tam seks yapıyordum ki telefon acı acı çaldı

önce açmayayım dedim. öyle ya, son 3 aydır kimseyle ciksişmemiştim. yarın kıyamet kopacakmış gibi gibişiyorduk. kız çirkindi, ama sanırım onun da baya bir ara vermişliği vardı. önce hiç bakmadım bile telefona.

sonra tam devam edip tempoyu yakalamıştım ki yine çalmaya başladı. gibecem haa deyip telefona uzandım kapamak için ki ekranda 2 yıldır konuşmadığım kankam selim'in adını gördüm.

kıza rica ettim, "canım sen bi kaç dakika kendin takılabilir misin, bu önemli, almam lazım" diye. o da çükümü tuttu "aa bu da önemli benim de bunu almam lazım ahahah" diye güldü.

karıyı güç bela aletten uzaklaştırıp telefonu açtım. selim panik halinde konuşuyordu "kanka acil deniz otobüsü iskelesine gelmen lazım, yarra yedim. sadece ben değil, sen de yedin. hadi abi, pendik deniz otobüsü." dedi kapattı. yuh aq bu neydi? nadir gelişen ciksi bırakıp 2 yıldır ne gib yediği belli olmayan kolej bini selim'in yanına mı gidecektim? hem kadıköydeydim, pendik anasının amıydı. ne yapmalıydım?

kıza durumu izah ettim. dvd lerin yerini gösterdim "ben en geç 1 saate dönerim, sen de film falan izle, nutella ya enerji topla " falan deyip hızlıca çıktım. acil taksi çevirdim, yoldan da selim binini aradım, telefonu kapalı çıkıyordu. ama ne hikmetse hipnotize olmuş gibi yola bakıyordum. şansıma 15 dakikada pendiğe geldik. indim ve iskeleye yürüdüm. o da ne, selim.. ama yanındaki kimdi?

oha aq, yılların sümsüğü selimin yanında at gibi bir sarışın bir de kızıl karı vardı. hakkaten çok güzellerdi. zaten durum absürd, bi gib anlamadığım için mal mal gittim yanına "selim naber" dedim kırık bir ses tonuyla, ne malum belki karılar cigsti aq, kıro gibi girmeyeyim dedim. "kasma kendini moruk, bunlar beyaz rus, kibar olsan da anlamazlar" dedi. ve anlatmaya başladı

"abi sorma. geçen hafta antalya da tatildeydim ki son gün bu karılarla tanıştım. ikisi de beyaz rus. sarışın olan fizikçi, kızıl olan avukat. ama paraları azalmış, istanbula geliyorlarmış bana takıldılar. benim de aklıma sen geldin. bi kaç gün sende kalırız, cikse doyarızi karılar da yere para vermez. bi nevi tavuk çiftliğ projesi yani ehehe" diye yavşak yavşak güldü. oha aq, talih kuşu kafama boşalmıştı..

da son anda aklıma geldi, evde çirkin karı film seyrediyordu. durumu usulca selime anlattım "abi geri zekalı mısın neden sessizce anlatıyorsun, karılar anlamaz." dedikten sonra "abi gidelim eve bunlarla, karı rahatsız olur kalkar zaten dedi. zaten daha iyi bir çözüm gözükmüyordu. eve geldik, kapıyı açtım..

oha karı gitmişti. rahatladım. rus kızlar hemen yayıldı, birer içki koydum 4ümüze de. selim yavşak yavşak amatör rusca cümleler kuruyor, konuyu cikse getirmeye çalışıyordu. kızlar da yavaş yavaş kafa oluyorlardı. ama bu kadar kolay olmamalıydı aq, böyle bir olay nasıl başıma gelir kesin patlayacağız bir yerde diye düşünürken öyle de oldu.
selim sarıyla ben kızılla aynı kanepenin üzerindeydik. bin selim bir bahaneyle ışıkları azaltıp müzik koymuştu. adam gibişin üstedı olmuş aq.. tam o sırada kapı çaldı

az önce gibtiğim çirkin karı elinde poşetlerle geldi. meğerse bakkala gitmiş. bira, çerez, sigara, prezo neyin almış. poşeti bana veri ama içeri girer girmez "bu ne yıaaa bu ne yıaa" diye türk kızı triplerine girdi. kapıyı vurdu çıktı. ben önce şaşırdım ama sonra baktım karıların skinde değil, poşetteki içki ve çerezi servis ettim. tam bir saat sonunda ,herkes kafa olmuştu..

ben kızıl karıyı aldım, içeri geçtim. utanmaz selim sarışın fizikçiyi dillemeye başlamıştı bile, ayı aq ayı. içeride bu kızla öpüştük, soyundu falan ama, beyler yalanım varsa izzet yıldızhana nutella sürüp yalayayım ki, böyle bir vücut yok, porselen aq. bi de nazlı.. neyse, ikinci performansım olduğu için uzun sürdü, gayet güzel takıldık bunla. biraz yanıma uzandı, sonra içeride içki hazırlayayım mı gibi bişi söyledi tarzanca. tamam dedim, ciks hizmet herşey güzel..

bu 5 dak sonra elinde içki şişesiyle geldi. tekila, zütünden mi çıkardı benim zulayı mı patlattı hiç düşünmedim bile çünkü sarışın fizikçiyle girdi içeri. sarışın tam adnan başganın kedileri gibi kıvrıldı yanıma, avukat karı tuz döktü sarının sırtına, tekilayı da doldurdu. oha aq, toplam skoruma bedel bir pompa yapıyordum. sarıyı yaladım, tekilayı içtim. karılar beni araya aldı, ama birden gözlerim ağırlaştı, tam kendimden geçerken "la bu selim muallaksi nerde" diye düşündüm ama çok geçti, bayılmıştım..

