-
26.
0Daracık aranın sonunda karanlıkta gölge gibi görünen bir kaç kişi vardır, ve duvarın kenarında duvara yaslanmış yere doğru süzülen biri, gölgeler tahire bakar aniden. Bakışırlar anlık, ve hızlıca, leşe üşüşen çakalların aslan geldiği anda kaçtığı gibi kaçarlar. Ağır ağır yürür tahir. Yürüdükçe hırıltılı sesler netleşir, ağır ağır nefes almaktadır adam, yürek burkan bir titreklikle. Sırtı duvarda, bir ayağı düz yerde, diğeri bükük. Yaklaştıkça sesi kesilir bu adamın, rüzgar hafifçe esiyor, tahirin saçlarının arasından. Eliyle göğsünü tutan adamın eli, yavaşça kuçacığna düşüyor. Kabullenmek istemez tahir, bu gördükleri olmamalı, yaşanmamalı, bunlar gerçek değil. gözleri dolmadı hiç, hayat bu kadar acımasız değil... yerde yatan... babası değil...
-
27.
0Mahmur gözlerini sonbaharın ilk yağmur damlalarının düştüğü bir gecenin sonunda açar Tahir. Kalkar yatağından, usulca yürür banyoya. Yüzüne çaldığı soğuk su süzülürken, aynaya bakar gözleri kapalı. Bir zamanlar, çok eski değil, çok az önce, sabahları kalkan babasıdır, banyo kapısının gıcırtısı, ve onun ve ailesi için sabahın karanlığında işe çıkan babasının çıkardığı seslerdir bunlar. uyanık olduğu zamanlar, kalkmak istemediği yatağında, sıcacık yorganının altında uyumaya devam eden Tahir, ona bu lüksü sağlayan babasını kaybetmiştir. Dünyanın en iyi babası değildir belki ama, babadır işte. Kalkar sabahları, önce yatak odasının kapısının sesi duyulur, sonra tuvalet, sonra banyo su sesleriyle karışarak, homurtular çıkararak. O güven veren adam, dış kapıyı kapatırken, kapı arkasında bıraktığı anahtarların şıngırtısıdır son duyulan. Işte o zaman gün başlar, işte o zaman hayat başlar. Sakince yüzünü kurular Tahir. Dış kapıyı yavaşça kapatarak anahtarları şıngırdatır. Çükü Tahir, omuzlarındaki yük büyük Tahir, öylece gider babasının izinden..
-
28.
0işte o sabah, her sabahı daha mutlu kılacak, hayatı yeniden başlatacak bir şey gerçekleşir. Aylardır yaşayan bir ölü gibi, onu gördüğü an, ruhu ısınır sanki, o kaybettiği şey, bir umut belki. Gözleri deniz mavisi, saçları uzun, hoş siyah... Gülümseyerek... tam bitti dediğin yerde, başlar yeni hayat. Yaptı alışverişini ve gitti, artık her sabah, onun için açıldı gıcırdayan darabe, ve her gece sabah açılmak üzere kapandı yine onun için. Öğretmenleri geldi tahirin, arkadaşları geldi... ama hiç biri o kadar sık gelmedi, ama hiç birini o kadar çok özlemedi. Özlem... geldi her sabah...
-
29.
0Mahkemede sesi titrekti, ama ağlamadı Tahir. Her şeyi olduğu gibi anlattı. Şaşkındı, selimi aradı gözleri ilk, orda arkada oturuyordu, ondan bahsetti, ama olayın onla bir alakası yoktu, yanındaki yancı çakallardan biri öldürmüştü babasını, nefsi müdafaa dendi, babası bıçak çekmiş dendi, ilk o saldırdı dendi... Tahir inanmadı, ama babası öldüğü zaman elinde olan bıçakta katilinin kanı vardı. Tahir babasının elinde bir bıçak olduğunu hatırlıyordu. Ama hiç böyle bir şeyi düşünmemişti o esnada. Herşey rüya gibiydi. Hiç bıçak taşımayan babası neden üstünde bıçakla gezsindi ki. Katiller cezaevine gönderildi. Ama selim yoktu, ne olay yerinde vardı, ne de sonrasında. Görgü tanıkları olay esnasında selimin kendileriyle olduğunu söylediler, gerçektende oradaydı. Baba selimi sormuş, aniden sinirlenmiş, bunların üstüne yürümüş, bunlarda bıçak çekip ona saldırmışlar. Herşey bir anda olup bitmiş. Hiçbir anlamı yok...
-
30.
0Ne yapabilir ki bir insan, küçük, kanında akan kan deli, ama hayat küçük kardeşinin, baharının gözleri ile tehdit etmektedir Tahiri. Evde bekleyen annesinin nazarı.. Omuzlarında geçim yükü, tek bir kapı. Neyin peşinde koşacak tahir. Madem yol budur, yürümekten başka çare yoktur. Hesap elbet bir gün görülecek, ancak o gün bu gün değildir. Hayat şimdiden intikam yüklemketeydi Tahire. Öyle bir kırbaçtı ki bu, acısı alınana kadar sürecek. Gün geçtikçe güçlenecek bu acı, alınacağı güne kadar kıvrandıracak. Ama sabır bu acıyı silmenin tek yoluydu.
-
31.
