+1
-4
Bir gün hayvanlar sorunlarını anlatmak için Tanrı'nın huzuruna çıkmaya karar vermişler.
Aralarından zürafa, tavşan ve tavuğu temsilci olarak seçmişler.
Neyse bunlar yolda gidiyorlar yolda giderken de bi yandan kavga ediyorlar, yok ilk ben çıkacam, yok sen çıkacan muhabbeti.
Kura çekiyorlar üç çöp en kısa olan en son girecek içeri. En uzunu zürafa en kısayı da tavuk çekiyor.
Geliyorlar Tanrı'nın bulunduğu yere odanın kapısında bekliyorlar.
Zürafa içeri giriyor ve
"Yav tanrım beni ne biçim yaratmışsın her şey normal de boynum upuzun, ormanda herkes bana orantısız diyip dalga geçiyor"
Tanrı: "Bak zürafacığım ben seni özellikle öyle yarattım ki, en taze yaprakları kimsenin ulaşamayacağı en leziz dalları sen kemir diye. Kıymetini bil"
Bizimki hemen tav oluyorçıkıyor dışarı.
Sonra tavşan dalıyor içeri
"Yav Tanrı benim bu arka ayaklarım ne olacak? Ön ayaklar minicik arka ayaklar kocaman ormanda herkes dalga geçiyor. Düzelt şunu"
Tanrı: "bak tavşan. Ben seni öyle bi yarattım ki arka ayakların sayesinde senden hızlısı yok. En tehlikeli Avcı'dan bile hemen kaçabiliyorsun. Kıymetini bil."
Tavşan da ikna olup çıkıyor.
Tavuk içeri çekingen çekingen giriyor. Tanrı bu ne diyecek diye bekliyor bekliyor
Tavuk mal mal bakıyor. Ve en son o altın sözler dökülüveriyor gagalarından
"Hiiiiiç pazarlık yok. Ya bu delik büyüyecek, ya o yumurta küçülecek.
Cugulayan Zürafadır.
Edit: şukulayan Tanrı'dır.
Edit2 : bütün tanrıların amk.