-
1.
0evet panpalarım 1910 yılından itibaren tarihi yeniden yazıyorum bi oyunum var onu da kullanacağım capsler falan zevkli olacağını düşünüyorum başlıyorum
-
2.
0yemişinci yaratıcılığınla hikayeni bekliyorum
reşerşed -
3.
+11910 Yılında Osmanlı Devleti belki de ömrünü tamamlamak üzereydi.Son 60 yılda bir sürü yar almıştı bunlardan en acıklısı 93 harbiydi. Osmanlı bu savaşta direnmeye çalışmış fakat ağır bir şekilde kaybetmişti. Rusya Yeşilköy'e kadar gelmişti. Doğuda ise stratejik bölgeler kaybedilmişti.Bu ağır yenilginin üzerine Ruslar tarafından Ayastefanos antlaşması dayatılmış büyük devletlerin baskısıyla bu antlaşma yürürlüğe konulmayıp yeni bir antlaşma (Berlin Antlaşması 1878 )imzalanmıştı.
-
4.
+11878 Berlin Antlaşması ile birlikte Osmanlı yı zorlu bir durum bekliyordu. Batılılar Osmanlı'yı yıkmak için ilk defa bu kadar ümitlenmişlerdi. Bulgaristan Romanya Sırbistan Karadağ gibi Osmanlı ya 300-400 yıldır bağlı olan devletler bağımsız olmuşlardı.2.Abdülhamit'i zor bir görev bekliyordu. Hükümdarlığı boyunca toprakları elde tutmak için çaba gösterdi ve kısmen başarılı olduğu söylenebilir. Ancak sıkı bir istibdat dönemiydi. Yıldız istihbarat teşkilatı bir sürü insanı fişlemişti.Özgürlük kelimesi adeta yasaklanmıştı. Tevfik Fikret gibi şairlere büyük baskılar uygulanıyordu. Bunun üzerine 1908 de 2. Meşrutiyet ilan edildi bu dönemi kısa bir şekilde özetlersek:Tümünü Göster
Meşrûtiyetin ikinci defâ îlân edilip süresiz tâtile giren Meclis-i Mebûsanın yeniden toplanması için ilk faaliyet ittihad-ı Osmânî ismiyle birkaç kişi arasında kurulan bir cemiyet tarafından başlatıldı. Bu cemiyet daha sonra ittihat ve Terakkî ismini aldı. 1885’te ismini duyuran cemiyetin fikirleri; Mülkiye, Harbiye ve Tıbbiye talebeleri arasında yayılmaya başladı. Hükûmete ve Pâdişâha muhâlif olan bu hareket, haber alınarak dağıtıldı. Sıkı şekilde tâkip edilmeye başlanınca cemiyet üyelerinin büyük bir kısmı yurt dışına kaçtı. Paris, Napoli, Cenevre ve Londra’da çıkardıkları gazete ve dergilerde hükûmet aleyhine, Meşrûtiyetin îlânı lehine yazılar yazıp, bunları yurda gizlice sokmaya başladılar. Fransız ihtilâlinin yüzüncü yıldönümünü kutlama merâsimleri dolayısıyla Paris’e giden Ahmed Rızâ da orada kalarak Jön Türk hareketinin liderliğini ele aldı. Çıkardığı Meşveret Gazetesi’nde ve saraya yazdığı layihalarda o da meşrûtiyet, hürriyet kavrdıbını işlemeye başladı. Ancak Jön Türklerin yurtdışı yayınları tenkit ve temennilerden ibâret kaldı. Osmanlı Devletinin sosyal ve ekonomik temellerine dâir araştırma ve yayın faaliyetinde bulunamadılar.
Jön Türkler yurda döndüklerinde hiçbirisi tecrübe ve tetkik sâhibi olmak hüviyetini taşımıyorlardı. Ülkenin ve çağın sosyal, siyâsî şartlarından habersiz, gerekli fikir olgunluğundan mahrumdular.
ittihat ve Terakki Cemiyeti ilk kongresini 1902’de Paris’te yaptı. Kongreye ittihat ve Terakkî üyeleri Prens Sabahaddîn ve taraftarları, Sırp, Bulgar ve Ermeni komitacı reisleri katıldılar. Oy çokluğu ile alınan kararların en önemlileri Meşrûtiyetin îlânı için iş birliği yapmak ve Osmanlı Devletinde milliyetlere göre mahallî muhtâriyetlerin kurulmasını sağlamak gibi hususlar teşkil ediyordu. Ahmed Rızâ ile Prens Sabahaddîn arasında kongrede ortaya çıkan anlaşmazlık her ikisinin bir araya geldiği ilk ve son kongre olmasına sebep oldu.
