-
76.
+2Spa merkezine gelmek üzereydik,Tümünü Göster
B: Daha ne kadar var ? (Afra tafrası yatışmış bir şekilde)
E: 1 km kadar, ha bu arada sinirlerin hafiflemiş sanki ?
B: Öyle mi ?
E: Haksız bir konuda bana sinirlenmen ... ( Ses tonunu yüksekten alçağa doğru bunu dedim ve şimdi alaycı bir tavırla) Pekte umrumda değil.
B: Ya tamam haksızdım özür dilerim ama biraz beni umursar mısın lütfen ?
E: Hem boş yere afra tafra hemde beni umursa, bu şey değil mi ya; hem ayranım dökülmesin hem zütüm gibilmesin ?
B: Ya ama (küçük bir kız çocuğu şeklinde) ne bileyim Özge öyle mesaj atınca birden şey oldum.
E: Korktun, ama neyden ?
B: Beni bırakıp gitmenden.
Kız burada alt yazı olarak senin itin oldum ister bin üstüme sür beni ister gib bir köşeye at beni diyordu.
Spa merkezine vardık, kapıda yine Halime hanım vardı. Ama bu sefer tek değildi. Yanında bir erkek daha vardı. Ve bu ... Lanet olası bin Hakan, nasıl beni burada buldun ya ?
E: Halime hanım.
H: Aaa, Eirene. Hoş geldin. Dur bakayım notlarıma, hmm evet bu gün saat 9.15 gibi teslimat geleceği bildirilmiş. Sen malları içeri taşırken ben kasadan paranı getireyim.
Ben malları içeri taşıdıktan sonra Buse ile Hakan\'ın sohbet ettiğini fark ettim.
E: Muhabbetiniz bol olsun, insan bizi de çağırır.
H: Yok be eski güzel günleri yâd ediyorduk.
B: Kendi adına konuş, hiçbiri güzel değildi.
Zaten eskiden sevgili olduğunuzu bilip bunu umursamıyordum. Umursadığım tek şey Buse\'nin AIDS olmamasıydı. Dışında bana bulaşıp suratıma vurmadığınız sürece ne tak yediğiniz umurumda değildi.
H: Çok keyif aldığını söylüyordun ama. (yavşakça sırıtıp iğnelemeler.)
H: Sahi ya arkadaş olduğunuzu biliyordum fakat bu kadar yakın olduğunuzu bilmiyordum.
B: Tahmin etmek zo-
E: Yakın olup olmamak bize kalmış ve geçmişte ne yaptığınız beni alakadar etmez. Sadece yanımda muhabbetini açmayın.
H: Hey dostum, biraz sakin olmayı de-
E: Bak Hakan zaten seni sevmiyorum, sen işine git ben işime.
B: Eirene, cidden sakin ol.
E: Yeterince delirttin biraz da sen sakinleştirmeyi dene.
B: Pekâlâ.
O sırada karşıdan biri gelir. Bu gelen Hakan'ın olduğu takımın kaptanı Umuttur.
U: Hakan, sıkıntı mı var ?
H: Hayır, yok. Sadece şu çocuk beni tekrar ezmek istediğini söyledi.
U: Geçen seni yenen mi bu ?
H: Evet.
U: Pek gençmiş, söyle bakalım veled, senin ehliye-
E: Sana ne ?
U: Bu yaptığın bir meydan okumadır ama.
E: Git işine, tek anladığın şey aracının motorunu güçlendirerek dağdaki yavaş araçları geçmen. Bu sebepten dolayı kendini takım kaptanı falan mı zannediyorsun ?
U: Çok iddialısın, bu akşam, saat 22.00'da seni her şeyimle bekliyor olacağım.
E: Pekâlâ, bizde geri vites olmaz.
B: Yapma, kaybedersin.
U: Ha bu arada, kuralları ben koyarım. Unutma!
E: Bol şans.
H: Eirene, iki dakika benle gelir misin ?
Beni kenara çekti ve konuşmaya başladı.
H: Bak dostum, beni sevmiyor olabilirsin buna saygı duyarım.
Bu dediği laftan sonra biraz kanım ısındı lan.
H: Ancak,
Buse bu sırada bize kulak misafirliği yapmak için kutu kola makinasının önüne gelir.
H: Buse benim exim ve ben hâlâ onu seviyorum. Çok güzel vakit geçirdim. ileride benimle birlikte olması için her şeyi yaparım.
E: Bu yüzden mi beni ezmek için takım kaptanın ile kavga ettirttin ?
E: Bak dostum, ne yaptığınız beni alakadar etmez. Buse seni hâlâ sevse bile umurumda değil. Ama karşıma çıkma.
H: Güzel, benle o kadar seviştikten sonra senin sevip onla birlikte olma ihtimalin yok diye düşünüyordum ve haklı çıktım.
Rule one : Karşında ben varsam haklı olma ihtimalin yoktur.
Rule two: Karşında ben varsam haklı olma ihtimalin yoktur.
Question one: Senin çükün kaç cm amk ? Bu kızın niye hiçbir yeri açılmamış o zaman ?
Her neyse, olanlar açıkçası beni sinirlendirmişti.
E: Bittiyse gidiyorum, dinlediğin için sağ ol Buse.
B: Ya, özür di-
E: Bir gün içinde farklı sebepten ötürü iki defa özür dilenmez.
( https://youtu.be/tyVy1aZITfk )
Arabaya doğru hızlı ve arkama bakmayan adımlarla yürüdüm. Anladım ki benim bu kızı gibmem onun için bir ödül olmuş. Huur kurusu seni.
B: Açıklayabilirim.
E: Açıklamanı falan dinlemek istemiyorum, bu ne yani ? Kadının cebinde parası yoksa kumbarası dıbcığı mı ?
B: Hayır, buraya taşıdığımız zaman ailem çok borç içindeydi ve bende kendi giderlerimi hafifletmek için Hakan ile çıkmaya ve onu kullanmaya başladım. Sadece bir kere birlikte old-
E: BANA NE ?
Arabaya bindim, Buse de bindi. Kontağı açtım ve hızla gazlamaya başladım. Dağdan aşağı sürdüm, suratımda azrailimsi bir ifade vardı.
B: N'olur, yalvarırım bana kız, bana küs ama yavaş sür. N'olur beni bırakma.
Dediklerinin farkında bile değildim. O kadar sinirliydim ki kan beynime sıçramıştı. Herhalde Buse'yi eve bırakır ondan sonra en sevdiğim mekan olan tepeye geçip iki bira çekerdim. içindeki B vitamini beni rahatlatmaya yeterdi.
B: Böyle yapma gözünü seveyim, kaza yapacaksın bak. Hem sorunlarımızı konuşarak halledebiliriz.
Dediği hiçbir şeyi algılamıyordum. Pek ağlak biri değilim fakat sinirlenirsem gözüm sulanır. Biraz gözlerim sulandı. Ağladığımı zannetmesini istemem çünkü bundan nefret ederim. Dağdan indik, eve doğru giderken ben hala sinirli bir şekilde basıyordum. Bir elim vites bir elim direksiyondayken buse elini elimin üstüne koydu ve
B: Sakin ol artık, konuşup çöz-
E: Dokunma bana.
B: Peki, ahh karnım. Eczane önünde durabilir misin ? ilaç alayım.
E: Peki.
