-
1.
+81 -4( Hikayemi bitirmiş bulunmaktayım. Hepinize ilginizden dolayı çok teşekkür ediyorum. ) Asosyal bir adamın gözünde dünya her zaman çok farklı bir hal alır. Zaten insanlarla iletişim kurmakta zorlanan bu tip insanlar konu karşı cinse gelince iyice afallar. Oysa onların istediği sıradan bir insan olmaktır. Hani her gün binlercesini sokakta gördüğümüz ve hiç birinin hikayesini bilmediğimiz o sıradan insanlardan. Bu hikayede size çok büyük bir aşk hikayesi anlatacağım. Günümüz kızlarının 2 dedikoduda harcayabileceği bu hikaye, zamanında bana çok acılar vermiştir. Hikayemi sıkıcılıktan uzak tutmaya çalışacağım. iyi okumalar.
Edit: Sadece benim yazdıklarımı okumak için http://www.incisozluk.com...%BCzelli%C4%9Fi/sahibi/1/ -
2.
+34 -1Kardeşlerim bundan yaklaşık 10 ay önce bir kızdan ayrıldım .Liseden tanıdığım bu kız ne masallardaki prenseslere ne de mecnunun gözündeki leyla'ya benziyordu. Hatta kısa boylu , biraz da toplu bir kızdı.
ilkokulda yaşadığım o masum aşkların üzerinden yıllar geçtikçe ilk görüşte aşık olma yeteneğimi kaybetmiştim. Aynı durum bu kız için de geçerliydi. Ama bu kızda farklı bir şeyler de sezmemiş değildim. Bir kere cana yakın birisiydi. Güleç bir insandı. Çevresi tarafından da çok seviliyordu. Bunlar normal bir insan için çok önemli olmasa da asosyalliği yüzünden gireceği bakkalda başka müşterileri görüp, dükkanın boşalmasını ağaçların arkasında soteye yatıp bekleyen bir adam için çok önem arz ediyordu. -
- 1.
-
2.
+1Şöyle önlerden reserved ilk entryden tutar gibi geliyo
-
3.
+29Sıradan bir yaz gününde eklemişti beni facebook'ta. Tam da gelen oyun isteklerini silerken, araya kaynamış bir şekilde buldum onu. Öylece bakıyordu bana. Heyecandan yoksay'a basmamak için fareyi sıkıca kavradım ve isteği kabul ettim. Ama daha öncesinden bir tanışma hikayemiz vardı tabii.
Lise'de son 2 seneyi birlikte okumuştuk. Ama 35 kişilik sınıfta sağ arka köşedeki erkek habitatından çıkamadığımdan bu kızı sadece tahtaya çıktığında görüyordum. Boyu da biraz kısa olduğundan çok da göremiyordum aslında... Zaten o zamanlar benim için çok da önemi yoktu. -
4.
+40Günümü gün eden ben lisenin son günlerinde devamsızlık hakkının hepsini yemiş bitirmiş, okula tek başına gelen dangalak 12. sınıf kategorisine çoktan girmiştim. Sınıfta sabahtan akşama kadar oturuyordum. Sıraların üstüne çıkıp geziniyordum. Diğer sınıflara efsanevi mesajlar bırakmak için planlar yapıyordum. Mesela sınıfın arkasında, sökülen duvar boyasının arasına kağıt sıkıştırıp erkekler tuvaletinin koordinatlarını yazmayı düşünüyordum. Oraya giden şanslı kişi tuvaletin tavanına yazdığım 3 yazısını görüp. 3. kabine girecek ve yine benim köşeye sıkıştırdığım kağıdı bulup içine yazdığım telefon numaramı arayacaktı. Sonra ne olacaktı Orayı hala düşünüyorum. Belki çocuğa kola falan ısmarlardım. Sonra böyle işsizliklerle uğraşmaması için öğüt verirdim. O da böylece bu işsizliği zaten benim başlattığımı düşünüp kafasındaki "paradoks" kavrdıbını çözümleyecekti. Bende genç nesilleri eğitmenin gururuyla hayatıma devam edecektim.
-
5.
