-
26.
+2-12-Tümünü Göster
"Peki abinin sınıfı hangi katta?" Dolunay'a abisi Pars'la ilgili sorularımdan sadece birini yöneltirken, tostumun son lokmasını ağzıma atmıştım.
"ikinci katta, müdür yardımcısının odasının batı tarafında. Bunları neden soruyorsun?"
"Hiç."
Evet. O çocukla bir hesabım olacaktı çünkü buradan gitmek istiyordum. Annemler Eray ile beni uzaklaştırsın istiyordum. Zira burnuma hiç de iyi kokular gelmiyordu, annemlerin henüz sezemediği şeyler vardı belki de.
"Ben Eray'ı bulayım," diye mırıldanarak ayaklandım. Dolunay koluyla dirseğimi tutmuştu. "Dur biraz. Eray benden ayrıldı. Ona nedenini sorar mısın? Bana söylemiyor." dedi. Üzgün duruyordu.
Bunu kabullenmelisin, dedim içimden.
Zor da olsa seni sevmediğini kabullenmelisin. Hayatına devam etmek zorunda olduğunu kabullenmelisin.
"Dolunay... ikiniz için ne yapabileceğimi bilmiyorum ki bence en iyisi bunu aranızda halletmeniz. Elimden bir şey gelmiyor. Sıkma canını, olur mu?"
O meşhur koridorda yürüyerek Eray'a yaklaşıyordum. Bugün tamamen uyumlu giyinmiştik. O da bunu farketmiş olmalıydı ki beni süzerek sırıttı.
"Tarzsın ortak." dedi. Bu sözü beni gülümsetecekti. Neredeyse.
Karşımda Pars Arslan'ı görmemle gözlerim dikkatlice açılmıştı. Planımı tekrar gözden geçirdim. Bu sırada Eray da omzunun üzerinden benim baktığım yere baktı, sonra tekrar bana döndü. "O Sare'nin benden sonraki sevgilisi." dedi.
"Evet. Evet biliyorum. Ona bir şey sormam gerekiyordu da."
Çocuğa tekrar baktım. Dolunay'la benziyor olmasına rağmen, plajlarda simit satan çocuklar gibi esmerdi. Hatta melezdi. Bir ton daha esmer olsaydı kesinlikle siyah insanlar gibi görünecekti.
"Ne bakıyorsun ya?" dedi Eray. "Git ne soracaksan sor işte. Çocuğun içine düştün" Ona dil çıkardım. Yanından geçerken hafifçe omzumu omzuna değdirerek (çarparak) trip attım ve Pars'a doğru ilerledim.
Siyah, rampa saçları, upuzun boyu ve daracık omzuyla bale salonlarındaki barları andırıyordu. Dolunay gibi kızıl olsaydı bu kadar esmer olur muydu acaba?
"Merhaba," dedim. Ona selam vermek Eray'a selam vermek gibi değildi çünkü Eray'a ne zaman baksam gülesim geliyordu. Çocuk "Selam," diye seslendi. O kadar sessiz konuşmuştu ki duyabilmek için ona doğru eğilmem gerekmişti. "Tanışıyor muyuz?" diye sordu.
"Yok. Ben aslında Sare'nin bir arkadaşıyım. Bir de Dolunay'ın. Dolunay bana kardeş olduğunuzu söyledi de. Ben Maya."
"Ben de Pars" dedi. Hemen konuya girmek istediğimden sorumu yönelttim. "Konuşabilir miyiz acaba?"
"Tabi, gel" dedi ve bir banka doğru ilerledi. Okulumuzda koridorun sağında duvarlar yoktu ve bahçedeki banklara hemen ulaşabiliyordunuz.
Yanına oturdum. "Hemen konuya girebilir miyim?" diye sordum.
"Evet."
"Sare bana bazı şeyler söyledi. Seninle ayrıldığı için çok üzgünmüş. Ona yardım etmemi istediğini söyledi ama ben edemeyeceğimi söyledim."
"O hala Atasoy'u seviyor. Onunla çıkmaya devam edemezdim." Eray'dan bahsettiğini anlamıştım. Planımı yeniden aklıma getirerek ustalıkla oynamaya başladım.
"Ben de tam bundan bahsediyorum. Eray benim bir arkadaşım. Sare de galiba onunla bir ilişkimiz olduğunu düşünüyor bu yüzden beni okula karşı rezil etmek istiyor. Yani... Bir şekilde benimle ilgili dedikodular yayılmasını istemiyorum. Sana veya birilerine bir şeyler söyledi mi diye soracaktım. Herhangi çılgınca bir şey hakkında."
