/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +13
    ifşa olmaması için bazı yer adlarını es geçeceğim. bazı isimler de değişecektir...
    2003 yılında x üniversitesini ailemin zorlamasıyla yazmıştım. ulan ile gittiğimizde ağaç ndıbına birşey yoktu. gez toz sonunda üniversiteye vardığımda neredeyse şehir bitmişti. ilk 3 ay ailem devlet yurduna yazdırmıştı. fazla duramadım orada topuğu koymuştuk. kampüsün karşısı olduğu gibi betonarmeydi. binaların hepsi yeniydi. geneli 4 katlı arada birkaç tane 10 katlı bina vardı. ev sahipleri aidat karşılansın diye öğrenciye evi neredeyse bedavaya veriyorlardı. ben de kafa dengi iki arkadaşımla ki isimleri murat ve ilker (birisi sınıf arkadaşımdı ama diğeriyle kampüste tanışmıştık) bir ev tutmaya karar verdik. sonunda izbe sayılacak bir noktadan ucuza 3 katlı bir binanın zemin katından ev tuttuk.
    ···
  2. 2.
    +12
    2. el eşya satan bir yerden eşyaları aldık. üç yatak birkaç kanepe, mutfak eşyaları falan. nakliyeyi de halledince eve taşımaya başladık. eşyaları eve taşırken kapıda sakallı bir amca belirdi. babam yaşında adam.
    -selamun aleykum gençler, evi tutanlar sizler misiniz? dedi.
    bizim ilker gevşek çocuk biraz. atladı hemen.
    -aleykumselam hacı amca biziz. dedi.
    -dün gece amma da ses yaptınız. böyle giderse işimiz var sizle, dedi adam.
    bismillah, dakika bir gol bir. hiçbir şey anlamamıştık. ilker de öylece kalakaldı. adam tövbe çeke çeke gitti.
    -ne diyor lan ilke bu adam, dün biz burda bile değildik, dediğimde,
    -gibtir et, öğrenci düşmanı muallakler, dedi.
    olayı tam idrak edememiştik ama komşuların öğrenci sevmedikleri her halinden belliydi.
    kış iyice bastırmıştı. hacı dayının ses diye neyden bahsettiğini sonradan anlayacaktık.
    ···
  3. 3.
    +10
    ev zemin katta, kot farkı zaten taktan, kar evin penceresine kadar dayanmıştı. üniversitede dersleri falan sallamış bazen derse gidiyoruz çoğu zaman sallıyorduk. yine en dirayetlimiz murattı. evdekiler halen beni yurtta biliyor ben de durumu çaktırmadan idare ediyordum.eve taşındığımızın üzerinden 1 ay geçmişti, 1 ay diyorum çünkü kirayı ödemeye gitmiştim ev sahibine oradan hatırlıyorum. dönüşte içicek birşeyler alıp eve geldim. birşeyler atıştırıp tv karşısında uyuklarken içerden su sesi geldiğini farkettim. ya üst kattan geliyor ya da bizimkilerden biri açık unutmuş diye düşündüm.
    -lan ilker git şu su sesine bir bak, dedim. ilker mızmızlandı biraz ama sonra giberim yapacağınız işi deyip kalkıp içeri gitti. gitmesiyle dönmesi bir oldu. suratı bembeyazdı.
    ···
  4. 4.
    +7 -1
    -ne oldu lan ilker, diyorum ses yok.
    -lan bi ses ver diyor, murat, ona da bir şey diyemedi. iki üç dakika sonra güç bela ağzından,
    -içeride, banyoda, diye kelimeler döküldü ağzından.
    ···
  5. 5.
    +8
    muratla birlikte banyoya doğru ilerledik. içeriden su sesi geliyordu. yavaşça kapıyı araladım. o anda tükürük adeta boğazıma yapıştı. sakallı takkeli bir amca lavaboda abdest alıyor. adamın teni teneke peynir gibi beyaz. adam hiç bize aldırış etmeden abdesti bitince aramızdan sıyrılıp salona geçti. tek bir kelime, bir hareket bile yapamadık. zorla arkamı dönüp murat'a baktım. çocuk gözlerini sımsıkı kapayıp duvara yaslanmış. ulan şimdi düşünüyorum, gözünü kapayınca geçti mi adam, yok mu oluyor. bedenim titriyor ama dönüp murat'ı sarstım.
