0
Allah yarattıklarına kendisini övmelerini emretmiştir. Ama bunun sebebi konusunda ikna edici gerekçeleri yoktur. Her şeye kadir olduğunu, bunun her zaman böyle olup sonsuza kadar da aynı şekilde devam edeceğini, sonsuz ilim ve mutlak güç sahibi olduğundan dolayı dileklerini gerçekleştirmek için "ol" demesinin yeterli olduğunu iddia eder ve madde, madde dışı varlıklar ve zaman üzerindeki bu hakimiyeti karşısında kendisine hayranlık duyup yüceltici sözler sarfetmemizi ister. Ancak bütün bunların neresi övgüye ve yüceltmeye değer meçhuldür.
Benim düşünceme göre övgüye değer olmak için ortaya bir başarı koymak gerekir, çaba sarfedip yapılması zor bir şeyi yapmak, az çok kafa yormak, tasarlamak, inşa etmek, güçlükleri aşmak gerekir. içinde yaşadığımız evren eğer superior bir evrende bulunan başka canlılar (uzaylılar) tarafından tasarlanıp inşa edilmiş bir deney tüpüyse bu arkadaşların yaptıkları gerçekten övgüye değer bulunabilir. Çünkü geliştirdikleri teknoloji ile hassaslıkla saptayıp uygulamaya koydukları evrensel sabitler, fizik kuralları, ördükleri uzay zaman dokusu falan ciddi bir eserdir. Eğer allah (tanrı) bu anlamda varsa eyvallah, kendisini takdir ederim. ancak bu sefer olayda ilahi bir öğe kalmaz ve her şey basit (deney hayvanı yaratık-insan) ve karmaşık (tanrı-uzaylı) canlılar arası etkileşimden ibaret olur, kimsenin kimseye tapmasına da gerek kalmaz.
Lakin Allah'ın iddiası bu değil. O kendi çabasıyla elde etmediği üstün niteliklerini kullanarak hiç zorlanmadan meydana getirdikleriyle övünüyor ve resmen büyüklük taslıyor. O üstün niteliklerin neden bende olmayıp sadece kendisinde olduğunu açıklamıyor. Ama benim ne yaparsam yapayım, istediğim kadar çalışayım, onun sahip olduğu ilim ve güç seviyesine gelemeyeceğim konusunda kendinden emin, yani bu nitelikler ona özel. Şimdi, bana özel bazı nitelikler var: aciz olmak, her zaman aciz kalmak; ona özel bazı nitelikler var: acziyetten münezzeh olmak, aşkın olmak. sanki bu değiştirilemez roller bizlere dışarıdan atanmış gibi duruyor. O'nun aciz olması söz konusu edilemez, ben ise acziyetimden kurtulamam.
işte bu noktada ben itiraz ediyorum: Allah'ın hiç emek vermeden en başından beri sahip olduğu kudret bende olsaydı ben de bir kozmos yaratabilirdim ve de bir mikrokozmos. Hem de hiç yorulmadan, sadece "ol" derdim ve olurdu. Galaksiler, yıldızlar, düzen içerisinde yol alan gezegenler, bazı gezegenlerde akıllı-akılsız canlılar, çeşit çeşit element, madenler... hepsini kendi içine çökmeden var edecek hassas evrensel kanunlar, kuvvetler vs. Öyleyse "ol" deyince oldurmanın neresi zor ve yüceltici ki? Şu halde Allah'ın benden farkı ne? Mesela ilkokuldaki bir sınıf arkadaşımın uğraşıp didinip allah olmayı başardığını duysam "helal lan" derim, "zamanında beğenmediğimiz sümüklüye bak!" ve onu gerçekten överim. Ama allah hakkında böyle bir şeyi düşünmek, onun da bir geçmişi olması gerektiğini söylemek daha ilk harften itibaren, hatta düşünce beyinde şekillenmeye başladığı anda küfre giriyor. Ayrıca onun basit şeyleri kolay, karmaşık şeyleri daha zor yarattığı da kabul edilemez, çünkü o zaman dereceli acizlik de sıfatları arasında yer alır.
Sonuç olarak, kendisini tanıttığı şekliyle gerçek olduğunu varsayarsak Allah yaptıklarıyla övgüye değer değildir. O'nu övmek bir almanı bir somaliliden daha zengin ve güçlü olduğu için övmeye benzer. Oysa alman alman olmayı, somalili somalili olmayı bilerek tercih etmiş değildir. Allah, Allah olmayı benimle yarışıp galip gelerek elde etmedi, yetenekleri zaten sabitti ve beni yaratıp bu yeteneklerini övmemi emretti. Aslında onun niteliklerine yetenek bile denemez. Dolayısıyla benden övgü beklemesin. işin açıkçası geçen hafta halısahada attığım harika gol için bir tebrik bekliyorum ben kendisinden, gerçekten övgüye değer bir goldü ve o da gördü biliyorum. Bizde öyle "ol" deyince gol olmuyor, hayvan gibi markaj yiyoruz, hele bir kasap süleyman var aman allah evlerden ırak, top geçer adam geçmezin kitabını yazmış, imza gününde yedi kişiyi sakatlamış su aygırı. Neyse şimdi başka konuya girmeyeyim bana müsade, daha isveç'teki törene gidip nobel ödülümü teslim alacağım. Neyse ki bazıları kimin takdir edileceğini, kimin övüleceğini biliyor.
Tümünü Göster