-
40.
+1Alışkanlık haline geldi mk her gün 3 4 bölüm okumak fena sarıyor hikaye
-
-
1.
+2Çok güzel değilmi ya
-
2.
+1Yorumlarınız beni çok feci motive ediyor, sağ olun.
-
1.
-
39.
0Burdayız haberin olsun sakın bırakma muhteşem gidiyor
-
-
1.
0Eyvallah panpa, bugün antrenmanım vardı ; basket. Bugüne çekilmiş, yeni haberim olunca gitmek zorunda kaldım. Bu yüzden geç yazdım. Hastanede işim vardı 30-40 dk ye eve varırım. Eve varınca yeni part gelecek.
-
1.
-
38.
+3Karşımda Sultan Teyzem\\\'in beni beklediğini gördüm. Ortada siyah bir mükemmeliyet yerine Kırmızı bir Toyota Auris vardı.Tümünü Göster
B: Ha ? Bu da ne böyle ? Bizimkiler nerede ?
S: Hoş geldin topal karga. Geçmiş olsun, aç mısın ?
B: Hayır teyzem fakat bi-
S: Her zaman ki gibi çok meraklısın he. iki dakika sabret ölmezsin.
Harbiden he, başıma ne gelirse ya meraktan ya yanna- aman Allah korusun ondan gelmedi daha.
Sultan teyze buz gri saçıyla, yaşına göre gideri olan bir vücut ile annemin en yakın arkadaşıydı. 37 yaşlarındaki bu milf teyzemin mesleği araç tamiri kapsamında olan her şey, her türlü motor ustalığını bilir ve çok iyi modifiye yapardı. Emin dayının kızıydı. Emin dayı ise Bursa\\\'da ki en iyi motor ustasıydı.
S: Açsan söyle bak, senle uzun işimiz var.
B: Hayır, arkadaşımda yedim.
S: Sahiden, hangi arkadaşındaydın sen ?
B: Buse diye bir kız.
S: Ooo paşama bak sen, yanlız hatan var.
B: Ne gibi ?
S: Senin kızları eve atman lazım, kızların seni değil.
Teyzem bunu diyince kıp kırmızı oldum. Hemen konuyu değiştirmeye çalıştım ama bunu ne beden dilime ne de sözlü iletişimime fark ettirmem gerekliydi.
B: Görüşmeyeli mizah seviyen iyi gelişmiş teyzem, sanırım atölyeye gidiyoruz değil mi ? Yol ona çok benziyor.
Teyzem dediklerimi onayladıktan sonra pekte konuşma geçmedi aramızda. Ama sürprizi bozmak istemediğini belirtti.
( https://youtu.be/oCC3iEnQtKo )
Son olarak atölyeye geldik. Mavi demirin üstünde duran bir siyah bebek vardı, görünce mal mal sırıtmaya başladım. Araba kullanmayı sevmesem bile o araba ruh ikizim gibiydi.
A: Hoş geldin evlat.
B: iŞiM VAR DEDiĞiN BU MUYDU, BEN BU AYAKLA NE ACILAR ÇEKTiM BiLiYOR MUSUN ?
A: Bağırma bana ses tellerini giberim senin, tamam haklısın ama bi dinle.
Tanrım, bu kadın arabalar ile kafayı bozmuştu.
A: Şimdi arabayı yere indirip seni bindireceğiz, pedal ve direksiyon ayarlarına bakmanı istiyorum.
B: Bir şartım var, bu akşam dağıtım yapmam. Zaten yorgunum ve sakatım.
A: Bu akşam zaten yapmayacaksın fakat yarın akşam bir istekte bulun-
B: O zaman yarın dağıtım yok ?
A: Zaten olmayacak.
B: Güzel.
Yukarı çıktım.
A: Şimdi dağda dağıtım yaptığın yolu göz önüne alarak hayalinden sürmeni ve tepkilerin nasıl olacağını tahmin etmeni istiyorum.
Yarışa başladığım düzlükten kalkış yaparak sürmeye başladığımı hayal ettim, gaz eski haline göre daha mı sertti ki ? Hızlanması sanki daha hızlı olmuş gibiydi. Turbo basınç göstergesinde vites atarken bile duraklama olmuyordu, bunu fark etmediğim için reel olsa ilk virajda takla bile atabilirdim. Direksiyon daha ağırdı sanki, ama hızım arttıkça daha da hafifleştiğini hissettim. Göstergelerde farklılık vardı. Yeşil renk gitmiş, hız, devir, ve motor ısısı, yağ gibi göstergeler beyaz kırmızı; turbo basıncı ve benzeri göstergeler ise mavi kırmızı olmuştu. Bir ek daha gelmişti, gaz basıncı ve fren basıncı. Vites kutusunun mesafesi aşırı derecede kısaltılmış, debriyaj yumuşatılmış, fren ise aynı bırakılmıştı.
B: Şu ana kadar fark ettiklerim bunlar fakat turbo göstergesi daha hızlı hızlanıyor, turbo mu değişti ?
A: Bunlara da eve giderken sen karar ver.
E: istediğin gibi olmuş mu kızım ?
A: Ellerine sağlık Emin amca, her zaman ki gibi mükemmel iş çıkarttın.
S: Buradan nereye geleceksiniz ?
A: Eve geçelim biz artık daha da fazla rahatsızlık vermeyelim size.
Annem ile Sultan teyze çocukluk arkadaşıydı. Emin dayı ise neredeyse annemin öz babası gibiydi.
A: Cici anneme selamlar.
E: Sağol kızım, bunun büyük versiyonuna da selam söyleyin.
ANTi ViRÜS PROGRAMI MIYIM BEN HUUR EVLADI !
işin garip yanı annem abimi alacağını söyledi, ama abim yoktu.
B: Abim nerede ?
A: Talha'da.
B: Tamam patron sanırım ben sürüyorum.
A: Ben sana kürekle IQ falan mı ekledim ya senin normalde tek tek sorman lazımdı.
B: Böyle ölmem anne pompalı tüfekle falan ateş et istersen ?
Otobanda huyunu suyunu bilmediğim bir arabayı sürmem ne kadar dengeli olacaktı bilmiyorum.
B: Hızıma göre süspansiyon ayarı değişiyor, fren pedalı ile oynanmamış ama daha sağlam tutuyor, turboya ekstra takılmış ve kolonlar daha iyi hale gelmiş. Susturucu değişmiş.
A: Sanırım tahmin ettiğimden daha çok yol aldın. Nasıl anladın ?
B: Basit, turbo çok daha hızlı hızlanıyordu, değişiklik var ama yenileme değil. Aynı turbo baz alınarak ekleme yapılmış, belki 2. turbo bile olabilir. Frenleme süresi daha kısa, disk değişmiş, sanırım su ile çalışan bir şey.
Bu konuşma dışında önemli bir konuşma geçmedi aramızda, abimi aldım ve eve geldim. Wi-fi'yi açtım, kirlilerimi attım ve ılık bir duşa girip yatağa girdim. Telefonda 2 farklı sohbetten 27 yeni mesaj vardı. Bakmadan vurdum kafayı ve uyudum. (To be continued) -
37.
