televizyon tamircisi ibrahim abiyi sikiş hikayem

ben ibrahim abin yarinda radyonu tamir etmeye gelcez hazir ol

okumadım

Bu sırada kafama bir cinlik gelmişti. ibrahim abinin sabahki tavrından dolayı intikamı almak üzere yılların televizyoncusuna iffet filmindeki cemil pozisyonunu uygulayacaktım. Zaten adam yılların televizyoncusu kesin pozisyonu bilir diyerek televizyon sehpasını iteledim ve kafasını televizyonla duvar arasına sıkıştırdım. Bu sırada arkasına geçtim. Kot pantolonunun arka cebindeki penseyle tornavidayı arka cebinden çıkararak yere attım. Sürtünmeye başladım. Bu sırada “yapma ismet, kafam sıkışıyor, boğulacam” dedi. Dinleyen kim ? Sabahki tavrının intikdıbını almalıydım. Kemerini çözdüm ve mavi slip donunu bir çırpıda indirdim.

Gördüklerime inanamadım. Çünkü ibrahim abinin zütü parıl parıl parlıyordu. Diğer ustaların aksine nefis kılsız bir züt çatalı vardı. Bu durum beni iyice azdırdı ve kalkan gibimi çıkarıp zütü tüysüz ibrahimin züt loplarına şap şup şap şup şap şup vurmaya başladım. Sağ el orta parmağımı tükürükledim ve ibrahim abinin zütünün deliğine şak diye soktum. Giriş o giriş. ibrahim abi acıdan olacak ki ani bir dikelmeyle televizyonun arkasından kafasını kurtardı ve “şimdi ananın dıbına kodum huur çocuğu” dedi. işler düşündüğüm gibi gitmemişti. Bu sırada bildiğim bütün duaları okuyarak odada kaçmaya başladım.

Kaç kaç nereye kadar. Sonunda yakalayıp zütümü gibecekti ve öyle de oldu. Bayılmıştım.
Kazanan mahallenin televizyoncusu ibrahim abi olmuştu.

interstarın artık interstar olmadığı şampiyonlar ligi maçları yerine papatyam dizisinin yayınlandığı zorlu günlerdi. Bu durumdan rahatsız olan ben evime bir adet dsmart almaya karar verdim. Mahallemdeki 50li yaşlarda olan televizyoncu ibrahim abiye durumu açtım. Durumu açar açmaz para kazanacak olmasından dolayı hemencecik bana hak verdi. “ismetciğim artık dsmartsız ev mi kaldı” dedi. Bu tavrı beni kıl etmişti ama mecburdum. Akşam namazından sonra evimde buluşmak üzere randevulaştık ve dükkandan ayrıldım.

Akşam namazı çıkışı ibrahim abi elinde alet çantasıyla kapıda belirmişti. Hemen içeri buyur ettim, bir şey yer misin ibrahim usta, ustaların ustası, iş bilenin kılıç kuşananın diyerek ibrahim ustayla bağımızı pekiştirdim. ibrahim pekekenti bir adet limonata istedi. içine tükürüp zütürdüm ve içti. Daha sonra “hadi göster televizyonu da ayarını yapalım” dedi.

iki duvarın birleştiği salonumuzun duvarlarıyla 45 derece açı yapan ve gündüzleri ışıktan dolayı izlenmeyen televizyonumuzu gösterdim. ibrahim usta bu sırada televizyonun anten girişine bakmak üzere kafasını televizyonun arka bölümüne soktu.