+27işte tam da işsizlik tanımını harfiyen uyguladığım bu dönemde, rahat bir anlatım sağlamak ve deşifre olmamak için adının şu an Elif olmasına karar verdiğim kız benim halime üzülmüş olacak. Yarın birlikte okula gidelim, filmde getirirsin beraber izleriz dedi. Benim arka sırada arkadaşlarıma bağırarak anlattığım laptopumun methini duymuş olmalıydı. Biraz umursamaz bir tavır takınarak. Tamam getiririm. Neden olmasın dedim. Sonrasında ise eve koşarak yol aldım. En azından okul servisine koştum. O da beni eve bıraktı zaten. Eve geldiğimde ne film izlesek diye düşünüyordum. Ama bir sorun vardı. Ben filmlerle arası iyi olan bir adam değildim. Ayrıca öyle bir tanıdığa da sahip değildim. Ben de küçükken izleyip o halimle hüngür hüngür ağladığım o güzide film Forrest Gump'ı hemen indirip yarını beklemeye koyuldum. Ancak yine bir sorun vardı. Filmde az da olsa geçen sevişme sahneleri ne olacaktı ? Lise hayatımda yediğim yüzlerce damganın yanına "sapık" damgasının eklenmesini istemiyordum. Elif zaten çevresi çok geniş bir insandı...
-
6.
+29O geceyi nasıl bitirip sabahı ettim gerçekten çok hatırlamıyorum. Ama çok net hatırladığım bir şey var. O da bugüne kadar hiç hissetmediğim garip bir duygu. Heyecandan kalbimin kasıldığını hatırlıyorum. Bir yandan da kendi zayıflığıma kızıyordum. Bir film lafına tav olmuştum resmen. Ama hayatımın değiştiğini de hissediyordum. Her gün söverek gittiğim okula o gün çok büyük bir heyecanla gitmiştim. Hatta sabah servisi beklemeye çıktığımda, servisi kaçırdım herhalde diye bir kuruntuya kapılıp taksi tutmaya kalkıştım. Tam taksi için bozukluk paralarımı sayarken servisi köşeden dönerken gördüm... Zaten taksiye param da çıkışmıyordu. Servis gelmese koşacaktım herhalde okula. Yapardım bunu. Onun için yapardım... Mutfaktan su almaya üşenen ben, çoraplarını eliyle çıkarmaya üşenip sağ ayağıyla sol çorabını sol ayağıyla sağ çorabını çıkaran ben Yapardım...
-
7.
+24... Onun için ne fedakarlıkları göze aldığımı düşünürken okula gelmiştim. Her gün olduğu gibi servisten en son ben indim. Bu bir otorite hareketiydi benim için. Birinin bana yol vermesiyle başımı eğip servisten inmezdim. O yüzden yol vermelerine fırsat vermezdim... Sonrasında okula girip, sınıfımıza giden merdivenleri tırmandım. Sınıf kapısını açtım ve içeri girdim. Dün nasıl bıraktıysam aynen öyle duruyordu sınıf. Sınıfa hademe bile uğramıyordu çünkü...
-
8.
+25En arkadaki sırama yönelip oturma eylemime başladım. Bir an neyi beklediğimi unutmuş olmalıyım laptopta call of duty oynarken buldum kendimi... Normandiya çıkarmasındaydım. Elime 5 kurşun vermişti bir komutan.Ben silahıyla tepeye koşan arkadaşlarımı görünce imreniyordum. Keşke bana da silah verilseydi diye aklımdan geçirdim. Sonra gemide yanımda oturan bir arkadaşımın vurulduğunu gördüm ve halime şükrettim. Kurşunlarımı sıkı sıkı kavrayıp sadece şükrettim... Ya hırsa kapılıp sıranın önüne geçmiş olsaydım. Silahı ilk önce alıp tepelere tırmansaydım. Şu an arkadaşımın yerinde ben yatıyor olacaktım. Sonrasında ise game over ! işin yoksa en baştan başla bölüme...
-
-
1.
+1reserved
-
2.
+7Adam oyunu oynamıyor bildiğin yaşıyor lan helal olsun panpa.
-
1.
-
9.