+3Fazla hareket etmekten kızarmıştım. ikimiz de boşlayınca birbirimize sarılıp yiyişmeye başladık.Tümünü Göster
Buse: Yanıyorum, ahhh.
Eirene: Yetmedi mi ?
B: Bunu demedin olarak var sayıyorum.
Açıkçası abaza olan kızdı, ben değil. Bence,bu sadece ona yaptığı yardımlar için ufak bir teşekkürdü.
Eirene: Duşa mı girsek ? Hem temizleniriz hem de ateşin söner.
B: iyi fikir.
Zaten ikimiz de anadan üryan bir şekildeydik. Yatağının baş ucunda duran masadan mendil alıp zütünü temizledim. Çadır hâlâ kalkıktı, ama bunun dahası da olacak belliydi. O yüzden abaza gibi birden yapmak yerine keyfini çıkarıp yavaş yavaş yaşamayı tercih ettim. Bu banyoya gitmek için kalktı, önümden yavaş yavaş kırıtarak yürüdü. Topal olduğum için bu kadar yavaş yürüyordu herhalde, birden bana döndü ve gülümsedi. Eli ile çavuşa hafif darbeler atıyordu. Çomar durur mu, yapıştırdı hafif şaplağı marmarise, 7.9 şiddetinde deprem oldu.
Duş ve yiyişmenin ardından sıra giyinmeye geldi. Giyinirken beni izliyordu, açıkçası gözünde verdiği emekten dolayı şaheser gibiydim. (Yazar notu, kızlar size ne kadar emek verirse değeriniz o kadar artar. Sosyal statünüz ne kadar yükcikse istenmeniz o kadar artar.)
E: Giyinmeyecek misin ?
B: Gel birde üstümü ört, millet beni yatağa atmak için annesini satar ama sen ... (güler)
E: O onların aptallığı, seni dıb ve zütten ibaret görüyorlar. Halbuki sende bir insansın. Bizden farkın yok (iç ses: yaratılış itibariyle ezik olman dışında)
B: Yiaaa (kezban tavırları), seni bu yüzden seviyorum işte.
E: Sevdiğini söylemiştim. (hafif küstah ve bol mizahi bir tavır ile)
B: Bunu demenden nefret ediyorum (kaşlarını çatar, biraz bozulur fakat hiçbir şey olmamış gibi devam eder).
E: Neyse, giyinmek yerine anadan üryan duracaksan hasta olacaksın.
B: Hasta olsam bana bakar mısın ?
E: Ben şuanda sana bakıyorum zaten (ihihihi diye güler).
B: Yaaa, ciddi ol.
E: Sen zaten hastasın, hem de bana (bol mizah + küstah).
B: Bildin, hadi bana bak.
E: Baktım ama açıkta olmaması gereken şeyler gördüm. Hadi kapatalım.
B:Üüüf çok sıkıcısın.
E: Tüm eğlenceyi bir güne sığdırmaya gerek yok, bol bol vaktimiz var (bin sırıtışı).
Sonunda üstünü giyindi, giymese bir tur daha giberdim herhalde. Ama abaza gibi olmaya da gerek yok, her rakip sahaya giden top gol olmak zorunda değil.
B: Ben kahve yapacağım, ister misin ?
E: Olabilir, bu arada sodan var mı ?
B: Üh ya, fil gibisin he. Sürekli soda içiyorsun. Baban doğal kaynak suyu sahibi falan mı ?
E: Hayır, düpedüz huur evladı.
B: Ha ?
E: Açıklamaya gerek duymuyorum, baba benim değil mi ister söverim ister anasını bile giberim.
Ailevi meselelerimi bilmesine pekte gerek yoktu. Buse ile ilgili aklımdaki analizleri ortaya döktüm.
-Farklı bakış açısı ile yaklaşmam onu etkilemişti.
-Duygu yaşattığım için ona hükmediyordum. Aynı şekilde ne kadar duygu yaşatırsam o kadar hükmederdim.
-Eski erkek arkadaşı ile para için çıkıyor fakat nasıl bakire kalabiliyordu, anal da açık değildi ?
-Karşımda, seni sevdiğim için böyle bir şey yaptım ama sen beni gibip attın deme ihtimali vardı. Bu yüzden bekaretini almayacak, her zaman ki gibi farkındalığımı elden bırakmayacak, ona inanmayacak, onu düşünmeyecek, ona karşı duygu beslemeyecektim. Bunları yaparsam o zaman ipleri o eline alırdı.
-En önemli konu ise asla güvenmememdi, içinde uyuyan bir huur vardı.
B: Babasına söven biri, bana neler ya-
E: Seni ilgilendirmez, o ben ile babam arasında.
Hafif hafif sinirleniyordum. Eğer böyle devam ederse biraz mesafe koyacaktım.
E: Neyse, ben fön çekeceğim.
B: Elektrik faturasını sana ödeteceğim bu gidişle (hafif bozuk bir tavır)
Saçıma başıma, kısaca kendime çok özen gösteren biriyimdir. Gerçi bunu sizin anlamanız da çok zor olmamıştır.
Fönün ardından kahveleri içmeye çağırdı. Biraz bozuktu ama ben üstüne gitmeyince bir şey olmamış gibi davrandı. Kahvenin ardından başka bir aktivite aradık, en mantıklı gelen şey bu sağanakta korku filmi izlemekti. Filmin her jumpscare sahnesinde benle fiziksel temas kuruyordu. Bu iyi bir şeydi fakat bana pek fazla dokunulmasını sevmezdim. Bu bana ait olan şeyler için de geçerlidir. Sınırlarınızın olması iyidir, bizi biz yapan şeyleri gösterir.
Her korktuğunda küçük bir kız çocuğu edasıyla bana sarılıyor ve ilgi bekliyordu. Bir insan "it" gibi bir filmden nasıl korkar anlayamadım.
B: Çok cesursun yaaa, ben hep palyaçolardan korkardım. Hâlâ da korkuyorum.
E: Saçma bence, ayrıca sen bundan korkuyorsan nasıl mizahla ve beyinle ilgili şeylerden korkmuyorsun ?
B: Onda jumpscare yok çünkü.
E: Zaten orada jumpscare sensin, ya IQ seviyen düşükse diye korkman lazım.
B: Haa haaa ha, çok ko-koğğ.. A-aaa koru beni kahramanım. (Sarılır)
E: Dino (ıslık çalar) tut oğlum.
Filmden sonra telefon çaldı, annem aradı ve geldiğini söyledi.
B: Yaaa git-
E: Hee sonra baban beni gibsin.
B: Tamam peki. O zaman telefonunu ver.
E: Al (eline verir ama telefonu).
B: Hayır be salak numaranı ver.
E: Ver ben yazayım (mükemmelim diye kaydeder)
B: Son bir şey daha isteyeceğim.
E: Çabuk ol, annemi bekletmeyi sevmiyorum.
B: Öp beni.
