/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 28.
    0
    Anan aikim ya mzxodmx8elvöög
    ···
  2. 27.
    0
    Rezzzzzzzz
    ···
  3. 26.
    0
    Calinti
    ···
  4. 25.
    0
    Bu hikayeyi hangi sayko yazdi
    ···
  5. 24.
    0
    Dinleyen yoksa konu kilit beyler allaha emanet olun
    ···
  6. 23.
    0
    Okuyan panpalar varsa Rez alsın. .
    ···
  7. 22.
    0
    mükkemmel hayatıma mutlulukla devam ediyordum. eve geldiğimde kapıyı açmak için anahtarımı çıkardım. daha sonra kapının yerinden sökülmüş olduğunu görünce irkildim. evin içine baktığımda bütün eşyalar gitmişti. kıyafetlerim yerdeydi. haciz geldiğini anladım. ama kapıyı sökmelerine anlam verememiştim. koşarak oturma odasına gittim. televizyonda yoktu. hiç bir eşyam kalmamıştı. daha sonra yerdeki kumandayı ve su ısıtıcısını görünce sevinç çığlığı attım. işte bu bana yeni bir başlangıc için umut ışığıydı. yere yatıp su ısıtıcısına küçük bir öpücük kondurdum. ve ona sımsıkı sarıldım
    ···
  8. 21.
    0
    yolda giderken caminin yanından geçtim. cuma namazı için camiye girdim ve namazımı kıldım. ancak camide ne imamı görebildim nede cemaati. bu iyiydi. tek başıma kendimle baş başa kalıyordum. çıktığımda ise kapıda imamı gördüm ve hemen sordum. "hocam neden cumaya gelmediniz" hoca bana arapça bir küfür etmişti. tam olarak anlamasamda benim için dua okuduğunu görünce sevindim ve amin dedim cümlemizin. daha sonra telefonumun takvimine bakınca bu günün cumartesi olduğunu hatırladım. daha sonra sevindim. haftaya cumaya gitmeme gerek kalmayacaktı.
    ···
  9. 20.
    0
    daha sonra kamera kayıtları nedeniyle beni karakoldan çıkardılar. ne olduğunu bile anlamamıştım. giderken arkamı döndüm ve "ben pisliğin teki çıkmadım rıza baba" diye bağırdım. eve dönerken karımı aramam gerektiğini hissettim. telefon uzunca bir süre çaldı sonra açtı. bir erkek sesi "alo kimsin" diye sordu. bu sesi hemen tanıdım. biricik patronum karımın telefonuna cevap vermişti. "benim patron karımın telefonu sende ne işi var" diye kibarca sordum. biraz geveledi. sanırım hala beni kovmasının vermiş olduğu üzüntünün etkisindeydi. "seni sormak için karın şirkete uğramıştı, telefonunuda burda unutmuş" dedi. sesi nefes nefeseydi. arkadan karımın "kocammı" diye gelen sesini duydum. gülümsedim. anladımki karım benim için patronumla konuşmaya gitmiş. benim için kafa yormaları hoşuma gitmişti. anlamamazlıktan gelmeliydim. çünkü karım işe geri alınmam için patronumla konuşmaya gittiğini bilmemi istemezdi. biricik patronum ve karım ikiside iyi insanlar. "tamam anladım" diyerek telefonda sırıttım. patronum "neyse kapatmam gerek sonra konuşuruz" diyerek telefonu kapadı
    ···
  10. 19.
    0
    mesut komser yolda giderken "nasıl yaparsın bunu pislik herif" diyerek bana bir kaç yumruk patlattı. karakola geldiğimizde sorgu odasına oturtutlar. sanırım çay ikram edeceklerdi. ama neden burada olduğumu hala anlayamamıştım. rıza baba içeri girdi ve "pekala evlat neden yaptın ha! söyle neden yaptın böyle birşeyi?" dedi. bende atmden neden para çektiğimi sorduğunu düşündüm. "parayı ihtiyacım vardı yaptım" dedim. rıza baba "artık yolun sonuna geldin." dedi. bende "hayır aslında her gün benim için yeni bir başlangıçtır dedim" sorgu odasında bulunan rıza babanın damadı ali, "adam pisliğin teki çıktı rıza baba" dedi. rıza baba aliye dönerek bunu onayladı. daha sonra sorgu odasından çıktılar.
