1. 26.
    0
    halil efkan dede diye birinden bahsetti . adam başına bu şekilde olaylar gelen insanlara yardım edebilecek kapasitede biriymiş . ermiş dedikleri olaylardan işte . birlikte ona gitmemiz gerektiğini söyledi . sonra bana bi yüzük verdi . gümüş hacı yüzüklerine benzeyen ama üzerinde daha değişik semboller olan bir yüzük . bunu çıkarma . şimdi evine git ben efkan dedeyi arayıp durumu anlatayım , yarın çıkar gideriz zaten dedi . vedalaşıp çıktım evden . tam kendi evime yaklaşmıştımki bir mesaj daha geldi .

    - hububat ne olur aç telefonu . çok zor durumdayım lütfen aç . ciddiyim.

    arayıp yeter artık çağla bu tür mesajlar atma bana diyecektim ki , ağlak ve yorgun sesi içimdeki şefkat duygusunu , büyü diye bahsettiğim olayı tekrar kabarttı . beynim ona yardım etme isteğiyle kaynıyordu . ruhum onu yanında istiyordu . ona öylesine aşık olmuştumki bu hissin beni ölüme kadar zütürebileceği düşüncesi , ve benim ölüme bile meydan okuyabileceğim duygusu oturdu içime . evet , doğal olmayan biçimde birden onun için ölebileceğimi bile anlamıştım . ve bunun için telefonda 5 dakika sesini duymam yetmişti . bu hisler bana çok anormal geliyordu . birden bire gelişip , bali kokusu gibi organlarıma yapışan hisler . hiç kurtulamayacakmışım gibi...

    çiçek pastanesindeyim , gelir misin buraya ? konuşmamız lazım . dedi . tamam geliyorum diyip direk yola çıktım . vardığımda hali içler acısıydı . dayak yemişti besbelli . dudağı şişmiş saçı başı harab olmuş , kollarında ve yüzünde yer yer morluklar vardı . babannesi o kadar yaşlıydki yerinden bile zor kalkabiliyordu . bunu o yapmış olamazdı . o halde çağlayı kim dövmüştü ?
    ···
  2. 27.
    0
    ne oldu sana ? kim yaptı bunu ? söyle anasını avradını gibicem mermi manyağı yapıcam onu dedim . ve gayet ciddiydim . onun için hayatta tanıdığım herkese meydan okuyabilecek gibi hissediyordum . içim içimi yiyordu , bana isim vermesini bekliyordum . direk yola çıkıp ona bunu yapanı öldüresiye dövecek hatta belki de öldürecektim .

    - senin gücün yetmez buna . boşver şimdi gel otur sana anlatmak istediklerim var dedi . sözünü yarıda kestim

    - bak çağla , evinde yaşadığım olaylar beni çok korkuttu . hayatım alt üstü oldu 2 günde . neler dönüyor ? koridorda o gördüğüm şey neydi ?

    çağla winston lightından bi dal sigara çıkardı ve yaktı . bana da uzattı bi tane aldım yaktım oturdum sandalyeye . hiç bir şey söylemiyordu . yüzüme baktı .

    - beni gerçekten seviyor musun hububat ? söylediklerin doğru muydu ? ona saatlerde anlatabilirdim . yaşadıklarımın insanüstü bir duygu olduğunu , hayatımda hiç kimseye bu kadar aniden ve bu kadar güçlü şekilde aşık olmadığımı . fakat bu hislerin bir büyüyle alakalı olabileceğini de söyleyebilirdim . tam plan yapıp konuşacaktımki beni şok edici biçimde ağzımdan şu kelimeler döküldü .

    - çocuk ölücek . sende ölüceksin küçük huur . sende ölüceksin.