Açıkçası tahmin etmiştim, 1 ileri 5 geri taktiği ile yanaktan ufak bir öpücük yapıp daha sonraki görüşmelerde kendisi öpsün diye bırakacaktım. Yanağına doğru yavaşça eğilip öpmeye gidiyordum ki bu kafasını çevirip dudağıma sertçe yapıştı ve yavaş yavas öpmeye başladı. Yeter bu kadarı dedim içimden ve dudağımı geri çekmeye başladım. O da benle birlikte geliyordu. Kapının oradaydım ve kaçacak yerim yoktu. Beni kapıya yaslayarak parmak ucuna çıktı ve bir elimi göğsüne
alıyordu ki :
E: Tamam bu kadarı yeter sana.
B: Peki mükemmelim. iyi geceler.
E: Sanada.
Ayakkabılarımı giyinip çadırı yasladım. Topallaya topallaya binadan çıktım, tam arabaya doğru gidiyordum ki ... (to be continued) -
36.
0Hadi amk yazsana
-
35.
0Ne zaman gelir?
-
34.
+3Panpalar rezleriniz, şukularınız ve yorumlarınız için sağ olun. beni cidden çok motive ediyor. Pekte boş yaparak hikâye keyfinizi bölmek istemiyorum. Tekrardan teşekkür etmek istedim. Gelecek partlar yarın olacak. iyi geceler ve iyi okumalar dilerim.
-
33.
+1Yarın kaldı yazmayı bırakma sakın yarın bitir
-
32.
+1Abi şu partları uzun tutma gece uyanıksan uzun at
-
31.
+1Kardeş sen ne esaslı yazar çıktın ya vallahi helal olsun çok güzel gidiyor umarım bitirirsin 11.30 a kadar kaç part atabilirsin 6 da uyanmam lazım
-
-
1.
0Panpa bugünlük son part yatacağım, sabah erken kalkmam gerek. Yorumun ve desteğin için teşekkür ederim.
-
1.
-
30.
+1Buse : Peki senin sırtına ne oldu ?Tümünü Göster
Eirene: Dediğim gibi ameliyat.
B: iyi ama neden ?
E: Yapmamam gereken bir şey yüzünden.
O sırada soğuktan üşümüş elleri ile ize dokunuyordu.
B: Ne kadar da çok iz var böyle.
E: Bu yaşa gelene kadar az badire atlatmadım.
B: Peki kaburgana ne oldu ?
• Flashback*
Satıcı adam: Hey evlat bırak onu yerine.
Ben: Ama almayı düşünüyorum.
A: Yeteri kadar paran var mı ?
B: indirim yaparsan neden olmasın.
Adamın biri geçerken elime çarpar ve biblo düşüp kırılır. Beni dükkandan kovmak için tekme atan adamın ayağında bot vardır. Tekme atar ve kaburgama gelir. Bot çelik ben ise küçük olduğum için kaburgamda 4 kemik kırılır.
• Now*
E: Kırıldı.
B: Çok açıklayıcı oldu. izleri çok kötü. Çok güçlü bir çocuk olmanın nedeni zorlu bir çocukluk geçirmen herhalde. Dokundukça içim sızlıyor. (Gözü kapalı bir şekilde dikiş izlerini ovalar.
E: Ellerin çok üşümüş, fazla üşümediğinden emin misin ?
B: Hayır be senin vücudun yanıyor.
E: Eğer sadece benim vücudum yansa senin de yanakların kızarmaz değil mi ?
Sanırım Buse biraz bana hallenmişti. Sanki orgasm olduktan sonra birbirine sarılıp okşayan sevgililer gibi okşuyordu vucudumu. Ayrıca vücut ısısı yüksekti ve füzeler de biraz dikleşmişti.
E: Neyse ben üstümü giyineyim artık.
B: Bende sen çıkmadan kaloriferi yakıp kıyafetlerini kurutayım. Bu arada hırka için sağ ol.
E: Ev için de baban sağ olsun.
ikimiz de işimize baktıktan sonra saatin 6 ya doğru geldiğini fark ettim. Annemi aradım. işinin uzadığını, akşam abimi alıp 1 saatlik işlerinin olduğunu ve saat 10 gibi geleceklerini söylediler.
E: Bizimkiler geç gelecekmiş, 7 gibi ben çıkarım. Sizinkilere rahatsızlık vermek istemem.
B: Bizimkiler 11 'den önce gelmez. ikisi de aynı büroda çalışıyor. Mali müşavir. Burada 0'dan büro açtılar. Ve burda daha çok müşterileri var. Yeni olduğu için 11'den önce gelemezler.
Bu iyi haberdi. Dışarıda donarak ölmeyecektim.
E: iyi o zaman, saç kurutma makinanız varsa ben bi fön atayım.
B: Gel, vereyim.
Banyoda değil de yatak odana geçince versen. Çok daha tatlı olur aslında ama, bu da idare eder.
Fönümü çekip salona geldim.
B: Anam çen çok tatlı olmuşun yaaaa.
E: Kedi mi seviyon o tepki ne öyle ?
B: Yoo seni seviyorum.
Bana yol yaptığı belliydi. Ama hemen ayaklanmak istemedim. Tabii ben kendimi frenliyordum ama o kendini ne kadar tutabilecekti ?
E: Ayb oluyor ama.
B: Ayn yatakta olur derler (ihihihihi siritisi)
E: Pekâlâ.
Buse gözlerimin içine bakıp donakalmıştı. Sanki kimse ona arkadaş gözü ile bakmamış ve en çok istediği şey buymuş gibi. Hâlâ kendimi tutuyordum fakat Buse bunu bozmakta kararlıydı.
( https://youtu.be/WkVvG4QTO9M )
iyice bana doğru yaklaştı ve dudağımı öpmeye başladı. Biraz emiyor birazda ısırıyordu. Aynı şekilde karşılık vermeye devam ettim. Tüm vücudunu yaklaştırdı. Vücudu vücuduma deyiyordu artık. Arada kıyafet olsa bile dikleşen gögüslerini hissettim. Dudağını yavaşça çekerek:
B: Sanırım bir şey istiyorum.
E: Ne istiyorsun ?
B: Seni.
Kucağıma çıkmak istiyordu. Yavaşça aldım ve beline sarılırken yiyişmeye devam ettik. Bir elimi alıp yavaşça sütyenin dışından memesini sıkarken diğer elini kalçasına aldı ve sıkmaya başladı. Bazen zevkten dudağını dudağımdan ayırıp inliyordu.
B: Bakıyorum da kan bağışı başlamış ha (sinsice gülme)
E: Ha ?
B: Kızılay çadırı dikilmiş.
E: Gel de indir, ne diyeyim.
B: Erkeklerin yol göstermesi gerekmiyor mu ?
E: Odan neredeydi ?
B: Solda, tuvaletten bir önceki kapı nede-- A-Aa (çığlıklar) .
