+3
-2
1983 yılında aşırı derecede dindar olan bilim
insanları gizli bir tesiste uçuk bir deney yaptılar.
Teorilerine göre duyu organlarıyla ve uyaranlarla
bağlantısı kesilen bir insan Tanrının varlığını
algılayabilirdi. 5 duyu organının sonsuzluğun farkında olan
kısmımızı perdelediğine inandılar, ve onlar
olmadan insanın düşünce yoluyla Tanrı ile iletişim
kurabileceğine. Uğruna yaşayacağı hiçbir şey
kalmadığını söyleyen yaşlı bir adam onların tek
gönüllü kobayıydı. Onu tüm hislerinden arındırmak için yaptıkları operasyonla bilim
insanları, adamın beynine giden tüm sinirleri
kestiler. Denek kaslarına olan bağlantısına hala
sahip olsa da, göremiyor, duyamıyor,
koklayamıyor, hissedemiyordu. Dış dünyayla
iletişim kurmak, hatta dış dünyayı hissetmesi için bile hiçbir yol yoktu. Düşünceleri ile baş başaydı. Denek kendisi bile duyamazken kafasının
içindekileri karışık, peltek bir şekilde anlatırken
bilim insanları onu gözlemledi. 4 günden sonra
denek kafasının içinde sakin, anlaşılmaz sesler
duyduğunu söyledi. Bunun pgibozun* bir başlangıcı olduğunu varsayarak adamın
dediklerine dikkat ettiler. 2 gün sonra denek ölü karısının onunla
konuştuğunu söyleyerek ağlamaya başladı, ve
üstelik o da onunla konuşabiliyordu. Bilim
insanları şaşırmışlardı, ancak denek hepsinin ölü
akrabalarının isimlerini sayıncaya kadar ikna
olmamışlardı. Denek, sadece bilim insanlarının ölü eşlerinin ve ailelerinin bilebileceği özel
bilgileri söyledi. Bu noktada, bilim insanlarının
büyük bir kısmı deneyi terk etti. Ölülerin söylediklerini ilettiği 1 haftadan sonra
denek seslerin acı verici olduğunu söyleyerek
sıkıntılı bir ruh haline girmeye başladı. Uyandığı
her anda, bilinci onu rahat bırakmayı reddeden
yüzlerce ses tarafından bombardımana
tutuluyordu. Kendini sürekli duvarlara vurarak acıyı hissetmeye çalışıyordu. Bilim insanlarına
sakinleştirici için yalvardı, böylece uyuyarak o
seslerden kaçabilirdi. Bu yöntem 3 günlüğüne
çalıştı, ardından kabuslar geldi. Denek rüyasında
sürekli olarak ölüleri gördüğünü söylüyordu. Sadece 1 gün sonra, denek çığlık atmaya ve artık
işlevsiz olan gözlerini pençelemeye başladı,
fiziksel dünyadan bir şey hissetmeyi umuyordu.
Artık histerik bir hale gelmiş olan denek, ölülerin
düşmanca bir şekilde cehennemden ve dünyanın
sonundan bahsettiğini söyledi. Ardından 5 saat boyunca aralıksız bir şekilde "Cennet yok,
bağışlanma yok." diye bağırdı. Onu öldürmeleri
için defalarca kez yalvardı, ama bilim insanları
onun Tanrıyla iletişime çok yaklaştığına ikna
olmuşlardı. Başka bir gün daha geçtikten sonra, denek tutarlı
cümleler kuramamaya başladı. Delirmiş
görünüyordu, kolundaki etleri ısırarak koparmaya
başladı. Bilim insanları test alanına koştular ve
kendisini öldürmesini engellemek için onu
masaya bağladılar. Bir kaç saat daha bağlı kaldıktan sonra, denek kıpırdanmayı ve çığlık
atmayı kesti. Gözyaşları yüzünden akarken
sessizce tavana baktı. 2 hafta boyunca ağladığı için su kaybına uğrayan
deneğe takviye yaptılar. Bir süre sonra, denek
kafasını çevirdi, kör olmasına rağmen bilim
insanlarından biriyle doğrudan göz bağı kurdu.
Ve: "Tanrıyla konuştum, ve o bizi terk etti." diye
fısıldadı, ardından hayati işlevleri durdu. Ölüm nedeni bulunamadı.
beyler bunu okuduktan sonra elim ayağım titredi amk
Tümünü Göster