    ···
  11. 18.
    0
    sokakta yürürken bir banka oturdum. o sırada sokağın karşısındaki kuyumcunun alarmı çalıyordu. hahaha. soyulmuş olmalı. ama bu onlara güvenlik önlemlerini arttırmaları ve daha dikkatli olmaları konusunda yarar sağlayacaktı. dükkanın sahibi polis diye bağırıyordu. kuyumcuyu soyan adam bana doğru koşmaya başladı. polis sireni duyulunca hırsız bana elindeki torbayı fırlattı. maddi açıdan biraz sıkıntıda olduğumu anladı sanırım. iyi insanlarda var. refleks olarak tuttum bende. sonra bu kafasındaki çorabı çıkarıp benim kafama geçirdi. hahaha. bir hırsızın bile bazen bir ortağa ihtiyacı vardır. onu nasıl kırabilirdimki. ama ben suçlu değildim bu yüzden ona bu nazik teklifi için hayır diyecektim. derken bir şey göremiyordum. kafamdaki çorabı çıkardım. bir baktığımda çevremde polisler vardı. rıza baba "yere yat pislik herif" diye bağırdı. suç mahaline bu kadar hızlı gelen kaç tane polis tanıyordumki. anlamalıydım. rıza baba ve ekibini görünce gülümsemeye başladım. artık güvendeydim. dediklerini yaptım ve ellerimi kaldırdım
    ···
  12. 17.
    0
    sabah sımsıcak bir güne uyandım. kartımla para çekmek için bankaya gitmem gerekiyordu. dışarı baktım hava çok güzeldi. yağmur yağıyordu gene bardaktan boşalırcasına. bende fantazi olsun diye şemsiyemi almadım gene. sokakta yürümeye başladığımda yağmur değil dolu yağdığını farkettim. desene bu yolculuk dahada eğlenceli olacak. normalde hiç sıra olmayan atmnin önünde oldukça sıra vardı. hepsi para çekmek için beni bekliyorlarmış gibi hissettim ve sevindim. sosyallik bu olsa gerek hahaha. sonra sıranın önünde biri dikkatimi çekti. tanıdık bir yüz. metrobüsteki amca. gülümsedim. elimi kaldırarak seslendim. selam verdim. arkasını dönüp baktı bana. "dıbına koduğum genemi sen" gülümseyerek evet dedim. amca söylenmeye devam ediyordu "sigtir git lan başımdan delimidir nedir" ben dayanamadım bastım kahkahayı. sıra bana geldiğindede kalan 200 liramı çektim hesabımdan. çekmesem hacizle o 200 lirayada el konulacaktı zaten. hey hat! artık cebimde biraz parada var. sanırım şans yüzüme ufak bir gülümseme kondurdu
    ···
  13. 16.
    +1
    Yalan rez tutar
    ···
  14. 15.
    0
    eve gelmiştim sonunda. hiç param kalmamıştı. hahaha harcayacak bir paran olmaması çok güzel. kafan rahat. oturudum koltuğa oh mis. diz üstü bilgisayarımı açıp facebooka girdim. işte günün iyi haberi. gerçekten sevilen ve popiler bir insan olduğumun göstergesi. 10 yeni bildirim. serkan senin durmunu beğendi. serkan senin fotoğrafını beğendi falan. benim güzel karım ilişki durumunu ilişkisi yok yapmış. şu facebookun ayarlarını yapmayı öğrenemedi bir türlü. yanlışlıkla olmuş olmalı. biricik eski patronum karımın durumunu beğenmiş. beni kovmuş olsa bile çalışanıyla ve karısıyla bu kadar ilgili olması çok iyi. diyorum ya çevremde hep iyi insanlar var. dolapta kalan tek şey makarna. hahaha. bu akşamda ziyafet bekliyor beni desene
    ···
  15. 14.
