rezorvırt

yalanın batsın.

Bakıcam ress

Rezzzzzzz

(Günlüğü anlatmaya başlamadım daha nasıl bulduğumu özetliyim önce.)

Geçen yaz boş boş geziyordum ortalarda. Sabah akşam pc ,arada bir basket birde sözlükteydim. Okul zamanı zor geçtiği için acısını çıkarıyordum biraz.
Bir sabah Ahmet abi aradı manav kendisi yakın bir tanıdığımız. Çırak gitti gel bi hafta yardım et işin yoksa koçum dedi.
Tamam abi dedim. Gittim manava yapılacak bir şey yok zaten bildiğiniz müşteri gelince satıyosun paranı alıyosun.

Oo dedim yaparım ben bu işi basit bu hem zaman geçer. 2-3 gün geçti açtım sabah dükkanı. Ahmet abi gelmedi aradı ben öğlen gelicem sen depodan ekgibleri tamamla dedi anahtar kasanın yanında . Eyvallah abi dedim depo zaten dükkanın altında gibiydi. Yandaki esnafa müşteri gelirse az bekle deyin dedim indim depoya.

Depoya ilk kez inmiştim. Ahmet abi beni yollamazdı normalde sadece sebze meyveye su serptirir satışa bakardım. Amk depoya bir indim ki beyler size şöyle diyim manavdan bişey alınca falan yıkayın onu. Yıkamadan yemeyin. Neyse, etraftaki örümcek ağlarını kestikten sonra ışığı yakıp kasaların arasından zütüm zütüm domateslere yöneldim. Kasaları çıkarttım.

Çıktım yukarı kapıyı çekerken ışığı kapatmayı unuttuğumu farkedip gittim kapattım. ama bi yerden ince bi ışık vuruyodu deponun içine. Gittim baktım domateslerin ordaki duvarda çatlak var. Su geliyo bide çok az ama. arka tarafda da diğer binanın bodrumu var. Yapışık binaların olduğu caddedeyiz ama caddenin arka tarafı dükkansız.

Bi kaç tahta parçasıyla belki pis sudur, gelmesin mallara diye kapadım orayı yarım yamalak.
Ahmet abiyi aradım filan özet geçeyim konuşmaları. Çatlaktan haberi varmış zaten arka binaya git suyu haber ver çözüm bulun kapatın çatlağı sonra dedi ama o dükkana gelmeden gidemedim tabi.

Öğlene doğru geldi bende gittim arka caddeye dolanıp. Binanın kapıcısıyla da tanıştık zaten biliyoduk birbirimizi 1-2 kere gelmişti. indik oranın bodrumu sığınak gibi herkesin ayrı bölümü var filan. Tek tek çatlak hangisinde diye aradık 7. dairenin bölümünde bulduk çatlağı. Ama su yoktu burda. Arada su borusunda sorun galiba dedim kolona geldiyse çürür bina bir usta çağıralım.

Selim abi anlarım bu işlerden boşver ustayı dedi. Sordu o hizadaki dairelere sorun yokmuş onlarda çatlak bodrumun duvarında dedi. Malzemeleri getirdi başladı duvarı yavaş yavaş indirmeye boruların yerini biliyomuş zaten çatlak arıyodu bi çizgi halinde yukarı doğru kırıyodu. Buranın sahibide çatlaktı diye girdi lafa duvarı kırarken.

Hayırdır filan dedim adam dairede kalmıyomuş her akşam 10 dan öğlen 1 e kadar bölümün ışığını açık tutması için kapıcıya para yolluyomuş. Kapıcı Selim abi de onunla mı uğraşıcak amk 24 saat açık tutuyo ışığı.

Bugün ampul 1 senelik olduğundan değiştirdim. Bir iki gün sonra yanardı ampul dedi.
Dedim işin gücün yokmu başka sen al parayı ışık yanıyomu yanmıyomu nerden haberi olucak deli abimizin.

Bir kere sönük kalınca adam buna para göndermeyi kesmiş.
Buda hafiften tırsmış noluyo amk diye binaya giren çıkan yok kamera aramış orda onu da bulamamış.
Daire boş mu dedim. Yeğeni kalırmış arada bir.

Bu kısım çok uzadı gibi geldi beyler devam edeyim mi bulduğum kısma yoksa direk geçeyimmi günlüğe

Devam panpa

Başlican mı panpa

Bu bey amcanın nerden haberi oldu amk diye düşünürken selim abi duvarı kıra kıra buldu borudaki sorunu. Ve bende bu günlüğe ulaşmış oldum. Duvarın içine şeffaf bi poşete sarılıp gömülmüştü. Şaşırdık ikimizde amk ne arıyo burda diye üstündeki betonda kusursuzdu sonradan yapılmış olduğu anlaşılacak gibi değildi. Olaylar enteresanlaşmaya başladı iyice.