Buse'nin karnı ağrıyordu. Ağrı kesici almaya gitti ve inerken :
(To be continued) -
77.
0Güzel güzel yarış lı bölümler geliyor
-
78.
0Kesin kız hamile ben diyim
-
79.
0Oh be sonunda hikaye
-
80.
0Tam eczayene girmek için arabadan inerken :Tümünü Göster
B: Bekle olur mu ?
Ses etmeden gözlerimi kaydırıp onun olduğu zıt yöne baktım ve kontağı kapadım.
Hızlıca eczaneye girdi ve geldi. Elinde bir kutu majezik vardı.
B: Sakinledin mi ?
E: Hmhm.
B: Peki seninle konuşabilir miyim ?
E: Burada değil.
Eve doğru sürmeye başladım. Eve geldik fakat arabayı kapının önüne bıraktım -yani park yerine park etmedim-, kontağı kapamadan dükkana girdim. Annem içerde bilgisayardan şirket telefonlarına bakıyordu. Yine iş peşindeydi anlaşılan.
E: Teslimatı tamamladım ama arabayı ödünç alıyorum.
A: Tamam ama çok fazla şehir içinde dolaşma. Çevirmelere dikkat et ehliyetin yo-
E: Tamam hadi kaçtım ben. (ilgisiz bir şekilde söyler)
Bugün hava açıktı, tepeye çıkıp içesim vardı fakat sevdiğim mekanları başkaları ile paylaşmayı sevmezdim ama şuan için en uygun mekanda orasıydı. Dükkandan çıktım ve arabaya bindim.
B: Nereye gidiyoruz ?
E: (Sessiz bir şekilde) Gidince görürsün.
B: Çok açıklayıcı oldu sağ ol. Neyse buna da şükür hiç sesini duyamamaktan iyidir.
( https://youtu.be/V5P59Yve3-4 )
Şehir içinde kural ihlali yapmayı sevmem. Başka insanlar da var ve dikkat dağıtıcı çok fazla unsur var. Ya dikkatim dağılır da birine bir zarar gelirse düşüncesi beni korkutmaya yetiyordu. Korkmam bir yana kendimden emin bir şekilde kullanırdım arabayı ama tedbiri elden bırakmamak gerek tabii. Tepeye çıkan yolda tekel vardı.
B: Niye yavaşladın ?
Giblemeden tekelin önünde durdum ve 4 bira almak için indim. Buse arkamdan hey diye bağırıyordu ama yine de giblemiyordum. Bir erkek başka bir kıza bunu yapsa bu tecavüz olurdu, Buse'nin yaptığı beni kirletmek, benle oynamak değil de neydi ?
Tekrar arabaya bindim. Teslimattan kalan parayı kasaya koyduğum için cebimde 200 TL kalmıştı. Bu ayki teslimat paramı almamıştım hem. Bu iyiydi.
B: Ne zaman konuşacaksın benle ?
E: Torpidodan bir paket Malbora (bilerek böyle yazdım telif yemek istemiyorum) ve çakmak çıkarsana.
B: Sigara mı içiyorsun ? (Arabanın hareket etmesi ile biralar şangırdar) Bira mı aldın ?
Duymazlıktan geldim.
B: Beni duymazlıktan gelmenden bıktım artık ne zaman konuşacağız ? Hem nereye gidiyoruz çok merak ettim.
E: Çam ve iğne ormanının tepesine gidiyoruz.
B: Anladım.
Çam ormanının tepesinde birkaç ağaç olup çimenle dolu toprak bir yer vardı. Hem şehirden birkaç kilometre uzak, hemde kafa dinlemek için ideal bir yerdi.
Tepeye vardık. Arabadan indim ve şehre en yakın ağacın dibine doğru yürüdüm. Ağacın dibine oturduktan sonra:
E: (Biramı açıp yudumlayıp, sigaramı yaktıktan sonra) E, konuşmak istiyordun. Davetiye mi bekliyorsun ?
B: Birazcık sakin olsan ? Ya bak hatalıyım kabul ediyorum ama bi empati yap. Buraya yeni taşındığımızda çok borç içindeydik. Aileme yük olmamak için bir sevgili bulup ondan geçinirim diye düşündüm. Ne bileyim 5-6 ay sonra işlerin bu kadar düzene girip, girmese bile o kadar borcu temizleyebileceklerini ? Bende Hakan'ı sevmesem bile parası var diye onla çıktım. O da beni seviyordu. Bir hadi bilemedin iki defa yattım. Zaten farkında isen bakireyim.
E: Ne dememi bekliyorsun, bakirelik ile namusu karıştırıyorsun. Tamam bunu benim demem çok doğu değil fakat hem ümit verip hemde şerefsizlik yapmıyorum. Ayrıca sen benim ailemin de mi çok iyi kazandığını düşünüyorsun ? Bende jigoluluk yapabilirdim ve bu olaylar belki benim başıma gelirdi. Belki takma dişleri dökülen bir teyze yüzünden bu hale gelecektik ? Sen olsan o zaman bana hak verir miydin ?
Bunu duyduktan sonra başını yere eğip ağlamaya başladı ama umrumda bile değildi. Diğer taraftan biranın yarısından fazlasını içmiştim. O da bir bira açtı ve içmeye başladı.
E: Eğer ben öyle bir şey yapsaydım adım tecavüzcü olurdu. 7 sülale birleşip ebemin zütüne tıpa takardınız. Ayrıca parası var diye onunla birlikte oldun ya, yarın öbür gün bana ne yaparsın kim bilir ? Belki beni de bir başkası için satarsın ve onun yanında da süper minilerle yarım tişörtlerle dolaşırsın ? Ha her şey gibiş değil ama şimdi beni yeme duygusal bir bağın olmayan kişi ile de yatmazsın, bunu hiçbir kız yapmaz.
B: (Kız çocuğu biçiminde ağlayarak) Çünkü kendimi ona borçlu hissettim. Çok fazla benle uğraştı ve en çok istediği şey bendim.
E: Çocukla çıkar için birlikteydin ama bir yandan da borçlu hissettin ? Madem ona acıdın niye hâlâ benlesin ? Benim en çok istediğim şey sen değilsin ama ya ben yerine bir başkası istese seni, benle birlikteyken gidil ona da mı vericen ? Daha ayrılmamışsın bile ya.
B: Kavgalıyız ama. Senin için gerekirse ayrılırım.
E: Konuştukça batıyorsun, benim için bir şey yapma bu saatten sonra. Ağlaman bile umrumda değil artık.
B: Beni bırakıyor musun yani ?
E: Bu günden sonra imkânın olduğu kadar bana yaklaşma.
B: Yapma, bana bunu yapma. Yalvarırım. Beni öldür ama sensiz bırakma daha iyi.
Kız burada diyor ki gavatlık yap beni affet, sensiz yapamam.
Bana doğru yaklaştı ve sarılmak istedi, salya sümük ağlıyordu. Hiç acımadım, ağlasın huur. Eğer fark ettiyseniz ben ne kadar duygusuz yaklaşsam bile canım acıdı. işte bu yüzden kızlara saf duygu ile yaklaşılmaz. Can yanıcı, kızlar yakıcı, melankolika ise söndürücü bir maddedir.
B: Lütfen sana son defa da olsa sarılmak istiyorum.