Ahmed Rızâ, Meşrûtiyetin îlânı için yabancı devletlerin müdâhalesi fikrini reddederken Teşebbüs-i Şahsî ve Adem-i Merkeziyetçi fikirleriyle meşhur Prens Sabahaddîn bunu savunuyordu. Yine bu kongrede hâtırât yazılmaması, bu işin teşekkül ettirilecek bir heyet tarafından yapılacağı karara bağlanmış ancak, bu heyet teşekkül ettirilmemiştir. Cemiyetin gizliliği prensip edinmesi ve heyetin de teşekkül ettirilmemesi sebebiyle 1908 öncesine âit ittihat Terakki hakkındaki belgelerin sayısı çok azdır. Almanya 1898’den îtibâren Meşrûtiyet idâresi için ittihat ve Terakkî hareketine gizlice yardım etmeye başladı. ittihatçılar kendi aralarında ingiliz ve Alman yanlısı diye ikiye ayrılmaya başladılar. Fakat bu ihtilaf Meşrûtiyete kadar pek önemli bir mesele olmadı. -
5.
+1Sultan ikinci Abdülhamîd Han sarayda bir heyet teşekkül ettirerek, Türklerin hâkimiyetinde olan bir meclis yapısına müsâit yeni bir anayasa hazırlattırıp, tatbik ettirmeyi düşünüyordu. Ancak buna fırsat kalmadan dağa çıkan üçüncü ordu subaylarından, Enver ve Niyâzi Beylerin başlattığı hareket sonucunda Ferizovik, Selanik ve Manastır’da 20 Temmuz 1908’de Meşrûtiyet îlân edildi. Bunun üzerine Sultan Abdülhamîd Han 23 Temmuz 1908’de Kânûn-ı Esâsî’yi tekrar yürürlüğe koymak zorunda kaldı. Rumeli’de büyük gösterilerle îlân edilen Meşrûtiyet, istanbul gazetelerinde ehemmiyetsiz bir haber olarak yer aldı. Saraydan vilâyetlere gönderilen bir emirnâme ile Kânûn-ı Esâsî’nin yürürlüğe girdiği belirtilerek Birinci Meşrûtiyet meclisinin kabul ettiği seçim kânunu mûcibince seçimlerin yapılarak mebusların istanbul’a gelmesi istendi. ikinci Meşrûtiyet bir fikir ve doktrin hareketi değildi. Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu şartlara göre Meşrûtiyet geldikten sonra ne yapılacağını kimse bilmiyordu ve tesbit etmek gereği de duyulmamıştır. ittihat ve Terakkî hareketinin ise kendine âit bir lideri, programı ve fikri yoktu. Meşrûtiyetten önceki gizliliğini sonra da devâm ettirdiği için ortaya çıkan otorite boşluğu anarşi ve cinâyetlere yol açtı. ittihatçılar yeni kurulan hükûmette vazîfe almayıp, vaziyeti kontrol altında tutmaya çalıştılar. Sultan ikinci Abdülhamîd Hanın dönemine büyük bir tepki olarak eski rejimin adamları üç sene içinde tasfiye edildiler. Sultan ikinci Abdülhamîd Han muhâliflerini maaşla merkezden uzaklaştırırken, ittihatçılar sûikast tertipleyerek öldürmeye başladılar.
-
6.
0tarih keşkülden ibarettir fanku
-
7.
+1ikinci Meşrûtiyetten bir şeyler bekleyenler, beklediklerini bulamadılar. Îlân edilen umûmî afla yurda dönen Jön Türkler ve dağlardan silâhlarını bırakarak inen komitacıların da katıldığı sun’î kardeşlik havası fazla sürmedi. 17 Aralık 1908’de toplanan Meclis-i Mebûsandaki azınlık mebusları ekseriyette olup, meclis, Birinci Meşrûtiyet meclisi gibi azınlıkların mücâdele sâhası hâline geldi. Balkanlarda, Osmanlı Devletine başkaldıran altı Bulgar çete reisi, Sandasky de dâhil olmak üzere mebus seçildiler. Sason isyânı tertipcilerinden Ermeni Komitası Reisi Hamporsam Boyacıyan ve Damadyan, Kozan Mebusu oldular. Balkan Harbinde dünyâ askerlik târihinin en son kale müdâfilerinden Hasan Rızâ Paşayı işkodra Muhârebesinde arkadan vuran ve Sultan ikinci Abdülhamîd Hanın hallini bildirmeye memur dört kişiden biri olan, Arnavut Draç Mebusu Esad Toptanî ise meclisin ateşli hatipleri arasındaydı. 266 mebustan sâdece 137’si Türk’tü.