+22Neyse kendimi bu kadar oyuna kaptırdıktan sonra pencereden dışarı bir bakış attım. Tepeden inen birini gördüm. Aşağı doğru indikçe simasını seçmeye başladım... Kısa boylu, düz saçlı , kemik çerçeveli gözlükleriyle O geliyordu... Evet... Oydu gelen. Heyecanla beklemeye koyuldum. Oyunu hemen kapadım. Rahat bir tavır sergilemeye çalıştım... Merdivenlerden hızlı hızlı gelmiş olacak bir dakikaya içeri girdi. O sıcak gülümsemesini hemen suratına taktı ve bana günaydın dedi. Hemen yanıma geldi. Çantasını sıraya koydu ve içinden çekirdek kola falan çıkardı. Bu hareketi beni ona aşık etmeyi başarmıştı zaten. Bir insanın benim için bir şeyler alması. Benim için yollardan gelmesi, gerçekten çok farklı bir duyguydu benim için.
-
10.
+20Ama sonrasında... ilk iki ders fizik etütüne geldim. 3. ders izleriz filmi dediğinde ben üzülmüştüm. Hem 2 ders bekleyeceğim diye hem onun buraya sadece benim için gelmemesine üzülmüştüm. Ama olsun onun 2. amacı olmak bile yeterdi bana. Belki de fizik etütü 2. amacıydı zaten. Bunları bir yandan düşünürken bir yandan da cevabımı hazırlamıştım... Tamam Elif dedim git istersen gelince ortamı hazırlamış olurum. Kız peki görüşürüz o zaman diyerek dışarı çıktı. Ve ben yine sınıfa sınıf yine bana kalmıştı. Ani bir hareketle kalktım ve sınıfın güneş perdelerini çektim. Tüm ışıkları kapadım ve beklemeye koyuldum...
-
11.
+23Elif'i beklerken gözüm kolaya kaymaya başlamıştı. O bir litrelik güzelim kolayla bakışmaya başlamıştık. Açıp içsem sıkıntı olur mu diye düşünürken tam da o anda Elif içeri girerek beni büyük bir dertten kurtardı. Hemen ardından "Ben geeldiim" dedi. Bu sözü o kadar tatlı söylemişti ki. O an tekrar tekrar içeri girmesini isteyebilirdim... Sonrasında eli ışıklara gidecek gibi oldu. Ama onun için hazırladığım ortamı bozmak istemedi ve en arka sıraya , benim yanıma oturuverdi. Ben ise hemen bilgisayardan filmi açtım.
-
12.
+21Filme sonunda başlayabilmiştik... Yalnız bir sorun vardı. Benim laptop'un sesi o kadar az çıkıyordu ki. Bırakın film izlerken çekirdek çitlemeyi. Nefeslerimizi bile kontrol eder hale gelmiştik... Bu halde filmin ilk 10 dakikasını izledikten sonra Elif bir anda ayağa kalktı ve çantasından kulaklıklarını çıkardı. Kulaklığın bir ucunu bana uzattı diğerini ise kendi kulağına taktı... Zaten yeterince yakınlaşan biz, kısa kulaklık kablosu nedeniyle iyice yanak yanağa film izleyecek hale gelmiştik...
-
13.
+20 -1Onun da heyecanlandığını hissedebiliyordum. Ama birbirimize fark ettirmeden filme odaklanmayı da başarmıştık... Film gerçekten çok iyi gidiyordu. Arada bir çıkan sevişme sahnelerinde birbirimize manasızca bakıp gülümsediğimizi hatırlıyorum. O anı inkar edercesine birbirimize bakıyorduk. Kulaklarımıza çalınan seslere inat biz birbirimize bakıyorduk ve birbirimizi dinliyorduk. Ya da ben öyle hissediyordum. Kaçamak bakışlardan öteye gidememiştik aslında...
-
14.
