başta böyle bir niyetim yoktu, sadece yiyecektim ama olmadı. elimi ekmeğe attığımda doblo'nun kapı sesi misali gelen tok sesti ilk uyaran. kan dolaşımım hızlandı, göz bebeklerim büyüdü. okşamaya başladım ekmeği. yaladım. dişledim. sonra ters çevirip tam ortasını yuvarlak şeklinde kopardım. sonra üstüne tereyağı sürdüm aksesuar niyetine. ımmyeah seslerini çıkardığını hayal ediyordum ekmeğin.
bunun yapan fırıncının da aklından bu geçmiş miydi acaba? belki de sabaha kadar tüm fırın çalışanları ekmek gibiyorlardı. biraz da bunu düşündüm. daha da tahrik oldum.

ardından aklıma daha ilginç bir fikir geldi. fantezi dünyamın ilham perileri kafamın içinde slalom yapıyorlardı. bakkala gidip sıradan çinko karbon ekmek aldım. bakkalla pek göz göze gelmemeye çalıştım. eve döndüğümde, taş fırın, masanın üzerine uzanmış bekliyordu. keçeli kalem buldum. ikisine de ağız çizdim. bunları öbüştürmeye başladım. hayvan gibi öbüşüyorlardı. çıldırıyordum. taş fırın ekmeğini deldiğim yerinden bir güzel gibtim. ardından sigara yakıp ekmeklerle sırayla döndük.

uyuyakalmışım. gözlerimi açtığımda ne göreyim! taş fırının teryağına ve yapay vajinasına karıncalar doluşmuştu. hayranlıkla izledim. "amımda karıncalar raks ediyor topkeeek" dediğini hayal ettim. içindeki karıncaları çatırdata çatırdata bir güzel gibtim. kendime hakim olamıyordum. bu karmaşık ciks ilişkisinde bakkal ekmeğinin çok masum kaldığını düşündüm. elimle ağzını bir güzel ayırdım. öbüştük. ekmek bu işlerden anlıyordu. sonra nedendir bilinmez, alıp ekmeği anüsüme sürttürmeye başladım. kabukları acı veriyor, zütümde parçalanıyordu. ekmeğin boşaldığını tahmin ettiğim bir an durdum ve sigara yaktık. neredeyse hiç kabuğu kalmamıştı. çıplak bir oğlan gibiydi. yine tahrik oldum.

buzdolabın iki şişe bira, 3 tane de bardak aldım. doldurdum bardakları. hepsini ben içtim. ortada ben, yanımda iki ekmek olmak üzere 3 kişi yatakta yatıyorduk. ilham perimden pm aldım. tuvalet tasının içine bira döktüm. çinko karbon ekmeği içine daldırıp ıslak kısmının hafif hafif yoğurdum. tahrikime tahrik katıyordu. baklagillerden tahrik olacağım hiç aklıma gelmezdi. ıslak kısma gereken kıvamı verdikten sonra, oranın bir ağız olduğunu hayal ederek penisime geçirdim. ıslaklık sayesinde gereken hissiyatı yakalamıştım. cork cork diye ses bile geliyordu. sanırsınız domuz gibiyordum. nimet gibtiğim için bir an kendimi ayıplayacak gibi oldum. ardından insanın da bir nimet olduğu aklıma geldi ve rahatladım.

uykuya dalacağım sırada taş fırın beni dürttü. ya da kafam üzerine düştü, bilmiyorum. bu haraketinden gibilmek istediğini, yarrağa doymadığını, onun dıbını zütünü dağıtmamı istediği gibi mütevazı anlamlar çıkardım. koymuyordu artık ona. pipim falan vız geliyordu. deliği kocaman olmuştu. fantezi perileri jokerimi kullandım ve güzel fikir verdiler. önce cigarettes after sex şarkısı eşliğinde ciksi ciksi dans ettik. dans ederken hafif yalaştık. eli sürekli şortumun üzerinden penisime gitse de sabretmesini kulağına fısıldadım. ardından çinko karbon ekmeğin corklattığım yerine kolumu soktum. açtım vantilatörü. ıron man misali geçtim karşısına, kaldırdım taş fırını, lak lak sokmaya başladım kolumu. ben soktukça çığlık atıyor, soktukça dağılan am züt parçaları vantilatör katkılarıyla etrafa dağılıyordu. bu ciksten sonra ortadan ikiye ayrılıp ölmüştü.