E: Hayır, deneme bile. Şuan benle konuştuğuna şükret.
B: Lütfen ya lütfen (ağlamaktan öksürmeye başlar).
E: Hayır dediysem ikiletme.
Oturduk ve bira içmeye devam ettik. Efes şişenin tadı da ayrı bir güzel be. Yanında da mal bora arkadaşımızdan 13 TL olup giren beyaz ohhh misss.
Saat öğlen 2 olmuştu, 2 saattir bira ve sigara içiyorduk fakat yetmiyordu. Hiçbir şey yapmasım yoktu.
Biraz daha bira almak için tekele gidecektim. Anahtara elimi attım ve kalktım.
B: Nereye ?
E: Kafam nereye eserse ?
B: Beni burada bırakıp gidecek misin ?
E: Tekele gideceğim, istiyorsan gel istiyorsan bekle.
B: Bugün son günüm ise senin yanında (gözlerini siler ve gülerek) senle gelmek istiyorum.
( https://youtu.be/GnXJvVdJuZ4 )
Kafamda dönüp dolaşan tek bir tilki vardı. Ve kulağıma sadece şu sözü fısıldıyordu "Çocuk bugün sen üzülme en azından yer yerinde, bir bakmışsın ki hayat senin beklentinin de ötesinde.". Bir şeyi hak etmek için önce ona layık olmak gerekir. Layık olana kadar ise kazanmak. Ama hiçbir kız benim gözümde kazanılacak bir şey değildi. Tek fark benim gözümde ben onlar için bir emektim, bir istek, bir nefestim. Her kız için geçerliydi bu.
Tekele inip biraları aldıktan sonra -bu sefer Efes şişe değil 1L Marmara aldım 3 şişe, arabadan ise 2 paket mal bora aldım- ormana doğru yola koyuldum. Keşke direk gibtiri verseydim. Yanımda süs köpeğinden farkı yoktu.
B: Özge konusunda ne yapmayı düşünüyorsun ?
E: Bilmem, duruma göre değişir.
B: Nasıl yani ?
E: Özge beni seviyor biliyorsun. Eğer düzgün hamleleri yaparsa beni kapar ama yok gibinin dikine giderse keyfi bilir.
B: Bize bunu yapmaya kalkan bi-
E: Biz diye bir şey olmadı ki, başımıza bir şey gelsin.
B: Peki.
Bu muhabbetin dışında normal muhabbet kurmayı deniyordu. Beni güldürmeye çalışıyordu, bende o muhabbetlere hiçbir şey olmamış gibi cevap veriyordum.
Arabadan indik ve tikime dokunmaya başladı.
E: Yapma, en sinir olduğum şey.
B: Ohaaa, reflexlerin çok iyi.
E: Hmh bu benim için hiçti.
B: O zaman bunu al.
Diyerek belimin sağ tarafına dokundu, savuşturdum. Tekrardan sola dokundu ve ikisine aynı anda dokundu. Ellerimi kaldırdım ve bileklerinden tuttum. Şaşırmış gözlerle bana baktı. Ellerimi yavaşça çekerken birden bana sarıldı.
E: (Şaşkın bir ses tonu ile) Yav Buse ne yapıyorsun ?
B: Seni kaybetmek istemiyorum, haziran ayında esen rüzgar gibisin. Havanın ne olduğu fark etmiyor. Seni görür görmez yanıyorum ama sana sarılınca rüzgarım esiyor. Kokun, hayatta bulamayacağım bir koku. Ama parfümünden değil, cildinde olmasından dolayı.
E: Buse yapma böyle.
Bazen beni ne kadar ikileme itsen bile kararımı verdim ve bana bu karardan dönmek yakışmazdı. Oturduk ve sohbete devam ettik.
B: Karnım ağrıyor. Ahhh. (ilgimi çekmeye çalışıyordu)
E: Mideni mi bozdun ?
B: Hayır, reglm geldi.
E: Bilmek zorunda değildim. Neyse, al şu hırkayı karnını ısıt.
B: Sağol, mis gibi kokuyor.
E: Leş gibi tütün kokuyor.
Spor yapsam bile bu kadar içmem doğru değildi.
B: (Güldü) iyi geldi, ama sen üşümeyecek misin ?
E: Hayır.
B: (Koluma dokunur) vay be ne sıcak kanlı insansın. Elini karnıma koysana ? Hem karnım ısınır, hemde ısı alışverişinden dolayı sende üşümezsin.
E: Zaten üşüyorum (bıkkın bir tavırla), ama madem o kadar ısrar ettin.
Karnı o kadar üşümüş ki, gerçi sen öyle tişört giydikten sonra iki kat hırka giysen ne yazar ?
Buse kolumda bana yaslı bir şekilde sızmıştı, çok üzülmüştü. Ama hak etti. Gerçi bende bir o kadar yorgun ve üzgündüm. O kadar içtikten sonra bende sızıp kalmıştım. Zaten açtım. Üşümüyordum hâlbuki. Saat 6 gibi suratımda bir şey hissettim. Sıcak bir nefes vuruyordu yüzüme. (To be continued)... -
81.
0Haci her partın arasında 1.30 2 saat var az daha seri atda keyfini çıkaralım böyle hikaye anlaşılmıyor
-
82.
0Rezervasyon
-
83.
+1Yüzüme vuran şey Buse\'nin nefesiydi, kucağıma çıkmış bir vaziyette üstümde uyuyordu. Elimi hala karnında tutuyordu.Tümünü Göster
E: Buse hadi uyan.
B: Hmm ?
E: Buse, hadi uyansana.
Tıpkı bir kız çocuğu gibiydi. Şeytan diyor öp ama yaptıklarından sonra araya mesafe konmasını hak etmişti.
B: Saat kaç ?
E: 18.21.
Uyandı ve esneyip gerinmeye başladı. Hava serinlemişti. Üşüyorduk.
E: Yavaş yavaş evlere dağılalım.
B: Yaaa, son günümüz bugün. Biraz daha duralım. Yemek falan yiyelim. Ondan sonra gidersin.
E: Aslında haklısın. Midem açlıktan deliniyor.
Yavaş yavaş silkelenip kendimize geldikten sonra yemek yemek için şehre indik. Açıkçası anlatılacak çok bir şey olmamıştı. Klagib muhabbetler, bana ettiği iltifatlar. ilginç olan tek şey benden şarkı söylememi istemesiydi. Arabadayken bu isteğini yerine getirdim. Daha sonra pek bir şey olmadı, ta ki telefonu çalıncaya kadar.
B: Ben seni sonra arasam olur mu, güzel. Zaten birazdan eve de geçerim, hmm ? Şey, ıı. Evet. Tamam oldu o zaman ben seni eve geçince ararım.
Telefonda konuşurken sesini baya değiştirmişti. Sinirim bozulmadı değil. Dişilik özelliğini kullanıyordu çünkü.
B: Şey, beni eve bırakır mısın ?
E: Peki.
Bunu evine bıraktım. Ama olanlardan şüphelendim, bu yüzden apartmanın önünde Buse indikten bir-iki dakika sonraya kadar bekledim. Çok yavaş ve bana bakarak içeri gidiyordu. Bu işte bir iş vardı. Kıllanmamın sonucu kafamdaki tilki bana bir kenara çekmemi ve motoru kapatıp olacakları izlememi söyledi. Ve dediğini uyguladım. Yaklaşık 13 dakika sonra mahalleye kırmızı bir Mitsubishi girdi. Buse apartmandan çıktı. Üstünü değiştirmiş daha az dekolteli şeyler giymiş ve hafif bir makyaj yaparak saçını düzleştirmişti her zaman ki gibi.
