/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
  1. 168.
    0
    ya huurnun cocugu hadi
    ···
  2. 167.
    0
    Devam devam
    ···
  3. 166.
    0
    Rezzzz çok sardı panpa yarıda bırakma
    ···
  4. 165.
    0
    Rezerved 30
    ···
  5. 164.
    0
    okunacak
    ···
  6. 163.
    +1
    aga seri atsan ya bekliyoruz hala...
    ···
  7. 162.
    +20
    PART18
    Artık herkes tedirgindi herkesin yüzünden anlaşılıyordu defineci bile bi kenara geçip hayretle imamı izliyordu. Ve sonunda imam konuşmasını bitirdi gözlerini kapatıp birkaç şey fısıldadıktan sonra gözlerini açtı derin bir oh çekip "arkadaşlar cin ile konuştum yaklaşık 80-90 yıldır buraya hapsedilmiş sahibi varmış dediğine göre onla anlaşma yapmış fakat sahibi büyücü olacakki cini kandırmış ve buraya tutsak etmiş birinci Dünya savaşından sonra göç eden ermenilermiş galiba bu tünel bu yolların nereye gittiğini bilmiyormuş. Bildiği tek şey değerli bir şey için buraya mahkum edilip koruyuculuk yapmasıymış. Eğer bu büyüyü bulup bozmasaydık girişteki o yılanları daha da fazlası bize zarar vermek için ileride karşımıza çıkabilirlermiş. Şimdi yapmamız gereken son bir şey kaldı bir tutam saç ile büyü kağıdını yakmak" saç işini halettikten sonra imam saçı alıp büyü kağıdına sardı ve iki cümle okuduktan sonra bir anda eli yanmış olacakki kağıdı yere fırlattı kağıt kızardıkça kızardı ve en sonunda mavi bir alev çıkıp yok oldu. işte o zaman yanındakilerde bende imam bile şaşkındı ve hayatımda en çok o zaman korkmuştum diyebilirdim. Kağıt yandıktan sonra dehlize girip devam edecektik derken sanki bozuk bir hoparlörden gelen titrek bir ses bağırarak uzaklaştı ne:
    "Ne olduğunu bilmiyorsunuz insanoğlu,
    Müslüman, sen bilge birisin çabuk uzaklaşın burdan sonunuz olabilir"...
    Yutkunmuştum. Ses sanki kaçan birinin bağırtısydı sanki bir insan değilde bilmediğim hiç görmediğim bir yaratığın sesiydi. Mustafa Aslan ve Mesut bir adam geride çantalarını tutamaçlarına sıkıca sarılmış ve yüzlerinde o korkunç ifade herşeyi özetlemeye yeterdi. Defineci korkudan olacakki feneriyle bir önüne bir arkasına ışık tutuyor bir yandan da duyulacak yükseklikte nas ve Felak okuyordu. imam sakindi birtek, birşeyler anlamaya çalışıyor gibiydi ben ise korkudan ellerimin titremesiyle olaya hakim olmaya çalışıyor ama kimse olmasa ağlayacak durumda olduğumu galşba yüzümden belli ediyordum. Çıkardım mataramı bi yudum su aldım boğazımdan geçmedi. Gittim imama:
    "Ne yaptık şimdi neydi bu susmaya devam etmeyeceksin umarım millete bak korkudan dizleri çöktü anlat artıkta bizde öğrenelim ne olduğunu" diye çıkmıştım. imam sakin bir sesle"evladım bu daha yeni kurtulan cindi galiba ya bizi korkutmak için bize seslendi ya da gerçekten haklıdır bunu devam edersek göreceğiz ben bir şey yapmıyorum sadece yapmam gerekeni yapıp susuyorum. Şimdide siz ne dersiniz ona varım dedi".
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Devammm
      ···
    2. 2.
      0
      devam et sardı baya
      ···
    3. 3.
      0
      Yaz panpa
      ···
    4. 4.
      0
      devam be kardeşim
      ···
    5. diğerleri 2
  8. 161.
    0
    Rez alayim. bari
    ···
  9. 160.
    0
    Rezerve
    ···
  10. 159.
    +2
    Rezerve kardeşim çok sardı
    ···
  11. 158.
    0
    devam panpa hala bekliyorum süper hikaye
    ···
  12. 157.
    0
    Rezervasyon
    ···
  13. 156.
    0
    Rez knk
    ···
  14. 155.
    0
    Rezerve.
    ···
  15. 154.
    0
    Rezerved
    ···
  16. 153.
    +17
    PART17
    imam birden yere çökmüştü ve sessizliği bozan onun ağzından çıkan ve kimsenin anlamadığı sözlerdi. imam biraz daha okuyup sustu. Kimsenin ne olduğundan haberi yoktu galiba arkamda mesut vardı ve sanki heyecandan kalp krizi geçirecekti. imam sustuktan sonra konuşmaya başladı.
