Bir pazartesi sabahı kapımın kırılacak gibi çalması uykumu böldü. Uyandım hiçbir şeyden habersiz kendime gelmeye çalışırken, kapıyı çalan her kimse içimden sövdüm. Yataktan kalkıp kapıya gittim delikten baktım, bu arkadaşım kenan. Kapıyı açtım, biraz kızgın bir ifadeyle neler olduğunu sordum. Birşey olmadığını kapıyı açmayınca başıma birşey geldigini sanmış. içeri davet ettim ve geçip oturduk. Havadan sudan standart muhabbetimizi ettikten sonra Kenan cumartesi günü ava gitmeyi teklif etti. Aslında uzun zamandır hiçbir aktiviteye katılmadığım aklıma geldi ve av çok cazip bir fikirdi. Kenan heyecanlı heyecanlı neler yapacağımızı anlatırken basımın şiddetli bir biçimde ağrıdığını farkettim. Kenana gitmesini bir kaç saat sonra buluşmamızı söyledim. Kenan gidince bir duş alıp kahvaltı yaptım. Kenan iyi bir çocuktu yıllardır arkadaşız. Bir nakliyat firmasında şoförlük yapıyordu, biraz heyecanlı bir tip ve macera perest bir kişiliği vardı. Kahvaltı faslını bitirip saate baktım ve çoktan 11:00 olmuştu. Gidip üstüme spor birşeyler giydim saçlarımı incin bıraktım. Üzerimi giyip dışarı çıktım. Kenan'ı aradım ve her zaman takıldığımız bilardo salonuna gelmesini soyledim. bilardo salonu biraz da cafe tarzı güzel biryerdi. Genelde genclerin rağbet gösterdiği hoş biryer.

devamı gelecek bekleme de kalın...

** Bu ciddi bir meseleydi. Doğru karar vermeliydim, bir yanda zenginlik öte yanda cinayetle suclanmak vardı. Sercanın söylediği gibi olabilirdi yani suçsuz olduğum ispat edilebilir ve ben de zenginliğin sefasını sürebilirdim. Bu kısa görüşmeden sonra müsaade isteyip kalıtım. Sercan cok rahat görünüyordu sanki bir cinayet olayında şüpheli değilmiş gibi. Ofisten çıktım kenan kapıda merdivenlerde oturmuş sigarasını körüklüyor, belli ki biraz bozulmuş. Hadi gidelim kenan dedim. Biraz bozgun bir ifadeyle baktı suratıma hem beklemekten, hemde dışlanmış olmaktan hoşnut değildi. Yolda yürüyoruz yavaştan. Kenan sordu;

-Ne dedi o huur cocugu?
Yalan uydurmam gerekti ve hemen yalanımı buldum;

+ Bu beni kovdu ya, tazminat istemediğimi kendi rızamla çıktığımı gosteren bir dilekce istedi. Ben de kabul etmedim tabiki.

- Ne yüzsüz adammış bu. Sakın vazgeçme birader hakkın o senin.

Kenanı kandırmanın verdiği rahatlamayla otobüs durağına geldik. Aslında chopper bir motogibletim vardı ama hava biraz bozuk oldugu icin onunla gelmemiştim. Otobüs geldi tıklım tıklım , mecbur bindik. Yine yarım saat bir yolculuk sonunda bilardo salonunun arka caddesine geldik. inip bilardoya geçtik. Cumartesi günkü av planımız aklımdan çıkmış bu işi düşünüyordum. işin içinde para olmasa bir dakika düşünmeden reddeder o Sercan şerefsizine de ağzıma geleni söylerdim. Ama para bu hayattaki herşeyi herkesi kandırabilir. Uzun uzun düşünceye dalmıştım ki kenan beni kendime getirdi. Malkoçoğlu hayırdır garipsin biraz birşey mi oldu? Ofise gittikten sonra gariplestin? Diye sordu birşey yok deyip gecistirdim. Aksama kadar böyle geçti, eve gittim yatağa uzanıp düşünmeye koyuldum. Aslında cok cazip ama hapis korkusu beni durduruyordu. Kararımı vermiştim kabul etmeyecektim ve hayatıma bakacaktım. Kesin karar verip Sercan ı aradım.