( https://youtu.be/CxnaPa8ohmM )
Yavaş bir şekilde elime telefonu aldım ve annemi aradım. Donuk bir ses ile
A: Alo ?
B: Anne, bu gece geç geleceğim. Araba bende olacak. Dağda olacağım. Dağıtım yapmayacağım.
A: Sen iyi misin ? Ölü görmüş gibi donuk ve sönük bir sesin var.
B: iyiyim.
A: Her neyse, bu gece işimiz va-
B: Evde görüşürüz.
Tribim sana değil, tripli de değilim. Hissedemiyorum, düşünemiyorum. Bu neydi rüya mı, yoksa daha kötüsü kâbus mu ? Olanları algılayamıyordum. Bilincim sanki yarı açık gibiydi. Olanları gördükten sonra kontağı açtım ve motoru çalıştırdım. Benzin yarım depoya düşmüştü, önce benzin almalıydım. Daha sonra da bira. Fakat vaktim azdı ve çabuk olmalıydım.
Debriyajdan ayağımı hızla çektim ve gaza yüklendim. Şehir içi kural ihlali umrumda değildi. Tek istediğim şey kafamı boşaltmaktı. Umut ile yarışacaktım ve kararlıydım.
Benzini alıp biramı bitirdikten sonra dağın eteklerine vardım. Ateş böcekleri diye takım mı olur amk ? Saat 22.00 dı ve dağa giriş yaptım. Tüm izleyiciler ve arabalar onlar dışında yendikleri takımlara da aitmiş -sonradan öğrendim-. Cidden iyi bir baskı var fakat baskısı falan umurumda değil. Yenmek için geldim yenmeden gitmem. Bir sürü kız vardı, hepsi de hurul hurul huurdu. Ben böyle kızlara huur dışında başka bir şey diyemem kusuruma bakmayın. O kadar dar ve ince giyip nasıl rahat ediyorsunuz ? Yavaş ve normal bir şekilde başlangıç çizgisine geldim. Siyah evo başlangıç çizgisinde yerini almıştı. Önce dağa çıkar gibi gittim, daha sonra el freni çekip 180 derece dönerek başlangıç çizgisinde hiza almaya başladım. Arabadan indim. Her zaman ki gibi flashlar patladı. Umut'un yanına yaklaşarak
E: iyi olan kazansın.
U: Hemen o kadar rahat olma.
E: Ha ?
U: Sana bu sabah benim kurallarım ile yarışacağımızı söylemiştim.
E: Hadi yap muallaklığını da görelim hadi.
Araya hakem girdi.
H: Bu sıradan bir sprint yarışı olmayacak.
Sprint ne dıbına koyduğum onu açıkla önce.
H: Ölüm kalım yarışı olacak aynı zamanda.
E: Ha ?
H: iki yarışçının da bir eli direksiyona koli bandı ile yapıştırılacak.
E: Peeekiiii. Hadi başlayalım.
( https://youtu.be/PGfSaVDymjk )
Arabaya geçtik. Ama bu sefer yarışı başlatacak kızda bir değişiklik vardı. Umut ile çok samimiydi. Yoksa sevgilisi falan mıydı? Yok lan bu meteor o kazmaya bakmaz. Aaa ötpü, ananı satayım o züt ne. Of kalktı.
Hakem geldi ve arabanın içini görünce şok oldu :
H: Turkiye'de sağdan direksiyon kullanmak yasak değil mi ?
E: Yakalanmadığın sürece sanırım hayır.
H: Pekala, Sağ elini direksiyona koy. iyice kavradığından emin misin ? Pekala, güzel. Fazla sıkmadım umarım ?
E: Hayır.
H: Bol şans.
E: Sağol.
Korku filminden çıkmış gibi somurtmama rağmen insanlar beni normal karşılıyordu. Gerçi herkesin kötü günü olabilie gayet normaldi bence.
Kız sol elindeki meşale yaktı. Sağ elindeki meşaleyi de yaktı. Önce gövde hizasına, daha sonra baş üstüne daha sonra da yere fırlatarak yarışı başlattı.
Kalkışta nedense tüm gücünü kullanmıyor gibiydi evo, ama kalkarken burnu benden öndeydi. Belki de gücü yerine torka vermişti güç dağılımını ? Bu soruya yanıtı verecek ilk yer ilk virajdı. ilk viraja gelene kadar düzlükte ne beni geçmeyi denedi ne de aramızdaki fark açıldı. Böyle sürmek ne kadar doğru bilmiyorum fakat dikkatli olmalıyım. En ufak bir hata insanı ölüme zütürür. Ve işin ilginç yanı viraj alma açımı ne kadar kısıtlayacak bilemiyorum.
ilk viraja geldik. Vitesi viraj girişine kadar 4'ten 3'e çektim ve motor freni ile 20x100 devire kadar düştüm. Viraja girerken hill and toe ile 2. viteste düştüm ve direksiyonu kırdım. Kırarken aracın yeteri kadar dönmediği ve biraz daha dönemezsem bariyerlere gireceğimi fark ettim. Umut ise hâlâ arkamda ve benden daha düzgün bir şekilde viraj alıyordu. Direksiyonu kırmak için neredeyse kas tendonlarımı koparacaktım ama 1 turu anca döndü. Bariyerle aramdaki mesafeden çimen bile geçemezdi. ilk virajda analizini tamamladığım şeyler :
- Umut'un torku ve dönüş çapı benden daha fazla, hpsi ise hemen hemen aynıydı.
- Direksiyon tam tur bile dönmüyor ancak 0.75 kadar tamamlıyordu. Bu da demekti ki araç yön bulamıyor.
Aklıma bir fikir geldi, virajı alırken direksiyonu kırıp ondan sonra vites düşürüp daha çok hızlanacaktım. Hem yarış çizgim değişecek ve bu bana ivme verecekti. Hemde daha rahat dönecektim. 2. viraja girerken bunu denedim ve daha iyi bir sonuç aldım. Eğer böyle giderse bu yarışta yenilirdim. Bu yüzden 4lü virajda su yolunu yine kullanarak arayı açmam gerekliydi. Ama aklımda bir plan daha vardı. Viraj çıkışlarında da su yolları bulunuyordu. Bu su yollarını kullanmak bana ivme verecekti. Tabii bu planları 4lü viraj için kullanacaktım.
3. ve 4. viraj da aynı şekilde geçti. ( https://youtu.be/t5umckO0JUE ) 5. virajı alırken arkamdan tamponuma bir şeyin dokunduğunu ve aracın dengesinin kaybolduğunu hissettim.
Bin evladı bana arkadan çarpmıştı. Viraj sola doğruydu bu yüzden araç yavaş yavaş viraj dışına sürüklenirken sola doğru spin atıyordu. Drift yaptığım için direksiyon sağa dönüktü. Debriyaj ve frene basarak direksiyonu sola kırdım. Beni iyice sinirlendirdi bin evladı. Spin atarken yanımdan geçişini gördüm. Sanki hayatım gözümün önünden kayıyor gibi yavaştı. Ve o yavaşlıkta bu binin sırıtışını gördüm.