Bunu kucağıma alarak önce duvara yasladım. Daha sonra kucağıma yerleştirirken yiyişmeye devam ettim, Ayakları belimde boynuma sarılırken odasının kapısını açtım ve yatağa yavaşça uzandırdım. Daha sonra füzeleri avuçlarken bu benim tisörtümü açtı. Bende yavaşça tişörtü açtım. Dudaklarından yavaşça köprücüklerinr doğru kaydım. Önce köprücük daha sonra ise boynunu yaladım. Bu heyecanla sütyeni çıkarmaya çalışıyor bir yandan da inim inim inliyordu. O kadar güzel sesi vardı ki çoğu insanı daha duyar duymaz ayakta bitirirdi.
E: Sakin ol, ben açarım (ciksi ses tonu ve yavaş hareketler ile)
B: Durma, biraz daha hızlan.
Hızlı ve kegib bir şekilde nefes alıp verirken ben yavaş bir şekilde memelerini yaladım. Uçlarını ufak bir şekilde dişledim ve yavaş yavaş aşağıya doğru kaydım. Niagara şelalesi gibi olmuştu. Zaten yapış yapış ve sırıl sıklamdı. Ama Anadolu çomarı bakire olduğunu anlayınca züte yöneldi ve orayı yalamaya bir yandan da kl1torisi okşamaya başladı. Bi züte parmak atıyordum birde klitora. Sıra bana gelmişti. Oral sevmezdim. Bu yüzden eline tükür ve çavuşa selam ver dedim.
Çavuş savaş vermeye hazırdı. Bunu yatağa yatırıp iyice bacak arasını açtım. Önce biraz dıbına sürtüp vurdum, başını sokup geri çektim. Sonra bunun zütüne girip uzun süre yavaş yavaş inlettim. Çok sulanmış ve yorulmuştu.
Yatağa uzanıp bunu üstüme aldım.
B: Yavaş gir, hepsini zorlama.
Yavaş yavaş bunu yaparken bende yorulmuştum artık. Pıttığı okşaya okşaya bunu boşlattım ve bende züte bıraktım. (To be continued) -
29.
+2(Eirene present iyi okumalar diler. https://youtu.be/EN-yoK3ZJC4 )Tümünü Göster
Buse bunu diyince bir an afalladım.
E: Ben geliyorum ama enişte kızmasın ?
B: Bu ne, bir tür sevgililik sorgulama uygulaması falan mı ?
E: Kayın Peder diyecek halim yoktu.
B: Evlilik teklifimiydi şimdi bu ?
E: Hayır angut, evdekiler bu kim demesin ?
B: Ev boş. (Hafif sırıtma)
E: Hee beni eve atacaksın yani ?
B: Onca erkek içinde seni seçtim sende haklısın.
E : Şuan biraz incin ve terli olsam bile hâlâ giderim var yani.
B: Gider konusunu açma başımıza elektrik faturası yazarsın.
E: Normaldir, çok ciksiyim.( Tam bir bin sesiyle)
B: Hâlâ burada duracak halimiz yok. Yağmur artıyor.
E: Haklısın, peki komşular sıkıntı etmesin ?
B: Henüz tanışmadık, ev boş, ailem fark edemez, sevgilim yok, takıldığım biri ya da beni seven biri de yok. Daha sorun yoktur umarım ?
E: Var.
B: NE !
E: Böyle güzel pasta yapmayı nereden öğrendin ?
B: Ha ?
E: Neyse, ev ne tarafta ?
Kolundaydım ve yavaş yavaş eve doğru gidiyorduk. Sorularımı ev için saklıyordum. Sokağa gelene kadar sırıl sıklam olmuştuk. Gerçi onda bir sey yoktu. Hırkam onu korumuştu. Apartmana girdik. Evi 2. kattaydı. Yavaş yavaş merdivenleri çıktık. Aramızda garip bir bağ oluşuyordu. Bunu göremiyordum, ya da söylesem gülerdi belkide. Ama cidden hissedebiliyordum. Hissetmeyi geçtim, bu Allah dışında inanabildiğim 2. soyut gerçeklikti. inanmak bu değil midir zaten ? Varlığını göremediğin şeye bağlanmak, o canlı olmasa bile somutmuş gibi davranmak.
Kapıyı açmak için kolumdan çıktı ve eğildi. Pantolonu ıslak ve dardı. Donunun çizgisini görüyordum. Sonra durdum ve dedim ki, iki dakika da çadırı kurma lan gibik. Hemen tav olma kıza. içeri geçtik.
B: Çok ıslanmışsın.
E: Hiç belli olmuyor değil mi ?
B: Ne demezsin (kikirdeme).
B: istediğin bir şey var mı ? Aç mısın ? Ya da içecek bir şey istiyor musun ?
E: Su.
B: Bu kadar mı ?
E: Varsa sade sodanı da alabilirim.
B: Pekâlâ. Sen salona geç. Ben geliyorum.
Salona geçtim ama çok ıslaktım. Antrenmandan sonra çoraplarımı değiştirmediğim için yedek çorabım yoktu. Öğlen voleybol oynarım diye yedek tişört de getirmiştim. Salonda yavaşça üstümü değiştirmeye başladım. Gömleği yavaş yavaş çıkardım. Atlet su içindeydi. Maalesef yedek atletim yoktu. Tam atleti de çıkarıyordum ki :
Buse: Hiii (korkma efekti) sırtına ne oldu ?
*Flashback*
Ben: Ya Gürkan dıbını delerim bak şu kızı rahat bırak.
Gürkan: Ne olacak lan gibik ? El âlem-in kızını korumak sana mı düşüyor ?
B: Korumuyorum, tam aksine senin yanlış yolda olduğunu ve ceza alabileceğini söylüyorum. Kızı her fırsatta parmaklıyorsun. Ya dayak yersin ya da ceza alir-
G: Senin korumana mı kaldık lan.
Beni itmişti, daha sonra kafamı çarpıp düştüm. Bir sürü darbeden sonra takatim kalmadı ve bayıldım. Uyandığımda ise başımda bir hademe beni tokatlayarak ayıltmaya çalışıyordu. Ama sınıfta bir gariplik vardı. Yerler kan, bir sıra ise ayağı kan içinde havadaydı. O kan yere damlayarak rahatsız edici bir ses çıkarıyordu. Sağ kolumu oynatamıyordum. Bu hademe kimdi ? Ben neredeydim ? Burası benim okulum muydu ? Hangi sınıftı ? Saat kaçtı ? Sağ omzum neden ağrıyor, sağ kolum neden hareket etmiyordu ? Koridorda koşarak gelen biri vardı. Eirene diye bağıran bir kadın ? O kimdi, yoksa annem mi ? Sesi çok tanıdıktı. Dünyanın en güzel kadınının sesiydi o. Annemdi. Gözlerimin önünde karanlık bir perde vardı, hareket edemiyordum. Kımılda hadi lanet olası beden, bu soğuklukta ne ? Yine mi şuurumu kaybediyorum ?
• Now*
E: Ufak bir sakatlık.
B: Dikiş izleri pek öyle demiyor ama ?
E: Peki sen bugün Özge ile kavga ettin mi ?
B: Biraz tartıştık.
E: Aç o biraz kısmını.