"Hayır, söyleseydi duyardım zaten ama merak etme. O herkesi rezil etmeye uğraşıyor. Eğer sana da bulaşırsa destek oluruz." dedi. Onu zorlukla duymuştum.
istediğim tam da buydu. Kendimi güvenceye almıştım. Zaferle gülümseyerek "Teşekkürler," dedim. "Görüşürüz, gitmem gerek."
---
"Sana inanmıyorum Maya! Sare'nin sevdiği çocukla anlaşma mı yaptın?! Seni rezil etseydi Dolunay ile ben zaten destek olurduk. Niye o çocuğa söylüyorsun? Bana garezi var zaten... " Eray resmen bağırıyordu bana ve bir daha plan yaptığımda ona söylemeyecektim.
"Bir kere Sare Pars'ı sevmiyor." diyebildim.
"Ne fark eder? Bak ne diyeceğim, sen en iyisi bu çocukla sevgili ol. Sonuçta adam seni rezil olmaktan koruyacak, değil mi? Bence hemen yarın çıkma teklifi etmelisin!"
"Saçmalama Eray!"
"Eray hep saçmalar zaten!" diye sitem etti. "Maya bak. O çocukla konuşmaman gerekiyor."
"Sen kardeşiyle konuşmaktan fazlasını yapıyorsun ama!"
Eray sinirle soludu ve tekrar sinirle baktı. Hiçbir şey söylememişti. Onu sinirlendirmek istememiştim. Ve sinirlendiğinde cidden korkunç görünüyordu.
"Haklısın. Dolunay'dan özür dilemeye gidiyorum. Ondan hiç ayrılmamalıydım." dedi ve arkasını dönerek hızla uzaklaştı.
"Eray bekle!" diye seslendim ama elbette durmamıştı. Ve ben her şeyi tekrardan elime yüzüme bulaştırmıştım. Gözlerime batan yaşları engellemeye çalışarak gözlerimi kırpıştırdım ama bu yaşların akmasına sebep olmuştu. Harika. Ağlıyordum.
"Ağlama," dedi bir ses. Arkamı dönmemle Dolunay'ın annesini, rüyama giren kadını yani Lale Arslan'ı gördüm. Sanki daha önce benimle hiç iletişim kurmamış gibi konuşmaya başladı.
"Üzülme tatlım. Siz gençler böylesinizdir. Merak etme, yarın barışırsınız. Dolunay da Eray'dan sonra üzgün duruyordu zaten."
"Size bir şey sorabilir miyim?" dedim. Gülümsedi. Bunu 'evet' olarak kabul ettim ve söze girdim.
"Annem bana her şeyi anlattı. Sizi en son Dolunay'ı almaya geldiğinizde görmüştüm ama bu sizi ilk görüşüm değildi. Daha önce rüya... "
"Ah, tatlım," diye koluma dokundu. "Ben gecikiyorum. Sonra görüşürüz," dedi.
"Şey, bekleyin. Bu doğru olamaz. Annemin dediklerinden şüphe duymuyorum ve siz de biliyorsunuz. Eray ile beni yıllardır bir araya getirmek istediniz. Bizi korudunuz. Bunların hepsini biliyorum," dedim. Kadının buz gibi bakışları ifadesizdi.
"Anlayamadım canım?"
"iyi ama siz de biliyorsunuz! Bana bildiğinizi söyleyin, lütfen," dedim. Çaresiz görünüyordum ve kadın şu an beni saçmalıyormuşum gibi hissettiriyordu. Çevresine bakındı, bir süre tereddütle düşündü ve yine o rüyalarımdaki bakışı atarak bana eğildi. Ve sonra sessizce fısıldadı.
"izleniyoruz." -
27.
+2Hadi amk diğer part ne zaman gelicek
-
28.
+2-13.1-Tümünü Göster
Odamda ağlarken Eray'ı düşünüyordum. Niye bu kadar kızmıştı ki? Beni sadece kendisi korumak istiyordu, bu bencillikti. Suçlu olduğumu bilsem özür dileyecektim ama suçlu falan değildim.
Ayrıca Lale Hanım'ın 'izleniyoruz' derken ne kastettiğini anlamamıştım çünkü hemen ardından kadın topuklarının üzerinde dönerek uzaklaşmıştı. Beni gerçek hayatta da, rüyamda da yalnız bırakmalarını istiyordum. Uyku bile gerçeklerden kaçmama çare olmuyordu çünkü rüyamda yine kadını görüyordum. Tek çözüm ölmekti galiba.
Telefonumun çalmasıyla ekrana baktım ve 'Eray' yazısını gördüm. Hiç düşünmeden açtım.
"Alo Eray?"