31 Mart Vak’asından sonra Kânûn-ı Esâsî’de çok büyük değişiklikler yapılarak pâdişâhın yasama ve yürütme yetkileri önemli ölçüde sınırlandırıldı. Veto yetkisi kaldırılarak, nâzırlar parlamentoya karşı mesul duruma getirildi. Bundan sonra pâdişâhlık makâmı hilâfet ve saltanatın kaldırılışına kadar sembolik yetkileri olan bir mevkî hâline geldi. Sultan Beşinci Mehmed Reşâd, meşrûtiyet rejimi içinde tahta geçip, bu dönemde ayrılan tek pâdişâh oldu. -
8.
0rezarvuar itleri
-
9.
0Ve evet arkadaşlar hikayemizin asıl kısmına girdik.Bundan sonraki hedeflerim Osmanlı'nın Balkan Topraklarını sonuna kadar savunmak ve bize saldıracak olan balkan devletlerini bertaraf etmek.
devlet-i ali osmaniye nin 1910 sınırları
http://www.imgim.com/image/nqbq6wy.jpg/ -
10.
0reserved
-
11.
0panpalarım bildiğiniz gibi balkan savaşı e traplusgarp savaşı aynı anda başlıyor bu sebeple benim bi karar almam lazım ve o karar şu ki libya yı boşaltıp balkanları savunmaya çalışacağım sebepleri açıklıyorum
ilk olarak Libya'yı ele alırsak:
http://www.imgim.com/image/rehn6ht.jpg/
Libya Osmanlı'nın Afrika kıtasındaki son toprağıydı.1553 yılından itibaren Osmanlı hakimiyeti söz konusuydu fakat tam olarak doğrudan merkeze bağlanması 1835 yılında oldu.Ulaşımı çok zor olan bir memleketti büyük bir kısmı çöldü ve burada tutunmak gerçekten büyük bir güç kaybı gerektiriyordu.karadan sınırımız yoktu ve denizde italya bizden kat kat güçlü olduğu için burayı italyanlara teslim etmek zorundayım asıl savaş balkanlarda kopacak -
12.
0libya'yı terk etmeyeceğim panpalarım sadece italya ya ödünç vereceğim 1. dünya savaşı başlar başlamaz mısır ı fethetmeyi düşünüyorum ve libya yı da rahatlıkla alırım
-
13.
0kim okuyacak lan bunu
-
14.
0BALKANLARDAKi DURUM iSE ŞUYDU:
http://www.imgim.com/image/joydsnl.jpg/
Açıkçası yapılması gereken çok iş vardı bu cephede çünkü olacak bir saldırıda 4 tane devletin birden saldırması söz konusu ve Osmanlı ordusu sayı olarak çok az ve incin bir düzendeydi ordunun içine siyaset karışmış durumdaydı.Bu cephe en kritik cephe olacak çünkü eğer bu cephede mağlubiyet durumunda Osmanlı'nın 6 asır önce başlayan Avrupa macerası sona erecekti bu cephe Libya cephesinden çok daha kritikti.istihbarat bilgilerine göre hareket eden Enver paşa askere Hareket emri vermiş ve askerler sınırlara gönderilmişti bundan sonra yapılacak tek şey beklemekti bu savaş hiç de kolay olmacaktı... -
15.
0@13 panpa fazla uzun yazmıyorum ya
-
16.
-1annem tarihi yeniden yazarken öldü başlığı siler misin
-
17.
0beyler sonraki bölümlerde orduyu trablusgarptan nasıl zorluklarla tahliye ettiğimi ve hedeflerimi anlatacam
-
18.
0ee panpa devamm guzel yazionn
-
19.
0rezerved
-
20.
0kenan komutan nerde burda göremedim