B: Senin yanına gitmek istediğini, benimde onla birlikte gelmemi söyledi. Ama gitmek istemediğimi belirttim. Bana seninle bir derdim olup olmadığını, geçen gün bizi yolda konuşurken gördüğünü ve ne konuştuğumuzu sordu. Bende geçiştirdim. Birden kavg-
E: Anladım devdıbını anlatmasan da olur. Peki sen niye gelmek istemedin ?
B: Imhh şe-
E: Dur tahmin edeyim, çünkü korktun.
B: Yaaa hay
E:Evet.
B: Biraz.
Benden korkması iyi bir şeydi. Bu onun yanlış yapmaması için yeterli bir sebepti. -
28.
+2Her şey tamamdı, son aşama olarak parfümümü sıktım.Tümünü Göster
Buse: Afrodizyaklı mı o ?
Eirene:Hayır kendi terimin özelliği.
Buse: Yürüyebilecek misin ?
Eirene: Annemi aramayı düşünüyorum.
Buse: Waow, yine o siyah araba demek ? (Bin sırıtışı)
Bu kız yine ne işler peşindeydi ? Neyse, öncelikli olarak eve gitmeliydim. Annemi aradım ama dağıtımda olduğunu ve gelemeyeceğini, en az 1.30 saat beklemem gerektiğini söyledi.
E: Bele veziyyetin iççine anadolu çomarları işesin !
B: Bu ne atar be, sakin ol.
E: Ha ?
B: Sinirden deliye döndün fark etmedin mi ? mi
Evet delirttiniz beni amk. Gece saat 2 de dağıtım için müsait olan araç şuan benim için müsait değil. DELIRMEMEK ELDE MI SIZCE AYAĞIM ACIYOR BURADA.
E: Sanırım haklısın. Neyse ben eve gidiyorum.
B: Hey, dur. Bu ayakla nasıl yürümeyi düşünüyorsun ?
E: Basarak.
B: Ciddiysen komik ama espri ise espri seviyeni gibeyim.
E: Hayır ciddiydim, neyse. Iyi akşamlar.
B: Lan beklesene. Gidemezsin ki böyle. Sana eşlik etmemi ister misin ?
E: Bana fark etmez.
B: Karar ver.
E: Sen bilirsin hadi görüşürüz.
B: Hey, dur bekle.
( https://youtu.be/pMQC0oRFcsY )
Sekerekte olsa ondan daha hızlı yürüyordum. Çünkü spor yaparken sakatlanmaktan acı eşiğim yükselmişti. Ama vicdanlı kızdı peşimden geldi.
B: Nerede oturuyorsun ki sen ?
E: X caddesi.
B: Oraya da ulaşım yokki. Anca çift vesait. Ya da en az 1 saat otobüs beklemen gerekecek.
E: Sen nereden biliyorsun ?
B: Oradan 5 sokak aşağıda bulunan x caddesinde oturuyorum çünkü. Neyse inatçı keçi, madem gitmek istiyorsun yola koyulalım.
Beraber yürümeye başladık. Sol ayağım sakat olduğu için sol kolumun altına girerek bana destek olmuştu.
B: Buradan 500 metre ilerideki duraktan gecen xx otobüsü xx caddesinde bırakıyor. Oradan daha kısa sürede gidebiliriz.
Açıkçası otobüsler cok geç geliyor diye pek otobüs kullanmam. Bundan dolayı otobüsleri pek bilmezdim. Beraber otobüse bindik. Anladığım kadarı ile çok yorgundu, teni solmuştu ve biraz halsizdi. Otobüste yol boyunca kafasını omzuma koyup uyudu. Durağa varmamıza iki durak vardı. Gök yüzü sabah hafif bulutluydu. Şimdi ise iyice kapadı. Buse'yi uyandırdım fakat çok mahmur bakıyordu. Içindeki o huuru bilmesem belki aşık bile olmuş olurdum.
B: Hadi kalkalım.
E: Sıkıntı yok demirleri kullanarak kalkarım ben. Sen kendine gel de bi önce.
B: Ayh ne kadar da düşünceli kesin bna aşk yhaaa (kezban sevinci)
E: Tabii canım gözüm senden başka çirkini görür mü hiç ? ( Bin surat ifadesi)
Otobüse binmeden önce veya indikten sonra hiç garip bir konuşma olmadı aramızda. Sıkıntı ise şuydu. Buse cidden Özge ile öyle bir konuşma yaptı mı ? Yoksa Özge yalan mı atıyordu ? Ama şimdi sormayacaktım ve hiçbir şey yokmuş gibi davrandım. Eve gelmiştik, yavaş yavaş yağmur başlıyordu:
B: Eee, kapıyı açmak için komut mu bekliyorsun ?
E: Hayır, daha iyisini planlıyorum.
B: Neymiş o ?
E: Mental güçlerim ile içeriden anahtarı dışarı çıkarmayı deniy-
B: Anahtarı evde unuttun değil mi ?
E: Çok mu anlaşılır ifade ettim ?
B: Hay lanet yağmur, saçımın ıslanmasından nefret ederim. Üstüm de ince... Tanrım, neden bugün ?
Bana çok fazla iyilik yapmıştı. Kabul ediyorum hiçbir iyilik sebepsiz değildir, maddi ya da manevi bir çıkar karşılığıdır fakat ben bu kızın bir sırrını biliyordum. O da benimkini bilyordu ama ben max para cezası alırken onun hayatı kayardı. Her neyse, yaptığı iyiliğin karşılığı olarak kapşonlumu çıkardım ve üstüne örttüm.
B: Çok güzel kokuyor bu. (bali çeker gibi koklar ve orgazm olur.
Tütünle karışık parfüm kokuyordu.
E: Sen artık evine git istersen ?
B: Sen ne yapacaksın burada ? Sulanan çiçek gibi bekleyecek misin ?
E: Daha iyi bir planım yok maalesef.
B: Pekala, o zaman gel koluna gireyim ?
E: Niye ?
B: Bize gideceğiz de ondan. (To be continued) -
27.
0Yaz la hikayeyi bekliyom
-
-
1.
+1Yavaş yazıyorum çünkü sınav haftasındayım panpa, sorumluluklarım bitince tüm günümü ayiricam. Bu arada teşvik etmen cidden beni motive ediyor. Teşekkür ederim, keyifli okumalar.
-
1.
-
26.
+2Evet bildiniz, Eray ayısı ben tam havaya kalkarken bana omuz atmaya geliyordu. Hangi hayvan evladı böyle omuz atar, gazi dedesinin düşmanına omuz atıyor sanki.Tümünü Göster
Ben daha havadayken olanları tahmin edebilme kapasitesi olan Fevzi hocAm sağ olsun koşa koşa yanıma geldi.
Fevzi : Ya napıyorsunuz amerikan futbolu mu bu ?
Eray: Pardon hoc-
F: Bunun pardonluk yanı mı var ?
Öğretmenlerde meslek hastalığı sanırım bu. Uyarmaya başladıklarında duramıyorlar.
B: Hocam afedersiniz ama bana baktıktan sonra çocuğa kızsanız ?
F: Sen iyi misin ?
B: Evet hocam ondan bakmanızı söyledim.
F: Ukalalığın sırası değil şimdi.
