/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +4
    Hikayemi akşama devam ettireceğim inşallah... Şöyle arkadan müziğimizi de verir hep birlikte efkarlanırız panpalarım.
    ···
  2. 27.
    +2
    Beyler iftardan sonra yazmayı planlıyorum. Artık çayınızı demler. Hikayeyi okursunuz...
    ···
  3. 28.
    +10
    Yokuştan yukarı doğru çıkarken okul servisimin beni beklediğini fark ettim. Ama ne önemi vardı ki. Benim onu dakikalarca beklediğim günlere saysın dedim ve Elif’in yanında yürümeye devam ettim... Çok küçük adımlarla yürüyordu. Ona ayak uydurmakta zorlanıyordum... Bir yandan da ne muhabbeti açsam da yol boyunca konuşsak diye düşünüyordum... Tam o sırada beni büyük bir dertten kurtaracağını sezmiştim Elif’in. Tahmin ettiğim gibi konuşmaya hazırlanıyordu. En sonunda "Sen" dedi. "Çok ilginç bir adamsın"...
    ···
  4. 29.
    +9
    Bu sözleri söylerken takındığı ifade bana iltifat ettiğini gösteriyordu ve benim bünyem de böyle iltifatlara alışkın değildi. Birilerine iltifat edildiğini görürdüm ama bana iltifat edildiğini çok da görmezdim. Hatırlıyorum da o zamana kadar duyduğum en güzel iltifatların sahibi mahalledeki arkadaşlarımdı. Basketbol oynamaya heves ettiğim dönemlerde, 5 adımda girdiğim turnikeyi günlerce övmüşlerdi... Ama sonradan öğrenmiştim, makbul olan 3 adımda atılan turnikeymiş...
    ···
    1. 1.
      +8 -1
      adam "sen garip bir adamsın"ı iltifat algılamış amk, belki kötü gidecek cümlenin devamı "yani, kimseyle konuşmuyosun kendi havandasın arada bir bilgisayarını övüp duruyosun amk kertenkelesi" dese ne tak yicen? neyse okuyorum hızlı yaz. :d
      ···
  5. 30.
    +6
    Bir süre sonra bu iltifata bir karşılık vermem gerektiğini sezmiştim... O an sadece düşünmeye odaklandığımı hatırlıyorum. Ve söylenebilecek en güzel kelimeyi de bulmuştum... Kravatımı düzelttim. Bakışlarımı onun gözlerine yoğunlaştırdım ve " Sağol" dedim. O ise benim bu akıl dolu cevabım karşısında sadece gülümsemekle yetinmişti.
    ···
  6. 31.
    +7
    Uzun süre yürüdükten sonra şehir merkezine gelmiştik. O an fark ettim benim evim geldiğimiz yönün tam tersinde kalıyordu. Sonrasında nereye gideceğimizi bilemediğimiz için aniden durduk. Vücutlarımızı birbirimize doğru döndürdük. Sanırım ayrılma vaktiydi... Ama bu anların bitmesini istemediğimden hemen söze girdim." istersen seni evine kadar bırakayım" dedim. O da bu beklenmeyen çıkışın altında kalmamıştı. "Tamam" dedi. " Hadi gidelim" ...
    ···
  7. 32.
    +5
    Onun evine gidene kadar neler konuştuğumuzu cidden iyi hatırlamıyorum… Bir ara, evlerine doğru giderken okul servisimi gördüm. Servisçimiz Adnan önümüzden geçerken bana ters ters bakıyordu. O tesirli bakışlar bana, son ayın servis parasını ödemediğimi hatırlattı... Servis parasını ödemeyi hep unuturdum. Hatta parayı her ay geciktirdiğimden olacak adam bir gün bana " Durumunuz müsait değilse ben babanla konuşurum. " demişti… Ben ise o anın şaşkınlığıyla, 4 gündür cebimde duran servis parasını verememiştim…
    ···
  8. 33.