uyandığımda salondaki kanepedeydim. üzerimde sadece boxer vardı. siz muallaklerin bobrek.avi uyarıları yüzünden elimi hemen böbreklere attım, sıkıntı yoktu. yan kanepede de selim vardı. ben önce anlayamadım ama selim yan kanepedeydi, çoktan uyanmıştı. uyandığımı görünce "kalk kanka kalk, enlemesine yedik yarra kalk" dedi. ne oldu aq ne var

"abi beni 2 yıldır görmüyorsun tabi. ben bir altın firmasında kurye olarak çalışıyorum" dedi selim. "çeyrek altın mı taşıyorsun amq "dedim. "yok abi öyle deil, özellikle güney afrikadan külçe altın alıp kapalıçarşıya zütürüyorum. çok güzel iş, nefis komisyon var ve herşey legal. sadece riskli. o yüzden bunu veriyorlar dedi ve masaya emaneti koydu. bildiğin beretta aq. "sadede gel aq " dedim, midem bulanıyordu bi de bu sinsi binin anlattıkları başımı döndürdü çok pis. anladımk zütüme büyük gireceğini

dur anlatma dedim, altınları karılar mı aldı? evet abi, kusura bakma seni de bulaştırdık dedi. "neye bulaştırdın aq, külçe altın kaybetmişsin aq bana giren çıkan bişi yok" dedim. "öyle değil o iş, en son bu evdeydik, işverenim sana da sorar bu işin detayını " dedi am suratlı. iş verenin kim dedim, aldığım cevapla hayatım gibildi. burada gerçek adını yazmayacağım ama değiştirerek "ünyeli ismail" diyorum. anlayan anladı. "ee dedim, ne gibim yiyeceğiz"

kızlardan birinin telefonu vardı selimde. aradık. kapalıydı. tam giyinip çıkacaktık ki telefonumda son aranan numaralara baktım "kristina" diye bir numara vardı. karı kendi numarasını kaydetmiş olabilir miydi? selim puştuna da söyledim özetle ve aradım "rusça bişeyler söyledi karşıdaki ama tanıdım, bu benim avukat karıydı. "kristina, nerdesin, ver ar yu?" diye kro gibi bağırdım telefonda. "lalelideyiz arkıdaşlarla, sen de gelsenize" dedi, hiç bir şey olmamış gibi çaya davet ediyordu karı, göz ucuyla selime baktım "evet de evet de" kaş gözü yaptı. "adresi aldım ve çıktık.

uyuyacak kankalar rizörv alın yarın okursunuz anca bu kadar yazabiliyorum alet yavaş. ama bu gece her şeyi anlatıcam, sonu kopuk olayın

yolda gündüz seansında gibtiğim ç,irkin kız aradı "bak seni hiçbişi içın suçlamıyorım, sonuçta böyle şeyler olur, ne zaman istersen tıkılalım tamam mıa" dedi özetle. olayın gerilimiyle terslemedim tabi kızı, rahatlamıştım. olur da başıma bişi gelmezse ciksbadi lazımdı. neyse laleliye gittik, baklavacının yanında giblamen bi kafede buluştuk. bu karı, yanında adam ve bir muallak. fıkra gibi aq. hepsi de rus. adamlardan biri düzgün bir türkçeyle, destursuz şekilde konuya girdi "dostum külçen dün bizim kızlarda kalmış yanlışlıkla. geri almak ister misin" diye sordu. selim olanca yapaylığıyla "tabi abiii, abimizz, ne güzel abimizsin sen, nasıl alabilirim abim?" falan dedi

rus adam "tabi alırsın da, bizim derneğe ufak bir bağış isteriz" dedi. "tabi abi, ne derneği o " dedi, rus adam bir kart uzattı. rusça bir garip yazılar bi de hesap numarası "3 bin dolar" dedi. selim tereddütsüz kabul etti. ben yüzüne baktım "la nası pat diye kabul etti 3bin doları, ne kadar ki külçenin değeri" diye düşünürken içeriden bir laptop bir de kutu getirdiler. laptop ekranından bankayı açtı saf selim, havaleyi yaptı. kutuyu vermeden önce adam tuttu, "kutuyu içeride alırsınız" dedi. selimin rengi attı. adamı takip etmeye başladık. ah aq aptal kafam ah

baklavacının kenarından bir iş hanına girdik. biz içeri girdikçe benim başım dönmeye başladı. "dün bu saatte çirkin de olsa kız gibiyodum, şimdi iş hanlarında zütümüzü ruslar gibecek" diye içimden geçire geçire takip ediyordum adamı. selime baktım, malın oğlu koyun gibi arkasında herifin, yannan varmış gibi havaleyi de yapmıştı. 3 kat çıktıktan sonra mumla aydınlanıyormuş gibi loş bir odada bu dayı kutuyu açtı. külçe mülçe değil, böyle kalıp gibi bişeyler vardı ve üzerinde rusça yazıyordu. "bu ne lan" dedim selime "karıştırma kanka iş karışık" dedi. oç altıncıda çalışsa türkçe yazar kesin illegal bişi diyerek daha beter panik oldum, çözüldüm. "abi ben bu herifi 2 yıldır görmedim bi alakam yok, bırakın gideyim" diye zırladım bu eleman rusça bişiler söyledi arkadaki ayı gibi olan tuttu beni, kaçıcam sandı heralde ötünce.