4lü viraja az kalmıştı ama arabam resmen durdu ve yeniden çalıştı. ilk virajda ters yönü kullanarak çimenlerin olduğu su yolunu kullandım. ikinci virajda ise su yolunu kullanıp aracın gövde kısmını hafif bir şiddette bariyerlere çarparak reverse drift yaptım ve viraj çıkışı su yolundan devam ettim. Neredeyse yakalamıştım o bini. Sinirden deliye döndüm. Yine hiçbir şey hissetmiyordum. Arkasına geldim ve su yolunu kullanarak çimenlerde geçmeyi deneyecektim fakat karşı şeritte bir otomobil göründü. Bende bunun arkasında durdum ve olduğum şeritten çıkmadan drift yaptım. Her tarafta alkış tutan insanlar vardı. Herkesin yıldızı olmam bir yana 4 lü viraja gelmiştik. Umut'u 2. viraja girerken geçtim. 3. Viraj sonunda bana tekrar vurmayı denedi ancak ben virajı aldım. Daha sonra onu arkamda görmedim.
Yarış bitmişti ve ben kazandım. Elimdeki bant hâlâ duruyordu fakat umurumda değildi. Eve doğru gidiyordum. Aklımda tek bir soru vardı. Buse şuan ne yapıyor ? Ne yaptığını merak ettiğim için onların arka sokaktan girdim. Motoru durdurdum ve aracın içinde beklemeye başladım.( https://youtu.be/gSSZT8k2pSc )
Beklediğim gibi bir süre sonra Hakan ile birlikte geldiler. Hiçbir şey demeden Çam Ve iğne ormanına doğru yola koyuldum. Cebimde 70 tl para vardı. 2 bira daha aldım ve geceyi seyrettim. Doğadaki her dişi böyleydi. Yaratan her şeyi böyle bir düzen içinde mi yaratmıştı cidden ? Yoksa insanların duyguları ile günahları aynı şey miydi ? Belki de cehennem dünyadır ama biz farkında değilizdir. Duygularımız bizim günahlarımızın bedelidir ?
Her neyse dedim ve yaktım bir sigara.
Biram bitince eve döndüm.
A: Neredeydin, niye açık değildi bu telefon ?
E: Sana da iyi geceler.
A: Çabuk buraya gel. Araba nerede ?
Çıkar ve arabaya bakar.
A: Anasını gibmişin lan arabanın.
Çıktım ve ılık bir duş alıp oda kapımı kitledim. Saat gecenin 2 siydi. Yatağa uzanmam ile sızıp kaldım. (To be continued) ... -
84.
0Afedersin ama hikayeyi okunmaz yaptın amk
-
-
1.
0Okumak istemiyorsan okuma, herkesin edebi zevkine hitap edemem. Yazmıyorsam da işim vardır. Rezini al bitince oku.
-
1.
-
85.
0Bugün az part geldi ya ama adama da hak verelim sınav dönemiymiş
-
-
1.
+1Panpa daha calışamadım bile
-
2.
0Haci kusura bakma bilmiyordum
-
1.
-
86.
+1Saat sabahın 14.00 idi. 12 saat uyunur mu dıbına koyim ? Zaten düzen yannak kürrek. Ben üstüne ek olarak birde hipotalamusumu gibip daha da athaletli oluyorum. Nasıl bir varlığım ben ya ? Beni niye yarattın yav ? Ben olmadan da dünya güzel.Tümünü Göster
Bugün beni uyandırmaya gelen olmamıştı. Ama başım çok ağrıyordu. Gittim ve ılık duş aldım. Dişlerimi fırçaladım. Ama sigara ve alkol tüketiminden ağzım fare leşi gibi kokuyordu. Bu yüzden ağız gargarası yaptım. Bak hemde böyle hığğğk fpü. Sakallarım uzamıştı. Şans eseri abim daha bugün çıkmadan tıraş olmuş. Makine de şarj vardı. Gerçi duştan önce yapsam daha iyi olurdu ama ben duştan sonra yapıyordum. Hem sakal su yiyince yumuşuyor hem de daha gür çıkıyordu. Bu yüzden sakal traşı olmadan önce yüzünüzü yıkamanızı tavsiye ederim.
Aşağı indim.
E: Günaydın.
A: Günaydın.
E: Geç kalktım kusuruma bakma.
A: Dünkü hâlini görünce bir şey yapmadım ama dün dağda ne oldu anlat bakayım.
E: Ateş böceklerinin liderini elim bantlıyken yendim.
A: Ne, bir ölüm kalım yarışı mı ?
E: Evet.
A: Arabanın kenarına ne oldu peki ?
E: Bana çarptığı için hırslandım. Yakalamak için ise reverse drift yaptım.
A: Pekâlâ. Normalde ağzına sıçardım fakat bu zafer için seni tebrik ederim.
E: Sağol da ben açım ya.
A: Yannamı ye.
E: Yav anne.
A: Bana ne erken kalksaydın.
E: Hmm, öf pekala.
Kendime kaşarlı ve salamlı omlet yaptım. Her zaman ki gibi sütümü içtim, peynirimi ve zeytinimi yedim, reçel ve tereyağı alarak kahvaltımı bitirdim. Tamam altımda S2000 olabilir ama bunun kahvaltıda ne değişikliğini bekliyorsunuz, portakallı ördek yememi falan mı ? Öyleyse daha çok bekleyeceksiniz.
Saat 3 olmuştu. Vitamin ekgibliğinden dolayı takviye kullanıyordum. Haplarımı aldım. Bugün 4.30 ile 7.00 arası taekwondo antrenmanım vardı. Ayağım da neredeyse iyileşmişti. Odama çıktım ve ağırlık çalışmaya başladım. ( https://youtu.be/pVLmZMjxfjw )
Kafamda bin tane soru vardı yine. Tilki konuşmaya başladı. Bana dediği tek şey şuydu "Negatifliklerden kaçın ve odaklan." Dediği gibi yaptım. Yarım saat kol ve sırt kası çalıştıktan sonra 30 dakika da kum torbasıyla cilveleştim. Saat 4.00 idi. Otobüs gelmek üzereydi. Hazırlandım ve caddedeki durağa yürüdüm. Yürürken Buse ile karşılaştım ama görmemiş gibi yaparak devam ettim. O da benden pek farksız değildi herhalde. Saat 4.25 gibi kulübe girdim ve üstümü değiştirip ısınmaya katıldım. Hoca 1 saat teknik, 30 dakika reflex, 30 dakika yakın dövüş ve son 30 dakika müsabaka yapacağımızı söyledi.
Teknik çalışmaya başladık. Önce palding dwi-cha-gi, ardından surat hizasında tolyo dwi-cha-gi. Bu şekilde her zaman ki antrenmanımızı yaptık. Sıra geldi müsabakaya.
Hoca: Eirene, muhsin ile eşleş.
Muhsin genç ama yapılı bir çocuktu. 16 yaşında ve yeni siyah kuşak olmuştu.
H: Parooo!
Selamlaştık ve başladık. Palding ile geldi. Çok hırslıydı. Yaop-cha-gi ve zig zag vuruşlar denedi ama hepsini boşa çektim. Dwi-cha-gi, palding ve tolyo combosu ile bitirecektim ki zıplayarak faul yaptı.