Şu lafa da ayar olurum, sana ne lan canım ne zaman isterse o zaman ukalalık yaparım.
F:(Ayağıma dokunur, büker, hatta gaza gelip çevirip üstüne oturmaya kalk.. yok lan yok o kadar abartmaz.) Acıyor mu ?
B: Sanırım bu sorunun cevabı evet olacak.
Hocam utanmayın ya kırın, kırık değilse bile o bükülmeden sonra kopması lazım amk.
F: iyi haber, kötü haber ?
B: Yapıştırın gelsin hocam.
F: iyi haber kırık yok, kötü haber bir süre topal kalacaksın, ımh 2 hafta sürer herhalde bu. Kötü burkulmuş. Büyük ihtimalle kıkırdak zedelenmesi. ( O sırada tribüne en yakın kişi Ebru, diğer giriş soyunma odaları altından olduğu ve kilitli olduğu için ona seslendi sanırım.)
F: Ebru kö- (yazar notu: karıştırdım beyler yanlış hikâye) buz getir yavrum, seri.
ilk defa birinin Ebru'ya yavrum demesi - iyi niyetli de olsa kötü niyetli de olsa- canımı yakmamıştı.
F: Yine de bir doktora görünmeyi ihmal etme.
Sürekli sakatlandığım için yanımda bandaj, ağrı kesici hap, yanık ve ağrı kesici merhem taşırım. Aslında çantamda bir sürü şey var. Cımbız, ip, tırnak makası, krem, kolonya, ıslak mendil, selpak ve ayna. Tavsiye ederim çok işe yarıyor.
Ebru koşa koşa buzu getirirken Gökmen'den çantamı getirmesini istedim. Bir şey dikkatimi çekti, normalde olsa Ebru gözüme çok daha güzel gözükürdü. Fakat şuan eskisi kadar güzel değildi. Ya ben soğumuştum ya da ağrıdan farkına varamıyordum.
Hoca buzu press şeklinde uygulamamı soyledi.
B: Gökmen, beni kaldırıp tribüne gitmeme yardım eder misin kanka ?
G: Ben seni nasıl taşıya-
B: iyi tamam sen dur ben seke seke gi-
F: Yardım etsene olm arkadaşına. Eirene sen eve gidebilirsin, siz antrenmana devam edin daha yarım saatiniz var. Kızlar su molası bitti naş naş.
Yardım edenin amk zaten, bizim ülkede kim yardıma muhtaç durumda ise ona yardım edilmez. Bana kızmayın gerçekler bu.
Tribüne seke seke gittim, çıktım ve ilk boş yere oturdum. Buse bana bakıyordu. Ayakkabımı ve çorabımı çıkarıp krem sürdüm, bandaj sardım ve ayakkabımı giydim. Kıyafetlerimi değiştirmem lazımdı ama yürüyemiyordum. Fevzi hoca yanıma geldi :
F: Eve gidebilecek misin, aileni aramama gerek var mı ?
B: Ben ararım da şuan daha önemli bir problemim var. Kıyafetlerimi değiştirmem gerek ama soyunma odasına gidemiyorum.
F: Eğer utanmayacaksan tribünde değiştir ? Sıkıntı olmaz, sen sakatlandın.
Hocanın bu dediği şey sen CR7 sin ve kaleci yok, hadi golü at gibi bir şeydi. Fırsatı gören Anadolu çomarı durur mu ? Yapıştırdı topu tam doksana.
Üstümdeki tişörtü yavaşça çıkarmaya başladım. Atletim su içindeydi ve bundan nefret ederim. Yavaşça atleti de çıkardım. Dikkatleri üstüme çekmiştim. Ve şunu söylemem gerek, eğer dikkat sizdeyse güç sizdedir. Tabii bunu yönetmeyi iyi bilmeniz gerek. Eğer salakça bir hareket yaparsanız insanlar sizi giblememeye devam eder.
Üstüme atleti giydim, slim fit gömlek attım. Yakayı biraz açık bıraktım. Çünkü bundan 3 hafta önce 6 aylık geçici dövme yaptırmıştım. Köprücük kemiğim ile çenem arasında siyah bir kelebek kolyesi. Herkesin dikkati oradaydı. (To be continued) -
25.
+18 dakika boyunca sahanın etrafında durmadan depar attıktan sonra -ve bugün fevzi hocayla beden dersim vardı ama unutmuş. eşofman terli diye giymedim.-Tümünü Göster
Fevzi Hoca: Eirene, ortaya geç ve esneme, açma ve germe yaptır.
Hemen ortaya geçtim.
B: Gençler ortada geniş daire oluşturun, su molasını esnemeden sonra vereceğiz.
Klagib olarak sağ kolu çek, sol kolu çek ile başladım ama plan belliydi. At gibi kondüsyonum vardı. Böyle ufak şeyler beni yoramazdı. Bende maç daha kolay olsun diye onları yoracaktım. Aradan bir 5 dakika geçti, kızlardan ıgh gıh sesler. Tabii olacağı bu, dar kot ve slim fit tişört ile basket mi oynanır ? Siz ben misiniz gibikler.
Biraz daha zorlamaya karar verdim :
B: Aç bacakları açabildiğini kadar, eller bellerde. Kalçalar ve omurga dik (bunu derken yavaş yavaş yere oturmaya başladım).
Senay ( bizim gruptan en az benim kadar kalıplı 1.80 boylarında bir kız. Ama çirkin :() : Oha ama Fevzi hocam biz bunu nasıl yapalım ya ?
Fevzi : Genel olarak esneme yaptırdın mı ?
B: Evet hocam ama bacak sakatlanması geçirmesinler diye bacakta açtırayım dedim.
F: O kadarına gerek yok.
Hayallerimi yıktın huur evladı.
F: Her zaman ki gibi iki gruba ayrılın. Gökmen, Senay ile aldım verdim yap. Kızlar siz tabak ve kukaları alın.
Biz yine her zaman ki gibi maç yapacaktık. Bir kere de bize bak huur evladı be.
G: Seni seçtim Eireneçu.
S:Eray sen gel.
...
Takımlar hazırdı. Su molası bitti. Maç başlamak üzereydi.
( https://youtu.be/SCq8n_hOcN8 )
Eray ile ben karşılıklı hava atışına çıktık. Fevzi hoca Allah'tan orada hakemlik yaptı. Harbi he ne güzel meslek. Rahat, hazır ol. Onu yapın de, eşofmanlı sübyanları kes ay sonu 3500 TL maaş ...
Hava atışı başladı, yaklaşık 0.7 metre kadar havaya sıçrayarak topu Gökmen'e attım. Takımda ağzı süt koksa bile iyi oynayan bebeler de vardı.
B: Gökmen açıktayım gör beni!