    0
    bütün paramı serkana verdiğimden çay bahçesinde hesabı ödeyecek param kalmamıştı. bende hesabı istemedim. çay bahçesi kapanmak üzereyken hiç müşteri kalmamıştı. garson gelip "kapatıyoruz artık abi" deyince kahkaha attım. "param yok" dedim gülümseyerek. anlayışla karşılayacaklarına emindim. sonra garson yüzünü sertleştirerek içeriye seslendi. "fuat abi arıza var" içerden iri yarı bir adam geldi yanımıza. sevindim. bu güzel çay bahçesinin patronuyla tanışmak güzeldi. üstelik hesabı ödemememe rağmen tanışmak için yanıma gelmişti. ne kibar adam. "senin derdin ne yarram dayakmı istiyorsun ver lan parayı" diye bağırdı. ben gülümsedim. şakacı insanları severim bende bu şakanın karşılığında ona bir iltifat etmem gerekirdi. "güzel çay demliyorsunuz, bundan sonra hep buraya geleceğim" dedim gülümseyerek. adamda gülmüştü. aramızdaki sıcak bağlantı oluşmaya başlamıştı. sonra bir anda boğazımdan tutup beni havaya kaldırdı. ve yere fırlattı. hahaha bedava gondol. lunaparkta bir jetona 2 lira vermekten iyidir. gülümseyerek ayağa kalktım. sonra beni biraz patakladılar. aslında baya patakladılar. ama bu iyiydi. ne zamandır hastaneye gitmiyordum. bu vasıtayla kan tahlili yaptırıp şekerimide ölçtürebilirdim. hem biraz pataklanmam pgibolojik açıdan banada iyi gelmişti. kaslarım gevşemişti
    ···
  16. 13.
    0
    güzel bir muhabbet geçti aramızda. dedim ya serkan kültürlü, aklı başında ve nazik biridir. beşiktaşın yenilmesi üzerine bütün takıma tek tek sövmesiyle muhabbetimiz başlamıştı. ben futboldan pek anlamadığım için ne dese evet derdim. sonrasında gittiği masaj salonlarını ve apartman yöneticisini nasıl dövdüğünü anlattı bana. aramızda geçen bu koyu muhabbetin sonrasında serkanın nasıl bu kadar harika bir insan olduğunu düşünüyordum. iyiki onunla arkadaş olmuşum. tam evimin kirası için ondan para isteyecektimki serkan hızlı davrandı. "geçen iddiada sağlam maçlara 500 lira bastım dıbına koyayım yattı kupon bana acil para lazım banko maç var versene" ne kadarda sporla ilgili biri. hemen cebimdeki parayı çıkardım ve serkana verdim. oda bana "rahat ol dıbına koyim paranı katlayıp sana getircem" dedi. ona güvendim. daha önce bu şekilde benden milyarlarca borç alıp hiç birinide geri getirmemişti. ama bu parayı vermemle hem arkadaşıma yardım etmenin vereceği manevi hazzı kazanacaktım. hemde bu sefer güvenim boşa çıkmayacaktı. doğru bir iş yapmıştım. sonra bir anda "hadi gömdüm" deyip masadan kalkıp gitti. lakin bu iyiydi. vedalaşmayı sevmem zaten.
    ···
  17. 12.