    kaskatı kesildim . tüylerim diken diken oldu . az önce bişeyler söylediğimi biliyordum . dizlerim titremeye başladı . bu büyü benim üzerimde güce sahipti . bana istediğini söylettirebilme gücü . ağzımı kapadım şok olmuş gibiydim . birden dayanılmaz bir mide bulantısı hissettim ve öküz gibi kalın bir sesle öğürerek sandalyenin yan tarafına kustum . ve ister inanın ister inanmayın kusmuğumun içinden küçük sarı bi akrep çıktı . çıldırasıya korkmuştum . ne yapacağımı bilemiyordum . çağla kolumdan tuttu hadi gitmeliyiz çabuk dedi . pastaneden apar topar çıktık . ben zaten ifadesiz bir biçimde yürüyen bir ölü gibi çağlayı takip ediyordum . panik ve korku hislerime hakim olmuştu . ne yapacağımı bilmiyordum , çaresizdim
    ···
  3. 28.
    0
    çağla beni bir yere sürüklüyordu . koşar adımlarla ilerliyorduk . o önde ben arkada , realiteden kopmuş biçimde , korku ve panikle dolu . hayatımın en boş , en çaresiz adımlarını atıyordum kaldırımların üzerinde . bir an toparlanıp kendime geldim . 5 dakikadır filan yürüyorduk . işte oradaydık . çağlanın evinin kapısının önünde . beni sert bir biçimde içeri sokmaya çalışıyordu .
    - hadi gel , iyileşiceksin burda gel. içeri girelim sevişelim

    koluna sert bi şekilde vurup sıyırdım kendimi . napıyosun sen diye bağırdım . gözyaşlarım akıyordu . sesim titriyordu . perişan bir haldeydim . dizlerimin üzerinde zor duruyordum . sonra çağla şeytani gülümsemesini tekrar takındı .

    - içeri gel hububat . içeri gel . babannemin yanına gidelim . sonra ardiyeye gideriz . orda da sevişiriz... çok mutlu olucaz.
    sonra kahkahalarla gülmeye başladı . o güldükçe evde duyduğum sesine karışan o sesler tekrar yankılanıyordu . bahçeden gelen leş kokusu başımı döndürürken , o inanılmaz korkutucu sesler kulaklarımdan beynime doğru ilerledikçe , gün ışığının aydınlatamadığı o evin perdesiz pencereleri beni bulunmak istemediğim bir oyunun içersine itiyordu git gide . hemen arkamı dönüp toparlanarak halilin yanına gittim tekrar . işin ilginç minibüse binip indiğim zaman aralığını kesinlikle hatırlamıyordum . ufak tefek zaman kopmaları oluyordu beynimde . bahçenin önünden yürür yürümez bir uykuya dalmışım da , halilin evine geldiğimde uyanmışım gibi.
    ···
  4. 29.
    0
    içeri girdim . gözlerim ağlamaktan kıp kırmızı kesilmişti . evde sadece halil vardı . ne olduğunu anlamış gibi hemen oturttu bir koltuğa beni . yüzüğün nerde ? neden çıkardın ? dedi . yüzüğü çıkardığımı hatırlamıyordum . takıyorum dedim zar zor biçimde . sonra parmağıma baktım fakat yüzük orada değildi .
    - ben çıkarmadım halil , şerefsizim ben çıkarmadım . ne oluyor oğlum bana ?

    beni sakinleştirdi . halil'in bana güven veren aurası panikten ve korkudan uzaklaşmamı sağlıyordu . olayları baştan sona anlattım . diğer herşey normalmiş gibi sarı akrepten bahsettiğimde yüzü tekrar gerildi . sonra kafasında bir şeyler düşünüp , kendini onlaylar gibi başını salladı . hadi gidiyoruz dedi . senin işin acil . efkan dedeye gidelim . merak etme dostum bulucaz bunun çaresini . sen rahat ol
    ···
  5. 30.
    0
    evden çıktık . efkan dede adlı adamın evi yaşadığım şehre 3 saat uzaklıkta kırsal bi alandaydı . şehirlerarası otobüslerin uğramadığı bir yer olduğu için 3 vasıta değiştirmenin ardından 25 dakikalık bir yürüyüşle , akşam karanlığında vardık o eve . etrafında tek bir yerleşim birimi daha yoktu . yalnız yaşamayı seven bir adamdı besbelli . içeri girdik . dikkatimi ilk çeken şey duvarlarda anlam veremediğim bi çok motif oluşuydu . madalyon tarzı eşyalar , değişik yazıtlar , yüzükler , muskalar ...

    kapıyı çaldık .
    bir daha...
    bir daha...