Pas ister istemez Eray'ın beni sıkıştırmaya geldiğini gördüm. Ama Gökmen benden daha iyiydi. Onu iki kişi zor tutuyorlardı. iyice kapana kısılıyorken arkasından gidip topu aldım. ikimiz beraber ilerlerken önüme Eray çıktı. Bir adım geriye atıp arkadan yön değiştirme ile sağ elime aldım topu. Sağ tarafta üçlük çizgisinin gerisindeydim. Sağdan önden yön değiştirme ile sola kaçacakmış gibi yapıp, sola geçtikten sonra bacak arası ile sağdan geçip libörs ile yine soldan atağa kalktım. Hızıma yetişemeyen Eray sinir olmuştu. Atar yapsan kaç yazar dıbsız çomar ? Tam turnikeye giriyordum ki Senay önüme çıkarak blok koydu. Bende topu Gökmen'e atarak sayı yapmasını sağladım. Hoca maç başlamadan önce küçükleri de çalıştırın demişti. Neden veledlerle biz ilgilenmek zorundayız ?
ikinci sayı ise oyun başlarken benden geldi. Gökmen seri bir şekilde pas geldi fakat önüm doluydu. Bende açık bulup üçlük çizgisi gerisinden salladım. Normalde risk almazdım ama heyecansız olurdu. Zaten güçlüyüz ve kazanacağız, niye o kadar try hard oynayalım ki ?
Devamında veledlere birkaç şey öğrettikten sonra gözüm tribünlerde oturan sarışına çarptı. Yine geldi tipini si... sevdiğim. Belki sana değil başkasına geldi ne bu atar bi sakin ol dibina koyim. Buse'yi görmezden gelerek oyuna devam ettim. Biraz susadığım için pota altı oynamaya karar vererek oyun stilimi değiştirdim. Hem biraz da onlar atak oynamaya kalksın ki zevki çıksın değil mi ? Gerçi sayı tutmuyorduk ya da ortada bir iddia yoktu. Adı üstünde antrenmandı.
Pota altında Senay'ı tutarak işe koyuldum. Eray güzel bir atağa aynı şekilde Gökmen ise Ct-atağa çıkmıştı. Eray potaya atacak iken önüne geçerek engelledi. Senay'a pas geldi.
( https://youtu.be/iRuJ6SYjvZQ eğer linki açtıysan tane tane oku.)
Topu almam lazımdı fakat fırsat tanıyarak atması için ufak bir şans verdim. Atarken blok koydum ve topu aldım, üçlük gerisine çıkmıştım. Eray hırslı bir şekilde bana doğru geliyordu. Karşı taraftan düdük sesini duydum, Ebru ve daha fazla kızın ilgisi buraya dönecekti şimdi. Anadolu çomarı durur mu yapıştırdı cevabı, Eray'a bir fake attım ama yemedi işte. Hayat bu, siz plan yaparsınız ama kader zütü ile güler. Bende dibine girip bacak arası yön değiştirme yaptım fakat buradaki kilit nokta şuydu. Bacaklar benim değil onun olmalıydı. Ve olduda. Sırada Senay vardı, ama çok yavaş hareket ediyordu. Onu da geçtikten sonra Damla'nın bana perde yaptığını ve Ersin'in de bana doğru geldiğini fark ettim. Gökhan pas gel diye yirtiniyordu fakat kendim atmakta kararlıydım. Damla'dan geri kaçtım ve Ersin'i geçerek tekrar Damla'yı karşıma aldım. Geriye doğru sıçrayarak topu potaya attım ve girdi. Fakat bir gariplik vardı. Bir şey ayağıma dokunarak dengemi bozmuştu ve canım yere düşer düşmez yanmaya başladı. (Devam edecek) -
24.
+1Çok iyi hikaye knk başka bi sitede felan yazıyormusun ordanda okuyabilirim
-
-
1.
+1Hayır panpa, sadece inciden yazıyorum.
-
1.
-
23.
+1Eşyalarımı sınıfa bıraktım. Bilerek biraz oyalandım, 2 dakika kadar. Bu teneffüs 10 dakikaydı. Beni istiyorsa biraz beklemesi gerekliydi.Tümünü Göster
Ö: Daha beklemeyi düşünüyor musun ?
B: Kafama eserse neden olmasın.
Yangın merdivenlerine geçmek istediğini belirtti. Yangın merdivenleri ise kapının karşısındaydı. Merdivenlere oturduk.
B: Dinliyorum.
Özge : Bugün Buse ile tartıştık.
B: E ?
Ö: Bana bağırdı.
B: Tek tek cımbızla almamı beklemiyorsun herhalde ?
Ö: Tamam ya bekle anlatıyorum. Ilk teneffüste senin yanına gelmek istiyordum, Buse bana senin gereksiz ve boş bir insan olduğunu söyledi. Bende senin hakkında öyle konuşmaması gerektiğini yoksa sonuçlarına katlanacağını belirttim. O da bana bağırarak gibtir çekti.
B: Yani ?
Ö: SENiN iÇiN SIRA ARKADAŞIMDAN VAZGEÇTiM BE HAYVAN !
B: ilk uyarım, bağırma.
Ö: Pardon, pekâlâ. Senin için sıra arkadaşımdan vazgeçtim. Peki sen ne yapıyorsun ? Beni umursamıyorsun bile ?
B: Umursadığım şeyler ile umursamadığım şeylerin ayrımını açıklamak zorunda değilim. Buse ya da başka her kim olursa olsun, beni tercih edip etmemek sana kalmış. Ama bunu başıma kakmana gerek yok. Ben mutluyken de mutsuzken de Buse vardı, ben yine mutlu yada mutsuz olabilirim. Buse buna bir sebep değil ve eğer değil ise umurumda değildir.
Ö: Bu yüzden mi hiçbir şeyi umursamıyorsun ?
Bir kıza açıklama yapmayı hiç sevmem. Ben açıklama yapmayı ve hesap vermeyi sevmeyen biriyim. Benim düşünce sistemime göre hiçbir şey umurumda olmaz çünkü her şey kendimimdir. Beni benden başka kimse mutlu veya mutsuz edemez. Kazanç sağlayabilir ama dolaylı yoldan. Kısaca bana hitap etmeyen şeyler umurumda olmaz. Ama bunu Özge\'nin bilmesine gerek var mı ? Pekte yok.
B: Umursayıp umursamadığım şeyler beni ilgilendirir, seni değil.
Ö: Sanırım Buse haklıydı. SEN HARBiDEN DE iŞE YARAMAZIN TEKiYMiŞSiN. KEŞK- ( O sırada ayağa kalktım ve yavaşça sınıfa doğru ilerlemek için ilk adımı attım.
Ö: BEKLE NEREY-
B: Benle nasıl konuşman gerektiğini öğrendiğin zaman konuşabiliriz.
Ö: Defol git. Bir daha karşıma çıkma.
Tilkinin döneceği yer kürkçü dükkanıdır. Açıkçası sinirlenmesini bekliyordum ama bu kadar değil. Taktan bir sebepten bana duygu sömürüsü yaptın, ilgimi çekmeye çalıştın ve o kadar göz yaşını boşuna döktün diye sinirlenmen gayet normal. Gerçi bence maskara ve rimelin akması nedeniyle boşuna harcadığın paranın siniri de var bunda. Ama sinirini kontrol edememen için hiçbir sebep yok.