Selim abi ye ver dedim onu yardım ettim bende bitirdik bıraktık kurumaya çatlağıda kapattık. Zaten çatlağın olayla pek bi alakası yok ama bu şizofren dayıyla ilgisi olabilir şuan aklıma geldi bu.

Dedim abi gel şu adamı adam gibi anlat bana adamın mahzeninden defter çıktı. Niye böyle bi şey yapmıştır dedim.

Selim abi binaya yeni geldiğinde küçükmüş şizofren dayının kapısına polislerin sürekli gelip ifade aldığını hatırlıyormuş. Adamı kliniğe yatırmışlar 2 kere sonra karısı terketmiş. Adam tam 3 ay çıkmamış evinden Selim abi sadece sipariş alıyomuş o da çok nadir adam zaten kapının arkasından konuşurmuş. 3 ay geçince adam kaybolmuş ortalardan sadece selim abiye mektup yazmış ama bunu postayla filanda göndermemiş.

Selim abi kapsının önünde bulurmuş mektupları. Ona direktifler vermiş örn: (ışığın açık tutulması gibi) Yani biz bu günlüğü bulana kadar onu bir nevi muhafız gibi kullanmış haberi olmadan.

Günlüğümü koruyordu dairedeki herhangi birşeyi mi hala günlüğü okuyarak çözmeye çalışıyorum. Adamın günlükte yazdıklarında mesajlar vardı. Bir gün günlüğü birinin bulacağını yazmıştı. Bunu okuyunca kendimi seçilmiş kişi olarak görmüştüm bak hatırladım şimdi. Adam beni biliyor mu Adam yaşıyor mu bilmiyorum. Ama günlüğe göre zeki ve deli biri. Çok şey bilmiyorum beyler belki günlüğü sizin yardımınızla da çözebilirim.

okuyan varsa ses versin

Devam dostum

Selim abi bıraktı günlüğü bana onun pek gibinde değildi zaten. Deli işte amk ne yazıcak diyodu. Bende aldım günlüğü her gece okumaya başladım. Artık başlıyorum günlüğü buraya aktarmayı beyler.

aktar birader artık

*
Değişik bir sabaha uyandım bugün. Dün akşam 10 da yatmama rağmen neden bu kadar uykusuzum. Yataktan kalkamadım bir türlü. Aklımdan nasıl yaptıkları gitmiyor bir türlü almıyor aklım. Ama rüyasını görmedim bugün. Kızın çığlıklarıyla uyanmadım belki ama yorgundum.

Yorgunluğumu atmaya çalıştım üstümden. Penceremden sokakta yürümekte olan insanları izlerken çayımı yudumladım. Çıkmayacaktım bugün, gitmedim işe hatta bu yorgunluğun üstüne istifa bile edilirdi belki zaten. Vermiştim kararımı hiçbir kuvvet çıkaramazdı beni.

Radyoyu açtım insanların bu müzikleri nasıl dinlediğine anlam veremeden kapattım.
Televizyonumu açtım çocuk programı çıktı bir tane. izledim belki beni çocukluğuma zütürürdü. Ama çocukluğumda o vardı. Onu hatırlamayacaktım bir süre yaptıkları iğrençlik nasıl unutulurdu.

Televizyonun karşısında dalmışım ki telefonumun sesiyle uyandım. 10 dakika bile uyumadığımı farkettikten sonra arayanın yine o olduğunu gördüm.
Meşgule attım onlarca kez. Israrı na karşı pes edip açtım telefonu ki sonuçta o benim yakınımdı çok yakınım. Ona nefret duyuyorum günlük , ona ve arkadaşlarına.

Açtım telefonu.
Aytaç'ın peşinde biri varmış gece boyu takip etmiş onu. Benden yardım istedi. Buna inanabiliyor musunuz sayın ev halkı benden yardım istedi!
Belkide onlardan intikam almak isteyen birisidir. Belkide rüyamdaki çığlıkların akrabası olan ölüm çığlığı ilk önce Aytaç'ı bulup takip etmeye başlamıştı bile.
Tersleyip kapattım telefonu beni kliniğe yatırıp deli muamelesine maruz bırakanlardan biriydi ne de olsa. Polislerin her gün kapıma gelme nedenlerinden biriydi.

Telefon kapanınca sıradan geçti her şey. Biraz Melih ile sohbet ettim ve gün bitti.

Saat 11 olmuş bile, yarın erken kalkmam gerekiyor. Bence bu ilk günlük sayfası için gayet iyi bir denemeydi. Umarım çığlıklardan arınmış bir rüya görürüm.

•
Sayfada herhangi bir tarih yoktu. O diye bahsettiği kişiyi merak etmeye başlamıştım.

Beyler şampiyonluk maçını izlicem bugünlük yeter bu kadar. Yarın 5-6 sayfa atarım. alın rezleri
edit: sayfa derken günlük sayfası yani amk

dehşetsin devam