H: Hong, kamçam !
1 puan cepteydi.
H: Paroo!
Selamlaştık ve pandal-cha-gi vuruşumdan sonra,
H: Paro. Eirene yeter size bu yoksa kan çıkacak. Sinirini kontrol et, dostun olsa bile amacın öldürmek değil etkisiz hale getirmek. Unutma.
Acaba hoca haklı mıydı ? Çok mu sinirliydim ? Antrenmanın ardından kulaklıklarımı taktım. ( https://youtu.be/kgAqQ4pWL8k ) eve doğru giden otobüse binmek için durağa yürüdüm. O sırada Eda'da duraktaydı. O da benle aynı kulübe geliyordu.
E: Eirene, selam. Naber ?
B: Mükemmeeeeel, sen ?
E: Bende iyi. Müsabakada efsaneydin.
B: Yok be sadece her zaman ki vuruşlarımı yaptım.
E: Sanırım bu demektir ki her zaman mükemmelsin.
B: E haliyle.
E: Neyse, bu akşam sizinkileri de al bize gel.
B: Niye ?
E: Annem çağırdı. Sürpriz dedi.
B: Eve gidince bizimkilere söylerim.
O sırada otobus gelir ve aynı otobüse bineriz.
E: Eee, okul nasıl ?
B: Ama ayıp yaaahuu, ben sana kampüs nasıl diye soruyor muyum ?
E: Hahaha, her zaman ki müthiş esprilerin. Kampüs, kampüs, lanet kampüs ...
B: Niye lanet ya ?
E: içeride erkek yokluğundan neredeyse kızlar lezbiyen olacak.
B: Ya şey, ... ?
E: Ney ?
B: Sizin şu kampüs neredeydi arada bir uğrar kız keserim.
E: Aşk olsun ya, insan bizi görmeye gelir önce.
B: Seni görme bahanesi ile keseceğim zaten.
E: Hmmm, hayır.
B: Yaaa, tamam be söyleme bende başka kızlara bakarım.
E: Gözlerini oyarım senin.
B: Ya, ama niye ?
E: işte. Başka kızlara bakmak yok. Pis herif seni.
B: Diyene bak, erkek yokluğundan eş cinsel olacak ama bana pis diyor.
E: Ha ha ha. Ayrıca ben o erkeklere kalmadım tamam mı.
B: iki güne fikrin değişir merak etme .d
Otobüsten indik. Eve gitmek için duraktan yürüyordum.
E: Neyse, görüşmek üzere, annenlere söylemeyi unutma.
B: Tamam.
Eve dükkandan geçmeyi düşünüyordum. Dükkana girdim ve yine onla karşılaştım :
E: Eirene, burada ne işin var.
B: Burası bizim dükkanımız ama senin ne işin var ?
(To be continued) -
87.
0rez aldım bakarım sonra
-
88.
+2Ebru: Neeeğy, burası cidden sizin dükkanınız mı ?Tümünü Göster
ANANI GiBEYiM, EBRU, BENiM YATAĞA ATMAK iSTEDiĞiM KIZ HEM DE BiZiM DÜKKANDA.
B: Bunu dediğime göre sarı çizmeli amehmet Ağa\'nın sanırım.
E: Vay be, güzel espri. Kızlar gülüyor mu bare ?
A: Sanırım tanışıyorsunuz ?
B: Dövdüğüm basket kaptanının eski sevgilisi.
E: Harbi ya, acaba ne oldu Şamil\'e ?
B: Bula bula bu soruyu mu buldun soracak ?
A: Başka bir şey lazım mı kızım ?
E: Hayır, sağ olun.
B: O değil de senin ne işin var burada ? Senin evin buraya yürüme mesafesi ile 15 dk uzaklıkta.
E: Canım bira çekti.
B: Anneee anneee, cık cık cık. 18 yaş altına satılır mı hiç ?
A: Sana içirdiklerimi toplasak idam edilirim pezecenk (kahkaha atar).
B: Yok yav böyle ölmem atom bombası falan at üstüme ?
E: (Güler) Ne şen şakrak ailesiniz ya siz. Neyse benim yolum uzun ben çıkayım.
A: Eirene'nin işi var o bıraksın seni ? O tarafa doğru gidiyor zaten.
ANNNEEE ANNNEE NABIYON, EHLiYETiM YOK ANNEE. Ama güzel orta hakkını yemeyeyim.
Kaş göz yapsam bile giblemedi.
A: Aynı dağ, oteller kâğıtta yazıyor, araba yuklü. Süre sınırın yok rahat sür.
E: Ha ? Anlamadım ? Sen araba mı ku-
B: 13 yaşından beri.
A: 13 yaşından beri.
E: Neeeeğ ?
B: Ben bırakayım mı ? Ölmezsin korkma.
E: Denemekten zarar gelmez bence. Dışarıda park yerinde ki siyah araç bizimki. Sen çık ben geliyorum.
Ebru dükkandan çıkar.
B: ANNE SENi YERiM YERiM, SEN DÜNYANIN EN GÜZEL HATUNUSUN YA.
A: Tamam len şımarma.
Dükkandan çıktım ve arabaya gittim.
( https://youtu.be/zVJ5gsLeCSM )
Ebru sağ tarafta bekliyordu.
B: istiyorsan anahtarları vereyim sen sür ?
E: Ne alaka be ?
B: Sağda niye bekliyorsun ?
E: Yolcu kapısı diyee.
B: Bu senin bildiğin arabalardan değil.
E: Ne farkı var, şaha mı kalkıyor ?
B: Hayır, şoför kapısı sağda. (Gülümsedim)
E: Haaaağ. Tamam o zaman ben, şey. Sola geçeyim.
B: Bekleme yapma ticari devam et.
E: Sensin ticari, ben senin kadar büyük değilim.
Arabaya bindik ve çalışırdım. Anlaşılan çok hoşuna gitmişti.
E: En bu arabayı daha önce görmüştüm yaa.
B: Nerede ?
E: Bizim evin önünden geçerken.
B: Ne zaman be ?
E: Dün ya da önce ki gün, şeyle birlikteyken.
B: Ömerle birlikteyken demek istedin sanırım ?
E: Onun adını ağzına alma.
B: Tamam be atar yapma.
E: Aldatılsan sende aynısını yapardın.
VAAAAY HHUUUUR EVLADI VAAAAY.
B: Bu yüzden mi bira aldın ?
E: Hayır, bilmem, belki, evet.
B: Peki eline ne geçti, amacın ne , içince ne olacak, eline ne geçecek ?
E: Hiçbir şey.
Cebimden cüzdanımı çıkardım ve içinden 7.5 tl çıkardım.
B: Al şu parayı.
E: Ne yapıyorsun be ?
B: Birayı satın alıyorum.
E: iyi ama neden ?
B: içinde B vitamini var ve benim vitamin ekgibliğim var.
E: Cidden mi ?
B: Şaka yapıyora mı benziyorum ?
Yüzüme baktı ve.
E: Im ıh.
Evine varmak üzereydik ki:
E: Bende senle birlikte gelsem ? Dönüşte bıraksan ?
B: Bana fark etmez de ne oldu ki ?
E: Mubabbetin hoşuma gitti.
B: Peeekiii.
E: Peki neden böyle bir araba aldınız, özellikle dağıtım için ?
