/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +7 -8
    not:beyler baya bi uzun ama guzel yazı alıntı okuyun derim
    Günlerden bir gün tanrı'nın canı sıkıldı yine; öyle ki sıkılmaması mümkün değildi zaten, her zaman kendisi bunu itiraf etmekten uzak durdu, "yalnızlığa bir tek tanrı katlanabilir" dedi ama o da katlanamıyordu işte, yanına, köşelerine, kuytularına bir "şey"ler yaratıyordu, melekler, zebaniler, ütopyalar, negatiflikler, inler, ruhlar, periler, cinler, peygamberler; köleler ve kim bilir daha neler neler...

    her neyse, yine bu can sıkılmalarından birinde durup dururken, iş olsun, can sıkınsına ilaç olsun, şööyle köşede dursun, çeşit olsunlar diye "adem" ve "havva"yı yarattı... onlara kendi ruhundan üfledi, çok eğlendi onlarla, kendisine hayrandı yine, "çok güzel bir varlık çıkardım ortaya" diyebiliyordu. bu yeni varlığa çok da güzel oyuncaklar verdi, isim, şehir, haywan, bitkiler; manzaralar, düşünce gücü, rüya görme, hayal etme vasıfları, çük, bızır, uçsuz bucaksız istifade edilebilecek oyuncaklar... canı oyun istediğinden midir, varolmasını engelleyemediğinden mi, çok sevip de kıyamadığından mı, yoksa gücü yetmediğinden mi bilemeyiz, "bilgi ağacı" hasıl oldu adem ve havva'nın yakınlarında, hemen şuracıklarında... tanrı yine bilemediğimiz, sırrına eremediğimiz ve öğrenmeyi umutla beklediğimiz bir nedenden dolayı, bilgi ağacının meyvesini yasakladı onlara! tanrı, yarattığı kuluna özgür irade, bağımsız düşünebilme, üreme, gördüğüne inanma, kandırılabilme yetileri veya zaafları vermişti ve bununla beraber gruplaşma, isyan etme, yasakları kabul etmeme kifayetleri... ama o kadar emindi ki oyuncaklarından, onların bu yetileri -kendi koyduğu kurallarından dolayı- "bilgi ağacı"nın meyvesine ulaşmak için kullanmayacaklarına inandı.

    tam o sırada biçimsiz şeytan çıktı ortaya... tanrı'nın hokkabazı, sinsice düşünebilme ve sonsuz kibirli olma yeteneği vardı şeytanın, belki de günü "tanrı'nın yeri"nde tanrı'nın kullarını kandırarak tanrı'yı eğlendirmekle geçiyordu... tanrı, kullarına görünmeden, bu yeni oyuncaklarını tüm kullarına tanıttı ve "şimdiye kadarki en büyük eserim" diyerek "insan"ın önünde eğilmelerini istedi; kibiri şahlandı şeytanın, acaba neden cesaret alıp, başkaldırdı tanrı'nın emrine, acaba tanrı'yı eğlendirdiği zamanlarda mı öğrenmişti tanrı'nın zaaflarını? insandan üstün olduğunu, onu kandırabileceğini söyledi. tanrı insan dediği yaratıktan o kadar emindi ki -veya yine bir başka oyun istediği için müsaade etti şeytan'a, o da kendi yaratığıydı ve onun hünerlerini izlemek de hoşuna gidiyordu- şeytan'a insan'ı kandıramayacağını söyledi ve nedense çaresizmiş gibi, onunla iddiaya girdi.

    şeytan insanın bağımsız olma isteğini biliyor muydu acaba, onu tanrı'nın uşağı olmakla suçladı, isyana, itaatsizliğe, yasak kabul etmemeye zorladı, insan kandırılabilirdi, şeytan ne söylediyse, neler sunduysa bilinmez, insanlar beraberce bilgi ağacının meyvesini yediler. tanrı buna çok öfkelendi, kendi yarattıklarıyla ve kendisiyle kavga ederek onlara mekânını yasakladı ama kaybetmiş olmamak için şeytan'a daha karmaşık ikinci bir iddia planlayana kadar, insanları dünyaya gönderdi. tanrı'nın vasıflarından birisi "gaip'ten bilmek"ti, neyin ne olacağını bilirdi, bildiği halde böyle olmasına neden izin verdi, yoksa mükemmel rol yapma kabiliyeti olan şeytan tanrı'yı da mı kandırmıştı ?

    ilk insanların cehalet ve sefalet içinde ölmelerini, onları cezalandırırcasına izleyen tanrı, onların ruhlarını alıp, cehenneminde yaktı; kendi ruhunu yaktı cehennemde, kendini cezalandırdı... bu rutin devam ederken tanrı, şeytan'ı ikinci raunda çağırdı. insanlar tanrı'yı sevecekler ve onun kurallarına uyacaklar, şeytan ise onları kandırıp kendi tarafına çekmeye çalışacaktı, en sonunda, belirlenen zaman geldiğinde, kimin skoru daha fazlaysa o kazanacaktı! tanrı için "en büyük eserim" dediği insanlar önemsizdi, satranç taşları gibiydiler, hatta satranç taşları daha fonksiyonel ve çeşitlidir, tavla pulları gidiydi insanlar.