    -lan murat,
    -abi kaçalım evden dedi.
    dedi de, kış etraf gece, tanıdık yok bi tak yok. nere kaçacan. beyne azıcık kan gitmeye başlayınca mantık da yerine geliyordu.
    -gel lan kimdir nedir adama bakalım dedim.
    murat titreye titreye kafasını salladı. tamam bakalım dedi. ilker içeride öldü mü kaldı mı onu da bilmiyoruz. çok kişi iyidir diyerek ilker'i de yanımıza almaya karar verdik. belki de bize birşey olacaksa ona da olsun diye mi düşündük bilmiyorum. ark arkaya sıralanıp salona doğru ilerledik.
    ···
  6. 6.
    +5
    salonun kapısını açtığımızda, sakallı amca halının (halı dediysem eski püskü birşey) ortasında namaza durmuştu. tırstık. içeri mi girsek kaçsak mı diye düşünürken dayı ortadan kayboldu. O gece sabaha kadar ne uyuyabildik ne de konuşabildik. aileye veya başkasına da anlatamazdım zaten eve çıktığımı da bilmiyorlardı.
    ···
  7. 7.
    +5
    olayın üstünden bir hafta geçmişti. amca her ne ise bir daha gözükmemişti. biraz rahatlamıştık. cinden tut ruh bilmem ne herşey aklımıza geldi. hatta murat "ulan adam acaba binada oturan biri miydi?" diye bile sordu. ama kimse adamın ortadan nasıl kaybolduğu konusunda net bir şey söylemiyordu. çok sonra ilker bir şeyi farketti. namaza niyaza çok düşkün değildik. salonun ortasında durup en yakın camiye göre kendinden bir hesap yaptı. sonra bize gelip adamla ilgili birşey dedi.
    -abi bu herif namazı kıbleye dönüp kılmamış.
    ···
  8. 8.
    +5
    muratla birbirimize bakıp durduk.
    -eee dedi murat. buradan ne çıkarmamız gerekiyor.
    -lan adam ... yönüne göre namazı kılmış. (yön ismini vermiyorum, olaya hakim olmayanlar farklı yorumlamaması için)
    biz o zamanlar tam anlamadık durumu ama sonra karşılaştığımız olaylarda ve araştırmalarımızda adamın neden oraya yönelip kıldığını anlayacaktık.
    ···
  9. 9.
    +6
    bigün hava iyice bastırdı. bir iki kitap kalem alıp kampüsün yolunu tuttum. kapıda taşınırken bizi kalaylayan adamla karşılaştık. herif dövecek gibi bakıyordu bize. ders çıkışı kampüste arkadaşlarla takıldım. akşam 10 gibi eve vardım. o gün murat ve ilker'in dersi ya yoktu ya da okulu asmışlardı. eve girdiğimde ikisinin de suratı bembeyazdı.
    -ne oldu lan? dedim.
    -gel gel anlatacaklarımız var, dedi ilker. işin taku çıkmıştı.
    ···
  10. 10.
    +4
    murat anlatmaya başladı.
    "sen okula gidince biz biraz safsakladık. zaten gece geç yatmıştık. sabah dedik bir kahvaltı yapalım. hazırladık çayı falan. yere sofrayı kurduk. ben çayı getirmeye gittim. ilker içerde. geldim ilkerin yanında bir adam. bizim sakallı dayı. peynir zeytin yiyor. çaydanlığı devirecektim neredeyse. güç bela yere koydum. adam bize bakıyor biz adama. herif umarsamıyor bile. tıkınıyor. bir ara durdu, dedi gençler yesenize sizin için sofra kurdum"
    ···
  11. 11.
    +4
    -ulan sofrayı siz kurmadınız mı dedim.
    -biz kurduk ama herif sanki kendi kurmuş da bizi davet etmiş gibiydi. ben de öyle dedim. dayı burası bizim evimiz sofra bizim. sen kime ne bağışlıyorsun. adam ne dese beğenirsin?