    "evet ilk büyü buralarda galiba çünkü bir ses işittim 'geri dönün' dedi etrafta bir büyü olmalı ve koruyucularıyla yakınız galiba sakın korkmayın içinize fesatlık sokmasına izin vermeyin bildiğiniz duaları sureleri okuyun besmele çekin. Bu arada buradaki büyüyü bulmamız lazım" dedi ve defineciye dönüp "büyüler genellikle toprağa gömülür etrafı kazıyın ve birşeyler bulmaya çalışın" dedi.
    Defineci"neye benzer bu büyüler hoca bilip bilmeden kazımayalım hem alan çok dar nasıl bulacağız burda dediğin şeyi"
    imam"hazine için yapılan büyüler genelde çürümesin diye cam şişeye konur çünkü çürürlerse cinlerle olan anlaşmaları biter. Alana gelirsek tam buraları kazıyın çünkü burada birşeyler var birşeyler bana sesleniyor arada hissediyorum çok uzakta değiller"
    Biz olayın çok dışında kalmıştık ve artık korkmamak elde değildi imam hepimizi tedirgin etmişti ama gayet ciddi yapıyordu işini haklı gibi konuşuyordu defineci sırtındaki büyük çantadan ufak küreni çıkarıp imamla kendi arasında imamın gösterdiği yeri aramaya kazmaya başladı. O yoruldukça sırayla yer değiştik kazıdık kazıdık ama yoktu. Ne bir büyü ne bir başka şey derken kürek sırası mesuttaydı ve eli ayağı titreyerek seslendi hoca dediğin şey bu mu?...
    Mesut galiba bulmuştu fakat cam şişe falan yoktu bir kağıt parçası bir kafatasına gömülmüş ve kaç yıldır yerin altındaysa çok pis bir kokusu vardı. Herkes şaşkındı kafatasıda neyin nesiydi. imam aldı eline kafatasını ve "evet aradığımız büyü bu olsa gerek sesler kesildi duymuyorum artık birşey. Fakat bı büyüyü bozmadan gidemeyiz. Bu arada kafa tasına bende anlam veremedim insan kafatası değil belli ki. Neyse bu büyünün ne olduğunu çözmem lazım sonra büyüyü bozup yakarız" dedi ve açtı kağıdı biz ne yazıyor diye bakmaya çalışıyorduk ama bakan ne olduğunu anlamadan kafasını çekiyordu imam büyünün bir cini burada zorla tutmak için yapıldığını ve gelenleri korkutması için ona emir verildiğini söyledi. içimden "bak şu ermenilere cinlere bile hükmetmeye çalışmışlar bunlar ne tür bir insan acep" diye geçirdim.
    imam kitabını açtı ve büyünün bozulması için gerekli şeyi arıyordu 2 3 daki sonra buldu ve kağıt parçasını yere koydu hepimiz hayretle onu izliyorduk hala ağzından anlamadığımız kelimeler dökülüyordu ve imam "kan lazım" dedi...
    "Büyüyü bozmak için kitapta yazdığına göre bir kan ve bir tutam saç teli lazım kanı üzerine damlatıp bağlı olduğu cinle temasa geçicekmişiz ve eğer cin isterse onu kurtarıp saç teliyle büyüyü yakarak ona özgürlüğünü verebilirmişiz dedi"
    Ben artık daha fazla dayanamadım ve "hoca 2 saattir be yaptığını anlamıyoruz ya bize çalışıyorsun ya da bizi tak yoluna zütürüyosun ne kanı ne cini hani cinlerle görüşmeyecektik hani bize görünmezlerdi napacağız hoca bu kadar kolaymı bir cinle temas kurmak ya birşey olursa ne yaparız ozaman dedim"
    imam "evladım ben size yardımcı oluyorum ve farkettiyseniz elimdeki kitaba uyuyorum kendi uydurduğum birşey yok. Kitaba göre büyüyü yapan kişi cini bu dehlize hapsetmiş cin burada ne yaşlanır ne de burdan başka bir yere giderbilirmiş şimdi o cinle temas kurmak için kan lazım diyor çok değil kağıdı az birşey ıslatacak miktarda diyor. Benim abdestim var bozulmaması gerek aranızdan biri versin kanı ya da dönelim diğer dehlize geçelim" dedi. Ve aklım karışmıştı artık geri dönemezdik büyüyüde bulmuştuk imam haklıysa eğer devam edebilirdik. O arada mesut "verin abi bıçak çakı birşeyler verinde parmak ucumdan alalım kanı"dedi defineci çaıkısını çıkarıp sivri ucunu mesutun baş parmağına ufak bir yarık açacak şekilde saplayıp hemen geri çekiverdi imam büyü kağıdını mesutta uzatarak üstüne kanı damlatmısını istedi. Mesut denileni yapıp geri çekilince imam bir anda yüksek sesle bilmediğimiz bir dilde konuşmaya başaldı galiba temas kurmuştu cinle olayı ve ne olacağını bize anlatmasını söylüyorduk ama sanki biz yokmuşuz gibi davranıyor dediklerimize kulak asmıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Cok iyi lannn
      ···
  17. 152.