+Sercan bey şu bahsettiğiniz meseleyi olumsuz karşılıyorum. Kabul etmeme kararı aldım kusura bakmayın.

- iyi düşün Malkoçoğlu pişman olacağın kararlar verme.

Suratıma kapattı.

** Sonunda Kenan geldi. Oturdu karşıma çay söyledi. Kenanla buraya her gelisimizde tavla oynardık. Nedendir bilmem tavla oynamak beni rahatlatıyordu. Tavla da getirdiler. Bir yandan tavla oynuyor bir yandan cumartesi hakkında konuşuyorduk. Çadır, av tüfeği, bıçaklar, kap kacak her seyimiz vardı bunu bir kac kez yapmak istedik ama vaktimiz olmadı. Hevesle gidip tüfek çadır aldık kaldı oyle elimizde. Ama bu cumartesi kesin gidiyorduk kafaya koymuştum. Bi saat kadar oturduktan sonra sercanın ofisine gitmeyi teklif ettim. Kabul etti kalkıp yola koyulduk. Yarım saatlik bir toplu taşıma eziyetinden sonra ofise varabilmiştik. içeri girdim ve her girdiğimde hissettiğim o memnuniyetsizlik sardı yine beni. Zevksiz duvar rengi, duvar rengine uymayan parkeler, görüntüsü güzel ama hiç rahat olmayan yüksek deri koltuklar. Anlaşılan degisent birşey yoktu. Sercan hoşgeldiniz buyrun oturun diyerek bizi ağırladı. Ben direkt lafa girdim Sercan bey çay kahve faslına hiç girmeyin, konu nedir vaktim yok. Diyerek anlatmasını bekledim. Kenanın dışarı çıkmasını söyledi. Anlaşılan gizli bir konuydu bu. Kenan dışarı çıktıktan sonra sercan anlatmaya başladı.

- Bak Malkoçoğlu seninle güzel işler yaptık. Sadece şoförüm değil aynı zamanda sağ kolumdun. Ancak bazı nedenlerden dolayı yollarımızı ayırmak zorunda kaldık..

Lafını keser gibi;
+ Sercan bey uzatmayın direkt konuya gelin bunları duymak istemiyorum.

- Şu son alacaklı olduğumuz adam vardı ya, o adam iki gün once sadistçe öldürülmüş. Şüpheli tabiki benim, ancak biliyorsun ben boyle birşey yapmam.

+ Benden istediğiniz nedir peki?
- Sana yüklü miktar para vereceğim. Ve ofisinde onu darp edenin sen olduğunu itiraf edeceksin. Boylelikle şüpheli halimden vazgeçerek mahkeme pesimi bırakacak.
+ Bu durumda şüpheli ben olacağım ama?

- Söyledim ya, sana yüklü miktar para vereceğim. Senin öldürmediğin anlaşılınca, serbest kalırsın ve zengin olursun. Ben olsam reddetmezdim.

+ Bana biraz zaman verin Bu öyle 5 dakikada karar verilecek bir iş degil

** Biraz bekledim, Bir çay söyledim sigara yaktım. Gençler bilardo oynuyor, birbirleriyle şakalaşıyordu. Orta yaşlı adamlar, kâğıt, tavla, okey oynuyor vakit öldürmeye çalışıyordu. Telefonum çaldı, arayan gecen hafta beni işten çıkartan patronum. Telefonu açtım isteksiz bir şekilde.

+ Buyrun?
- Malkoçoğlu bu öğleden sonra ofisime gel önemli bir konu.
+Nedir önemli olan telefonda söyleyebilirsiniz sercan bey?
- Telefonda konuşulacak mesleler değil öğeden sonra bekliyorum..

Suratıma kapattı adi herif. Sercan mimardı ve şirketinin şoförlüğünü yapıyordum, ayriyeten başka işleri de olurdu. Örneğin bundan 2 ay önce işini yaptığı bir adam ödemeyi baya bir aksatmış. Gelip bana yardımcı olmamı söyledi. Bu işler benim açımdan basit işlerdi. Gider korkutur, kafasına silah dayar, gerekirse döver sorunu cözerdim. Bu da bu tarz bir adamdı gidip silahla korkutup parasını almıştım basit bir işti benim için. Ayrıca cocuklarini okula zütürür getirirdim. Eşi vefaat etmiş ancak metresi ile yaşayan bir adamdı. işten atılma sebebim de bu bahsettiğim adamı darp etmiştim. Yuzumde maske vardi ve mekanda kamera yoktu. Ancak adam bizim patronu mahkemeye vermiş 1. Dereceden şüpheli olarak...