    -ne dedi, diye sordum.
    -burası benim evim, siz benim misafirimsiniz, istediğiniz kadar kalın. ama vaktiniz geldiğinde gidin.
    -eee?
    -eeesi adam abdest alacağım öğlen vakti geliyor dedi banyoya gitti su sesi var. ses bitmez. on dakika yarım saat ses hala var. tırstık amk banyoya da giremedik. neyse sonunda açtım kapıyı baktım lavabo şarıl şarıl akıyor. ne dayı var ne kimse.
    ···
  12. 12.
    +6
    vizeler yaklaşırken gece ders çalışmalar başladı. dayı yine kayıptı. herkes tv olan odada pinekliyordu. bir arkadaşımda gelmişti eve. sözde ders anlatacaktı ama mavraya sarmıştık. gece 1 gibi çay demlemiştim, ihale atacaktık, yanına iyi giderdi. mutfağa demliği almaya giderken banyodan su sesi geldiğini duydum. bir anda aklımda dayı belirdi. başka ses yoktu ama su sesi acayipti. içeride misafir çocuk da vardı. ne anlatsak anlamazdı. aklıma geldi. ya dayı çıkıp gelirse odaya? o anda nedendir bilmem banyonun kapısını dıştan kilitledim. çayı alıp geldiğimde ilker ve muratın bakışlarında da aynı ifade vardı. o ses ondan mı geliyordu?
    ···
  13. 13.
    +4
    daha çayları koymadan bir patırdı koptu banyodan. herkes yerinden fırladı. içeriden biri "açınnn!!" diye bağırdı. banyonun kapısını sanki onlarca el yumrukluyordu. birsen yumruklama sesi banyonun duvarlarına sıçradı.(bir duvarı bizim oturduğumuz duvarla birleşikti) arkadaş "o ne be" diyebildi.
    -bizim üst kat komşunun deli oğlu, dedi fırlama ilker. (çok zekice söylemişti. sonradan kendisi böyle bir durumda söylerim diye düşünmüş böyle bir cevabı, artık ne kadar doğruysa)
    benim arkadaş tırstı. ben kaçar abi, durmam bu evde dedi. kitap mitap ne varsa bırakıp kaçtı evden. dayının ses hiç çıkmıyordu ama yumruklama da bitmiyordu. bir süre açmadık kapıyı ses kesilir umuduyla ama bitmedi. titreye titreye çevirdim anahtarı. kapı açıldığında içeride kimse yoktu. sadece akan suyun sesi kalmıştı.
    ···
  14. 14.
    +4
    sabaha kadar aynı odada kaldık yarı uykulu yarı uykusuz sabah uyuyakalmışım. vize saatine güç bela yetiştim. murat uyuyakalmıştı. zaten murat'ın üniversiteyi bırakmasının fitilinide bence bu olay yaktı. sonrası çorap söküğü gibi geldi.
    ···
  15. 15.
    +5
    murat'ın dengeler gitgide bozulmaya başlamıştı evde. ilker yine rahattı. ben de biraz dengedeydim ama murat geceleri korkarak uyanıyor, en kısa sürede evden gideceğini söylüyordu. ilk tatil zamanı herkes eşyalarını toplayıp memleketlere yola koyulduk. 1 hafta kafayı iyi dinledim. telefon açıp millet ne yaptı sormadım. böylesi daha iyiydi. herkes geri döndüğünde murat'ın bize anlatacakları vardı.
    ···
  16. 16.
    +3
    murat başladı derdini anlatmaya.
    "eve gittim. annemlerle falan oturduk lafladık. kafaya koydum konuyu açacaktım. nereden nasıl girecektim bilmiyorum ama bir şekilde anlatacaktım. hele ilk günü bir atlayım dedim. demez olaydım. gece uyku tutmadı. yatakta dönüp duruyorum. susadım su içmeye kalkamadım korkudan. sonra çişim geldi. sık sık patlayacağım. korka korka kalktım. tuvalete bir girdim kimse yok. kalbimi rahat tuttum. dedim k... olan k... kaldı. burada birşey olmaz diye. sonra su içmek için mutfağa girdim. suyu doldurdum. oradaydı da ben mi görmedim sonradan mı belirdi bilmiyorum. adam cübbesiyle sarığıyla mutfak masasının yanındaki sandalyede.