    0
    serkan gibi bir arkadaşım olması iyiydi. akıllı, nazik ve ciddi biriydi. hayatımda örnek alacağım tek kişi oydu. çay bahçesinde 2 saatdir onu bekliyordum. geç kalmıştı. ama bu iyiydi. çünkü o yokken 2 çay içmiştim. bu içtiğim bayat çaylarlada karımın yaptığı demli çayın kıymetini anlamıştım. serkanı beklerken yan masadaki amca dikkatimi çekmişti. bir dakika. bu o. işte hayatın karşıma çıkardığı mükkemmel ötesi bir sürpriz daha. metrobüste bana dayayan amca orada evet. yanında bir amca daha tavla oynuyorlardı. seslendim ve elimi kaldırıp selam verdim. dönüp bana baktı. "oğlum gibtir git dıbına goyim" diye bağırdı. bu harikaydı. amca beni tanımıştı. demekki bana önem veriyordu. tam o sırada kafama sert bir şaplak yemiştim. "vay napıon pekekent!" evet bu serkandı. çok komik bir sulu şaka yapmıştı bana. hemen karşıma oturdu ve bir kahve söyledi.
    ···
  18. 11.
    0
    sabah kalktığımda karım evde yoktu. buzdolabının üstünde bir not buldum. "ben annemlere gidiyorum sakın beni almaya gelme" ahahah bu kadını bu yüzden seviyorum. hem yaşlı annesini ziyaret etmiş. hemde tek geri dönebileceğini, benim yorulmamamı söylemiş. cebimde son 500 lira param var. güzel bir tatil olacağa benziyor benim için. bayat bir dilim ekmek ve zeytinden oluşan mütavezi kahvaltım sırasında telefonum çaldı. arayan en sevdiğim arkadaşım serkandı. aslına bakarsanız tek arkadaşım serkandı. çay bahçesinde buluşup sohbet edecektik. oh mis bu günde canım sıkılmayacak serkandan borç para isterim verdiğindede kirayı ödeyebilirim sanırım. çok şanslıyım ben
    ···
  19. 10.
    0
    televizyonu açtım biraz. türk televizyonlarının kaliteli yapımlarıda olmasa sanırım evdeyken zaman hiç geçmez. önce adanalının bir bölümünü izledim. bir senaryo bu kadarmı zekice yazılır. bu kadarmı heyecanlı olur. bu diziyi yapanlar gerçekten kazandıkları paranın hakkını veriyorlar. hele o bakışmalar, dizinin neredeyse yarısı zaten bakışmalar. daha sonra kanal değiştirdim. akasya durağı. sanırım bu dizi komedide son nokta. o ince espiriler, o zekice göndermeler. kahkahalara boğuldum. akşam olduğundada muhteşem yüzyıla bakmaya karar verdim. muhteşem yüzyıl özet, reklam, muhteşem yüzyıl geniş özet, reklam, muhteşem yüzyıl yapım belgeseli, reklam derken yeni bölüme gelemeden uykum geldi ve televizyonu kapadım. ahahah bu güzel günde keyfime keyif kattım. televizyon gerçekten bambaşka bir dünyaydı. karım sağolsun rahat yatmam için bana koltukta yatak yapmış. düşünceli karım benim. her başarılı erkeğin arkasında bir kadın var derler ya işte benim arkamdaki kadın buydu
    ···
  20. 9.
    0
    hayat bana güzel diyorum bazen. hayatımda her şey yolunda gidiyor. eve geldiğimde benim anlayışlı karım mutfaktaydı. romantik anları seven biri olduğunu biliyordum. bu yüzden ona arkadan sarıldım. tıpkı metrobüste amcanın bana yaptığının bir benzeriydi bu. karım irkilerek "ne yapıosun be salak" diye bağırdı. kocaman bir kahkaha attım ona. "günaydın" dedim sımsıcak bir gülümsemeyle. "senin bu saatde işte olman gerekmiyomu, genemi kovuldun allahın belası" diye bağırdı bana. her şeyi yanlış anlamıştı. patronumun iyi niyetinden tamamen habersizdi. "hayır hayatım sadece tatildeyim" dedim. bana bir tokat patlattı. insan sevdiğine zarar vermek istermiş. beni sevdiğini her zaman biliyordum. biricik karımdı o benim. gülümseyerek oturma odasına geçtim
    ···