    ve anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor şuanda , kapı kendi kendine açıldı birden . efkan dede denilen adam kapının tam karşısında böyle yastıklardan oluşmuş tahtvari birşeyin üzerinde oturuyordu . içeri halil girdi önce . ben tam adım atacakken efkan dede tam arkama doğru dikkatli ve sinirli bir şekilde bağırarak defoool . defol burdan şeytan-ı süzzem bissem ( tam hatırlamıyorum bu tarz şeylerdi ) diyerek üstüme yürüdü. çok korktum ve hemen dışarı attım kendimi . gelip kolumdan tuttu beni içeri çekti . gir içeri be evladım ne çıkıyorsun sana demiyorum onları diyerek kapıyı kapattı . çok şaşırmıştım . efkan dede bizim göremediğimiz şeyleri görebiliyor , onlara emir verebiliyor ve konuşabiliyordu.

    - geçin oturun çocuklar ben geliyorum şimdi . dedi .

    halille evin bir köşesinde şark köşesi gibi yapılmış olan bölgeye geçip beklemeye başladık . efkan dede geldiğinde elinde mavi bir leğen bir testi su , değişik yazılar motiflerle süslenmiş kağıtlar ve boş kağıtlar vardı . bu adam tıpkı halil gibi bana güven veriyordu .

    bu olayları yaşamadan önce bu tarz heriflerin üç kağıtçılar , dolandırıcılar olduğunu düşünürdüm. insanların duygularını süistimal ederek onları kullanan vatandaşlar yani . fakat bazılarının bu işi gönüllü yaptıklarını öğrendim sonradan . bir insan bedavaya neden böyle bi iş yapardı ki ? o sırada önyargının gerçekten yıkıcı bir şey olduğunu anladım... ilk defa güvende hissediyordum. ilk defa kulağımdaki o boğuk seslerden , ensemdeki o sıcak nefesten kurtulmuştum
    ···
  6. 31.
    0
    çoraplarını çıkar dedi . efkan dede konuşurken yüzüme bakmıyordu . baktığında ise çıplak gözle güneşe bakarmış gibi hemen kafasını çeviriyordu . çoraplarımı çıkardım . testiyle leğeni doldurdu . anlayamadığım dualar okuyarak yazılı kağıtları yaka yaka bir bir suyun içerisine bıraktı . ayaklarını sok dedi suya . soktum . koltukta oturuyordum efkan dede önümdeydi ve halil yan tarafımdaydı . deneyebilirsiniz eğer mavi leğene su doldurursanız renginden ötürü suda yansıma göremezsiniz . sadece şeffaftır ve leğenin dibini görürsünüz . ama gariptirki ben bu leğenden yansımamı tamamen görebiliyordum . efkan dede tekrar bazı dualar okumaya başladı . eline kağıt kalemi aldı . ve bana birden

    - sor ! diye bağırdı. yüzümü ona çevirdim , şaşırmıştım . kime neyi sormam gerekiyordu ?

    - ismini sor ! suya bak ve ismini sor , sakın korkma .

    başımı suya çevirdim , bilinçsizce acı bir çığlık daha patlattım . vücudum zangır zangır titremeye başladı . sudaki yansımamda , tam arkamda , nefes alsa ensemde hissedeceğim pozisyonda bir varlık duruyordu . çağlanın evinde banyoda gördüğüm varlık . ölümden korkunç zifiri gözleriyle tam gözlerimin içine bakıyordu . dilim tutulmuştu . sadece hıçkırıp titreyebiliyordum . midem bulanıyordu .

    - ismini sor ! dedi dede , ismini öğrenmemiz lazım . bana sert bir tokat attı . tekrar bağırdı , ismini sor !

    - aniden kendime gelip yarı çığlık yarı konuşur biçimde bağırdım .

    - ismin ne !

    arkamdaki varlık tıslar gibi konuşmaya başladı . konuştuğunda nefesini ensemde hissedebiliyordum . tüylerim diken diken oluyordu . tam kafamın arkasında ...

    bilmem ne kabilesinden şu dedi .( inanın bana hatırlamıyorum ) . bağırarak ismini tekrar ettim .

    efkan dede bazı değişik sembollerle beraber varlığın ismini kağıda yazdı ve onu bir çeşit muska haline getirdi . ardından farklı bir kağıdı alıp yakarak suya attı ve tam o anda varlık acı bir çığlık atarak arkamdan kayboldu . yaşadığım tecrübe beni inanılmaz korkutmuştu . ama varlığın gitmesi beni huzura erdirmişti sonunda . umutla sordum

    - gitti mi ? kurtuldum mu ?