    -bi bardak da bana kat susadım allah için. dedi.
    çığlık atmamla adamın kaybolması bir oldu. ev halkı toplantı. başladım çocuk gibi ağlamaya. onlar anlamadı olayı. anlatamadım da. ne desem deli damgası vururlardı. bardak falan paramparça yerde. sinirlerim bozuk dedim. kapattım olayı."
    ···
  17. 17.
    +3
    ilker dedim sen gördün mü bişi?
    yok abi, niye göreyim dedi.
    -murat sen korkudan azıcık haal görmüşün birader. adamın ne işi var evinde. herif eve musallat olmuş baksana. bizi niye takip etsin.
    kimseden ses yok. ilker biraz pis pis güldü.
    -ne oldu lan niye gülüyorsun dedim.
    -bacanak bu herif bizi sonunda giber dedi.
    bu da mı kafayı yiyordu sallamıyormuydu anlamadım. gerçi ilker rahattı ama bu olay karşısında nasıl rahat olunurdu.
    ertesi sabah murat namaza başladı. ilker'le ben şok olmuştuk.
    ···
  18. 18.
    +3
    murat namaz kıldıkça dayı görünmedi evde. herhalde namaz kılınca yaklaşmaz diye düşünmeye başladık. arkadaş tamam din, iman zayıf ama kafir de değildik ki. cumaları falan kaçırmazdık. ama bu denge hoşumuza gitmişti. ilker'e dedim karışma kılsın namazını. bir ay kadar dayı görünmedi ortada. finallere yaklaştığımız bir gün, üst kat komşumuz (ismi ibrahimmiş, ibrahim amca falan diyorduk ama cins adamdı, taşınırken da tartışmıştık) sakallı dayımızla karşılaştım. elimde bir paket vardı.
    -gençler bunları size hazırladık. öğrenci adamsınız, yiyin için diye verdi paketi.
    bayram değil seyran değil enişte niye öpüyordu amk. neyse yiyeceğin kötüsü olmaz deyip eve attım paketi. içinde ne var bakmadım. akşam gelince erzakları çıkardık.
    ···
  19. 19.
    +4
    ekmek, peynir, makarna falan vardı içinde. bir de bir kumaş parçasına sarılmış tuz vardı. valla ne varsa iki üç günde yiyip tükettik. Tuzun kumaşınıda masaya bez yaptık. herşey o gece baştan başlayacaktı. murat yatsı namazına durmak için salona gitti.ben de evde dolanırken gözüm murat'a takıldı. secdedeydi. az sonra tekrar baktım hala secdedeydi. Ulan dedim bu hiç ayağa kalkmaz mı? murat da ışığı kapatıp kılardı namazı. Biraz dikkat edince murat'ın titreyerek ağladığını gördüm. ne yapıyorsun diye adımı mı atar atmaz onun bir iki adım gerisinde ... yönüne namaza durmuş dayıyı gördüm. murat korkudan secdeden kalkamazken ben de kapının girişinde kalakaldım.
    ···
  20. 20.
    +2
    adam kaybolmuştu tekrar. o kadar uzun süre sonra neden gelmişti anlayamadık. hiçbirimizin aklına üst kat komşumzun verdiği yemeklerle bir bağlantısı olup olmadığı gelmemişti. kafada farklı senaryalor vardı. ilker her zamanki gibi rahattı ama murat gitgide kopmaya başlamıştı. durup durup bana
    -acaba namazı yanlış mı kıldım diyordu?
    -yok oğlum ne alaka, diye teselli etsem de aklıma da gelmiyor değildi. içimden dedim "sanki kendim çok imanlıyız ya." ama aklıma da bu cübbeli dayının kıble diye durduğu yön takılmaya başlamıştı. bu işte bir terslik vardı.
    -ne yapacağız diye sorduğumda, ilker manyak bir cevap verdi.
    -ben yapacağımı biliyorum, kudurtacam puştu!
    murat'la ben bakakalmıştık.
    ···