"Konuşmamız gerek. Bahçedeyiz." Neden çoğul konuştuğunu anlamasam da ona soramamıştım çünkü bunu söyledikten hemen sonra telefonu kapatmıştı. Anneme haber vermek için salona gittim, annem yoktu. Telaşla kendimi dışarı attım.
Lale Hanım, Eray, Eray'ın annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın ve annem bekliyordu. Bir arabanın başında.
"Ne oluyor anne?" diye sordum. Eray dışında herkes bana bakıyordu. Annem elinde tuttuğu belgeleri cebine tıkıştırarak mırıldandı. "Gidiyoruz."
"Ne? Nereye?" dedim. Eray'ın annesi konuştu. Sosyetik bir ses tonu vardı. "Tatlım, sizleri güvende tutmak istiyoruz. Ne olduğunu Eray da bilmiyor. Sorma, olur mu? Benim şimdi gitmem gerek. Hepiniz Allah'a emanet olun." dedi ve köşede duran jeepine binerek uzaklaştı.
Lale Hanım ve annem bizleri arabaya bindirdi. Ön koltuğa ikisi yerleşmişti ve arabayı Lale kullanıyordu.
Senin çocukların var, diye geçirdim.
Ne diye Eray ve beni korumak istersin ki. Senin akraban bile değiliz.
"Anne, neler oluyor? Güvende değil miyiz?" diye sordum merakla. Eray ise hiç konuşmuyordu. Merak etmiyor muydu cidden?
"Maya ben evde kamera buldum. Senin odanda."
"Ne?!" Şoke olmuştum. Eminim ki üzerimi giyinirken bile beni izlediler!
"Elis ve Sare dışında yeteneklerinizi bilenler var," diye devam etti Lale Teyze. "Ve ben bunu hissediyorum."
Eray söze girdi. "Ben kaçmak falan istemiyorum Lale Teyze." Kullandığı iğneleyici ton beni yanında istemediği anldıbına geliyordu. Ağlamamak için kendimi zor tutmuştum. Araba son hızla giderken duyulan tek ses tekerlerin çakıllı yollarda ilerlerken çıkardığı sesti, yani ağlasam duyulmayacaktı bile.
Annem en sonunda açıklamaya girişmişti. "istanbul dışında bir eve gidiyoruz. Bir süre orada kalmamız gerekecek. Lale zaten çocuklarına işi olduğunu söyledi, ben de yanıma giysi falan aldım. Sağolsun Esin Hanım da gereken her şeyi yaptı bizim için, harika bir annen var Eray."
Eray, "Teşekkür ederim," diye mırıldandı. Hala benden en uzak koltukta oturuyordu ve arka koltukta oturmamıza rağmen emniyet kemerini takmıştı.
Uzun bir yolculuktan sonra ıssız bir yere gelmiştik. Karşımızda demirlerle çevrili, lüks bir ev duruyordu. Annemler valizleri bagajdan alırken Lale Teyze Eray'a evin anahtarlarını uzatmıştı. Eray hızla evin kapısını açarak valizleri içeri taşıdı. Ben öylece duruyordum.
O kadar saçma bir gündü ki.
içeriye şuursuzca girerken anneme yavaşça, "Bu kadın niye çocuklarını bırakıp bizimle geliyor?" diye sordum.
Geç geldi ama olsun panpalar iyi okumalar. -
29.
+2Hadi da mk gelick dedin 1 gun geçti
-
30.
+2Yeni part gelecek beyler rezlerinizi alın buradayım
-
31.
+2-10.2-Tümünü Göster
"Peki neden Eray'la beni tanıştırmadınız? Onunla hiç arkadaş olmayabilirdim." dedim.
Annem gülümsedi.
"Birbirinizi farkedeceğinizi zaten biliyorduk."
*)" >**)" >*
Okulda uzaktan Dolunay'ın Eray'a ikide bir sarılmasını izliyor, dün annemin söylediklerini kafamda tartıyordum. Annemin söyledikleri öyle inanılmazdı ki, sanki bir rüyadan uyanmış gibiydim. Eray'a söylemeli miydim?
"Eray," diye seslendim ama duymamıştı. Oflayarak onlara doğru ilerledim. Affedersiniz ama yiyişip duruyorlardı ve Eray sabahtan beri yanıma bile gelmemişti. Aslında gelmişti ama onu sürekli terslediğim için geri gidiyordu.
Yanlarına ulaştığım halde beni farketmemişlerdi!
"Eray," dedim. Eray bal rengi gözlerini bana çevirdi. Kirpikleri bugün daha uzun görünüyordu, incin sarı saçları da yataktan yeni kalkmış gibiydi.
"Biraz gelir misin?" diye sorduğumda Dolunay'a mimikleriyle veda etti ve benimle gelmeye başladı.
