+10
-16
sevgili günlük,
ben taktim bu arap yarimadasina. digerleri nasil olsa kendi yaglarinda kavrulup gidiyorlar da bu arap yarimadasi denen bölgedeki essekler bi türlü yola gelmiyor. son bi peygamber daha göndericem. oldu oldu, olmazsa, yola gelmeyenlerin hepsini cehennemde yakacam kayan yildizlara yeminlen.
sevgili günlük,
adamimi buldum sanirim. muhafazid isimli bi eleman. çok temiz bi tip degil aslinda ama dehset uyanik. zaten temizlerden bi numara olmadigini gördük simdiye kadar. bu yeni peygamberim tilki gibi bi herif. ticarete de kafasi basiyor. bundan da bisey çikaramazsak yuh artik. su bizim cebrail bos bos oturuyor zaten bi gönderelim bakalim noolacak.
sevgili günlük,
cebrail, muhafazid’e kitap vermeye gitti biraz önce. ben bu serseme “ürkütmeden yaklas, eleman kafayi üsütmesin, kitabi ver gel” diye gibi gibi tembih etmistim güya. yok ben öyle dememisim, “git ümügüne saril, kitabi zorla okut” demisim sanki. aptal cebrail, hira daginda bi magarada gibistirmis bu muhafazid’i “al bak kitap getirdim oku” demis. elemanin okuma yazmasi yok “nasil okuyim” deyince seninki sarilmis girtlagina. adamin bi yarim akli vardi o da çikti simdi. cebrail’in de isine son verdim. yeni görev vermiycem artik. naapsak, kitabi parti parti mi göndersek acep.
sevgili günlük,
bi süredir muhafazid’e azar azar kitabin bölümlerini gönderiyorum. hepsini birden indersek altindan kalkamayacak anlasilan.
sevgili günlük,
muhafazid isi iyi beceriyor yemin olsun batan günese. ben de bi kiyak geçmeye karar verdim, bi geceligine cennete getirttim. dibi düstü burayi görünce. yanliz kevseri biraz fazla kaçirinca hafiften zirvaladi. meleklerden birinin sirtina binmeye kalkti. sonra “bu ne biçim binek, yüzü ayni insan gibi” filan diye dolandi bi süre. neyse elini yüzünü yikadik biraz kendine geldi, gönderdim ben de geri. arada bi de cehenneme göz attirdim kisaca. dedim ki, benim dedigimi yapanlari cennete getirecem, yapmayanlari cehennemde yakacam. bu bi heves gitti bakalim.
sevili günlük,
ben bu iblisten yaka silktim arkadas be. bu gün tam muhafazid’e sure indiriyordum yavas yavas, herif araya girip parazit yapti. kendi laflarini da geçirtti kitaba. simdi isin yoksa düzelt. ne pis bi yaratik çikti bu yahu. hayir yakayim diyorum ama adami zaten atesten yarattik yanmiyo da mendebur. dagitacam agzini burnunu bi gün ama büyüklük bizde kalsın, itle ###### olmayalim diye bulasmiyorum simdilik.
sevgili günlük,
muhafazid peygamberlik olayinin takunu çikardi. forsunu kullanip önüne gelen disi ile halvet olmaya basladi. bi de utanmadan “hangi sira ile yapiyim” diye bana soruyor. isi gücü biraktik herifin uçkurunun hesabini tutuyoruz ha. tutup bacagindan sallayacam cehenneme ama and verdik bu son diye. neyse simdilik suyuna gidiyorum ama böyle yürümez bu is.
sevgili günlük,
oh be. sonunda kitabin son sayfalarini da ulastirdim muhafazid’e. gerçi deriydi kemikti, kabuktu, ellerine ne geçerse onun üzerine not aldildar söylediklerimi ama birbirine karistirmazlar umarim. bu iste böylece bitti. bi daha peygamber meygamber yok. su iblis biraz uslu dursa isler tikirinda yürüyecek ya gavatin uslu duracagi da yok. simdiden sulari bulandirmaya basladi yine.
sevgili günlük,
biraktim hocam ben bu isi. ugrasmayacam artik. bezdim be. ben bu insan irkini kendime azap çektirmek için mi yarattim yahu. bu muhafazid’in ümmeti iblisten de beter çikti. dünyanin ... na koydular resmen. önce önlerine geleni kiliçtan geçirdiler, sonra birbirlerine bulasip ortaligi kan gölüne çevirdiler. sübyancilik bunlarda, ahlaksizlik bunlarda, hirsizlik, katillik ne varsa bunlarda. geçenlerde asagida bi dolanayim dedim, bi baktim iblis efendi yakmis cigarayi gözleri cam cam, suratinda pis bi tebessüm dünyayi seyrediyor. önce çirkefi taslamayayim üzerime bulasir neme lazim, tanimamazliktan geleyim usulca sivisayim dedim ama laf atti sipa dayanamadim. “batirdin lan canim dünyayi bi de geçmis keyif yapiyorsun rezil yaratik” dedim. “bana camur atma arkadas” dedi. neymis, artik hiç karismiyormus, hatta dünyaya adim bile atmiyormus, onlar kendi kendilerine güzel is çikartiyormus. bahsi kaybettin diye de tutturmaz mi. bende sigorta bi atti, iblis alçagini cehennemin dibine kadar kovaladim. tam köseye gibistirmistim ki azrail araya girdi de aldi elimden. karizmayi da iki paralik ettik bu arada.
sevgili günlük,
utaniyorum ama iddiayi kaybettigimi kabul etmek zorunda kaldim. iblis her gün düzenli olarak taciz ediyordu beni. olmadik yerde karsima dikilip, “ne mizikçilik yapiyon ki, kaybettin iste, efendi efendi kabul et” diye damarima basip duruyordu. en sonunda lanet olsun dedim. kaybetmeyi kabul etmek de büyüklügün sanindandir. dünyayi yiktim attim. ne kadar insan evladi varsa geberttim. hepsini dizdim arafata. saftorikler cennete girecez diye beklesirlerken süper bi pislik geldi aklima. cennet’e giden yolun üzerine bi köprü yaptim ki akillara zarar. kildan ince, kiliçtan keskin oldu. macasi yiyen geçer cennete girer, geçemeyen cup, cehenneme. yerse. var mi öyle belese cennet. hehehehe.
sevgili günlük,
köprü olayi iyi oldu, bi tanesi bile geçemedi. cennet bana kaldi. cehennemi de oldugu gibi iblise biraktim, ne hali varsa görsün. ben artik bütün gün cennette kevserle kafa çekiyorum. bi daha da yok öyle acayip acayip seyler yaratmak. dertsiz basima dert oldular durduk yerde. böylesi daha iyi yahu, sakin sakin. ohhhh.
Tümünü Göster