    0
    Seri yaz bin
    ···
  18. 151.
    +20
    PART16
    Son gün baya ilerlemiştik acemi şansımıydı yoksa başka birşeymiydi bilmem ama bayağı yol katetmiştik. Artık günün büyük kısmında kafamı hazineye yoruyordum.
    En son gittiğimiz günden sonra 2-3 gün uğramamıştık mekana kararımız böyleydi. Benim işim yoktu bugün biraz araştıracaktım mevzuyu. O arada defineciden telefon geldi.
    "Kardeş o günkü fotoğrafların hepsini çevirttim galiba sağlam bir yer bulduk ama burayı bizden önce keşfedenler muhakkak olmuştur. Tünellerin üstündeki o yazılara gelirsek en sağdaki tünelin üstünden kale yazıyormuş (ամրոց) galiba kayseri kalesine uzanan bir dehliz onun solundaki tünelin üzerinde Talas (Թալասի)yazıyormuş büyük ihtimal burası Talas Ermenilerinin sığınaklarıdır
    Onun solundaki 2 tünelin üzerindede 'yüce din adamı mesrop maşrots yazıyormuş (բարձրագույն հոգեւորականը Մեսրոպ Մաշտոցի) galiba buda eski talasın merkezindeki kiliseye giden yol ama emin değilim. Son tünelde ise Ali dağına giden bir yol var galiba" dedi
    Beni yine heyecan sarmıştı fakat o an mantıklı düşünmek için herşeyi bi kenara bırakıp napmalayız dedim kendi kendime. Bu tüneller neyin nesiydi daha önce kayseri kalesinde gezerken duyduğum bir efsaneye benziyordu "kalenin içindeki kale camiinden açılan tüneller ile Kayserinin heryerine gisilebiliyormuş" efsaneye göre. Bu akşam ne olursa olsun oraya gitmeliydik. Hemen Aslanla mustafayı aradım bu gece musaitlerdi imamlada konuştum oda hazırdı mesut ve defineci zaten cepteydi...
    Gece imamı alıp köye geçtim ve Aslanların gelmesini bekledik onlarda gelince mekana geçtik çarşafı açıp aşağı indik fakat bu sefer daha fazla adam lazımdı o yüzden alanlardan birkaç eşya istemiştim.
    +Naptınız getirdiniz mi istediklerimi
    -getirdik getirdik de kameralar pahalıya patladı onu bi ara halledelim.
    +O tamam siz halat merdivenini naptınız o lazım şuan.
    Çantasını açıp büyük siyah bir poşet çıkardı içinde sarılmış halatı açtı ve Mustafayla halatı toprağa çaktılar sağlam olmuşa benziyordu. Artık hepimiz aşağı inip çıkabilecektik. Önce defineci ardına imam ve biz indik mesutun heyecanını hissedebiliyordum. Açtık fenerleri yine imamın eşliğinde yürümeye başladık mustafa ve mesut hayran hayran yürüyorlardı biz ise daha önce geldiğimizden rahattık.
    Dehlizin sonuna gelince Mesutun artık gözleri fırlayacaktı ama haklıydılar şaşırmakta çünkü harika ve etkileyici bir yapısı vardı. Taştan bir su yolu ve tünel girişlerinin kemerleri bile çok güzel yapılmıştı.
    Burada bir karar verecektik. Defineci "bence kiliseye giden iki yola ayrı ayrı girelim. Bölünürsek daha çok şey keşfederiz" imam "iki yoldada büyüler olduğuna eminim ikiye ayrılırsak ben ssdece bir yere gidebilirim diğer grubun başı belaya girebilir" imam haklıydı karar verdik vr hep beraber kiliseye giden ikinci tünele girdik burası geldiğimiz tünelden daha dar ve daha boğucuydu. Tek sıra halinde en önde imam okuyarak gidiyorduk. Tünel uzun olucaktı galşba çünkü köyün eski talasa uzaklığı 2 kilometre falandı ve kilise eski talasta bulunuyordu...
    iyi yol katetmiştik fakat henüz hiçbir şeye rastlamamıştık derken imam birden eğildi ve bir anda hepimiz durmuştuk sessizlik oluştu sadece heyecanla atan kalp atışlarımız yankılanıyordu tünelde.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 150.
    0
    Rez kardeş bende kayseriliyim hikaye yazıyon mu yoksa yeraltı şehrini bulan kişinin hikayesimi beyler hikaye gerçek diye biliyorum
    ···
  20. 149.
    +15
    BEYLER BUGÜN BiTiRECEĞiM HiKAYEYi KUSURA BAKMAYIN DÜN GECE GiRMEYi PLANLIYORDUM OLMADI.
    Rezinizi alın okumaya devam.
    ···