Hala gözleri irileşmiş halde merakla bana bakıyordu ve o an ne kadar şeker göründüğünü düşündüm. Yanaklarına dokunmamak için kendimi zor tutmuştum. Sonra ise lafa giriştim.
"Şey ıı... Sana söylemem gereken şeyler var."
"Rüyanda kadını mı gördün?" diye sordu. Bir yandan da karşımızda durmuş sevgilisinin gelmesini beklemekte olan Dolunay'a 'bir saniye' işareti yapıyordu.
"Hayır, rüya görmedim. Bak şimdi, okuldan sonra bize gelebilir misin? Sana burada söyleyemem. "
"Bildiğim bir şey mi?" diye sordu.
"Bildiğin şeyi niye söyleyeyim Eray?" Bazen cidden çekilmez oluyordu.
"Hayır yani belki biliyorumdur diye söyledim. Maya bu arada Dolunay birazdan orada ağaç olacak ben en iyisi bir yanına gideyim," diyerek yanımdan geçti. Giderken eliyle koluma dokunmuştu, okuldan sonra bize gelip gelmeyeceğini bile söylememişti.
Dolunay'la beraber olmaları beni ciddi ciddi geriyordu. Bu konuyu çok fazla düşünmemeye gayret gösterdim.
*)" >*
Odamın kapısı tıklatıldı. Annem, elinde çaylar ve kurabiyelerle yanıma gelerek gülümsedi. "Eray gelecek mi?"
"Evet galiba," diye mırıldandım. Annem tekrar salona döndüğünde kurabiyelerden birini zihnimle masama koyarak ağzıma attım. Koskocaman bir yetenek, ancak bu kadar basit şeyler için kullanılabilirdi.
Yarım saat kadar sonra kapı çalmıştı. Koşarak gidip annemden önce kapıya ulaştım ve açtım.
"Hoşgeldin." diyerek içeri aldım Eray'ı. Annem, "Hoşgeldin canım, siz Maya ile odaya geçin, benim gitmem gerekiyor." dedi ve veda etti. O kapıdan çıkıp giderken Eray ise arkamdan odama doğru yürümeye başlamıştı. En sonunda ikimiz de puflardan birine oturduk. Nereden ve nasıl başlayacağımı bilemiyordum.
"Eray sana az sonra söyleyeceklerim olağandışı gelecek, biliyorum.Öncelikle bana inanman çok ö-" lafımı bitiremeden sözümü kesti. "Seninle çıkamam."
Gözlerimi pörtleterek ona baktım. "Saçmalama!" şimdi ikimiz de gülüyorduk. Sonra yüzümü tekrar ciddileştirip hafifçe öksürdüm.
"Annem bana bazı şeyler söyledi. Bundan yıllar önceymiş. Biz Amerika'dayken yeteneğimi farkedenler olmuş. Sonra Türkiye'ye gelmişiz. Lale Arslan yani sevgilinin annesi, psişik güçlerinin olduğunu ve eğer annem isterse bana yardım edebileceğini söylemiş. Sonra araştırıp benim gibi yetenekli olan birini, yani seni bulmuş. Bizi ne yapıp edip güvende olmamız için bir araya getirmiş." Nasıl devam edeceğime karar vermeye çalışıyordum. Eray ifadesizce bana bakıyordu.
"Sen ciddisin," dedi sonunda. Ondan en son beklediğim tepkiyi vermişti.
"Sen... sen... ". Dudaklarını ıslattı. "Yani diyorsun ki... Tesadüf değildi öyle mi? Bugüne kadar ikimiz de birbirimizle karşılaşmayı mı bekliyorduk?"
"Evet." diye mırıldandım. "Öyleymiş."
Sonra ise Eray'ın cep telefonu çalmaya başladı. O ise sanki duymuyordu, telefonu alıp ona vermeye yeltendim ama kolumu tutarak engel oldu. Sonra ise beni şaşkına çevirecek bir ses tonuyla konuştu. Tam da gözlerimin içine bakıyordu.
"Dolunay bekleyebilir." -
32.
+1Rezervasyon
-
33.
+1Rezırs
-
34.
+1Rez aldım
-
35.
+1Rwkxkzkz
-
36.
+1Rezzzz 18.2
-
37.
+1Rezzzzzzzzzz
-
38.
+1Rezerve
-
39.
+1Rezerved
-
40.
+1Panpalar bir sonraki bölüm uzun olacak o yüzden iki part halinde gelecek 11.1---11.2 şeklinde.
Rezlerinizi hazırlayın 11.1 10 dakikaya geliyor -
41.
+1Rez alalim
-
42.
+1rezervuar köpekleri
-
43.
+1Rezerved
-
44.
+1Ilgi çekici
-
45.
+1Bir ara bakarim