    - hayır oğlum , daha başındayız . daha çok yolumuz var . çok...
    ···
  7. 32.
    0
    beyler bi markete çıkıp geliyorum sonra devam edicem . takipte kalın .
    ···
  8. 33.
    0
    geldim beyler kaldığımız yerden devam
    ···
  9. 34.
    0
    efkan dede bu ritüelden sonra bütün hikayeyi baştan anlatmamı istedi. ben anlattıkça başıyla bir şeyleri onaylıyor , ara sıra duraksıyor şaşırıyor ve hatta korkuyordu . halil lafımı yarıda kesip kusmuğumdan çıkan sarı akrep olayından bahsetti . efkan dede bir kitabı karıştırmaya başladı . sayfayı bulduktan sonra bana çevirdi . istifar eden bir insan motifi vardı . ve kusmuğundan çıkan sarı bir akrep resmedilmişti .

    - büyü mü bu ? diye sordum .
    - evet büyü .
    - kim yapmış ki bana büyü ? benim işim olmadı hiç böyle şeylerle dede.
    - sana yapmamışlar bu büyüyü oğlum . yakınında olduğun birine yapmışlar . üstelik bi insan tarafındanda yapılmamış . bu büyüyü bir cin yapmış.
    dedi .

    dona kaldım . bu tarz şeyler bana çok yabancı geliyordu . kendimi bir anda çok farklı bir dünyanın içersinde bulmuştum . bir kabusu yaşıyor gibiydim . içimden lanetler küfürler ediyordum . çok korkuyordum . çok çaresizdim . bu gün burda kalın sabah çıkarsınız yola dedi efkan dede. halille şark köşesi tarzı yere kıvrıldık dede üzerimize birer battaniye getirdi . gece bana bu sıralar en çok yardım eden , belki de tek dostum olan insanla konuşmaya başladık . beni cesaretlendiriyordu . kurtulacağımı söylüyordu . ona inanmak istiyordum . ama birden aklımı yine düşünceler sardı . kurtulmak isteyen ben değildim . çağlayı kurtarmak istiyordum . ona öylesine bağlanmıştımki , başıma gelenlerin tüm sorumlusunun o olduğunu bile bile , delicesine yardım etme arzusu duyuyordum .
    ···
  10. 35.
    0
    @90 onun erkek suratına benzeyeni ve yüzün rastgele bölümlerinde çıkmış hayvan kılları tarzı şeyler vardı dostum . o fotoğraftan daha korkunç bi yüzü vardı diyebilirim. ama gözler birebir aynısı .
    ···
  11. 36.
    0
    hiç unutmuyorum gece 3:38 de inanılmaz bir susuzluk hissi ile kalktım yataktan . ev çok büyüktü ve heryer çok karanlıktı . su içebileceğim mutfağın nerede olduğu hakkında hiç bir bilgim yoktu . kaldığımız salona bağlanan 3 oda vardı ve hiçbirinde kapı yoktu . dönüp uyumak istedim fakat bu susuzluk hissi adeta ele geçirmişti beni . dayanılmazdı . su içmem gerekliydi . evin efkan dedeye ait olduğu düşüncesiyle güvenimi toplayıp ayağa kalktım ve rastgele bir odaya daldım . efkan dede ? diye seslendim sessizce . evet burda uyumuyordu . elimle duvarı yoklayıp bir ışık düğmesi aramaya başladım zifiri karanlığın içinde . bulamadım. cebimden telefonu çıkarıp flaşını yaktım . tam isabet ! burası mutfaktı . kapı girşinin hemen karşısında inanılmaz büyük bir pencere vardı . perdeler kenara doğru toplanmıştı . manzarayı şöyle tarif edeyim . efkan dedenin bahçesindeki ağaçların ardından 80-100 metre ilerde çıplak bir kayalık yer alıyor . tepe diyebileceğimiz bir yüksekliğe sahip . onun dışında çıplak arazi . ve gece öyle çökmüş ki ay ışığının vurduğu kayalık haricinde bir şey görmek neredeyse imkansız . suyumu doldurup kana kana içtikten sonra dışarıyı seyretmeye başladım . korkuyordum . dışarıda görebileceğim şeylerden korkuyordum . ama bir aptal gibi bu korkunun üzerine gitmeliyim diye düşündüm . gözümü hiç ayırmadan seyrediyordum dışarıyı . birden kayalıklardan yükseğe doğru tırmanan bir karartı hissettim . çokta uzak bir mesafe olmadığı için rahatlıkla görebiliyordum . evet , bu banyoda gördüğüm varlıktı , hemen arkamda gördüğüm o varlık . bana korkuyu iliklerime kadar hissettiren o varlık...
    çığlık atmamak için elimi ağzıma bastırdım . kendimden geçmiş bir haldeydim , dehşete düşmüştüm . bu onu görüşümün 3.seferi olsada alışamamıştım . o iri ve siyah gözlerin ta o mesafeden benim gözlerimin ta içine içine baktığını hissedebiliyordum. çok net , ta o mesafeden gözlerimin içine bakıyordu . ama bu sefer tek kolu değil 2 kolunuda arkasında saklıyordu . birden sakladıklarını gösterdi . biri benim , diğeri ise çağlanın kellesiydi . çağlanın kellesini alıp kayalıklardan aşşağı attı . çılgına dönmüştüm , delirmiştim . bağırmaya küfürler etmeye başladım . ona karşı hissettiğim korku yerini öfkeye ve kin'e bıraktı . bunu nasıl yapardı . dede ve halil mutfağa geldi hışımla . tutamıyorlardı beni . kendime hakim olamıyordum . çağlaya zarar vermesinin korkusuyla deliye dönmüştüm. artık ondan korkmuyordum sanırım . artık ondan nefret ediyordum . yok etmeliydim. ne pahasına olursa olsun , çağlayı kurtarmalıydım
    Tümünü Göster
    ···
  12. 37.
    0
    serkan ananı gibicem düzelt şu siteyi yazıyorum yazıyorum bi ton gönder e basıyorum site hata veriyo sonra tekrar yazmak zorunda kalıyorum .