Faydalı

Devamı yarın gekecek. Uyumam lazım beyler rezleri alın. Sizi en ters köşelere surukleyeceğim. Şüpheniz olmasın.

Edit: bu arada hikâye tamamen hayal ürünüdür. Yalan kolpa falan diyen olursa ağzının yayını giberim. Sadece hayalî bir hikaye.

Rezangah

rez devam ederse okurum

** Şampanya rengi duvarlar, siyah lüks deri koltuklar, lcd televizyon, playstation, bilgisayar, amerkan mutfak gayet hoş biryerdi. Tek sorun pencere yoktu. Koltukların birine oturdu bu sercan. Karşısına oturdum. Viski açtı koydu birer bardak. Bandrol ve yırtılmamiş etiketi görmesem icmezdim. Bu Sercan beni zehireyebilir diye düşündüm ama korkcak birsey yoktu. Viskiden bir yudum aldım.

+ Sadete gel artık Sercan neyin peşindesin gizi odalar falan amacın ne?

- Dün gece yaşadığın talihsiz olayı duydum. Bu konuda üzgün olduğumu belirtmek isterim.

+ Nasıl? Nerden duydun? Kim söyledi kimse yoktu yanımızda. Yoksa kenan mı söyledi? Ağzına sictim şimdi onun.

- Hayır arkadaşını suçlama Malkoçoğlu. Bilirsin elim kolum uzundur. Kuşlarım söyledi diyelim.

Ulan şaşırdım. iyice nerden duydu bu köpek bu olayı?

- Şuan polisin de olaydan haberi var. Kenanı sabaha karşı sarhoş evine gitmeye çalışırken yakaladılar. Bu saate kadar seni satmamış olması beni şaşırtmadı desem yalan olur. Eminim ki şuan sen de aranıyorsun. istersen seni burda saklayabilirim. Kimse bulamaz seni. Burda herşey mevcut. Birşey lazım olunca söylersin ben hallederim.

+ Karşılığında ne istiyorsun? Sen hayır olsun diye kimseye iyilik yapamazsın sercan.

- Mahkeme olayı. Bu işe tamam dersen seni kurtarırım. Kenanın üzerine yıkar seni aklarım. Yalancı şahitlik yapacak bir sürü adamım var. Diğer olayda zaten suçun yok kanıtladığı gibi şüpheleri üzerinden atar rahatlarsın.

+ Ya kabul etmezsem?

- Kabul etmezsen bu kapıdan çıkıp eve gidene kadar büyük ihtimalle polislere yakalanırsın. Göz altına alırlar. Sorguya çekerler. Suç üzerine kalır dediğim gibi yalancı şahidim çok. Üzerine bir de diğer cinayet vakası var. Onu da üzerine yıkarsam eminim inanırlar. En aşağı müebbet yersin.

Ulan ne şerefsiz karaktersizmis bu sercan. Resmen hayatımla oynuyordu Puşt. Tuzak kurmuş bana. Kenanı da kiralamış şerefsiz. Kenan da beni hic düşünmeden satmış huur çocuğu.
Çaresiz kabul ettim bu işi...

**Günler geçti böyle. Cumartesi oldu sabahtan kenanın arabasına yükledik nevaleyi çadır silah falan. (Yer belirtmiyorum) avlanacak bölgeye doğru yola çıktık. 1.5 saat sonra ormanlık alana çektik arabayı. Aksam olana kadar çadırı kurduk ateş yaktık. Hava karardı kenan arabanın barajından 100lük rakı getirdi ulan nasıl sevindim anlatamam. Çadırı kurduğumuz yerde kegib bir tomruk vardı. Onu masa olarak kullandık güzel mezeler falan getirmiş. Dozunu kaçırmadan içtikten sonra ormana doğru açıldık. Bir tane domuz gördük. Ben sıktım vuramadım kenan sıktı ama tık yok. Silahı tutukluk yapmış benimkini istedi verdim. Silahı domuza değil ilerde bizi seyreden bir adama sıktı. inanamadım şoka girmiştim. Koşarak adamın yanına gittim. Adam kalbinden vurulmuştu. Kenana koşup sağlam bir yumruk geçirdim.

