terör bitince mhp bitecek saçmalığı

o zaman biraz anlatayım;

1946 da çok partili döneme girmemizle birlikte, türkiye'de halk gücü denilen bir güç olduğu fark edildi. o zamana kadar atatürk'ün partisi olan chp, asker kökeniyle devleti tekelden idare ediyordu. 1950 seçimlerinde demokrat parti'nin başa gelmesiyle türkiye için çanlar çalmaya başladı. menderes, zamanında hizmetleri devam ettirebilmek için, 2. dünya savaşı'na girmemiş, fakat dışa bağımlı olmamak için büyük çabalar gösteren chp'nin yaptıklarıyla da kurşun atacak metelik bulamaz duruma gelmişti. o sırada, dünyadaki amerikan politikası, dünya devleti olmayı amaçlayan diğer bir devlete karşı ataktaydı. sovyetler birliği. bu soğuk savaş dönemi başlarında, fakir olan avrupa'ya amerika yardımlar yaptı(marshall yardımları). bu yardımları alan avrupa'ya, amerika, büyük bir pr çalışması başlattı. komünizmin egemen olmasını istemediğinden avrupa'yı ileri cephe yapmak istiyordu. bu çalışmayla, komünizm şeytan işi, komünist fikirli kişiler de bir tür vampir, zombi, salgın hastalıklı gibi gösterildi. neticede amerika'nın istediği oldu ve 1949'da nato denilen örgüt kuruldu. nato'nun amacı, gittikçe güçlenen sovyetler'i baskı altında tutabilmek ve amerika'ya dünya arenasında zaman kazandırabilmekti.

menderes döneminde, türkiye de nato'ya girdi. nato'nun olduğuna inanılan avantajlarının yanında dezavantajları çok fazlaydı. nato kurulduğunda, askeriyemiz içerisinde "seferberlik tatbikat kurulu" denilen bir büro kuruldu. bu büro direk olarak nato'ya bağlıydı ve devletin ordusunun içinde her türlü imkana sahipti. "teamül dışı savaş" denilen bir kavram oluşturuldu. bu kavram, belirli kişileri seçerek onları yüksek standartlarda eğitmeyi öngörüyordu. bu eğitimleri (o zaman adı 'spor' diye geçiyordu) alan kişiler, bölge bölge dağıtılarak gönderildiler. bu kişiler savaş halinde bulundukları bölgenin savunmasından sorumlu olacak, halkı örgütleyecek ve direnişi gerilla tarzı tutacaktı. bu aslında şu demekti: eğer ki sovyetler saldırırsa, amerika zamanında müdahale edebilmek ve çeşitli sabotajlar düzenleyebilmek için zaman kazanacak ve ileri karakol oluşturmuş olacaktı. nitekim, "gençler" denilen bu şahıslar yurdun her tarafında örgütlendiler. bu oluşumu kuran kişi "ismail tansu" adındaki askerdir. ismail tansu amerikan menşeilidir ve direk olarak cia e bağlı bir adamdır. devlet içerisinde erzak, mühimmat dışında kağıt bile bulunmazken, bu büroların "spor" için yaptığı harcamaların haddi hesabı yoktu.

bu "gençler", ilk başta halkı örgütleyen, moral desteği veren adamlar olarak çıktılar halkın arasında ve sevildiler. ama bu aynı zamanda, bu adamları istediğin gibi kullanabilmek demekti. nitekim, propaganda çalışmalarında ve sabotaj, suikast gibi olaylarda bu adamlar kullanıldı. o sıralarda kimse bu kişilere bir şey diyemiyordu çünkü yaptıkları şeyleri "milliyetçilik" maskesi altında yapıyorlardı ve eğer milliyetçi değil iseniz o dönemde komünist demektiniz. amerika, daha sonra bu adamları 6-7 eylül olaylarında kullandı. ismet inönü'nün seçim arabası şehre sokulmadı, taşlandı. uşak ve kayseri'deki bu olayları halk değil bu "gençler" organize etmiştir. yani amerika. olay, kaos ortamı yaratmak ve darbe zemini hazırlamaktı. söz dinlemeyen menderes nitekim bir darbe ile cezalandırıldı. o dönemdeki darbeyi de 50 asker ve bir tank vasıtasıyla yapmıştı cia. bildiğiniz gibi darbeyi radyodan duyuran kişi ise albay alparslan türkeş idi.