    tanrı insana "din" isminde kendini övüp, şeytanı kötülediği ve insanları kendini sevmeye zorladığı bir kurallar bütünü hazırladı. bu kuralların bedeli olarak varlığı hakkında kendisinden başka kanıt olmadığı halde cennet'i önerdi ve insana tövbe fırsatı tanıyarak şeytanın işini daha zorlaştırdı. oysa şeytan insanın aklını da kullanarak, insanlığı uygarlığa taşıdı ki işi daha kolay olsun, şeytan kendisini kesin olarak göstermese de, dünyadaki zevkleri gösterdi, tanrı'ysa cennet'teki zevkleri, sadece anlatmakla yetindi... halbuki tanrı insanları gördüğüne inanır halde yarattı ve yarattığı bütün beyinler görmedikleri şeylerin, doğru ve iyi ve tercih edilir olabileceğine karar verebilecek kadar olgun değildi...

    tanrı şeytanla yine başedemeyince, elçiler ve kendisini anlatan peygamberler gönderdi. ilk elçisinin kanlar ve acılar içinde -dinin yayılmasına yardımcı olacağı için- insanlar tarafından öldürülmesine göz yumdu. oysa şeytan o dini de bozdu, sonra gelen elçiler yollarından sapmadıysalar da, bu tanrı'nın kontrolünde oldukları içindi sadece. görünürde, tanrı'nın cenneti sadece kendi elçileri içindi sanki; çünkü halen de gördüğümüz üzere cennet'i hakeden ve cennet'e yaşayan insanlar yok insanlar özgür iradeleriyle, düşünebilme ve isyan etme yetenekleriyle cehennemi seçiyorlar.

    insanlar dünya denen bu sürgünde her şeye rağmen bir araya gelip, yetenekleriyle güç oluşturabiliyor ve tanrı'nın olmasını istemediği şeyler yapıyorlarsa, bu insanlar cehennem'de yanarken de bir güç olup beraber isyan edemezler mi? herkesin kendine has cehennemi mi olacak, yoksa herkes bir arada mı yanacak, ki öyleyse zor... "ekibi toplayan" bela olur, isyan başlatır. herkes tek başına, bir diğerinden habersiz ayrı bir yerde yanacaksa, her hale uyum sağlayabilen bu insan canlısı, düşünebildiği ve alışabildiği, benimseyebildiği için cehenneme de uyum sağlamaz mı? artık insan cehennemde yanmayı rutin olarak kabullenirse, tanrı bu defa insanları buzda mı donduracak, ona da alışırlarsa suda mı boğacak, testereyle mi kesecek, habire gözlerini mi oyacak; bu işkence meraklısı tanrı bunu ne zamana kadar yapacak, ne zaman doyacak? kendi kendimize işkence etmemizi yasaklayan tanrı neden kendine işkence ediyor, kendimizi öldürmemizi yasaklayan o yüce tanrı neden kendini öldürüyor, bu da kötü örnek olmak değil mi? tanrı acaba kendine işkence ederek şeytan'ı "büyüğe olan hayranlık iç güdüsü"nden mi vurmak istiyor, onu kendisine işkence ederken mi görmek merakı ?

    tanrı, bütün bu dünyaca, aymaz, cibilliyetsiz olarak görülmüş ve lanetlenmiş olan hitler'in, lenin'in, çavuşesku'nun, jirnovski'nin, bu kadar insanın ölmesine yol açacaklarını, bu kadar kanlı savaşlara meyyal vereceklerini bilmiyor mu? bilmesi lâzım, biliyorsa neden yaratıyor onları, neden öldürmüyor, tanrı savaş izlemekten keyif mi alıyor, kolların kopması, beyinlerin sokağa akması, kendisine itaat etmeyen insan ırkının bu şekilde eziyetlerle yok edilmesi onun cesametli öfkesine bedel mi oluyor, yoksa bu kadar insan da iddianın bir parçası oldukları için mi ölüyorlar
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +7
    Tanrı hop dese 10 tane zebani şeytana girer amk şeytana ne tanrıya kafa tutmak
    ···
  3. 3.
    -3
    Birader saçmalamışsın
    ···
    1. 1.
      0
      Fake olsan da anancılık yapacaksın gibkoş kafa
      ···
  4. 4.
    +1
    Tanrıyla konuşsam onun haksız olduğuna onu bile ikna ederim.
    ···
  5. 5.
    +1
    Pnp demek yazı haaaa okurum
    ···
  6. 6.
    +1
    Up up up up
    ···
  7. 7.
    +1
    Kanka hatim falanmi indirdin neyse suku
    ···
  8. 8.
    0
    Kesin trenddede bu kada up ı nereye sığdırcaz
    ···
  9. 9.
    0
    up up up up
    ···
  10. 10.
    0
    seri seri
    ···
  11. 11.
    0
    up up up up uppppp
    ···
  12. 12.
    0
    trende rezz
    ···
  13. 13.
    0
    Panpa sen iftar Davulcusunun hikayesini neye alıyon panpa
    ···
  14. 14.
    0
    Okumadim usendm
    ···
  15. 15.
    0
    Uoupupuouppupu
    ···
  16. 16.
    0
    Upupupupupupupu
    ···
  17. 17.
    0
    okurum ama okumam
    ···
    1. 1.
      0
      Levi de burdaymis
      ···
  18. 18.
    0
    Okuyanı gibsinler panpa bu nedir amk.
    ···
    1. 1.
      +1

      @1 tanrı sadisttir. Bu sadistliğin kaynağı da tanrıda hiçbir insanda bulunamayacak kadar fazla kibir olmasıdır. Şahsen ben sürekli övülmek isteyen ve övmeyeni sonsuza kadar yakan bir tanrı kadar egoist bir varlık görmedim.

      ···
  19. 19.
    0
    Okumayacam amk
    ···
  20. 20.
    0
    Ç A L I N T I
    ···