    +7
    Servisçi Adnan'la yaşanan bu güzel anların ardından Elif'in evinin önüne gelmiştik... Kafamı kaldırdığımda pencerelerinin altında çatlakları olan, 4 katlı, eski bir apartmanla karşılaştım. Ufak bir depremle secdeye yatacak gibi duran bu apartman, tüm kusurlarına rağmen bana çok şirin gözükmüştü. O dakikalarda ben hala evin analizini yapmakla meşgulken Elif aniden atıldı , "Biz” dedi. “ikinci katta oturuyoruz. Bak şu 2 pencerede benim odamın pencereleri.” Bir şey söylemeye fırsat bulamamışken tekrar söze atıldı. "Buraya kadar gelmekle ne iyi ettin yoksa canım sıkılırdı"…Bu sefer onun tekrar söze başlamasına izin vermeyerek aceleyle " Ne demek " dedim. " Aslında benim canım daha çok sıkılacaktı. Ayrıca okula geldiğin için çok teşekkür ederim. Ne zamandır bu kadar eğlenmemiştim.”
    ···
    1. 1.
      +2
      Süper gidiyon panpa
      ···
  9. 34.
    +6
    Ve yaşanan bunca diyaloğun ardından, artık alışkanlığa dönüşen karşılıklı susma oyunumuz tekrar sahne alıyordu. O sessizlikte tüm dikkatimi ona toplamıştım, gözlüğünün ardından bana utangaç bir bakış attığını sezdim ve elini uzattığını fark ettim. “ Görüşürüz “ dedi. Bende elimle onun elini sıkıca kavradım ve “Görüşürüz" dedim. Sonra da aniden ekledim " Peki ya ne zaman? "
    ···
  10. 35.
    +8
    Bu sözün ardından anlam veremediğim bir şekilde duraksadı ve sözlerine başladı. " Biliyorsun üniversite sınavına bir aydan az kaldı. Artık okula uğramam. Dışarıya da çok çıkmayı düşünmüyorum. Konu açıklarımı kapatmam lazım... " Bunları söylemesi beni üzmüştü. Aslında sorumluluklarını bilmesi güzel bir şeydi... Ayrıca benim gibi vurdumduymaz olmaması da iyiydi... Ama çalışmak için kendini eve kapatacak ve dışarısıyla olan ilişkisin bir ay boyunca kesecekti. Sonuç olarak, onu bir ay boyunca görememe ihtimalim yüksekti ve bu ihtimal beni fazlasıyla korkutuyordu...
    ···
  11. 36.
    +6
    Evin yolunu tuttuğumda, boğazıma çoktan bir şey oturmuştu... Elimde olmadan üzülüyordum... Karmaşık duygular içerisinde sokağımıza girdim. Anahtarımı nereye koyduğumu düşünürken, evimizin önünde top oynayan beş-altı tane çocuk olduğunu fark ettim. Bende içimdeki anlamsız sıkıntıyı dağıtmak için mahallede top oynayan çocukları izledim... Bir yandan maçın galibini tahmin etmeye çalışıyordum. Bir yandan da çocukların kaygılardan arınmış hayatlarına özeniyordum.
    ···
  12. 37.
    +5 -2
    Ama sonradan, bu kadar sıkıntıya girmenin gereksiz bir şey olduğuna karar verdim. Sonuçta beni terk edip bir yerlere gitmiyordu. Sadece evinde dersini çalışacaktı. Sınavları atlatırsak yine birlikte güzel vakit geçirebilirdik. Yine duygusal bir film açıp, kısa kablolu kulaklığımızla doyasıya film izleyebilirdik... Sonrasında yine çocuklar gibi oyun oynardık… Ve en sonunda sessizliğe gömülüp birbirimizi izlerdik.
    ···
  13. 38.
    +7
    Uykusuz geçen bir gecenin ardından, penceremden günün ilk ışıkları girmeye başlamıştı. Bende yatağımdan kalkıp monoton hayatıma tekrar merhaba demeyi unutmamıştım... Hayatıma çok ani bir giriş yapan Elif dışında her şey yerli yerindeydi... Bazı vakitler sabahlara kadar oyun oynadığım bilgisayarım. Haftanın beş günü okula gitmek için giydiğim kırışık gömleğim. içine en son ne koyduğumu unuttuğum boynu bükülmüş çantam… Gözlerimi ovuşturmanın verdiği etkiyle biraz kendime geldim. Sonrasında o gün de okul olduğunu hatırladım. iki dakika içerisinde giyinip evden dışarı çıktım. Kaldırımlar yeni yeni ısınıyordu ve ben 4 yıl boyunca gitmekten usanmadığım mekana yine gidiyordum…
    ···
  14. 39.
    +4 -1
    Beyler biraz ses verin...
    ···
    1. 1.