    not : beyler serkan yüzünden hızlı yazamıyorum benim suçum yok ona sövün
    ···
  13. 38.
    +1
    sakinleşmem çok uzun sürdü . efkan dede bizi kapının önüne çıkardı . ateşin üzerine bir demlik çay koydu . gecenin sesi ve rüzgarın ferahlığı beni git gide huzurlandırıyodu . ona direk çağlaya olan bu bağlılığımın büyü ile alakasının olup olmadığını sordum . olmaz dedi . senin kaderin bağlanmış o kadına . senin ruhun kilitlenmiş . kul'un kul'a duyabileceği en büyük sevdayı hapsetmişsin içine oğlum dedi . çağla'ya olan hislerimin gerçek olduğunu anlayınca birden mutlu oldum . artık onu gerçekten sevdiğimi biliyordum . onu bu takun içinden çekip çıkarabilecek tek kişi bendim. gün doğana kadar çay içip uzun uzun sohbet ettik . kendimi ilk defa güvende hissediyordum . işin garip yanı , artık korkmuyordum . cesaretliydim . daha güçlü hissediyordum . korkmak bana zayıflıktan başka bir şey getirmeyecekti . gitme vakti gelmişti. dedeye teşekkür edip 2 gün sonraya sözleştik . ancak bu sefer gelirken yanımda çağlayıda getirmem gerekiyormuş . bir muska daha verdi . bunu kıza ver dedi . boynuna sarıldım dedenin . o benim korumamdı. güvenebileceğim 2 insandan biri ...

    halille yola çıktık semtimize geldiğimizde halil evine gitti bende evime geçtim . fakat kapının önüne geldiğimde yine bir şok dalgasına uğradım . ambulans ve polis vardı . hızla binadan içeri girdim . abim çok korkmuş ve çömelmiş vaziyette duruyordu . gidip ellerimle yakasına yapıştım .

    - annem ve babam iyi mi ? ne oldu ??