B: Uzun hikâye. Dinlersen bir ara anlatırım.
E: Olur, ama söz mü ?
B: Söz.
E: Unutma bak, söz vermek züt vermeye benzemez.
B: Niye birden bu kadar atar yaptın ki ?
E: Sözlerini tutmayan insanlara sinirliyim.
B: O zaman o insanları düşünme.
E: Ama seviyorum.
B: Zengin insanlar da hükümeti seviyor ama vergi kaçırıyor.
E: Vaaay beee, güzel örnekti.
B: işimde iyiyimdir.
E: Eğer araba kulllanmaksa, henüz bir sey diyemem.
B: O ikinci işim diyelim ama asıl işim farklı.
E: Neymiş o iş ?
B: insanları manipüle etme.
E: Nasıl yani ?
B: Bas baya. Ben seni ikna etmesem sen bu arabaya gelmezdin.
E: Sanırım doğru bir tespit.
( https://youtu.be/U5rLz5AZBIA )
Bin sırıtışı attım. Dağın eteklerine gelmiştik. 4'ten 3 e çekerek hızlandım.
E: Hey, sakin ol.
B: Hadi bakalım sen karar ver işimde iyi miyim değil miyim ?
Çok abartılı bir şekilde olmadan normal hızda driftler yapmaya başladım. Düz yolda basıyor virajda ise sadece arabayı sürüklüyordum. işin keyifli kısmı ise Ebru'nun hoşuna gitmesiydi.
E: iyi az kalır. Normalde beni arabalar tutar. Ama nedense bu sefer hiç tutmadı. Ve işin garibi roller coazter gibiydi.
B: Leblebi ye iyi gelir.
E: Hadi canım hiç aklıma gelmemişti yani şimdi sende Allah aşkına. ilk otele teslimat için varmak üzereydim. (To be continued) ... -
89.
0Rezervasyon
-
90.
0Panpaa yaz haddiiii
-
91.
+1Ebru\\\'dan dolayı anneme haber vermeyi unutmuştum. Zaten düşük hızdaydık ve arabanın dönüş çapı iyi olduğu için sol ayağımın dizini direksiyona koyarak telefonu aldım.Tümünü Göster
E: Napıyorsun be ?
B: Annemi aramam gerekiyor.
Annemi aradım.
B: Anne, dükkandayken söylemeyi unuttum. Bu gün Eda\\\'lar bizi çağırdı. Akşam için.
A: Haberim var, Emine teyzen söyledi.
B: Ha iyi o zaman, görüşürüz.
( https://youtu.be/RhU9MZ98jxo )
Şöyle bir huyum vardır. Görüşürüz der demez telefonu kaparım.
E: Bu kadar acil aradığına göre akşam sana kız falan istenecek herhalde.
B: Yanlız, kız bizi çağırdı.
E: Ha iyi haber yani, onlar seni isteyecek.
B: Fena olmaz ya, at gibi kız.
E: Ne kadar pisliksin be, insan yok gözüm onda falan değil der geçiştirir.
B: Aslında haklısın gözüm onda değil.
E: Aaaa, niye ki? Az önce at gibi kız dedin.
B: (Şakaya vurarak) Sen varken gözüm onu görmüyor.
E: Ben daha güzelim yani ?
B: Gönül bu, ota da konar taka da.
E: Yaaa, bir an ben daha güzelim diye sevinmiştim.
Kızlarda ki bu egoyu anlamıyorum. O at lan at. Bin üstüne jokeylik yap amk. Sen değer görüyorsan iki gram dolgun zütün var diye, hemen zütün kalkmasın.
Teslimatı yaptım, 2. otele gidiyordum.
E: Sen cidden her gün bu işi mi yapıyorsun ?
B: 13 yaşımdan beri.
E: Anne karnında kullanmaya başlasaymışsın.
B: Annemin niyeti oydu da içeri araba sokamadık.
E: Hahaha, iyiydi bak bu.
B: Her parmağımda ayrı marifet vardır.
E: Peki bu senin sosyal hayatın ya da günlük hayatında sıkıntı yaratmıyor mu ?
B: Her iyi şeyin bir kötü yanı vardır. Uyku düzenim ya da belirli bir sosyal çevrem yok. O anki şart ve duruma göre değişiyor.
E: Sevgilin yok yani ?
B: Olsun mu ?
E: Bilmem, sana kalmış.
B: Peeekiii, bence de olmasın ya.
E: Aynen ya, çok gereksiz. Özellikle erkek sevgililer. Hep aldatıp üzüyorlar.
B: Ben bu genellemeyi yapsam ağzıma sıçardın. O yüzden kafalarına dikkat et.
Kız bana sinyal mi yaktı anlamadım. Aslında atağa geçip sevgili yapabilirdim fakat gelecekte neler olacağını tahmin edemiyordum. Bu yüzden biraz daha durup, düşünmeye ve gözlemlemeye ihtiyacım vardı.
E:Niye kızıyorsun ki, ben zaten üzgünüm.
B: Bu konunun üzgün olmanla alakası yok. Ben eğer \"Ya aslında tüm kızlarda huurumsu fakat erkekleri de gibesim yok.\" tarzı cümleler kursam sende benim ağzıma sıçardın.
E: Sanırım haklısın. Ama ben hu-
B: Al başına belayı. Ben sana huur mu dedim.
E: Ben neyim erkek mi ?
B: Peki ben aldatıyor muyum ?
E: Ne bileyim hiç senle çıkmadım.
B: Pekâlâ, hiç senle çıkmadım demek; sizin şirketi hiç denemedim demek gibi bir şey. Ben uçak mıyım ?
E: Tamam haklısın.
B: Haklıyım tabii. Ayrıca sen huur değil meleksin.
E: Yaaa, sağol.
B: Ama şeytan olanından, ihihihihi.
E: Üf be, çok kötüsün. Bir karar ver.
B: Karar mı ? Al sana karar. Anayasanın 935. maddesinin 48. fıkrasına dayanarak seni benim ilan ediyorum. Mahkeme bitmiştir, lütfen salonu terk ediniz.
E: Oha, ben karar ver dedim sen duruşmayı bitirdin.
B: Sende bir takı beğenmiyon heee.
E: Belki de Ömer bu yüzden be-
B: Bu arabada bir daha Ömer lafı duyarsam önce Ömer\'i sonra Ömer diyeni giberim. Bana ne lan Ömerden.
E: Yaaa, çok kötüsün.
B: Ben diğer erkeklere benzemem.
E: Niye, senin dört bacağın mı var ?
B: Hayır ama üçüncüsü ile dört bacaklı görevi görebiliyorum.
Karşında anadan doğma ulu Anadolu çomarı var, sen bu hazır cevap hızına yetişebilir misin ?
B: insan bir teselli ederdi be.
E: Dost acı söyler, benden gerçekler çıkar. Teselli çıkmaz.
B: Bu yüzden çok kötüsün.
Bu şekilde 2. teslimatı da tamamladık. Ebruyu eve bırakacaktım şu konu açıldı:
E: Sen Şamil\'i niye dövdün ?
B: Hak etti.
E: Ama me yaptı.