Sınıfa girdim ve kulaklığımı takıp en arka sırada uyudum. Zil çalınca en arkadaki çocuk ile yer değiştirip kulaklığımı çıkararak uyumaya devam ettim. Pekte gibimde değildi. içinde yatan huuru ezbere biliyordum.
Eğer dikkat ettiyseniz sevgiliniz bir olaydan ya da kavgadan dolayı siz haklıysanız daha çok sinirli ve daha çok kavgayı uzatıp, büyüterek çıkar. Niye diye soracak olursanız :
- Kendine hatası yüzünden daha çok kızgındır.
- Siz haklısınız diye daha da çok sinirlenir.
- Kızlar ilgi görmek ister ve siz o ilgiyi onlara 1'e 10 taktiği ile verirseniz bağımlı hâle gelir. Yani siz o kavgadan dolayı adam gibi mesafe koyup panpanız gibi davranırsanız köleniz haline gelir.
Tüm olay bu işte, ilgiyi gösterip kaybetmek ya da 1 ileri 5 geri ile gibip atmak.
Okul çıkışına kadar pek bir olay olmadı ya da aman aman sohbetler. Her zaman ki gibik ergem ortamları. Aranan kızlar ve erkekler, statü kasmaya çalışanlar, kendi çapında takılanlar ( en sevdiğim gruptur bu), ergen muhabbeti yapan binler ve bunun gibi gruplaşmalar.
Buse sürekli kaşı gözü oynarak beni kesiyordu, Özge nefret dolu bakışlarıyla beni öldürmeye çalışıyordu, gibik ortamlar kafamı gibmişti.
Sıra geldi basket kursuna. Bizim okulun spor salonu yok diye daha önce sözünü ettiğim spor salonuna gidiyorduk. Ebru da geliyordu. Ama o daha bebe statüsünde olduğu için hoca onu ayrı beni ayrı gruba almıştı.
Her zaman ki gibi koşu ile başladık:
Fevzi (Hoca): Eirene eşofmanın nerede ?
B: Hocam zaten esnek insanım, pantolon da dar değil. Bu günlük böyle olsa ?
F: Tamam ama bir daha olmasın.
B: Sağolun hocam.
Biz huur evladıyız zaten. Kızlar daracık kotla koşuyor laf yok, bize gelince bir daha olmasın .. (Devam edecek) -
22.
+2Sıraya geçtim.Tümünü Göster
Didem (sınıfın spor başkanı): Kıyafeti olmayanlar bahçenin bu köşesinde sıraya geçsin.
Kerem (Didem'in yannaklı versiyonu): Gençler rahat, hazır ol! Sağ baştan say.
Ben: 35 ve son.
Beden derslerini severken aynı zaman da nefret ederdim. O kadar dar eşofman ne dıbına koyayım. Ben o kadar dar eşofmanla adım atamam, ama kız kalkmış "Hıçım bının dışındı kyfıtlı rıhıt ıdımıyırım." Sus otur yerine ağzının yayını gibmeyeyim senin. Şahsen çok fazla kız kesmeyen biriyim, kabul arada bakıyorum ama onu da merak ettiğim ya da ilgimi çektiğim için. Hep erkeklerin salaklığı. Siz kızların içindeki istenme duygusunu arşa çıkararak en büyük zararı kendinize verdiniz, onları arzulayarak ağlarına düştünüz. Siz nasıl bir abazasınız ya.
Ha gerçi erkeksin arzulaman gayet normal ama işin kilit noktası şurada :
-Arzularını belli edersen gider. Ben henüz seni seviyorum diyipte bir kızla fck buddy ya da adam gibi uzun ilişki yaşayan görmedim.
Sıra dağıldı ve hoca bizi her zaman ki gibi serbest bıraktı. Bugün günlerden perşembeydi. Perşembe günleri 1 saat basketbol antrenmanım olurdu. Çok fazla sportifi biriyim. Ve bu çok güzel bir şey. Insanlar 1 km yürüyüp nefes nefese kalırken (Taekwondo antrenmanlarım hafta sonları 2'şer saat), ben Taekwondo'dan çıkıp eve yürüyordum.
Bugün basket antrenmanım var diye basketbol oynayasım vardı.
Kerem, Kaan, Yiğit ve Cengiz oynuyordu.
B: Gençler hangi takım güçsüz, ben oraya geçeyim ?
C: Yavşak ve satıcılar giremez.
B: Çıkta kural ihlali yapan kalmasın.
C: Gençler ben oynamıyorum, size iyi oyunlar.
B' Tamam lan tamam bebelerin topunu elinden almak bana yakışmaz.
Açıkçası Cengiz çok gurur yapıyor. Hayır bekaretini falan da bozmadım bu ne gurur ? Ya da menstural döngü vakti falan geldi. Çokta umurumda değildi. Voleybol oynamayı daha çok seviyordum. Hem orada Namık adında Taekwondocu bir arkadaşım daha vardı. Aramız süperdi ve karşılıklı tekmeyle voleybol oynardık.
N: Vuaaay kardeşim sen buranın yollarını bilir miydin ya ? (Yavşakça siritmalar)
2 ders boyunca voleybol oynadık, kızların topa ayakla vurmayın artık diye sitemlerini çektik. Ve ben ne yaptım, bilin bakalım ne yaptım. Dur ama önce bir tahmin et. Hayır, bilemedin. Tabii ki Ebruyu dikizlemedim, dikkatini çekmemek için zutumu yarmadım, sadece akışına bıraktım. Ömer ile Ebru yan yana gelince bile giblemedim. Kısacası mükemmel bir bad boy oldum. Bunla bad boyluk diye dalga geçmem bir yana, bence en doğru davranış stili buydu. Şimdi ne yapayım kız Ömerle birlikte diye gidip Ömer'i ya da Ebru'yu mu öldüreyim ? Ya da benle birlikte olmazsan intihar ederim falan mı diyeyim ? Ne yapıcam bunu, işim olmaz. Tek kız Ebru değil. Ve kızlarla yaşadığım hiçbir şey tesadüf değil.
Üstümü değiştirip sınıfa çıktım. Geçtiğim her yer parfümüm kokuyordu ve işin garip tarafı benim terim kokmazdı. Sınıf kapısından içeri doğru giriyordum ki :
Özge : Eirene.
B: ?
Özge : Gelir misin ? Sana ihtiyacım var. (Gözleri yaşlı, rimelleri akmış)
Şimdi gerçekleşecek sahne resmen birbirini pazarlama olayıydı. Hepinizin başına ya gelmiş ya da gelecektir. Tavsiyem kendinizi mümkün olduğu kadar ağırdan ve nazlı satın. Ha bu bana yakışmaz derseniz ve iyi cucuk olmaya devam ederseniz kız sizin orada ilginizi sanki paranızı yer gibi yiyip sonra giblememeye ya da yanınıza gelmemeye; hatta ve hatta siz niye gelmiyorsun gibi sorularla kızın üstüne gittiğinde bahaneler ile sizden kaçacaktır. (tu bi kuntúnyúd) -
21.
+1Çok güzel devam ediyor kanka devam et bırakma
başlık yok! burası bom boş!