    - onlar burda değil . ece ... ece evdeydi . ( ağlayarak ) . banyoya gitti . nasıl olmuş anlayamadım ayna patlamış .
    parçalardan biri ecenin sağ gözüne isabet etmiş . ufak olanlar suratının çeşitli yerlerini keserek yaralar açmış . bunun doğal bir sebeple olamayacağını söylemiş ilk yardımcılar . bu yüzden polisi çağırmışlar abimin ifadesini almak için . korku tekrar iliklerime kadar işlemişti . bu büyü çevremdeki insanlara fiziksel zarar verebilecek kadar zararlıydı . yada tesafüden herhangi bir sebepten ötürü patlamıştı ayna . sebebi hala bulunamadı . benimde bir fikrim yok.
    ···
  14. 39.
    +1
    gece olmuştu . hastane polis derken gün bitmişti . ece iyiydi . kalıcı bir sorun olmayacaktı . muska işe yarıyordu . artık huzursuz değildim . kin doluydum . intikam dolu .. o gün çağlayla hiç konuşmamıştık. aramaya fırsatımda olmamıştı . gece dışarı rahat cıkabildiği için sorun olmaz diye düşünüp aradım . açtı telefonu . sesi içimi okşadı . ona köpek gibi aşıktım. gelebilir misin dedim . tabi gelirim dedi . kapattık . 10 dakika sonra geldi . odama geçtik beraber . hemen muskayı verdim . itiraz etmeden taktı . bilen bilir arkadaşlar extacy kullanmış olanlar . hani kız arkadaşınızla ex atarsınız ve duygusal bir orgazm yaşarsınız . dünyada sadece ikiniz varsınızdır . birbirinize kitlenirsiniz . dokunmaya dahi kıyamadan sadece bakarsınız . o şekilde bakıyordum ona , oda bana .. o günkü sevişmemiz hayvani naralardan uzak , sakin , ve romantik oldu . hayatımda yaşadığım en güzel saatlerdi . muska sanırım onun üzerinde de işe yarıyordu . içime umut dolmaya başlamıştı . ona dede'den bahsettim olur gideriz dedi . sanırım oda kurtulmak istiyordu . ama önce bir şey yapmamız lazım dedi . kolumdan tuttu dışarı çıktık . bir tekele uğradı bi şişe şarap aldı elimizde içe içe geziyoruz . mutluyuz . dünya sadece bize kalmış gibi .ikinci şişe şarabı içtik . hatta bizim orda bi tüpcü var kücük bi dükkan oranın kepenk arasına bazen cigara kubar filan sıkıştırırdım gece canım sıkıldığında içiyim diye . gittim cıkardım onu ateşledik sokakta içiyoruz . ikimizde sarhoş olduk kafamız güzel . eğleniyoruz . sonra bu yine beni kolumdan tuttu kendi evinin oraya doğru çekiyor . aha yine başladık dedim içimden . tedirgin olduğumu görünce gel söz bu sefer öyle şeyler olmicak hububat . bişey yapmak istiyorum dedi . bahçe kapısının önüne gittik . bu ağacın sağ tarafından bi bidon çıkardı . baktım ardiyenin üzerine doğru dökmeye başladı . kafam güzel ne olduğunu idrak edemiyorum . iyice boca ettikten sonra geldi yanıma aldı benim zippoyu yaktı fırlattı ardiyeye . cayır cayır yanmaya başladı . çok korktum ama bi o kadarda heycanlandım . ikimizde geceyi aydınlatan ardiyeye bakıyorduk sonra koşarak olay yerini terkettik .
    ···
  15. 40.
    +1
    2 günümüz aşırı sorunsuz sıkıntısız geçmişti . evine hiç gitmedi 2 gün bende kaldı . ona bağlanmıştım , onsuz bir hayat düşünemiyordum artık . sonunda halilide alıp dedenin evine gitme vakti gelmişti . üç kişi çıktık yola ve yine akşam saatlerinde vardık dedenin evine . çağla bana anlatmadıklarını dedeye anlatmaya başladı . babaannesinin bi büyücü olduğunu , çağlaya büyü yaptığını . başına o illeti musallat ettiğinden filan bahsetti . sonra o illet çağlaya aşık olup bir büyü daha yapmış . bu sefer işler babaannesininde kontrolünden çıkmış . günleri kabus gibi geçiyormuş kızın . dede yine bir çeşit dini mataryaller çıkarıp ritüel düzenlemeye