+ Sen ne yaptın lan?
- Birader valla istemeden oldu domuz zannettim.
+ Şimdi ne tak yiyeceğiz lan nasıl becerdin bunu?

Korkudan altımı ıslatacaktım neredeyse. Silah benim Silahım, ruhsatı benim üzerime, etrafta da kimse yoktu gören eden. Sahi bu adamın ne işi vardı bu saatte ormanda tek başına? Aklıma bir sürü soru işareti doluştu. Çok sürmeden jandarmalar gelir diye düşündüm. Adam zaten ölmüş ambulansa falan gerek yok olsa bile çağıramazdım. Hemen eşyalarımızı toplayıp apar topar kaçtık ormandan...

Rezerved

Devam panpaa

up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up up

Devam ediyorum beyler

** Arabayı ben suruyordum. O kadar hızlı gidiyorudum ki kaza yapmamız an meselesiydi tabi şuan düşününce. Kenana yolda ağzıma geleni saydım sovdum. Ne tak yiyeceğiz diye düşündüm ama beynim durmuştu resmen. Eve vardık kanepeye uzanıp bir sigara yaktım. Kafayı yemek uzereydim. Ne yapacağız diye düşündük ancak beklemekten başka çare yoktu. Alkol içtik ama çok içtik öyle böyle değil. Bu büyük sorunu unutmak istercesine içtim rakıyı. Bi müddet sonra sızmışım. Sabah kalktığımda basım çatlatacak gibiydi. Kenana baktım evde yok..
Nerde bu geri zekalı diye söylendim basım cok şiddetli ağrıyordu. Zar zor bir şeyler atıştırıp bir ağrı kesici hap içtim. Kenanı aradım ulaşılamıyor. Korktu kaçtı pekekent diye düşündüm. Duş aldım hazırlanıp dışarı çıktım bilardonun oraya gittim belki kenan oralardadır diye. Yoktu. Bilardoda oturup bir cay içtim. Sigarayı tıpkı kenanın benj beklerken içtiği gibi körükleyerek iciyordum. Hapise girmek istemiyorum bu belayı başımdan atmam gerek. Düşüncelere dalmışken telefonum beni dalgınlığımdan aldı. Bir an umutlandım kenan arıyor diye ama arayan Sercan dı. Bu neydi şimdi? Açtım telefonu;

+ Efendim?
- Malkoçoğlu nasıl gidiyor?
+ Neden aradın boşver şimdi hal hatır işlerini?
- Ofisime gel sana iyi haberlerim var.
+ Sercan taşşak mı geçiyorsun derdin ne söyle.
- Telefonda olmaz. Gel diyorsam gel pişman olma sonra. Hemen bekliyorum görüşmek üzere..
+ Sercan gelemem burdan söy... Alo?

Suratıma kapadı yine gavat. Ne olacaksa olsun diyerek bastım ofise gittim. içeri girdim.

+ Hayırdır ya ikide bir arayıp çağırıyorsun? Uşağın mı var lan konuş nedir konu?

- Sakin ol Malkoçoğlu buraya seni anlaşmaya çağırdım.

+Neler oluyor? Ne anlaşması?

- Gel benimle..

Ofisin arkasındaki odaninicinden bodruma iniş vardı. Ordan indik. Bodrum katta yerde lağım kapağı tarzı bir kapağı açtı. Bir kat daha indik. Burası hayal ettiğiniz gibi bakımsız karanlık pis kokan bir yer değildi. Aksine cok güzel dekore edilmiş yukarıya nazaran daha dekoratif biryerdi...

upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up up

upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up upUp up up up up up up up up up up up up up up up up

Size hikaye mikaye yazılmaz huur çocukları. Emek katili pekekentler başlık gibim gibi kaldı siz kaybettiniz hikâyeyi tamamen yazsaydim içerde dizisini izlemeyi bırakırdınız. gibtirin gidin yazmıyorum hikaye falan anasını gibtiklerim.

Rez tutar
@7 uptır git dıbınakoyim

Beyler uplayın okuduğunuza pişman olmayacaksınız. Yarım da kalmayacak. Ve cok sürükleyici bir hikâye guvenin bana