B: Bir kız hakkında çok ileri geri konuştu. Beni de konuya dahil etmeye çalıştı. O zamanlar o kız benim arkadaşım gibiydi. Onun ise sevgilisiydi. Melek gibi güler yüzlü, deniz gibi dalgalı saçlı, ağaç gibi sevli boylu, mavi gözlü olmasa bile gökyüzü gibi bakan gözleri ile güzel tarzlı bir kız. O muhabbeti devam ettirmemesini söyledim. O ise beni dinlemedi. Bende beni dinlemesini sağladım.
E: Peki kızla aranız şuan nasıl ?
B: Yaklaşık 2 senedir pek bir konuşmuşluğumuz yok. Arada bir koridorda karşılaşıyoruz. Fark ediyordur belki ama bilemiyorum. Belki de bir daha konuşacağamız yoktur.
E: Ben o kızla aranı yapmayı denerim. O anlatıştan sonra hayran kaldım o kıza.
B: Denemene gerek yok, eğer kendi konuşmak isterse benimle vakti gelince konusacaktır zaten.
E: Neyse, her şey için sağ ol.
B: Rica ederim.
Gazla, gazla, gazla. Motoru ikiye at. iKiYEE AT iKiYE AT. MOTORU BAGiRTMA, MOTORU BAGiRTMASANA OGLiM. SANIRIM MUTLUKUKTAN DOPAMiN ORGAZMI GEÇiRiYORUM. BU GÜNLERDE BAŞIMA GELEN EN GÜZEL OLAY BU YA. AYYY YERiM ÇENi BEN. Ebru bana sinyali yaktı, ben ise sellektörü yapıştırdım. Bu karşılıklı moonwalk yürüyüşünden sonra mutluluktan yakarak eve doğru sürmeye başladım. Eve varmıştım.
A: Hoş geldin.
B: Hoş geldin.
A: Ne ?
B: A, ne ne ? Yok bir şey. Hoş buldum.
A: Hayret, iyi misin ?
B: Ot çekmiş gibiyim, iyi değil mükemmelim.
A: Bu iyi bir tanım mıydı kötü bir tanım mıydı ?
B: Bilmem.
A: Neyse, çık duş al ve giyin. Bugün önemli. Emine teyzenlere gitmemiz gerekiyor.
Duşumu aldım, beyaz gömleklerimden birini giydim. Altıma kotumu çektim. Deodorantımı sıktım, parfümümü sıktım. Bu sefer saat olarak siyah plastik kordondan olan saatimi giydim. Üstüme siyah kapüşonlu çektim. Bilekliklerimi aldım. Gümüş küpeleri siyah ile değiştirdim. Sol kulağımda 1 tane nokta, iki tane sarkaçlı; solda ise 1 nokta bir sarkaçlı vardı. Fönümü çektim ama hiçbir şey sürmedim.
Annemler de hazırdı. Ayakkabılarımızı giydik. Yine her zaman ki gibi parlıyordum. Hafif sakal bırakmıştım. (to be continued) -
-
1.
0hadi amk hızlı yaz yav
-
1.
-
92.
+2Rezzak 31 yaz panpam
-
93.
+2#rezzzzzULAH
-
94.
+3Ayakkabıları giydik ve Emine teyzelerin dairelerinin önüne geldik. Annemin elinde birkaç adet poşet vardı. Ne yapacaklarını sordum ama \"Gidince görürsün.\" dedi.Tümünü Göster
Kapıyı çaldım. Eda, Emine teyze ve Muhlis amca kapıyı açtı.
E.T: Hoş geldiniz.
Emine teyze sıcak kanlı bir kadındı. Beni ve abimi çocuğu gibi severdi. Gerçi ben sevilmeyecek adam mıyım lan ?
içeri geçtik. Klagib selamlaşmalar, ay canım cicimler falan fasa füso şeyler oldu işte aq neyini yazayım.
Annem: Eda, sen Eireneyi de alın bizim işimiz var. Siz takılın ayak altında dolanmayın.
Eda: (Sevindikten sonra 32 diş gülümseyerek) Tamam, hadi gel bu taraftan.
Eda altına daracık ve ince mavi bir şort, üstüne beyaz bir penye ve altına beyaz bir çorap giymişti. Südyeni de yarımdı. Vicut hatları belli oluyordu.
Benim oğlan: Hırrrr, auuuuu, heğh heğh heğh heğh.
Ben: Şşş sakin oğlum uyu sen sıkıntı yok.
Benim oğlan: Auuuuuu, au au au au, heğh heğh heğh heğh.
Ben: (Elimi cebime atıp yan yatırdıktan sonra) Sakin lan it oğlu it. Yat zıbar deli etme insanı.
B.O: (Metin 2 köpek ölme efekti)
Şu sahneler çok hoşuma giderdi. Bir kız daracık şeylerle önümden yürürken oğlanı indirip kendime hakim olmak ama kızın beni deli etmeye çalışması. Gerçi kalkması için kokusu yeterdi. Kafamda bir an istemsizce inlemeleri yankılansa da kendime hakim oldum.
E: Eee, odam hakkında ne düşünüyorsun ?
B: Analitik ve düzenli birisin. Hatta düzen takıntın diyebilirim.
Cidden çok toplu ve düzenli birisiydi. Bu kadar özen ile düzenlenmiş oda olsa olsa analitik zekası yüksek olan birinden çıkar.
E: Vaaay be, güzel tespit. Başka ne tespitlerin var ?
B: Müzik dinlemeyi sevmen bir yana, sanki başlar ruhunu okşuyor. Bass kolonu normal kolonlardan ekstra daha güçlü. Her gün evde düzenli olarak kalça ve batın antrenmanı yapıyor ek olarak yürüyüşün düzelsin diye esneyerek omurganı düzeltiyorsun. O yüzden odandaki halı çok yumuşak, sanki bir ayakkabı tabanlığı gibi. Kitapları seversin. Sevmediğin kitap yoktur, kitapların en sevdiğinden en az sevdiğine doğru gidiyor. Ve dersleri sevmiyorsun ama çalışmak zorundasın. Bundan dolayı en başta Oğuz Atay, en sonra ise ders kitapların var. Bilgisayar başında çok vakit geçirmek istiyorsun ama vaktin olmuyor, tozlardan belli. Düzen senin için her şey demek. Bundan dolayı bu odaya senin dışında kimse dokunmamış. Odanda gizli saklı işler çevirmeyi seviyorsun. Annen kıyafet zevkine çok karışıyor ama sen bulamasın diye kıyafetlerini yatağın altına saklıyorsun. Eğer dikkatli bakarsan yatak minderinin ayak kısmı baş kısmından yukarıda. O zaman camın önünde ip olmalı, annene fark ettirmeden yıkayıp kurutmak için. Makyaj ürünleri etrafta yok. Demek ki annen makyajını da karışıyor. Bu yüzden bazanın altında bulunan kutuların en altına gizliyorsun. Ayrıca ayna çok parlak. Dış görünüşüne hayran mısın ? Çok narsisistik bir hareket.
E: (Gözlerinden ışık fışkırır) Ciddi misin ? Müneccim falan mısın sen ?
Anlaşılan benden çok etkilenmişti.
E: Müzik dinleyelim mi ?
B: Bana fark etmez.
E: O zaman şu ana çok uygun bir müziğim var.
B: Neymiş o ?
E: https://youtu.be/dck9K1kfJvQ
(B: Link atma iç) -
95.
+1Rezervasyon
başlık yok! burası bom boş!