0Okul yoktu, gelecek yoktu, artık annesi ve baharı için vardı tahir. Ve bir de... belki de... özlemi için. Aylar ayları kovaladı, kış geldi geçti, bahar geldi geçti, yaza doğru, monoton bir hayata bürünen tahir. Bozulan dolabı tamir etmeye çalışmakla geçen son bir kaç gün. Uzun zamandır görünmeyen özlemini unutmak için bu sefer, belki de bilerek tamir etmediği bir dolap. Açılamamıştı, ne yapsın. Ona ayıracak zamanı mı vardı ki. Kız gelmez tabii, hep korkak, hep çekingen. Aslında muhabbetleri de fena değildi, ne oldu da bu kız uzun süre gelmedi. Özlemişti, bir sakız alıp dakikalarca muhabbet ettikleri olurdu. Gülüp eğlenirlerdi sabahları. Ama güzel kız, ne olacaktı ki, lise mezunu bile olmayan bir mahalle esnafıyla mı olacaktı sanki. Daha hızlı kavradı tornavidayı, sanki tamir etmek değildi niyeti, sanki intikam alıyordu vidadan. Dolapla boğuşuyor, kendi kendine konuşuyordu. Aptal kafa, aptal kafa...
-
32.
0Gelen sesle irkildi... onun sesi.. ok gibi fırladı yerinden, yüzünde silemediği, taze ot görmüş eşşek sırıtması ile baktı bir şey demeden. Yüzünde cennet fışkıran özlem ona bakıp gülümsüyordu. Neler konuşuyorsun öyle kendi kendine dedi. Zor tutuyordu kendini tahir, koşup sarılacak ve bir daha asla bırakmayacak gibi... kıyamıyordu bile bakmaya. Özlem tahirin içinde kopan fırtınardan bihaber, ona doğru yürüdü hızlıca. Gelme kız, gelme, yaklaşma, tutamam kendimi, tutmazsam sarılırım, sarılırsam asla bırakmam diyordu tahir içinden. Hiç bir şey diyemedi. Ne oldu, dilini mi yuttun dedi özlem. Tahir yüzündeki gülümsemeyi silemiyordu. Ah bir bilsen kız... tam bir salak durumunda hissediyordu kendini. Yoo diyebildi ancak, bayadır yoksun da, şaşırdım diye ekledi. Özlem gülümsedi...
-
33.
0Özlem çıktıktan sonra, mutluluktan uçan Tahir, elinde paspas, dükkanı silerken, fırçayla dans ediyordu. Yakışıklı çocuk, hemde çook yakışıklı. Çook zeki, çook yakışıklı. Sen ol diyordu içinden, sen arkamda ol, tüm sorunların üstesinden gelirim. Sen benim gücümsün, sen benim yaşama sevincim, sen benim tutunacak son dalım...
Mutluluğu kapıdan görünen yüzle silindi bir anda. Dondu kaldı, Selim kapının önünde duruyordu, tahir çevik bir hareketle elindeki fırçayı bir kenara attı, dolabın arkasında duran tornavidayı aldı ve hızlıca selimin üstüne doğru yürüdü. Selim yüksek bir sesle dur dedi. -
34.
0T-ulan orspu cocuğu, senin canını alacam, babamı öldürdün bin
S- sakin ol tahir, bi sakin ol
Tahir küfürler savurmaya ve selimin üstüne yürümeye devam etti, elindeki tornavidayı savurdu selime doğru, selim tuttu kolundan Tahirin ve hızlı bir şekilde sakin ol demeye devam etti.
S-vallahi ben yapmadım, hiç bir alakam yok.
T- senin yüzünden ulan bin, ha sen ha o bin evladı arkadaşların
S- vallahi haberim yok, alakam yok, bak bi sakin ol. O kadar da değil, ben uzun süre önce bıraktım o işleri, uzun zamandır gelmiyordum zaten bak.
Tahir çaresiz, selim kollarını sıkıca kavramış bir şekilde durdu. Selim devam etti
S- o gece bunlar bana geldiler, olan biteni anlattılar, bende onlara polise teslim olmalarını söyledim. Başka türlü olmazdı zaten. inan bana çok üzüldüm. Bilseydim bırakırmıydım hiç. Inan bana bırakmazdım.
Tahir ağlayarak Nedeen o zaman diye bağırdı
S- bilmiyorum, yemin ederim bilmiyorum, baban gelmiş, bunları görünce bağırıp çağırmış, bıçak çekmiş, bizimkiler de olayın heyecanıylla bıçak çekmişler. Baban bizim saimi yaralamış, onlarda nereye salladıklarını bilmeden vurmuşlar, kalbine denk gelmiş. Korkup kaçmışlar. Bana gelmişler sonra, işte dediğim gibi, bende polise teslim olmalarını söyledim. Öyle de yaptılar zaten.
T- Defol git burdan, seni görmek istemiyorum bir daha.
S- gideeğim, sadece bil istedim, ben yapmadım, ilgim alakam yok, ve inan bana çok üzüldüm.
Selim yavaşça bıraktı Tahirin kollarını, tahir ağlarken çıktı dükkandan, hızlıca çekip gitti. -
35.
+1vay amk, yok mu lan kimse, kimse okumayınca harbiden insanın yazası gelmiyormuş, yaparım sanıyordum ama yapamıyorum. yok sanıyordum ama benimde bi tabularım varmış amk
-
36.
0okuyom mq
-
37.
0Yaz amq
-
38.
022
22222 -
39.
0Ulan okuyoruz okuyoruz işten geldik güzel de gidiyor bozma
-
40.
0part2- Tahirin sınavı..
başlık yok! burası bom boş!