+5
-2
gözlerimi açtiğimda bembeyaz parlak ofisindeydim. gözlerime inanamıyordum;ben ateisttim onunla karşilaşmadan önce. sicak karşiladi beni hoşgeldin;var mı bir isteğin diye sordu.
Uzerimdeki şoku attiktan birkac dakika sonra sıcak sesiyle titrememi durdurmuştu, korkularimi aşmaya başlamıştım.
-bunca zaman yaratici olmadigini savunurdum deliler gibi, fakultede,cafelerde;kisaca yeryuzunde.
Gulumsedi hatta kahkaha atti ve önüme bir masa sandalye ve sıcak çay koydu "ol" demesiyle. onun onunde oturmali miydim?
-otur, yapacagin şeye ben karisamam. kaderinde yaziyor zaten.
Bu tanri miydi gercekten de televizyon şakasi falan miydi? zihnimi okudu sonra
-merak etme televizyonda olamayacak kadar gerçeğim.
Neden inanmiyordun diye sordu.ilk sorusu yillarca savundugum görüşe tezatlikti.
-goremedigim bir seye inanamazdim.
-beni gördün şimdi, inanmaya mi başlayacaksın?
-buyuk ihtimalle.
-inanma!ben bir hayal, rüya bile olabilirim.
-gerçek olduğunu söylemiştin?
-rüyalarin veya hayallerin de gerçeklik payı yok mudur zaten?
Sonra ol! Dedi ve bana cennetten bir parca gosterdi. sevdiklerimin bircogu oradaydi.ben neredeydim?
Ben kimdim? Asil soru buydu. kendisine inanip inanmayacagimi yine bana birakmis tanriyla bir gece konuştum.son sözleri şu olmuştu:
-sorgula! benim olup olmadığıma karar ver;çünkü ben senin bana inanıp inanmadığın yerde başlayan ve biten bir soruyum.Her iki şekilde de yaşarsın. Kaderi bu yüzden yarattım. Soruların oldukça nefes alacaksın ve nefes aldıkça doğruyu ara! bulduğun yerde bekliyor olacağım. belki ölümünde belki şu an.
Aklımda sorular bıraktı tanrı.o gece hayatimin da donum noktası olmuştu. emrettiği gibi yaşamaya devam ettim..