öncelikle kız değil kadın.
kızlar kovalasın emi sizi. kız kaçıranlar uçup uçup zütünüzün deliğinde sönsün. ne kız deme meraklısı insanlarsınız lan siz.
neyse o konuyu şurada açıkladık tekrar yazdırmayın rica ediyorum.
(bkz:
kız/@limon kimyon zorro)
konumuza dönersek bu kadının aşk dediği duygu hissettiklerinin toplum ahlak ve din öğretisi baskısı sonucu mutasyon geçirmiş halidir. bir insanın tek derdinin aşk olması benim kurguladığım ütopya ile gayet uyumludur. hatta öyle ki kimi zaman oluşturduğum 100.000 nüfuslu ütoplyamdaki tek sorun aşk temelli problemlerden ortaya çıkıyor. içinde hiç ahlaki öğreti bulunmayan etikler üzerine kurulu bir toplumda bile süreli sadakat ve kıskançlık toplum yapısını bozmaya yol açıyor.
şimdi böyle hızlı gidince anlaşılmadı farkındayım biraz daha yavaşlayalım.
bir toplumda insanlar şu an sahip olduğumuz hastalıklı ahlaki öğretilerden teorik olarak sıyrılsalar bile pratikte üreme dürtüsü ile biraraya gelecek bireylerin doğal sadakati belirli bir süre onları bir arada tutmaya yetecektir. ve pek çok insan olduğu ve bunlar ayrı zamanlarda bir araya gelecekleri için sadakat aynı anda başlayıp bitmeyecektir. ütopyamdaki ideal insanlar birbirlerinin çiftleştikleri insanları arzulayacak çatışma ve şiddet kaçınılmaz hale gelecektir.
oysa ben ideal bir toplumsal düzen kurarken akılcı çözümlerle ilerleyebileceğim fikrinden yola çıkmıştım. geldiğim noktada ise görüyorum ki omurgalı gelişmiş bir memeli hayvan olan insan idealize edilemeyecek kadar vahşi. standart bir çözüm ile 100.000 kişilik bir topluluğu mutlu yaşatmak mümkün değil. aşk her zaman toplum yapısını bozacak sonuçlar üretecektir.
gel gelelim bu bahsettiğim aşk bizim insanımızın anladığı aşk değil. bu konuya oradan bağlanacağız. yani benim ütopyamdaki en ciddi sorunlardan biri olan aşk ile bahsi geçen kadının sahip olduğu tek sorun olan aşk aynı aşk değil.
örnek kadınımız aşk diye üreme dürtüsünün bilince kabul ettirilmesi amacıyla var olan bir katalizörü algılamıyor. onun için aşk derinliği olmayan ancak şiddetle hissedilen amaçsız bir oluş. o sanıyor ki birini arzulamak istemek sonsuz varlığının içinde açan bir gül gibi hayatını estetik hale getirmek için var. insanın böyle bir tasarım hatası var daha önce başka bir yazıda değindiğim üzere. evrensel sistemi anlamamayı tercih ediyor. daha da önemlisi bireyin farkındalık ekgibliği süzenin sürmesi için ciddi bir ihtiyaç. örenk insanımız aşkın ilkel bir mekanizmanın bilince adapte edilmesi için var olan bir kaplama olduğunu algılarsa düzenin dışına çıkmaya eğilim gösterir.
evren bunu istemiyor.
evren diyor ki sen benim dediklerimi kendi kararınmış gibi yap gerisine karışma. hissettiklerinin dibini kazırsan oz büyücüsünün perdenin arkasındaki hali gibi inancı yok eden bir makine ile karşılaşırsın. bunu yapma diyor.
o nedenle en büyük derdi aşk olan kadın aslında evren için doğru şeyi yanlış bir bakış açısıyla gerçekleştirdiğin farkına asla varamıyor. sonuçta doğru olanı yapıyor ancak izlediği yol sahip olduğu bilinci israf ettiği gerçeğini de ortaya koyuyor.
benim henüz çözüp de kurtulamadığım bu aşk sorunu, daha doğrusu ütopyamda bir güncelleme gereği duyuyorum bu konuyla ilgili yoksa aşkın kendisi ile ilgili bir sorunum yok, ancak kendisine daha dürüst olan bireylerle aşılabilir.
rahmime güçlü sağlıklı spermler doldurmak istiyorum ve hayattaki tek derdim bu diyen bir kadın benim anladığım evrensel kurallara uygun bir hayat yaşamaktadır. o nedenle aşağılanmasına şiddetle karşı çıkarım. bunun oluşmasına neden olan doğal katalizörlerden biri olan aşka da bu gözlükle bakıyorsa ona da destek olurum.
ancak üremenin ve hayatta kalmanın ikincil bazı gerekleri de vardır ve bilinçli canlılar olarak daha da ötesinde doğal savunma ve hayatta kalma stratejisi bilinci olan bir canlı olarak tecrübe araştırma ve eğitim yani özetle bilgi sahibi olmadan canlının asıl ülküsü olan sonsuzluğa erişebilmek de mümkün değildir.
bu durumda rahmine sağlıklı spermler doldurmak isteyen kadın bunu yapma amacına ulaşmak için kendisini bilgiyle de donatmak zorundadır. benim asıl saygı duyacağım tavır rahmine genetik bilgiyi doldurmak için çabalayan insanın bilgiyi de bilincine doldurmakla uğraşması olacaktır.
işte ancak bu şekilde hatalı kurgulanmış medeni toplumumuzun kabuğunu kırıp yepyeni taptaze bir toplumu inşa edebiliriz.
insanın, canlının en büyük derdi de her zaman bu olmuştur gelecekte de bu olacaktır.
bahsettiğim pencereden bakabilen aydın sağlıklı vizyon sahibi kadınlara selam olsun!
doğru şey için dertleniyrosunuz ey insanlar.
çöplüklerde konuşulanların hayranlıkla dinleneceği o güne giderken bizim ihtiyacımız olan sizlersiniz. öyle az ve ışıl ışılsınız ki sizi hakkıyla koruyamadığımız için tarih bizi asla affetmeyecek.
var olun!
(bkz: 2 5 yıllık kız arkadaşıyla ciks yapamayan adam)
(bkz:
30 yaşında romantizm düşünen kadın)
(bkz:
mastürbasyon yapmayan kadın)
(bkz:
etekle merdiven çıkarken tedirgin olan kadın)
(bkz:
üç evli çiftten biri ciks yapmıyor)
(bkz:
ilgi kadınların afyonudur)
(bkz:
bacakları kıllı bir kadınla sevişmek)
(bkz:
26 yaşında bakir olan erkek)
edit:
artık okumuyorsunuz diye size kızamıyorum farkındaysanız, çünkü okuyorsunuz.
on yıl içinde değiştirebildiğim en ciddi şeylerden biri okumayı seven insanlara ulaşabilmiş olmak. çok küçük bir yüzdeyle okuma alışkanlığı tarafımdan oluşturulmuş bir kitle de olduğunu biliyorum. bu da beni daha çok yazmaya şevklendiriyor açıkçası. aferin kerkenezler sizi.
yazıda öyle değişik bir şablon kullandım ki bir kısmınız kimi övdüm kimi yerdim çözemeyecek onun da farkındayım. o nedenle burada kısaca şunu söylemek istiyorum ki bu yazı ile dünyadaki insanların %99,9'unu itin zütüne soktum.
bu büyük kitle direk olarak sinirlensin beni yormasın.
kalan nadide inci tanelerinin ise zaten benim övgümle yücelecek halleri yok.
benimki o aydınlığa yapılan beyhude bir güzelleme.