ve Fuat isimleriyle gelen üç lider; görüşmeden sonra Sungur, Karamürsel ve Akçakoca olarak yola çıkmıştır. Akşamüstü, Sarı Köşk'te Çelebi Efendiyle baş başa görüşen Enver Bey'de ; gün gelecek, Kafkasya'ya hareket edecekti. Abdülhamid'le yaptıkları görüşmeyi de arkadaşlarıyla paylaşan Enver Bey; saltanat idaresinin zaman içinde CUMHURiYET REJiMiNE geçirilmesinden, halifenin seçimle belirlenmesine, yerel güçlerin organize edilmesinden, kürt aşiretleriyle yapılan gizli anlaşmaya kadar birçok konuda Teşkilatın planlarını ilk kez anlattı.
    ···
  17. 42.
    +1
    Teşkilat-ı Mahsusa'nın yolcuları, hücrelerine ulaşmışlardı.
    ---

    Hüsamettin Ertürk, hatıratında, Enver Paşa'nın Şeyh Sunusi ile yaptığı görüşmeyi anlatır. Enver Bey, Şeyh Sunusi ye halifelik hakkında ciddi bir bilgi verir: Halife, yakın zamanda, islam âlimlerinin yapacağı seçimle iş başına gelecektir.

    Şeyh Sunusi, bu teklife itiraz eder. "Osmanlı ailesi, islam'a büyük hizmetlerde bulunmuştur. Halifelik, ancak bu aileye yakışır" cevabını verir. ilginç olan, Enver Bey'in bu bilgiyi Sultan Reşat'ın odasında söylemesi ve Sultan'ında Paşa'yı tasdik etmesidir.

    ---

    Eşref Kuşçubaşı, Hicaz hücresinin başına geçtikten sonra Lib-ya, Lübnan ve Arabistan'da topladığı güçlerle Mısır'a harekat düzenlemeye hazırlanırken; ingilizler, aldıkları istihbarat sonucu ani bir saldırıya geçtiler. Teşkilatın Mısır planı bu saldırıyla geçersiz olmuştur.

    Birinci dünya savaşı sonrası Alman denizaltısıyla Berlin'e, oradan da Rusya'ya geçen Enver Paşa, Rusya'da ki Türk topçularını teşkilatlandırmış; Milli Mücadele yıllarında Anadolu'ya geçmek için izin istemiştir. Mustafa Kemal, Paşanın teklifini red etmiş; Enver Paşa, Anadolu'daki arkadaşlarına MUSTAFA KEMAL'e itaat etmeleri için emir göndermiştir. ENVER PAŞA; 1922 yılında, Belçivan yakınlarında Ruslar'a karşı savaşırken hayatını kaybetmiştir.

    ---

    Sonraki yıllarda, yolcular değişecek fakat yol aynı kalacakti.

    Ve bu yolun yolcuları, gün gelecek, istanbul'da tekrar buluşacaklardı.

    _____________

    Kitap adı: Teşkilat
    Yazar: Selman Kayabaşı

    Arkadaşlar kitabın devami 2007 senesi ile ilgilidir. Kitap toplamda 330 sayfa buraya yazmaya kalksam günlerimi alır. Kardeşlerime , abilerime , akranlarıma tek tavsiyem bu tarz kitapları sıklıkla okumak ve okumayı alışkanlık haline getirmeleridir. Zira okullarda bize öğretilen tarih kitaplarında hiçbir zaman bu kadar ayrıntı yoktur.

    "Tarihini bilmeyen milletler, başka milletlerin şikarıdır, avıdır" Mustafa Kemal ATATÜRK.
    ···
  18. 43.
    0
    Rezerved
    ···
  19. 44.
    +1
    Eline sağlık. Bende de Muhafız var o da güzel Teşlikat'ı da yakında almayı düşünüyorum.
    ···
    1. 1.
      +1
      Teşekkürler. Muhafızıda okudum ikiside birbirinden harika iki eser.
      ···
  20. 45.
    +1
    rezerve
    ···