      +2
      Ses amk yaz iste o kadar kisi bekliyo amk hadi panpa
      ···
      1. 1.
        +1
        ses veriyorum ses yaz panpa iyisin
        ···
  15. 40.
    +6
    Ve gittim. Gitmeye de devam ettim. Hem de aralıksız bir biçimde, tek başıma… ilk haftalarım, faaliyet raporu alabilmek için müdür yardımcısına yalvarmakla geçti… Ömrüm boyunca yapmadığım yılışıklığı o adama yaptığımı hatırlıyorum. Adama kim bilir kaç kere “ Hocam ne olur şu yoklamayı almayın artık. 12. Sınıflardan bir tek ben kaldım .” dedim. O da benim bu çaresizliğimi fark edip, fırsattan istifade etme yolunu seçti ve nerede ipsiz sapsız bir iş varsa hepsini bana postalamaya başladı... Onun yüzünden her türlü getir-zütür, kes-yapıştır işlerini ben yapmaya başlamıştım…
    ···
  16. 41.
    +8
    Her geçen gün de işlerin ağırlığı artıyordu. ilk haftalarda sadece kağıt zımbalarken son haftaya geldiğimizde hademe Ömer abiyle birlikte masa-sandalye taşır olmuştuk ve bu işlerle uğraşmak gerçekten yorucuydu... Eve geldiğimde, okula değil de sanayiye gitmişim gibi bir hissiyat oluşurdu üstümde. Ama bir yandan da zaman hızlıca geçiyordu ve ertesi gün karne alacaktık...
    ···
  17. 42.
    +7
    Elif’i görecek olmanın verdiği heyecanla, 12 yıllık maceramın son sabahına erkenden uyandım… Kalktığım gibi giyinip, aynanın karşısına geçtim. Dağınık saçlarımı elimle düzeltmeye çalışıp bir yandan da parfüm şişesini üstüme boşalttım… Sonrasında ise kapıya yöneldim. Anneme bir el salladım ve dışarı çıktım… Dışarıda sisli bir hava vardı... Üstelik yaz günlerine yakışmayacak bir biçimde soğuktu... Ben ise bunlara aldırış etmeden okul yoluna koyuldum.
    ···
  18. 43.
    +5
    Okulun girişine geldiğimde hava biraz olsun açmıştı. Hiç beklemeden hemen sınıfa yürümeye başladım. Sınıfıma giden merdivenleri son kez çıktım ve içeri girdim. 1 ay boyunca sınıfın boş kalmasını sağlayan onca insan, şimdi sıralarında oturuyordu. En önde, çalışkan numarası yapan bir grup, onların arkasında arada kalmışlığı temsil eden bir grup, en arkada ise benim de mensup olduğum işsiz bir grup. Herkes bir aydır görüşememenin de etkisiyle dur durak bilmeden konuşuyordu. Anlayacağınız ortam tam anlamıyla büyük bir kaostu ve tüm bu karmaşanın arasında benim gözlerim sadece Elif’i arıyordu... Büyük bir heyecanla hemen onun sırasına baktım...
    ···
  19. 44.
    +7
    Ve sonrasında baka kaldım. Elif'imin siyah saçlarını, kar gibi beyaz yüzünü göreceğim yerde, sınıfımızın hıyarı diye tabir ettiğimiz Mert ile karşılaştım... Sonrasında telaş içinde tüm sıralara göz gezdirdim ama Elif'i göremedim. Ben de o anın verdiği üzüntüyle sırama oturdum ve beklemeye koyuldum...
    ···
  20. 45.
    +4
    Ama gelmedi... Belki karneyi almak için son derse gelir diye düşündüm... Ziller çaldı. Törenler yapıldı. Ardından şiirler okundu. Yine gelmedi... Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki, mezun olup okuldan kurtulduğuma sevinememiştim... En sonunda elime karneyi sıkıştırıp evime yürümeye karar verdim. Onunla beraber çıktığımız dik yokuşu hızlı adımlarla tırmanıyordum... Her zamanki gibi servisler yanımdan akıp gidiyordu... Ben ise sadece Elif'i düşünüyordum. Onun utangaç bakışları bir türlü gözlerimin önünden gitmiyordu. Ve bir süre sonra, içimdeki fırtınalara kulak veren gökyüzü de bana cevabını sunmuştu. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlamıştı…
    ···