başladı . yüksek sesle dualar okuyordu . değişik motiflerle bezenmiş bir çember çizdi çağla ve ben'i ortasına soktu . halil'e odadan çıkması gerektiğini söyledi . odada dede çağla ve ben vardık . dede kaynayan bir kazan getirdi bu sefer . en az 20 kiloluk içinde cayır cayır kaynayan su vardı . çıplak eliyle tutuyordu . çok şaşırmıştım . koydu önümüze . muskamı istedi . verdim . çağlada verdi . sonra bizim çemberin hemen karşısına bir çember daha çizdi . kazanı tam ortaya koydu . bir kitaptan değişik dualar okumaya devam etti . arapça olmadığına eminim . birden odanın ışığı titremeye başladı . içeride hiç bir hava akımı olmamasına rağmen rüzgar etsiğini hissediyordum . evet filmlerde gördüğümüz o sahnelerden birini gerçek anlamda yaşıyorduk . bir ara rüzgar şiddetini öyle arttırdı ki saçlarımız uçuşmaya başladı . dede duayı okurken sesinin şiddetini git gide arttırıyordu . son hali inanılmaz yüksek sesli idi . sonra odanın ampulü tamamen patladı . korkmayın dedi dede . karanlıkta direk karşıya baktım . o varlık tam karşımızdaki cemberde yer alıyordu . oraya hapsolmuş gibiydi . hareket edemiyor gibi . fakat yüzünü göremiyordum bu sefer . sadece silüeti ordaydı . çağla ağlamaya başladı . ben artık korkmadığım için ona sarılarak cesaret verdim . ben ona sarıldıkça varlık tıslamaya ve çıldırmaya başladı . dede muskalarımızı eline aldı ikisini de ateşe vererek kaynayan kazana attı . varlık gözümüzün önünde bir anda cayır cayır yanmaya başladı . yanarken aşırı korkunç sesler çıkarıyordu . ve size ciddi söylüyorum ateş i gerçekten karanlık odayı gündüz gibi yapmıştı . sonunda gitmişti . dede onu canlı canlı yakmıştı . allah'ın emirlerine uymayıp büyü yaptığı için yakılmanın ona müstahak olduğunu söyledi . artık özgürsünüz dedi . artık kurtulmuştuk . mutluluktan ucuyordum . dedeye teşekkür ettim . benim için kurban kes dedi . aynı günün akşamı fotoğraf makinası almak için biriktirdiğim parayla gidip bi koyun aldım ve kasaba kestirttim . etini sağa sola dağıttırdım . ailemle konuşup çağlayı bizim eve aldım . artık beraber yaşıyorduk . babannesi de 1 ay sonra filan öldü zaten . yaşadığım en korkunç şeylerdi . hala üzerimden atmış değilim . yani size demem odur ki , bilim bazı şeyleri açıklayamaz . ne kadar mantıklı ve zeki olursanız olun , beyninizin erişemediği noktalar vardır .
    Tümünü Göster
    ···
  16. 41.
    +2
    özelden çağlayla hala beraber olup olmadığımı soran arkadaşlar var . evet panpalar çağlayla hala beraberiz ilk günkü gibi seviyoruz birbirimizi . aynı okulu kazandık beraber eve çıktık yaşıyoruz . 1 yıl sonra yani okul bitince evlenmeyi düşünüyoruz . afiş olmak istemediğimiz için size hikayemi kanıtlayacak herhangi caps filan vermicem . inanıp inanmamak size kalmış . fakat bu tarz olaylar size ne kadar inanılmaz , korkunç gelsede başınızdan geçtiği zaman alışıyormuş gibi oluyosunuz . hatta böyle insanlara anlatıp geyiğini bile yapabiliyorsunuz . ben artık korkmuyorum o tarz olaylardan .
    ···
  17. 42.
    0
    panpalar gittiğim dede işinin ehli bir insan olduğu için öyle hasan karacadağ filmlerinde izlediğiniz hacı hocalar gibi uzatmıyor işini . eğer o adam olmasaydı şuan ikimizde ölü olurmuşuz diyolar .
    ···
  18. 43.
    0
    @121 orayı atlamışım panpa hatırlattığın iyi oldu . babaannesi bu kıza bağlama büyüsü gibi bir şey yapıyor tanıdığı bir adamla evlenmesi için sonra bağlama büyüsü için gelen illet kıza aşık oluyor oda büyü yapıyor
    ···