+19 -1Filmin sonlarına doğru baş kahramanımızın, hayatının aşkını mezarında ziyaret ettiği sahnede, gözlerim dolmuştu. Bu filmi ne zaman izlesem hep burada ağlardım. Yine ağlayacaktım herhalde. Ama yapmamam gerekiyordu. Onun yanında kendimi küçük düşürmemeliydim. Olabildiğince gözümdeki yaşları tuttum. Ama emin olun o ağlasa ben de ona sarılıp ağlamayı çok isterdim. Belki o da benden böyle bir şey bekliyordu ama belli etmiyordu... Bilmiyorum... Belki de benim içimdeki fırtınalardan habersiz film ne zaman bitecek acaba diye düşünüyordu.
-
15.
+17Film sonunda bitmişti. Çok uzun soluklu bir filmdi zaten. Bir de birbirimize temaslarla dolu geçirilen üç saat bana haftalarca onunla oturmuşum gibi gelmişti. Filmden sonra yapacak bir şey bulamamıştık henüz. Ta ki benim internet kafelerden kes yapıştır taktiğiyle bir nevi çaldığım oyunları görene kadar. Oyun klasörüne girdiğimizde Elif bir an duraksadı...
-
16.
+19Sonra o sıcak gülümsemesini tekrar takındı ve o zarif parmaklarıyla "The Sims " simgesini gösterdi. Aslında o klasörde skyrim'inden empire total war'ına kadar çok sağlam oyunlar vardı ama internet kafeden her türlü oyunu çekince o da araya kaynamıştı demek ki. Bir an benim kardeşim de bunu oynuyor demesini bekledim ama o sadece oyunu açmamı istedi. Ben ise bir uğraş bulmanın zevkiyle oyuna çift tıkladım. Uzun bir bekleme süresinden sonra oyun açıldı.
-
17.
+15Yalnız bir sorun vardı. Ben bu oyuna arada sırada girip, kendi karakterimle çapkınlık maceralarına atılıyordum. O an, umarım oyundan kaydetmeden çıkmışımdır diye içimden geçirdim... Biraz bekledikten sonra kayıt listesi geldi... Ve maalesef benim oluşturduğum karakter ve yanında bir kaç tane güzel hanımefendi, hiç istifini bozmadan bize bakıyordu... Ne yapsam diye aklımdan geçirdim. Sonrasında çaresizce oyuna girdim... Ama şükürler olsun Elif hiç bir şey anlamamıştı...
-
18.
+20Ya da ben öyle sanıyordum... Çünkü Elif alttan alttan gülmeye başlamıştı ve bir yandan gülümsemesini sürdürerek "Sevgilin de güzelmiş" deyiverdi ... O an o kadar utanmıştım ki. Hiç bir şey diyemedim. Sadece oyuna baktım... Yaptığı küçük nükteyi neden bilmiyorum ama çok ciddiye almıştım. Sonrasında o durumun verdiği acıyla ani bir alt+f4 hareketi çekip oyunu kapadım. Elif istersen başka oyun oynayalım dedim... O da kabul etti. Tekrar klasöre döndüğümüzde atari oyunları klasörünü gördü. Orada oynayabileceğimiz 2 kişilik oyunlar da vardı hem... Hemen birini seçtik ve karşılıklı oynamaya başladık. Yalnız oyunun tuş optimizasyonu sanki bizim ellerimizi ortak bir noktada buluşturmak için yapılmıştı. Güzelim, ne zaman bir hareket yapsa elleri benim elime değiyor. Ben oyunu da kendimi de unutuveriyordum... Ben onun ellerinin güzelliğine bakarken açık ara yenilmiştim. O halde kimseyi yenecek durumda da değildim ayrıca... Ama onun sevindiğini görünce, sanki mahallemizdeki büyük taso savaşlarının galibi benmişim gibi sevinmiştim...
-
19.
+22Tüm bu güzellikleri dolu dolu yaşadıktan sonra son zil de çaldı. Eşyalarımızı toparlayıp okuldan çıktık. Ben yine kafamda küçük hesaplarla boğuşmaktaydım. O ise her şeyden habersiz etrafı seyrediyordu. Ancak bir şeyin farkına vardım. Servislerimize binmemiştik. Yürüyorduk sadece. Okulumuzun o dik yokuşunu birlikte çıkıyorduk. Yanımızdan servisler akıp gidiyordu...
-
20.
+4Şimdilik bu kadar beyler. Akşama görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.